24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAKÖFE DÖRT 17 Ekim 1967 Ihtilâlinde doğan çocuklar bugün 50 yaşına gelmişti ve devam ettirilen o hava içinde yetiştirümiştl hepsi... Batıdakj hürriyet anlamım bilmiyorlardı... îktisaden kalkmdıkça duyup işittikleri şeylere kendileri de sahip olmak tstiyorlardı. Ve tazyik ediyoriardı dev!eti... Yavaş yavaş da elde ediyorlarrll istediklerini... Hürriyetl, çeşitli anlamlarıru öğreniyorlardı. CUMHURİTET Fıkaralıktan kurtulmak için gördüğümüzü yapmamız şart... Ama bunun için illâ komünist olmaya luzum yok... Taşkent de Türfc heyetini uğurlayan Özbek kızlan... Tiyatrosunun duvarma resmedenM ler yine onlar... yine onlardı!.. SEFERİ Televizyon arkı ve türküler hele aynı dil ile olunca toplıımlann sosyal yapılarmı, müşterek duyg^ılannı ne kadar güzel, ne kadar canlı ortaya koyuyor!.. Taşkent'te ünlü bir sanatçının söylediği gayri siyasî (!) türkü nün içli beste ve güî tesi Baku'da hâlâ ku laklarınuzdaydı... •Neler çektim, neler çektim, azap çektim derdinden:..» Azerbaycanda ise daha yaklaşımştık Anadoluya... llişkiler de art mışü bu yüzden... Şimdi dinlediğimiz sarkı da ay nı sekilde sokuluyordu bize... Biraz değişik bir melodi gibi ama •Vurma avcı, vurma beni, ben bu dağın meralıyam» temposuyla |U sözleri söylüyordu kadın.. •Eşim gitmis Izmire!» Tâ Azerbaycanda. Hazer denizinin körfezindeki durgun sularına bakarken böyle bir şarkıyı ve lımir'in sdını duymak ne güzel!.. Köroğlunun operasını besteleyip... Fuzulj'nin heykelini devlet tiyatrosunun önüne dikenler.. Leylâ ile Mecnunun temsilini Devlet olmadan a'.iba Baku'da son günümüzdü.. Süleyman Demirel ve bizim he yetin çarşıya çıkıp yürümeye başladığı, halkın büyük tezahürat yaparak üzerimize geldiği gün!.. Herhangi bir olaya meydan vermeden otomobillere bindikten sonra Belediyenin önüne gittik tekrar... Bu sırada bir Azeri polis ile ara» mızda şöyle bir konuşma geçti: Slzde televizyon var mı?. Yakmda başlayacak.. Sizde metro var mı? Metro yok ama, bizde de baf ka şeyler bulunur? Siyah hıyıklı Azcrhaycan pollfl, ya polisliginden, ya da samlmiyetinden «Televizyon ve Metrn» olmadan nasıl yasanır? der gibilerden bir tavır takuidı!.. G yaşanır mi; Sağcısı. solcusu. ortacısı, göz gö ze bakışıp ortalama bir rakara bul maya çalıştık.. 6901000 lira arası aylık alır şofrirler.. Ama bizde ekseri kendi arabalarıdır ki, bundan daha fazla da kazandıkları olur!. Adam hayretle gözlerini açıp sor du: Devlete para vermez mi? Makina kendi özünün müdür?. Özünündür ya!.. Rusyada hürriyet var mı, yok mu ? katı almışlardı. Şimdi ayda 18 ruble bunu ödüyorlardı. Bir ara: Peki diye sordum. Hiç para bi riktirebiliyor musunuz?. Efser güldü, sırrını açtklayan bir tavır takmdı. Her ay #5« ruble atarız bir kenara, dedi.! Ne olur ne olmaı bulunsun... Yıl sonunda da bir yere gezmeye gideriz... Tâtil geçirma ye.. |iliyorum. S'mdi bazı dostlar ba ı na serzenişte bulunacaklar. Ne reden buldun bu şoförü? Yahut Rusyada fakir olan yok muydu da. hep böyle para biriktiren, yıllık mutlu bir tâtile hazırlanan kimse leri örnek gösteriyorsun diye.. Ama onlara, bu sözleri dinierken yalnız olmadığımı ve bilhassa isimlerini pek yakından t&nıdıkları Sovyet Rusyadan pek hazetmiyen ünlü kişilerin de bulunduğunu ha ber vermek isterim önce.. Sonra, Size bir misal yine şoför Efserden.. Müslümanhk hakkında konuşurken: Anam derti. Hökümat eti vemez! Kimin kestiğini bilmediği için mağazalarda satılan eti nıckruh sayar! Biz de ona köyden. Kıbleye dönük bir Müslümanın kestiği eti alır getiririz... Stalin zamanında buna müsaade yoktu. Mâni olurdu polis... Ama şimdi kimse aldırmıyor.. Şeyhlere, mollalara bile k.arışnuyorlar!.. *** tşte sevsili nkuyucular... Moskovayla baş'.ıyan «Rusya seferi» Azerbaycanda löylece sona erdi... Aslında tekrar Moskovaya döndük hepimiz ama; Taşkentte, Semerkantta ve nihayet Bakuda gör düğümüz «candan sürekten» ilgiden sonra hep bu anılarla başbaşa hissettik kendimizi... Uçakta bir ara Başbakan Süleyman Demirel geldi yanımıza .. Ve artık bir vedalaşma idi bu gazetecilerle... Bazı tnilletvekilleri, Bakan!ar ve C.HJ". Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Ibrahim Öktem de neşeli neşell dinliyordu söylenenleri... Demirel şunlan anlatıyordu: Bir iç veya dı, tediye muva7enosi prohlemi yok... Maliyet un suruna da önem vprmiyorlar. * B Para biriktiren bir şoför ık sık beraber oldujumuz şoförlerden biri ise okumaya çok meraklıydı.. tkide bir dönüp, dönüp: Okumak yahşi, diyordu. Sonradan anlattı. Sabah 9 dan ak şam 7 ye kadar otomobilde çahşıp şnförlük yapıyor. gece de Üniversl teye gidiyormuş!.. Mühendis çıkmasına iki yılı kalmış.. Peki dedik hem evlisin, hem de çocuklann var galiba... Daha ön ce öyle söylüyordun!. He ya.. var ya... Niçin okumak istiyorsun? Ben ayda 120 rub'.e ahyorıım. Kanm da 120 ruble kazanıyor. Üni versiteyi bitirip Mühendis olunca 180 ruble alacağun.. daha yah§i değil mi?. Şoför Efser 16 yıldır çalışıyordu. O zamandan bugüne evliydi. Bundan 5 yıl önce taksitîe bir apartman S Rusyada hiç fakir yok mu? sua'.ine gelince... Bunun da cevabı şöyle: «Evet Rusyada diğerlerinden çok daha az kazanan insanlar vardı elbette. Ama. şunu hiç birimiz inkâr edenıeyiz ki, aç insan yoktu. Hastane, doktor bulamadan ölen insan yoktu... Yaşlanınca uç beş kuruş eraekli maaşı almayan insan yoktu.. Fakat Amerikada, İngiltercde böyle değil mi diyeceksiniz?.. O memleketlerde halletmişler toplumun insanca yaşama problemlerini, bunun aksini sövliyen kim?.. Son olarak "Hürriyetten ne haber? Var mı insanlaruı dilediğinl yapabilmesi. yazması. konuşması, seyahat etmesi? sorusu geliyor!.. Hayır yok... Bizim doğup. bilyüdüğümüz toplurnun bünyesine göre, insanları besleyip, filizlerini yeşerten özgürlügün bir tabırn tcu rallan değişmişti orada... Bolşevıs m ı ağir sanayil kurmaya muvaffak olmuşlar. Büyük devlet. masrafları da bfiyök... Atom araştırmalarına, harb masraflarına gidlvor kazançlar.. Her halde RUST» bunlardan kısıntıya gidip, konut problemini halletmeye çalışacaktır. Kalite meselesine ne derslniz? « Öniimâzdeld vıllarda kallteye Kİtmek zorundalar. Zira halkın tazyiki var... Ve zannederim Id, yakında hattâ konuttan önce her kesi otomobil sahibi yapma yoluna gidecekler... Ru ekonomileri bakınıından daha önemlidir... Süleyman Demirel az sonra Türkiyenin problemlerini anlatıp, varaca.Şımız; merhaleleri bir bir izah etmeve başlamıştı. Bir ara dayanamadı: « Bevler. dedi. FukaralıkUn kurtulmak için gördüklerimizl yanmamız şart... Ama. bunun için il'â komünist olmaya lüzum yok. Güler yüzlü. insanlarj ezmiyen hür demnkratik hir sistem içinds de elde edilir bunlar... Daha da lyisi yapılır!.. Karadeniz üzerinden geçiyorduk... 11 gıinde 24 saat uçmuş, Baltık denizinden Orta Asyaya, Tuan ovalanna kadar 15 bin Kllometre yol katetmiştik... Ve şimdi Türkiyenin özlemi vardı içimizde... 1677 den 1918 e kadar, 241 yıl« da Busya. Türkiyeye 13 defa savaş açmıştı... 50 yrl dövüşmüstüi hudut boylarında... Fakat bütün bunlardan geriye kalan neydi? ölümden ve hüzünden başka! Türkiye ile Kuzey komşusu R u t ya arasında başlıyan tarihi dostİuk ve kardeşligin iyi niyet hey»tinde bulunmanın zevktni bir daha duyduk uçakta... Ve huzurun diinya banşının devamlı olmasını diledik.. (SÜN) Şoförler ne kadar para kazanır I oförlerle de aynı şeki'de sık sık | konuşuyorduk. Meselâ, bir sabah erken saatlerde misafirha neye Başbakana gitmiştik. Demirel'in aşağı inmesini beklerken •Çayka»nm şoförüne: Ayda kaç para kazanıyorsun? dlye sorduk.. Orta yaşlt, esmer adara cevap ver di: 12» Monat (Ruble).. fakat sizde, Tiirkiyede şoförler ne kazanır? 123456789 Baku'de Başbakana ve Türklere sevgi gösterisinde bulunan Türkler YUKARIDAN AŞAĞITA: ma 1 Kasaplarda en çok satılan besi maddelerinden (karma söz). 2 Tenbellık ve hareketsizlik, Italya'da bir ova. 3 Terbiyeli davrar.ışlı olma haü. 4 Hoş ve mukemmel, bır emir. tekkeler kapanmazdan önce dervişlerin orada çektıklerinden. 5 Yüze gülücülük, kemikten güç ayrılır durumdaki vücut kısmı. 6 «Pır UUntto nalmaramn tınadan sallanan geminin bocala kaJlcdltmlt tekl) uzunluğu» an'a» rruna iki soz. 7 «Karnı boş kal mış öeygirler (ikı söz ve çoğul>. 8 Secıy» ve karakter, zın gram. 9 Herkesın bırbırlne vermek isteöigi, sandallardan. İ S T A N B U L Acılıs. DroBram Türküler Köv avukatı Ovun havaları Kove haberler IstediJinir turkiıleı Haberler ve hava durumı Istanbulda busün Hatif müzik Bu sabah sizinle Ciean melodiler! Istanbulun sesi Kadınlar icin Fransadan vankıla^ Baelamalarl» O. havaları Pivarıo soloları Müzik kutusu Gelin tanısalım Kendimizi tanıvahm 10.25 E Varoldan sarkılar 10.40 Arkası varın 11.00 Kısa haberler 11.05 Ssbah konseri 11.45 Miiivatur muzik 12.15 M.Cevhanhdan türküler 12.30 G Güvenliden sarkılar 12.45 R Rit'ten sarkılar 13.00 Haberler. R.G. de busün 13.20 Hafif müzik 13.30 Reklâm oroeramları 14.00 Sarkılar 14.20 Fehml Eee orkes' 14.35 Saz eserleri 14.50 Kcnser saatl 15.40 Sarkılar 15.55 Kısa haberler 16.00 Okul radvosu 17.00 Cocuk bahcesl 17.15 Kısa haberler 17.20 Erkekler faslı 17.50 Beklâm progTamları 19.00 Haberler ve hava durumu 19.40 Küçük ilâniar 19.45 F. Türkândan törküler 20.00 Kentimizin sorunlan 20.10 Melodiden melodive 20.45 N.H.Cnlhadan sarkılar 21.00 24 saatin olavları 21.05 Is Isci I^veren 21.25 Dünden bueiine 21.50 Havat ve kitaolar 22.00 Reklâm oroeramlari 22.45 Haberler ve hava durum, 23.00 Hafif müzik 23.10 Radvo senfrıni orkestrası 23.30 Capdas müzik 240O Karanı< ISTANBl'L IL RADYOSU 1S.S5 Acılıs ve Drosrara 17.00 Sizin icin 17.30 Kııcük konser 1S.0O Ivt aksamlar 18.30 Sçrfnnik mtizik 19.00 Hafif müzik 19.30 Aksam konseri 20.15 Genclerle beraber 21.00 Akdeniz iilkelerinden mtizik 21.15 Scmat saati 21.45 Italvanca sarkılar 22.00 Gece korıseri 22.45 Tan»o ve Dasadobleler 2300 Caz saati 23 30 Günümüzün getirdiklerl 24.00 Gece varısı icin 01.00 Proeram ve kacanıs 0625 06.30 06.45 06 50 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 08.00 08 20 08 40 09.00 09.10 09.30 09.45 10.00 10.15 İ SOLD.AN 1 Atlantik denizinde tspanya ya ait takım adaların adı 2 «Para ile misafir kabul etme mü essesesi kapalı değil» karşılıâı iki söz. 3 «Sıcak. mevsıme ait otuz günlüic zaman parçaları» Rn lamına iki söz ve çoğul. 4 Osman!ılain son devirlennde bilyük devlet memurlarına verilen rütbelerden ıdi, budala ve ahmaK. 5 Tersi «tarlaya tohum atan» DÜNKÜ BULMACANIN mânasınadır, bir renk. & «Sina HALLEDİLM1Ş ŞEKLJ di minl modasına tâbı lsadın elbisa ' parçasına göz at!» karşılığı iki NASTL HALLEDİLECEK Yukandaki rjüv.ıralı bulmacada w sozlü bir emır. 7 Bir balık cın dece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 lune sonuç vardir. Boş kalan IZ sı 8 Vaktıyle bunun îngil'.z mamulü olan cinsı makbul ıdi, karenin içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve topbır sılat takısı. 9 «Yağmur su lama, çarpma. çıkartraa, bölme işaretlenne dikkat ederek soldan larını akıtmaya nıahsus vasıta sağa ve yukarıdan aşağıya bulmacada gösterilen sonuçlan bulunuz. Birsi/ vaktinizi alır ama, boş vaktinızi ho^ca geçirmiş nlursunuı. sı pek fazla» mâiıasma iki soz. F. W. KENYON ALEV 30 Sonra, Robert Dallas geidi. Byron çağırtmıştı onu. Bir şişe şarabı ortalarına koyup, konuşmaya başladılar Robert Dallas'ın kızkardeşlerinden biri Byron'un bir akrabasıyla evliydi. Yaşını bclli etnıcyen. okumuş bir adamdı bu. Byron'un Edinburgh Review'da Aylaklık saatleri üzerine çıkan eleştirmeye verdiği karşılığt konuşuyorlardı. Byron ikinci şişeyi açıyordu. Hobhouse soluk soiuğa içeri daid:. «Senin o oda hizmetçin!» diye boğulur gibi haykınyordu. «Ah, Allah belânı versin, Byron! Çocuk düşürdü zavallıcık!» Byron: •L'zülmüşten çok sevinmişe benziyorsun» diye mırıldandı. «Byron'cuğum...» «Gebe olduğunu hiç bilmiyordum ben onun.» Byron'un bildiği bir şey varsa o da, hiçbir zaman temelli olacağı bekîenmeyen bu birlikte yaşamanın yakında bir sona ereceğiydi. Gene de, kendini hir acıma duygusuna kapılmaktan aiıkoyamadı. Az kalsın baba oluyordu demek ha! Kızı aldı, bir hava değişiküği olur diye Brighton'a götürdü, bir tefeciden yüz lira borç alarak ona verdi, onu orada bıraktı. Şimdi Caroline yeni bir koruyucu arayacak. meslekten bir «zevk kadını» oluyordu. Bjron, Londra'ya geiince, Lord Carlisle'dan bir mektup buldu. Lord Hazretierine Byron'un eleştirmecüere yazdığı taslamanın ilk basılaniarından biri gönderilmişti, çünkü şair bu essrini ona sunuyordu. Lord beyenmiş miydi, kızmış mıydı? Besbelli, kızmıştı ki onu Lordlar Kamarası'na tanıtmayı üzerine almak, bu işin usullerini ona kısaca anlaüyordu. Byron, belgelerini derledikten sonra. bir gün kalktı VVestminster'e gitti. O Lordlar Kamarasmdan, ıçeri girerken Dallas kapıda dıırdu bekledi Byron, Başkanla görüştükten sonra, Muhalefet sıralarından birine geçti oturdu. Sonradan, buluştukiarı zaman Dallas: Giriş söy'.eviniz, Lord'um?» diye sordu. «Kalsuı. Kamara beni hiç de ilgiyle karşılamadı. Görevirai yaptım ben. Şimdi yurt dışma gidip biraz yabancı sıcakhğı, dostluğu arayacağım.» İçinden de: «Yaman sözler buniar ama, parasız nereye gidebilirim ki?» diyordu. Son bir umutla. John Hanson'u aradı buldu, bu cefakeş adamcağıza anlattı: Ne yapıp yapıp dört bıo lira bulacaktı Avukat, sabırla dinledi, sonra Byron'a şimdiki halde ne korkunç bjr borç aitında bulunduğunu bilip bilmediğini sordu, Sekiz bin lira kadar bir şey samyorum, efendim. Belki de dokuz bin.» Hanson üzgün üzgün başmı salladı. «On iki bini aşıyor, Lord'um. Öyle fecî biı durumdastnız ki, Newstead'i satmayı düşünmek lorundasınız.> Byron, inatçı bir tavırla: «Nevvstead'i satmaya hiçbir şey uğruna razı olamam!» dedi. Kapkara bir urr.utsuzluk ıçınde, Hanson'un yanından ayrıldı ırmak boyundan aşağı jKirüdü Gün birtürlü son8 ermeyecekmiş gibi görünüyordu. Vakit geçirmek için şimdi ne yapacaktı? Londraya daha önce bir geldiğinde Thames ırmağından akmtı aşağı üç mil yüzmüştü. Bunu bir daha yapsa da gene gürültil koparsa mıydı? En sonunda, avunruyu •Efendi» Jackson'la onun ortagı Henry Angelo'nun yanında buldu Üçü birlikte yemek vediler, parayi Byroiı verdl Geceyl de birtaV'm kntü tnnmmı? meyhinelerde geçirdiler Bylon'un Hobbouseia bulujacağuu hatıriadıklan va Çeviren: Vahdet GÜLTEKİN Trffany Jones A NKAR A Sağ'jk ve Sosyal Yardım Bakanlığı FLORENCE NİGHTİNGALE YÜKSEK HEMŞÎRF OKULU MÜDÜRLÜĞÜNDEN Ofcuiuınua 1967 H » \kaaemiK yıfi için Ö6ren<a Kay M dına ftaşlamıştır bıse mezunu jrıtıiı feya yatısıı Ku uğreDd kabul edılir Tamamlayıa btigi tçtn Ukulumuı MudürlüSüne sözlü veys yazıh murMcaai eöıl«Oilıt Adre*: Abıde1 Hürriyet Caddesi Şlşll • lstanbul Teletanı l l i S H (Basın 20559/12341) 70.000 Kg. Prinç Alınacaktır İ. E, T. T. İŞLETMELERİNDEN : 1 Yukarda cins ve miktan yazılı yiyecek maddesi mektupla fiat ve teklif alma usulü iie mübayaa edilecektir. 2 İhaleye iştirak edecek firmalar tekliflerine göre kanunl nispetteki teminatlan tt* birlikte mektuplanru en gc; 23/10/1967 pazartesi günü saat l'i.OO ya kadar Metrohandt Levazım Müdürlüğüne vereceklerdir. 3 İhaleye ait şartname Metrohanda Levazun Müdürlüğünden ücretsiz olarak temin edilebilir. 4 Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. 5 İdare ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen yapmakta veya dilediğine yapmakta serbesttir (Baam 24298/12349) 06.25 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 08.10 08.40 09.00 0920 09.35 09 40 10 00 11.00 11.15 1130 12.00 12.15 12.25 12.30 13.00 13.20 13.30 14.00 14.15 14.35 14.55 15 00 16.00 16.20 16.35 17.00 17.30 17.50 19.00 19.45 20.00 20.15 20.35 20.55 21.00 21.05 21.25 21.55 M.2S S3 45 2S 00 W.W 14 9* ^ İ L AN Karacabey Belediyesi Başkanlığından: 15, 20 25 ve 30 Eylill 1967 tarihlerinde îstanbul Akşara ve Kesm! Gazetelerde ilân ettirilen 84815,84 Ura keşii bedelll ve 5400,79 lira eeçici teminatlı umuml helâ inşaatlarının ihalesine talip çJ<madıâmriaD ajrm işln üıalesi ayru sartlarla we kapalı ıari utulü ile eksiltmey» ko nulmuştur Eksiltrnesi 25/10/1967 çarşamba günü saat 15 de Belediye Encümenlnde yapılacaktu. nuı Postadald geclkmelerin kabul edüemly«c«gl (lan olu(Ba«m 24095/12343) t LA N Niğdft Kıı llköğrelmen Gkulu Müdiir.ü£inden. 800 çift bayan nyakkabısı 31 Ekim 1967 salı günfl •aat 15,30 da Miidürlüğümüzde 2 Ü sayüı kanun esas4 U lanna göre kapalı zarf usulü iie satJnalmacaktır. Mu» hammen bedell 40 Ura (eçid teminjtı 2400 Uradır CBa»n 24210/1044) Acıhs. rjroeram Kftve haberler Sarkılar ve o\om havaları Haberler ve hava durumtt Sabah müziei Ankarada bueün Her telden N.Demircavdan sarkılar Posta kutusu Sabah konseri Kısa haberler • Arkası v a n n ökııl radvosu Melodiden melodlT» Cocuk bahcesi Balete eaârı Baelama T ovttn havaları Kıbrıs saatl Kücük ilânlar Z.Taskent v» M.Tooerder sarkılar Haberler. R.G. de bueür Hafif müzik Reklâm oroeramlan Cocuk baheesl A.R.KöorülüleroHudın sarkılar Bueün İcin sectiklerimİJ Kısa haberler Okul radvosu M.Ersesten sarkllar N.Tüfekclden rürküler Müzik dirülvelim tnce ! » ı ts dBnüsfl Reklâm oroeramlan Haberler ve hav» durumu S. Candan türküler Anılarla Atatürk E Savından sarkılar SevdiSlnİT »esler Ovkudan Bnce 14 saatin olavları Cesitlt melodiler KlAsik Tiirk M. tooluluBu Plâklar arasında M Oeeevatmardsn tflrlrilltr Hsberler ve hava durumu Her h»ft» bir vonımcu (Twe Tirisina doflru Kaeanıı kit geceyans olıtıuştu. Hobhouse o gün bir köys gitmiiü, akşama Dorant Otelinde buluşacaklardı de yemeği birlikte yiyeceklerdi. Byron birden neşelendi. Kendisine pek ba§lı olan bu arkadaşı onu hâlâ bekliyordu sağlam; yardımını hiç esirgemeyen B. Dorant da onlara gec» yemeği çıkarır. şarap da verirdi. Otele geldiler. Jackson'la Angelo da Byron'un yanından hâlâ ayrılmıyorlardı. Byron onlan da içeri buyur etti. Bir yandan da türkü söyler gibi mırıldanıyordu: • Gelsin şarap, kadınlar, şarap ve kahkahalar; Ertesi gün de gelsin yeminler ve sodalar.» Hobhouse onu kimsecikler kalmamış olan taşlıkta karşıladı. Tuhaf bir hali vardı. Şamdanı yukarı doğru tutaraktan Byron'la birlikte odasına kadar geldi. Orada Davies, yatağın ayak ucunda, uzan mış yatıyordu. Hahnın üzerine yüzükoyun kapanmış. horulduyordu. tleri doğru uzanmış eüerinda EJU sıkıya bir oturak tutuyordu. Hobhouse ona ayağıyla haiifçe bir dokundu. «Yakından bak, Byron. Byron şaşırarak, boğulur gibi haykırdı: «Allah allah! Para dolu!» «Dört bin sekiz yüz Hra, Byron. İki kera saydım.» Byron'un kafasındaki tasanlar kesin bir şekil «ldı: Annesini Neustedd'e yerleştiriyor.. Mary Chaworth hasedinden ölüyor... En sonunda Byron, kutsal gezisine çıkmak üzere, gemiye biniyor. Yanındakilerden biri arkadaşı Hobhouse; ötekiler de u» 5ağı Fletcher, gene usak oiarak Joe Murray.. Ayıyı da alacak mı? Yo, büyük bir ayak bsğı olur. Annesini bu ayının zararsız o!duğuna inandırdıktan sonra bu hoş hayvanı onun yanına bırakacak. Newstead'li peri kızlan? Gideceği yerlerde başkalan var Peri kızlarmı da annesinin vanında bırakacak Türkü söyler gibi: Elveda, Mary!..» dedi. «Elve da. Lady Hazretleri! Elveda İngiltere!» Catherine Byron, Newtead Şato^u'ndaki odasmda, tek başına oturmuij, ev masrafiannm hesabını yapıyordu. Daha önce de oğlunun şu son iki yıldan beri gönderdiği mektuplan bir araya toplamıçtı. Buraya yerleşeli, peri kızlarını bohçaîannı ellerıne verip dehleyeli. o korkunç ayıyı yanında alıkoymaya razı olalı iki yıldan daha çok olmuş gibi geliyordu ona. Acı acı gülümsedi: Ayı sonradan onun; kedi, köpek gibi, pek sevdisi bir hayvan olmuştu. Hayvancağız bundan birkaç ay önce eceiiyle ölüverince Catherine çok üzülmüş.. onu bayağı aramıstı. Byron ge2ilerinden dönmüştü artık. Annesine yazdığı son mektupta. Childe Harold'un KuUal Gezisi'ni yayımlayacnk birini bulur bulmaz Newstead'e geleceğini bildiriyordu Bu uzun destanı yaban cı ülkelerde geıdigi sıralarda yazmıstı Catherine masanın üzerindpki sişeden barda^ı* na biraz daha viski koydu. Viski, aşırıya varmamafe üzere. bengisuvun ts kendisiydi. • İki yıl..» diye düsündü, hesapları bırakarak. oğlunun mektuplarını yeniden okumaya ko>uldu tlkini Ingiltere'dpn ayrılmadan önce yazmıîtı: Düny» karşımda durup duruyor. tngiltere'den içim de hiçbir üztfunlük olmadan. ondaki şeylerln hiçbirini veniden görmek isteğini duvmadan aynlı* ycnım' Bunun rtısınrîa knlan ancak iki sey var: BİI sen, biı de senin şimdiki evin. (Arkası tar)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear