26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CTMHURtYET 2 Temmm 1967 râı SAHİFE BEŞ Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Orta kısmı hazırlık smıfını ve îngiliz Erkek Okulu seçme sınavlarını kazanan öğrenciler dün belli olmuştur. Kazanan öğrencilerin adlan puvan sırasına göre şöyledir: İSTANBUL ARNAVUTKÖY AMERİKAN KOLEJİ (Orta Kısım Hazırlık) Akar Selmin, Akısan Oya, Artun Muşin, Barlas Ayşe, Başak Feza, Benaltabet Mazal, Berker Bianca, Buruloğlu Ender, Çatırh Sibel, Ege Deniz, Erşen Müjde, Garti Adina Orly, Geyran Nihal, Göçek Müge, Gökalp Mefkure, Güneysu Lâle, Güven Belgin, Kafali Melda, Kara Sezer, Karahan Güzin, Kaylan Nilüfer, Keribar Muriel, Köseoğlu Güldal, Levi Deniz, Levi Viki, Müldür Lâle, Necipoğlu, Ayşe Külru, Okaygün Itır, Öktem Nesrin Nilgün, Peynircioğlu Zehra, Sevgen Sibel, Somel Nursel, Tarhan Emine, Terhar Yeşim, Uslu Mehtap, Uzunçarşılıoğlu Cihan, Örkün Gülây, Yavuzer Gül. Yeğenoğlu Gül, Yeşilkent Lâle Oya, Adil Hilda Orta Hazırlık İI, Pembe Claudia Orta I. Koll. Şti. Nahit Ormanlar ve Kardeşleri 0 ü 0 o Inşaatlara cam takma taahhüdü Her çeşit ayna işleri Mağaza vitrın camları ve cam yapıştırma işleri Cam tuğla ve döşeme camları .'az Münasebetiyle HAZİRANTEMMUZAĞUSTOS aylarında 0ZF1 OKUL SINAVLARINI KAZANAN ÖĞRENCİLER secioğlu, Şevket Sinan Sadıkoğlu, Macit Gürhan, Nisso Avidor, Izak Güzeloğlu, Hasan Ürgen, Maksi Sarıeıyan, Eli Hakinı, S. Sedat Hacı Salihzade, Ali İhsan Manisall, Rişal Imrak, Ali Aydın Erez, Ömer Metin Mehmet özek, Nisso Baruh, Hüseyin Mert Aksoy, Babdr Eren, Murat Tuna, Osman Peker, Avni Can Kocasoy, Talât Tekin, Hüseyin Ali Mesin, Umur Bozkurt, Hanri Dana, Hisar Aydoslu, Yasef Dev Aseo, Z. Erol Emiroğlu, Ivarm Penso, Kadri Nezihi Şanal, Osman Egeli, Ara Portakalyan, Murat Hakan Bena, Hayrettin Kıhç Reis, Rebbi Afnaim, Vehbi Meh met Bolak, Şefik Tuncer Gören, Serhat Ekizoğlu, Serdar Çintan, M. Murat öktem, Halim Bülent Hanyaloğlu. «BİR DERS VERMELİ» Hukuk Fakültesi Talebe Derneği ve Talebe Cemiyeti Başkarüarı, dün bir basın toplanüsı düzenleyerek, Ortadoğu'da İsrail'in tutumunu ve Batı Trakya'da Yunanlılarm Türklere karşı olan davranışlarını protesto etmişler, bu maksatla Yunan ve Israil Konsolosluklanna birer siyah çelenk koymuşlardır. «Palikaryalara bir ders vermek zamanı gelmiştir, Kudüs, Yahudi kaypaklığının oyununa gelemez» diyen Hukuk Fakültesi öğrenci kuruluşları temsilcüeri, ayrıca «Yunan Mezalimi» adlı bir kitabı Yunan Konsolosluğuna, «Gizli Devlet ve Fesat Programı» adlı bir kitabı da, îsrail Konsolosluğuna hediye etmişlerdir. öte yandan öğrenciler, Türkiyedekl Musevileri «İstenmeyen Adam» ilân ettiklerini belirtmişler ve Genel Kurmay Başkanına, «Türk gençliği kahraman ordularını alârm halinde görmek istiyor» demek için bir telgraf çektiklerini açıklamışlardır. Hukuk Fakültesi Öğrenci Kuruluşları temsilcileri Dışişleri Bakanlığma da Ortadoğu olaylan ile ilgili olarak ve Türkiye'nin Birleşmiş Milletlerdeki tutumunu desteklediklerini belirten bir telgraf çekmişlerdir. ROPÖRTAJ: FÎKRET OTYAM 1 CUMARTESİ GÜNLERİ KAPALI Olduğumuzu Sayın Müştarilerimiz* Ouyururuz Karaköy Hırdavatçılar Çarşuı Tel. : 44 65 92 49 40 01 Telgraf : BUZLUCAM İSTANBUL Feza: 1562/7735 Gürü, siluhlar pallayınca dOşlii; sonra ölüsüne lam 60 bıçak girdi Botan çayı, bir yere kadar Berahgevri dağlarına paralel akar. Korkunç uçurumlar, insanı yutacakmış gıbidir. Katırdan gayrı a r a ç ( ! ) geçmez yollanndan .. Dağlar yükselir. yükselir, bir bakarsınız o Botan. taaa aşağılarda sicim gibi akmada! Ayağınızın kaydığını düşünürsenız tüyleriniz di ken diken olur, daha bir dikkatli yürümeye çaba harcarsınız. Yer yer ağaçlar görürsünüz. Dağdagan derler adına. Gövdeleri tüylü gibidir. Melengiç'ler o kadar sık değildir. Meşe daha fazladır. Amma illâ o Dag dagan ağaçları! Bana, cini anlat deseler Dagdagan'ı târif ederim. O kayalık, uçurumlu. o, insana ürperti veren yalçın dağlaıa gelmeden, Botan köprüsünün hemen vamacında. yeni yeşeren otların üzerine uzandım. Tepemde masmavı gök vardı. iliğim kemıjjim ısınd. güneşlen. Son yağan yağmurİ3nn etkısiyle. Botan delifişek akıyordu Dağdan yana, iki Akbaba kavisler çiziyordu mavinin altınoa, kara. Ağzımda gevelediŞim taze otun sapı. ağzımı acıttı. tükürmek için basımı kaldırdım. Ds BOtünleme Kursları AMERİKAN DERSHANESİ AKŞAM DERSLERİ 43. HÎZMET YILI Tedi De Toledo, Hasan Feridun Bora, M. Zihni Ülgen, Erhan Kadeki, Ercan Ergün, Roy Daron Cideciyan, Israel î. Adate, Ali Şakir Berkan, Erol Ha' SULTAN AHMET şal, Hagop Duhancıoğlu, Namık Kemal Ünaltuna, Ebubekir Meh met Şapçı, Uğur Aksoy, Sami Kohen, Ali Cem Eden, Josef İNGİLİZCE, FRANSIZCA, ALMANCA, M T \SEBE, SPOB. Levi, Fahri Atıllâ Eğilmez, David Yenni, Şevket Hüseyin AkAlemdar Cad. 23 Tel: 22 17 37 pınar, Hasan Dirilgen, M. Mehmet Cem Mizanoğlu, H. IbraÖâncılık: 1077/7754 him Çekmece, Ergün Çalışkan, Mustafa Muammer Erboy, Yunus Emre Gönen, S. Etem Okut, Enis Demir Fanza, Viktor Zekeriya, Turgan Rafet Somer, îstanbul 20. Asliye Hukuk Hâkimliğinin 1967215 karariyle Ibrahim Erdal Geçer, Sami SivÖZER olan soyadımı rikaya, Ismail Özdal Berkan, Georgi Kerçef, Vedat Yılmaz, Cüneyt Bulum, Ragıp Sinan Mungan, Nubar Atamasyan, Ri fat Ahmet Alp, Hamdullah Tanju Cömert, Ahmet Ünal, Mehmet Koran Titizer, Kadri Uğur olarak değiştirdiğimi duyururum. Çakıroğlu, Mehmet Arif Çakıroğlu, Mehmet Cengiz Karabulut, Jozef Baruh, Sam Gattanio, Ali Eran, Muhammed Cinsili, Aslan Morhayim, Izi Bürüker, Sina SADETTİN AĞIRNAS llya Güner, Ali Tunç Nalbantoğ ] Reklâmcıhk: 2339/7771 I ] U p Dikran Donikyan, Josef Ke | ORTA OKUL LJSE öğrencileri için her gün öğleye kadar devam eden MATEMATİK, FİZİK, INGİLİZCE, FRANSIZCA, ALMANCA, SPOR derslerine 3 Temmuzda başlanacaktır. İNGİLİZ ERKEK OKULU 2 Temmuz : Rebiülevvel 24 * I = . V. E. 4.30 12.18 16.18^9.44 21.471 2,14 8.46 4.33i 8.34jl2.OO: 2.02i 6,30 Ham petrol ikmaline yeniden başlamldı Ortadoğu buhranından beri ilk Irak petrolünü alan ülke, Türkiye olmuş, ham petrol ikmaline ye ı niden başlanmıştır. Bu arada, Mobil Petrol Şirketi, Avrupa seferleri yapan iki tankerinin rotalaruıı \ değiştirterek, Mersln limanmdan ' hamule boşaltımına ayırmıştır. Ayrıca, BP'nin bir tankeri ile İPRAŞ tarafmdan kiralanan «Ata» Tankeri de, ham petrol nakliyatı yapmaktadırlar. DAHİLÎYK M Dr. Kâmran Şenel Takslro Sıraselvueı ::aa ııı/S Tel: «4 55 14 Her gün (15 18) (Almarj Hast&nanesl y&nı) Soyadı Değişikliği AĞIRNAS ŞOFÖR ARA1SMAKTADIR Ankara'da ikamet eden ve sskerliğini yapmış ağır vasıta ehliyetli şoförler aranmaktadır. Taliplilerin şahsen müracaatları. Fevzipaşa Cad. Agâh Efendi Sok. Nc: 31 ANKARA Biçki Yurdu Sokak No: 12 Dr. Şevki Bey Hanı Kat : 2 İSTANBUL Cumhuriyet 7773 Eller öpülüyor Üç beş kalırlı koylü gelıp yamacıma durdu. Bunları dığeıleri izledi... Yadırgı, yadırgı bakıyorlardı. Çizmenin t.rkinl çıkardım. bayırdan incrken içine kaçan ufak taşı attım. Y;ımacımdaki köylüler, iki ıhtivann ellerini öpüyorlardı. Ben de vardım vanlarına, anlatıınsız bir içgüdüyîe ihtiyarın bırınin elinı öptüm .. llıtiyar, elleriyl? iki vanağımı tuttu, gozlenmden öptü. sırtımı sıvazUdı, okuyordu... Kıpır kıpırdı dudakları. Diğerirn elini öperken avucunu çetfirdı, sonra da o iki yınağımdnn tutup, öptü gö/Icrimden. üeni diğer köylüler izledi. ANKARA REKLAM SAHİBİ Katırım geldi Vah vah...ke$ke UNIRQYAL*akaydı! Sağlam ve rahnt lâstikler üzerinde yol alırken her şoför arkadaş sık, sık böyle lâstiği patlamış vasıtalara rasgelir. Evvelâ vah vah, der geçer. .. Sonra gözü, tekrar tekrar, vasıtasındaki aynadan bu manzaraya takılır... Vaktiyle patlayan lâstiklerden o da çekmiştir... Lâstik patlamasının ne dertli bir iş olduğunu bilir,.. İşlerinin erbabı olanlar bu duruma düşmemek için şiradi bir tek lâstik seçiyor:vUNIROYAL! Evet... UNIRÖYAL! Terkibinde harika birleştirici CVC bulunan lâstik... Sadece naylon iplik kullanılarak imal edilen lâstik.... Isınmaya en mukaviın lâstik... Üstün fren emniyeti saglayan lâstik... Defalarca sırt geçirilebilen lâstik... Siz de vasıtanızı UNIRÖYAL lâstikleri ile donatarak^lâstikten yana rahat ediniz. UNIRÖYAL Yaman şoförün lâstiği Manajans: 1777/7728 J * UNIRÖYAL, meşhur U.S. ROYAL lâstiklerinin yeni ismidir. Kiraladığım kat:n • getiren köylüyü, kıvrıla kıvrıla inen ak y yolda gördüm. On dakika soııîsT" Yasın, Abdütfeırh've Caffr* Kimse gerılerde kalmak istegeldi. heybe çantamı katırın sır Çalapkulu'dan, Ibrahim Vuzmiyordu. tına vurduk. iyi bir bağlad:k. taş'tan, Isak Gökçe'den, Ali Gök Yirmi kişilık bir kafile olmuşçeden. Osman Gökçe'den aylarÇöl köyü tuk, birbirimizdfn habersiz! dır haber yoktu. Bir köy göründü taa uzaklarYola koyuldus. Bu suskunluk, korkudandı... da... «Neydi bu köyün adı?> Bir dal kesmı.ştim. Dalla tasCan korkusu... özbay çetesı, bir «Çöl» dedi yanımda yürüyen. lara vuruyor, uçan Kuşlara, zamanlar kendilerinin d e oturGece incelediğim harıtayı gödağlara, Botan çayına, bnümde duğu Binerve köyünün insanlazümün önüne getirdim, sağımız yürüyen kadlnlı, erkckli köylürına ölüm saçıyordu. daki köy Günışık, ötesindeki de lere, özel bir dikkatle katırlara Helila olacaktı. Demek ki, dabindirilen, ellerini öptüğümü? ha çok yolumuz var... ihtiyarlara b?kıyor ellerini neİşte bu sebeple efendim den öptü|ümüzü çözmeye çalıBu kadar kalabalık olmasayIşte bunları duymuş, nedenleşıyorum! dık, katırım kiraladığım köylü rini öğrenebilmek ıçın haftalarBir türkü tutturayım dedım, ile lâflardık, olmadı ca uğraşmıştım. Bu yolları. geolmadı! Kimseden ses çıkmıçen Aralık ayında geçmek ısteGün. gide gide devriliyordu. yordu. «Kirne dost dedimse uYağmur yağmıştı deliler Kafile daha bir hızlandı... Dur dim. mut kesildi, her yanda tükendi gibi... Böbreğimdekı taşlar da madan. dinlenmeden kaya tepeçârelerimiz» türküsü dudağımın harekete geçmıştı!... Nedense, sine çıkıyor, iniyor, kıvrılıyor ucuna geliyur. Amma yol arKabeni köye götürecek kişiler vaz yine çıkıyor, çıkıyorduk... Yol daşlanmın suskunluğu ava7İageçmişlerdi. «Sonra» demişlerarkadaşlanm hem yürüyor, hem mamı engelliyordu! di... Sonra... de kalın tabakalardan aldıkları Kimseden ses çıkmıyordu. Git misk gibi tütünle. yâni özel tü Şimdiyse. bu «sonra» yı yeritikçe korkunç bir görüntü alan tünle. kaçak kâğıda parmak ka ne getiriyordum. o uçurumlu yolun, Botan çnyı lınhğında sigaralar sarıyorlartarafındaki yere giden katıriadı. Birisı bir tane de bana sun" Gitme ra. atılan taşlardan başka ses du. Yüzüne baktım, ya bana yok. Jandarma bınbaşısı «gitme» öyle geldi, ya da gerçekten Birden patiayan bir ses, yan yaşamaktan bıkmış gibiydi! dedi. «Komandolar da geldi. tskılanan «diheey». Dağlar cevap tihbaratıma göre, dedikodular Kimse konuşmuyordu... Susveriyor, «diheeeey». Sonra vine vayılnuş. Gnya komandolar. eakunluk ıçindeydi kafilemiz. Yok sessizük. zeteci kılığında köylere eidemu bu ınsanların konuşacağı Köylülerin bir kısmı, yâni cekler ve şâkilerle çarpışacakîeyT çocuklar ve ihtiyarlar katırlara lar! Gitmesen iyi olur, ba çizbinmişlerdi. meler, bn kıyafet... Beni dinle... Cirrof mu Cirraf mı ? Sıkı bir yürüyüştd bu. Hani Gitme... Vazgeç bn işten... lster«arkandan atlı mı geliyor?» sen jandarma katalım yanına. » Patladım yıne; derler ya, o yürüyüşten. Bu teklif daha tehlikeliydi, «Nave ey çiya çiye?» (Şu daİki saat oldu yola çıkalı. Dur tek başıma gitmek işime geldi, ğın adı ne?) madan, dinlenraeden yürüyoruz 20 lira bastınp bir katır kirala«Cirrof...» Kimse. kimseden geri kaldım. yola koyuldum. Sonra köp«Cirraf?» mak ıstemiyorl rü başmda çoğalıverdik! Biner«Cirrof, Cirrof...» Matramı kafama dikio bir yu ve köylüleri böyle toplu halde O karlı Cirrof dağınm önündum su içerken bile yürüyogidiyorlarmış, korkudan!... de naora çalan bir başka dağ var rum, o sele kapılıp... Sekiz saattir yürüyoruz!... Ni dı, kayalık... «Nave ev çiy» çihayet yalçın dağların tepesinye?» de, kartal yuvası gibi bir yer, Pınarın ba$ında Kızmış gibiydi... BİNERVE... «Rejnaf...» Bir pınarın başmda konakla. dık nihayet!. Yola çıkalı üç sa Ezilen kafalar at olmuş. Matramm suyunu taSilâhlar patladı zeledim, katırın sırtmdaki çanGece ve ertesi gün, gerekli Susuyorlar v e hızlı adımlarla tamı tutan ipleri sıkıladık. Son Silgileri topladım, sesler aldım. yürüyorlardı... Bazen fotoğraf ra, köylüler gibi bir kayaya sırtotoğraflar çektim. O gece siçekmek için gerilerde kahyortımı dayadım, sigaramı savurlâhların koruyuculuğu altında dum, bir tuhaf bakıyorlardı yadum. İki fotofraf makinam var. uyudum, uyandım... Kolay olma nımdan geçerken. Sonra hızlaBiriyle yol boyu, o uçurumlu mıştı bilgileri toplamak. hem nıyordum. onlara yetişmek iyolları, uçurumun kıyıcığındsn hiç kolay olmamıştı... Hamido çin... Katırlann ayaklannın alkeyifle giden katırları. kendimbirkaç ev ötemdeydi, oğlu Mustından bir kaya parçası büyük ce tesbit ettim. Filmi değiştırtafa Kemalo ile tanıştım, tanışgürültülerle uçurumdan iniyor, mek için makinayı açtım. Içinnıaz olaydım ertesi gün Mustainerken başkalarını da düşürüd e füm yoktu! Kafam yerinde fa Kemalo bir kaza kurşunuyla yordu. değil mi ola? öldürülecek, iki gün sonra o geYürünüyordu konuşmadan.. ce odada konuştuğum köylülerHızh hızh yürünüyordu... KaYol ikiye ayrıldı den dördü pusuya düşürülecek. tırlar da hızlı yürüyordu, insan sonra kafalan taşlarla ezilip evlar da... Tepemizden beşer daKalktık, yol ikiye ayrıldı, kalerinin önüne bırakılacaktı!... kika arayla uçak geçiyordu, çok tırlı üç köylü sağa, bizim çoJandarmalara ve komandolara yükseklerden... Hava yolu buğunluk sola vurdu. Suljrdan rağmen, özbay çetesi Hamido'rası anlaşılan... Doğuya gidigeçtik, bir vâdiye «ird'lk Sıcak nun köyüne, köylülere ölüm yor uçaklar... Kimler var kimdaha bir arttı. Botdn çayı yoitsaçmaya devam edecekti! bilir bu uçaklann içinde? Hong tu artık... Küçük dereciklerden O ölümlü yollardan, altı ve kong, Bankong... Tokyo... Da geçiyorduk, sık sık... Sulara çiz yedî yaşlannda iki çocuk kılaha, daha ötelere... Katırlar hızmelerle dalıyor. ayaklanmı sevuzla katırın ipine asılıp geri h hızlı gidiyor... însanlar susrinletiyordum. Etraf çok eüzel... dönecek, Siirt Devlet Hastanekunluk içinde. korku gibi bir Yaban çiçeklerı elvan elvan... şey... ne gelir gelmeî morga inecek Kekükler ötüşüyor. Bir yılan ve bir gece önce beraber oldukıvrılıveriyor kayaların altına. Sumuz Mustafa Kemalo'nun kan Kaplumbağalar tembel... Siirt'in Eruh ilçesine bağh lı cesedini inceleyecek. öğleden Vadiden çıktık. riaglar yeniBinerve köyünden Ibrahim Yüz sonra toprağa verecektik... den başladı, ama ne var ki, o taş, «hestır» (1) ın ipine asılkovalamacalı yürüyüj aynı mış değirmene gidiyordu. Bo(1) Hestır, Katır. tempo ile devam ediyor!... Bir ğaza girdigi an, beş altı kiş] 1b saat sonra, tabiatı uçaktan seyrahim'in üzerine çullandı... 1bÎ A R 1 N : rediyor gibiydimt rahim gık bile diyemedl anlaşıHamido'nun köyünde Mağararası bir yerde durduk, lan. Sonra Ibrahim'den hestınn mağaramn üstü kayalık. tenedan haber çıkmadı. korkularla dizdize... miz. Su var maŞaranın içinde. Aynl köyden Yasin Çalapku Bir mağaramn önünde mnla verdik 6oğuk. Yol arkadaşlanm yıkalu, Abdülkerım Çalapkulu, Canıp yunduUr, namaza durdular. fer Çalapkulu tarlalarına gıdiyorlardı. Birden durdular, be» Mağaramn üstündeki kryanın altı namlu kendilerine çevrilüzerinde yatıp kalkan köyiüîer, mişti. Namlular kurşun kuştu, Dağdagan agaçlarıylf», ınsanın üçü de cansız yığıldılar topraiçinı bir ho? eden bir görüntü ğa. oluyordu. Ötelerde, katırlar teMustafa Gökçe de Mergit kö pişıyordu. yünden geliyordu. silâhlar patNamaz biuiliten sonra çıkınlayınca Mustafa da sılâhına salar çıktı, othj peynir ve çantarıldı, karşılıkh kurşun yağmularda. mend'.üorde kurumuş pıru... Sonra Mustafa Gökçe, kur delerle karmlar doyuruldu. Da şunlarla kalbura çevrildi... Ölü ha üç saat yolumu? vardı. Kasünü iki gün sonra buldular... tırları toplayan köylüler. y£şiıları yıne ustalıkla katırlara bm dirdiler. 60 bıcak inip çıkmıştı Zorlu bir çıkış başladı, o. kaYine o köyden Gürü Yüztaş, tırın bile rahat yürüyetnedıgi ekın biçıyordu. Silâhlar patladapdaracık yo'da... Bazen ayadı. Gürü olduğu yere yıgıidı... ğım kayıyord'j, eiime gelen ılk Gürü'yü öldürenler hızlarını akayaya yapışıyirdum .. Ayağı lamamışlar, bıçaklarıyla Gürü'kavan valnız ben deâildim. . nün cansız bedenine 60 bıcak Konuşmuyordu kimse... Sussokup çıkarmışlardı... Tam 60 kunluk baııa da çökmüştü... O bıçak darbesü... Gürü'nün balacaip ağaçları gönince fotograt dırlarına bıçakla cep açmıştı, makinasını çıkardım. film kcyO'nu öldürenler... El girecek muştum amma. yıne de gözden kadar!... Gürü böylece altı yedi geçirdim! Fotoğraf çekerken gün kaldı olduğu yerde, sonra yanırodan geçen birisine ağacın şışti. koktu, neden sonra Gürü'adını sordum, «Dağdagan» dedi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear