26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE ÎKİ 89 Kasım 1967 CUMHURÎTET UÇ EGITİM SORUNU Doç. Dr. Cavit Orhan TUTENGlL İKTİSAT FAKÜLTESt ÖĞRETtM ÜYESt ATATÜRK devrimi Hâkimiyeti Milliye! Ister «hâkimiyeti milliye» deyiniz, ister «millî hâkimiyet» ve ister «uiusal egemenlik» Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yadigârı bir kavramla karşı karşıya gelirsüıiz. Bu kavram bize düpedüz şunu anlatır: Türkiyede egemenlik «millii) olmalıdır. Ancak millî nitelikte bir iktidar dar geçitlerde milü çıkarlara uy?un kararlar verebilir, ve ancak millî nitelikte bir iktidar meşrudur. Bngün veryüzünde millî nitelikte olmıyan siyasî egemenliklere çok rastlıyoruz. Güney Vietnam iktidan Amerikan hâkimiyetinln Güneydoğu Asyadaki temsilcisidir. Bolivya aynı hâkimiyetin Güney Amerikadaki RÖrüntüsüdür. Kazakistan Sovyet egemenliğinin Orta Asyadaki ve Gürcistan Kafkasyadaki örşrütüdür. Filipinler bayrağıyla o.dusnyla, siyasî partileriyle sınırlan içinde egemenlik kurmuştur. una millî bir niteliği yoktur bu egemenliğin, ve kökeni Amerikaya bağlıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, millî hâkimiyetin tammını çok kesin bir çizeiyle şöyle belirtmiştir: « Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir.» Eeemenliğin «kayıtsız ve sartsız» millete ait olması ne demektir? Demektir ki millî hâkimivet, vabancı kurumlarla, yabancı devletlerle paylaşılamaz. Devletin sınırlan içinde «yabancı karar kademeleri» kurulamaz. Millî hâkimiyeti «kayıtlı ve şartlı hale getirecek; mülî irade'nin ellerini kollarını bağlıyacak olan her soy kuruluş siya»i iktidan giderek millî niteliiHnden uzaklastıracak, ve büyük millî dâvalar sınavının eşiğine geldiğimizde bunun acı sonuçları görülecektir. Milletin egemenliğe sahip olması ve millî iradenin belirmesi İçin dört yılda bir seçim sandıkları kurulması yetmez. Bir iktidar, « Ben sandıktan çıktım!» demekle millî iradeyi temsü ettiğini tspatlıyamaz. Dünyanın faşist, komünist. kapitalist. sosyalist rejimlerle yönetilen bütün ülkelerinde secimler vanılrr. sandıklara oylar atılır. Önemli olan sandıkların kurulması değil, sandıkların kurulduğu ül kelerin dokusudur. Zengin ve kudretli ülkelerin himayesini kabullentniş voksul ülkelerde toplum içindeki karar kademeleri bu bakımdan uıcelenmeye değer. Türkiye gibi elli beş bin kövlüğe dağılmış bir ülkede rpara» yı, yani «iktisadt egemenliği» elinde tutan: büyük topraklara sahip çıkan: bankalara. bfivük kumpanyatara. sifrorta şirketlerine, memleketin zenginliklerine malik bulunan kuvvetlerde millî nitelik yoksa, o ülkede seçimlerin eavri millî iktidara doğnı kaydırılması pek mtimkündiir. Cünkü bir memlekette millî sermaye, yabancı kuvvetlerin kontroluna girdiği zaman seçimlerde yanıltıcı propagandaya büyük imkânlar açılır. fçinde yaşadığımız toplum Gazi Mustafa Kemal'den bu yana giderek yabancıların iktisadî egemenliğine düşmüş, seçimleri kazanmak istiyen politikacılarla yabancı bir devletin içli dışlı ilişkileri arttıkça artmıs, demirçelik endüstıisinden petrol sanayiine, tütün tekelinden bankalar örgütüne. ilâç imalâtından makine ve lâstik kumpanyalarına kadar memleket içinde gittikçe güçlenen iktisadî karar kademelerine yabancı bir devlet açıkça ortak olmuştur. Bir memleketin içinde bu denli «yabancı hâkimiyeti» mevcut oldukça o memlekette seçimlerin de sıhhati bozıılur; bir memleketin iktisadî kurumlannın millî niteliği yoksa, o memleketin siyasî kurumlarının millî niteliği olacağını iddia etmek kolay değildir. Bu durumda memleket içinde kurulan siyasi iktidar millî dâvalar için bağımsız kararlsr alamaz. bağlı bulunduğu vabancı egemenlife danısmadan. sormadan, soruşturmadan harekete geçemez. Böyle bir siyasî iktidarın milli dâvalardaki büyük tereddiitlerini ve tarihî rırsatları kullanmakta göstereceği zaaflan topyekun millet ödeyecektir. Türkiyenin bor cevheri kaynaklannı yabanrılara peşkeş çekmek. bankalarını yabancı kurumlara bağlamak, demir çelik sanayiine yabancıları ortak etmek, ithalât ve ihracatını gayri n!'lî kumpanyaların elinde bırakmak. petrolünü yabancı şirketlerin kontroluna terketmek. ve millî sermayenin yönetimini yabancı malî karar kademeleri ellerine vermek siyasî kudretin kökenini yabancılara bağlamak demektir. Ba davramş. Gazi Mustafa Kemal'in: « Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir» ilkesine aykındır. Son günlerde gözlerimizin önünden akıp giden olaylan bu açıdan değerlendirdiğimiz zaman gerçekleri çok daha iyi kavramak mümkündür. Türk milleti elini kolunu bağlamak istiyen ve çoğu zaman bunda başarıya ulaşan ic ve dış düşman kuvvetleri tanımalıdır T ürk kamu oyunun dikkati baftalardır öç eğitinı sorunu fizerine çevrflmis bulunmaktadır. Bunlar sırasiyle öğretmen, özel yüksek okullar ve sınıf geçme yönetmeliği sonınlandır. Mülî eğitimimizdeki bunalımı vansıttığı ve temeldeki çelişmeleri gösterdlği için bu sorunlar üzerindeki tartışmalar kısa zamanda eğitim çevrelerini aşarak kamu oyunun malı olmuştur. Bu yazının amacı, çeşitli yönleri ayrı ayn ele alınmış olan bu fiç konnnun ortak yanları ile gözden kaçmış bulunan önemli noktalarım ortaya koymaktır. öğretmen sorunu ğretmen sorunu, görünüse bakılırsa ikl güçlü öğretmen örgütü De Millî Eğitim B v kanı arasında süriip gitmektedir. Türkiye öçretmenler Sedikası (T.Ö.S.) üe Türkive öğretmen Dernekleri MilD Federasyonu (T.Ö.D.M.F.), yeni başkanlannın ortak tutumlan içinde bir avdın olarak Türk öğretmeninin sorumluluk ve yetki sınırlarını tartışmaktadırlar. Kendisini çağından ve Türkiyenin az gelişmişlü; sorunlarından snrumlu tutan. bir aydın olarak öncülük eîirevleri vüklenen öğretmen kitlesinin karşısına, onu sadece ABC öğretmekle yükümlü sayan Bakanlık anlayışı çıkmaktadır. Daha açık bir deyişle, öğretmenlerin yurt sorunları üzerinde durmaları, hatalı tutumlara tepki göstermeleri ve çevrelerini uyarmalan hoş karsılanmamakta, bun dan da «öğretmen tayımı» diye tescil edilmiş bulunan idari işkenceler doğmaktadır. ö t e yandan, öğretmen kitlesini bölmek ve mümkünse birbi•ine düşürmek için de destekli kuruluslar yaratılmıştır. Uınıştayın çoğunlukla eerl çevirdiği veva durdnrduğn idari işlemlere bakılarak mazlfimların haklıLğı öne sürülebüir. Esasında daha da şaşırtıcı olan, yurt sever davranışlan ve Cumhuriyet Türkiyeslnln temel ilkelerinden yana oluşlan ile ödiile liyık olan öğrettnenlerin nasıl bir anlavışla cezaya müstahak sayilmalandn*. flğretim vey» *ece öğretimi yaparak, kapasitelerini çoğaltraa yolları bulmalıdır. O Resmi veya özel, herhangi branşta yüksek öğrenim görmek istiyenler, merkezl imtihan sis temi içinde gerekli başanyı saglarmş bulunmalıdırlar. örneğin, «Üniversitelerarası Giriş îmtihanı» veya Teknik Üniversitelerden birinin giri? imtihanmda aranan basanyı sağlayamıyan hiç bir öğrencinin özel yüksek okullara kaydı mümkün olamamalıdır. 0 Orta öğrenim süresinde, yetenekleri üniversiter uir öğretime eiverişli obıuyanlar hayata hazırlayıcı okuHar» yöneltilmeli, üniversite öğretimi yetenekçe üstün öğrencilere açık tutulmalıdır. öyle görünüyor ki özel yüksek okullar sorunu, başta aydın işsizliği ve yaratacağı ikilik nlmak özere, gizlediği tehlikeler zamanla daha iyi anlasılacak bir sorundur ve is isten geçmeden çrizüm yolları beklemektedir. Üniversiteler yeni £örevler vüklenmek snretiyle tehlikeli bir pidişi sınırlandırabilirler. Yirmi beş bin öğrencivi ku«atan özel yüksek okullar sorununun gereken ciddiyetle ele alınması gerekir. Aşırı akımlar karşısında ATATDBK devrimleri " kinci Dünya Savaşuıdan sor.ra az gelişmiş memleketlerde halk kitlelerinin siyasî ve ekonomik problemlerin bilincine er'ş meye başlaması ile büyük bir ıdeolojik kaynaşmanın ortaya çıktığı bUinmektedir. Bu dönemde sosyal, ekonomik ve siyasî problemlerine çözüm arayan ve huzursuzluk içinde olan bu memleketler çeşitli ide olojilerin dört yol kavşağı haline gelmişlerdir. Memleketimizde d.s. özellikle 27 Mayıs Devriminden sonra, İkinci Cumhuriyet Anayasasının getirdiği geniş hürriyet v° uyandırdığı büyük ümitler atmosferi içinde aşırı sağ ve aşırı sol akımlar. birincisi âdeta geleneksel ikincisi nisbeten daha yeni akımlar olarak, açık veya kapalı şekilde dikkatten kaçmayan bir faaliyef ve çatışma halindedir. Aşırı sağ, yanl şeriatçı, hilafetçi veya sadece fanatik dinci, manevij'atçı ve mukaddesatçı akımlarla iki Dünya savaşı arasındaki faşist diktatörlüklerin miras bıraktığı ırkçı veya fanatik milliyetçi bütün aşırı sağ akımlar masarn halk kitlelerimizin gerici eğilimlerini ve milli duygularını sömürmekte, 27 Mayıs'a karşı açık ve AtatürkcülUğe karşı sinsi bir husumeti de yaymak istemektedirler. Faşist eğilimli akınlarda ben tehlike teşkil edecek bir gelişme şansı görmüj'orum. Kakat memeketünizin çok eski, çünkü miizram ve bünyevi bir derdi olan dinsi aşın sağ akımlar bu mahiyetlerin den dolayı çok ciddl, ısrarlı ve slstemli bir mücadeleyi gerektirmektedir Felsefesi lâiklik ve ilericilik olan Atatürk DevTimlerinin her çeşit aşırı sağ akımlaruı şiddetla karşısında olduğu ve onlara kaı«ı uyanık olmamızı emrettiği tereddüt götürmiyecek bir gerçektir. ve GERÇBKLBRlMIZ Dr. HÜSeyİn NaİI KUBALI»' ra yaklaşan bir zaman geçtiği halde. Atatürk Devrimi millete b j mânâda mal olamamıştır. ° o 6O'ı / hâlâ okuyup yazma nimetind^n mahrum olan. lâik düşünüs ve davranışa sahip olmayan bir halk karşısında bu gerçeğin aksini samimiyetle iddiaya imkân yoktur. I Yönetmelikler >v rta dereceli okullarla ilrili sınıf seçme ve ™ ' imtihan yönetmeliği nihayet 14 Kasım 19fi7 tarihli «Resmi Gazete» de yayınlanmıştır. Orta öğretimin temel sorunlanna, müfredat programlanna ve eğitim sistemine eğilmek yerine bütünü ile «ölçü» ve «ayarlama» konularına başyeri veren bu yönetmelik de, belki basan oranlannı biraz yükselteoek, fakat derde bir devâ getirmlyecektir. Bu yönetmeliği incelerken parmak basmak gereğini duyduğumuz noktalar şunlardır: • İkinci devrelerde 4 dersten «zayıf» not alan ve not ortalaması 60 ve daha yukan olan öçrencilerin başarılı saytlması isabetsiz bir karardır. Ya birinci devrede olduğu gibi zayıf not alınan ders sayısı 3 e indirilmeli. ya da ortalama not 65 ve daha yukan olmalıdır. • Lise ve edebiyat ve Fen subeleriyle Kız Enstitüleri ve İmam • Hatip Okullarında «ortak dersler» arasında Türkçe • kompozisyon ile birlikte •arih dersine yer verilmesi de, Bakanlıçın tutumunu yetesiye belirleyen, hatalı bir davranış olmuştur. Bize kalırsa bu dersin yerine «sosyoloji» konulmalıdır. Bakanlığın danısmanlan kararlarında direnirlerse bunu «Cumhuriyet Tarihi» nlarak düzeltmelidirler. • Gerçeklere uygun görünmiyen okulların başlama ' rihi ve uygulama gücü zayıf olan kopye yapanların başansız sayılması gibi bususlar dısında dikkate değer bulduğumuz karar, not ve ortalama yükseltme imtihanlanna firecek öğrenciler için okullarda düzenlenecek iki haftalık «kurslar» olnıuştur. Eylül döneminde imtihan olmaması ile birlikte bu kararın, eğitim hayatımızın bir başka yarası olan özel dershanelerin çanına ot tıkaması beklenir. ç olârak aenilelıfflr"H, her ülk'emn ej^ tim sorunlan bir batün teşkil eder.' ^Son haftalarda direnme toplantılanna, boykotiarm ve yürüyüslere, karsıhklı bildirilere ve tartışmalara konu olan üç eğitim sorunumuz esasında millî eğitim düzenimizde mevcut olan bunalımm dıs görünüşleridir. Eğitimin bir devlet işi olduğunu, kelimenin tam anlamiyle eğitimin birliğl ve bütünlüğü anlayısmı, parası olanın değil yeteneğl bulunanm öğrenime hak kazanacağım bir ilke olarak benimseyip uygulamadan bu bunahmdan kurtulmanm olanağı yoktur. Günübirlik tedbirlerle bunalımlara çare buhınduğu görülmüs şey değildtr. • •• taa 1«İ özel Yüksek Okullar '1 yüksek okullar sorunu, Anayasa karsımndakl durumn ve nygulama aksaklıkları bir yana. millî eğitim dfizenindeki bozukluğıın bir sonuca olarak karsımna çıkmaktadır. Bu açıdan ele alındıği zaman sadece özel yüksek okullar değil, bütünü ile özel okullar sorunu vardır. Çünkü Birleşik kaplar düzeni gereğince lı'r yandan özel orta öğretim kurumlanndan gelenlere yüksek öğretimde yer bulmak, bir yandan da üniversitelerle resmi yüksek okulların karsılayamadıklan «talep» fazlasını yerlestirmek için özel yüksek okullar hızla çoğalmıştır. Bu ortam içinde en büyük darbeyi yiyen, üzerinde gereji kadar durulmamasına rsfmen, üniversiteler o!mustur. Bilindiği gibi özel yüksek okulların öğretim kadrosunu, büyük çoğunluğu ile üniversite öğretim üyeleri teşkil etmektedirler. Zamanla üniversitelerdeki öğretim aksamış. «nuhtariyet» in sağladığı kalkanın gerisinde görevler ibmal edİUr olnrostnr.1 tmtmanlarmı «sekil hs»fit» Vapatr,' ders dışmda öfrencilerine jvakit ayırmıyan, e6revli olduğu toplantı ve jürilerde lamanında bulunamıyan öğretim Byeleri sayısi gittikçe çoğaltnaktadır. Bize kalırsa, köklü tedbirlere basvurulmadan bir çözüm yolu bulunmasi mümkfın değildir. Almması gereken ilk tedbirler arasında şunlar sayüabilir: 0 Üniversiteler ve resmi yüksek okullftr tamgün çalışma sistemine geçirilmelidir. Üniversite dışında gorev alanlar kesinlikle dunımlannı tâyin etmell, bu arada öğretim üyelerine verilen tazminat arttınlmalıdır. 0 Üniversiteler, kendi imkânlan içinde, çift İİİİ •••• İİİİ İİİİ •••• liü •••* •••• Asırı sol Marksist, Leninist ideoloji At?türkçülüğün manevl değerlere say gılı realizmi ve pragmatizmi i'e taban tabana çatışma halindedir. Buna karşılık 1931'den itibaren sosyal realitelerimizin ilhamı, mad di ve manevl kalkınma ihtiyaçîarımızm baskısı ile sola açılan A*atürk Devrimi mutedil olan ve bir doktrln olmaktan ziyade sosvnl adalete ulaşma metodu olan demokratik ve parlâmenter sosyalizme karşı değildir. Bu, Kemalizmin bağlandığı objektif ve rasycnel düsüncenin. plüralist demokrasi telâkkisinin ve telkin eyledf;i halk seveisinin, insan sevgisinin. müsbet ilim sevgisinin ve banş >;pvgisinin tabiî neticesidir. tatürk Devrimlerine ve onnn devamı ve teminatı olan 27 Mayıs Devrimine dayanan. sos yal adaleti ve sosyal güvenliği Dev letin varlık sebebi yapan, Devle'e kişi hak ve hürriyetlerini sosyıl adalet ilkesi ile bağdaşmıyacak şe kilde smırlayan bütün engellerl kaldırmayı, insanm maddl ve manevl gelişmesi için bütün şartları hazırlamayı ve plânlı ekonomiyl emreden Anayasamızm da, b'r müddetten beri en sorumlu ve y.ik sek makamlarda bulunan kişı'er tarafmdan ileri sürülen iddialar hilâfına, demokratik sola ve, daha açık ve samiml bir ifade ile demokratik ve parlâmenter sosyjlizme açık olduğu tartışılmaya deymeyecek kadar ortadadır. Nıtekim Anayasa Mahkemesinin 26.IX. 1965 tarihli kararı da bunu tevıt etmiştir. Anayasada herhangi bir yasaklama hükmü bulunmadığı halde bunun aksinl iddiada isi.r etmek Atatürk ve 27 Mayıs D«vrimlerinin ve Anayasamızm sosynl Devlete. plüralist tfemokrasiye bağlılığını, çok geniş düşünce hürriyeti anlayışını bilmemek veya belli maksatlar uğruna bilerek mkar etmek olur. İki miihim özellik ütün devrimlerde devrimin tam etkililiği için geçmesi gereken sürenin bizde bu kadar uzun olması, Türk toplumunun yüz elli senpvi asan eelisme sürerinin iki miihim özelliği ile ileilidir: Bunlardan birincisi daha evvel ışa ret ettiğiın gibi, bu sürecin Dir medeniyet ve ııültür değiştirme nareketi olması; ikincisi esas itibariyle Batı memleketlerinde görılııdüğünden çok daha büvük ö'.çiide yukandan aşağıya inen, kendiliğinden, «spontane» değil, zorlama. «force» bir aydınlar hareketi olması ve bu sebeple daha ziyade şekilde ve yüzeyde kalmasıdır. Bu hal memleketimizde her alanda, Atatürk Devrimine rağmen, belirli ölçüde halâ devam eden ve haîta bazı bakımlardan daha derinlesen bir Ikillk yaratmıştır. Yeni iie eski din' ile lâik, Batılı olan ile Doğulu olan, Uerlcilik İle geridlik devamlı surette çatışmıştır, ça'ışmaktadır. Fakat bu çatışma aydınlarla haklm sınıf arasmda ve Içinde, yani nadir istisnalarla, »sıl halk yığınlarının dışında ve Ustünde ve çoğu defa onların haberi olmadan sürüp eitmektedir. Masum ve mütevekkil TUrk halkı olup bitenlerin sadece uzgün ve şaşkın seyircisi, ya da pasif bir âlet ve vasıtası rolünü oynamaktadır. Bununla beraber, özellikle 1960 Devriminden sonra, halk yığınlarının yavas yavaş canlanmağa, sosyal ve ekonomik dâvalarımız\n bilincine erişmeye başladığını görüvoruz. Bu olumlu gelişmenin işaret ettiğim çatışmayı şiddetlendireceği kuvvetle tahmi" edilir. B A Sonuç  o şın sol akımlar üzerinde de 5nemle durmak isterim. 27 Mayıs'dan sonra solculuk, toplumculuk, ilericilik, devrimcilik ve «osyalizm gibi terimler. çofu deâdeta bir moda salgını gibi, alabildiğine kullanılmağa başlamıştır. özdeş anlamlı gibi kullaıulan bu kelimelerden kimin ne anladığı, neyi kasdettiği pek anlaşılmamakta, ço ğu zaman aynı kelime ile faryı mânâlarm ve görüşlerin kastedıldiği kanaati uyanmakta, kelimeîerin arkasında çatısmaya hazır derin inanç ve fikir ayrılıklannın giz lendiği şüphesi huzursuzluk veren sisli blr hava yarntmaktadiT. Bu konuda artık bir berraklığa kavuş manın zamanı geldiği kanaatindeyjm. Aşın soldan MarksistLeninist veya. yaygın ve popüler adı ile, komünist akımı kastediyorum. Aynı zamanda ekonomik ve siyasî bir dnktrin olan komünizrn kanunlarımızm baskısı altında mutedil, daha doğrusu maskeli görünmeyi tercih etmekte. sosyalizm umuml etiketi altmda, Anayasamızm sağladığı demokratik hürriyetlerden faydalanarak ve onun sosyal adalet, sosyal çüvenlik ve sosyal Devlet ilkelerini bir kalkan gibi öne sürerek Anayasamızm ve daha da ileri giderek Atatürk ilkelerinin aşın sola kapalı olmadığı intibaını uyandırmaga ve bu yönde bir taraftan sınıf şuumnu yaratmağa, diğer taraftan aşın sol yaranna kollektif bir sempati, elverişli bir ortam hazırlamağa çabalamakfadır. Halbuki Türk toplumunun yapısı ve Türk milletinin mizacı komünizme elverişli olmadığı îibl • bunu millî mücadele devrinin müsait olabilecek şartlarına rağmen Mustafa Kemal Paşanın Komünizme karşı tutumu yeter derecede gösterir Anayasanın bilinen hükümlerinin Anayasayı aşın sola sımsıkı kapadığı tereddüt gHtümıez. tatürk Devrimine gelince, Atatürkün esas itibariyle 1789 Fransız Devriminden gelen ve 1924 tarihli Birinci Cumhuriyet Anayasasmda ifadesini bulan Klâsik demokrasi ilkelerine bağlı olduğu. Atatürk Devrininin Marfesistlerin anladığı ve iddia ettiği mânâda toplumcu ve ilerici olmadığı da şüphesizdir. Yalnız şu var ki, 1931'den beri CHP nin umdeleri iken 1937'de 1924 tarihli Birinci Cumhuriyet Anayasasına giren ve böylece Türkiye Devletinin resmi omdeleri değerinı kazanan cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik. lâiklik ve inkilâpçılık umdeleıi kemallzmin ilericilik karakterini kuvvetlendirmis, onu daha ileriye ve sola açmıştır, ama bu asla Marksist akımm anladığı mânâda ve ölçüde bir ilericilik ve solculuk değildir. Çün «ü sınıf mücadelesine ve işçi sınıfı diktatoryasına karşı olan, düsünce hürriyetine ve kişinin kutsallığma inanan, özel teşebbüsü reddetmeyen, ailenin ve, kamu yaranna aykm olmamak sarü ile. mülkiyet ve mirasın hatta dinln saygı deger müesseseler oldutunu J kabul eden rölâtivist ve realist bir düşünce sistemi, rasyonel ve obiektif bir davramş olan Atatürk?ülük aşın sağa olduğu kadar aşırı sola da şiddetle karşıdır. Zira. ndeta bir dinl doğma kablığuu, fanatizmini ve müsamahasızhğını 'asıyan. insanı insan yapan düştln ce özgürlüğüne hayat hakkı tanıma yan, materialUt olan komünist veya Devrimlerin elkililigi tatürk DeTriınJerinin problemi: Seminere raporlarda ve yapılan tartışmalarda Atatürk Devriminin çeşitli yönleri üzerinde durulduğu halde, Devrimin etkOüiği problemine hiç temas edilmedi. Halbuki bu problemin de tacelenmesi gerekirdl. Bunu yapmamak izahlann bütünlügünü gözden kaçınnak v* Devrim açısmdan bugünkü eerçek durumu karanlıkta bırakmaktır. A • •« .••• !••• !••• !••• !••• !••• )••> • *• • ••• • «•a • •••••«••••••«•••••••••••••••*•••••••••!•»••••••••••••••••««•••••••••t !!••••«••••••••.*• •ımnnitıtmttiMit>»f*aMiWHiw^MitMiMiıt»tM«ıwııııı«ıtm»ını« %••• •••••fiııııiMitıtMHiııııııİMHİHiiMaiHiııııtİMaıııiHiııııııtif •iifttıııııik ••• GENÇ YAŞA An sütünden üstün ve 10 defa ucuz gıda ÇİÇEKTOZU ile yorgun, huzıırsuz, kansız, kabız ve hastslar; sıhhat, zekâ; gençlik kürleri yapuılz. Hormon; vitamin; RNA; rutin vs. dolu. 2800 kelinıe broşür paketler içinde. Posta ile gönderilir. 10 gr. 45 TL. 20 gr. 90 TL. Adres: Dr. E. Erkan, Büyükdere; F.O. Sitesi İstanbul. Cumhuriyet 14233 FIRAT ARGEŞO (ASYA) ile CENGİZ ABGEŞO evlendikJerini dostlarına bildirtrler. 25 Kasım 1967 Otel Dedeman Ankara And Reklâm 102114263 .J İstanbul Defterdarhğından Mükellefin veya sorumlunun Adı ve Soyadı: Bilinen adresi: VerginİB Nev'i Vergi Usul K. nun Ceza Mad. Yani Atanasyadis M. Rıfat Arabacıoğlu M. Rıfat Arabacıoğlu Emin Öztürk Memduh Mecik Nail Topalak 352 Gelir B. Köy Mâbet Sokak No: 11 GeUr B. Köy Yavuz Evler Mah. Türkiş Sok: 29/1 348349 Gelir B. Köy Yavuz Evler Mah. Türkis Sok: 29/1 352 Gelir B. Köy Güneşli Köyü Değirmen Sok: 7/2 352 Gelir B. Köy Bahçeli Evler Begonya Sok. 17 348349 Gelir B. Köy Ataköy 2 nci Blok No: 121/2 352 Gelir B. Köy Yenimahalle Taşhan Cad. 19 Zehra Ülker Yakın Edirne Kazova Mağazası Hükumet Cad: 303/1 344345 Gelir thsan Belir B. Köy Şükran Çiftliği Sokak: 39/6 352 Gelir Nihat Gür Cevizlik Dantelacı Sokak: 33 Zuhurat Baba Akatlar Sok: 17/3 348349 Gelir Ibrahim Kabak K. Çekmece İstanbul Cad. 32/A. Bakırköy Vergi Dairesi Mükelleflerinden olup adları ve soyadları ile namlarına salınan vergi ve cezaların nev'ileri yukanda yazıh bulunan şahıslar adma tanzim edilen ihbarnaraeler bilinen adreslerinde bulunamama ları dolayısile tebliğ edilemediğinden 213 sayılı kanunıın 103106 ncı maddeleri hükmüne göre ilgililerin ilân tarihlerinden başlıyarak bir ay içinde vergi dairesine bizzat veya bilvekâle müracaat etaıeleri veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayıtlı tebliğ yapılacağı, bir ayın hitammda müracaatta bulunmıyan ve adresini bildirmiyenler hakkında da işbu ilânın neşri tarihinden itibaren bir ay sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilân olunur. (Basm: 26916) 14254 Atatürk Devriminin etkililiSi problemi onun millete mal olup olmadığı sorusu ile ilgilidir. Demagojisiz, samiml ve obiektif olarak hemen açıklamak mecburivetindeyim kl, Atatürk Devrimi, tııtarlı bir bütün olarak, milletin bütününe mal olmamıştır. Buna saşmamak lâzımdır. Cünkü bütün dev rimler, anî ve şiddetli bir değişikİlk hareketl olarak, kollektif inanç ve davranışlarda bazı sarsıntılar, intibaksızlıklar ve tepkiler yaratır. Bu devrimlerin topluma mal olabümesi için, toplumlann veya devrimlerin özelliklerine göre, kısa veya uzun belirli bir sürenin geçmesi gerektiğini gösterir. Sosyal alı<kanlık veya atalet kanunu, «inertie» kanununun tabii neticesi budur. tatürk Devriminin istenen etkililige hâlâ kavuşamamı? olması bir taraftan Ikatk Svdın ikilieini, diğer ta>.jaftan. Jdnniyet ikiliğini devam ettirmektedir. Halk aydma yaklaşamamakta ve aydın halka inememektedir. Bir kafada, hem de en ayrfın geçinenlerin kafasında, aynı zamanda iki zihniyet yaşamaktadır. Bu çifte ve anormal ikilik, sosyal ve ekonomik denge ve kontrol mihraklannm henüz yeteri kadar kuvvetli olmaması, halkın gere ken ekonomik ve kültürel seviyeye ulaşmamış olması ve nihayet idare edenlerde demokTatik zihniyetin psiko entellektüel sürecin ,bir zorunluluğu haline gelmemesi yüzünden, zaman zaman siyasî, sosyal, ekonomik, ide olojik buhranlara ve hatta ahlâk buhranlarına sebep olmaktadır. Aynı çifte ikilik oy avcılığını her şeyin üstünd'e tutma v e son zamanlarda daha da arttığım gördüğümüz Atatürk Devriminden tâvizler verme taktikleri ile işleyen ve en azından altmış yıldan beri emeklemekten bir türlü kurtulamayan demokrasimizin siklik bir şekilde soysuzlasması neticesini doğurmakta ve bu kalkınma gayretlerini kösteklemekte. demokrasiye ^üveni sarsmaktadır. A •••••••••••A VEFAT Merhume İffet Eroğlu'nun vefakâr eji. Faruk. Selçuk Eroğlu, Gülievil Arıkan'ın sevgili babaları. Üstün Eroglu ve Oktay Arıkan'ın kayınpederlert, Ahmet Eroğlu ve Nilgün Ankan'ın dedeleri, emekli ceza hâkiml NAZAN GÜLEGEN ile YAİÇIN YALH1 evlendller. 27/11/1967 îst.Hİlton Cumhuriyet 14267 Hüsamettin Eroğlu 24.111987 tarihinde Allahm rahmetine kavuşarak 25.11.1967 tarihtnde ebedl Istirahatgâhına tevdi olunmuştur. Ordn Evlitlan Cumhuriyet 14235 Hafik Akpınar köyü Kalkınma Derneği kongresl 3/12/1967 tarihind» Okmeydanı Telsiz altı F36 numaradak! yerde yapılacaktır. Oyelerinin teşrtfi rica olunur. Dernek Bajkani Cumhuriyet 14264 KONGRE Sonuç Haftanın başyazısı: Cehennem Alevinde Barışî EŞ KİŞİLER ZİNCİRİ : İSMET GİRİTLİ OLAYI ! İnsanm sosyalist olacağı geliyor! Yazan: AZİZ NESİN A tatürk Devriminin, tutarlı bir tatürk Devrıminin ve onun devamı ve teminatı olan 27 bütün olarak, milletin bütünüMayıs Devriminin 1961 Ana ne mal olmadığmı söylerken yasası tarafından kuvvetli garanbu olumsuz değer hükmünün mutti altına alınması kâfi değildir. lak olmadığmı derhâl açıklamak. Asıl teminat, Anayasanın başlan Atatürk Devriminin btr bakıma gıcında açıklandığı gibi, hürrimillete mal olduğunu söylemek isyete, adalete ve fazilete âşık vaterim. Zira Atatürk Devrimine bağtandaşların gönüllerinde, iradelı olan, onun gösteTdiği yolda 1bekçiliğinmanla yürümek gerektiğine İna lerinde ve uyanık dedir. Bu teminatın daha tesirli nan Atatürkçü gerçek aydmlann ve somut temellere dayanabilyeni zinde kuvvetlerin varlığı aşimesi için büyük halk kitlelerimikârdır. Benim gibi umumiyetle ayzin sosyal adalet ve güvenliğin dmlann veya Elite denllen gözidenimetlerine kavusturulması ve lerin toplumlann kaderinde iyi vebunun için ciddî tedbirlerin alın ya kötü büyük rolü olduğuna inaması lâzımdır. Bu konuda büyük nan ve bu inancm hâdiselerle do§sorumluluk ve şeref, simdîye karulandığmı gören bir insan için bu dardar olduğu gibi bundan soninanç ve müşahede Atatürk Devrira da, aydınlann ve özellikle minin dolayısiyle millete mal olTürk milletinin kaderine resmen duğu düşüncesine varmayı gerekve fiilen hâkim olanlanndır. Aytirir. dınlarımız Tür milletinin ilerle  A Cumhuriyet 14234 Lv. A. 4 No. lu Sai. A!. Kom. Bşk. lığından AKKARA Kapalı zarf usulü ile İst. Cevizli Arama Kurtarma Tesislen İnşaatı işi yaptırılacaktır. Keşif bedeli 710.558.75 lira olup; geçici teminatı 32.175.00 liradır. İhalesi 16 Arahk 1967 cumartesi günü saat 12.00 de Komisyonda yapılacaktır. Keşif VG şartnamesi rıer gün Komisyonda ve İstanbul Lv. Arnır'iğinde görülebilir. Taliplerin 249^ sayılı kanun hükümleri daîresinde hazırlıyacaklan teklif zarflannı engeç ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Komisyon Baskanhğına vermeleri şarttır. Postadaki gecikmeler kabul edilır.ez. Tamamı bir istekliye ihale edilebileceği gibi her parti a y n a y n isteklilere de ihale edilebilir. İSTANBUL DEFTARDARLIGINDAN Mükellefin veya sorumlunun Adı ve Soyadı Bilinen adresi Verginin nev'i V. V. K. Ceza Mad. Gelir Burhanettin Yigit Çubuklu Otlu sokak No. 45 Anmet Altıkardeş Beykoz Fevzipaşa cad. No. 40 Atillâ özkan İncirköy Sahipmolla cad. No. 25/3 Fehmi Yüma7 » » » Seyfi Bakırcı Beykoz Çayır cad. No. 94 352 Nazım Gezer Paşabahçe Karagöz Sırtı No. 41 Yılmaz Özyurt Paşabahçe Karagöz Sırtı No. 202 Selman Gürsel Beykoz Kavakdere cad. No. 21/B 345 Hasan Baydemir Galata Necatibey cad. Beyazıt sok. 38 Beykoz Malmüdürlüğü mükelleHerinden olup adları ve soyadlariyle namlarına salınan vergi ve cezalann nevileri yukanda yaziîı bulunan şahıslar adma Udizim edilen ihbarnameler bilinen adreslerinde bulunmamalan dolayısiyle tebliğ edilemediğinden 213 sayılı vergi usul kanununun 103 ve 106 ncı maddeleri hükümlerine göre Uçililerin ilân tarihinden başlıyarak bir ay içinde Malmüdtirlüğüne bizzat veya bilvekâle müracaat etmeleri veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini büdirmeleri halinde kendilerine süre ile kayıtlı tebliğ yapılacağı, bir ayın hitamında müracaatta bulunmıyan ve adresini bildirmiyenler hakfcnda da işbu ilanın neşri tarilılnden itibaren bir ay sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı tlân olunur. (Basın: 26918 14252) Fakat bu iytmser yoruma rağmen kabul etmek gerekir ki, asıl olan, ideal olan Devrimin yalnız aydmlara değil. halk kitlelerine mal olmasıdır. Üzülerek kabul ve itiraf edelim kl. aradan yarım as me hamlelerinin kuvvet ve ilham kaynağı olan Atatürk Devriminin kendilerini bir tarihî missiyon ile tfaima karsı karşıya bulundur duğunu asla unutmamalıdırlar. SON Adana Levazım Amirligi Sat. Al. Kom. Bşk. dan (KARA) Aşağıda cinsi, miktan, muhammen bedel ve teminatlan yazılı (Yedi) kalem ihtiyaç maddesinin C46 M. pazarlık) suretiyle eksiltmeleri hizalarındakl gün ve saatlerinde Komisyonda yapılacaktır. Evsaf ve şartnameleri mesai gün ve saatlerinde Komisyonda görülebilir. tsteklilerin belll gün ve saatte gelmeleri. Cinsi Miktan kilo M. bedeli Lr. krs. 98.000. 25.000. 19.500. 100.000. 20.000.16.000.12.000 K. teminatı thale rünfl gaat Vt. krş. 12.300.) 3.750.) 1. Aralık 98714.00 2.925.) (cuma günü) 12.500.) 3.000.) 1 Aralık 96713.00 2.400.) (cuma günü) 1 800.) (Sayı 2083 Basın: 26828/14245) İzmir Levazım Âmirüği I.No. Satınalma Komisyon BaşkanhğıHan? 1 îzmir Deniz İkmâl Destek Komutanlığıftıtly»cıIçm 24.000 Kg zeytin tanesi kapalı zarf usulü ile satın almacaktır. 2 Muhammen bedel tutan 108.000 TL. llra olup geçici teminatı 6750 liradır. 3 Eksiltmesi 16 Aralık 1967 cumartesi günu saat 11 de îzmlr Lv. Âmirliği 1. No. lu Satınalma Komisyon Bşk. llğında yapılacaktır. 4 Evsaf ve şartnamesi mfspJ saatleri içersinde Ankara, İstanbul, Lv. Âmirliklerl üe Komisyonda görülür. Tekllf mektuplannm ihale saatinden blr saat evveline kadar Komisyon Başkanlığına verilmesi şarttır. Vâki gecikmeler kabul edilmez. (Sa>n: 2093 Basın: 26987/14248) Elma 70 000 Portaakl 25.000 Mandalina 15.000 Patates Lahana tspanak Pırasa 100.000 50.000 10.000 15.000 (Sayı: 2089 (Buın: 26983 14247)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear