28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE DÖRT 1 Temmuz 1967 CÜMHURÎTET Rutherford benzi kül gibi, nötron'u nasıl bulduğunu anlatıyordu 923'te, ÎNGİLtZ BtLİM tLEKLEMELERÎ DERNEĞÎ'nin Liverpool'daki toplantı•ında, Hutherford gür ınıyle haykınyordu «Fizlfin de«t»n çagında yaşıyornz.» 14 yıl sonra, olduğu ganedek tık sık, aym gür sesıe, bu sözleri tekrarladı. Isin garibi «u ki, »öylediği tamamiyle doğruydu. Dünya böyle bir çağ yaşamamıştı. 1932 yıh, bilim ta rihinin en heyecanlı yıh idi. Cambridge Üniversitesinin havasında cntellektüel olduğu kadar, iruanca bir heyecanı sezmemek imkânsızdı. Bir yanda Chadvick. cecede yalnız üç »aat uykuyla geçirdiği onbeı giin lük bir çahsmadnn sonra, beti benzi kül gibi, Kapitsa kulübünde, Nötron'u nasıl keşfettiği ni açıklıyordu. Öbür yanda, dünyanın en yakışıkh erkeği P. Blackett pozitif eletkronun varlığınt ilân ediyordu. John Cockroft yolda rastladıfı tanıdıklarım durdurup müjdeliyordu iyt Dee aldı, benden daha iyi bir bilira adatnıydı. Ama, Rutherford arkamdan «esprili delikanlı> demişti, sevindim; bır kaç ay sonra da burs almama yar dım etti. O günden sonra, ölümüne Kadar kendisini bir çok kereler yakından gördüm, üç defa da başbaşa, ciddi konuları konuşmuştuk. 1 ıe« de edebiyat Ingilteresinıntonundan o kadar ayrıydı. 1920 30 arasında, Cambridge tüm dünya tecrübl fiziğinin başkenti idi. Biri o sıra F.utherford'a «Her vakit dalgsnın tepesindesiniz» demi?ti de şu cevabı almıştı: «Dalçrayı yaratan da benim, nihayet...» O sıra ben de fizik çevrelerin de çahşıyordum. Ama, daha o vakitten roman yazmak istediğimi biliyordum. sonunda da öyle oldu. Bu benda biiim dün yasına karşı biraz uzakhk yaratıyordu. Yine de ne zaman Rut herford'u Cambridge giderken görsem sıcak bir yakınlık duymaktan kendimi alamazdım. G Fakir çocuğu idi üçlük, onun içindeki adamla dışta görüneni ayırmaktı Bir gün, Cambridge'in terzisinde, perdenin arkasında, bir Dış göriinüşünün ardındaki Rutherford iç Kİmse jaratıcı çalışma lardan ve bunların gerektiı ' diği şereften Rutherford ka dar sevinç dııyamıii Fnzla çalı şırdı, ama. büyük zevk duvardı bundan. Yalnız önemli, vük sek çalışma anlarındin HPSİI H arkadaşla. Rutherford'un yankı lar yapan sesini duymuştuk: «Bu srömlejin yakası çok sıkı, bnnalıyorum her gün... diyordu, hem de kafamın içi...» Fizik yapısı görüniüğürıden de sinirliydi. Bunun gibı, yaratma ve ünden çocukta sevinç duyan ve görünüşte kîbîsaba mizacı da ashnda tıiç basıt değildi. Onun kişiliği; bir bütün görünüş ardmda kırık kırıktı baskalanna küçük görünebil<;cek saatlerden de. Karanlıkta oturup, perdede Alfa parçacıklarımn pınltılarını sayardı. Bi! gisi, dolambaçsız görüşüyle yanılmak. şaşmak bitmezdi. On dan daha az yanılmış bir bilim adamı yoktur. Bilim tarihinin en büyük eserini yayınladı, içinde sonradın hiçhir şey rîüzeîtme yapmak zorunda kalmadı. 30 yaşında, nükleer fizik dün yasına gırmişti bile. Lake Victorian Montrel'in yalnı/.lığm da tek ba^ıaa. bir proîesör ay lığı ile çalışıyordu. 40 yaşında, bugün, modern bilim adamları nın tümünün dayandıgı atom yapısını keşfetti. R utherford'un çalışma haya tı, durmadan yaratan. şa^ır tıcı bir meslekti. Öidüğü aya kadar böylece sürdü. Çok fakir doğmustu, ama, ıyi eğıtim görmenin volunu bulmuştu. llk araştırmalarına ki. telsız dal gaları üstündeydi bugün »ncak Afrika laboratuarlarında kullanılan araçlarla baslamıştı. Sonra kendısine bir burs verü Afrika lâboraluarlarında kullanılan araçlarta di. O garip alçak gönüllülüğü ile, ölene kadir bunun ?ükrünü unutmadı. Sonradarj. Kraliyet Sosyetesi Başkanı ve en bü yük tecrübe bilim adamı olduğu zaman bu bursun kaldınlması için bir tpklif yapılmıştı. Rutherford'ıın heyecandan dill tutulmuş gibiydi adetâ. sonunda : «Bu hars olmasa ben olmaz dıra» diye bağırdı. Boş sözdü bu. Onu hiç bir şey durduramazdı. YARiN: (SANKİ ATOMLAR TENİS TOPLARIYDI) «Atomn parçatadık! Atoma parraladık!» Bambaşka bir entellektüel hava esiyordu îngil tere'de. Ruthford'un sesi, bilımin »esiydi. övünen övünüyordu, çünkü en büyük keşifler yapılmıştı r.üvenen, iddialı, umut dolu bir sesti bu. Rutherford'un sesi nasıl büyük ;âir Eliot'unkünden baskaysa, bu Lord Rutherford utherford iri mavi gözîü alt dudağı sarkik, iri yarı hantal bir adamdı. Aydıu kişiye benzemezdi. Ama, çiftçı ye benzetenler de saçmalıyor lardı. Onun yüzü de, vücudu db karakter ve KÜcün ifadesiydi. Sı kakta bir arkadaşıyla yârenlil< etse sesi başkalannınkini kat kat bastırırdı. Tuhaf bir aksanı vardı. Aslında, çok fakir bir aı leden gelmişti. Babası Yeni Ze landa'da Iskoçyall bir göçme nin oğluymuş. Rutherford'la ilkin, 1930 d; tanıştım. üniversitede kendisiy le bir konuşma yapmak içirf se çilmiştim. Listede bir ben var dım, bir de Phüip Dee diye bir arkadaşım. Dee, onun en parlak öğrendlerindendi. Yanıuda beni göriince soğuk, çatık bır bakışla füzdü. İçinden geldiğı gibi görünen bir insandı. Canı sıkıldı mı hemen açığa vururdu. Kendi adamı, yâni işin ehli varken ben neciliktim? Neden boşuna vakit harcıyorduk? öfkeli, sabırsız bir iki şey sordu bana. Kabaca bir davranıştı bu. Elimden geldiği kadar güleryüzlü gorünmeye çalışarak, aramızdan bazılarını nükleer fizik çahşmaiarından affedemez mi diye sordıım. kendimi de örnek verdim. Sonunda, o 1932 yıluıda Cambridge R AGI BİR KAYIP rakültemiz Profesörlerinden. kıymetli hocamız Prof. Dr. Bedi Ziya EGEMEN 1 Temmuz Cumartest gitaü Hakkın rahmetine kavusmustur. Kendlsine Tanndan rahmet. alleslne bassağlıgı dileriz. A. Ü. EttUm Fakültesl «tTendleri •dım öjrenci Demetl Cumhuılyet T77İ Fakültemiz öğretim üyelerinden değerli ilim adamı Prof. Dr. VEFAT YAVUZ ABADAN vefat etmiştir. Fakültemiz öğretim üyeleri, yardımcıları ve öğrencilerinin üzüntüleri büyüktür. Kederü ailesinin acısını paylaşır, başsağlığı dileriz. ANKARA HUKUK FAKtLTESt DEKANLIGI (Basın: 18814 A 8135/7774) Üniversitesinde atomu parçalayan ekip: Rutherford (solda) Dr. E.T.S. Walton ve Dr. Cockcroft Dişi Bond BLAISE MODESTY KOSSUTU 06.25 06.30 06.45 06 50 07 00 07.115 07.30 07. <.5 07.50 08.00 08.15 08.45 09.25 09.45 10 00 10.30 10.45 10.50 11.20 11.25 12.00 Acılıs ve croeram Ovun havaları Konusma Türküler Köve haberler Türküler Haberler ve hava durumu İsl:ınbul'da Busun Kıicük ilânlar Ovun havaları Sabah ve muzi) ' Tarih ssvfaları Mutlueillcr Plâklar Seslenivor Pazar sohbetieri Kıs.i haberler Minvatür müzik Bizi Dtnler misiniz? SevdiSiniz Sarkılar Üc Ciıai. Üc Plâk İstevin Calalım Garth Soldan s a | a : 1 Bir mağnetik güce paralel bir durum alan çekme özelliğine sahip olan, Yunan mıtolojisinde insan başlı kollu gövdeli ve keçi ayaklı tasavvur edılmis orman kuş ve çobanhk tanrısı. 2 Her kese hakkını verme, mavi çiçekli boz yaprakh güzel kokulu kaynatılıp suyu içilebilen bir bitki. 3 Italyanın başkenti, yapılan işler, temizle anlamına emir. 4 Çoeuğu olan dişi, son derece sert silisli bir taş, bin defa bir milyon. 5 Katrandan çıkarılan mikrop öldürücü bir sıvı, külrengi, bir harfin okunuşu, basit deniz aracı. 6 Asıl ve temele ait, üyeler, her hangi bir * * » 1 n d a alaca.d&belli etnin bir kısmından geçİ " â y ı l a n kuvvet çizgilerinin hepsi. 7 Soru zamiri, bir renk, bir şehir veya memleketi savaşla alma. 8 Bir harfin okunuşu, cinlerin pek güzel olarak tasarlanan dişisi (çoğul hali), insanın düşünme ve anlama kudreti. 9 Bir göz rengi, bir nota, asker, çekirdeği tatlı bir meyva. 10 Büyüme, derli toplu. 11 Acımıyan, çoğul takısı, yan yana veya ard arda duran şeylerin topu. 12 Bir harfin okunuşu, mavna'nın başka adı. 13 Bir nota, taze olmayan, em mekten emir. 14 Eski olmayan, doğurmaz, fazla saygı gösterilmeye değer olan. 15 Birdenbire, ithalât sistemimizde uygulanan usul, güvenlik. 16 Fazla yağmur yağması veya kar erimesi neticesi nehirlerin kabanp taşması, yardım et anlamına iki kelimelik emir, bir harfin okunuşu, kapa anlamına bir emir. Tnkarıdan aşağıya: 1 Karşıhklı kenarlan para J...I ı a BÜEHACASİ 8 9 1O111213141516 13.15 SeHatrT nroeramtal'i 15.00 Kısa haberler 15.10 Rıza Rit'ten sarkılar 1530 Pazar Konscri 16.00 Avlâ Giirses'ten sarkılar 16.15 Lâtin Dünvasından melodiler 16.45 Kısa haberler 16 50 Opera konseri 17.35 Neset Ertas'tan Tlirküler 17.50 Keklâm orofframları 1900 Haberler ve Hava dunımu 1930 Sahin Gültpkin'den tOrviler 19.45 Karma Türk Müziâi Özel S 2025 C t 20.30 20.45 21.00 21.05 21.40 23.00 22.45 2.T.00 24.00 09 55 10.00 10.30 11.00 11.30 11.45 12.00 13.00 10.30 14.00 14.30 15.00 15.30 16.00 17.00 17.30 18.30 19.30 20.15 21 00 22.00 22.30 23.00 23,30 24.00 00."0 01.00 nroeramı Küoük iîânlar Anadolu Effanelerl Gcccn hafta 24 Saptii ciik ilânlar Sizin ic'n sectiklerimit Rcceo Bireit'ten Sarkılar Reklâm nroeramları Haberler ve Hava durumu Rizinle beraber Kaoanıs. İSTANBL'L İL RADYOSV Açılıs ve Drocram Sizin icin Karısık Sololar Sevilen Sesler Valsler ve Polkalar Lâtin Amerika Melodileri Gecmis Gunlerin sevilen sesleri Pazar meoldileri Tatil melodileri Minvatür müzik Olavları ve kü San Sololan lel olan dörtgen, bir felâketten duyulan büyük acı. 2 Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası, keder, hayvanlara musallat olan bir cins sinek. 3 Se nenin müslümanlarca kutsal ayı, işler, Mısın besleyen nehir. 4 Karışık renkli, bir ermeni erkek adı, kansızlık. 5 Bir harfin okunuşu, bir erkek adı, yabancı, bir harfin okunuşu. 8 Çevik, iki şey arasındaki açıkhk, el ile omuzun arası. 7 Istanbul'da bir semt, yurt içinde genel düzen ve güveni korumakla görevli devlet kuvveti. 8 tlâçla sağlanan bayıltma hali, çoğul takısı, gözetleme. 9 Anlatış yolu, »avaşta kazanılan başarıdan sonra yapılan tören (iki kelime), 10 Yemek, çoğul takısı, bekârlık hali. 11 Inanış, Adalet Partisınin amblemi, bir harfin okunuşu. 12 Tersinden okunursa bir renk olur, çoğul takısının (i) hali, sütünden kımız yapılan hayvan, genışlık. 13 Zodyak üzerinde akrep ile oğlak burçlan arasındaki burç, utanmaz, sonuna bir harf gelirse fena değil anlamına gelir. 14 Bir kış sebzesi, kıyafet, uyumaktan emir. 15 Uzak, ısırmaktan emir, keder. 16 Safi, Alüvyonlu tabaka, bir meyva. CMZ Saati Cav Gencler îcin Pazar Konseri ...,..•.:..,,: . . • • :• MalkOÇOğlU : , . . . .."..,•... > • '. konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU | | BEYİAZ GUL " ' . • • .....,.....:'•:......•.:•••• ' • ? ' , İ\"'"^'.'A W^ Z'^:'~ : .• • • • Kücük konser Senfonik mi'zik Aksam konseri Genclerin sevdiklcn San Reoertuarından Tatil aksamı icin Gece konseri ODeretler Hafif Sarkıalr Gece Yarısı tein Dündpn Bueünden Proeram ve kaoanıs. Saati 11 IÜ İ SSü&SK*::*:* 18 s ınp PERiDE CBLÂİ Ne olacak be, ölecek miyiz bu kokmuş yokuşta fareler gibi! Başka bir gün ben seni sinemaya götürürüro. dedi, oğlan. Al sana, senli benli oluvermişti hemencecik del Başkası olsa kızardı kız doğrusu Ama böyiesine kızılmazdı. Kıkır kıkır gülüverdi elinde olmadan Yanakları kıpkırmızıydı gözleri ateş!er saçıyordu Dağılmıs saçlan. çıplak bacakları. şaşkın gülüjü ile ne kadar güzel olduğunu oğianın bayıian bakışlarında gördü birdenbire Sevinçle titıedi içi. Durun bakalım! dedi hep öyle gülerek Gideceğine gidecekti ama. önce biraz nazlanmasi gerekirdi. Oğlanın. kendisini hayatında hiç araba görmemiş birı sanmasını, sevincini sezmesini istemiyordu doğrusu. ' Haydi. haydi, dedi oğlan Olduğun gibi böyla gel.. Bir tur atıp döneceğiz nasıl olsa. Ne çıkar yânil Bekleyin bir dakika, dedi kız. Yukarı baktı kadına; ne yapayım! gibilerden omuz silkti, sonra elinde sürahi koşup kaçtı ıçeri Beş dakika bile sürmedi hazırlanması Pembe el« bisesini giydi Saçlarını taradı. Dudaklannı iyicene, kıpkırmızı boyadı Yeni beyaz sandallarını da eıyme yi unutmadı. Kapıyı kırar qibi vurdu evin üzerıne, bakmadı bile kadının pencerecle olup olmadığına. Jaguar oradaydı. bekliyoıdu Oğlan alav etmemişti. Gerçekti o arabaya bineceği, gezeceği! Arabaya binip, yanına oturduğunda, Bravo! dedi. oğlan. Burada beklı mez. çarpacak herifler arabaya Yol öylesine dar! Kontağı açıp. gaza basarken sevinçle dönüp bagırdı: Ben senin gibi hem. güzel hem de böylesin» sevimli kız hayatunda görmedim! Sonra araba vınlayarak uçak sesine benzer büyük bir gürültii içinde aktı yokuştan aşağı K12 arkasına yaslandı bir güzel. O da gülüyordu oğlan gibi. Rüzgâr alevini alıyordu kızarmış yanaklannm, saçlan dağılıp uçuyordu Ulan.. ulan! diyor. du içinden. Sevinçle titriyordu her yanı hafiften, Ulan.. ulan! diyordu hep öyle Ulan.. ulan!. rv Kız: öyle bir Jaguardı ama ! dedi Babasına yalnız arabaya su verme hikâyesini anlatmış, o da yarı kulak dinlemişti Simdi de ayaklaruıı süriiyerek. yorgun yorgun merdivenleri tırmanıyordu işte. Işığı söndürmeyi unutma yukan çıkarken t de. dlf adam* (Arbası »ar) A N K A R A 06.25 06.30 07.00 07.05 07.30 07.45 0600 08.05 08.10 08.35 08.30 09.00 0920 1D.00 10.20 10.45 10.50 11.10 11.15 11.55 12.25 12.30 13.00 13.13 13.30 14.00 14.15 15.15 Acılıs. Droeram Guııaydın Kove h a b e r l e r Cesitli Seslerden s a r k ı l a r Haberler ve hava d u r u m u Sabah m ü z i i i Ankara'da Bugün Kucuk ilânlar Ovun h a v a l a r ı Küeük ilânlar H. Müzigi Dinlevici istekleri Müzikli Cocuk O v u n u Istekleriniz mikrofonda Guneri Tecer'den sarkılar Levleâin Ömru Kısa h a b e r i e r Salih Uveun'dan Türküler Blzi Dinler misiniz? Bir Sizden. Bir Bizden Evfel'den müzik Kücük İlânlar Vıırttan sesler Haberler v e h a v a d u r u m u Bir reklâm Droeramı Hafif müzik Cocuk Bahcesi Reklâm rjroeramları Kısa haberler v e k ü c ü k ilânlar E. t a k ı m ı n d a n o v u n h a v a î a r ı Trafik Dans k u l ü b ü A. Z e n e e r ' d e n s a r k ı l a r Cesitli müzik Kısa haberler K. ToDİuluâundan t ü r k ü l e r Tarla dönüsü Reklâm o r o e r a m l a r ı Haberler v e h a v a d u r u m u Kü^ük ilânlar Cesitli müzik Turizm M Armafian'dan s a r k ı l a r Ünlii Solistler. Ünlü Orkes feiıuııR. Vy4EiN AYAKlAfZl ALT! 15.20 15.35 15.45 16.15 16.35 16.55 17.00 17.30 17.50 18.00 19.30 19.35 19.50 20.10 20.20 20.55 üvkudan Önce 21.00 24 Saatin Olavları 21.05 Cecen hafta 21.20 Soor Derçisi 21.40 Cnz miiziffi 32.10 Muzik Dünvası tralar Î2.30 22.45 23.00 23.45 24.00 Y. Cmar'dan türküler Habprlçr ve hava dumrau Gece konseri G»ce Vdnsın» doSru Kinanıs. Karşı pencereye bakü. Güldü. Kadın da güldü. Bu hayalimden geçmezdi işte! dedi kız. Ne adam ama! dedi kadın. Ne araba ama! dedi kız. Çekildi pencereden öyle gülerek hep. Ulan ulan ulan! diye çabucak indi merdivenleri. Küçük sürahiyi doldururken sulan taşırdı, terliklerini ıslattı iyicene. Kapıyı açtığında burun buruna geldi oğlanla. Haydi alın! diye uzattı sürahiyi. Her yanı titriyordu. Belli etmemeye çabaladı coşkusunu. Oğlan yürüyünce dayanamayıp arkasuıdan seğirtti. Arabayı dolandılar. kapağı kaldırdı, motöre doğru eğildi oğlan. Kız seyre koyuldu Jaguan. Ulan ulan ulan böylesi de varmış dünyada demek! İçi kır mızıydı arabanm. Hem de sahici deriden! Direksiyon, fildişinden yapılmışa benziyordu. Öylesine parlaktı. Koltuklar ayrı ayrıydı. Önde bütün tablolar, düğmeler şıkır şıkır parlıyordu elmas gibi. Gözleri bir anda her yanmı sömürdü arabanin yalar yutarcasına. Dünyada ondan daha güzel hiç bir şey olmayacağma karar verdi içinden. Şöyle bir tur atalım, ister misiniz? dedi oğlan. Yanma gelmiş. elinde boş sürahi duruyordu. Kız bit şey demeden baktı ona. Şaşkınlığından K > luğu kesilir gibi oldu. Demek oluyordu, olmaz sanılan oluyordu hem de! Suadiyeye kadar gider geliriz dedi oğlan. Kız bir tıkırtı duydu. Geçen arabalardan birine çe kilip yol verdl. Başmı kaldırdı yukan cumbalara. Arabiko oradaydı. Çikolata yüzü gerilmiş, gözleri, beyazlan dısan uğramış çaşkm seyrediyordu aşağıda olup bitenleri. Babam ne der? diye, düşündO kız. Ebenin kızı n« der? Mahalle ne der? Jaguar oradaydı, oğlan da karSisında. Rüyaya benzemiyordu olanlar. Bir gariplik vardı işin içinde gene de. Uzanıp aldı sürahiyi oğlanın elinden. Şöyle bir baktı. Daha su var bunun içinde? dedi. Olsun, boş verln. dedi, oğlan. Yalandan direndi kız: Ama ben sinemaya gidecektim öğlen komşularla! Bir yandan da giyeceği entariyi düşünüyordu. Dudaklannı boyayıp boyamamakta kararsızdı. Hiç boyamamıştı o zamana kadar O arabaya göre bir ?ey ler yapması Rerekmez miydi? Canma okumuşum ebenln kızının da, komşuların da. hepsinin de! diye küfürü basü içinden. Babasına söylerlerse söylesinler
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear