24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE ÎKf 27 Aralık 1967 CTJMHURİTET Bir bocolık hâlırosı Ord. Prof. Dr. H V. VELiDEDEOGLU am dörl yıl önce, ders yılı baslannda karayağız, terbiyell bir genç, Fakülte'de beBİmle gorıismek istediğini söyledi. Odama çağırdım, goruştiik. 21 Mayıs sanıklarından olup ta beraat eden harbiyelüerdendi. Hukuk Fakulteslne ya. zılmışlar. Mahkemeler, yargılamalar \e özel dunımları dolavısiyle Fakülteye kayıtlan gecikmis. Kaybetmiş olduklan zamanı nasıl bir metod ve çalışma ile doldurabileceklerini soruyor ve benden fikir istiyordu. Kendisi gibi olanların bir listesinl Istedbn, verdi: 253» kişi kadardılar. Sonradan bu gençlerin bir kısmını daha gordiun. Kılık ve kıyafctleri fakirce idi. Fakat başlan dik. gözleri zeki ve temizdi. Belli ki yoksul, fakat vakarlı idiler. Belli kl daha genç ya;ta felegin sillesine uğramış ve bu toplumun kurbanı olmuşlardı. Fakat azimli. yürekli ve kararlı idiler. Yeni atıldıkları meslekte ba(arılı olmak istiyorlardı. ÜNİVERSİTELERİMİZ ve SORUNLARI Gereği düşünüldü! BuRÜnkü ortamda hiç bir sijasî partinin, Parlâmentoda kıvnramıyacağı çok önemli bir dâ\a Parlâroento riışında çözümlendi. Savcılar hâkimler gibi teminata bağlandı. Böylece 27 Mayıs Anayasasının kasten boşlukta bırakılan 137 nci maddesi yerli 3rerine oturdu Bu madde diyor ki: « Kanun, Cumhurıyet savcılannın ve kanun söecülerinln özlük işlerinde ve görevlerini yapmalarmda teminat sağlayıcı hükümler ko yar.» 27 Mayıs Anayasası 1961 de onaylanmış, aradan altı yıl geçmi? tir. Bu altı yıl süresinde hiç bir iktidar savcılan teminata bağlamak için kıpırdamamıştır. Sivasî iktidar ister ki savcı elinin altında bulunsun, İstanbuldaki savcıyı kış kıyamette Hakkâriye postalamak yetkisi Adalet Bakanının iki dudağı arasında sürekli bir tehdidln nefesi olsun. Şimdije kadar işler böyle yürümüştür. Daha geçen ay, Adalet Bakanlığı 240 savcının yerini deçiştirmiştir. Bu değiştirmeleri lstiyen siyasî iktidardır. Ama bundan sonra si>asî iktidar elini «avaların yakasından çekmek zornndadır. Bu güzel adımın atılmasını saçlıyan adalet adamı, savcı Mehmet Fey\at'tır. Dokuz vıllık sa%cılığında on bir defa yer değiştiren ve Adalet Bakanının kevfî emirlerijle Ineçölden Vusaybine kadar harmanlı yan Mehmet Fev\at kanunsuz tâjin kararlarına önce Danıştayda itiraz etmiş. sonra mesele Danışta>ın kanalijle Anayasa Mahkemesine aksetmistir. Anayasa Mahkemesinin verdiği karar ile bundan böyle siyasi iktidar savcılarla 'eyfinin dilediği gibi oynıyamıyacaktır. Gizii telefonlarla listeler diızenlemek, .bizden olan» savcılan kilit noktalanna getirip bızden olmıyan.lan sindirmek yollarına «yasaktır» levhası asılmışlır. Ne var ki dâ\a bu kadarla bitmiyor: 27 Ma>ıs Anayasası bir de\rimle jiiriirlii^e Bİrmiçtir. Devrim yasaları daima statu'den ileri bir anlayısı getirir. Buuun irindir ki Anayasamız yiirurlukteki kanıınlarımızdan daha ileride niteliğe sahiptir. Bir de\lct duzeninde ııizamnamelerden kanunlara. ve kanunlardan Ana>asa>a doğru rutbe rutbe >ukseleıı bir egemenlik anlayışı vardır Bir hâkinı \e.va bir savcı, kanunların boşluklarını doldururken devletin temel jasası felsefesine fföre da\Tanmak zorundadır. Bir kanun maddesinin yorumunda. 27 Mayıs Anayasasının getirdiği yeni anlayıs muhakkak gozoııunde tutulmalıdır. Ilâkiınlerimiz ve savcılarımum 27 Majıs Anajasasını «lâfzıyla ve ruhuyla» iyice ka\ramalan ve sosyal muhtevasını» köklerlne inerek incelemeleri gerekir. Ancak bu idrak sonucunda eldeki kanun maddeleri birer kkelet olmaktan kurtulacak: etiyle, canıyla sıhhat kazanacaktır. Turki.vcde bir devrim vapılmıştır; bu devrimin hukukunu hazmetmek. uygulamak, toplum hayatında isletmek görevi adalet adamlarınıııdır. Biitun yeryüzü dev adımlarıyla ilerliyor, .biçimsel hukuk» anlayısı yerini «sosyal hukuk» anlayışına birakıyor. Ceza'dan aile'ye, aileden borçlar hukukuna kadar aynı gelişmeyi gorüyoruz. Hukukçularımız Osıtıanlı kadısı kufasından kurtuldııkiarı gibi tutucu ve klâsik hukuk anlayışından sıynlmalı, Atatürk ve 27 Ma>ıs devrim Türkiyesinin dinamik etkeni haline gelmelidirlcr. Herhalde 27 Mayıs de\rimi>Ie adalet adamlarımızın ellerine verilen araçlann önemini kuçümseyemov iz. Teminatları \ardır. memleketin hâlini görüvorlar, memleketi çürutcn kuvvetleri biliyorlar. Türk toplumunu kemiıen yabancı âiufuzuna karsı açılmış «hurnyet ve bağımsızlık» savaşını izliyorlar... Bu savaşın neferlerini hukuk \a«aları açısından koruyacak ve desteklivecek adalet vetkisi ellerindcdir; o yetkiyi kullanırken gerefinin düşunulmesi. yaşadığımız çağda ağır ama şerefli bir sorum olarak omuzlarındadır. Biz adalet adamlarımızın bu sorumun altından yetkiyle kalkacaklarına inanıyoruz. Mkselmede engeller Prof. Seha L MERAY^ | niversıtelerarası Kurulunun, yetldsıni aşarak, hazırladığı yeni Ümversiteler Kanunu tasarısmda önemli bir değişıklık, mevcut şartlar altında bır açık kapı gibi gorunen «kadrosuz pro fesorluk» yolunun kapanmasıdır Yeni tasaıuun 24 ncü maddesme Uışkln gerekçede bu usul ağır hn dille yerilmekte, «meslek için tahripkir tesirler» yaptığı, kar.ıı gostermeden, oelirtilmektedir. Ay nca, bu usul yüzünden, yeni Üni versitelere oğretim üyesi bulıra unkânının ortadan kalkacağı one sürulmekte ve şdyle denılmekte dır: «Filhakika bulundukları kart rolarda Profesör olmak imkânına kavuşmuş öğretim üyelerinin yeniden kurulacak Ûniversitelerin kadrolarındakj Profesörlflklere çit mek istemeyecekleri meydanıladır.» Tasarı gerekçesıne gore, ba yüzden, meslekteki düzen ve teşkilât bozulacak, öğretim ve araştırma işleri afcsayacaktır. T Bu idealist gençler, o hesapsu kişilerin ardına takılmışlardı. Durum bütün sosyal yönleriyle bu gençlere anlatılabilir ve bunlar orduya kazandınlabilirdi. Fakat bu külfete kimse katlanmak Istemedi. Daha genç yaşta bunlar tehlikeli» sayıldı ve mesleklerlnden çıkarıldı. Bu gençler şimdi hukukçu oldular. Bence gerçek hukukculuk da, askerlik kadar kutsal bir meslektir. Hele toplumdaki kayıtsızlığın sillesini yemis ve gadre uğramıs kişilerin hukukçnluğu, içinde büyük değerler tasıyan bir hukukçuluktur. Böyle bir hukukçu, baskasına haksızlık yapmaz, kimseye âlet olmaz. Ben bu gençler içinde, geleceğin büyük Türk hâkimlerini sündiden görür gibi oluyonım. 0 Af Kununu Ve çalışkandılar onları temsit eden \e bana llk bas vurmuf olan gençle bir kaç defa daha göniştüm. Arkadaşlarının sayısı kadar kendilerine kitap vermeyi . itiraf edeyim ki çekine çekine teklh" ettim. Tereddut ettiğini görünce «Bunlar bir bağıslama defil. bir ödunçtiir. Hayata atıldığınız zaman borcunuzu ödersiniz» dedim. Tereddüdü silindi. Gözlerindc tertemiz bir ifade belirdi. Kitaplan aldı. Birkaç gün sonra onlardan ikinsini geri getlrdi: Arkadaşlarımızdan ikisi bu kitaplan daha önce satın almışlar; bunlara luzum kalmadı» dedi. Ne kadar diirüst ve tok gözlü idiler. Bu çocuklar dört yıl boyunca benün öğrencim oldular. Çünkii benim okuttnğum ders, Fakültede dört yıl boyunca okunan bir dersti. Bu dersin hocası. öğrencileri tıpkı ilkokulda olduğu gibi, birinci sınıftnıı alıo son sınıfa kadar gotürürdü. Bunlarla da öyle oldu. Çalışmalarını uzaktan izledim. Bir daha bana gelmediler. Fakat derslere giinü giiniıne geliyorlar. not tutuyorlar ve çalısıyorlardı. enel Af Kanunu çıkanldığı zaman 21 Mayıs hukümlülerinin bunun dışında bırakılmasinı, memleket ve adalet hesabma çok üzücü bir olay olarak degerlendirmiştim. Hele, politikacılar ve partiler 21 Mayıs hukümlülerinin de af edilmeslni istedikleri halde, bunu yüksek makam sahibi bazı askeri sahıslann arzu etmedikleri söylentisi beni büsbütün üzmüstü. 21 Mayıs bareketinde kendilerine karsı davranılan bu kisiler bence daha müsamahalı daha affedici, daha hosgörü sahibi olmalıydılar. Bu çocuklann memleketteki sosyal düzensizliğin sonucu olan bir harekete katıldıgını ve 27 Mayıs ihtilalinin ölü dalgalanna kapdmış kisiler oldugunu. asıl suçlulann bunu hayatlanyla ödediklerini. ötekilerln de yeter derecede ceza görüp ıstırap çektlklerini düşünmeliydiler. Böylece o Af Kanunu gerçekten «genel bir af« niteliği tasıyacaktı \e bir çok atleler çoktan kendi hayatlarını yeniden kurmuş ve kurtulmuş, bir çok ıstıraplar çoktan dinmis bulunacaktı. Olmadı. G Biz çıktık, merdiveni çekelim!» erekçedeki bu heyecanlı soz leri soğukkanlıhkla okuduğumuz zaman, yanlış anlad.ğımızı ummak istedigimız, bir açıklama ile karşılaşmaktayız: GPrekçedeki mantığa göre, hâlen Profesör olanlar, yeniden kurulac&k Ünlversitelere gitmek ıstemeyen kimselerdır. Bır başka tie yımle, «Profesör olma imkânına kavuşmuş bulunanların gitmevecekleri meydanda olduğuna göre», bu görevlere, henüz bu ımkâna kavuşmamış olanların (on'ara boyle bır imkân venlmeyerek) gondenlmelerı soz konusudur. Böyle bir usulü kanunlaştırmnk isteyen Üniversıtelerarası Kunıl, böyle bır düzende, Doçentlerin başka Ünlversitelere gitmek is*emeyerek, şımdıkı kadrolarında yıllarca Doçent olarak kalmalarını «düzen ve teşkilât bozucıı», «ö|retim ve araştırma işlerini aksâöei»'bir durum olarak görmemek«dix. Bizce, böyle bir egılim ve kanuna konmak istenen boyle bir usul bu sakıncalan doguracaktır Yeni Af Kanunu , eçenlerde bir milletvekilinin, sonra bir oarti grupunun. 21 Mayıs hukümlülerinin affına dair kanun teklifinde bulunduğunu okuyunca, memleket hesabma çok sevinmiştim. Bu defa 1si doğrudan doğruya hükıimetin benimsediğini ve Adalet Bakanlıgı tarafından hazırlanan af tasansının Hükümete sunulduğunu ve Millet Meclisine verileceğini okuduğum zaman sevincim daha rahat bir sevinç haline gcldi. Bu tasarının ivedilikle görüşiilüp sonuçlanmasmı sağlayanlan da nâçizâne tebrik etmek isterim. • ••• • ••a :::: 6 Asker olsaydılar endi kendime düşündüm: Bu gençler Harbiye'de kalsaydılar. bu azimle bu anlayısla ve bu vatanseverlikle ne değerli birer subay çıkacaklardı. Gercl bugün onlaruı birer hukukcu olması da memleket hesabma bir kazançtır. Çünkii çoğu Fakiilteyi, aksamadan bitirdi. Disiplinli ve metodlu çalıştüar. Fakat genç yaşlannda asker olmak istemişlerdi. İdealleri kılıç takmak, vatan Bu kanun, b e n d c dört yıl önceki • yukarıya savunmasında ön plânda bulunmaktı. Fakat onlanaklettiğim . hâtırayı canlandırdı. O zamanm öğrı Harbiye'den çıkaranlar, genls diısünmetnişlerrencilerinden bir kısmı bugün hayata atılmıslardl. Konuyu sadece «askerl disiplin» açısından ele dır. Kendilerine başan dilemekteyim. Af Kanunu almışlardı. Duşıinmemişlerdi ki her ihtilâlin ölfi ile hürriyetlerine kavusanlara da kinci. intikamcı oldalgaları olduğu gibi, 27 Mayıs ihtilalinin de birmamaiannı, çektikleri ıstırabı, korkulu bir riiya, birini kovalayan ölü dalgaları olacaktı. 27 Mayıs İhtilalinin başarı ile sonuçlanmasının nedenlerini hayatın bir cilvesi sayarak gerek aileleri ve müs22 Şubat ve 21 Mayısçılar besaba katmamışlardı. takbel hayatlan ve gerek Türk vatanı İçin, benim Sanmısjardı ki her darbe basarıya ulasır. Halbnkl dört yıl önceki genç öğreocllerim gibi, azfanle, vahalkın gcnel Usvibini kazanmayan darbcter 4ar • karts. TÜreklttfkle, ise yeoiden baslamalarmı ve be olarak kahr, ihtilâl olmaz» . >««an sağlamalaruu can ve gönülden dilerün. '•••I •••• • • • :• • : iiii SlTASAL BÎLGÎLER FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ Çok yönlü bir konu olan ve boy cı gerekçedeki gibi olsa da, ujgule ele alınması gereken, yeni Unılaraada. Asistanlann, her turlü bıversitelere oğretıra üyesj sağ'ahmsel kaygıdan önce, Kürsü Başmak sorununa, öteki Oniversıtelekanına «yaranmış» kimseler olmarın de bir kıtkıda bulunmalan, =ı istendiği anlamında yorumlanaçeşitli başka tedbirler yanında caktır. Bızce, gerekçedeki endişefark gozetmeden, Doçent ve Pro >e uygun düşecek objektif yol, «ehliyetli bilım adarnı» kıstası sayıfesor bütün öğTetim üyelerinin lan Doçentlik sınavlarını Asistanbelırli dönemlerde bir süre yeni lann bir an once vermelerini isteUnıversıtelerde görev almalan ils mek ve bu yolu açmaktır. Bunun sağ'.anabilir için de, Doçentlik sınavına girebilUnıversitelerarasj Kurulun te mek için 34 yıl gibi bir asgarî sümel görüşti bir «ayrıcalık dUzeniu olduğu için, tasarının 19 ncu mad re aramak yerine. Doçentlik sınavlarını 45 yıl gibi bir azami süre desınde, Doçentlerin Profesorlu içinde verme zorunluğu konulmağe yukseltılmeleri de buna uygun lıdır. Bu süre içinde Doçentlik sıbır tutumla ele alınmaktadır. Eu navlarını veremıyenlerin Ünivertasarı maddesıne gore, DoçenUe sıte Asi^tanhğı ile ilişkilerinin kerin Profesörlüğe yükselebilmelçrı sılmesi haklı görülebilir. ıçın, bir başka şehırdekı Ünıver?: feni tasarının getirdiği ö'nemlı tenın «benzer» bır kürsüsund^ bır yenilik görunen (aslında bır yıl fiilen eylemü olarak ça'ı^böyle olmayan) bir hükum de. maları da şart koşulmaktadır 36 ncı maddenin son fıkrasında, Profesorlerin ise, «kendılerine b'r teklıf yapıldığı takdirde», beş yıi sınırh ve çekıngen sözlerle, doktor Asistanlann Kürsu Baskanıda bir somestr gorevlendırilebıl nın tensibi ile, ve yanında çalıştımeleri uygun bulunmaktadır (tagı öğretim üyesinin sorumluluğu sarı, madde 25). Boyle bir sistem, ve nezareti altında, yetiştirme mak türlü sakıncalarından başka, bır sadıyla, öğretim faaliyetine Iştide «benzer kürsüsii olan Doçenl» rak» ettirılebileceklerdir. ve «benzer kürsüsii olmayan DoTasarıdaki şekliyle bu hükmün çent» ayrınuna ve uygulamada başlıca sakıncası, yapılması özleyeni sorunlara yol açacaktır. nen gerekli yeniliği geürmemesieni tasarı daha da ilerıye dir. Öte yandan, Kürsü Başkanı(ya da geriye) gıtmekted'r. nm Üniversite dışında işlerinin de Tasarının 24 ncü madde olması durumunda, kendi derslerı(a/3) fıkrasında şoyle denilmeknın Asistan tarafından verilmesi, tedır: «Başka Universitede benzrr sınav kâğıtlarının Asistan tarafmkürsüde kadro olup da Profesör dan okunması gibi bir yol meşnıyoksa, kendi Lniversitesinde de lastırılmıs olacaktır. kürsüde esasen Profesör var«a, Bizce, böyle bır sistem yerine, ayrıca bir kadro mevcut olsa bile doktor Asistanlara, gerektiği za(bir Doçent) kendi Fakültesinde man, Doçentlik çaliîmalannı da Profesör seçilemez.» Bu fıkranm aksatmayacak ölçüde, ders okutma nedeni gerekçede gösterilmemexve smav japma yetkisi Fakülte tedır. Uygulamada, bır yandan, Genel Kurulu kararıyla tanınmalıbaşka şehırdekı Unıversiteye g:tdır. Başka bır deyimle. doktor Asismemesi yüzünden Profesör seç;letanlan bir çesit Öğretim Görevlisi mediği için yaşlanıp kadro tık:ıyapma yoluna gidılmehdir. yan Doçentlerin sayısı artark n, ote yandan da, bır başka Üniversi tede Profesorlugu yaklaşmış b:r TAM GÜN ÇALIŞMA Doçentin önü, belki de bır tPK VE MAAŞLAR olan Profesorlük kadrosunu ışgal etmek üezere, bır başka Unıversiteden gelecek meslekdaşınca kapatılacaktır. Yi Y Yarın yapı endüstri merkezi Reklâmcüık: 4846/13314 Bıraz kendımizi zorlayıp genç olmanın ne oldugunu ve Doçe^tlik yıllanmızı hatırlayabilirseiv, bunun nasıl heves loncı ve çaksma güvensızlıgı içinde bırakıcı oldugunu da belki daha iyi anlıyabıliriz. MEVLİD Kıymetli ve çok sevgıîi aıle TEŞEKKÜR • 24 Arshk 19«7 günfl Hakkın rahmetine kavusan m«hunı Halıt Beyin oğlu, Nezahat Özuluğun etl, Ataman ve Teoman Özuluğ'un babaları, Rıza ve Yılmaz Öz • uluj'un afabeyleri Emekli Kd. Bnb. Hikâyeci UMRAN NAZİF YEGİTER in 28 Aralık perşembe gecesi teravih namazuıdan sonra Beşıktaş Vişnezade Camıinde mübarek ruhu için okutulacak Mevlid» dost, arkadaş; ve akrabalarınm teşriflerini rica ederiz. AİLESİ EFRADI Reklâmcüık: 4844/15317 Akıl başta degil, yaşta!» , enı tasarı, 29 ncu maddesmde, Profesörü bulunmayan bır kursunün en kıdemıi Doçentıni kursuye yönetmekle bır süre içm gorevlendırmeyı ongoren 4936/115 sayılı kanunun yururluktekı hukmunü de kald'rmaktadır. Gerekçede, bır «gençlık» ve «kıdemlilik» tartışması içinde, şoyle denilmektedir: «Filhakika yürürlükteki metin Profesörü bulunmayan bir kürsünün en kıdemli doçentini otomatik olarak Kürsü Başkanı gnrevi ile techiz eylediğinden tatbikatta henüz 6 aylık kıdemi bulunan genç bir Doçentin Kürsü Başkanı olması, buna mukabil ayni mahiyetteki komşu kürsüde bulunan yıllarca kıdem sahibi Profesörlerden birinin bu kürsüde vazifelendirilememesi gibi çok garip neticeler hu«ule sebnektedir...» Yusııf Ziya Özuluğ'un 941100 hastahfı sırasında büyük lhtl mam gosteren musfık insan Dr. Hasan Darmar'a. Dr. Nejat Harmancı'ya ve Fransız Hastanesi personeline ve eerek hastalığı sırasında çok yakın alakalannı esirgemcyen, gerekse cenazesine istirak suretiyle. büyük acımızı paylasan butun arkadaşlanna ve dostlarına, c^nazeye merasim kıt'ası gbndererek acımıza ljti rak eden, Merkez Komutanı sa yın Gn. Selami Pekin'e ve asker evlâtlırımiz» •Ukranlarımızı nınarız. AtLESt Curahurıyet 15299 Çocukken siz de telefonculuk oynardınız y HOTEL • İ( İT •••••••»•••••>»»»»•••»»»»»• HOGAZİCt BAYRAM TATİLİNİ2İ rahat, konfor, sükun içinde ve ailenizle bırlikte dılediğiniz gibi geçirebıleceğiniz yegâne yerdır o 2 Kişi Komple Pansion 140. TL. Kahvaltl, oğle, akşara yemekleri scıvis dahıl. Yemeklcr tabldot olmayıp misafirlerca lısteden seçilir. HOTEL BOĞAZİÇİ (Adliye durağı) YENİKÖY Rezer\asvon 62 40 01/38 Teîgraf: HOTELBOĞAZ Arkadaşınızia aranızda "hususi bir hat ve yalmz sıze mahsus bır telefon" kurmak ıçın ıkı teneke kutu ve bıraz da. mı.mlanmış ıpe ıhtıyacınız vardı. Bugun ıse. telefon dendıgınde aklınıza her an dunyamn dort bucağına hıtap edebıleceğınız telefon makınası. kabio. santral veradyohnk den muteşekkıl bır sıstem gelmektedır. Butun bu teçhızatın ımalâlçısı olarak dunyaca tanınmış ı ısımlerden bırı de Kanada mn Norihern Electnc fırmasıdır. Northern, Turkıye'nın haberleşme alanmdakı acıl ve gemş ıhtıyacını gıdermek maksadıyla, PTT Idaresi ile ortak bır yatınm yapmıştır 500 den faz'a Turk tekmsyen ve ışçtsı. bır mudde sonra ıftaharla kullanabıiecegımii Türk Malı telefon ve otomatık santral ımal edecekierdırj Doçentlerin kendi kursulennde, behrlı şartlar altında, bır sııre Kursu yönetimiyle görevlendırılmelerınm, kürsüyle ilgili bilimsel çalışmalar bakırnından ne gıbı somut sakıncalan olduğu gerekçede açıklanmamıştır. «Komsu kursülerde yıllarca kıdem sahibi Profesorlerin. bir başka kürsüye Başkan seçüememelerinin nedeni her«eyden önce, çalışma alanı olarak, soz konusu kürsuyü değil de, komçu yani bir başka kürsüyü seçmiş bulunmalarıdır. Gerekçedeki zihnıyeti daha iyi belirtmek için «unu da soyleyelim ki, «6 aylık genç bir Doçent», altı aylık bir bebek değildir; doktorasını yaptıktan aonra, Doçentlik tezi, kollokyom ve denetne dersi sınavlarını vercrek bilimsel erkini Lşpatlamıs bir öğretim üyesidir. Uygulamada da. gerekçede verilen bu çok aşın örnek ten farkh olarak, kürsü yöneticihgine dörtbeş yılhk Doçentler atanmaktadır. Asistanlar niversiteleraran Kunıl ta*arısında Asistanlara ilijkin 34 uncü madde dc, yürürlükteki kanunda bulunmayan, yeni, fakat özgür düsünme va davranmayı kısıüayıcı, haksızlıklara, kötü tullanmalara açık bir değişiklik yapmaktadır. Eklenen yeni fıkraya gore, •asilllği onanmıs. hatta doktora ve uzmanlık imtihanlarını vermis> olsalar bile, Kürsü Başkanının teklifiyle, Asistanlann, tâyinlerindeki usule uyularak, Üniversite Asistanhğı Ue ilişkileri kesilebilecektir. Gerekçe olarak da, bazı Asistanlann kadroyu uzun süre muhafaza ettikleri başkalannın uzman olmalarını engelledikleri belirtilmekte, Asistanlık müessesesinin mahiyeü •ehliyetll bir bllim adamı olarak yetişmesinden lüphe caiı olduğu anlasılanlann da vazifelerlne son verilebilmesinl ve böylece daha Isttdatlı gençlerin yolunun ncılmmıınt lcap «ttirlr> denıl mektedır. tanrıdaki bu hükmun ı n u U MILYON ÇEKİLİŞİNDE LUK /i(\ Horthern Electnc COMPANY LIMITED rTürkiye"Temsilcisi: Yavuz'K!reç^Atatürk"BuWan*223IvAnkara Delta C/12015283 APARTMAN DAİRELERİ ve ÇEŞİTLİ PARA SON PARA YATIR»MA İKRAMİYELERİ TARİHİ ı 3 0 A r a l l k 1 9 6 7 TÜRK TİCARET BANKASI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear