26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE DÖRT 21 Temmuz 1967 CUMHURİYEI Soğuk harb başlıyor MEHMET* BARLAS ğu çıkarlarını, mılli gu\enhğl jonunde kullanabılmijtır. ncak sofuk barbin tamamı ele ahndığında, Türkiye'nin de bundan zarar görduğü l e Rus>a'ya karşı milli baŞımsızlıCinı korurken sonunda bunu karşı bloka bir olçude kaptırdıfı görüluyor. faoguk harp, baslangıç noktafln, So\>etler Birliginin Tdr kıye, tngiltere ve Amerik*>» verdigi 7 Agastos 1946 t» rihlı notayı gozden geçirmiştik. Halırlavacağımız gibi, Amerikm ^e tngıltere ba notayı eevaplan dırdıktan sonrs, 22 Ağuıtos'ta da Türkiye'nin cevabl notMi açıklanacaktı. Gerek Turkiye, gerekse Amerıka ve Ingıltere, Montreux'nun «Karadenizde kıyısı olan filkeler lchıne» değıstınlmesıni kahul edıyorlardı. Fakat, bu deji$ıklık Turkiye ıle Rusya ve diğer Ka radenız ulkelerı arasmda tesbıt edjlemezdı; Bırleçmis Milletler nezaretınde çok taraflı bır murakere gerekıyordu.. Ayrıca, Eo ğazlarda Sovyet ussu seklindekı bır talebın kabulu lmkinsızdı. Silâhsız Doğu Batı çatışması ne zaman patlak verdi ? D A Yalta ve Potsdam'daki jazarlıklann aksıne (özellikle Yalta), goruluyordu ki, Amerika ile Ingıltere, Ortadoğu'da Sovyet taleplerine karşı koyuyorlar, rr.eselâ bır Turkiye içın çatışma >ı goze alan sertlikteki çıkışlar yapabıliyorlardı artık. Bu sadece Ortadoğu degıl, diğer butun meselelerde aynı oluyordu ve adma soğuk harp deniliyordu bu gehşmenin . Turkiye, açıkçası soğuk harbin başında, bu savaş ne kadar olumsuzsa da, istıfade etmış ve çatısmaya başlayan Batı Do ' «ı yönünden çesitli tarihlere da yandmlır. Bu kimıne gore, Tru man ve Molotof'un 23 Nısan 1945 te Beyaz Sarayda buluştukları gun başlamıştır. Bu goruşmede (Yalta'dan lonra) Truman, Molotof'a çok kaba bir lısanla hıtab etmıştır; o kadar kı, fıkra \azan Drew Pearson, «Molotot Beyaz Saray'da Missourili bir katır »ürücüsünün lisamnı ua\dn» dıyecektir. Konu Polonva'daki seçımlerı Sovyet taraftarı adaylann kazanmasıdır. Truman buna hücum edınce Molotof duyduğu ganp dıle »amış ve «Hayatımda kimse benimle b5yle konnsmadı» derrış tır. Truman'ın cevabı ıse şoyledir: «Sözünfizfi tntarsamı bir daha kimte böyle konnşmat.» Polonya seçımlerı, Yalta anlajmasına aykırı değıldır gorusu, bır çok batılı tarafından sa vunulmuştur.. Soğuk harbin başlangıcı, S Mart 1946'dakı, meshur Fulton (Missonri) konuşması da olabilır. Churchıll burada yenı Doğu Avrupa rejimlerini kastederek cAvrupa'ya demır perde gerıldığını» loyleyecek+ır. Bu konuşmanın sebebı, Almanya meselesınde çıkan anlaşmazlıklar da olmuştur; Batıhlar bolmek ıstememışler, Sovyetler ise Yalta'ja uyulmasında ısrar etmıjlerdır. 25 Nisan 1945de başlayan San Fransisco konferansındaki çatışmalar, yahut lran'daki Sovyet askerleri konusn da aoğnk harbin baslangıcı olabilir. rika) Boğazda askeri tedbirlerı almaya da başlamıştır. Ba ise dofradan do|rnya Karadeniı ülkelerinın güvenhk ve çıkarlarına aykırıdır.» Amerika ve Ingıltere'nm bu notaya cevabı 9 Ekım'de verümıj ve «Potsdam'da, yeni RoÇaz lar rejimi için ıstisare edilmesı kararlaştınlmıstı; artık allnıp \erilen notalarla ba isti$are tamamlanmıstır \e devamına Id zom kalmamıştır» denılmıştır. Arkasmdan verilen Türk nota^ı da (18 Ekım), daha onceki notamızla (22 Ağustos) aynı çız gıdedır. Bu notalar Sovyetlerle Batı ortakhğının kesın çozulusunu ışaretlerken, 1947 yılı gırıvordu. Truman doktrini °47 kışı Ingiltere içın bır fe lâkettır. 60 yıldır ılk defa bu kadar soğuk gören Erıtanya, ekonomisıne de bastıran soğuğu, mukellefıyetlerinden bır kısmını atarak gıdermeye ralışacaktır Hındistan'a bağımsızlık \erilmesi, Fılıstm meselesinin Bırleşmış Mılletlere devri gıbı.. Ve bu arada Ortadoğu'nun sa vunması da, Amerika'ya devredıîecektır. 21 Şubat 1947 tarihli tngilız notası, Amerika'ya «1947'nin 31 martında sona eren malî vıldan öteje, Turkı>e ve Tnnanistana >apılan tngiliz vardımının mevcnt olamıyacağınu bıldıriyorılu. Bundan sonrası, 12 Martta, Truman'ın kongrede yaptığı «Truman Doktrini» ne dayanır. 1 Dışişleri Bakam Hasan Saka ve Amenkan Elçisi Wilson, soğuk harb gunlerinde Ruslar, Bern'de, îngllız Mareşah Alexander ıle Alman generalı Kessclrıng'ın bulujtuğunu haber almışlardır. Bu olav, onlara (»ore, Rusya'ya hazırlanan bır tuzaktır. Moskova'dan habersız yapılan bu goruşede, Almanlarla bırhkte Rusya'ya saldırması tasarlanmıştır. Stalın ın mektubuna, Roosewelt ozurcu bır ce\ap vermış ve cbır daha bu çeşıt guven sarsıcı seyler ol ma\acak> demıştır. Soğuk harp, belkı de, kararlaştırılanın hılafına, Amerıka'nın Rusya'yı beklemeden Japon >a'ja teslım teklıfıdır. (26 Tem muz 1945).. Soğuk harbin tebebı, atom bombası da olabilir. Amerıka, Potsdam konferansından bır gun once (16 Temmnz 1945) ılk atom denemesım başarıjla yapmış \e Potsdam'da Ruslara karşı nısbeten sert bas ma>a başlamıştır. Yunan seçımlerı ve dıger çatışma noktaları.. Nıhajet 5 Mart 1946 da Amerıkanın Mıssourı zırhhsının l^tanbul'u znaret edeceğının, Washıngton'da açıklanması.. Yeni nota ürkiye, Ingiltere ve Amerlkaya verilen 7 Ağustos tarihli Sovyet notasını hatırlıyorm . Aynı fünlerde, tstanbul limanını ziyaret eden ıki Ingılız zırhlısı ve yeni bir Sovyet notası daha 24 E>lul tanhll bu notada, Sovjetler oncekı teklıflerıne cevap sorarken su noktayı hatırlatmıslardır: «Türkiye, Sovvet tekliflerini reddettikten sonra. Karadeniz'de kıyısı olmayan ba zı ülkelerle (Ingıltere ve Ame Î Bern hâdisesi SUlin, soğnk harbten kalan 23 isimden birisidir. Churchill ve Truman gibi... YARIN: TRUMAN DOKTRİNİ İÇİNDE TÜRKtYE H attâ bazılarına gore, soğuk harp, Bern hadısesıne da\anır Roose\velt'ın olumunden bır ay once (12 Nisan 1945), Dişi Bond MODESTY 8LAISE 06 25 Ofi ,0 06 45 06 55 07 00 07 05 07 30 07 45 07 50 08 M 0S 20 08 J 0 09 00 09 10 09 30 09 15 10 00 10 15 10 23 10 40 11 00 11 05 11 45 12 10 12 13 12 30 H 00 13 20 13 30 14 00 1* 20 14 33 14 50 15 40 15 i5 16 00 16 40 16 53 17 15 17 20 17 50 19 00 19 40 19 45 20 00 20 15 20 30 20 45 21 00 2105 21 45 22 00 22 45 23 00 23 55 24 00 16 55 17 00 17 0 18 00 18 30 19 00 19 30 2015 21 00 21 15 21 45 22 00 23 00 24 00 01 00 Acılıs ve DroSram Kıır anı Kerım Saz e^cılerl Dım sohbet Kove haberier Turkuler Haberler ve hava durumu Istanbul'da bueun Kucuk ılânlar ve muzık Bu sabah sızınle DarVri1^ ve arkadasları I^tanbul ıın E«M Calı^an cocuklar Rumha ve cacalaı F Turkân dan turkuler Keman soloları Muzık kutusu Bırhkte dıibunelım AJv.ua Karacandan sarkılar Aıka&ı Yatm Kısa haberler Osleve doSru muzlk K a u s ı k solo'ar Kucuk ılanlar Cemıle Cevherden turkuler Sarkılar Haberllr ve hava ruıumu Hafif rauzık Reklâm oroâramları A Yavacca'dan sarkılar Ftrdı Ozbe^en orkestrası Saz eserlerı SBZİann unluleri A Edıboelu dan sarkılar Kısa haberler Okul radvom Cocuk bahcesı H Ovlumdan turkuler Kısa haberler Kadınlar faMİ toolulueu Reklâm Droeramları Haberler \ e hava durumu Kjcük ılânlar F Okus dan turkuler Soor eazetesı Kucuk orkestra Keman soloları Sarkılar 24 saatın olavları ve ilânlar Yuvarlak masa Sarkılar Reklâm Dro&ramları Haberler ve hava durumu Her zaman ıstenen Dİâklar Gunun haberlerınden ozetler KaDamıı ISTANBUL IL RADYOSU Acılıs ve Drofcam Sızın ıcın Kucuk konser Ivı aksamlar Senfonık muzık Tkrkıveve hos eeldüuı Aksam konsen Genclerle beraber Lıcdler ve ozanlaı Oda muzı&t Hafaf muzık Gece konseri Sev ilen sesler Gece v a n s ı ıcin Proeram ve kacanıs . . BUUŞ1ACA 12345 6 7 8 9 yaptıklan kullandığı eskı terim bir söz, <tbeYtJKARIDAN AŞAĞITA: ya^ renlcte kol ucu» karşılıgı İM 1 «Kalbı tertemızıı anlamma soz. 7 Güzel ikı soz 2 Başkaları tarafından 2 3 4 3 6 7 8 9 sanat, eskıden somurülme işıne uygun olacak de vlzk'luj BÂbl «kadın eş» e böy recede budaJa olma tabiat ve kale denılırdı 8 rakterl. 3 Bir çeşıt fala bak Amerıkadakl ma usulu 4 Bir iş veya hare«Peru» devletlket içın gerekli olma halı, Musa nın başkentl, Peygamberuı sıhirlı bastonu. 5 bır jremiş. 9 «Sulu bır maddeyı mıdeye goçü«Parıltı ve ayremez» mânasına bır çekım. 6 dmlık bulmaya Şaır Ahmet Haşım'm şıırlerınde OOftM Imtmfrtn çalışma» anla«akşam» kelımesı yerıne sık s ı i tnına Iki soz. 8 SOLDAN1 Her vatandaş yabancı eşjası almajnp bunu yoğaltmak lster ama o da ıyı ve yuksek kaliteli olmalıdır (ıki soz). 2 Büyuk iş yapmış buyuk eser vucude getirmiş olanların kazandıkları, «her adam başına duzinenın dortte bırı sayısmda hızmet» anlamına ıki soz 3 Mısırın eskl ve tanınmış hukumdarlanndan bırı, bır soru takısı. 4 Seslenme edatlarından, bır ışın olacağı uırudını beslıyerek. 5 Bir yerden ıçerıje ayak basma hareketi. 6 Bır edat, duşmanı yenilge>e uğratma yoluyla kazanılaa. 7 Yuz ve çehre (eski terım), konutu olmıyanın mal sahıbıne ödediğı. 8 Yankı, yılın on ıki parçasından bırının adı. 9 Gevezelerin BULMACANIN SALLKDtLMIS 5EKLJ NASIL HALLEDİLECEK Tnlcartdaki rakamlı bulmdcnds tadece 4 tane anahtaı (ıpucu) ve H tane »oooç «rmrdıı 809 kalan 12 karenın ıçine 1 den 9 a kadaı uygun bıreı rakam knvarak ve tnplama çarpma çıkartma. bölme ısareflerıne dikkal ederck soldan sağa ve yukandan as>aeı>ıı bulmacada gosterılen snnuclan bDİunua. Bıraı raktıoizı aJlı ama, bog vaktinızi boşça geçırmıs olursuDiıa. SS**»*^^Sfeijj&i j . w „ „ ™ TifffanyıJon S&baht&nft1cgwrnı^frartnr YEMIN 1 Geçen Mart Chur'dakı jazarlar cemıvetınde bir konuşma japacaktım, konu Detektıf romanı yazmak sanatı. Trenden tam akşam basarken ındım. Alçak bulutlu kar serpıntılı, kasvetlı bır gecevdı ve jollar buz tutmu^tu. Kocuşma Tıcaret Odasında >apılacaktı. Dınleyıcı savısı pek azdı zıra avnı saatte Emıl Staızer de bır okul salonunda Goethe'mn eserlerıne daır bır konferans vermekteydı. Ne ben, ne de dınlıyenlenm konuva ısınamadık ve şehrın yerlılerınden bır çoğu daha ben konuşmamı bıtırmeden salonu terkettıler Sonunda ucretımı ve yol masrafımın karsılığım aldıktan sonra ıstasyon cıvarındakı Steınbock 0telıne çekıldım. Gelgelehm burası da pek kasvetlı bır >erdı. Almanca bır tıcaret gazetesınden ve e^kı bır resımlı dergıden başka okujacak bır şey yoktu. Otejın sessızlığı gaj rı ınsani uvku duşunulmez bır şeydı: Tekrar ujanabılme ıhtimalı pek zavıf porunuvordu zıra Zaman durmuş gıbı>dı. Dı.arda kar vağı^ı da durmuş ve butun hareketler dınmistı Sokak lambaları sallanmıvoıdtt artık; ruzgar ke^ılmıs, goninurlerde ın, cın vok. Bır kadeh ICKI daha ıçmek içın bara gırdım. Tezgahtakı geçkınce kızdan baska bır de musterı vardı kı ben o»urur oturmaz kendını bana tanıt'ı. Zurıh"m eskı emnıyet âmırlerınden bav M Uzun bovlu cus^eh. kılık kıyafet ıtıbarı\!e bıraz e?kı tarz bır adamdı. YeleSmın uzerınde altın bır saat zıncırı \ardı. Halbukı yeleğınm uzerıne saat takan erkeklere artık pek seyrek rastlanır oldu Ya<:ının ılerlemıs olmasına rağmen fırça gıbı saclan hâlâ sımsıyahtı; bıvıkları da ovle Barın onundekı yüksek" iskemlelerden bırıne oturmus, kırmızı sarapla puro ıçı>or ve barın arkasındakı kıza adıvla hıtap edıyordu. Sesı vuksek hareketlen canlı; tumiıyle y'apmacksız bır ınsandı ve hem hoşuma gıtmış, hemde sınınme dokunmustu. Saat uçe yaklastığı ve kar<;ılıklı ıçtığımız ılk vıskive dörder kadeh daha eklenmış olduğu bır sırada Bay M benı ertesı sabah o kocaman, One! marka otomobılıj le Zürıh'e goturmeyı teklıf ettı. Chur'u ve l«\ıçrenin bu dolaylannı pek n ı bılmedığım içın tekhfıni kabul ettım. Bav M , Federal bır komısyonun uyesi olarak ^eyahat ederken havanın kotülüğıi yuzunden Chur'da kalmıs ve vaptığım konu^mavı bov lece adeta zorunlukla dınlemıştı Mamafıh bu konuda fazla bır fıkır yürutmeverek sadece. «uslubunuz pek de akıcı değıldi» dedı. Sabah erken yola çıktık. Gun ağarırken hıç olmazsa bir parça uyuyabılmek ıçin iki uvku hapı vutmustum ve bu yüzden şımdı ıvıce uyusuk bır haldeydım. Gunes doğal< herhalde saat Vaua: FRİEDRİCH DÜRRENMATTi Ç*»ire« : NIHAL YEĞİNOBALI konu veresim: AYHAN BAŞOGLU BEYAZ GÜL A N KA RA 06 25 06 30 06 45 07 00 07 Oî 07 30 07 45 08 00 08 05 08 10 08 40 09 00 09 10 09 35 0° 40 10 00 10 40 10 55 1115 11 ",0 12 00 12 15 12 25 12 30 i ; 00 13 20 14 00 1415 14 35 14 55 15 00 15 15 15 45 15 55 16 15 16 30 16 55 17 00 17 30 17 50 19 00 19 40 19 45 20 00 20 15 20 35 20 M 2100 21 05 22 05 22 25 22 45 23 00 ?J 45 33 5S 34 00 Acılıs ve oroSram Kuranı Kerım Saz serlerı Kove haberler Gusavdın Haberler v e hava d u r u m u Sabah m u z ı i ı Ankara'da b u e u n Kucuk ılânlar Her telden Turkuleı eecıdl Cahsan kadınlar Ssbalı konseri Kı«a haberler ve ılânlar Aıkası varın Okul rad\o=u M Saavasardan sarkılar Melodıden melodıve Cocuk hantesı Konser saatı V B a v r a m d a n turkuler K ı b r ı s saatı Kucuk ilânlar Beraber ve solo sarkılar Habeıler ve hava d u r u m u Reklâm oroeramları Cocuk bahcesı Z Taskest'ten sarkılar Buımn ıcın sectıklerımlı Kısa haberler ve ılânlar Hare' Bulus'tan turkuler Konser saatı Plâklar arasında Ovun havaları Gonul Akkor dan »arkılar Cesıtlı muzık Kucuk ılarüar Yurttan sesler Kov odası Reklâm DroSramları Haberler v e hava d u r u m u Kucuk ılânlar Muzaffer Akeun'den turkuler Yerlı orkestralar Kutlu Pavaslı dan sarkılar Radvo cesıtli m u n k Uvkudan once 24 saatın olavları Gece konseu TBMM saatı S ozdensesden sarkılar Haberler ve hava d u r u m u Haftamn bestecısi Gece v a r ı s m a doSru Gunün onemli haberlerl Kacanıs ler oluyordu ama ortalık henuz tam manasıyle ajdınlanmış dcs'ldı. Gok yuzunun bır yerındo madensel bır ısıltı vardı. Ama başka her yer bulutlarla kaplıvdı Halâ kar >uklu. ağır, kocaman, cansız bulutlar. Kı^, memleketın bu kısmını bııakıp gıtmek ıstemıvordu sankı Şehır riağlarla sarılıvdı ama heybetlı bır hal voktu bu dağlarda. Daha çok cev çapında toprak 51ğınlarmı andırnorlardı Sankı orta yerde çok bujuk bır mezar kazıİTiıştı. Şehırden ajrılmamız daha çok bır kaçışı andırıvordu Ben de kendımı kur^un gıbı ağır ve \orgun hıssedıv or ve durup durup dalıyordum. Etraftakı manzaralar soğuktan buz kesıp donmuş gıbıydı Yolculuğun bır kısmı ne kadar *urdu bılmıvorum Sonra karsıda oldukça buyuk bır koy gorundu; belkı rie tır ka«?ba Bır benzın ısta,vonunda durduk Istasjonun vanındakı e\ın bır tuhaf gorunuşu vaıdı oelkı de etraftakı duzenlı tsvıçre manzaıasıjle bır çeli'me mevdana getırdığı içın1 Çok kobne j a pılı \e rutubet ıçındevdı Dort bır yanınaan sular ^ızmaktavdı Yarısı kârgırdı, yarısı da cephe^ıne ılanlar vapı^tınlmıs olan ah~ap bır ku.ubeden ibaretti Be'belh çoktandır bu duvar llân vapı^tırılnak uzere kullanılıjordu Zıra uzeri kat kat ı] a n ks£ıt'an%la sıvalıvdı Sıaara \e tutun viskı, cıklet. vıtamın, sut. çıkolata reklâmları Iki benzm tulumbası ev ın kârgu kısmn'n onundejd 1 Ve demnKi kasvetlı havadan sonra •=.mdı adcta haMtıce olav e<1ercesıne bır keskırlıkle parlavan şure^c ragmen etraftakı her«e\ ınsanın uzerınde bır baKimsızlık etkısı bırakıjordu Emnıyet amırı. «Çıkalım bıraz» dedı. Itaat ettım Gerçı amacının ne olduâJnu bılmıvordum ama temii ha\ava memnun'ukla çıktım Evm açık duran kapısınm janındakı tas bır « ranın uzennde ıhtıyar bır adam oturmaktaydı. Irassiz \e kırlı: sırtına burusuk. lekelı bır ıs çomleğı ve avağına kovu renklı. vağlı bır pantolon gıymıstı; avaklarında eskı bır çıft terlık \ardı Bo«, aptal gozlennı bo^luSa dıkmı^tı Tâ uzaktan, nefesındekı aîkolun kokusu burnuma geldı. Absent. Taş sıranın etrafındakı dosemenın uzen, eriven karlarm sulannda \uzen sıgara ızmarıtlerıv !e doluvdu.. Amır, «Merhaba» dedı Se^me ansızm bır utanmıslık gelmı? gıbıvdı »Doldur, Extra olsun. Cami da temızlev ıv er » Sonra baia dondu : «Havdı. ıçerı gırehnı» Evın penceresının uzerırrie hır tabclâ olduğu sımdı gozume çarpıvorriıi' Zur Rose TavernaM Buram buram bıra kokan pıs bır korıdora pırdık Amır nnden ılerhverek bır kapıyı açtı. Burasını ıj 1 bıldığı bellıjdı. (A/kası rar)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear