26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE tKf 28 Hariran 1967 CUMHURtTET KAÇAN FIRSAT Doç. Dr. A. Haluk Ülman lçinde bir arada yasazna ilkesi yalnız tek bir ülkenin, en kuvvetlinin yararına işlemektedir» görüşünü savnnnrken, yerden çöite kadar hakIıdır. Zaten eski Sovyet lideri Krnşçef de, bn Hkevi ortaya atarken herhalde kısa bir sürede Sovyetler Birliği'nin dünyanın cn knvvetli devleti oîacafını ve çekirdekll delnet denpesinin kaçınılma* sonncn olarak beliren bn ilkenin koruyncn semsiyesi altında, nlnstararası fliskilere kendi damçasını basmaya basiıyacafenı sanmı? olsa gerektir. Oysa, son «rfinlerin olaylarının bir kez daha ve açıkça ortaya koydafn gibi, Krnsçnf'un bn hesabı yanlıs çıkmıstır 1kinci Dünya Savası sonrası dönemintn en knv vetli devleti hâlâ Birlesik Amerika'dır ve «barıs ıçirde bir arada yaşama» ilkesi simdiye kadar oldofv gibi şlmdi de onnn yararına işîemektedir. çÇ hafta sonlannda yapılan Johnson Kosiçin çörüsmelerinin lontıclannı başka turlü değerlendirmek mümkün defildir. rofesSr Daverger, Johnson g6ruşmelerinin hemen «Le P günlüğunde yayınladıfcıdncesindeKosiginMonde» blr yatıda. «Barıs Konseyine devretmeyo hanr gSrttnmektedir. yss Vietnam için dnrnm aynı değildir. Arap lırail savası karşısınd» param parça olan dünya soln, Vietnam konnsnnd» Güney DoŞn Asya milliyetçilerinin arkisında blrlesmekte ve Sovyetler BirliH'ni daha kararlı davramslara zorlamaktadır. üstelik, Vietnam konnsnnda s5z sahibi olan bir de koca Çin vardır. Pckin'in Vietnam anlaımazlıSını kendine özçfi hesaplarla renişletmeve kalkı<mıası h51Inde. Sovvetler BirlitH. Birlesik Ameriha ile kendi ıstevin hazırlamadıSı kosnllar altındi bir savasa sârfiklenebilecektir. Nihavet. dfinv«j kamn ovnnnn pek biivük bir cothınlnÇn Viernam sava•ını bir nlnsal bafrım*ızlık savası cöznvle bakmaktadır. Sovvetler BirliH bn S3vas karsısında hareketsiz kaldıkça. kendileri de hati karsısında toptan bir nlnsal baihmsızlık aonrası direnmesl lcinde hnİTinan bntfln trenç devletler, bn direnmede Mn^kova'nın v*rdımind%n nmnt kesln vüılerlni "tkln'e flnŞrn dSneeekTerdlr. :::: •••• •;' • • ' •• *! ^ S •••• • >•• :::: :::: •••• a \fes Aynı pota içinde... deyimiyle. «cfirnf» u da... ÜESSESELERt ARASI.NDAKİ MESAFELERE GELİNCE: Aynı ülkede yaşayan toplumumuzda 100 metre ı'.erde refaha ulaşmış bir azınlık ıle 100 ve hattâ binlerce metre geride kalan sefalet ve cehalet içinde çırpınan bır çoğunluk da yok mudur? Pohtikacılara ve bılım adamlarına duşen görev ve sorumluluk, bu mesafeleri kapatarak ulusal ülkü yolunda beraber ılerlemektir. Kemal ÜSTÜN ögretmen Antisemitizm mikrobu? ••r Zorunlu itilme TT> Ir yandan dflnranın en knvveHlsl BlrİMik ** Amerika bn uvtflnUitftn verdiH veterlikle «b?rn içinde bir arada yasama» Ukesinl kendi. slne ıçBre ventnt) dnrnrken, ikincl knvvetH Sovvetler Biritff sllih gflcnne dayanan bn «Pax Am»rirana» karsısında dahs ne kadar hareketslz dnrnbileeekttr? fste dflnvs baımns fünelen en hflvflk tehlike Terynzunnn Mebtr helll bSIçesinde delHl. bn sornnnn altında yatıvor. Cîerçl. ortada valnız tek blr en knvvetlinln bnlnnman kı»» ntrtöıt dflnvs bannnm varanna Mnror, denîlebilir. Fakat hn « n knvretH, tıpkı tnrJhln «fmıiive kadar rSrdfiHI biitfln en knvvetliler ırlbl devamlı olarak kendi cıkarlarının dar acısından kalkın dfinva vflzflnrle kendlslntnklnden buka hlcblr dflrtnce. «rflrus ve dflcene vasa»na hakki tanımadıkca, hn davramnn kendl tcBvenllk, çıkar ve Itibanna hercfln blraı daha cok avkın dastnğflne r»re. Iklncl knvvetlinin rtnrnma vıllar yılı ieylrcl kalman; baska bir *evl«l» devamlı olarak «8» ynmması hekTenebirtadoln «avMin* ırlden rflnlrri», aldıh ke *in dnrnma ra>n»en. mvas nntiak verdikten «onra Aranlan «rfleendirmek b«>hs<;ına da ol«a Wr*''t1 nolitika. SovvetVr Rtri;'i'nin tkino) knvvetli »dam olmanın verdiH cii'lfıffl nnl.ivar»k blr Birlesik Amerika'nın kmdiMne hlç de«Ue Vietnam konvsnnda vardımeı oiaratını nmdni<nnv ırBsteriyor. BSvTe aimanavdı. Ba<bakan Kn^ijrln kolav kolav Johnson'nn avadna Htmeıdf. Efer Birlesik Amerika bonn anlasavdı ve Sovyetlerin Orta Dorn nvmm sırasinda takindıklan cekiraser tntnma karmlık onlara Vietnam konnsnnda blr tâviz vermeye yanassavıfı. Sovvetler BlrllH bSvleee rem iktnel knv vetli olmanın verdiH le ezikliHnl nnntnr. hem de uene nlnstar karsisındakl dnmmnnn blraz daha knvvetlendirirdl. Efer aralarında blzlm bilmfdltimlr. acıklanmayan bir kapnlı anla«n>a olnnmiB», Baskan Johnson. Kosimn'e bn kadar btr frrablama.n b)l» cok gSrmüşttir. Herşeyden önce Vietnam rta Dofn anlasmazlığının şimdi bütün dikkatleri üzerine toplamıs olmasına ra|men. Sovvet yönetieilerinin aklını her zaman ve rn cok ngrastıran sorunun Viernam oldngn. daha R» hakan KoMırfn'ln New Tork voinnda Grneral D P Ganlle 'le vantıfı çSrüsmeden anlasıîmı^ır. Fransız Devlet Baskanı bnnn pek ivi KPydiei iHndir ki. «recen hafta vantıji bir kablne ton'antısınria. bazılannın kıısrın. hazılarının da saskın bakişlan arasmda Orta JioSn ile V!. etnam arasmda cok sıkı bir bag bnlnndnŞntın \e diinva bansı knrtanlmak feteniyorsü Vietnam'daki Amerika saldırışının *ona erdiriimpsi eerektttinl sövîemistlr. Avnı sSıler, vaptıkları cimışme bovnnea, Kosiein tamfmdan Johııson'a da tekrarlanmı» oimalıdır. Fakat KosiSin'in bunnn karsılıfında .Tohnson'dan alabildiİi tek trminat. ücüncü bir taraf savasa karısmadıgı sürece Blrîeslk Amerika'nın carı?mavı Vıetnam sımrlanndan dısarıva tasırmıvacatı S 7 olmııitnr. Tek hasına hn «eminM bıte en ÖÜ knvvHiinin. vâni Birlecik AmeriUa'nm diinvanırı tflereSini biçimlendirmek hakkım valmrca t.rn(İİ5İnde bnlriagunn. bnnnn icin valnızea VeitfHrin savasabilecefrinl düsündiifünii açıkça •""«tprmemekte midir? • " srafl karsisındaki çâresizlikleri bütün hnJ * "PMÖk Iddia'an hem Blrleslk Amerika. hem de Sovvetler BirliH tarafından hlr k5seye Itiliveren Fransa dısında batılı devletiertn tsrailden yana dnrntn almalan vfizıtnden, savaş R'rasında nmdnklarını bnlamamalarıns ra^men, devrimei ,Arap filkelerinin ırene de Moskova'dan hask» sanlaeaklan eanknrtarın «imidi voktnr. Pnnnn vanısıra. Ortado^nMa vapafaîı bir «•prilme Sovvetler Birli«'ne. Pekln'den nası» olnrsa oKnp celpcek saldıniar dısında fazla bir ltlhar kavhına da natiamıvaeakttr. Çiinkfl. bütün dfinradakl sof akımlar Arap tsraü savası karsı^ında zaten pek parçalanmıjtir ve O«telik. Aranları acıkea tntan tek başka flnemll devlet Bavı!»bileeek Çfn, Ortadoğn'nnn cok nzatindadır. Nte bnnnn içlndir H. Sovvetl»r BirliH de Ko«irin'In vantıfı açık'amsva bakılır*». ivtemeye i«temeye de olsa, faraH'in is?51 ettifl Arap topraklanndan çıkanlraan (Srevini Güvenlik er mcelemesınde olduğu gibi «Gfinün Notlan» nda Saym Ecvet GÜRESİN, sadece kendi açısından değil, yine doğrular ve gerçekler açısından, okuyuculanna bir ışık tutmu;... «Bir toplnrnnn mfiesseselerinden bazısı 100 metre ilerde, bazısı 100 metre geride olmaz. Aralanndaki mesafeler mâknl ölçüdedir daima. Üniversitesi, basını, Meclisi, şnsn, bnsn, hepsi aynı potanın İçinde...» diye baçlayan fıkrası düşünebilenler, anhyanlar ve hele «günlnk poiitikaeüar» için çok şeyleri dıle getiriyor ve açıklıvor. «Politikaeı ister ki, gazeteci kendisini tntsnn, kendi fikirlerini yansıtsın, o yolla şöhretini sürdürebilsin.. Iste bn istek hattâ mecbnriyet, politikaeıda bir asağılık dnyjrusn yaratır» göruşuyle ozelhkle ulkemizin hazin bir derdine nasıl parmak basmış!.. Meşhur «Temel Hak ve Hürriyetleri Komma Tasansı» bıhnçli basının ve çevrelerin tepkisi sonunda daha münasip bir zamanı kollamak üzere el altında tutulurken son günlerde Meclis'te «BASTN» için ıleri sürülen «türlüçeşitli» lâflar yine ortalığı tozu dumana bürüyor gibi gbrünu> or. Esasen «BASIN» hakkında soylenen ıleri geri lâflar, yetersızlikleri ve seviyesizlikleri kamu oyunca bilinen gazete ve dergileri değıl, sayıları bir elin parmak sayısını pek aşmayan ve gerçekten 4. kuvvet olarak tanınan seviyeli basını hedef tutmaktadır. Hattâ o kadar kı, Cnmbnriyet Gazetesınin kapatılmasını isteyecek derecede bunalan «bir milletvekılı» bıle tanıynruz artık . HI M **• B Toplum kalkınması u sutunda Saym Kenan Dalkılıç ve Sayın Şukran Yurdagul'un yazılarını okudum. Koyıi bilen, köylüyü anlayan bir köylü çocuğu olarak bu fikirlere, çalışmalara katılmak istiyorum. Ama iki ayn yer ve teklif arasında şasırdım. Gönül ister ki her koyde çalışalım. Kenan Dalkılıç'a benim de bir teklifim var: Mallıca'da başlayan kıvılcımı körukleyelım, temellerini yükseltehm. Sonra Artmak ve diğerlerine geçelım. Orada yarım işleri bırakıp başkasına başlamak olacak gibı gorünmüyor. Haydi hep berajjer tamamlayıp hep beraber yenıden bashyahm. Temmuzun ilk haftasında Mallıcaya, son haftasında Artmak'a gidemez miyiz? Ama en iyisi birleşip anlaşalım. Şabettin EYKAN ANKARA *** B İkinci bir Üniversite rurizm vo Belediyeler urizmle belediyelerin ilişkisi üzerine sayın Ziya Eralp'ın yazısını ilgiyle okudum. Turizm politikamızda uzun süren bir fikir kargaşalıgından sonra vazann düşüncelerini, resmî çevrelerimizde ilk defa olumlu bir yöne çevrilmi? olarak ve çıkar yolu gösterir nitelikte ilk defa olumlu bir yöne çevrilmiş olarak ve çıkar yolu gösterir nitelikte gördügüm için, memnunluğumu belirtmek istiyor ve bu yapıcı tez'in noksan gördüğüm yanlarını kamu oyuna sunmakta fayda buluyorum: Bizde turizm politikzuında uzun yıllar, Türkiyenin kapısının önüne gelen bir altın yağmuruna bakılarak, bu 15in gerçekleşmesinin bir ta kım kanunların çıkarılmasına bağlı olduğu sanümıştır. Bunu, özel ve güçlü bir kuruluşun çalışmasına karşı duyulan özlem izledi. Aşağı yukan bin kişilik bir kadro Ankarada birkaç binayı doldurduğu halde işlerin arzulandığı kadar geli^me diği görülünce, kusur reklâm azlığmda bulundu ve masraflı propaganda yollanna girildi. Konuya yabancı olanlar gelişmenüı böyle kate gorik kalıplara bölünmesmi yadırgayabilirler. Fakat yazar ve diğer il gili çevreler bılirler ki, bahsini ettiğim «Kanunla teşvik» safhası 19491956 yıllarını kapsar. <Bakanlık> ve «R«klâm> akımlan da son on yıhmı zı dolduruyor. Şortnc: rfl7t;Srlanna Iıdır. Byle olnnca da, şimdl B yumnşaklık havan, yeni ortahktakısatBrflnen yerinl çok bir sOrede Mcskova'dan esen ve keıkin sertlik bırakırsa. bnna kimse sasırmama u mılletvekılıne ve onun zıhnıyetıni taşıyanlara, aynı gun yani 19 hazıran tarıhli Cumhuriyet Gazetesınin «Tartışma» sutununda yayınlanan «Jafferson'n nnntanlar» başlıkh yazılı ile Batı Almanya'da bulunan bir aydınımız ne güzel ve isabetli bır karşılık vermis: «... Bn gazete, benim için İkinci bir üniversite olmuştnr.» ve «Cnmhnriyet Gazetesi her şeyden önce bir Atatürk ırençlifinin faıetesidin dıyor Mehmet Yıldı?. Böylesine değerlendirici ve kadirbilir cumleleri yeterli ve gerekli sayıyoruz. Bu arada konu ile ilgili su hususu da belirtmek yerinde olacaktır kanısındayım: Evet, Turkiye'mizin bütün kuruluşları aynı pota içindedir. Ama, doküma hazırlanan maden karışımının bünyesinde değerli olanı da, olmıyanı da vardır. Yani dökümcu B Î Aylâlc Musa "J&, Don Kişot'un Değirmenleri ence bunlarm üçü de. Don Kişot'un değirmenleri niteliğindey di. Bu konudaki ikazlarımız, res mi ve sorumlu çevrelerde ilgi görmedi. Halbuki bütün toplumsal olay lar gıbı turizmin de yüzde yüz bağ lı kalacağı faktörun. toplumun ken disinin durumu ve düzeyi olması ta •biî değil midir? Yirminci yüzyılın ikinci yarısmda Türk toplumunun Ortaçağ koşullarını yaşadığı ve ba zı alanlarda (temizlik gibi) ondan da gerıye düştüğu, sanırım en uç ve zıt düşünceliler tarafmdan teslim edi liyor da, bunun giderilme yollarında ayrılık başlıyor. Simdi her konuda gerçekleşmeyen bu mutlu birleşmeyi esas alır isek, turizm konusunda içinde bulunduğumuz çıkmazın bu durumdan ileri geldiğini gör mek gerek: Uygar toplumlardan gelen insan materyeli ile bizim kahp ve çerçevelerimiz uymuyor birbirine. Uymazhk en çok kent düzeni, te mizlik, trafik, konaklama ve ağırlama endüstrisi alanlarında ortaya çıkıyor. Bizim bu konularda kendımize özgü, sosyal ve ekonomik temelli görüntülerimiz var. Bunlar da kanun ve organizasyon gibi üst yapi elemanlan ile değişecek şey değıl Sanırım yine herkesin kabul edebileceği bir gerçek, bunlarm, içinde bulunduğumuz çok partili demokra si denemesi hayatımızda. doğal akı« larına bırakılmıs oldufudur. Heps üzun yıllar Türk basınmda Israil için övgfl yazüanndan baska şey okumadık. Akdenizin doğusunda gelişen bu yeni devlet Türkiyedtn kol kol yazar davet ediyor, ve her giden dönüşünde hayranlıklannı belirtiyordu. Çölde yaratılan yeşil cenneti, tabiata yeni bir biçim veren İnsan iradeslni, disiplini dözenli toplum hayatuu elbette övmek gerekliydi. Ama hn değirmenin suyn nereden geliyordu? Israll kalkınmaS için yatırım imkânlannı nereden buluvordu? Küçücük Israile kaç Amerikan dolan girmişti? İsrail'in Ortadoğudaki niyetleri neydi? Anglo Amerikanlarm Ortadoğudaki emperyalist tutunıiylo larail aratundaki «zımnî» anlaşma nereye kadar varacaktı? Bütfin baniardan Türkiye insanının haberi yoktu. Oys«> Le Monde gazetesi yazarlanndan E. Rouleau lsraD'de «kast» sistemhte benzer bir Ukel sınıflaşma olduğunu yazıyordu o aıralanUu. bu ortamın gelismesi ve ekonomiOrtadoğıı buhranı çıkınca îsraili bu açıdan ele almaya çalışsine uyuyor ve karşımıza kentleHk. Tepkileri dikkate değer oldu. Dünya siyasetinde ve edebiyatınrm daha çok gecekondulaşması, ışıkda Yahudıtik başlıbaşma bir meseledir. Romanlara, piyeslere geçmis sukonut yetersizlikleri gibi her biolan bn dâva Hitler'le doruğuna varmıştı. Vatansız bir milletin mari turizme taban tabana zıt problem ctrasını binlerce yıl sürüklemis olan Yahudflerin elbette bir dramı Ier çıkıyor. Demek ki rasyonel bir turizm politikası da, önce en geni} olacakiı. çerçevesi ile, toplumsal düzeni esas O dramı yansıtan bir okuyucu mektubunu köşeme almak lstealınalı ve ona ait sosyal ve ekonomik dim bugün... Mektubun en önemli kısnnlarmı yayınlıyorum: politikaya dayanmahdır. Turizmde «Sajia Bay Ühan Selçuk; de arzulanan sonuçlara varmak için Bugünlerde herkes ya kendi kafasmın hükümlerine objektlf temeldeki koşullann etki alüna abu şekilde aüşıınmeden kanarak veya başkalannın yazı ve sözlerine lmması gereği vardır. iörü Körüne kapılarak Ortadoğu gelişmeleri hakkında lâl edip du111 ütün bu genel düşüncelerîe ruyor. Bea rte içimde bir acıyla kıvranıp duruyorum. Sizin de CumEralp'ın yazısınm ilgisi şurada: huriyet'to çıkan «Yahudüerin dramı» başlıklı yazınızı okudum. OkuYazar, turizm konusundaki resdukça hayret ettim Sız de «antisemitizm» denilen mikroba bulaşmış mî literatürümüzde bir aşama sayıgorünUyorsunuz. Hakikaten Yahudl düşmanlığını (antisemltizm) lacak biçimde, yeni bir teze geçıyor bır mıkrop şeklinde ifade edebılırız. O mikroba bulaşanlar Yahudıve umutları kanunlar ve Bakanhklere ve Yah'idillğe düşman gözlerle bakarlar. lardan çevirip lokal idarelere yö«Yaiîudj]!ğin dramı» budur işte Ben bile çok ufakken bu m!k neltiyor. Ben ise bir adım daha ataroba buıaşmıştım. Yahudileri hor gorur, her şeylerınl antipati Ue rak umutları halka doğrultmasmı karşılardım. Ta kl kendimin Yahudi olduğunu idrak edene kadar.. sâhk vermekteyim: Basit bir gerMeğer ben < e Yahudi imişim. Oturdufum semtte çok az Yahudl var5 çektir ki, halk temeli olmadan Bele dı, ve blzi sevenler yakmdan taruyanlardı. Namuslu, çahşkan bir diyeler düzelmez. Otele gelen müşailenln çocuguydum. Hıçbir suçum yoktu. Okulda çok başanlıydım terılerin büyük çoğunluğu çarşaf ve Bır gün veni gelen bir ögretmen lsmiml sordu ve benl derse kaldırbanyo temizliğini otelciden istemidı. Bildlra. Aynı şeyl bir daha sordu. Söyledim. Blr daha sordu, yecek de, bu sonuca belediyecileri saşırmıştım: yetiştirerek, yetkilerini arttırarak Söyledim ya efendim, dedim. varacağız. Olmaz böyle sey. Yazar Meğer bahane anyormuş. Yanıma geldi. kitaplanmı yere fırlattı. çok isabetli bir biçimde, halkımızın Beni smıftan kovdu; arkamdan Nazi ağzıyla küfürler savurdu. Arkabelediye hizmetlerine kargı ilgisizlığini ve turistleri kaçulan hoşgödaşlarım beni çok severlerdi. Üzgün hallerini hep hatırlanm, ve kalbim rüsünü belirtmektedir. Bunlarm aminnetle dolar. Ben ağladım, ağladım, meğer ben de Yahudi imişim çıkça yazılıp söylenmesinde çok ya O anda aklım başıma geldi, ve antisemitizm mikrobundan sıyrılmıs olrar vardır. İkinci bir çıkmaz da şu: dum. Yaşım o anda 56 yıl birden büyüdu, ve bir acı sindi içime. Hakİçinde bulunduğumuz politik düsızlığa karjı, insanhğın zayıfı ezmek için giri§tiği mantıksız hareketlere zende, yazaruı teklif cttiği gibi tekkarjı isyan ettim. Suçum neydi? nik hizmetler belediyelerin politik Adımın Yahudi olması! makamlanndan nasıi aynlabillr? Çok acı idi bu. O yıllarda Almanyada nazizm uyanıyordu. Bazı milletler ve halk topluluklan bunun etkisi altında sadik hıslere kapılıSonuç yorlardı. însanlık bir çıkmaza giriyordu. Nitekim hepimizin bildiği netice doğdu. O zaman ilkokulda okuduğum tarih kitabında Ibraniler bahonuç olarak, turizmde de ilerleyebilmek için, aradaki bütün çer sini açarak tekrar tekrar okudum. Ibranılerın eski zamanlarda kurdukçeveleri aşıp halka inmek ve ları bir devlet vardı. Hükümdarları Hazreti Davut ve Hazreti Suleyonu yüzyüımızın düzeyine çıkarma man çok âdildiler. Üç büyük din kitabında şerefle anılan bu isimler de nın rasyonel çarelerini araştırmak Yahudi değil miydıler? Çocuk kafamda bir takun sorular uyanmiîtı gerek. Bu gerçeğe el sürmeden, hu boyle.. (...) kuk ve ıdare kalıpları uygulamala Bugün Israilliler bir vatan parçasma sahip oldular, orayı cennete rı, bence oyalanmadır. çevırdıler. Israilin yaptığmı yapamıvanlar onu boğmak için elbirliği etÇelik GÜLERSOY tiler. Lâkin Yahudi anlamıştı ki ezılmemek için kuvvetli olmak lâzımdır. lcabında kan dökecek. ölecek veya öldürecek şerefini ve bayrağını **• koruyacaktır. Onun bugün millet olarak bir araya gelmesini ve bir vatan kurmasım sağhyanlar onlara hor bakan, dünyanın en acı ve çekilmez çilesini çektirenlerdir. Israil emperyalist bir ülke değildir. Siyasi yönden belki o emperyalist dediğiniz ülkelere düşmanlan yüzünden dayanmak zorunda kalmi}tır. Sorarun: Bunda haksız mıdır? Kendi varlığını savunmaya mecburdur. azetemizin .Tartışma» sütununAlınteri ile, bilgi ile, disiplinli çahşma ve imanla kazanılan herjey da Nazillili bir okuyucu îlhan emperyalizm denilen kelimenin içine giriyor. Israil de bugün böyle olSelçuk'un yazısuıa atfen İmam duğu içın kışkırtıcıların hedefı olmuştur. Her güzel şey övülür, ve övgü Hatip Okullarına gıden öğrencilerin içten kopan bır histir, zorakı değildir. O övgüler de boşuna değildir ebeveynleri tarafından sadece «Ahıinanın. Israil, Kıbutzlarıyla, Moşavlanyla çalışkan insanlarıyla başka ret.ini kurtarma amacıyla gönderıl ülkeler tarafından örnek ahnmalıdır. Israil neden dünyanın yoksul dığini ve çocukların da okulda ta ,^4uslarma.zararü,ve dvisman olsun? Israil somürucü ve emperyalist olamamen «Müsbet îlim>lerden yoksun *J raaz. O çektiği acıları unutmamıştır. Ülkesi o kadar ufaktır ki düşman yetiştiğini jnizdılar. Ayai (y«*uta köy m löpraklarmda ilerlemesi yangmı bu ufaclk ülkedsn Uzaklaştırmak içinlerimızm her bakımdan geri ve badir. Bunu anlamıyorlar mı? Ne çabuk hüküm veriliyor? Gazeteciler kımsız, dinî hayatlan tümüyle hudaima hakikat ışığmuı gösterdiği yolu çizmelidir. Vazifenizde objektif rafelere karışmış olup bu durumolursanız minnettarlarınız ve hayranlarmız çoğalacaktır.» dan köylüyü Müsbet îlimden yokBu mektup ictenlikle yazılmıştır. Ve Türkiyemizi ilgilendlren bir sun kişilerin kurtaramıyacağını betakun sorunlan deşmesi bakımından da önemlidir. Konu, Yahudi okulirtiyorlar. yucumuzun söylediği kadar basit değildir. Çunkıi Yahndiler Filistine Köylerimizin insanm içine kasgeldikleri zaman orada bo? bir toprak parçası bulmadılar? Acaba o topvet veren görüntüsü ve bir sürü huraklarda yaşıyanlar ne oldu? rafelerin, menkıbelerin dinî prenNe olduğunu anlatacağu. sipleri doğurduğu gerçeği herkesuı mâlumudur. Lâkin «Köy dâvası» bugünun meselesi olmayıp yıllaruı mahsulü olduğu da bir gerçektir. Bu zamanadek birçok makale, hikâye ve roman yazıldı. Bu yazıları oku '"••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a yan aydm kişılerimizin, maceracı gençlerimizin köyü kalkındırma ar zuterı sayfalar bitenedek sürdü. Ne yazık ki verilen vaadler konferansİar, açık oturumlar radyo proğram ları sadece kürsülerde, salonlarda. kahvelerde kaldı. S İmam Hatip Okulları G İLÂN B Birkaç kişinin işi değildir Köy dâvası oyle birkaç kişinin ya pıp ve başaracağı bir dâva değildir. Topyekun aydınların (Doktor, Mühendis, ögretmen, imam v.s..) yapa cağı bir savaştır. Bu savaşta emri vıcdanlar verecektır. Durum böyle olunca, köylerimizın durumunu kırk yılda bir gorüp: «Bu durumdan Müsbet Bilgilerden yoksun kişiler kurtaramaz» diye fer yat edip suçu geçmi^i onyedi yıla dayanan İmam Hatip Okullar1 mezunlanna jTİklemek doğru olmaz kanısındayım. Rıza KARAKÜS Millî Saraylar Müdürlüğünden 1 Saraylardan Florya Deniz Koşkü için bir adet oda soğutma cihazı (Air Condatione) satın alınacaktır. 2 Satın almacak cihazın muhammen bedeli (8000) lira olup açık eksiltme suretiyle ihalesi 30 Haziran 1967 günü saat (15.00) de Dolmabahçedeki Millî Saraylar Müdürlüğü binasmda yapılacaktır. 3 İsteklilerin geçici temınat olan (600) lirayı Mal Sandığma yatırarak bunun nıakbuzunu, Ticaret Odasımn 1967 yılı kayıt belgesini 30 Haziran 1967 cuma günü saat (15.00) şe kadar eksiltme hcyetine vermiş bulunmalan şarttır. 4 Bu işe müteallik şartname Saraylar Müdürlüğü Kaleminden almabilir. (Basın 17598 '7608) Nimbüs Imalâtta kontrol esastır 28 inci Tümen Askeri Saveılığından: DOSYA NO : 1966'140 Esas 1966/255 Karar. DÂVACI : Kamu Hakları SANIK : İstanbul Kocamustafapaşa Kulu Sebil sokak No: 22/3 de mukim 1331 D. lu Süleyman oğ!u emekli P. Astsb. Kd. Bş. Çvs. Muhittin GEZGİN. SVÇ : Askerî esyanın kaybına sebebiyet vermek. SUÇ TARİHİ : 235.1965. Asker; eşyanm kaybına sebebiyet vermek suçundan sanık yukarda açık kimlıği yazılı MVTHİTTİN GEZGİN hakkında 28. nci Tüm. As. Mahkemesuıde yapilan duru»masmda As. C. K. nun 130 uncu maddesi gereğince 7 gün sure ile hapsine ve 647 sayılı K. nun gereğince bu cezasısının tecihne, hazine zaran clan 570 liranm sanıktan tazminın° ve 15 lira nisbî harcın alınmasını mütedair gıyabi hükıım sanığın adresinın meçhul olması sebebiyle tebhğ edıkmediğinden 7201 sayılı Tebliğat K. nun 28, 29 uncu maddeleri gereğince Resmî Gazete ile ve İstanbul'da munteşir bir mahalli gazete ile ilânen tebliğine aynj kanunun 31 inci maddesi uyarınca ilân tarihinden itibaren 15 gı^ın sonra tebliğat yapılmış sayılacağına karar verilmiştır Tlânen tebliğ olunur. 903 sayılıdır. {.Bşun 1785S/760T). DENÎZ KUVVETLERJ K0MUTANLIG1 Seyir ve Hidrografi Dairesi Başkanhğmdan bildirilmiştir. DENİZCİLERE VE HAVACfLARA 65 SATTLI BİLDİRİ 11 ve 12 Temmuz 1967 günlerinde 09.00 ile 17.00 saatleri arasında aşağıdaki noktalan birleştiren saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın 7500 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakinundan tehlikelidir. KARADENİZ EREĞLİ 1 nci nokta : Enleml 41 derece 19 dakika Kuzey, Boylamı 31 derece 27 dakika Doğu oUr E. 5826 No. lu ÖLÜCE feneri. 2 nd nokta : Enlemi 41 derece 19 dakika Kuzey Boylamı 31 derece 06 dakika Doğu 3 üncü nokta • Enlemi 41 derece 32 dakika Kuzey Boylamı 31 derece 09 dakika Doğı 4 üncü nokta : Enlemi 41 derece 36 dakika Kuzej. Boylamı 31 derece 35 dakika Doğu 5 inci nokta : Enlemi 41 derece 26 dakika Kuzey Boylamı 31 derece 45 dakika Doğu DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURULLR. (Bastn 18384/7606) Sayın Doktor ve Eczacılorımıza Birsüredirmevcudu bulunmayan TtlkMk Mimirlar SEZER ve YALÇIN'ın Kın: AYŞE MELTEM Bükülmezlere katıldı. Bıenn* Itvıçre 18 g M7 Cumhurlyet 7589 MEYLIT Çok sevgili annemiz • PERIACTIN • PERIDECA • FERROC KOMPOZE İsimli nüstahzarlarımız yeniden piyasaya arzedilmiştir. ALİYE BAŞOĞLU nunaziz ruhuna ıthaf edümek üzere 29 haziran 1967 Persembe günu ikindi nama zını muteakıp Teşvikiye Camiinde okutulacak mevlıdı gerife akraba, d.ost ve arzu eden dın kardeslerimizin tesriü rica olunur. KIZLARI (Cumhuriyet : 7602) İLAC FABRIKASI 8tem*U£dgau V 0 İlândlık: yö///612
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear