26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT 22 Şubat 1967 CÜTMHüRtYET Bütün paşalar daima aynı görüşü paylaşmıyordu Istiklâl Savaşında lider kadrosu Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa, Milli Savunma Bakanı Kâzım Paşa ve Batı Cephesi Komutanı Ismet Paşa, Gazı Mustafa Kemal Paşa'nın en yakın yardımcıları ve Mılli Kurluluş Savaşma candan bağh kı şılerdi. Mustafa KemaJ Paşa'ya sor.una kadar bağlı kalmış kişıler içınde Gazeteci Yunus Nadi, Ahmet Ağaoğlu, Yusuf Akçura beylerin ve daha başkalarının afimı sayabiliriz. Mustafa Kemal Paşa'nın çevresınde bulunan askerler içinde, eskı Ordu Mufettişi, sonraları Istanbul Hükumetınin Milli Savunma Bakanı Fevzi Paşa, özellıkle göze çarpmakta idi. Fevzi Paşa, Istanbui'dan Ankara'ya 1920 yılında kaçmıştı. Fevzi Pasa, Istanbul'dan kaçışının sebeplerini bize şöyle anlatmıştı: Durum artık dayamlmaz bir hal almıştı. Halka ihanet eden, onu Ingilizlere ve öteki emperyalistlere satan kokmuş Istanbul hükumetini görmek be m tıksindiyordu. Padişahın çevresınde çoreklenenler halkı değıl, yalnız kendi çıkarlarını duşunüyorlardı. Artık buna kat lanamadım. Fevzi Paşanın görünüşü çok iyı hatırımdadır: Uzun boylu, uzun siyah bıyıklı, kalın kaşlı, kara gozlü idı. Üst goz kapakları bıraz inikti; derın düşuncelere dalmış da sanki sızi gormüyor izlenimini veriyordu. Aslında çok sâkin, hattâ biraz yavaştı. Her zaman, her kelime us tunde durarak, dikkatle dinlerdı. Fevzi Paşa az konuşurdu. Sozlerini dikkatle seçerdi. Onunla konuşmak hoştu. Her ke hmesinde bir önemlilik vardı. Insanlarla konuşurken sözlerinde dürüstlük ve kesinlik hissedilirdi. Fevzi Pasa askerî durumu objektif olarak değerlendirmesini bılirdi. Fevzi Paşa basit ve yiğit bir asker sembolü idi. Ayni zamanda Fevzi Paşa, samimi olarak dindardı. Benim sık sık görüştüğüm kişilerden biri de, Milli Savunma Bakanı Kâzım Paşa idi. Kocaman açümış iri, gri gozlu, sevımli, guleç yuzlu, ciddî, çalışkan, daima duşunceli bir askerdi Kâzım Paşa... Bende, Mustafa Kemal Pasamn onu çok sevdiği, Fevzi î'aşa gibi ona da çok inandığı ve guvendiğı ızlenimi vardı. Kâzım Paşa'nın Sovyet Rusya'ya büyük bir güvenı vardı. Sık sık Mustafa Kemal'le birlikte, Türk ordusuna yardım konusunda benimle konuşmalar ya pardı. Kâzım Paşa her zaman, şu ya da bu maddelerin ahnmasını, büyuk bir zorunluğa da yandırmağa çalışırdı. Ben Kâzım Paşanın hesaplarına inanırdım. O, her zaman, yatısmış ve yardımlarımıza inanmış bir halde yanımızdan aynlırdı. man büyük bir kişisel sorumluluk duyardı. tnönü mevkiinde Yunanlılara karsı kazanılan ilk zaferler, onun komutası altında kazanılmıştı. Ve o, halkın bir şükranı olarak «tnönü» soyadmı almıştı. tngiliz Yunan istilâcılanna karşı yapılan son kesin taarruzun bütün hazırlıkları, Mustafa Kemal Paşa ile Ismît Paşa'nın omuzlarına yüklenmişti. Turklerin Sakarya zaferıni, ağır toplarının ustünlüğüyle açıklayan Yunan generali Papulas'a, lsmet Paşanın verdiği cevabı buraya aktarmaktan kendimi alamıyacağım. lsmet Paşa, alaycı bir eda ile şöyle demişti: «Türkler bu ağır topları, herhalde kendi fabrikalannda yapmadılar. Turklerin bütün silâhları ellerinden ahnmıştı. Buna karşılık bütün dünyanın silâh fabrikaları Yunanhların sıparişine açıktı. Yunanhlar istedıkleri her şeyi satın alabilir ve bu satın aldıkları şeyleri de istedık leri yere götürebıhrlerdi. Bu du rumu, Yunan komutanlığmın, za ferin sırrını anlamakta Turk ko mutanlığından çok aşağı olduğu nu gostermektedır.» Refet Paşa, kısa boylu, zayıfça, kırpık sarı bıyıklı, kırlasmağa yüz tutmuş seyrek saçlı bir kişi idi. Refet Paşa dış gorünüşünde kibar, zarif, davranışlarında Avrupalı idi. Ama ona inanılamazdı. Kendisi samimi değıldı. Mustafa Kemal'in arkasın Rusya'ya düşmandı. Refet Paşa çeşıth görevlerde bulunmuştu: Millî Savunma Ba kanlığı, Dumlupmar savaslarında Kolordu Komutanlığı etmış, Konya isyanının bastırılm ısında gorev almıştı. Refet Paşanın ko mutanlığı başansız geçmıstı. Mustafa Kemal Paşanın anlattığına gore, Milli Savunma Bakan hğında da olumlu ış görememış, 922 yılı Ocak ayında bu görevden almmıştı. Ama bu onun ken di kahramanlıklariyle öğünmesi ne engel olmamıştı. Ceviren: H. ÂLİ EDi: Basbakan Rayf Bey Rauf bey, gösterışli. yakışıklı, uzun boylu, genç görünuşlü. kır pık bıyıklı, iri, siyah gözlü bir adamdı. Ağır, agır, ama meydan okuyucu, yuksek bir tonla, özel lıkle kendisiyle uyuşmadığı zamanlar, karşısındakini küçümseyen bir tonla konuşurdu. Mecliste iş değisirdı: Mustafa Kemal Paşa bulunduğu zamanlar, her zamanki askerce duruşunu hemen kaybeder, büzülür ve eğilirdi. Bakışları, bütün yüzü, ina nılmayacak bir çabuklukla değı şır, siması saygılı, bir alçak gcnüllulük görünüşunü alırdı. Mec hste konuşurken, iki yüzlülüğunü ileri surerek oturdukları yer den ona sataştıklan zaman, mu haliflerıne, dzellikle Yunus Nadi'ye, nefret dolu bir bakı? fırlatırdı. Bir kez işleri ve davranışları üzerine açıklamalarda bulunmağa alışmadığını, niyeti İsmel Paşa Büyük bir asker olan lsmet Paşa, Elçiliğimize daha seyrek gelirdi. Kendisi sürekli olarak cephede çalışıyordu. Zaferden sonra Uluslararası Konferanslarla uğraştı. Fevzi ve Kâzım Paşalar gibi o da, Mustafa Kemal Paşanın en yakın sılâh ve mücadele arkadaşlarından biri idi. Mustafa Kemal Paşa, butun uluslararası önemli meselelerde onun fikrıni sorardı. Cephe ışleri, gergin bir çalışma, başarılar ve başarısızhklar, lsmet Paşanın yuzune ozel bir ağırbaşlılık damgası vurmuştu. Ordunun her davranışından, her za ISMET PAŞA dan, Kâzım Karabekir ve Rauf beylerle türlu taktiklere girerdi. Kısacası, Refet Paşa Mılli Kurtuluş Savaşına fazla taraftar değildi. Üstelik yeni Türkiyeyi desteklediği için de Sovyet de olmadığını bağırarak söylemiştl. Ama hemen yüzündeki sert görünüşü silerek, Turkıye Büyük Millet Meclisine ve Mustafa Kemal Paşaya olan bağlılığından, sevgisinden söz etmeğe başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, sonraları «Nutuk» un cir yerindç, Rauf beyden ve bütün muhaliflerden şoyle söz etmişti: «Cumhuriyet» kelimesini söylemekten bile çekinenlerın; Cumhuriyeti, doğduğu gün boğmak isteyenlerin kurdukları par tiye «Cumhuriyet» ve hem de «Terakki Perver Cumhuriyet» adını vermeleri, nasıl ciddi ve ne dereceye kadar samimî sayılabilir?.. Hâdiseler göstermıştır ki, «Terakki Perver Cumhurivet Partisi» programı, en hain dimağlann mahsulüdür.» Mustafa Kemal, konuşmasının bir başka yerinde şunları sövlemektedir: «Acaba Rauf, Çerkes Ethem, Çerkes Reşit gibi adamların bize karsı böylesine şiddetli davranışlanm harekete ge tiren din sevgisi midir?» Burada Mustafa Kemal, Ratıf beyle gerici Asi Çerkes Ethem' le Çerkeı Reşid'i bir çuvala koy makta idi. YARIN Toplum kadmı Halide Edip Hanım Genel Kurmay Başkanı Fevsi Paşa BULMACA, 123 456789 2 3 4 5 6 8 9 06 25 (16.3(1 06 45 O 50 B 0" 0(1 07 05 (17.30 07.45 07 S0 07.55 08.00 08.20 08 40 09 00 09.10 09.30 09 45 10 00 10.15 10.25 MdllCOÇOğlU i konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU BEYAZGÜL Acılıs. Droüram Turkuler eeçıdi (1) Konusma Turkuler eecidl (2\ Kove haberler Sabah melodüeri Haberler ve hava duruınu Kücuk Uânlar Studvo G'den Istanbulda bueün Hafıf muzik Kucuk orkestra Vivolonsel sololarl Kendımizin sorunlarl Rıza Ritten sarkılar Valsler Gulizar Erselden sarkılar Muzik kutusu Ev kadını lle röoortai Ev kadınının Türk muziâinden istekleri 10.40 Arkas» vrfrın > 11.00 Kısa haberler 11.05 Sabah konsert 11.40 Ciean melodılerl 11.55 lsmet Sıral orkestrası 12.10 KOçük ılânlar 12 15 Seha Okustan türkül*r 12.3İİ lieri Turk Muslkisl Konser \ vatuarı 13.00 Haberler. R. G. de bueün 13 29 Studvo G'den 13 3(1 Reklâm Droeramları 14 00 Bulend Oraidan sarkılar 14 20 Dans orkestraları 14 35 Saz eserleri 14 50 ODera sahnelerlnden 15 4(1 Cekıc Ahden türkuler 15 55 Kısa haberler 16 00 Mikrofonda eenclik 16 55 Cocuk bahcesi 1710 Kardes okullar 17 20 Kısa haberler 17 25 Yurdun sesi 17.50 Reklâm proeramları 19 00 Haberler ve hava durumu 19.40 Küoik ilânlar 19 45 Fehml Eee orkestrası 20.00 N CamhdaSdan türkuler 20.15 San soloları 20.35 A Büvukatamandan sarkılar 20 55 24 saatin olavları ve K.llânlar 210<1 Dunvaımı ve ozanlar 21 15 Klâsik Turk musikisl korosu j 21 4f1 Kucuk ilânlar 21 45 Sevdiklerinizle beraber 22 00 Reklâm Droeramları 22 45 Haberler ve hava durumu 23 00 Radvo oda orkestrası 23 20 Sonat saatl 24 00 Kaoanı» ISTANBITL IL RADYOSU 16 55 Acılıs ve Droeram 17.00 Sizin içın 17 3n Kucuk konser 18 00 Ivi aksamlar 18.30 Senfonik muzik 19 00 Cesitli melodiler 19 30 Aksam konseri 20 15 Genclerle beraber 2100 Ooeralardan secmeler 21 45 Hafıf müzik 22 lıO Gece konseri 23 00 Caz müziSi 23 30 Cesıtll muzik 24 00 Gece v a n s ı icln nn".O Hafif müzik 01 00 Proeram ve kananıs .Hf ?! • u^ 1 1 LJ 1 11 • 1 1 (çogul), ki nesil» anlamına ikl söz. 2 lardan birini çalanlar nota / AlmanAvrupanın akar sulanndan biri 1 2 3 4 5 A 7 B 9 Fransız hududu (adı söylendığı gibi yazılmıştır), | nu çızen nehırçamaşır yıkanırken kullanılan maddelerden. 3 .loşa gider dulerden. şapka rumda, su ve sabunla temizlenkanunundan önmesi gereken. 4 Herhongi bir ce başımıza giy şeyi bir yerden alıp başka bir ye! diklerimızden. 8 re ulaştıran, «geçmiş Eaman» ın Buğday toyarısı. 5 Defa ve kez «fazla olzu ele geçıremıyarak ilâve edılmiş parça» mftrek (iki söz). nasına iki söz. 6 Alaturka mu OflnkO hulnnmnır 9 Tutsaksıkı heyetlerindeki mızraph sass hall»dllmt> «ekll SOLDAN 1 Son defa şekere de bu kadar zam yapUdı (iki söaK 2.,So ru soran <i]fel söz). 3 Jftr savaşın sonunda Baltacı Mehmet Paşa ile fingirdeşmış olan Rus lmparatoriçesi. 4 «Büyükçe çapta ve kalın maden ip» mânasına iki söz, bir edatın kısaltılmışı. 5 Bir harfm okunuşu, herhangi bir iş veya fikirdeki temel. 6 Herkesin kendi kafasındakini beğendiği, bir yemiş, eski bir Mısır tanrısı. 7 Sinir hastalarının sık sık geçirdiklerı buhranlardan, motörlü vasıtalann Mıyük fenerlerl. 8 «Hiç bir olağanustü yanı bulunmıyan çalışma alışkanlığı» kar şılıgı iki söz. 9 Güney Amerikadaki bir devletin merkezi. YCKARIDAN AŞAĞIYA: 1 «Şimdıkl zamandan önce Aİ /] | .A • +• I +J •I*•3 BA • T •«««««««a X X BCTLMACANIN HALUOîtLMÎS ŞEK.U NASFL HALLEDİLECEK TokandaU rakamlı bulmacada sadece 6 tane anahtaı (ipacn) ve 6 Une sonuç vardıt. Bo? olan 12 karenin içine 1 den 9 a kadar aygun blrer rakam koyarak ve toplaına, çarpma. çıkartma, bölme işaretlerine dikkat ederek «oldan sağa ve yukarıdan aşağıya bulmacada gosterilen sonnçlan balonaz. Biraz vaktinizi alır ama, bog vakrinizi bo$ça geçinnii olursmmz. •f •T • = / EZ• •• • • AŞK ve ÖLÜM 71 Joe Gilligan çabucak: «Rahat dur, Teğmen» diye çıkıştı, Donald ehnı indırdi. Cecıly onu yanağından kısaca bir öptü, kolunu çektı. «A, çalgı gene başladl. Bu dansı da birine EÖZ verdim.» Arabanm içinde ayağa kalktı, çevresine bakındı. Biri, cigara içe içe, lekesiz bir golge gıbı, dolasıyordu. Kız sevinçle: «O! Lee!» dıye seslendı. «Ben bur'dayım.» Kapıyı açtı, gereği gibi olan o kimse yaklaşırken, dısarı atladı Jones, şiçko şişko, çuval gibi ındı, ceketinı o toplu, ağır kalçalannın üzerinden çekiştirerekten, durdu, B. Rivers'e san sarı baktı. Kızın gövdesi, yana dönerek, gene durdu, Joe Gilligan'a: «Siz bu gece dans etmiyorsunuz?» dedi. Joe: «Bu biçim dansa ben yokum, ha'm'fendi^ diye karşıhk verdı. «Bemm geldiğim yerde bu biçim dans etmek için ızin kâğıdı ister.» Kızın kahkahası üç nota üzerindeydi, kendisi de riizgârda bükulen ağaç gibi. Gözleri, kapanan gözkapaklan altında, dışleri, kızıl dudaklan arasında, kısaca bir parıldadı. «Bence bu pek kurnazca bir şey. B. Jones de dans etmesini bilmiyor, kala kala bir, Lee kahyor bana.» Lee B. Livers durmuş bekliyordu. Jones ağır bir sesle: «Bu dans benim» dedi. Kız çabucak: «Kusura bakmayın» diye atıldı. «Lee'ye söz verdim. Ama, onun elinden ahrsınız, değil mi?» Elıni kısaca onun yenine götürdü. Jones, B. Rivers'i süzerek, san san: «Bu dans benim» dedi gene. B. Rivers ona baktı, sonra çabucak başka yana baktı. «O! Kusura bakmayın. Sizin demek?» Kız, sert sert: «Lee!» dedi, elini uzattı gene. Lee Livers, Jones'e bir daha uzun uzun baktı. «Kusura bakmayın» diye mınldandı. «Sonra alırım.» Gene dolaşmaya koyuldu. Cecily onun arkasından baktı, sonra omuz silkti, Jones'e döndü. Boynu, kolu ölgün ışığa sıcacık, pürüzsüz bürünmuştü. Joe Gilligan onların uzaklaşışına bakarken : «Sey» diye mınldandı, «kızın içi görünüyor.» Arap şoför gene çabucak uykuya dalarken : «Savaş bu» dedi. fe gidesin diye mi? Ne değer veriyor ki o sana?» Sıkı sıkı tutuyordu, en sonunda kızın sinirli gücü onu bırakıverdi, kız yakalanmış bir kuş gibi dokunsankırüacak, kalakaldı. Jones onun yüzü olan beyax bulanıklığa gözlerini dikti. Kız karanlıkta onun gövdesinin, yünle tütün koka koka, heyula gibi biçimsiz kulçesini seziyordu Acınaklı acınaklı, bir daha: «Bırak beni!» dedi. Kendini birdenbire serbest bulunca, otlann üzerinden doğru kaçmaya basladı. Ayakkaplanmn üzerialn çiğ dolduğunu biliyordu. Parmakhğın üzertade bir sıra adamm kuş gibi oturduğunu görünce sevindi. B. Rivers'in ütülenmiş yüzü, lekesiz keteninin üzerinden, onunla goz göze geldi. Kız onun kolunu yakaladı. Incecik bir sesle: cGel dans edelim, Lee» dedi. Gövdesini sıkı sıkı onun gövdesine bastırarak, saksofonlann bir ara kesilen havasına ayak uydurdu. XIV Margaret Powers ufak bir zafer kazandı : Parmaklık kuşları ona bir «hamle» vermişlerdi. Birbirlerini dürtükleyerekten: «5ey, bak Rufe kimi yakalamış» demişlerdi. Ev sahibi hanım Margaret'in düz, siyah elbisesinin yanında taşkm iriyarılığıyla ayakta dururken. içlerinden ikisi Madden'e göz ettiler, yana doğru çağırdılar. Yanlanna gidince : €Powers'in karısı değil mi?» diye sordular. O susturdu onlan. «Evet. Ama, konusmayalım bunu. Başkalanna söylemeyin.» Bakışlarmı parrnaklığın boyunca oturanlar üzerinde gezdirdi. «Hiçbir yaran dokunmaz.» «Valla, öyle» dediler (Powers!> Bunun üzerine, Margare^e dans ettiler, önce biri. ikisi. sonra, kadınm çok sağlam. ustaca dans ettigini eörünce. hiç dans etmevenler bile biraz sonra hoş bir yanşmaya giristiler. İçlerinden biriyle dans ederken arkasından gidiyorlar, dans arasında tedirgin ediyorlardı. Kimisi gidip başka tanıdıkları ahp gelmeye kadar bile götürdüler işi. Bir süre sonra Madden yalnız bakmakla kaldı ama, o iki arkadaşı bir türlü vazgeçmiyorlar, yorulmak bilmivorlardı. Margaret kötü dans edenlerle uzun zaman dans etmiyoı, gidip o tatsız punçuna sarıhvordu; güler yüzlü davranıyordu ama. biraz kabaca. Aranılır bir kisi olması beklenildiğl gibi kadınlann dedikodu saganagına yol açtı Giyimini kınadılar, soksk elbise«;iyle gelmekle gösterdigi «küstahhŞı» kmadılar, öyle bile olmasa gelmiş olma^ını kınadılar. Biri yabancı olan iki gençle birlikte aynı evde oturuvormus. Orada baska bir kadın vokmuş bir. yaslı bir hizmetci kadm varrrw,, o kadar. Bu kızın acayip bir macerası olmuş, yıllarca önce. (Devamı var) ANKARA 06 25 Acılıs. Droeram 07 00 Kove haberler 07.05 S. Deran ve M. Ersesten tarkılar 07.30 Haberler ve hav» durumu 07.45 Sabah m ü z t » 08 0(1 Ankarada bueün 08.05 Kucuk ilânlar 08.10 Her telden 08.40 Kucük ilânlar 08 45 Neclâ Eroldan türküler 09 00 Gunumuz Sorunlarımız 09 20 Sabah konseri (19 35 Kısa haberler ve K.llânlar 09 4(1 Arkası varın 10lrO E6itim radvosu (2) 10.55 Melodiden melodlye 11.15 Cocuk bahcesi 11.30 Konser saati 12.00 Oele müziği 12.15 Kıbrıs saati 12.25 Kucuk ilânlar 12.3(1 Sarkılar ve oyvn havalan 13.00 Haberler R G. de bueun Plâklar arasında 13 20 Reklâm Droeramları 13.30 Cocuk bahcesi 14 00 N.Dadaloiludan türküler 14 15 M Guverden sarkılar 14.30 Hafif müzik 14.50 14.55 15.00 15.55 16.00 16 55 17.00 17.30 17.50 19 00 19.40 19 45 NiN ANNANIN KÜYIP Kısa haberler ve K Uânlar Eaitim radvosu (2) Hafif müzik Mikrofonda genclik Kısa haberler ve K. İlânlar Yurttan sesler M. ArmaSandan sarkıUr Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlar K. KarasulevmanoiUudan türkuler Uvkudan önce Sevim Süerden sarkıltır Kucuk konser 24 saatin olavları ve K.ilânlar Dünva klasıkleri Erkekler tODİulutu T.BM.M. saatl Hafıf müzik Bedia AkartürJrten türküler Haberler ve hava durumu Konser salonundan Gece varısına dofiru Proeram ye kaoanıı Jones kızın direnmesini gölgeler arasına surükledi. Bir mersin ağaççığı onları karanhğa boğdu. Kız. çırpınarak: «Bırak beni!» dedi. «N'oluyor sana? Bir kere öptündü beni, değil mi ya'» Kız gene: «Bırak benı> dedi. «Niye bırakayım? Şu mendebur ölü heri
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear