26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE tKt 21 Haziran 1967 CUMHURÎYET Konferonsıno doğru masının sonu ne olduğunu sordu. Laval bu hususda Musolini nezdinde çok israr ettiğinden bahsederek, biri biri arkasına israrı teyid edici kelimeleri sıraIadı. Titülesko neticcnin ne olduğunu tekrar sorunca, Musolini kabul etmedi, dedi. Bu cevap üzerine. Titülesko (Mr. Le President vous nous avez donc leche) Reis beyefendi demek ki bizi bırakıverdiniz. deyince, Fransa Başvekili ve Hariciye Nâzın (Je ne le merites pas) ben buna lâyık değilim, cevabını verdi. Ortalıkta soğuk bir hava esti. Yugoslavya m yı1 ' Mart ayı içinde, Hitler'in mecHariciye Nâzırının Milletler Cemiyeti nezdindeki * burî askerliği ilân etmesi üzerine, delegesi çok kıyınetli bir zattı. Bu havayı değiştirFransa Başvekili ve Hariciye Nâzın Laval ve İngilmek için söz alarak, Romanya Hariciye Nâzırının, tere Hariciye Nâzırı Saymon. İtalyanın Ştreza göFransayı kendi memleketi kadar sevdiğini ve onun lündeki İzola Bella adasında Musolini'nİM başkaıılıBaşvekiline büyük saygısı olduğunu bildiğini sovğında, aynı yılın Nisan ayı sonlarında toplanmışlarleycrek bazen çok üzüldüğü zaman. kelimelerini dı. Yine aynı yıluı Mayıs ayında toplanacak olan tartamıyarak konuştuğunu. fakat bu kelimelerin Milletler Cemiyeti Konseyine başkanlık etmek sırakendisiııin temiz duygusu ile alâkası olmadığını söysı bana gelmişti. Bu sebeble Streza toplantısında ledi. Bir kaç zaman önce onunla kendisi arasında Hitler'in hareketi karşisında. üç büyiik Avrupa böyle bir konuşma geçtiğüıi anlattıktan sonra, TitüDevletinin Milletler Cemiyeti Konseyiııde takibine ksko'nuıı özür dilemeklc beraber, gönlünü almak karar verdikleri politika hakkmda, önceden biraz için eliyle cebindeki saati çıkararak kendisine bu bilgi cdinmek istediğim için, Milânoya gitmiştim. saati hediye ettiğini aıılattı. Bu hikâye üzerine LaStreza Konferansı da sona ermiş ve tngiliz Hariciye val (Dans ce cas il faut qu'il m'offre une horloge) Nâzırı Milâııo'ya gclnıişti. Fransa Hariciye Nâzırı, bu lıalde bana bir duvar saati hediye etmelidir, deMusolini ile memleketleri arasındaki işler üzerinde yince herkes gülüştü ve hava tatlılaştı. konuşmak için, bir gün daha Ştreza da kaldıkların,yıh Mart ayı gelince. Hitler bu sedan, İtalya Başvekili ve Hariciye Nâzırı, benimle fer Versay muahedesi mucibince konuşmak üzere İtalya Hariciye Nezareti IMfisteşarıaskerden tecrid edilen Ren mıntıkasına asker yığdı. nı Milâno'ya göndermişti. Milânoda önce İngiliz Bu yeni olay üzerine Milletler Cemiyeti Konseyi Hariciye Nâzırı ile konuştum. Milâno'ya vardığım Loııdrada toplandı. Arada, Laval hükumetten düşgünün akşamı, İngiliz Hariciye Nâzırı ile benim şemüştü. Şimdi Fransa Başvekilliğine Fransanın Türrefimize Scala Operasında bir tertib hazırlanmış olkiyedcki eski Büyükelçisi Mr. Saro gelmişti. duğu cihetle, oraya gittim. İtalya Hariciye Nezareti Fransanın eski Ticaret Nâzırı Mr. Flaudiıı de Müşteşarı ile biraz uzunca koııuşacağım ve ertesi Hariciye Nâzırı olmuştu. Konseye başkanlık sırası günü oradan lıareket edeceğim cilıetlc, Operayı taİngiliz Hariciye Nâzırına gelmişti. Mr. Eden İngikibe vakit bulamıyarak Operanın alt katındaki bir liz Hariciye Nâzırı olmuştu. Bahsimizi dağıtmamak odada. İtalya Hariciye Müşteşarı ile müzakerede için, asıl konumuza geliyorum. Türkiye Hariciye hulundum! Başlıca konumuz, Balkan Aııtantı ile Vekili olarak Konseyde, âzâlık müddetim bitmediği İtalya hükumeti arasında bir dostluk anlaşması yaiçin, iştirak cttiğim bu toplantıda bulunmak fırpılmasından ibaretti. Musolinideıı aldığı talimat satından faydalanarak, önce Sovyetler Birliği Harimiicibince, ttalya hükumetinin Karadeniz işlerine ciye Nâzırı Lidvinof ile, artık Boğazlar işünizi orkarışmak istemediğinden bahsederek Romanyadan taya koymak zamanı geldiğini konuştum ve mutabık başka Balkan Aııtantı azaları ile, yani Türkiye Yuoldum. Londra Büyükelçimiz. aziz dostum Fethi goslavya ve Yunanistan ile İtalya arasında bir dostOkyar beyefendi ile birlikte, tngiltere Hariciye Nâluk anlaşmasını imzaya hazır olduğunu, ttalya Hazırı Mr. Eden'i ziyaret ettim. Şahidi olduğurauz milriciye Müşteşarı konuşmamız esnasında beyan edinletlerarası durumun, Boğazlarımızın açık kalmasıce. aramızda dostluklarımızı yeterli derecede ifade na daha fazla sabretmekliğimizin isabetsiz ve ihtieden anlaşmalar mevcut olup, maksadımızm Balkan yatsız olacağını anlattım ve milletleıarası barış dâAntaııtı ile İtalya arasında bir dostluk anlaşması vamızda öııcmli bir anlaşraanın tekrar gözden geçiryapılması olduğuna göre, Ronıanya'sız hiç birşey nıe yoliyle bir nümune yaratılmasının faydasını da imza edemiyeccğimizi anlattım. Bu konu bu kadarla sözlerime kattım. kaldı. Ertesi günü Cenevreye gitmek üzerc İngiliz ihayet İngiliz Hariciye Nâzın ile mutabık olHariciye Nâzırı ile tirene bindik. Yolda, Ştrezada, duğumuzu sandığım yerde bu konu üzerinde Laval bize iltihak etti. Tabiatile kendisi ile konuşkonuşmayı kestim ve konuyu genel durum üıerine tum: Şu kadar ki. Balkan Aııtantı ve İtalya hükuçevirdim. İngiliz Hariciye Nâzırından izin alıp odameti münasebetleri knnusunu Cenevre'de, Balkan smdan çıktığımız zaman. Sayın Fethi Okyar beni Antantının diğer Hariciye Nâzırlan ile birlikte yüzümden öptü. dâvayı kazandık dedi ve beni teşçi konuşmak üzere tehir ettim. Zira Fransa Başvekili etti. Memleketime avdet edlnce meseleyi derhal ve Hariciye Nâzırı Laval, bu konuda Musolini ile Başvekilimize açtım. Sayın İrıönü ile Boğazlar mukonuşup ikna edebileceği vaadinde bulunmuştu: kavelesini tekrar gözden geçirmck için konferans Cenevre'ye vardığımız gün, Milletler Cemiyeti Kondâvet etmek hususunda Liderimizin muvafakatini alseyi toplandı. Adı geçen üç büyük Avrupa devletimak şartile mutabık olduk. Meseleyi hükumete açnin delegeleri. sırası ile Hitler'in harcketini takbih madan önce Atarürk'e arzettim. Büyük Liderimizin edcrek muahedelerin böyle bir taraflı bozulmasının cmir ve muvafakatini aldıktan sonra bahsi hükumeiyi olmadığını ve olmayacağını. halbuki böyle bir te getirdim. Vekiller Hey'eti bu konuda, konferans taraflı harekct yerine, mevcut anlaşmaların ilgililer dâveti için icab eden teşebbüsde bulunmak üzere arasında tekrar gözden geçirilmek suretile düzel bajıa .^elâtıiyet VÇfdi. Balkan müttefiklerinıizle zatilmesi, barışçı ve daha iyi bir yol olduğunjjL^değişik. ~tcu mutabıji büîunuyorduk. TJsulü dairesinde llgill ^tarzda söylediler, Konseyin djğer âzâları d& gpçüı}$„ ^tikOrne^lere nota*vermek ve inuvafakat trvabı »Irini anlattıktan sonra, Türkiye delegesi olarak komak sureti ile Montrcuz Konferansı kararı sağlandı. nuşacağımı söyledim. Artık zamanı geldiği ve lüBu Konferansta iştirak eden devletlerin delegelezumlu olduğu için bizim Boğazlar mukavelcmizin rinin hepsinden ayrı ayrı yardım gördüm. Konfetekrar gözden geçirmesi ve düzeltilmesi yolunda ransta varılan anlaşmanın metni hakkmda Cumhuyürüyeceğimize işaret ettim. Bunuıı üzerine Lozan riyet gazetesiııde birkaç gün önce yeterli derecede muahedemizde unzası olan devletlerin delegeleri bilgi verilmiş olduğu için burada tekrarına lüzum böyle bir bahsi ortaya koyacağundan haberleri bugömıüyorum. lunmadığı cihetle, sözlerüni iyi telâkki ctmekle beraber, kcsiıı bir mütalâada bulunamıyacakları beüyük Önderimiz Atatürk'ün yüksek idaresi janiyle yetindiler. Mr. Laval ertesi günü, Balkan altında, bir hayli yıldan beri takip edilegeAntantı Hariciye Nâzırlariyle bunların Milletler lcn dış politikamızın dürüstlüğü ve açıklığı o dereCemiyeti nezdindcki daimî mümessillerini öğle yece belli olmuştur ki. sadece müttefik ve dost devmeğine dâvet etti. Ycmekte Konsev Başkanı bulunletlerin değil, faaliyetimizi az veya çok yakından duğum için. karşısında ben bulunuyordum. Diğer takip edebilen herkes biliyordu. Herhangi bir: meHariciye Nâzırlarının kjdemlisi Romanya Hariciye sele karşısında, reaksiyonumuzun ne olacağını tahNâzırı Titülesko dâvet sahibinin sağmda yer almışmin etmek çok zor değildi. Boğazlar konusuna getı. Oııa bahsi açmasuıı işaret ettim. Romanya Haricilince. daha Lozan Anlaşması T.B.M.M'sine arzedilirye Nâzırı, Fransa Başvekili ve Hariciye Nâzırlaruıken yazılan Hariciye Encümeni Mazbatasında bu ko. dan, Balkan Antantı konusunda Musolini ile konusnuya işaret edilmişti. MONTREÜX •••••••••>•••••••••••••* Otuz bin yoksul köylü ne olacak? • «I • •I Montreux Konferansına katılan Türk Heyetinin Başkanı Dr. Tevfik Rüştü Aras, Boğazlann uluslararası su yolu haline getirilmesi teklifi üzerine o günlerdeki çalışmaları nakletmekte ve müzakerelerin havasmı vererek konuya ışık tutmaktadır. Dr. Tevfik Rüştü ARAS PETROL ŞANTAJI S avaş başlarken Arap ülkelerinin petrol yöneticileri ve sorumlulan Bağdat'da yaptıkları bir toplantıda, tsrail tarafını tutacak devletlere yapmayı tasarladıkları petrol boykotunun sonuçlarını incelemişlerdi. Arap ülkelerinin pek güvenle gıriştiği ve hazin bir yenilgiyle sona eren bu savaşta petrol boykotuna gırişseler, cpipeline» ları tıkasalar. kuyuları uçursalar, hiç şüphe yok ki Avrupa ülkeleri bir süre için petroldan yana çok sıkıntı çekeceklerdi. Fakat Araplar buna mukabil nelerden yoksun kalacaklardı? ve mensuplarının astronomik sar fiyatları, ağa ve şeyhlerin üikeyi haraca bağlamış olmasıdır. «••I • ••I • ••I • ••I • •• • ••I ::: jİİ: • ••I • ••I • ••I • ••I • ••< Avrupa pelrol ihtiyacının % 60 ı rta Doğu, Ingilterenin • ' » 65 ve ortak pazarın "i 60 petrol ihtiyacını karşılamaktadır. Fransa Sahra'dan petrol almakta ise de, yansını Ortadoğu'dan temin etmektedir. Hâlen Arap ülkelerinin petrol 0İ nunu dolaşıp yüksek fiyatla petrol satacak açıkgöî satıcılar bulacaklarından emindir. Çünkü 1956 yıhnda bu petrol sıkıntısının tecrübesi, Sina Çölü harekâtında zaten görülmüştü. O dep virde ihtiyacı olan petrolün o 60 nı Süveyş'ten geçirmekte olan îngiltere aldığı dersten yararlanarak şimdi ancak « , ' o 25'inı Süveyşten geçirmektedir. Bundan başka her ihtimale karşı Avrupa devletlerinin ellerinde 4 aylık petrol stokları vardır. (1) B irleşik Amerikanın ise Aıapların petrol boykotu tehdidine karşı hiç bir endişesi ol N PETCOt. BOeu V4*TT| • • •• IŞlEMMlŞ PCTfiCL İOCU UATI PETfUX a«*ı •a*< aıaı ••«• m»mm • ••• B •aa aaa "•• Dört yıl Arabistan'da ve Afrika'da yaşamış bir insan olarak onları pek yakından gördüm mahremiyetlerine girdim. Son yıllara kadar çok ilkel çartlar içinde yaşıyan, Hacı adaylannın ayak bastı paralarıyla ve çok •«§$vergtlerle devlet bütç^=ini «lenk tutma çabasında çır]. ınan• Sıitıdi ^îSİ)istan topraklarında karaaltın fışkırdıktan sonra Suudî Arabistan'da herşey değişmiştir. Amerika derhal Suudîlerle bir anlaşma yapmış, ken disine çok büyük imtiyazlar sağlayan bir mukavele ile Aramco Şirketini kurarak zengin petrol kaynaklarını iîletmeye baslamıştır. DÜNYA HAM PETROL İSTİHSALİ TAHMİNt YILLAR (Bin ton olarak) YILLAR YILLAR 1965 423269 181099 10402 6912 198413 1966 452700 175850 10200 7900 193450 2,3 ARTIŞ YÜZDESİ 19651966 Bir ülkenin kalkmması için «elektrifikasyon» gereklidir. Sovyet kalkınmasınm başlangıcuıda Lenin: •.•.,*• • Önce elektrifikasyon ve temel sanayi.. diye ılk hedefi tayuı etmiştir. Batıda ve Doğuda a>nı olan doğrular vardır. Roosevelt Amerıkasında erozyondan mahvolmuş Tennessee vâdisini kalkındırmak için once baraj ve elektrifikasyon düşünülmüştü. Japonyadan tngiltereye kadar insan başuıa düşen elektrik miktarım incelediğimiz zaman milletlerin kalkınma düzeyleri de ortaya çıkar. Türkiyede adam başına duşen elektrik üretimi yılda 120 kilovat saattir, bu rakam Yunanistanda 280, Yugoslavyada 498, Fransada 142«, İngilterede 2020 dir. Göruluyor kl •nurlu ufuklar» palavrasına rağmen semalarımız en yakın komşulanmızdan bile kat kat karanlıktır. Bu karanlığı aydınlatmak için atılan adımlardan biri Keban Barajıdır. Türkiyede şimdilik yılda 3 ^ milyar kilovatsaat elektrik üretilmektedir. Kebanda 6 milyar kilovatsaat elektrik elde edilecektir. Buna rağmen Keban'uı meseleyi temelinden çözümliyecek bir yatırım olduğunu söyliyemeyiz. Uzmanların düşüncelerine göre bir enerji kaynağının harekete geçirilmesi için en azından 810 yıllık bir süre gereklidir. Türkiyenin 1975 te elektrik ihtiyacı Plânlama tahminlerine göre 17 milyar kilovatsaat'ten fazla olacaktır. Bu ihtiyaç karşısında Keban küçük kalmaktadır. Bugünden yeni hazırlıklar yürümediği zaman on yıl sonra aynı çıkmaz içinde bulunacağız. Keban barajmın hikâyesi otuz yıl öncesinden başlar. Çalışmalar 1936 da başlamış, çeşitli iktidarlar sırasında hazırlık kesimleri tamamlaıımış. inşaata başlamıştır. Bu baraj ve baraja toplanacak sudan elde edilecek elektrik üretimi sefalet içinde yüzen Doğu illerimize ilerde nefes aldıracaktır. Barajın getireceği faydalar birkaç kalemde özetlenebilir: 1 Elektrik ucuza elde edilecek, Doğu Anadolu insanını aydınlatacaktır. 2 Elektrik enerjisi sayesinde bakır. krom, karpit. süperfosfat sanayii gelişecektir. Çünkü Türkiye bakır. krom gibi cevherlerini çoğunlukla dışarıya ham olarak ihraç etmekte. ileri sanayi ülkelerinde işlenen bu cevherleri daha sonra kat kat pahalı fiyatla ithal etmektedir. Yoksul ülkeler kendi milli cevherlerini kendileri işlemczlerse kurtulamazlar. Bu cevherleri işliyecek tesislerin kurulması için de enerjiye ihtiyaç vardır. 3 Tarım alanında Keban hem taşkınları önliyecek, hem de sulamayı diizenliyecektir. Buraya kadar saydıklarımız bir barajın ve hidroclcktrik santralınm tabii sonuclarıdır. Kalkınma yolunda Keban gibi nice adımlar atılmadıkça Türkiyenin yaya kalacağı açıktır. Bunun yanısıra kalkınmanın sosyal adalet içinde gerçekleştirilmesi gereklidir. Bu dâva Keban Barajı konusunda açık ve seçik bir daha ortaya çıkmaktadır. Keban Barajının Doğu illerimizde meydaııa getireceği göl 680 kilometrekare olacaktır. Böylece Van ve Tuz göllerindeıı sonra üçüncü büyük göl Türkiye lıaritasında belirecektir. Gölün suları aşağı yukarı otuz bin kişinin yaşadığı toprakları kaplayacaktır. Çoğu yoksul köylü nlan hu insanlnr ne yapacaklardır? Devlet göl suları altında kalan toprak sahibine. ev sahibine, çift çubuk sahibine istimlâk bedellerini vcreccktir. Ama ya toprağı olmıyan, ırgat, yarıcı. ortakçı çalışan kişiler için ne düşünülmüştür? Küçük toprak sahipleri ellerine aldıklan istimlâk bedellerin nasıl değerlendireceklerdir? Kısa bir sürede yiyip bitirmek zorunda mı kalacaklardır, yoksa hükumet bu kişilerc bir yol göstermek sorumunu anlamış mıdır? Elâzığ ve Tunceline bağlı yoksul köylerin halkı kara kara düşünmektedirler. Keban'uı memleket yararına olduğu âşikârdır. Ama beraj ve lıidro elektrik santralım yapacak kumpanyalardan istimlâk bedellerini alacak varlıklı ağalara kadar cümle ensesi knlınların işi yolundayken kalkınma yolunda atılan adımın ıstırabı gene fakir fıkara köylünün sırtına binecek görünür. Yalnız barajın plânlamasıyla iş bitmez, yoksul halktan yana olan iktidarlar Keban gölüniin açıkta bırakacağı on binlerce vatandaşın sosyal durumlarıyla ilgilenmek. vc onlann gelcceklerini de plânlamak zorundadırlar. Gerçi Keban çevresinde barajın bitiminden birkaç yıl sonra iş alanları açılacaktır. ama o «birkaç yıl» içinde kim ölc, kinı kala? Keban gölünün suları altında kalacak köylerin insanları şimdiden dertlidirier. Bir yctkili, köyü sular altında kalacak bir köylüye: Siz buralan boşaltıp giderken mezarları ne yapmayı düşünüyorsunuz? diye sormuş. Aldığı cevap çok ilgi çekicidir: Beğ, dirilerimizin işi yoluna kondu da iş ölülere mi kaldı? Hele biz kendimizin n'olacağını bi kez öğrenek ki ondan sonra mezarlara sıra kalsın. Ölü yatar yattığı yerde. Yemek istemez, geygi istemez. Sen jincik canlıların derdini halletmeye bak! Türkiyede kalkınma hamlelerinin bütün ağırlığı yoksul halkın sırtına vurulmaktadır. Bu adaletsizlik Keban konusunda da görülüyor, ve bu adaletsizliği yok edecek bir calışma şimdilik ufukta görülmüyor. Elâzığ ve Tuncelinin otuz bin yoksul köylüsünün dâvasını dâva edinecek kişiler Mecliste seslerini duyıırmalıdırlar. ...1964 KUZEY A M E R İ K A v (Kanada dahü) KARAİB BÖLGESİ • Venezuela • Kolombiya • Trinidad 412661 177271 8805 7037 193113 i "iAiii < »««•••••»•»••••»! 6,9 + Merhum Van Müftüsü Abdurrahman Hulusi Efendinin eşi, Mühendis Fettah Aytaç ve Merhum Dr. Kâzım Aytaç'ın anneleri, VEFAT S »ifiiiiininiiüii!in!îiiıiiiiifniiıımmiiiii»iiınni!mııınin^ii BEDAVA HOT GAZ OCAGl... veya HOT gaz sobası kazanabilirsiniz/ HOT ocaklarmın içlndekı BEDAVA Ocak ve Soba ıkramıye kuponunu doldurjp derhal gonderıni2 uudî Arabistan korkunç bir dolar yorganının altına girdi. Çünkü Suudi Arabistan ıstihsalinin dizginlerini elinde tutan Amerika idi ve bu ülkeyi sömüren Aramco adında bir şirket kurmasını başarmıştı. Tah minlere göre Suudi Arabistan'da istihsal edilen petrolün tutarı milyarlarca doların üstündedir. Anlaşmaya göre elde edilen gelirin yarısı Suudi Arabistan'a aittir. Fakat bu da türlü yollarla gene Amerikalılara aktarılmaktadır. Araplar o kadar Amerikalıların kapanına rahatlıkla girmişlerdir ki, devletler, hükumet ler deviren CIA orada faaliyet göstermemektedir. L A T İ N AMERİKA ÜLKELERINDEN BAŞKALARI 17000 16448 16770 • Meksika 14244 14054 15000 • Arjantin 4431 4477 5750 • BrezUya 3085 3250 3150 • Peru 1784 1657 1620 • Şili 416 433 700 • Bolivya • Ekvator 368 376 350 40686 DİĞER ÜLKELER <t Suudi Arabistan » Kuveyt <t İran » Kuveytln bitarai bölgesi t Irak t Abu Cabi > Katar ^ Mısır 1 Bahreyn • Türkiye t İsrail 85794 106715 84249 19503 61429 9003 10136 6353 2460 886 199 388727 41017 99596 107323 92375 19164 64533 13539 10961 6510 2841 1461 203 418506 43570 117000 114300 105500 22000 67000 17300 13500 6500 3000 2000 200 468300 + 4+ + + 6,2 17,5 5,5 14,3 14,8 BN. DİLBER ATTAÇ 19/6/1967 pazartesi gecesi Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 20/6/1967 salı günü öğle namazından sonra Heybeliada Camiinden alınarak Heybeliada'daki ebcdl istirahatgâhına tevdi edilmiştir. İlâncıhk: 943/7379 B U Y Ü K A C I M I Z 4 3,9 + 27,8 + 23,2 HOT TÜRKİYE DEPOZİTERLERI : ALEVLI TİCARET K O U . Ş • S^buncu Han Cad. 62, ISTANBUL Tel. : 27 2 1 5 7 SIMANTOV GAYUS ve ORT. .,çek Pararı No. 28, 30 ISTANBUL Tel.: 27 45 42 S. PORSEMAY veŞKİ. : Em.no.ıü, Sakaçeşme Sok. U , ISTANBUL Tel.: 27 23 55 İlâncılık: 770/7370 Yeni doğan Kraliyet mensubu bir erkek prense, ayda dünyaya geldiği andan itibaren 60 bin lira maaş bağlandığı hesaplanırsa, petrol gelirinin ülkenin kültürel, ekonomik, tanmsal, sinai kalkınmasına hiç bir şey bırakmadığı kolayca anlaşıhr. Şimdi Arabistan'da 1000 aile müreffeh çok lüks bir hayat yaşar. 6 milyon 900 bin kişi eti ancak efendilerinin artıklarından tadarlar. Bu dengesizliğin sebebi sarayın Merhum Rahvancızade Mehmet Reşit Efendi ve merhume Hanife Hanımın oğulları, Hayriye Rahvancı'nın eşi, Zuhal Ünal, Opr. Dr. Zeyyat Rahvancı vc Y. Müh. Selim Rahvancı'nın sevgili babaları, Mehmet Ünal, Perihan Rahvancı ve Neclâ Rahvancı'nın kayınpederleri, Osmau Nasman'ın dayısı, Cevdet, Fikret Reşit Rahvancı'ların, Belkıs Atabeğ ve Semiha Terazi'nin amcaları, Yavuz ve Orhan Ünal ile Fatih ve Fuat Rahvancı'lann dedeleri; İstanbul Darülfünunu Müderris muavinlerinden Kuleli, Bursa ve Beyoğlu Liseleri emekli Kimya öğretmeni; + 11,9 Eczacı ve Kimyager SUPHİ RAHVANCI 19 Haziran 1967 pazartesi mübarek Kandil Gecesi Hakkın rahrnetine kavuçmuştur. Cenazesi 21 Haziran çarşamba günü (bugün) öğle namazını mütaakıp Altunîzade Camiinden kaldjnlarak Karacaahmet Mezarhğına tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. AİLESİ NOT: Çiçek gönderilmemesi rica olunur. Cumhuriyet 7354 Nimbüs istihsali, dünya petrol istihsalinin üçte biridir. Gelecekte Araplar dünya petrol ihtiyatlanmn °,'o 60'ını kontrolleri altına alacaklardır. Aynca bu ihtiyatlan n kontrolünün °'o 12'si Kuzey Amerika'nın, '/o 0,6'sı da orta Av rupa'nın elinde olacaktır. Bağdat toplantısı petrol konusunda da sair konularda olduğu gibi arapların hiçbir zaman anlaşamıyacaklarını ispatlamıştır. Bu toplantıda bir çok tez karşı karşıya çatışrnışttr' Meselâ Suudiler ve Kuveytliler yalnız hasımlarına petrol sevkini durdurmak tezini savunmuşlardır. Halbuki Suriye Başbakanı Yusuf Zeyn petrol kuyulannı ve pipeline'lan dinamitle uçurmak tezini ısrarla savunmuştur. Bu açık çelişme menfaat ayrıhklarını be lirtir. Suriye'nin topraklarında tek bir petrol kuyusu dahi bulunmaması, çatışmaya sebep olmaktadır. Buna karşıhk çok daha mutedil tekliflerde bulunan Arap ülkelerinin, evvelâ kısıtlı boykot talebinde bulunmaları herşeyden evvel kendi çıkarlarını düşünmelerinden ileri gelmek tedir. 1966 yılında Suudi Arabistan 117 milyon ton, Kuveyt 114 milyon ton, İran 105 milyon ton pet rolü Amerika emrine vermiştir. İstihsal merkezlerini tahrip etmeden de petrolün batıya ulaşması önlenebilir. Suriye için Aramco'nun ve Irag Petroleum Company'nin pipe line'lannı zararsız, işe yaramaz hâle getirmek mümkündür. Mısır da Süveyşten petrol geçişini önler. Bu suretle Avrupa'ya petrol sevkinin * / » 85'i kısıtlanmıs olur. Sonuç: Avrupa ülkeleri yakıtça sıkmtıya düşer. Avrupa ülkeleri, fırsattan yararlanıp 100,000 tonluk petro! ge mileriyle kendilerine Ümit bur mamıştır. Çünkü Amerika'nın Ortadoğu'dan ve dışardan aldığı ham petrolün tutan istihkâkının «o 5'i oranındadır. Amerikalıların, Arapların boykot veya petrol kaynaklarını im hâ kararını uygulamakta zararları çok astronomik rakamlara ulaşırdı. Sebebi ise, Ortadoğuda şu Amerikan şirketlerinin her türlü petrol kaynağına el koymuş olmalarıdır. (Standard oil, Texaco, Mobil Oil, Gulf Oil vs.) Bu şirketler çalıştıklan ülkelerin zararına karşı Amerikaya milyarlarca dolar aktarır. Savaş patlamış ve hemen bitıvermiştir. Ne petrolcü Arap ülkeleri, ne de petrol gölgesinde yaşayanları Bağdat toplantısında karara bağlayamadıkları tasavvurlannı kuvveden fiile çıkaramamışlar. bir merhaba deyip ayrılmışlardır. Yalnız Kuvej't'de bâzı petrol tesisleri tahrip edilmişse de bu da Arap milliyetçilerinden ziyade Arap anarşistlerinin çıkışına benzer. ACI KAYBIMIZ Kesre eşrafından merhum Tevfik Beyin, merhu.ne Hacer Hanımın oğlu Ferdiye Demiroğlu'nun sevgili eşi, merhum Em. P. Alb. Ali Hıfzı Demiroğlu ve P Alb. Sabahattin Özdemir'in kardeşi, merhume Sabiha, Kâmile, Nadire Hanımların evlât ve kardeşleri. Kadriye, Kıymet ve Fehiys Hanımların kardeşi, Cudi, Cem'i, Can Demiroğlu'nun biricik bnbaları merhum Cüneyt Demiroğlu ile Çetin ve Gülsen Demiroğlu'nun amcaları, Nurçin, Nuıten Demiroğlu'nun kaymbabaları, Füsun, Candaş, Cem, Cemşit ve Cüneyt Demiroğlu'nun büyükbabaları, Em. İs. Alb. Fahir Şeren ve Kadriye Şeren'in enişteleri, Emekli İstihkâm Albay CELAL DEMİROĞLU 20/6/1967 günü anî olarak vefat etmiştü. Cenazesi, bugün 21.6.1967 çarşamba) öğle namazından sonra Aksaray Valde Camiinden kaldırılarak Merkezefendi'deki Aile Kabristanına defnedilecektir. DEMİROĞLU AİLESİ Cumhuriyet 7373 Sonuç B ütün bu gürültülü toplantılann, tatbik edilemeyen karar ların sonucu, Arapların petrolü Avrupalılara kısmasının, kendilerine çok zararh olacağını zamanında anlamaları. hakikati kabul edip, Birlesmiş Milletler Kurulunun haklarında vereceği kararı tevekkülle beklemeğe kat lanmalan olmuştur. CEM TURTBAY VE YANKILAR ORKCSTRASI MOTELKftMPÎNÇ Yurükali Koyunda Ucuz Bîr Yaz Talili:....Mur. Yurükali Kamalya.Sök. No. 15 T e l : 51 6 4 $ 4 Feza: 1506/7383 Ilk Sovyet Büyükelçisi S. İ. ARALOV'un fl) Türkiye'nin yalnız 40 günlük stoku vardır. Le Nouvel Obfervatenr'dan derleyen: M. Turhan TAN Türkiye Hatıralan Burçak Yayınevi Dağıtım: BATEŞ Cumhuriyet 7351
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear