26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE tKÎ SO Haziran 1967 CUMHÜRİYET Torım kredileri yelersizligi i ÖZGEN 1 u r d n m u ı bir tsrım memleketi olduğuna ve millî gelirin •/. 4O'ı bn alandan saglandığına göre tarım kalkınmasında en önemIi rolii oynayan Zlraat Bankasırun kredi politikası basarılı mıdır? BD konuyu rakamlara dayanarak açıklamaya çalısacagız. talama 691 lir» düsmektedir. Yani J,5 milyon orta varlıklı çiftçiye ödenen kredilerden adam basına düşen kredi ortalaması yılda 1.510 lira, kiiçük toprak sahibi 462.000 cüce çiftçiye düsen kredi ortalaması İse sadece 181 liradan ibarettir. imtiyazlı azınlık ve Anadolu Oteden beri kulağımızı dolduran b a n lâflar vardır kl, anlamı üstüne pek düsünmeyiz. Sözgelişi : Turkler asker mıllettır, tıcarete zenaate aklı ermez, denilirdi. Osmanlı Devletinin yapısından doğan sonuçtur bu.. Yükselme çaflarında devlet hazinemiz fetihlerle, ganimetle, baraçlarla, baçlarla zençinleştiği için asker memur devletinin ticarete ihtiyacı yokto. Avrupada kapitalizm çerçeklesip grelisince vaktiyle fetihler peşinde koşan Osmanlı Devletinin kendisi yarısomürge derekesine düstü. Sanayi düzeyine varmış ve teknoloji bakımından üstün Avrupalı bizi sömürmeğe basladı. Bir memleket nasıl sömürülür? Tabiat zenginliklerine, madenlerine, petrolüne el konur. Anadolnnnn ürünleri ucuza satın alınır, ihraç edilir. Dısarıda imal edilen, islenen mallar da Anadolu insanına pahalıya satılır. Bu mekanizmayı işletmek için bankacılara, tüccarlara, iş adamlarına ihtiyaç vardır. Işte kapitalist Avrupa, Anadolnda kendisine bn bakımdan pek yararlı bir kadro bulmuştu: Yahudiler, Rnmlar, Ermeniler, Levantenler Osmanlı Imparatorluğunun çöküntü devrinde komprador kadrosunu ehliyetle meydana getiriyorlardı. Türklerin içinde ticaretten, bankacılıktan, iktisattan anlıyan pek bulunmadığı icin mekanizma kolavlıkla isliyor, De\let1 ÂIiye İstanbulda saltanat içinde görünürken Anadoludaki yoksul halkın iliği kemiği sömürülüyordu. Kapitalizm emperyalizmi Anadoluya el atmış, demiryolu sirketi, banka, krom, bakır, bor, fosfat, naklijat, ihracat, ithalât derken memleketi avucu içine almıştı. Ingiltere, Fransa, Almanya gibi zamanın zengin devletleri ile Türkiyedeki Musevi ve Hıristi\an azınlıklar arasında tam bir kader ve I? birliçi vardı. Bu kader birlijinde zrnginlesen Hırislivan ve Yahudi azınlık kendilerini Avrupadan sa^mıslar. Müslüman halka hor \e tepeden bakmava alısmıslardır. «Vstun A\rupalı» toplumdan olmak ve Batı kültürüne âsina bulunmak iddiasını sürduren Yahudiler ve Hıristi\anlar, bu avrıcalıklarını iktisadi somürinle de perçinlemişlerdir. Duveli Muazzama arkalarında, ve kapitülâsyonlar yürürlükte oldu^una göre devlet içinde devletlerini kurmuşlardır. Millî Kurtulus Savaşından sonra Türkler, ticaret, iktisat, bankacılık konusunda gayrete düstüler. Devletin resmî politikası da bu konolarda kolavlık gösteriyordu. Kapitülâsyonlar kaldınlmıstı. Türk bankaları kuruluyordu. Ticaret ve sanayide Türkler teş\ik edilivordu. Devlet e l h l e fert zenein etme politikası yürüyordu. Hızla gelisen mülivetçilik akımlarından çekinen Hıristiyan ve Muse\iler kendi sirketlerine paravana olmak üzere Ankarada nüfuzlu eörünen bazı Türkleri ortaklığa almak yolundaydılar. Böylece Osmanlı Devletinde Musevi ve Hıristivan olan komprador kadrosuna Cumhuriyet devletinde Türkler de katıldılar. Anadolu ise sene yoksul Anadolu idi. Muse\i ve Hıristhan komprador kadrosuna katılıp da Avrupa ve Amerika ile isbirlijine geçen Türklerin içinden pek marifetliler çıkmıstır. Bu vatandaslar devletin islerini de pek iyi bildikleri için de\leti sovmakta elhak üstad olduklarını ispat etmislerdir. Alafrangahgı pek ivi öjrenip kendilerini Batıiılasmıs saymıslardır. Gardrop Atatürkçülüeüy le baslıyan bu soy Batılılasma, milliyetçilik nedir bilmiyen din sömürecni politikacılarla devam etmiştir. Bu^ün Türkiyedeki komprador kadrosunda en basta Yahudiler olmak üzere Hıristi.van azınlık büyük bir yer tutmaktadır. Ve bu dâva bir ırk dâvası değildir, bir din dâvası da değildir, bir iktisadi dâvadır. Ba memleketin en jrüzel köseleri. en imtivazh mevkileri komprador azınhjın elindedir. tthalât ve ihracat ile iç ticaret ise gene de en basta azınlıkların tekelindedir. Meseleye iktisadi açıdan baktıfımız zaman insanı sasırtacak tablolarla karsılasınz. Sözgelisi Eminönü Verçi Dairesinden alınmıs rakamlara göre 1965 yılında 200250 bin lira kazandığını bu daireye bildiren 59 kisinin 25'i Türk, 30'u Muse\idir. 250350 bin lira kazananların 9'u Türk, 5"i Musevidir. 350 500 bin lira kazananlann 16'sı Türk, 17'si Musevidir. 500 bin 1 milyon lira kazananlann 4'ü Türk, 5'i Musevidir. 1 milvondan fazla kazananlann 4'ü Türk, 9'n Musevîdir. Görülüyor ki, Türkiyede problem, Batı kapitalizminin Türkiyedeki sömürü düzenivle Herili bir meseledir. Hiç kimsenin su ya ds bu ırktan olan kisiyi kendinden üstün veya aşağı görmek gibi ilkel bir düsünceye kayması düsünülemez, Irkçılık ve şövenizm, tiksinti verecek rub hastalıklan biçiminde zaman zaman bazı Batı toplumlannı sarmıstır. Gerçek Türk müliyetçiligi bu goy geri akımlara karşıdır. Ama Türk milliyetçiliii komprador burjuvazisinin tarihî gelişimini ve bugünkü dayanak noktalannı da iyi teshiı etmelidir. Bu teshisi yerli yerine oturtacak kisiler, «ebebini bilmedikleri kln ve hırs yumaklarından sıyrılacaklar; dâvaya iktisadi açıdan baktıklsn ands ırerçefin ıfigını göreceklerdir. O gerçegin ışıgında «dı« tıcareti mıllılestırelım» diyenlerin milliyetçiliklerint «eveceklerdir. Musevi ve Hıristiyan vatandasları kompradorluk düzeninin açıkgöz temsilclleri olmaktan kurtarıp bu memleketin halis çıkarlan açısında görevlendirecek akımlann hem insanî hem milli değerini tartabileceklerdir. Bugün Türkiye, Hıristiyan ve Musevîlerle birlikte küçük bir Türk azınlıtm ticaret ve iktisadiyatına hâkim olduğu yoksul bir Müslüman ülkesidir. Türk milliyetçiliği bu vatanda yasıyan imtiyazlı azınlıgı bu ayıbından temizlemek; hangi ırk ve hangi dinden olurlarsa olsunlar bütün vatandasları sosyalizmin adatetli düzeninde birbirini sevmeye çağırmak ülküsündedir. TARTISMA azetenizde «Türkiye bir Maden Hazinesidir» makalesinin değınmedığı bir konujnj açıklamak isterım: Turk toprakları, bir maden hazine sidır. Fakat, bu zenginlıkten şımdıye kadar yeterınce yararlanamadık. Bunun gerçek nedenlerini bulup. ortadan kaldırmadıkça, yararlanamıyacağız da, Bu konuda, kanımızca «sebepler» yok, tek «sebep» vardır; O da «bilgi yetersizliği»dır. Bu yetersızhk; teknoloji, ekonomi. idare ve hukuk alanlarında karşımıza çıkmaktadır. # Bilgı veya bilım yetersızliğınden, teknoloji ile ilgili olanlar, son yıllarda onemli olçude azalmıştır. Fakat, ıleri ulusların aralıksız yaptıkları ciddî araştırmalarla, geçmışlerınden gelen zengin bilirr mira sını daha da guçlendinnekte olduklarını gozden uzak tutamayız. Bu du rum yöneldiğimiz hedefleri durmadan bizden uzaklaştırmakta, daha çok bılgiye dayanan sistemli çaba harcamamızı gerekli kılmaktadır. Oysa, bizım çalışmalarımızın sistem lı olmaktan uzak bulunduğu da bir gerçektir. # Ekonomi alanındaki bilgisiz liğimiz ise, ne yazık ki, devam etmektedir. Bunun kesin delüleri o!arak, hemen sunları sıralamak mumkündür. Ticarî krediler nna karsılık büyük şehlrlerin büyük tüccarları basta olmak üzere 67 tl ve llçemiıde ticaretle ugraşan v e Millî Ekonomide oynadıkları rol sadece meydancıhktan Ibaret olan en fazla 100 bin tüccara açılan ticarî krediler 4 milvar lirava nlasmakta olnp çeşitleri ve miktarlan asagıda gösterilmiştir: G mi ve idareyi ahenkleştirme yolunda etkili bir biçimde kullanılması imkânlarının araştınlması ve bulunması jarttır. Kredi çeşitleri Ziraat Bankasının kredi faaliveti iki bölümde toplanmakta olnp, 1964 yılı bilânço kayıtlan n a göre tarını alanında verilen kredilerin vıl sonu bakiyeleri 3,2 milyar lira. ticarî kredilerin yıl sonn bakiyeleri ise 1,7 milyar liradır. Ancak tarım kredileri vâdeleri i t i b a m l e yıl içinde devretmedigi ve bir yıl müddetle a>nı sahıslar üzerinde kaldığı halde ticarî krediler kısa ^adeli olduklarından vıl içinde \erilip alınan ticarî kredilerin toplamı 4,5 milvar lirayı asmaktadır. Yani milvonlarca çiftçi ailesine bir yılda verilen kredilerin 3,2 milyar lira oiduğu halde ekserisi büyük tüccar olan il ve ilçelerdeki aracılara dağıtılan krediler 4,5 milyar lira.vı asmaktadır. Ticarî kredi olarak dağıtılan bu paralar bankanın yabancı kaynaklarından temin edilen plâsmanlar olduÇuna göre bir dereceye kadar kısa vadeli islemesi zarurî görülebilirse de tarım kredisi olarak da£ıtılan paraların tanmsal kalkınmamıza vararlı bir plân içinde yürütülmediğini \f geleneksel metodlarda hiç bir deeisiklik yapılmadan sürüp gittigini üzülerek eormekteyiz. B Sonuç ugünkü halimizle, «Maden. değıl, Dosya ve Hukuk Işletmeleri» kurarak, spekülasyon besleyen tapu senetleri dağıtmaktayız. Bu yüzden Hazinemiz de. îdare ve Hukukun âciz ve derinliklerine gömülmüştür. Bu maden hazinesinden yararlanmak için anahtar vazifesı gören, yeryuzü maden yatağı tezahürleri ise, bu tapu senetlerınin sahıpleri tarafmdan, çok kısır çıkarlar uğruna yok edilmektedir. Bu yüzden, gömülü hazmelerin bulunma şansı. günden güne azalmakta ve teiafisi imkânsız zararlar meydana gelmektedir. B KREDt ÇEŞtTLERÎ Senetler cüzdanı: Borçln cari hesaplan: Avansiar: '• oranı 38 21 41 Toplam : Miktan (1.000 TL.) 1.538.205 857.109 1.638.528 4.033.842 • •• aaa • •• Liberal ekonomilerde Bankalar muamele gören senet miktarlan ve borçln cari hesaplardaki sahıs adetleri itibariyle lstatistik tntmadıklarından bn 4 milyar liralık kredilerin kaç kisi>e verildiğini kesinlikle bilmemiz mümkün değilse de en genis bir tahmin ile 100 bin hesap ve senet sahibi üzerinden hesap edecek olnrsak tüccar basına diisen kredi ortalaması yılda 40.000 lirayı asmaktadır. emek olnyor ki çiftçiye hizmet amaciyle kurulan ve t a n m s a l kalkınmamızda kredi yardımı görevini üzerine alan Ziraat Bankası 1,5 milyon orta halli çiftçiye yılda ortalama 1.510 liralık ve 462.000 küçük çiftçiye ortalama 181 liralık krediler dağıtırken Millî gelirimize hiç bir değer katmayan büyük şehir ve kasabalardaki meydancı esnafs dagıttığı kredilerin ortalaması 40.000 lirayı asmaktadır. Bn miktar sadece Ziraat Bankasının dagıttığı krediler olnp Merkez Bankasından sağladıklan reeskont kredileriyle aynı şekilde krediler dağıtan 20 özel sektör Bankasiyle 6 ecnebi Banka yılda 7,5 milyar lirayı asan ticarî kredi plâsmanlariyle sayın tüccarlarımızı desteklemektedirler. Halbuki fakir çiftçilere kredi dagıtımı yalnız Ziraat Bankasınca yapıldıfına çöre toprak insanlannın durumlarındaki Eüçlükler ve tanmsal kalkınmamızı olumsuzlug» göttiren sebepler kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Kadri TERSEL Maden Yüksek Mühendisi Maden Dairesi Reisliği nımızı, tezgâhtaki işimizi bırakıp ha cı karşüamaya koşarken bıie duşünmuyoruz. Sadece inandığımız için yapıyoruz bunları. Öyle yeüştirilmı şiz bir kez. Zıncirleme davranışlarla inanç çemberme alınmışız zamanında. Yaramıyoruz bir türlü bu çembe ri. Bizi dilediği yöne çevirip, emrinde çahştırıyor istediği gibi. Bu yetiştirilişin etkisınden olacak ki, belleklerimizi yokladığımız an, bu kabil inançların yüzlercesini bulabiliyoruz. Bunun yanında, Türklükle il gıli bıldıklerimiz yok denecek kadar azdır. Buna sebep, hiç şüphesız. mil li ruh ve müli şuurun yeteri kadar verılmeyişidır. Bir yandan Islâmı inançlar alabildiğine işlenirken, öte yanda Türklük şuuru işlemez duruma getiriliyor. Hactan dönen bir hacıyı yüzlerce kişi yolda. kentte, köyde karsılarken, aynı köyde kutlanan bir milli bayramın kutlanış törenine çok az kişinin katılması bunun açık bir işaretidir. esinen söylemek gerekirse, özgur düşünüşün, akılcılığın, ileri atılımlarm köstekleyicisi durumunda olan din, gerçek lslâm dininden çok, onun bünyesine sızan. adma etkinlikte bulunan ve yıkımına çalışan hurafe dindir. Gerçek dinde geri diye bir şey yoktur. Her çeşidinden yeniliği getiren, ona inananlan hiç ölmiyecekmis gibi çalış maya çağıran bir dindir îslâm dini. Fakat bulunduğu eller onu kapalı tuttukça fonksiyonunu yapamıyacak, hurafe din, dilediği şekilde etkinliğine devam edecektir. Tâ ki bir dini reforma ihtiyaç duyulsun ve gerçeklestirilsin. O zamana kadar da biz bizlikten çıkmış olacağız. Kemal IŞIK •*• ıaaa !••• !••• • •»• • ••• • ••• •«•• • ••• »••• •••• <::: •••• •••• •••a Bir tören > 9 Bir takım kötü nlyetll çevrelerln de etkisi altuda, düısel olanla ulusal olanı birblrine kan^tırarak, yeryüzünde bir benzeri daha bulunmayan laikoteokratik acaip bir toplum mayası yetiştirdik» diyorlar sayın Nadir Nadi. Hacı karjılama törenlerine değinen yazılarında. Bugün toplum yapntuzın hamurunun bu mayayla yoğruldugu, geri kalışımızın bu mayanın ürünü olduğu bir gerçektir. Oysa, kökünü tarihın derinliklerinden alan uygar Turk ulusu, Islâmlığı kabulünden bu yana. akılcı yönünu yıtirmış, Amentü olarak tammladığımız tslâm determinizminin etkisi altına girmis tir. «Duşunüj onım. O halde \arım» yerine «İnamyorutn. O halde varım». yolunu tutmuş, her şeyi inanç açısından gormeye alısürılmıstır. Işte bizi her yıl hacı karsılama t3renlerıne koşturan neden, bu alıgkanlığm kökleşmesıne çalışmaktan başka birsey değildir. Tarlada saba P Kredi adaletsizlikleri ilhakika Ziraat Bankasının ötedenberi Türk çiftçisine dağıttığı krediler 4 grupta toplanmakta olup bunlann çeşitleri ile 1964 yılı sonnndaki miktarlan asağıda gösterilmiştir. u:: D F a*aa •••• aaaa •••• •••• •'• oranı Doğrudan dogruya çiftçiye verilen kredıler: (5) Tohumluk kredileri: 3) Kredi Kooperatıflerı elıyle verilen kredıler: (i) Satıs Kooperatifleri eliyle verilen krediler: 47 5 19 29 Miktan (1.000 TL.) 1 519 980 159.186 621.046 944 342 3.244.554 aaaa aaaa •I M aaaa aaaa aaaa aaaa aaaa aaaa aaaa aaaa aaaa :'.:; •••a :::: Ulusal bir maden politikası tarihli Sanayi Bakanlığı Kuruluş Kanununda öngöriilen ekonomi alaniyle ilgili gorevlerden hemen hiç birinin uygulanmasına hâlâ geçi lememıştir. «Ulusal bir maden polltikası» da kurulamamıştır. Oysa. endüstrısi ilerlemiş ulkelerde. maden pohtıkasının ulusal huviyetleri, kapıtal ve hedef birleştirmelerı yollarıyle, çoktan ben Uluslararası bir nıtelık almış bulunmaktadır. Bu politıka, özellikle geri kalmış ulkelerden ucuz ham madde tedarikine yönelmi{tir. Bu politika, Yurdumuzu devamlı olarak ham madde üreticisi durumunda kalmaya mahkum eden bir niteliktedir. Bu mahkumiyetin getirdiği fiyat «dikta.ları ezıcıdır ve zamanla daha da ezıci olacağmdan asla şüphe edilemez. Bu ekonomık gerçek ise, çeşitli yollarla üstü örtulü tutulmaktadır. Bütün bu gerçekler karşısında, sağ lam ekonomık bilgilere dayanan ulu aal bir maden polıtikaşına jjjflıip olmaV'vazgeçilmez birjSlTOtî ~ ' 0 Madencilik alanında, teknolojik ve ekonomik bilgilerimizin böy lesine yetersiz olduğu bir ortamda îdare'den, günümüzün gereklerine uygun bir davranış beklemek hayal dır. Nıtekim, Osmanlı devrinde miras kalan ve artık dili dahi anlaşılamıyan «Tas Ocaklan Nizamnamesi», bugiine kadar yiırurlukte tutulmujtur. «Maadin Nizamnamesi» ise ancak, 1954 yılında tedvin edılebılen bir kanunla değıştirümiş, fakat gerek teknolojik, gerek ekonomık hiç bir ciddi hedefe yonelememış, sağlam bir sistem kuramamıştır. Bunlardan başka, Osmanlı Maden Yonetim Örgütü de (icaplarm tersine ola rak) zayıflatılmış, aynı kanunda öngorulen teşkılât dahi bugune kadar kurulamamıştır. Ydnetimin başma ise «tek rauhendisle işleri yüruttutlinü, iftiharla soyleyebilecek» kişiler getırilmiştır. Oysa bu alanda, 10 milyon ton diyatomit, 1,2 milyon ton feldspat, 2 milyon ton talk ile mılyarlara varması muhtemel bir rezervle jıps, per lıt, kaolen, sanayi killeri, kuvars ku mu, pomza taşı ve mermer de vardır. Bu saydıklarımız, sanayıi ıleri ulusların müli gelirlerine, saymadığunız diğer madenlerin iki, üç katına varan katkılar yapıyor. Bu kadar buyük önemine rağmen bu mad deler, bir ekonomi, idare ve hukuk anarşisi ömeği olan (bugünkü şart lara göre) Taşocaklan Nizamnamesine hâlâ bağlı tutuluyor. Yetersizliğe rağmen daha düzenlı olan Maden Kammuna geçiş de zor sartlara bağ'.anmıştır. • Madencilik alanındaki Devlet görevlerinin sadece, kaynaklar üzerinde hak verilmesi, bunlarıo birıbırleri ve idare ile ilişküerinin düzenlenmesı işi olarak ele alınması, Hazinemizin yeterince değerlendirilmesini sağlayamaz. Böylece hukuk, madencıliğin temeline tek başına oturtulmuş ve bununla akla durgunluk verecek ölçüde faydasız talep, işlem ve kâğıt yığını yaratılmıştır. Yeterince gelişmiş olan, hukuk bilgilerimizin teknoloji, ekono İÜİ aaaa aaaa aaaa •aaa •*aa •aaa NOT: Tartısma bolümiine gönderilen yazılaruı mümkunse daktilo edilmesinl, 250 kelimeyi aşmamasını ve yazarlaıa değil, zarfın üzerine «Tartısma» rümuzu yazılarak Yazı tşlerine postalanmasmı rica ederiz. Cetvelde görüldüğü üzere doğrudan dofcruya verilen krediler tarım kredilerinin •'• 47'sini teşkil etmekte olup bnnun bir milyar lirası bir milyon 206 bin çiftçiye ortalama 819 lira olarak dağıtılan paralarla 462 bin küçük çiftçiye ortalama 181 lira olarak dagıtılsn 107 milyon liralık kredileri kapsamaktadır. Keza çevirme kredisi olarak bir milyon 134 bin çiftçiye bir yıl içinde ödenen krediler ise 784 milyon liradan ibaret olup çiftçi başına or Sonuç: n rakamlar gSstermektedir kl ynrdumuzda her alanda oidılğn gibi kredi dagıtımı alanında da korknnç bir eşitsizlik hüküm sürmekte olnp yılda 181 liralık kredi ile kalkınma çabasın» katılacak küçük çiftçiterimize nzanan yardım eli, sadaka veren hasis bir el kadar verimsiı ve yetersiz olmaktadır. B :::: aaaa aaaa aaa* • ••• MEVLİD Sevgili kızımız ŞUNA BAŞARAN'ın vefatırun üçuncY'seneSİ ddlayısiyle 2'7?1967 pazar giinü namazını mütaakıp Bostancı Koloğlu Camii Şerifinde merhumenin ruhuna ithaf olmak üzere memleketimizin tanınmış haftz ve mevlıthanlarından Hafız Zeki Altun, Halil İbrahim Çanakkaleli, Hacı Hafız Kâni Karaca ve Nusret Yeşilçay taraflanndan Kur'anı Hâkim ve Mevlidi Nebevî kıraat olunacağından arzu eden din kardeşlerimizin tesrifleri riea olunur. BAŞARAN AİLESİ İlâncılık: 1073 7668 MEVLİT Kıymetli varlığımız, aile büyüğijmüz. *•*••••>• çok sevgili annemiz •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••] ebediyete intikalinin 40 ıncı gününe musadıf 2 Temmuz pazar günü ikındi namazından sonra Şişli Camiı Şerifinde, duahan Hafız Yahya Eskişehirli, Mevlithan Zeki Altın, Kâni Karaca ve Ali Gürses tarafından aziz ruhuna ithaf edılmek üzere okunacak Mevlidi Şerif ve Hatim Duasma, akraba, dost ve din kardeşlerimizin tesriflerini rica ederiz. AİLESİ Cumhuriyet 7647 MEIEK AKNILin Tecrübeli Eleman Aranıvor SEVtL T« FUAT ERGÜN bu kızlarının dunyay» geldığıni dost ve akrabalarına mujdelerler. Esnai Hastanesi M, 6/967 lstanbul Doktor Op. Ziyaettin Maktav Kulak Burun, Boğaz, Agız. t e n e Cerrahisl mütehassısı Taksım Receppaşa Cad 5/1 TeleJon: 48 30 68 Cumhuriyet 7663 J AKBANK KONYAŞUBESİ 3.Temmuz.Pazartesi Gönö HiZMETE GiRİYOR TAM 65.000 LİRALIK Ti V İzmir'de faaliyette bulunan büyük amat bir kurulusun kontrol sisteminde vazife görebilecek aşağıdaki şartlan haiz tecriibeJi bir elemana ihtiyaç vardır. İsteklilerin referans ve fotoğriflariyle birlikte yazılı olarak P.K. 260 Izmir adresine müracaatları rica olunur. İsteklilerde aranan vasıflar : 1 Siyasal Bilgiler, İktisad, OrtaDoğu İş İdaresi, Hukuk Fakültelerile, İktisadî ve Ticarî İlimler Akademilerinin herhangi birinden mezun olmak. t İyi derecede İngilizce bilmek. 3 Askerlik hizmetini yapmış o!m«k ve yaşı 35 i aşmamak. Cumhuriyet 7646 Helezonî Krom Nikei alaşımh çellkten rektifiye edilmiş dişliler. 0,5 HR den 10 HR ye, 30 devirden 8OOdevi re kadar. ÖZEL ÇEKİLİŞ ETIBANK KONYAŞUBESININ AÇILIŞINA BÜTÜN KONYALILAR CANDAN DAVETLİDİR (Basın A. 773318422/7657) Sipariş üzerine her takatte ve devirde REDÜKTÖR imâl edilir. 1 Sene garantili *MUhendls . ZARE BEDEYAN Atapkopı Üiküpçü Sok No. 2 0 T«l. 44 52 95 • 44 27 7O Reklâmdlık: 2285/7665 TUNEL 3 Temmuz 1967 Pnartesi gOnDnden itibaren hlzmetinlzdedir. İlâncüık: Fabrika Arazisi Alınacak KATIP Mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsuzdur. Selâhattin Çeviker Cumhuriyet: 7666 Londra asfaltı Bakırköy kavjağından Çekmeca lstlkametinde Yol üstünde veya içerde 200.000 metrekar* 22 74 74 Aairefendi Caddesi, Gürünhan 499 Cumhıırlyet 7648 /761
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear