Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
üç \ îçmekien değil yemekten korkunuz te?i yanıyordu. Hava şeffaf bir dumanla yüklü ldi. Dışarda, pen cerelerin üzerinde kann gevsek yumuşakhğı seziliyordu. Mıunlar sönünce, ılık ve ışıkh bir sisi yalnız danseden alevler canlandınr oldu. Odamda bir çam a Yılbaşı için iki kokteyl izim «aslan sütü» rakımıza ve şaraba toz kondurmak istemiyenlcri kınamak aklımızdan geçmez. Araa hakçasını konuşmak cerekirse, ikisi tl. uzun boylu sofra başına oturmadan içilmez. Daha beteri yedirir ve şişmanlatır. Mesplâ Yılbaşı gecesi biraz kafayı tütsiileyip keyiflentnek için crkenden sofraya oturmak. rakı ya da şarapla midemizi tıkabasa doldurup saat daha 22 olmadan esnemeye başlamak şart değildir. Uzun vc neşeli geceler ve istenilen havayı yaratabilmek için, «kokteyl» denilen karışık içkilere başvurmamız gerekir. Türklerde, kokteyllere karşı, çoğunlukla bâtıl inançlara dayanan genel bir çekingenlilt vardır. Aslında insanı bozan, alkolden çok, birlikte yenilenlerdir. F.ğer üzerinize rehavet çöktnesiııi ya da yukarırian yapılacak boşaltmalar için tuvalete gitmck ihtiyacını duymak istemiyorsanız, alkol alırken aftır. az ve halit yemeğe dikkat etnıelisiniz. Yemeğinize dikkat ettiğiniz takdirdr, alkole davanma yeteneğinizin arttığına hayretle tanık olacaksınız. Sarhoş'uğun en tatlısını, aç karnma alınan alkol \crir. Ama aç karııına içmckte, ifrata kaçmak da, sizi tahammül edilemiyecekölçüde sıılandırır, zıvanadan çıkartır. Biz, Yılbaşı gecesinde Türk içkileriyle kolaylıkla hazırlıyablleceğiniz, biri sert, öteki hafif iki kokteyl reçetesi sunacağız. Bınlerce kokteyl reçetesi varüır. eneral Bramble noel tatilini geçirmek üzere beni sayfiyeye dâvet etti. «Bu yıl bacanağım Lord Tullock ile baldızımdan başka kimseyi çağırmıyorum, dedi. Pek neşeli bir tatil olmayacak, kusura bakmayın. Ama yalmzhktan, İngiltere'nin kışından korkmazsamz. sizi misafir edip, eski güzel günleri yâdetmekten zevk duyacağız.» Dostlarımın geçen yıl ıçınde bir felâkete uğracfıklannı, onsekiz yaşında bir genç kızlarını kavbettiklerini biliyordum. Genç kız bir sürek avı strasında attan düşerek ölmüştü Acıyordum onlara, kendilerini görmek istiyordum. Daveti kabul ettim. Lord ve leydi Tullock'tan bıraz çekinıyord'um. Ama kendıleri ile tanıçır tanışmaz varlıklanndan mutluluk duydum. Genenel Bramble üç saat süresınce. atrs kenannda pıposunu içerek tek kelime soylemeksizin oturabilir. Misis Bramble de. ya örgü örer, ya da iş işler. O da sessız kadınrfır. Lord Tullock ise tatlı bir geveze ıdi. Çesitli ülkelerde elçilik yapmıştı Hem de işin şaşırtıcı yani, gezdiğı ulkelen görmüş, anlamış bir hali vardı. Karısı pek zarıf bir çırkindi. Ne kadar mümkünse o kada mütevazı gıyimyordu. Misis Bramble'nın yüzünde göz yaşlarının izleri vardı. Ama bana mateminden söz açmadı. Yalnız ılk akşam yatmaya çıktığım zaman, benim odama bitişık odanın önünde bir an crurakladı: «Onun odası idi» dedi. Ve başını çevirdi. B hsrarlı yaratığm geürdiği ha\a başım «ğrıyordu. Dışarda kuru bir soğuk vardı. Gece yarısına doğru açık havada buaz yurumek istedim ve evd'en çıktım. Bahçenin parmaklığı önünde yuksek çitlerle çevrili küçük yola saptım. O gece kuvvetli bir ayışığı ve yıldızlı gökyuzü altında pek aydınlıktı yol. 1500 metre kadar yurüdukten sonra uzaktan, beyaz kırağı tabakası uzerınde yolu kesen siyahımtrak bır iz farkettim. Yaklaşınca hayretle bunun kan olduğunu görö'um. Bu incecik deremn geldigı yeri arastırdım. Çit burada bir girinti yapmi'tı. O muhafazah koçede de hareketsız bır vucut yatıyordu. Yaklaştım. Bır olu idi bu. Koşarak eve cTöndum. Uşakları çağırdım. Birkaçını haber vermesı için polıse yolladım. Ötekilere de meşaleler alıp beni izlemelerini emrettım Yeniden mek için çitin arkasın» gizlenmışler. Çit o zaman yer yer girıntıler yaparmış. Kurbanlarını soyduktan sonra cesedi de bu girintıli köşelerden birine saklamışlar. Bu olaydan sonra kontlukta koşelerin kalrfırılması emredılmi?. Yolu çevreleyen çit o zamandan beri dupedüz uzanır gıdermiş..» Leydi Tullock : Edward'm bu mektubu bana okuduğu zamanki sevincini gormenizi isterdim, dedi. Sevinmekte hakh, dedi, general ciddi ciddi.. Misis Bramble sesinde bir sempatı ile cevap verdi : Evet hakh. Hayretle onlara baktım : Neden? tfedım .. ölünün, öldürulmesinin yuzuncu yıldonumu diye oraya dondügüne mi ınanıyorsunuz? Hoyaleller için aksam hazıriamyoıdo yemepi dırır oldu. O kadar sıcaktı ki, uyuyamıyordum. O garip hikâyeleri düşünüyordum. Sonra bitışik ocfada bir gusuklu saat geceyarısını vurdu. Yorgun, biraz da sınirli idim. Ama gene de bu uykusuzluk bana zevk veriyordu. Sankı esrarlı. varlığı elle duyulamıvacak kadar ınce bir yaratık. odama bır samımıyet. bır sevgı havası getırmiş gıbiydı. Gun doğuncaya kad*ar her saat bası cusııklıı saatin çalışım duydum. Sunra u>umuşum. MARTİNİ Martini, en popüler sert kolrteyldir. Temei lçkisi cin ya da TOtkadır. Ama cini tercih ediniz. Hem daha ucuz, hem de daha sağlamdır. Votkanm 70 santilitresi 15 lira iken, cinin 100 santilitresi 11 liradır. İsminiıı zihnimizde yarattıfı çağrışım dolayısiyle cinden «Çarpar» zanniyle knrkarız. Oysa cinle periyle hiç bir iU CÎsi yoktur. Koku hasiyeti olan nehatlarla imbiklenmiş saf alkoldeıı başka bir şey değildir. Martini çabuk tesir eder ve insanı şişirip tıkamaz. Evinizdeki en büyük hardafa 3 4 küp buz koyunuz. Büyük bardak yoksa, uzun ve derin bir madenî kap da kuUanabilirsiniz. Bardak va da kabın içine bir ölçek, meyhane diliyle bir «tek», yani üç santilitre, yahut 30 gram cin boşaltınız. Üzerine de üçte bir ilâ onda bir oranları arasında değişen miktarda sek, yani tatlı olmıyan vermut koyunuz. «CLnzano» nun etiketi üzerinde «Extra Dry» yazan uçuk sarı renkli vermudunu tavsiye ederu. Vermut oranı arttıkça Martini hafiner, azaldıkça sertleşir. Tecrübe ile kendinize en uygun kıvamı bulacaksmız. Sek vermut ile yapılan Martiniye «Dry» sıfatı verilir. Aynı oranlarda kullanılacak vermut tatlı olursa da. «Swoet» sıfatım alır. Erbabı Martiniyi şöyle tarif eder: «Kadehi vermutla çalkaldMtu/. Sonra tepeleme cin dolcîurunuz » Bardaçın ya da kabın muhtevasını nzun bir kasıkla karıştırtnız Sofukluğun parmak kemiklerinize işlediğini hissedene kadar.. Arkasmdan da orta boy ayakh bir bardağa süzerek boşaltını?. Bbyle bir bardagınız yoksa, rakı, hattâ çay kadebi de aynı vaziteyı sörür. Czerine keskin bir bıçakla çıkaracasmız küçük bir limon kabuŞu parçasının ispirtosunn sıkınız. Limonun kabuâunu da gene üzerine bırakınız. Martini her türlü c.er,z ile yemekten önee içilir. tdeal çerezı. yesil zeytindir. Ama kahvaltılık yağlı defil, salamura yeşil zeytin. Yagsız yeşil zeytini büyük bakkallarda ve turşucularda bulabılirsiniz. BLOOOY MM Bloody Marv. «Bladı Merı» okunur, «Kann Meri» anlamındadır. •Merı» tnzılizcede bir kadın ismidir. Blood\ Mary genellikîe votka ile yapılır. Votka yerine cin de kullanılahilîr. Yardımcı maddelerinin basinda domates snyu gelir. Salçası değil. suvu. «Tamek»in teneke kutu içindeki domates suvunıı temizliîi, iç açıcı rengi ve taze tadı dolayısiyle tavsn e ederız. Herhangi bir derın kaba, iki Uüb bua koyunuz. Üzerine bir ölçek votka te iki ölcek domates suvu boşaltınız. Sonra bir parca tuz ve iki damla acı biber suyu ilâve ediniz. Acı biber suyunu «övle hazırlavabilirsinız : 34 acı kınnızı biberi iki fincanlık bir kahve ce/vesinde 10 dakika kadar kaynattıktan sonra so'umaya terkediniz. Snnra tülbent va da pamuk ile süzünüz. fîütün yerine ırı dövülmüs kırmızı hiberi de kaynatabilirsiniz. tkisini de bıılama7sanız. kaba iki damla acı biber snyn yerine. karabiber serpebilirsiniz. Bövlece meydana srelecek terkibi bir kaşık ile 810 defa karıstınni7. Gene avaklı bir bardaia ya da herhangi bir kadehe buzları kapta kalmak sartivle bosaltarak servis yapınız. H?.hf bir koktevl olan Bloody Mary'nin içimi harikulâdedir. Ozellikle hanımlar hoslanacaktır. Yemekten önce her çeşit cerezle içilir Acı sevmevenlere biber oranı azaltılabilir. Martînı va da Rloodv Marv içtikten sonra yemekte rakı, şarap, va da biravla ickive devam etmekte bir sakınca yoktur. Tanıstivle ölciivn kaci'mamak ve vemeje dikkat kaydıyla.. Bn takdirde vemfkten sonra da kahveyle birlikte likörler, yahut konvakla ickne devam edebilirsiniz. tçkı karıstırmak. vanı değistirmek sanıldıÇı gibi zarar vermez. Karıstırılan icki, aslında alınan yeni bir kadehin ötesinde etki vapmaz. Yani ha üçüneii martiniden sonra bir dördüncüyii icmissini?,. ha ücüncü martiniden sonra bir kadeh de rakı icmissiniz. Arada hiçbir fark voktur. Sizi etkileyen, dördüncü kadebtir. Yoksa mariini<ı P rni.ıvı karıstırmak dejil... Noel arifesinde geceyi kitaphkta geçirdık. Şömınenin içinde kütüklerin alevı yükseliyordu. Oda yalnız mumlarla aydınlatılmıstı. Kurşun çubukların çevrelediği küçük camların gerisinden, ayısığı altında bir beyaz bahçe görünüyor, bu beyaz bahçenin üzerine kar dura dura, süzülerek rniyordu. General piposunu ıçiyor, Misis Bramble ışini işliyorriu. Lord Tullock noel gecesinden söz açtı : Elli yıl önce, dedi, benim kontluğumda ihtıyar köylülerin çoğu, bu gece hayvanların da tıpkı insanlar gıbı konuştuklanna hâlâ inanırlardı. Bır kere dadımcTan dinlemıştım; çiftlik uşaklanndan böyle sevlere pek inanmayan birı, efsanenin doğru olup olmadığını anlamak ıçm ahınn bir kö«=esıne gızlenmiş. saat gece varısını vurunca, atlardan biri başını ötekıne doğru çevirmiş: «Bir hafta sonra bize epeyce iş düşecek» demiş. «Evet» diye cevap vermiş öteki de, «bu uşak hayli ağır.» «Ağır» demiş birinci at. «Mezarhğa çıkan yamaç da sarptır». Sekiz gün sonra ölmüş uşak. Noel gecelerinin sırrı... Lord Tullock : îsveçte, diye yeniden söze başladı, Dalecarlie köylülerinm hayaletler ıçın akşam yemekleri hazırladıklarını çok gördüm. Orada noel geceleri ölüler hayatlarını geçırdıkleri evlere dönerlermiş. Çiftliktekıler birbirlerinden ayrılmadan bir büyük ateş yakarlar, yeni mumlar dikerler, masaların uzerıne kar beyazı örtuler sererler, iskemleleri siler, temizler yerlerıni hayallere bırakırlar. Ertesı sabah yerde azıcık toprak bulunur. Tabakların, bardaklarm yerleri değismiştir, havada bir garip koku dalgalanır. Hough. dedi usulcacık bir sesle general. Lord Tullock biraz düşüncesizce davrandı gibi geldi bana. Mısıs Bramble'ye baktım, sakin görünuyordu. Ama gene de konuyu degiştirmek istedim : Bana sorarsamz, dedim, noel arifesinde benim düşüncelerim Shakespeare'inkine daha çok uyar. Şu mısraları hatırlar mısınız : «Ve sonra dediler ki, ne bir ruh karıştırır etratı Geceler «essizdir, yakınmalar yükselmeı Ne bir peri masalı, ne de bir cadının büyüsü var . > Leydi Tullock büyük bir cid1diyetle : Biz Shakespeare'in yanıldığını biliyoruz, dedi. Edward, dostum, Tullock Castle'daki maceramızı anlatır mısınız? Dinlemek istercSm, dedim. Pekâlâ, anlatayım, dedi, Lord Tullock. Tam beş yıl oluyor. 1920 yıhnm noel gecesi haüf aynı yola koyulduk. Uzun süre yurüdük. Bana çok uzun sure yurüduk gıbı geldı. Ama kimse bir şey gormüyor, kanlı izı boçuna arıyordum. Sonra, hiç cîeğilse 2500 metre kadar gıttıkten sonra «Olamaz» dedim «Ben bu kadar uzaklarda değıld:m O koşeyi geçtık herhalde. Donelim.» Dönd\ik. «Öyle ya canım,» dedim, «yeri bulmak ko'.ay. Çitin gırintı yaptığı köşede ıdi.» Hizmetkârlardan hıçbirı benim tarif ettiğım gibi bir yer gördüklerini hatırlamıyorlardı. Yeniden çiti ızledik. Nereye kadar gittikse çit hep öyle girintisız, dupedüz uzanıp gıdiyordu.» Lord Tullock endişeli bir »e»le : Siz inanmıyor musunuz? diye sordu.. General ile Misis Bramble bana o kactar ayıplayıcı bir ifade ile baktılar ki, sustum Bu konuksever ruhlarda, bu konuşan hayvan hikâyeleri, bu hayalet sofraları da barınacak bir köşe buluyorlar muhakkak, diye duşündüm. Kalktım, yatmak ıçın izin istedim. Odamda buyük bir çam ateşi yanıyordu. Hava çeffaf bir duman il e yüklü icfi. Dışarda, pencerelerin Ozerinde kann gevşek yumuşaklığı seziliyordu. Mumlar sönünce, ılık ve ısıklı bir sisi yalnız danseden alevler canlan sabah biraz geç olaralc kahvaltıya ındığım zaman Misis Bramble geceyi nasıl geçirdiğımi sordu. Vallahi doğrusunu söylemek gerekirse pek uyumadım, dedim. Ama tatlı bir ııykusuzluktu bu. Guguklu saat rfe bana arkadaşlık etti. Nasıl? dedi General birdenbire. Guguklu soati işittiniz mi? Ve kansına doğru dönerek «Duyuyor musunuz Edith?» dedi. Generalin ağzından o güne kadar hiç rfuymadığım uzunluktaki bu cümlenin söyleniş tonu karşısında saşfeın : Evet, diye cevap verdim. O zaman Misis Bramble'nın he» yecanlı bir dıkkatle bana baktıgını ehrdüm. Gözleri yaşlarla dolu idi. Size açıklamalıyım, dedi. Ocfanıza bitişık odada gerçekten de bir guguklu saat var. Kızım küçücükken bu saatı ona hedı | ye getirmışlerdı. Pek çok severİ di onu Her gece kendisı kurarj dı. YavrucuSumuzun ölümündenl beri guşuklu saatç kimse doj kunmadı, dokıınmayacak cTa...i öyle ki, artık onun epediyen susi tugunu sanıyorduk Ama dün, j anlıyor musunu? aziz dostum,,] dün akşam Noeldi.. ISRAR EDIN • Ziyafetlerinizde davetlilerinizi en iyi şekilde memnun etmek için Türk geleneklerine uyup bol bol israr edin Sofra düzenini, davetlilerinizden mevkii en yüksek olanını «baş köseye» oturtacak şekilde yapın. Bas köşenin tam karşısma da ev sahıplerinden en yaşlısı oturmalıdır. AKLINIZDA BULUNSUN SÜETTEKİ LEKELER • Açık renk süet ayakbabıların lekelerını çıkarmak ve klrlerini temızlemek için en iyi çare, bunları talk pudrası ile silmektır. Ayakkabının üzerine bir miktar talk pudrası koyup lekelen ovalayın, sonra temiz bir fırça ile pudrayı alın, ayakkabının temizlendiğini göreceksiniz. Hough dedi, general »izin dadı bu adamı gerçekten tanımı? mı? Hem tfe gayet lyi diye cevap verdi Lord Tullock. Adam kardeşi idi. Sonra bir süre »ustu. Ocağın içinde lırtınada bayrak gibi ses çıkaran alevleri seyrediyordum. General kıpırdamıyorcîu. Misis Bramble'nin iğnesi kaneviçe üzerine canlı renklerde işlemeler resmediyordu. Güneş Sigorta A. Ş. Bütün dost ve müşterilerinin Bayram ve Yeni Yılını kutlar (YILD1Z: 635) Lord Tullock bir an durakladı. Dışarda kar hâlâ o değişmiyen ağırhğı ile yağmaya devam ediyordu. Ateşin çıtırtılanndan, kaneviçe üzerincîe ipeğin çıkardığı hafif hışırtıdan başka ses duyulmuyordu. Gerçekten bir şey yoktu da, size mi öyle gelmişti «caba?.. dedim. General başını bana doğru çevirdi, ama bir şey söylemedi. Uzun süre ben de öyle sandım, dedi, Lord Tullock. Çünkü polise, gelip geçenlere, komşulara sorup soruşturduklarımdan hiçbir sonuç alamadım. O gece Tullock yolu üzerinde hiçbir cinayet işlenmemiş, hiçbir kaza olmamıştı. Dört yıl geçti aradan. Ben o gece kısa bir delilik anının duyulanmı altüst ettiğini çoktan kabullenmiştim ki, dostlarımızdan bir arkeologdan beni pek gevindiren bir mektup aldım: «Sevgili Lord Tullock» diyordu. «Bu sabah müzedeki araştırmalanm sırasında ilgi çekici bir olay keşfettim. Bu olay sizin evimzd'e geçirmek mutluluğunu duyduğum hafta sonunda bana anlattığınız garip hikâye ile şüphesiz pek yakından ilgili olmalı. Kontluğunuzun eski gazetelerini kanştırırken, 24 arahk 1820'de Tullock Castle'a altı yüz yarda mesafede, Sir John Lary adında katolik bir centilmenin, yalnız başına gece yarısı âyinine giderken havrlutlar tarafından öldürüldvigünü okurium Kaatiller «elİD aecenlerı gözle ELMA KABUKLARI • Tavada kızartılan balık, yağda koku bırakır. Bunu önlemek için kullandığınız balık yağını bir tasın içine boşaltıp İçine bir avuç elma kabuğu »tın. Sonra bu tası ateşe koyun, yağ kaynasm. îçındeki elraa kabuklarını çıkardığınız laman, yaâcTakı balık kokusunun çıktığım göreceksiniz. UN VEYA TALK • Yünlü elbiselerden yağ lekelerini çıkarmak için en pratik çare, leke olur olmaz önce bir kurutma kâğıdı ile leke üzerini ütülemek, leke yeni değilse un, talk pudrası gibi emici bir toz koymaktır. Toz, yağı eminceye kadar beklenir, daha sonra bir fırça ile kumaş fırçalanır. tpekli kumaşlar da aynı şekilde temizlenebilir. YAĞLI SAÇLAR • Soğuk havalarda çabuk kirlenen yağlı iaçları sık sık yıkamak mümkün olmuyorsa, iki günde bır defa saç dıplerini alkollü pamukla silmek ve friksiyon yapmak. kırlenmenin önüne geçecektır. Fakat bu sistem kuru saçlara tatbik edilmemelıdır Zıra saçın zaten az olan yağını lyıce alır, sıhhatsiz bırakır. ÇİÇEKLER • Evinizl en iyi şekilde süslemek, çiçekle mümkündür. Artık uzun vazoların modası geçmiş, yerlerini yayvan kaplar almıştır. Bunlara konulacak iki yaprak ve birkaç çıçek, renk ahengi düşünülerek düzenlenirse ev dekorasyonund» cn önemll faktörlerdir. HEDİYE ALIRKEN • Yakmlannıza hediye seçerken, laydası ve maliyeti yanında, onların karakterine de uyması gerektiğini düşünün. Bunun için de lâf arasında herkesin ne tıp hediyelerden hoşlanacağım öğrenmek hiç de zor değildir. ÇORBA YAPIN • Kımsenın yemedıği ve dolapta kokmak ü?ere bekleyen artık yemeklerden yararlanmak için en pratik çare, bunları çorba yapmaktır. Örneğin pilâv, patates, makarna ile kereviz. havuç, ıspanak ve bunlar gibi yemeklerden arta kalanlar hep beraber pü ] re makınesinden geçırilıp bir miktar su ile kaynatıhp çorba yapılabılir. Elde sadece sebze yemekleri varsa, çorba, irmık ilâvesiyle koyulaştırılır. tstendiğı takdırde yumurta ve limon suyu ile de terbıve ılâve edilebilir. KESMEYİNİZ • Tırnak etlerinin trikasla kesilmesi eller için çok zararlıdır. Ayrıca makas, etlerın kanayıp mikrop kapmalarına da sebep olabilir. Bunu önlemek için tıraak etleri her gün pamuğa sanlmış bir çubuğun ucu ile içeri doğru itilirse, kesmeye lüzum kalmaz. YEMEK PİŞİRİRKEN • Ağır ateşte pişirilen yemekler, diğerlerind'en daha lezzetll olur. Harlı ateşte yemek pişirmek hem iktisadi değildir, hem de yemeğin tadını bozar.