26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ve geriye dönüş ize Osmanlı devrinden kotü bir mira* katmıstır. Osmanlı iktidarlan, bir meseleye çözüm yolu bulmak için, her »eyden önca yetkili kisüeri arar. onları bir araya getirir, kurullar toplar, ve ancak bu kurullarda verüecek kararların yüriitüleceğine söz verirlerdi. Ama, bu kuruüarın ijlerini bitirip dağılmalarından sonra. gorüşülen hususlara aykın düjiincelerin gerçekleştiği sık sık görulurdü. Hacettepe Üniversitesinin kurulması kanunu da. böy> oldu. Bu konuda geçen olaylan özetleyelim: 17 Mart 1966 günü idi. Milli Eğitim Bakanlığı, üniversıte Rektorleri ie iktisadi ve Ticarî llimler Akademileri Reislerini, iki temsilci üye ile Ankarada topladı. Bu topiantıya, îstanbul Akademisini temsi! ctmek üzere Reis ile birlikte üye olarak katılmıştım. Tam saat 10 da, elliden fazla öğretim üyesinin toplandığı salonda, eski Milli Eğitim Bakanlarından Orhan Dengiz, bir açış konuşması yaptı. Bu konuşmaya göre, bizlerden yeni açılacak unıversite tipl»rinin ve yerlerinin tesbiti isteniyorâu. Ayrıca, 10 yıllık yüksek öğretim ihtiyacı için, gerekli tedbirlerin bulunması ile de gdrevlendiriyorlardı. Eski Bakan, açjj konusmasını su sozlerle bıtırmışti: ÜnİVerSİIeSİ I Ahmet Kutsi Tecer'in arkasından Vedat Nedim Tör * lnsan bir yaştan •onr&, dostlannı blr bir kaybettiVçe, y*lnızlaştığinı daha. çok duyuyor ve içine bir garipliktir çöküyor. Hele ölenler, kendisinden daha genç iseler, kaderin bu haksulığı, bu yolls bUmezüğl k*rşuında bir nevi suçluluk duygusuns, da kapıliyor. Tecer'e Safa Ş. ERKUN hmet Kutsi Tecer'in âman sız hastahğuıı son UNESCO toplantısmda duymustuk. Acı haberi gazetelerde okuyunca, kaiamda, çağrışım dizisi içinde acıtath anıiar canlandı. Yahya Kemali, Rumelihisan sırtlarmda toprağa vermijtik. Cena den dönüyoruz. Arabamda yanımda Ahmet Hamdi Tanpınar ve esim. Üçümüz de üzüntülü.. Der ken. Tanpınar bir anısını anlatıyor: Yine böyle bir gün, Ahmet Hâsim'm cenazesinden donüşte, Yahja Kemal'e uğramıstık, diyor. Bizlere: «Bugün hava da yağmurluydu. Herhalde cemaat çok kalabaiılc olmamıştır, deği] mi?» diye sormuştu!. Tanpınar'ın ağzından, hocasına ait anlarelı bir anı. Bu yük adamların bilmediğimiz yonü. Prof. Reşat KAYNAR Â B « Hükumetimiz, miHî eğirhn problemleri ve eaIısmalarını pollfikanm üstünde ve dışında tutmağa azimli \e kararlıdır. Bu konuda memleketimizin en güzide ilim adamlannuı raüfalâalarına başvurmayı en onenıli bir prensip olarak kabul etmek istiyoruz. Bu bakımdan hazırlıyacagınu raporun bizim için değeri buyuk olacaktır.. Toplanümız iki gün sürdü. Bu konuda ilmî esaslara dayanan. tartışmalar yaptık. İki ay sonra tekrar Ankarada topiantıya çağrıldık. Bu arada seçılen komısyonun verdiği raporu da. inceleyip goruşlerımızi belirttıktea sonra dağıldık. rafından bef yıl için v* üç defadan fazla olmamak üzere birer yıl süre il« seçümektedir. Bunun iki sakıncası vardır. Biri, rektör «eçimini, genel ı e çimden iki dereceli secime doğru geriletmiftir. Öbürü, rektörün düsürülmesi, Senatodaki nnırlı kisilerin iradelerine terkedümi{tir. Bu durunıa gör», rektör dilediğin» nimetler yağdıracak, fakat rektörü düsürmek hususunda »enatoda anlasabilen sayılı senatörler çoğunluğu da. bir rektörü istediği zaman düşürebilecektir. Göriilüyor ki bu kanun üniversite organlan arasındaki dengeyi altüst etmektedir. Halbuki bu gün yürürlükte buîunan 4936 sayılı Üniversiteler Kanunu 21 yıllık bir uygulama süresi içinde bu dengeyi mahkeme kararlarmm ve üniversite içtihatlarımn ışığı altında kararlı bir hale getirmis hulunuyordu. (3 Dördüncü maddenin üçüncü fıkrasına gore, fakültelerin mall ve idarl özerkliği kaldırıl mıstır. Fakültelerin v» üniversiteye bağlı bütün kurumların itâ âmiri rektördür. Bu tnadde, ilim serbestisini ve araştırma hürriyetini rektörün tahakkümüne bağlıyacak ve üniversitede imtijrazlı kisilerüı yer almasuıa yol açacaktır. B Yedinci maddeyt göre, hiçbir ünivemtenin sahip olmadığı yetkiler Hacettepe Üniverritesi Rektörüne verilmek «uretiyle Üniversiteler arasındaki kuvvetler dengeyi de bozubnuftur. ŞöyU ki: A) Hacettepe Rektörü, Arttırma v* Eksiltane Kanununa bağlı değildir. Dilediği i | adarr.ına injaatı, makine ve tesisatı yaptırabiür. B) la adamlan ile v e müteahhitlerle yaptıgı sözleşmelerin uygulanması sırasında tâdil zorunluğu olursa, Muhasebei Umumıye Kanununun 135. maddesine bağlı değildir. Keyfine gore is adamları ile gerekli tadiller yapmağa yetkilidir. Diğer üniversiteler ise, bu maddelerle bağhdırlar. Bu dunım, üniversiteler eşitliğme darbe indirmekte dir. Hacettepe Rektörü, inşaatını, tesisatuu dilediği gibi yapacak, öbür rektörler ise, bu imtiyazlardan yoksun kalacaklardır. C> Bu derece geniş yetkilere sahip olan rektör, bu kanuna göre sekiz yıl rektörluk makamında ve sekiz yıl da önceki rektorlük işlerinde hizmet görebilecektir. Yani 16 yıl rektorlük işleri ile meşgul olabilecektir. 16 yıl bu işlerde çalıştıktan sonra, tekrar ilim kariyerine dönmesi imkânsızdır. Şu halde üniversitede, bir YONETICİLER sınıfı nın kurnlmasma yol açılmaktadır.. Bİ Sekizinti maddenin bırinci fıkrasına göre, «Hacettepe Ünlversitosi ile ijbirliği vapılmasına karar verilen kurumlardan alınan öcretler öğretim ııyelerinln ve öğretim yardımcılarının bu üniverBiteden alacaklan üniversite taztninatlarına halel getirmlyecektir.» Bu hükümden anlaşılmaktadır ki. Hacettepe Üniversitesi.yahut bagka bir deyişle REKTÖR,yerH ve yabancı kurumlardan bağışlattıracağı paraları, hangi öğretim üyesini zengin yapmak isterse, ma ihsan edebilecektir. Kj Bu üniversitenin merkezı Ankaradır. Demek ki, bir de bu merkezin çevresi olacaktır. Bu çevre içmde her alana el atılacak ve Üniversiteler Kanunu ile işleyen normal ünıversıtelerimiz, bir bunalıma tioğru itileceklerdir. I nl görmek, O'nan en büyük mntlaluğu i d i •••• •••• •>•• «•*• •••• •••' ••• •••' Kutsiciğin öldüğiina pazartesi günü radyodan, sabah haberlerini dinlerken, öfrendiğim zaman, ono üç rün once, Gureba bastaha nesindeH füneşli, sıcak odasında, kan ter içinde, sapsan, upuzun. dalgın uyurken, birden göz lerini açıp bana diktiğini ve «Uyandm mı kocBCiğım?» diyen kanaına, acı bir gülümseme ile «Evet, Vedatı görmefc için..» diyeblldiğini batırladımNe iri gözleri varmış Kutsiciğin: Her zaman, kaltn camlı gözlüklerinin arkasında kalan, fakat o gün göziüksüz oldugu ve erkek yuzu zayıfladifı için de büsbütün bUyütnüş görünen çıplak gözlerinl, o büyük sarı bebekll gözlerinl, simdi de, saakl gözlerim« mıhlanmış gibi, oanlı ve ışıklı göriiyorum. ::U •>•• Eski Osmanlı hastalığı er şeyden ötıce, kamu oyuna su noktayı belirt• mek isterim ki, bu toplantıdaki konuçmalarda ve verilen kararlarda, Hacettepe Üniversitesinin kurulması asla bahis konusu olmamıştır. Hattâ, Hacettepe tipinde rektör tahakkümüne yol açan ve kuvvetJer dengesizliğine meydan veren böyle bir tiniversite kurmanın tam tersine, yeni kurulacak üniversite tiplerınin de. Üniversiteier Kanununun getirdıği düzen içinde kurulması, büyük çoğunlukla kararlaştırılmıştır. Demek ki, ilim adamlannı aylarca çalıştırarak meydana getirilen çalışmalar, değerlendirilmemiş, yüksek öğretim yetkililerınin tartışmasına bile değer vermedikleri bir teklif kanunlaştınlmıştır. îşte Osmanlı Imparatorluğundan bize geçen bu hastalıgm etkileri, Hacettepe Üniversitesinin kurulmatında açıkça görülmektedir. O kadar baisiz ve tükenmlşti ki, daha fazla konuşamadı. Gözleri kendiligüıden yavaşça kapandı ve başı yana düatü. Ve ben, agilip osu geniş ve temiz airundan öptüm. Meğerse bu, bir sesslz vedalaşmak mıs... hmet Kutsi Tecer'in silr, tiyatro v» foliclor dünyamızdakl ölümsüz kisiliğinden öte, bir de öylesine insan ve dost yanı vardı ki, onu ancak yakından tanınus, onunla uzun süre «hemhal» olmus olanlar tadına erebilmislerdir. Eski Türk evlerinde ol tiuğu gibi. O'nun da ruhunun dört duvan arkasında bir «iç avlusu» vardı ki, ancak oraya girebilenler Kutsi"nin rahatlatıcı, ferahlatıcı serin ve temlı havası İle karşılastrlardı. En telaşlı, an heyecanh anJanfflda bile, O dev cüssesiyie, gözlüklerinin arkasindan gülümseyen gözleriyle odama «Haydi bakaIım, jsmarla simidimle, çayımı..» diys girdi mi, sanki rahatlatıcı bir hap yutmuş gibi gevşer ve durulurdum. O agır tempolu sesinia öylesine yumusaJc, tatlı, âdeta okşayıcı bir tonu vardı kl, bayagı bir ruh masajı gibi, insam huzura kavustururdu. O'nunla bunca zaman beraber yasadık, beraber çahştık, beraber tarüştık ta, hiç ama hiç .dengesiz bir anrnı görmedim. tnsanı daim» saygıya çagıran ölçülü, tem kiali, frenli bir hali vardı. Büyük bir idealistti. En büyük niyası. uluslararası sanat ve kültılr dünyasında folkloir varlıic larmuzı yaratıcı bir guçle işleyıp A ları yanında; bence Tecer'i ssd üstün ve ayrınülı yapan guç; ondaki temiz ve katıksız ulus sevgisi idi. Ulusu kendüıden çok seven bır sanat kahramanı. Yaptığı ıs, verdiği yapıt ne olursa olsun; kendısıni her seferinde silmeyi başarabiimış bir adsız er. Sanırım, kendi çıkarını çok seven, kişisel a maçlar ardmda koşan gunumüj kişılerüıin, Kutsi Tecer'den alma ları gereken en önemü ders, bu • dur. degerlendirerek «yüksek ltibarlı» bir milîet olmamızdı. Ahmet Kutsi Tecer, bu idealin Kerçeklesmes) yolonds, Halk Evlerinde, UNESCO'da, çeşitli kontrelerde, semiaerlerde, derneklerde, Konservatnarda, Güzel Sanalar Akademisinde derin etkili çaIısmalar yaptnıs. aktif bir toplum adanuydı da... Onsuz kalan sanat ve kültür dünyamızda büyük bir boşlufc açılmıştır. Onu dainıa büyük bir acı ve rahmetle anacafız. Ahmet Kutsi TECER rumm Rektör tahakkümü ve kuvvetler dengesizliği imdı üniversitenin kurulması hakkmdakl kanunu, 5nce genel bakımdan ve ardından da bir kısım hükümlerini ayrı ayrı eleştinneıc sure tiyle. özel bakımdan inceleyelim. Genel bakımdan bu kanun, üniversitelerimizin ermış oldukları gelismeyi geriye döndüriicü bir nitelik taşımaktadır. Zira 1946 yılında Üniversi teler Kanunu ile kurulan ve organlardaki kuvvet dengesine dayanan denetlemeli demokratik düzen yerine, 1946 dan önceki rektör tekeline doğru geriye donülmüştür. Ne gariptir ki, demokratik Türkiye Cumhuri Teti Parlâmentosu, antidemokratilc ve belli bir kiçinin omrüne ve yaşantısına bağlı bir üniversite kurmuştur. Kanunun genel olarak görünüsü budur. Sonuç ••• ••• • ••I • •• • •• • •• • ••I • •• • ••I •••< • ••I • ••< • •*' • ••I :::: •••• •••• ::: ukarıdaki açıklamalarımız göstermektedİT ki, acettepe Üniversitesi Kanunu, 1946 da yapıl«n Üniversiteler Kanununun, ilim serbestisini sağlamak amacı ile getirdiği objektif sistem yerine, rektör tahakkümüne ulaşacak sahsî bir sistem getirmektedir. Üniversitelerimizde ilim hürriyeti ve arajtır ma serbestisi, karar ve yürütme organlannın birbirlerini denetlemeler yoliyle teminat altına aknmış ve böylece üniversite organlan içinde belirecek anunun bir kısım hükümlerini ele alarak göz istibdat hareketleri önlenmişti. • den geçirirsek, bu üniversitenin kurulmasmda Anayasamızın 120. maddesi, ilim hürriyetini rektor tahakkümünün nasıl adım adım gerçekleşhem içe, hem dışa karjı koruyan bir maddedir. Bu tırildiği görulecek ve organlardaki kuvvetler denmaddenin ruhu budur. Bu bakımdan üniversitelegesizlıği yüzünden beliren tehlikeler, açıkça anlarimizin kanuna karşı Anayasa Mahkemesinde dâva açmalan isabetsiz sajılmıyacaktır. Açılacak dâfilacakür. Bunlan sıra ile gösterelim. Q Üniversiteier Kanunu, rektörün iki yıl va, Anayasa Mahkemesince kanunun sözüne bağlanmak dolayısiyle reddedilmiş olsa bile, tarihi da bir defa ve bütün fakülte profesörler kurullabir görev yerine getirilmiş olacaktır. Bıında say rmın ortak topîantısı ile seçileceğini emretmektedir. makla bitmez faydalar vardır. Hacettepe Üniversitesi Rektörü ise, yalnız Senato at »fi îmtiyazlı Üniversiteye doğru iiii •SSSi •••••••••••*••••••<•• ••••«••••••«••••••«••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••ataı *«*•••••••••«*••••*••••••••••*••!••*•••••*•••••••*••••İ••••••••••*!••• ••••••••«••••••••••••••«•••••>•••••••••••••••••••••••••••••*•••••••••• '*«*•• ysa ki, daha bir ay öncesine kadar, hemen her haita toplanıp planlar kuruyordulc. Türk Halk Oyunlaruu Yaşatma ve Yayma Tesisi'nin yönetim kurulu nun aktif üyesi olarak O, Halü Bedii Yönetken ve ben sık sık buluşuyor ve tesisüı iki yıllık çalışma plftnlaruu hazırlıyorduk. 1968 yılında, Ttirkryenin on merkezinde «bölge halk oyunlan sen liikeri» düzenllyecek ve bu şenlikJerde başan gösteren ekiplerl 1969 yıiında îstanbula çagırarak iki ayrı programla 9 uncu ve 10 uncu Halk Oyunlan Bayramlannı kutlıyacaktık. Kntsi, bfitfia bu hazırlık çahft a ı U n içinde ne kadar mutlu, ne kadar fevkli idi. 60 kfisur vilayetten gelen anket cevaplannı bir bir dikkatle okuyor, noilar alıyor »e yeni oyunlardan, yeni ekiplerden, hele kadınlı olursa, haberler geldikçe çocuklar gibi seriniyordu. Nasıl sevintnesin ki, knrucu re yöneticilerinden oldufu tesiain 1955 rüından beri tstanbnl da dfizenlediği 8 bayramdan 6nce yurdun çeşitli bdlgelerinde yapılagelen araştırma gezilerine hep büyük bir istekle katılmıs, tayıda kösede kabnıs, unutulmuş, fakat bepsi birbirinden giizel, oriJinal ve bizim için «yeni» bir takım halk oynnlannı tstanbulda, Açıkhava Tiyatrosunda, ilk defa halka gögterm^nin ve böylelikle halk oyunlan repertuanmızı biraz daha zenginleştirmis ve çesitlendinnls ohnanut büyük zevkinl kaç kere Utmıstı. Bir zamanlar, «ayıp ve günah» sayüan halk oyunlan oynamanın, tesisin kurnlusundanberi, Türkiye ölçüsünde, ilkokuliara varmcaya kadar, kadın erkek, gençlik ve halk araaında bir nevi gelenek halinde yayılmasını ve bütün tdren programlarımn demirbası haline O MEVLİDİ ŞERÎF Van Muftüsü müteveffa Abdurrahman Hulusi Efendinin eşi, merhum veteriner doktor' Kâzun Aytaç ve Mühendis Fettah Aytaç'ın anneleri DILBER AYTAÇ (HAMMKrENDİNİN) vefatının 40 mcı gününe rastlayan 31.7.1967 pazartesi günü Şısli Camünde ikindi namazını mütaakıp Mevlidi Şerif okunaeaktır. Sayın dost, akraba v e dindaşiarunızın tesrifleri rioa olunur. Oğlu: rETTAH AYTAÇ İlâncılık: 1468 8909 U TESEKKÜR Kıymetli varlığtm, sevgili ejün Hasan Rasim tis'un Viyana'da vefatı dolayısıyla yakın alâkalarım eairgemiyen Viyana Konsolo*u sayın Burhaneddin Muz. Turizm Bürosundaa Türkân Alpay v e Bay Mete'ye, Parking Oteli hemsiresi Anny Junt'a, Almanya'dan Viyana ya gelerek yakaı alâkasuu «sirgemiyen Mehmet Emircan'a, T\ırinn ve Tanıtma Baaknligı; Ulaştmna Bakanlığı; Dışişleri Bakanlığı alâkalı mensuplaruıa; merasime iştirak eden v e cenazeden sonra tâziyetlerini bildiren Senator: Milletvekülerine, çeJenk göndermek lütfunda buiunan, telefon; telgraf; mekrupla ve bizzat eve gelerek tâziyetlerini bildiren, aiâka gösteren; candan akraba, dost v e yakmlanmiza t«sekkürü bir borç bilirim. M. Miaeyyen H. Rastm ÜS Feza: 1685/8914 ecer'in Akademide estetik kursüsüne atanmasınj ıste yenlerin en hararetli savu nucularından birisi de, bu satırların yazarıdır. Türk Sanatı Tarihi Enstitüsü nun statüsünü, UNESCO Komis • yonlarının bazı raporlannı bir takım aykırı düşüncelerden ayıkAhmet Hamdi Tanpınar. ölumünlayıp duzenlemede beraber çalıs den kısa bir süre önce; Zeki Faik tığımızı, onun arık türkçesıyle meîzer'e diyor ki: «Henüz asıl eseritmlere kattığı özlü ve oumlu anmizi veremedik; Zeki dıkkat et, lamları, şımdı ıçun burkularak hayarın ölebıliriz..> Şairin onseziyle ürlıyorum. verdiği bu iki yargıdan, ikincısi Yonetimiyle görevlendirildığün gerçekleşiverdi. Ahmet Hamdiyi Tatbikî Güzel Sanatlar Yüksek Ogomdük. Yine cenazeden dönüyokuluna gerekli entellektüel hava ruz. Bu sefer arabada yanımda yı getırme çabamda, beni destekliAhmet Kutsi Tecer. Garip bir çağyenlerın en bajında, yine o vefalı rı^ımla akiıma geliveren Tanpı dostu bulmuştum. Üç yıldır ter nar'uı anısını ona anlatıyorum. tıplediğimiz sanat ve kültur konieMavi gözlerinde, kalın gözlük camransları dizisinde dinlemekten larmın arkasında, ona özgü çoçok. soyleyecek durumda oldugu cuksu hoşgorü ile, sözu başka kohalde surekli izleyenlerden ve eknuya aktarıyor. sıksiz katüanlardan biri de, o oidu. Değil ögretun üyelertnüı, \a da asıstanların, öğrencilerin biie sergüerıne sevınçle koştu. Nerede hmet Hâşım. Ahmet Hamdi, bır umut fıdanı gorduj'ie, onaan U. Ahmet Kutsî.. Xe tuhaf bengı ışığını esırgemedi. «Halk Sanatzerlik? Her uçu de şair, her larından Modern Sanata» konu üçü de estet. Her üçü de a>nı kürsunda verdiği konferans, baü usııde, Guzel Sanatlar Akademisiniversiteleri kürsülerine jaraşır nin esteük derslerini ard arda versevıyede ilham ve ışıklarla dolu diler. Sanatçı kusaklara, kendı şibır şaheserdır. Neyse ki, bu ko» ir dünyalannın içinde yansıyan nuşmasmı ses banduıa almıştık. temiz güzellikleri aktardılar; güGelecek sanatçı kusaklara onun zelı ayırd etme duyusunu tatür guzel oğütlerını, yon gösteren dudılar. şuncelerini kendi duygulu sesuı İşle bugün, ölümünden bir yıl den aktarabileceğız. kadar önce, Kutsi Tecer'm emekliye ayrüması ile bosalan o kürsü, hâlâ bombo§. O ders verüemiyor. Ve sanırım bu boşlukta, bir ça azık ki gerçek çok acı. Artılt, ğın esteük anlayışı da yavaş yavaş insanın kalbine isleyen o kaybolup. erimekte. dost sesi işitemiyeceğiz. O çocuksu, sevinç ve güven dolu, beyaz gür kaşlannın altındaki mavi gozlerini goremiyeceğiz. O, NESCO Milli Komısyonu Geinsanın elini gerçekten dost sıcaknel Kurulunun son bir kaç lıgıyla kavrayan eli «ıkamıyacadonem toplantılarmda, Kutsi Teğız. cer'i hatırhyorum. Aşırı uçlarda kutuplasmalar.. Sağcılar, solcular, Değerlerin gitgide seyreldiği; bu ulusal çaptaki fikir agorasın tam tersine, onlara her zamankinda, konulan kendilerine yontmaden daha fazla ihtiyaç duyuiduğu ya çalışırlarken, o bütün bu kaybır sırada; daha Yavuz Abadan gularm çok üstünde, uygarlık dü hocamızın acısı dinmeden, Tecer'in zeyinde geri kalmıg yurdun ge de aramızdan aynlmasj ne kadar reklerini düsünüyor. Atatürk gimevsimsiz ve ne yazık. bi düsünüyor. Bizim için sağa soNur içinde yat, ışıklı insan. Sala yalpalıyan ideelojiler yok. tlena ancak yine senin mısralarıııla riye, aydınlığa, hızlı uygarlıga gitveda edilebilir: mesi gereken hür Türkiye var. 1de •Blr sonsuz riiyaya aeUmif gözler, oloji yok; idealler var. Yununayın, yummayın kirpikleriİstanbul Üniversitesindeki fels»nU fe, Sorbon'daki edebi>*at formas Klm ondan daha çok hayatı öz • yonu; folklor kaynaklarımızı ke$ler? fedip işlemesi, siir ve oyun yazıÇağnyor, çagnyor sevdiklerinl» T â Y ıyan Kurulufunun t ikincilyüım * tamamlaya I MANAJANS çeşitli I servisleri I için yeniden eleman alıyot 8otı ulkelerindeki reklâm ojanslarını ömek GIOrak çalışan ve muşterilerine yalnız reklâmalık sahasında değil paralel sahalarda da hizmet eden Müessesemiz, beliren ihtiyaçlar karşısında kadrosunu yeniden genişletmeye karar vermiştir. İstikbali olan cazip ve yüksek seviyeli bir ışt sahasında çalışmayı ve yetişmeyi arzu eden gençlerden, aşağıda tafsilâtı yazılı. oldugu şefeilde eJeman alınacaktır t " 1 .< Bir yazar (copywriter): Yazt yarmasını seven; Türkçe'mizin bütun Inceliklerine oâkıf; kültüriü ve azamt 30 yaşında bir genç. Yabancı dil bilmesi fbilhsssa lngilizeel başanstnt mühim ölçüde kolaytaştıracaktır. Konuşma ve temsil kabiltyeti olan, külturla, yüksek tahsilli, Ingilizce veya Almanca lisanlanndtn birine oâkıf ve iş tecrübesi bulunan bir eleman. VEFAT Memleketine yapügı seyahat esnasında, 19 Temmuz 1967 tarihinde Tiirk Svçiss, İstanbul Şlrketlnin sahlbi VEFAT Nevşehır esrafından l s m ı i l Bey oglu, Mill! Eğitim Bakanlığı Yayın Şubesi Müdür Muavınliğınden emekli, A n Emlâk Burosu sahibi 26/7/1967 günü saat 15'de hakkın rahmetine kavuşmustur. Cenazesi 28/7/1967 Cuma günü öğle namazmdan sonra Hacı Bayrara Camiinden kaldınlacaktır. AtLESİ CumhurİT*t 8891 Aylâk Musa OSKAJC KRENN'in aramızdan ebediyen ayrıldıgını bütün arkadas ve tanıdıkJara teessürle bildlririz. Cenaze törenl 21 Temmuz 1967 cuma günü saat 15 de Zürih Nordheim mezarhgında en yakın aile efradı arasmda yapılmıstır. Margaretha Krenn (İstanbul) Euth Krenn (Cenevre) Martba Krenn • Jaeger ve ailesi (Zürih, Hockypoints, N.Y.) Pauline Thommen ve akrabalan cîstanbul ve Harzogenbuchse). HÜSEYtN RAMİ AKMAN ©ANSİDAN Sızlayan, konayan, çekilen dtf etİerfne ve dtflerin çurüksOz a§nsına karşı fayddıdır. Q0nd* 3 defa tf^tetfnisf fırç«l«yıı,«. Dâncılüc: 1440 89W '2. Bir müjteri temsilcisi: Nimbiis 13. Rodyo servisimiz için eleman: (Yeni AJans: 5654 8890) Atgart lise mezunu, kabiliyetli, girgin bir genç. Meslekt tecrübesi ile îngilizce veya Fransızca bilmesi terelh sebebi olacaktır. tUOstratyon, siyah • beyaz oe pikaj işleri için Akademi mezunu, tecrübeli veya tecrübesiz bay oeya bayan stnatkirlar. 3000 ÎON SUN'İ GÜBRE NAKLEniRiLECEKÎiR KARS BELEDİYE BAŞKANLIGINDAN 1.228.55S lira kejii bedelü ve 50.60Î Üra geçid t«minath meyve ve sebıe hâli inşaatı 2490 aayüı kanunun 31 inei raaddesiiM! göre yapürılacaktır. İhaleti 11/8/1867 cuma günü saat 15.00 de Encümen huzurında icra küınacaktır. Keşıf ve şartnamesi Encümen Kaleminde görülebilir »• iateklilere bedelsiz verilir. B grupu belgeli müteahhitlerin belgeleriyle birlikte ihale saatinden bir saat evve) teklil mektuplannı Komisyona vermeleri şarttır. Postada gecikmeler kabu] edilmiyeceği ilân olunur. (Baaın 19978/8894) §4.' Üç ressam: *". Bir sekreter : Seri daktilo yazan, lise tahsilli, Almanca veya Ingılizce lisanlanndan birine vikıf bay an .sekreter. L A N 1 Adapazan Fabrikamızda 26 Temmuz, Eskisehir Fabrikamızda 5 Ağusto» 1967 tariblerinde yapılması gereken pancar nakliye ihaleleri deprem yüzünden: Adapazarı fabrikamızda 5 Ağustot 1967 sumartesi günü saat 10.00 da, Eskisehir fabrikamızda 10 Ağu£to« 1967 persembe günü saat 10.00 da, adı geçen fabrikamızda yapılaeaktır. 2 Bu ihalelerle llgili aartnamenin 1 ve 8 No. lu listelerinde yapılan değisikliklere göre yeniden tanzim edilen listeleı Genel Müdürlüğümüz i!e İstanbul büromuz ve adı geçen iki fabrikamızdan bedelsiz olarak alinabilir. HAYDARPAŞA DERİNCE'den almarak ANKARA BÖLGESİ v e havalisindeki teskillerimize sevkettirilecek olan 3.000 ton sun't gübreye ait nakliye şartnamesi GALATA Rıhüm Cad. No. 7 de Yollama Servisinden, ANKARA Bölge Müdürlüğünden v e ESKİSEHİR Bölge Müdürlügü ile NEVŞEHİR Ajans Şefliğinden temin edilebilir. Teklif verme müddeti 3/8/1967 persembe günü «aat 12 y e kadardır. Kurum 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığmdan ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte Mrbesttir. •6. Bir fotoğrafçf: KaranlıM odada çalifacakttr. Tecrübeli oeya tecrübesiz olabüir. 17. Bir muhasebe yardıması: Muhasebe servisimitde çahşacak tecrübeli bir eleman. Türkiye Zirai Donatım Kununu İstanbul Bölge Müdürlügü (Basın 20240/8905) llgilenenlerin ıik eıemeye esas olmak üzere, $ahsi durumlarınt, îahsil derecelerini, fecrübelerini ve arzu ettikleri aylık net ücreti bildiren fafsilâtlı bir mekîupla aşağıdaki adrese muracaariarı rico olunur. Möracaatlar aizli tufulocak ve oyn oyn cevoplandırılacaktır. Bankahrın ŞirkeHerin Dikkaline: Karaköy Meydanma 100 metre mesafede yani insa edilmif mustakil buro binaeının tamamı Idralıktır. Adres: Yüksekkaldırım 1923 Bakba> vanı MANAJANS A.Ş Ebussuud Caddesi 79/8) İstanbul Türklye Şeker Fabrîkaları A.Ş. (fiaun A. 94S72O23O/8904) Hîkllm; 537/891? Çumhurı>ct 8915
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear