24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE ALTI 22 Şubat 1967 CUMHURtYET Turan Oflazoğlu'nun yeni oyunu Deli Ibrahim Kent Oyuncuları bu eseri gerek sahneye koyuş gerekse oynayış bakımından iyi bir not aldılar 22 Şubat 1928 tarihli Cumhuriyet'ten Divanda eski Içişleri Bakanı da dinlendi Ankara, 21 (a.a.) Bugün sa ile tipi halinde kar yağmıştır. at 14 te eski İçişleri Bakanı Te Bu yüzden limandan çıkacak vakirdağ Mebusu Cemü bey din purlar hareket edememişlerdir. lenmiştir. Cemil bey «Havuz hakAvıjcatların grevi kındaki muamelenin nasıl geçtiğini pek iyi hatırlamadığını», Sulh mahkemelerinde avukatfakat müzakere bitince İhsan be lardan başka kimselerin de dâva yin «Şimdi ne yapacağız?» de kabul edebileceklerine dair Admesi üzerine Başvekil Paşanın liye Vekâletinden gelen bir ta«Arkadaşlarınızla görüşürsünüz, mim dün avukatlar arasında bir kararlaştırırsınız, tekrar burada hareket uyandırmış ve mesele görüşürüz» dediğini aynen ha Baro İnzibat Meclisine verilmiştırladığını söylemiştir. Daha son tir. Bazı avukatlar ise bu şekil ra Reis, Cemil beye şunları sor kaldığı takdirde mahkemelerde muştur : hiçbir dâva kabul edilmemesi Reis Böyle mühim bir me gerektiği üzerinde açıklamalar selenin hükumet istifa ettikten yapmışlardır. sonra yeni teşekkül edince ilgiSevinç faciası li Vekilin halefı gelinceye kadar bunun geri bırakılması mumuhakemesi vafık olmaz mı idi? Dün Sevinç vapuru faciasının C. Muvafık olurdu. İhsan bey bundan önceki du muhakemesıne bakıldı. Sevinç ruşmalarda tekrar tekrar bunla vapurunda batıp boğulanlardan n cevaplandırdığını söyleyerek bazılarının çocuklan, kocalarını bir itirazda bulunmayacağını bil kaybeden kadınlar ağladılar. Sevinç vapuru lokantacısı da «Badirmiştir. tanlara yemek yedirdim, şampanya içirdim, şimdi bu parayı Kar, yîne başladı kimden alacağım?» şeklinde dâEvvelki gün baharı andıran vasını anlatmış ve en sonunda hava dün gece birdenbire soğu varılan netice şu olmuştur: Semağa başlamış ve dün sabah er vinç batarken Marmara yanaşşa kenden fırtınanın da eklenmesi imiş felâketin önü alınabilirmiş. Selmi ANDAK işiliğini bulmağa çalışan Türk Tiyatrosunun umut bağladığı genç yazarlardan biri de Turan Oflazoğlu'dur. «DELİ İBRAHİM» oyununda Oflazoğlu kendi deyişiyle de belirttiği gibi Konnsuyla ilgili bütün kitapları, bütün belgeleri inceledikten sonra, Osmanlı tarihi'nin «tipik bir iktidar» çöküntüsünü örnek alarak, benzetme yoluyla genelleştirmege, «evrensel» kılmaga ve günümüze etkili kılmağa çalışıyor. Tiyatro bakımından da bunu bir «İktidar Tragedyası» anlamı içinde vermeğe girişiyor. Bu isteği, araştırması v e çabası, gerek böyle bir «benzetme»nin zor luğu, gerekse şimdiye kadar alışılmış oyunlann dışında, (ne klâsik tarihi oyun, ne de gerçekçi köy veya benzeri oyunlar), ayrı v e orijinal niteliği olan bir piyesi repertuarımıza kazandırma bakımından övgüye değer. K KENT OYUNCULARI'nın ise gerek mizansen, gerekse oynanış olarak çok seviyeli, ağırbaşlı v e çağdaş tiyatro sanatı ile bağdaşan biçim ve ölçüler içindeki başarısmı alkışlarız. TARÎH SANANLAR YANILIYOR Yazarın haklı olarak açıkladığı gibi v e oyunun sahnede uygulanışına göre, biz de buna katılarak kesin olarak şunu belirtelim: «DELt İBRAHtM» oyunn tarihi v e klâsik bir oyun değildir. Konusunu, sadece tarihin bir köşesinden yararlanarak, günümüzün dram sanatı açısından is lemektedir. Burası böyle... Bu noktada oyunun yazarıyla beraberiz. Amma oyunu daha güçlü olmaktan alıkoyan başka noktalarda duralım: 1 Yazarın deyişiyle, mademki «Deli İbrahim» cinsel, siyasal ve ruhsal bir «iktidar tragedyası» olarak işlenmiş; Sultan İbrahim'in özellikle içinde boyuna biçim değiştiren ifritiyle boğuşması, serüvenin bütününde yer almıştır: şu halde kendisini yıkıma götüren, böylece hattâ bir toplumu çöktüren şey, neden sa dece sonunda bir «aşk» olur çıkar? Bu kadar hafif mi, koca bir dfizen sorumu? Bilinçli cinnetin, çaldırmaya karşı en sağlam yol olduğu; padişah İbrahimin soytarı kılığına bürünüp halkın önünde çeşitli kişilikleri oynaması; dünyaya son vermeyi halka önermesi, halkın da buna razı olması gibi her çağda, her ülkede etkili olabilecek durum ve tutumlar; oyunda psikopatoIojik ve metafizik anlamlara ko laylıkla kayabilecek, hatalı çözüm açılandır. 2 Oyun eskidenberi bilinin «Kadınlar Saltanatı» gibi bir kı lığa burünüyor! Bir çöküşü, sadece «Harem» mi hazırlıyor? Sosyal, polıtik faktörler oyunda gereğiyle belirli değil... 3 Oyunun asıl durulması gereken kışileri üzerinde yeteriyle durulmamıs: En etkili tip olan ve Pekcan Kosar'ın büyük başanyla oyunun anlamına uygun en karakteristik kişi olarak canlandırdıgı Cinci Hoca dışında; Kara Mustafa Paşa (özellikle hem en bilgili, en iradeli, fakat gene de ihtirasıyla zayıf tarafı olan kişi) ve Yusuf Ağa gibi tipler üzerinde, belirli çizgılerle daha fazla işlenmeliydi. 4 Oyunun biçimi: Mademki amaç, tanhteki bir olayı gereğiyle vermek veya tarihin karanlık kalmış bir köşesini aydınlığa çıkarmak değildir; şu halde günümüzün modern anlavısında mizah v e «hiciv» yönünü güçlendirerek, tam bir kome di, bir fars, hattâ pekâlâ bir «parodi» ye kaçılsaydı, her halde çok daha etkileyici olurdu. 5 Diyaloglar, özellikle başta hem güç anlaşıhyor, hem de çok sıkışık bir plânda verildiği için, özellikle hatırda kalması gereken «büyük sözler», «derin anlamlar», «benzetişe yarayacak deyimler», ne yazık ki oyundan çıktiktan sonra unutuluyor? 6 Oyunun manzum oluşuna gelince: Dil bakımından yadırganmıyan ve oldukça temiz bir Türkçe ile başanlı olan bu oyunun manzum olusunu Turan Oflazoğlu genel bır yargıya varchrıyor ve diyor ki: «Tiyatroyu yine ozanlar, dünyayı ozan duyarlı|ıyla kavrıyanlar is edinmeli.» İşte bu söz fazla! OYANIŞ Kenter Oyuncular «Deli lbrahim»i büyük bir başany la oynuyorlar. Şükran Güngör'ün mizanseni «tiyatro kuralları» na göre ölçülü, biçili v e hareketli, temposu yerinde. Doğan'Aksel'in dekorlan çok titiz ve estetik bir çalışmanın ürünü olarak göze çarpıcı. Amma Deli İbrahim'in boğucu dünyasını da belirtmek bakımından, ışıkla birlikte biraz karanhkları eksik... Müşfik Kenter oyun gücünün bütün olgunluğu, rahatlı|ı ile se yirciye etki yapan «çift görünüşlü» bir Deli İbrahim yaratıyor v e üstün başansıyla alkışlanıyor. Yıldız Kenter «Kösem Sultan»da yardımcı rolde olmasına rağmen gene de klâsını gös teriyor. Pekcan Koşar «Cinci Hoca» da unntulmaz ve hattâ pi yesin en ilgi çekici bölümünü yaratan bir oyun çıkanyor. Şiik ran Günçör v e Kâmran Yiice, Bülent Koral oyunun temel direkleri olnyorlar. Sema özcan çöz kamastırıcı bir Hümaşah oluyor. Diğerleri oyunu sürüklüyorlar. Kösem Sultan rolünde Yıldız Kenter, oyunun yükünü taşıyanlardandı.. Fotoğrafta Kösem Snltan (Yıldız Kenter), Sadrâzam Sultanzade Mehmet Paşa (Bülent Koral) ile birlikte görülüyor Kent Oyuncuları, Turan Oflazoğlu'nun «Deli İbrahim>. ini büyük bir başanyla oynadılar... Yukarıdakl fotojrrafta Şükran Gungör, «Kara Mustafa Paşa» Ue Müşfik Kenter «Deli İbrahim» görülüyor. "Rosputin'i Ben Oldürdöm,, lüminin getirdikleri Su perdesi üzerinde "Aklüeldalaverelerin Komşularımız hiç biri &0 yeni K değildir Küçük Komed/'de 2. oyun Özdemir NUTKU nı ilk duyduğum zaman tarihi bir dramdan ziyade aktüel bir konuyu hicveden bir eserle karşılaşacağımı sanmıştım. Meselâ perde açüdığı zaman bugünkü kıyafeti içinde, pantolonlu ceketli kravatlı, 1940 doğumlu bir İbrahim. bütün muvazenesizliği ile karşımıza çıka cak ve sonra onu insanlığın hiç değişmeyen çehresini daha canlı ola rak sunmak için tablolar halinde değişen dekor ve kostümlerle kavuğu ve şalvarı içinde tarihteki sultan İbrahuni göreceğiz sanmıştım. Bu surctle dünkü Ibrahimle bugünkü İbrahim arasında fark olmadığı, daha müşahhas, ve «ironik» bir sekilde görülmüş olacaktı. Ben böyle düşünmüştüm. Bence aktüel dalâverelerin hiç biri yeni değildir. Her halde «tarihin bir tekerrür» olduğunu söyleyen bunu imâ etmiş olacak.» . Devlerin elinde olunca tarihî bir konunun bugünün gerçeklerine sahne oyunu olarak konabileceğine inanıyorum. Zaten piyeste sanatkârlan gördüğüm zaman bu dü süncelerimden ötürü yüzüm kızardı. Bu piyeste onlar, asla tarihi birer kukla değil, bugünün atmos üçük Komedi, ikinci oyunu^u sahneye çıkardı. Bu oyun uzun zamandanberi susan kabiliyebı ve ünlü bir yazarın da susuştan sonraki ikinci oyunu. Bu döntm, Başkent Tiyatrosunda gördüğümüz kısa soluklu eserinden sonra Turgut özakman, Komşularımız adını verdigi oyunuyla karşımıza çıktı. r him> a I" I•K•l bsia sahneyed ı koyacakları > b i r pive •••f ent oyuncularının (Deli P aris'in kenar mahallelerindeki bir dinlenme evinde, tarihin kanh olaylarından arta kalmış "bir kadırı vardır: Ilasputin'în ' sevdiği iddia edilen Mounia Golovine.. Mounia, «Rasputin'i Ben Öldürdüm» filmiyle, Anastasya'yı Ç k o hatırlatan, esrarından sıyrılıp, karanlıklardan aydınlığa çıkar gibi oldu. Hiç değilse yarı aydınlığa. Bir Fransız gazetecisi, filmin çev rilişi üstüne, onu, kaldığı bu dinlenme evinde, Meryem resünleri ve bebeklerinin arasında bulup konuştu. Bu kısa konuşma, çözülmemiş bir sır gibi beyaz perdeyi vakit vakit heyecanlara salan bir tarih yaprağmı aralaması bakımından hayli ilginç. •YARIN BEN ÖLECEĞtM.» Mounia Golovine tarihin «Uğursuz Papas» diye adlandırdığı büyük dostu için: Hayır, dlyor, rahip değildi o, diinya evine girmeraiş de değildi. evliydi, çocukları vardı hattâ. Ve gazeteci hemen en çok merak edilen soruyu soruyor: MONTBEAL Kanada'da bu >az açilacak Expo 67 sergisinde halkın zevklp tâkip edeceği en cazip ttmaşalardan biri fiskiyelerden fışkıran suların mevdana getirdiği bir perde üzerine Kodak'ın aksettireceği renkli sîayd fotoğraflan olacaktır. \ukandaki resimde, su perdesi üzerine aksettirilccek fotoğrafların yanında dansöz Dorra Phillips görülüyor. GERALDtNE CHAPLİN (Mounia Golovine rolünde) Öldürüldüğii gün gördünüz müydii kendisini?. Hayır, o gün değil, bir gün önce. Bizi çay içmeye dâvet etmişti. Hepimizin birer birer geleceğinden haberler verdi. Sonra da: «Ben yarın öleceğim» dedi bize. Rasputin'le Prens Yusupofun arasında nasıl bir ilişki vardı aslında? Kendisini öldürenlerin arasında bulunacak olan bu adamla Rasputin'i sizin tanıştırdığmız doğ ru mu? Evet, ben tanıştırmıştım. Prens Yusupof, bana çok hasta olduğunu, ancak Rasputin'in kendisini iyileştireceğine iııandığını söylüyordu. Sahiden hasla mıydı, değil miydi. orası Prensin bileceği iş. Soıı zamanlarda hiç gördünüz mü Prens Yusupofu? Hayır. hiç. Yalııız bir fotoğrafını gösterdiler, adamakılh ihtiyar lamış. (Yusupof bugün 91 yaşmda, Mounia Golovine'se 85 yaşındadır.) Konuşma bitince, gazeteci, Golovine'e, «Rasputin'i Ben Öldürdüm.» filminde Mounia rolünü oynayan Geraldine Chaplin'in fotoğrafını gös terıp düşüncesini soruyor. Çok beğeniyor Golovine. Ama, «Rasputin rolüne Gert Froeber'in yaraşıp ya raşmadığı» sorusuna: Hayır, diye cevap veriyor dal gın dalgın, Rasputin ince, sanşındı. Ve hayâlinin gözleriyle büyük dostunu görüyor. ariste talebe olan bir genç, ailesinden de yeterli yardım görmezse cep harçlıgını nasıl çıkarır? Yüzlerce genç kız, vitrinlerin önünden geçerken, «kaçmış» son çift çoraplarını düşünerek kendilerine hep bu suali sorarlar. Bu kızlardan bir kısmı yanm günlük işlerde çalışır, bazüan geceleri çocuk bakar, diğerleri ise özel dersler verir. Parisli bir antikacının kızı olan 21 yasındaki Eveline Dubreuıl ü e 20 yasındaki Kanadalı Helene Roman harçlıklannı sağlamak için hem orijinal, hem de verimli bir iş icat etmişlerdir: Dadılann çocukları gezdirdikleri gibi köpekleri gezdiriyorlar. İki genç kız bu işe şöyle başladılar: 15 gün evvel arabada giderlerken İaş sporları yapmayı düşünüyorlardı. Fakat ikisinrn de kısa bir süre en yakın kayak mer kezinde kalmaya vetecek paraları yoktu. Montparnasse'dan geçerlerken birdenbirc parlak bir fikir geldi hatırlarına. Köpekleri gezdirmek!.. Eveline olayı şöyle anlatıyor: Kendi kendimize sorduk: KÖ peklerini gezdiremiyen köpek sahiplerinin köpefclerini gezdirsek nasıl olur? Ertesi gün bir New York gazetesinin Paris nüshasiyle, diğer Paris gazetelerinde şu küçük ilân vardı: «Eğer köpefinizi geıdirmeye vaktiniz yoksa, Solferino 8243 e telefon ediniz, hizmetiniz görülecektir.» İlân .çıktiktan sonra iki arkadaşa otuz kadar telefon geldi. Bunlar arasında bir Bay ka'.ın bir sesle şöyle konuştu: Yrni işüı başındaki genç Evelyn. Köpeğim yok. fakat bir genç Boulogne ormanında köpek gezkız tarafından gezdiril..ıekle çok airiyor. memnun olacağım. Hem «Hav, Hav» diye havlıyabüirim de. ' Eveline, Evelina ve Helene zaten böyle Eğer işimiz gelişirse yeni kız şakaları beklemekte idiler, kızma arkadaşlar angaje edeceğiz, başyıp gülüp geçtiler. ka minibüsler kiralıyacağız ve aFikir benimsenmiş, ilân ,yapılbone" olacak müşterilerimize tenmıştı. İki talebe çalışmaya başlazilâtlı karneler vereceğiz demekdılar. Hayvanları taşımak için tedir. HĞlene'in kullandığı bir minibüs Yine Eveline istikbal için dükiraladılar. Boulogne ormanma şüncelerini şöyle özetlemektedir: gidiliyor, orada köpekler sevim Bu işi şimdiiik cep harçlıfıli gezdiricilerlnin yedeğinde domızı çıkarmak için yapıyoruz. İlaşarak temız hava alıyor, ayaklaleride çok "kazanmay<ı başlarsak rmın ağırlık ve uyuşuklarını gideokulla iş arasında bu seçiroi yarerek neşeli iki saat geçiriyorlarpacağız! dı. Kıymetli köpekler iki genç kıza para kazandırıyor P «Deli İbrahim» oyunu hazırlanırken saııatçilar uzun bir süre Topkapı Sarayında çalıştılar.. Yukarıda Yıldız ve Müşfik Kenterler Topkapı Sarayında görülüyor. ferinde bugünkü dille tarihî hakikatlere uygun kalıplar içindedirler. Elif NACi Yazar, oyuna bır de anlatıcı koymuş; ama bu anlatıcı oyunla beraber değil, oyuna karşı: Yazann böyle bir oyun yazmasını yeriyor. Ama öyle bir yeriyor ki, sevimsiz, donuk ve ukalaca bir yeriş bu. Anlatıcı yoluyla, yazar kendi tiyatro anlayışmı da ortaya koymus oluyor. Toplumculuk yalnızca doğrudan söylenmiş sözlerle olmaz, şöyle bir aile albümünü kanştınrsak zaten toplumun bir yolda gelişen bir konuşma dil düzensizliği dolayısiyle ortaya çızeniyle beşeıi açıyı sağlıyorlar. kar, demek istiyor. Bu oyunda arka arkaya, insana İlk bakışta sahne üzerine çısotuk •aldırrmyan bir espri yagkanknış bir «Uğurlugil AOesi» Ue muru var, ama tste işin garip yakarşılaştığını sanabılir insan. Belnı bu, konuşmalar içindeki bütün ki bir kısım seyirci de bu eseri bu espriler, yalnızca gUlUnç bir söz olarak kalmıyor, oyunu gelişböyle seyredebilir. Ancak bu etiriyor ve aynı zamanda dramatik serde gayet garip, insanı çeken ve görünüşü de getiriyor. Bütün o yavaş yavaş saran bir hava var. gülmelerin ardında bunık, üzünç Bu da lâstik top gibi zıplıyarak verici bir yöneliş var. gelişen espri bombardıraanı altında, orta halli bir ailenin meseleOyunu sahneye koyan A. Demirleri, ekonomik durunıu, toplumel, bu dışta komedya olarak gelişen eserin iç dünyasını sahne sal açısı, yoksulluğu ve her şeye üzerinde sağladığı kontrastlarla rağmen insan tarafı, ukalâlığa kaç madan, ortaya çıkıveriyor. O za dramatik bir yola sokabilmiş Eserin temsilindeki bir başan da man anlıyoruz ki bu sözde birburada. 1. Altmdağ'ın dekoru da birlerini hırpalıyan insanlar yüsevimli ve iyi. rekten sevgi doludur. YoksullukHakkı'yı oynıyan Attilâ Eldem laruıa, görgüsüzlüklerine rağmen sevimlidirler ve önemli şeyi, yabaşanlı birfcompozisyonçıkartıru insan taraflannı benüz yitiryor. Semahat'ta Süheytâ Zeren, memişlerdir. Rüçhanda Şükran Türkay, CezmiEserdeki dört fcarakter de bü de Ümran Ertok başanlı. Bu detün özellikleriyle ortayt. çıkmış. fa Şükran Türkay'ı daha ölçülü Yapmacık değU hiç biri... Bunlave dikkatli bulduk. Oldukça iyi rın hepsı yaşıyorlar. Birbirlerine bır takım oyunculuğu var. Sıkılyönelişlerinde konferans vermeden, söylevler çekmeden, organüt madan seyrediyor insan temsili. Nerede • Nezaman* Ne var ri» Pazartesl, Çarşamba. (44 23 38) Bnantaru BendeŞIK: 122 35 42) o Suçsuz Cuma, Pazar. saat 21.00 de duı (Heı çıln 21.15 Çat Fırari» SEHIR OPERAS1 (44 19 58) şamba, Cumartesl • Pazaı T1NAZTEPE (71 55 W (Teoebası rtyatrosuı 15 te matlne Pazartesl tem1) Efkârhyım Abiler, 2) B E Y O C L Ü ıRigoletto» Salı. Persemsii »onruı Avare Kız AS: (47 63 15) «Telefonda be. Cumartesl 21 de. Salı BAKIRKÖY TtlfATROSU: «•EN1 ıBaRırKöy) (716826) Aşk» (Renkli) 18'de (71 59 49) Orhan Ercin. 1) Sürtüğün Kızı, 2) ÖlATLAS: (44 08 35) «lord «Erkek Guzelı» Pazar meyen Aşk KOMEUİ Jim (2.hafta) tesı Salı narıç. her gun rENl (SEH I (23 58 92) SUNDA (44 04 09) «Neden DÜNYA: (49 93 61) ıNesell 21 ııo de Pazaı matine «Altın Parmakı Almasın». Her gün 21.00 Günler» 6. hafta 16.00 da de, Pazar 15.30'da matiK A I) I KrtY EMEK: (44 84 39) «Bekle•'^T (»VONCtlLAKI: ne ATLANTIK. (55 43 70) «Tehyiş» (İsveç lilmi) 3.hafta »•« W W .PADlK KIZ» HENSa GRETÎL like Peşinde» (Ing.) FİTAŞ: (49 01 66) «Altın Sah 18.00 de «Deli İbra (Çocuk Oyucu) ÇELİKTAS: (Maltepe) (53 Parmak (J.Bond> (2.hafta) hlm» Her gun 18 00. PaÇarşamba 14.30 Pazaı 35 07) oSürtuğün Kızı» KERVAN: (48 04 23) «İntizartesi 18.00 ve 21.15'te saat 11 de 1 FEZA: (36 35 84) «Aslan KARAfA TI"VATRODA: kam Uğruna (TJ .) FATIH TtlfATROSU (2Î 01 î l ) Pençesi» (44 54 03) «Uemlret e SoyleİNCI: (48 45 95) «Avare Kız cPinotcyo» çocui temsilKADIKÖY: (34 49 24) «Herlm» PazarTes) Danc tıeı akKONAK: (48 26 06) «BUinlerl Çarşamba 14.30, Pazaı defi Arıyorum» ;aro ! U 0 da Talebeye Cumeyen Kadını 11.00 de LALE: (Osküdar) (36 51 86) martesl Paza» öarlc heı ak. LALE: (44 35 95) «Avare «Çatallı Köy» «Aslan Pençesi) çam tıalka tuma afcssmları Kız» (F.Girik) Her gürj 21. Pazat 15.30 OPERA: (36 08 84) «tnti tenzllatlı LEVENT: (63 55 39) «Teleda, Pazartesl günleri okam Uğruna» mark Kahramanları» DORMEN Tt«ATROSU: yun yoktur ÖZEN: (36 99 94) «Avare LÜKS: (44 03 80) «Aslan (44 97 3B) «Yeı Demlr, (SEYTINBURNU TIYATROKız (F. Girik) Pençesi (T.F.) Gok BaRır» Salı PerşemSTJ: tUrout Çesmesiı REKS: (36 01 12) «Altın RÜYA: (44 90 07) «Büyülü be. Cunıa. Cumartesl. Pazaı Çarşamba taal 14.30: Parmak» Adalan (Dokümanter) 21.İS te Cum» 'CumHrteÇumartesı <aai 21 Pazaı EFES: (36 35 84) (Isveçli SARAY: (44 16 56) «Dünyasl Pazaj 13 te «Asşl» saat 11 de Sevgilim» (Bob Hope) da Dolaşan Şarkılar) Çarşamba 1» "e 11.İS te. StNEMA 63: (55 1 U 84) CSKÜDAR TİYATROSU: SİTE: (47 77 62) Altın ParPerşembe İS te (36 55 11) «Nuhun G e «Kim Korkar Hain Kurtmak (Sean Connerv) GEN AR TÎYATKOSU: misİB tan» (E.Taylor) SİNEMATEK: (49 87 431 (49 Sİ 09) »OLCVJ Heı femsl) eflnlerl • Heı SUNAR: 36 03 69) «Bir Ge«Aleksandr Nevski» gün Î1J0 Çarşamba 18 de eOn taai 21 Pazaı çaat celik Aşk) ŞAN: (48 67 92) «Suçsuz Cumartesl Pazaı 19 te 15.30 aa matlne Firari» (T.F.) Gİİ1.RİZ SURURt ENGtN Çocuk remeUler) YENİ AR: (49 64 72) «DünCtZZAR topluluğn (Elharo(YoKsuilaı Parkıı yayı Dolaşan Şarkılar» ra riyatrosunda (44 22 36) Çarşamba <aat 14J0. YENİ MELEK 144 u as «Kurban» Pazar Pazar pazaı saai 11 de rEPEBASl ITYAIKOSUNDA tesl. PerşemDe, Cuma. Cu(Siyah Lâle (A.Delon) (44 21 57) «tçimlzden Bi İSTANBUL TtTATKOSU: SINEMALAR martesl: 18.15 te Pazar tesı ül.30. Cuma 15.00'te «Pallo», Salı 18.1S'te MÜCAP OFXUOĞLU TİYATROSU •K.aKtUj Çtceglı (49 •» saı ıKUçtlk Sahne> Pazartesl nart« 0 « eecı 21.13 te Carsanıba Cumaj tesl Pazat r/ 1» rnanne "I.vi l'RAZ rtYATROSU: 144 K T2\ Knrtaı Ipktnesi Her gün: 18.00 Pazartesi: 21.30 »e Pazar: 15 ÜÜ te. R> ı.VAR rİYATKOSU: (21 1» •aı \zu aasmacı Kenan Btikt Paıanesi H» riç. ner fün 21 13 te. Çarşamba Cumartesl Pazaı 16.15'ıa «Bdlnlk CtekUler» ARKNA TtYATKOSU: 14» «4 19ı ! lAnasiasva» Pazartesl oariç ner güD 21 15 te Çarsamba Cumartesl pazaı 18de AZAK (Gnnlil Olkü Gazanfer O7r;mı (21 62 16) «Ask Memuru» Cuma 21.15 Cumartesl, Pazar 16.15 ve 21.15 te «Sülüman Bacanak» Salı. Perşembe 21.15. Çarşamba 16.15 ve 21.15 te *K«»KAY HALK (44 İS 56) cSaro RÜ2 gârları. oer çun i l . ı s n e Çarşamba Cumartesl Pazar 16.15 oıattnt 1KS1RAV KÜfCK OPKRA: (21 57 22) .Horoj Nur) Derleı Benlro Adıma» Vah) ÖJ Toplulugu (Suare zı 13) Cumartesl Pazaı Çarsamba günler) matlne 15.00 Neisı Uvguı »e Arkadaşlan «Pasaya Soylerlnı» her gfır iKjıo Pazarten 21 İS Çocuk temsilleri: «Nasreddin Hoca» Pazar: 11.00 de TİYATRO «ALTI»: (21 21 19) «Yarın Cumartesl». Ha • san Taşdelen ve arkadajları. Her gün 18 00 de TIYATROLAR; t S I ANB O L ALEMDAR: (22 36 83) «Aslan Pençesi (A.Işık) AYSU (Karagümrük) 21 19 17) «Düğün Gecesi» BULVAR: (21 35 78) « A s lan Pençesi» GÜNEŞ: (21 61 40) 1) Yaz Tatili, 2) Siyah Lâle» tPEK: (22 25 13) .Altın Parmak. (J.Bond) KULÜP: (22 72 77) «Suçsuz Firari (C.Arkın) MARMARA: (22 38 60) « Lord Jim» (Renkli) MELKK (EyUp) <Z] 58 76) 1) Aslan Pençesi, 2) Efkârhyım Abiler RENK: (21 15 25) «Bilin meyen Kadın» Lüzumlu Teleffonlar Devlet OemıryoUarı Haydarpaşa (36 04 75) Sirked (37 00 50) Deoizyoüarı) (49 18 96) (Tatü günleı] (44 03 U7ı Şenlı Hatian: (44 43 83). Türk Hava VoUan BUet Satışı: (44 47 00) (Danısma: (44 02 96) (Hava alanı (73 82 T3 • 73 84 40) tHkyardım Hastanan«d: (49 30 00) EYÜP: Guven, Sağmalcılar, Yeni, Silâhtar FATIH: Şila, Canbakan, Bilgin. Sotular Gülen, Halk, Hulusi Duyar, Salihpaşa GALATA: Bankalar GAZIOSMANPASA: Merkez, Şifa KADIKÖY: Sevgi, Emel, Yeldegirni, Kalamış, A. Cafer Çağatay KASIMPAŞA: Azim, Hasköy SARIYER: Alâettin, İstinye Ünal ŞIŞLI: Sevirn. Hittan, Ulukan, Gülguıı. Ertan ÜSKÜDAR: Tunusbağı, fjmit. Beylerbeyi ZEYTİNBUHNU: Merkez NÖBETCİ ECZANELER BAKIRKÖY: Yeni, Aytaç, Yeni t Kuçukçekmece) BE3IKTAŞ: Yeni, Çınar, Parlak, Akalay BEYOĞLU: Çiğdem. Şifa, Kutlay EMİNÖN'Ü: Sırkeci Merkez, Cağaloğlu. Beyazıt Merkez, Vefa, Aksaray '>!• • oftı.u rtYATKUSU: (49 49 35) tNoktacık» Pazartesl hariç, her gün 21.30 da, Cuma, Cumartesi, Pazar 15.00 ve 18.00 de
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear