26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SABMEDÖBT 20 Kasım 1967 CUMHURÎYET v.w.v.y.y.«:. Başladığı gibi bitirdi nızlıktan bir türlü kurtulamadıgını yazıyor ve anlatıyordu: «Bir gün Pariste Regence'in önfinde gördüğü bir kadını ona benzetmiş, bavılacak gibi olmnş, içınin eridiğini daymnstn. Kaç kere onn andıran bir kadının pe?ine düşmüş, Boulevard' ın bir başından öbür başına kadar gitmişti. Bir yandan da «ya o değilse, ya bu umudu da kaybedersem''» diye korkuyordu. Bir kadınla beraber kâldı mı, ötekini daha, biraı daha göreeefi geliyordu. «Mektnpta bütün bnnlan anlattı ve en sonunda «yaptığının bence onemı yok, çunkü anhyorum kı, seni unutamıyacağım» diye bitirdi. «O gece, sevdigini daha fazla göreceği gelraisti; içinde bir bosluk, bir eziklik duyuyordu. Türüye yürüye Taksimi çeçti, yolda bir kız buldu. aldı jemeğe götürdü. Sonra beraber dansa gittiler. Kız çok kötii dansedivordu. Onn bıraktı, atesli bir Ermeni yosması huldu. Kadın karnını ona öyle sürtüyordu ki, âdeta yakıyordn. «Bn kadını, rütbe*! kendisininkinden aşagı bir Ingiliz topçusnnnn elinden kavga sonunda almıştı. Topçu «gel dışarn a da go'tenrim'» dedi Karanlıkta, kaldırım taslarının üzerinde dövüstüler tngilizin çene kemigine iki kere birer müthiş vum rnk indirdi; adam tepetaklak düşerken, o da kızı aldı, kaemaya basladı. tnzibatlar geliyordu çünku. «Taksiye atladılar. Bogaziçine. Rumelihisanna gittiler, civarda dolaştılar. «Gün ışığında gözüne çirkin görünür» korkusu ile. gece yarısı kadını bırakıp Perapalasa döndü. Hali pek ömürdü; bir EÖZÜ sirasiyah kesilmisti kavgadan. tına büzülmüsler, yaslı adamlar ve kadınlar ökttz arabalarının arkasına oturmuslardı. A>aklarını sallarken, gözleri de yola dikiliydi. Boynnları oüküktü. Kal rların sırtında tüfekler, buğday basakları eibi istiflenmisti. Bir Ford arabasında da, u\kusuzluktan gözleri kızarıp sismis Tunan subajlan vardı. tliğine kadar ıslanmış, yorgun Trakya köylüsü, evini ardında bırakmıs vagmur altında ağır agır yürüyordu. «Tannı mil eenisliginde tnjla kırmızısı bir su\un aktığı Meriç üzerindeki köprüden geçtim. Burası diin, üstü çdcmen arabalarıvla dolu bir kuru nehir yatağıydı. «The Star» a telgraf cekmek icin Madam Marie' ye döndiim. Bütün hatlar kesilmisti. Ertesi ıriin miittefik komis>onu ile tstanbul'a döneeek olan bir ttalyan albavını buldum. Orada benim telgrafı çekecefine söz verdi. «\tesim düsmemisti. Madam Marie, kininle icmem iyin hasta edıci tatlılıkta bir Trak>a şarabı getirdi. Lozan'daki Inönü'sü, Mu>;solini ve Çıçerın'ıvle bır Avrupa'yı gdrduk Mustafa Kemal'i Afganıstan'a <;avaş açtırmaya kadar gıtti Hemingway. lste bu Hemıngwa\ 'di. ATATURK TÜRKİYESİ Ü ^Derleyen: MEHMET BARLflS irml gundür, Ernest Hemingway'in gozuyle Istiklâl Savaaı ve ionrasındaki Turkiye'yi gördük. Ataturk Türkıyeııni... Başladıgımız yere, «Kilimanjaronun Karlan> na donelım ve yeniden hattrlayahm : Y Istanbul'da.., S stanbnldaki günlerini haI tırladı. Pariste, sevdiği ka • dınla kavga etmiş, basını ahp yola çıkmıştı. Bir müddet vaklini bosnbofnna geçirmis, sonra yalnızlıktan kurtulamıvacagını, ne yapsa kendisini büsbütfln yalnız hlssettigini görünce tutmuş, ondan öncekine, yani kendisini bırakıp giden bir kadına mektnp yaznuştı. Du mektnbnnda, ne yaptıyysa yal «Kilimanjaro 6500 metre yttk•eklikte, ksrk bir dağdır. Afrikanın «n yttksek dagıdır derler. B»tı dorugnna yerliler «Ngace Ngay», yanl Allahm evi adını vermifler. Tepeye yakm bir yerde, knrnmas ve donmaş bir pan iıkeleti vardır. Bu kadar yüksek yerde pan ne arıyormuş, kimse akıl erdiremiyor.» îjte, Hemingway'in «KilimanJaro'nnn Karları» iıimli hikâyesi böyle baslar... Hikayeci, Afrikaya avlanmak Için gelmiı bir çift vardır... Bir kadm ve bir «rkek; ama evli değildirler. Erkek bir gaıeteci, daha doğrusu eıki bir gazeteci ve yazardır. Kadm ise, dul ve zengın... Birbirlerine rastlar, sevisir, keyiflerinin yönunde giderler. Kadın paradan lakınmaz çunku. Kilitnanjaro'nun eteklerinde avlanmaya gelmislerdir; erkeİin bacağt sakatlanır ve kangren olur.. Artık çadırında yatıp, kokmaya başlayan bacağının civara çektıği akbabaları •eyrettnekten başka bir çey yapamaz... Bir de geçmişini diişünür : 1961 yılında, ajanslar rÜnlü yazar Hemingway, silâhını temizlerken öldü: silah ate$ aldı» haberini verdiler. Kimine göre, Hemingway ölmemiş, kendini öldünnüştü. Tıpkı Albert Camus gibi... Bunaımış, hayatta yapacak daha başka birşey bırakmarfığını anlamış. sıkılmış ve vurmuştu kendini. Artık m boğa giireşinden zevk alıycrdu (resimdeki gibi) ne de savaşlardan. Bunların en öneralilerini defalarca bizzat >aşamı$tı çüııkü. akın geliyorlardı. Eteklikli adamlar kaçıyorlar. subaylar tince onlara ateş edhorlar, sonra kendileri de kaçıyorlardı. «Bizimki de, o tngiliz mü?ahit de kaçmışlar, kaçmışlar; nihayet kosmaktan ciğerlerine sancı girmişti. Agzına madenî para akmış gibiydi. Kayaların dibinde durdular. Türkler hâlâ akın akın geliyorlardı. miyeceksiniz. Bunları Trak\ a' da, 23 vasında bır muhabırken gormuştur Hemıngway : dirne'nin tas yolunda çatallaşan trafik, bir Yunanlı süvari tarafından sola doğru yöneltiliyordu. Arkasına astığı tüfegi ile atının sırtında oturuyor, sağa dönmeye Kalkan arabanın at veya öküzünün yüzüne kamçısıyla isteksiz $ekilde vurarak, rotayı düzeltiyordu. Bu arada, bir Türk tarafından kullanılan bo$ bir arabanın sola gid:$ine de mâni oldu. Türk, arabasını döndürüp öküzü diirtükledi, ama bu hareket arkada arabanın içinde uvuklayan Tunan askerini uyandırmıştı. Arabanın ana yoldan çıktığını görünce, ayaga kalktı ve tüfefinin dipçigi ile Türkün sırtının orta verine bir vurdu. «Aç görünüşlü, elbiseleri yır tık • pırtık Türk çiftçisi, arabadan yere, yüzünün iistüne yuvarlandı. Dehşet içinde av:ı4a kalktı, yolda bir tavşan gibi koşmaya başladı. Kaçtıgını (tören Yunanlı güvari de atını mahmuzlayıp Türkün iistüne sürdü, O'nu yere yıktı. İki Tunan «skeri ile süvari kaldırdılar Türk'ü. yüzüne defalarca vurdular. Gırtlağının olanca gü cüyle bağırıyordn. Sonra yürfi kanlanmıs. vahsi bakan çözleriyle arabasına götürüldü ve yo Ia devam etmesi söylenildi. Neden böyle olduğunu anlayanıamıstı. Olaya, akıp giden kafilelerden hiç birisi ilgi göstermedi. «Göçnıen kafilesi ile beş mll yürüdüm. Sallanıp hınldayan develene eglendim. Kesıne tekerlekli, yataklarla aynalarla aynalar ve mobilyalarla dolu arabaları, bunlara baglı domuzlan geçtira. Anneler, bebeKİeriyle birlikte battaniyelerin al Lozan'daki iki rakip, İnönü ve Venizelos, dostluk kurulduktan sonrH kadehlerini bana için tokuşturuyor>ar. Zaten, kar$ı karşıya olaalar bu ikisi değildi Lozan'da; Batı ve Doğu'ydu. Bogazlar, Mnsul petrolleri, Süveys'e giden yollar ve en öncmlisi istikiâl isteyen luilletlerin sömürgecilere karşı ayaklanmaları söz konusuydu. Batı'nın o zamanki patronu Ingiitere, Yunanistan'ı kullandı. Tıirkiye ise ayuklanan mllletleri temsil ediyordu. Herkes isteğini elde etti ve artık Tiirk • Yunan dostluğuna da bir engol kalmadı bundan sonra... Ama daima çatlaklarla dolu olacak bir dostluk bu... gece Anadoluva hareket \ etti. Hatırlıyordu. Bu jolculuk sırasında, bir gün sabahtan aksama kadar beygjrle bomboş tarladan geçmisti. Ne tuhaf bir his veriyordu bu insana! Sonra, ortada mesafe diye bir şey kalmamıştı. «Nihavet Kıral Konstantin'in yeni gelen subaylarivle beraber hücuma geçmişlerdi. Hiç bir şey bilmiyorlardı bunlar. Topçular kendi kıtalarını topa tutmuşlardı, müşahit olarak bulunan tngiliz de çocuk gibi ağlamıstı. «tlk defa o gün gördü: öliileTİn sırtlannda eteklik, ayaklarında da uçlan ponponlu, kıvrık çarıklar vardı. «Türkler durmadan ve akın 0 Anadolu'ya E YARIN : S ON U Ç H özelliğî emıngway'ın sanatındaki özelhğı anladık herhalde . Yazdıklan, sadece ve sadece gorduklerine dayanır Hemıngway'ın. Belkı yanlış değerlendırmelere gıtmıştır yazılarında. Ama yanlış da olsa, doğru da clsa hep gormüştur yazdıklarını. Eğer şımdıye kadar okumadığınız bır kıtabında, su satır'ara rastıarsanız yabancılık çek Ilaftalık bulmaeanm halJedilmiş şekli Dişi Bond L iMODESTY ÖIP6CEKSIMIZ 06 25 06 30 07 00 BULMACA STANBUL A o l ı s ve Drosram Gunavdın 111 Kov e haberler G'jnavdın 12) Hab«rler ve hava durumu Istanbulda busun Hafıf muzik Sabah iimnastıel Hafıf muzık Sarkılar T Yakarçellk Sarkılar Rıza Rlt Carli Rahci orkestrMl 09 00 Turkuler Becidi 09 1£ Kamao09 30 Ovun fia 09 40 Ev Icin 10 00 Ara hab«rler 10 05 Tan«olar 10.20 Sarkılar N SİDahl 10 40 Arkası varın 1100 Sabah konserl 11 45 Sarkılar Ozdal Kal» 12.00 Ara haberler 12 10 Turkuler B. Akartürk 12 25 R H muz'k orkestrası 1240 Sarkılar S Mutlu 13 00 Haberler R.G. de bucun 13 15 Saz eserlen 13 30 Reklâm Droeramları 14 00 İ Fcvman orkestrası 14 15 Sarkılar Sabite Tur 14 ?0 Turkuler Âsık Dalmt 14 45 N Kovuturk orkeatraıı 15 00 Ara haberler 15 05 Sarkılar M. Saivasar 15 20 Konser saati 16.00 Okul radvosu 17 00 Ara haberler 17 05 Karma fasll 17.30 Kov odası 17 50 Reklâm nroerarnîarı 19.00 Haberler ve hava durumu 19 35 Ovun havaları 1145 Sanat dünvamıy. 20 00 Turk H. muziSİ 20 15 Göllerimlı Irmaklarımız 20 30 Solistler eecidi 20.50 TBMM «ecen hafta 21 00 24 saatin olavları 21 10 Hafıf B. müziâi 21 35 Klâslk Türk M. korosu 22 00 Reklâm Droeramları 22 45 Haberler ve hava durumu muzık 23 00 Hafıf 23 10 Studvo konserlerimiz 24 00 KaDanıs ISTANBUL TL RADYOSU 16 55 Acılıs ve Droeram 17 00 CesıtU müzik 17 30 Kucuk konser 18 00 Cesıtli muzik 18.30 Senfonik müzik 19 00 Hafif muzik 19 30 Aksam konseri 2015 Gerclerle beraber 21 00 Italvadan muzik 21 30 Koncertolar 22 00 Cıean melodilerl 22 15 Gece konseri 23 00 Caz muzıeı 23 30 Hafıf Batı muziH 1 2 3456 7 8 9 1 L 1 1 2 3 4 5 6 1ı 9 I SOLDAN SAĞA: Corth ) İçlKl... VÛVRU CUöUM... Tifffony JIFfAWY JONES ME VAXJT UEiE OEUMI KİE 1 YUksekten konuşarak her şeyl yapabileceğt fadesiyle daıma atıp tutmayı huy edinmlş kisi. 2 İlkokulda Uk öğrenilen şey, sıs benzeri duman. 3 «Emekllye aynlması yaklaşık hale gelmi? beygir» anlamına iki soz. 4 Geçenlerde büyük bır taç giyme törenine sahne olmus bulunan mem leket, şatafat ve gösterişten uzas durumda. 5 «LezzeUne bak!» anlamına bır emlr, eskl devtrlerde her türlü yıyecek maddetermın saklandığı aile evi depolarına bu ad verılırdi. 6 Dıni merasım ya pümaya tahsis edilmış camı kilıse gibi yerlere böyle de denilebilir (karma soz). 7 Herhanşi bir tekbîe «evet» deme hareketi, tersi kuçuk kaya parçalan karşilığıdır. 8 «Çok hoş ve grup halındeki dans gösterısi» mânasına iki soz. 9 Çevrılince graroerdo J i •u •• U ayn bir bahis teşkil eden grupa Asyanın dağlık ve kayalık ülkelamahsus kısmın adı belirir, çapkın rinden bırınde bır kent 6 Kım erkeklerüı güzel kadınlara yaptıi yasal bır madde. 7 «Akılsız mer ları. 4 S 6 7 8 9 lIlt dl7 kI YUKARIDAN AŞAGlYA: R s°z 8 B.r !XfeM'T7 sıfat takısı, dert 1 Devlet adamlarının parti mensuplarının ve raületvekıllerıierı gıderen ve nın uğraştıkları konu. 2 «Beacıları durduran yaz renkteki otomobilin sahıbı» şıfa verme vasıanlamına iki soz. 3 «Sözlük'e goz tası. 9 «Sı , „. 4T Yardım isteme bağırtılarıoda^i kocaman denız araçlarından. 5 «Mevcuu karşıügı bır soz, aMy nıâ^fic^na jki sözlü hir 6mıx> Evvelki çünkü bulmacanın halledilmiş şekli NASIL HALLEDİLECEK Yukandaki rakamlı bulmacada sadece 4 tane analıtar (ipucu) ve 8 tsne sonııç vardır. Boş kalan 12 karenin icine 1 den 9 a kadar uygun hirtr rakam koyarak ve toplanıa. çarpma, çıkartma, bölme işaretlerinc dikkat ederek soldan sağa ve yukand&ıı aşağıya bulmacada gösterilen sonuçlan bulunuz. Biraz vaktinizi alır ama, bog vaktinizi hojç» geçirmis olursunur se>Jp Çevven: Vohdet GÜLTEKİN 0100 Proaram ve kaD»nıs ANKAR A 06 25 06 30 07 00 07 05 07 30 { 07 45 08 00 08 05 08 10 08 40 09 00 09 20 09 35 09 55 10 00 1100 1105 11 25 1155 12 00 12 15 12 25 12 30 13.00 13 15 13 30 14 00 1415 14 35 14 55 15 00 16 00 16 15 16 35 16 55 17 00 17 10 17 50 19 00 19 30 19 35 19 50 19 55 2015 20 35 20.50 2100 21 05 22 00 22 45 23 00 23 45 34 00 Acıhs ve Droeram Gunavdın (11 Kove haberler Gunavdın (2) Haberler ve hava durumu Hafıf muzik Ankarada bu«ün Kuçuk ilânlar Her telden Turkuler geçidl Ev ıcın Sabah konseri Arkası varın Ara haberler Okul radvosu Hatıf muzık Husevln Gokmenden sarkılar Konser saati Ara haberler S Uveundan turküler Kıbrıs saati Kucuk ılânlar Beraber ve solo sarkılar Haberler. R.Gde bueiın Hafif müzik Reklâm Droiramları Nivazi Yılmazdan turkuler Yuksel KİD'ten sarkılar Hafif Batı müziâi Ara h/ıberler Okul rsdvosu M.Akkustan türkuler V Gurselden sarkılar Plâklar arasında Ara haberler Yurttan sesler Kov Odası Reklâm DroSramları Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlar O Turenden turkuler Uvkudan önce Birlikte dusunelim Sevim Suerden sarkılar TanıdıŞım meshurlar Hgfıf müzik 24 saatin olavları Mıkrofonda tivatro TBMM saati Haberler ve hava durumu Opera ılbumündan HsM müzlk KaDânıs PERSONEL AL11SACAKTIR TÜRKİYE KIZILAY DERNEGİ GENEL MERKEZİNDEN: Derneğimizde münhal bulunan fen müşavirliğine Yüksek İnşaat Mühendisi, Yüksek Mimar Mühcndıs veya Yüksek Mimar alınacakür. Mukavpleli olarak tâyin edilecek fen müşavirliğine referanslan dikkate aluımak suretiyle anlaşma neticesi ücret tâyin edilecektir. İsteklilerin 1/12/1967 tarihine kadar Genel Merkeze dilekçe ve bonservisleri ile birlikte müracaatlari ilân olunur. Cumhuriyet 13875 İplik Makineleri ve Yedekleri ile Telefon Santralı, Boya ve Kimyevî madde ve Çeşitli malzeme salılacaklır Bu satışa ait şartname ve listeler Ankara'da Genel MUdürluk, Istanbul'da Alım ve Satım Müessesesınde gorulebüir. Teklıfler kapah olarak 19.12.1967 günü saat 15 00 de kadar °o7,5 temınat akçesiyle birlikte Muessesemize rertlmiş olması şarttır. Muessese satışı yapıp yapmamakta v« dilediğine »atmakta serbesttır. I LA N Karadeniz Cre~!i Belediye Başkanlığmdan 1 Beledlyemizce NATO Tolunun Inşaatı 2490 sayıli kanuna göre sapaü zarl usulü Ue sarl taaiıtıütiü olarak ekslltmeye çıkarılmıştır K B 133760.85 TL. olup G T W8.04 TL. dır. % thale 5/12/1967 salı pünö «aat 15.00 de Encümende yapılacaktır. Keşif ve çartname Ken tş Md (örfilebilir. 3 tş san taahhütlU olup tstıhkaklar 1968 mall yılı bütçesınden ödenecektir 4 ralipler Ihale tarihlnden Dç gön evvellne kadar Oıaleye glrl? belgegt ataıaları »e tekUt mekruptannı thale iaatinden bir saat evveline kadar Encümen Başkanlığına tevdi etmeleıi, postada vâki olacak gecikmeler nazarı itibara aUnmıTacafi Ula olunur. (Baıın: 2S659) 1J872 Sümerbank Nazilli Basma Sanayii Müessesesi (Basın 25327) 13867 ELEMAN ARANIYOR Serı daktılo yazan, her turlü muhaberatı ve buro işlerini bilen eleman aranıyor. İsteklilerin P. K. 246 ya müracaatlan Cumhuılyet 13876 Misafirlerini Newstead'de bırakarak, telâjla ?eh re koşmuştu, bır, Webster'in istediği parayı bulmak için, bır de ondan çok daha önemlisi Webster'in karısmı kaçırmak zorunluluğundan nasıl kurtulabıleceğini Lady Melbourne'la konuımak için. Lady Melboume: «Acgusta ablan Londra'ya g« lecek mi gene seni görmeye?» diye sordu. Byron kaduıın bunu sesinin edasına pek dikkat ederek sorduğunun farkına varmadı. « Hayır» dedi. «Ancak, ikimiz birlikte yaban cı ülkelere doğru açılmaya hazır olduğumuz zam»n gelecek.» Lady Melboume yan yan bir baktı. Delikanlının sesınde bır gerginlik, gözlerinde de dalgın bir bakış vardı. Içıni bır korku kapladı. Byron'la ablasına daır Caroline'in üstü kapalı bir şekilde ortaya attığı o korkunç iddiada bir gerçek payı var mıydı acaba? Gelinine pek kızraıştı ama, şimdi Byron'un geçenlerde kendisine gönderdiği şiirin son satırını hatırlamıştı: Ah kalbimin pek sevdigim çılgınlıklan! içinde bir takım kuşkular kıpırdamaya basladı. Byron, birdenbire: «Bir Fransız konteti bin lira eder mı?> « Vallahi, almak istiyorsan...» « Yo, ben aiacak değilim! Bir şey daha sora cağım: Kocasının aldattığı bir kadu» için bin lira değer mi?» Lady Melboume: «Byron'cuğum !• diy» haykırdx Kuşkulan büsbütün artmıştı, çünkü biliyordu, Albay Leigh Augusta'yı kaç kere aldatmıştı! Byron. üzgün bir tavırla: «Biliyorum» dedi, «şakaya gelir yanı yok bunun. Son bir yıl içinde karşılaştığım en ciddi durum bu. Yazık ki bir erkek ne kadınla yaşayabiliyor, ne de kadınsız.. Lady Melboume gittikçe artan telftîinı basHrmaya çalışıyordu. Caroline: «Ne yamndan bakarsanız bakın, Byron'la Au^usta Lelgh arasındakl sıkı Uiskide olağandışı bir sey var» demişti. Sevgililer gibi bırbirlerinden ayrılmaz olmamışlar mıydı? Byron'un daima Byroniuk edlp yeni yeni duygular peşinden koştuğu da gerçek değil miydi? Byron: «öğüdunüze büyük ihtiyaam var» dlyordu. «Tehlikeyt ancak ls tşten geçtikten son?» frak etmiş Kendlsi öyle söylüyor Pekl ama, b», nlm karsüaçtıgım tehllkeye ne diyelim? Ben bunu sadece aaklı bir oyun gibi görüyordum, şimdl ' ise.. » Lady Melbourne, zayıf bir sesle: «Augusta ils başka ülkelere gitmek delılık olur» cVsdı. «Augusta ile kaçmaktan başka ne gelir kl elimden?» "ltnye Lady Melbourne genç ahbabmı şö le bir süzd'l. «Billrim, sen hep kendi kanununu kendin yaparsm; ama şöyle bıraz dur da dunyanın takınacagı tavrı düşün. Bu öyle bır suç kı cezasından bu dünyada kurtuluş yoktur öbür dünya tle var mıdır bümem » Korkudan ürperıvnrmuş eibi durdu. «Bu mektubunda yazmıştın, ablan eebeymij. Simdi, onunla kaçaeaksm .. O, böyle bır durumda'» Byron şaskınlıktan dıli tutulur sıbi oldu Lady Melbourne Frances'i değil, Augusta'yı kaçıracaK sanmıstı onu. iDell misiniz siz, benden bövle bir şeyi nasıl umarsımz1» dedi. «Augusta'yı dunyada herkesten çok severim ama.. » Ladv Melbourne: «N'olur onu alıp vurt dışına gitme!» fliye onun sözünü kesti. «Başkalan ku$kulanmasa bile eni$ten kuskulanır » Byron: «Evet, doğru söylüyorsunuz» dedi. «Ben dp gitmem, kalırım an», ımkân buldukça AugustP ile gene görüşürüm Bilırsınız, kendi kanunum'i kendim yapanm ben Neyse. bır bardak suda kopardığınız fırtınayı unutun da başka bir konuda öğüt verin bana. Bu da ötekınden daha önemsi? değil » Byron Hınzır Lord'un göl kıyısmdaki kalesinde sopan kavgayı olduğu sıbl anlattı. Lady Melbourne ?ıttıkçe artan bir ügıyle dınledı, sonra heyecanla başını salladı. «Prances'ı kaçırmak zorundasm gıbı geliyor bana, Byon'cuğum Onu kaçınrsan bence daha önemll olan öbür derdini halletmıs o'ursun Aholl artık Augusta ile senm hakkında çıkarılan dedikoduva pek kulak asmaz » Byron kaşlannı çattı. «Prances'le evlenmek istemiyorum ki ben.» «Kaçırdın diye evlenmek zorunda değilsln kl.» Byron: «Siz vaktiyle hiçbir şeye aldırmazmış«ınus, hana da ayra yolu salık veriyorsunuz» diye düdeştt * • (Ue.amı var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear