26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFK DÖRT 28 Ocak 1967 CTJlVIHURtTET RUSYADAN GEZİ NOTLARI KOMSU İLHAN SELÇUK Toplum hayatında kadının yeri vılcımları Petersbnrg'a atlıyor, mitingler yapılıyordn. Böylesine değişik görünüşlü bir ülkede Aıerbaycan'ın durnmn llgi çekicidir. Çünkü, Baku bir petr'ol kentidir. Bnrada çıkarılan petrol yirnıi milyon tonnn üstündedir. Bir servettir bn. Dört milyonluk Azerbaycanı zençinli Tnrkiyede okuyucunun, hattâ ge boğacak bir servet Oysa Aavdının kafasında bir soru işazerbaycan Cumhuriyetinin harreti vardır: camaları, ürettiği değerin altın Çarlık Rnsyası bütfin Orta da kalıvor çörünmektedir. Bn Asya ve Kafkas Türklerini södnratnda Azerbaycan alkı baska mürüyordn. Şimdi Komünist cumhuriyeller hesabına fedakârRnsya da Orta Asyadan baslaya lığa katlaamıyor mn? Daha arak eski Çarlık sömiirgelerini çık deyisle, baskaları hesabına BÖmüriiyor mu? bir sömürfilme değil mi bn? Bu soruya cevap vermek amaSunbatzade : cıyla, gezdijim jerlerde çeşıtli Biz böyle düsünmöyornz, sondajlar yaptım, bilgiler topladedi. Sovvet C /mhuriyetlerinde dım. Sanıyornm ki kesın bir yar yasayan balklar birbirine yargıya ulaştım. Kazakıstam Ja beraberce gezdıkten sonra bu ko dımcı olmak zornndadırlar. Bir yerde (akirlik varken bir baska cuda hukum vereceğiz. Cnmhnriyet halkının refah içinŞimdılık Baku îlımler Akade de yaşaması diye birsey olamaz. mısınde Prof. Sunbatzade'ye yoBiz gerçekten petrol zenginliğinelttığımiz bir soruyla meseleyı ne sahibiz. ÜreUiğimiz degerbir parça deşelim. Dedım ki lerle Sovyetler Birligine bir kat Profesdre: kımız vardır. Gerekli harcama Sovyetler Birliginin sınırla lanmız da \aidir. Sarfiyatımız n içinde çesitli toplumlar yasıfirettiğimiz de^erin altında kayor. 1917'de Sovyet devrimi gerlabilir ve sözgelişi Kazakistana çeklestigi sırada bn toplnmlsr ce ya da Başkırdistan'a yardım sitli aşamalarda idiler. Ülkenin edebiliriz. Ne var ki yann öbazı yerlerinde kapitalist toplum bürgün bakarsınız Kazakistan düzeyine yakınlaşmıs hayat var bize yardıma baslar. Her bir dı, ban köselerde göçebelik sücumhariyetin zenginlikleri işlen rüyor, aşiret hayatı >asanı\ordikçe, tabiî kaynaklanndan yadn. Ban köselerde derebe\Iıgin, rarlandıkça Sovyetlerin tüm ha bazı köselerde komprador buryat düzeyi yükselecek, ortak ya javazinin yasamına raslanıyorşavış refataa kavnsacaktır. dn. 1914de Kazakitan bozkırlaProf. Sunbatzade'ye sorduğum rında çadırlar içinde yaşanırsualın zıddım daha sonra Kaken Baku'da petrol isçileri zakistan Îlımler Akademisinde grev yapıyor ve bu grevin kıProfesör Saktagan Baysef'e soAma bu ayırımın bir siyast ga yesi olabüir, bir de kultürel.. Sunbatzade'nın gayesi ban» kulturel değil, siyasî gıbi geldi.. Sömürülöyor mn? racaktım. Bu iki soru ve bu iki sorunun cevabı ustüne ekliyeceğımız başka bilgiler Sovyetlerde Asya ulkelermin ve Müslüman toplumlarının »ömürülüp somürulmediği konusu üstüne ısık serpecektir. Kadın problemi! Azerbaycan'da dikkaümi çeken noktalardan biri kadınların toplum hayatına rahatça katılmi} olmaları. Her çeşıt 15te görüyorsunuz kadını. Otobüs şoförlüğünden başlıyarak tezgâhtarhğa, doktorluktan çopçülüğe, universite öğre tim üyeüğinden matbaacılığa kadar her yanda. ve de siyasi hayatın her kesirninde kadın çalışıyor. O>sa Azerbaycan bir Müslüman ülkedir. Ve Azerbaycan'dan sınırı asıp îran'a vardığınızda Türk kad:nlarının çadır denilen çarşafa bü rundüğünü gönnek kolaydır. Türkıyemizde ise kılık kıyafet devrimini kanunlarla yürütmek is tedik biz. Başan kazanamadık. Ka dınlanmız daha da kara çarşaf giyerler. Kasabalarda dünyaya tek gözle bakan kadınlarımızı gördükce nasıl iiTiilmcr nasıl karamsarlığa kapılmaz insan! Peki, Azerbaycan'da bu iş nasıl çözümlenmiş? Prof. Sunbatzade'ye: Çarşafı yasaklayıcı bir kanun çıkarıldı mi? diye sordurn. Profesör: Bu işler kolay olmadı, diye sö ze başladı ve devam etti: Simdi aradan kırk yedi yıl geç ti. tnsan bazan geriye bakıp «Nasıl bu hale geldik?. diye düşiinüyor da şaşıyor. Bizde çarşafı yasak lıyan bir kanun çıkmamıştır. Kadın lar çadırlarmı çıkarsınlar diye bir ması vardt. İhtilâl veya Istilâ, onu emlr verilmemistir. Ama hayat şart Azerbaycan'ın lcra Komitesi Başlan değişinee hepsl de çarşaflarını kanhçına getirdi. Bu bir nevi Devkendi kendflerkıe sırtlarmdan atlet Reisliği demekti. (. .) Bir ihtimışlardır. Bu yolda kadınlann yelâlciden liyade bir sol sosyalist mü niliğe ve özgürlüğe eğilimleri varııe\\er bir politikacı hali vardı. dı. Karşı tepki alleden ve daha çok t'zerinde vazifesinden sıkılmışa, diz erkeklerden gelmiştir. Ne var ki ginleri eline toplıyamamışa benzer fabrikalar kuruldukça. çalışan ka bir hal seziliyordu. Girdiği işte kuv dın hayatını kazandıkça, hajatını \eti galiba istikbal icin ümidinden kazanarak kendini özgiir hissertikibaretti. (.. ) Dr. Neriman bütün çe çarşamı kaldınp atmıştır. Çarşaf ııutuklarmda birkaç cümlede bir jriymekte direnenler yalnızlaştıkca Lenin'le olan şahsi dostluğundan direncleri de azalmıstır. Sonunda ve her başı sıkıldıkça ona nasıl çarşafı atanlar değil. çarşaf giyeııkoştuçundan bahsediyor ve Lenin' ler toplum içinde garipsenme>e den sadece oz adıyla İliç diye bah başlanmıştır. Bütün bnnlar sabırla sediyordu. (. .) Dr. Neriman Azer halkı zorlamadan ve halkııı duypubaycan'm istiklâlinden bahsederlarına saygı dnyularak yiirutülken: miiştür. «Moskovadan gclcn bir yoldaş, dhordn, eğer bizi anlamazsa onu smuzlarından tutar sarsarız. Yahut çenesi altına şöyleee vururuz. Mene bah Yoldaş. kendine gel deriz.Prof. Sunbatzade: Ve de bütün bnnlan başlangıç Sunbaızade Neriman Nerimanof'u ta düşünen Neriman Nerimanof saygıyla andı. Çaylar içildi. Şeker tur, dedi. Neriman Nerimanof cok ler yendı. llimler Akademisinde biiyiik adamdı. Şarkın Lenin'i diye Turkıye fle ılgili bölümde çalışan anarlar onu. Nerimanof hep söyler genç bilim adamlanyla tanıştık, di: Şarkta ihtiyatlı olmak gerekir. konuştuk, sohbet ettik. ve Allahaıs Sarkta halk geleneklerine çok diişmarladık dedik. Ayrılırken Nerikündür. çok titizdir, doğruyu bul manof un liderlıği konusundaki te ması için gereken zaman kendisine reddütlerim elbette dağılmamışverilmelidir. tı. Nerimanof un Baku'da heykeli var. Azerbaycan Sovyet Cumhuri yetinin kuruluşunda lider NeriBakjda bale'ye gittik. Şehri domanof mu idi?. Sunbatzade ikide laştık. Baku'ya otuz kilometre ötebir de saygıyla Nerimanoftan söz de Sumgaıt kentini gezdik. Ve bir açtıkça gene Şevket Süreyyanin ıslak sabah. daha gün ışımadan ha Nerimanof hakkındaki notlannı va alanına doğru hareket ettik. hatırladım. «Suyu Arayan Adam»da Yolda biraz sonra ayrılacağım ve diyor ki Şevket Süreyya: belki de bir daha görmiyeceğim bu « Dr. Neriman, Azerbaycan'ın tarıhî şehre arabanın penceresinaz sayıda münevverlerinden biriydi. Ciddi, itimat uyandıran bir si den bakıyorum. A"MEBİKAN USULÜ BARİKAT (Krokodil'den) Sıra sıra yemyeşil ağaçlar üstünde yağmur taneleri. Oysa ne yazıyordu Şevket Süreyya: « Baku her türlii bağ ve bahçeden mahrumdu. Orası eski bir de nizin dibi, bir rüzgâr kuyusuydu. Allah bu cölün altında şu petrol haziııesini kojTnamış olsaydı, oradaki caddelerin konaklann yerlerinde >alnız yeller eserdi.» Oysa bu gözîemden 45 yıl sonra biz Baku'nun çevresinde dolaşırken. nica bağ evlerini dizili görmüştük. İnsan iradesi san toprağı sulamış, sarı toprak insan iradesirıe boyun eğmiş ve yeşilliğıni dünyanın yüzüne sürmüştü. San toprağın altından petrolü emen insan, bununla da yetinmemış. Hazenn dıbini kazmış, denizin altmdan petroîu çıkannış, Hazerın dalgaları üstüne kent kurmuştu. Sumgait Baku'ya otuz kilometre ötede yüz bmlik bir şehirdi. Onbeş yıllık tarihi vardı Sumgait'in.. Bütun Sovyetlerden buraya gençler toplanmışlardı. Bir gençlik şehriydi Sumgaıt. Her yanında fabrıkalar, fabrikalar» Gençlik, fabrika, çahşma, yaratma, iş, sanayi. kimya, fizik, plânlama .. Burada kader ve tesadüf diye bir şey yoktu, tevekkül hiç yoktu. Baku'nun petrol kokan havasında geçmısten geleceğe uzanan gidi şı elle tubnak mümkündü. Saat sabahm yedisıydi. Sofdrümüz geveze bir Rus'tu. Baba derlermiş ona Gerçekten babacan bir hali vardı. Lenin meydanına vardık. Gün 1yice ışımadığından elektrikler sön dürülmemişti. Hükumet konağı ge nis meydana bakıyordu. Caddelerden geçiyoruz. Soför: 1930larda burası zift ve batak lıktı, dedi. Bakü'lü mü kendisi? diye sor dum. Anlattı. Andrey tercüme etti: Babası ihtilâlci imiş. 1906 da Baku'ya gelmiş. Baku ihtilâlciler için cazip bir şehir. Çarlığın gözünden uzaklaşmak istiyenler Baku'ya atı yorlar kapağı. Elverişli bir ortam da buluyorlar fikirlerini yaymak için... Bizim şoföriin babası böylece Ba ku">a yerleşmiş. Yo!umuzu bır demiryolu kesti. Bir lokomotif. Vagonlar. Durduk. Yanımızda bir de işçi otohüsü dur du. Sabah saat yedide herkes ijine kosuyor. Soför ağaçlan gösterip: 193A'1arda burada tek ağaç yok tu... diyor. Inanıyorum. Inanıyorum. Çünkü denizin üstüne yollar döşiyen, denizin üstüne kentler kuran insan iradesini g5rdüm, ve çahşma disiplinini gördüm. Her milletin yarısı kadındır. Kadtnları iş hayatına kahlmış toplumlann yaratıcı güçlerinin ne ka dar hızlandığını gördüm. A R1 lider kimdi? Son diişünceler.. Amerikadan Sibiryaya kadar insanlar Dişf Bond MOOESTY BLAISE Açıhs. ttroeram Turkuler cecıdı (1\ Konusma Kove haberler Turk halk muzıgl Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlar Stüdvo G'den ve Istanbulda bıısun 08 00 Hafıf Tnüzık 0ii20 Pasadobleler nS4(l Pivano soloları 09 0(1 Gunurnuz Sorunlarımız 09 10 Sabah sarkıları 09 3(1 Taneolar 119 "5 Esen Altandan sarkılar 1(1 00 Muzik kutasu 111 15 Eozkır ruzeârı 10 25 Saniı Goeusten sarkılar 10 40 Arkası varın II on Kısa haberler 11 ns Sabah konserl 1145 Darvas ve arkadasl&rı 12 00 Bu hafta dınleveceklerinlz 12.10 Kucuk ilânlar 12.15 Dıvan sazı. bağlama ve curadan o\un havaları 12 30 Kume fasıl toolulueu 13 00 Haberler. R. G. de bueun 13 2(1 Studvo G den 13 30 Reklâm croBramları 15 00 Mac nakli 15 45 Genclik saati 16.11(1 Cumartesı konseri 16 25 Recep BırEitten sarkılar 16 45 Radvo dans orkestrası 17 15 Kısa haberler \e K. ilânlar 17 20 Yurdun sesi :7 50 Reklâm projîramları 19 nn Haberler ve hava durumu 19 40 Kucuk ilânlar 19 45 Studvo G'den 2nnn M. Demirkırandan sarkılar 20 15 Sızin sectiklerinız 20 55 24 saatın olavları. K. ilânlar 21 rııı iki ovun dort konuk 21 ÎO T. muzlei ozel oroaramı 22 00 Reklâm Droıîramları 22 4 . 1 Haberler ve hava durumu 23 00 Genclerle basbasa 24 00 Kapanıs ISTANBUL IL RADYOSU 11 55 Acılıs ve Drosram 12 00 SIZHI icin 12 30 Osle konseri 13.00 Ta^l melodılerî 13.00 Koncerto saati 14.00 NaDoliten meiodıleı 14.15 Valsler ve nolkalar 14 30 Caz dünv&sı 15.00 Kucuk konser 15 30 Gencler ıçın 16.00 Cumartesi konaeri Cav saati 17.00 Karısık sololar 17.30 Ivi aksamlar 18.00 Sonat saati 18.30 Cesitli melodiler 19.00 Aksam konseri 19.30 Genclerin sevdıkleri 20.15 Ünlu ses sanatcıları 21.00 Her ülkeden halk sarkıları 21.30 Hafif muzlk 22.00 Gece konseri . 22.15 Caz tocıuluklan 23.00 Sevilen roelodiler 23.30 Diskotekten secmeler 24.00 Hafîf muzık 00.30 Proeram ve kaoanı» 01.00 I 5 25 H6.30 P€ 45 07 00 07.05 07.30 f!7 45 07.50 BULMACA 123456789 2 3 4 6 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 «Başı saçtan yoksun ukala» anlamına karnıa söz (luzumsuz olarak herkesin işine ^anşanlar için kunanılan haIfcv"'H*firn1). 2 Güney Avmpa Rusyasında bir akar su, kendisine iyilik edenler için iyi dıleklerde bulunmayı huy edınmiş kişi. 3 Eskiden büyük suç işlemiş olanların kapatıldıkları yerler (çoğul). 4 İhtiyatlı ınsanlar suyu böyle bölumlerle ıçerler, orta yerde kalmış kısım. 5 Besi maddelerinin içinde bulunan kımyasal maddelerden, tersi motörlü taşıma vasıtalaruım en önemli kısımlarındandır. 6 Avrupanın Karadenize dökülen en uzun nehrinin dörtte ikisi, metod. 7 Demokratik idarelerdeki esas ve temel kanun (karma söz). 8 Hayatta da savaşta da buna sahip olan kazarur. 9 Güneşin dünyamıza gönderdiklerinden, bir edat. YIKARIDAN AŞAĞIYA: 6 Ters okununca bir peygam1 Istanbulda İçerenköy çev berın ısmi belırir, âdi bir kabak resinde bir semt (karma söz). 2 cinsi. 7 Hay «İlâve parçası kısa değil» mâ 1 33456789 vanlara rnah»nı« nasına iki söz. 3 Eski devtr| su içme yerleri lerde gezinti için kullanılan atlı (çoğul). 8 arabalardan bir ceşidine verüen Kafkasya bölg»ad, üzüntülıi ve hasta olanların sinde bır çevre, çektıkleri. 4 «İlkbaharda içi konut çeşıtlerin bal diye satılan yemişi mideye göden. 9 Seclçur!» karşılığı iki sözlü bir emir. ye ve karakter 5 Sızın gibi benım gıbı bır ya(yenl terim), es ratık, çevrılince «bır fıkir veya balmaeuua kı ve unlü Türlc hareketın temeli» ardamına gelır. halledllml; tekli hakaniarından. • • u I I r T] • • • r• 6 X [ 1 1 5 X J X 1 X TT 1 Q nI D X x l±k t Xj + X z T Tf 3 B TT ı I+T ı B ~T '..ı1 T TT j v TT In 1 [T T DÜNKC BUOIACAN1N HAI.I.KT>tT.MIŞ SEKLJ NASIL HALLEDİLECEK? Tnkandakl rakamb bulroacada «adece 6 tane anahtaı (ipucu) ve 6 tane «onuç vardır. B03 oUuı 12 karenin ıçine 1 den 9 a kadaı ayırun biret rakam koyarak ve toptaına. çarpma. çıkartnıa, bölme ışaretlerine dikkat ierek soldan sağa ve yukarıdan aşap>ya bulmacada gosterilen sonoçlan bulnnuı, Biraz vaktinizi aht ama, bo$ vakünizi bojça et «5 olarsnoaz. T• • EI BLZ • 1+ \T F SI 1 LZ BULOU..BİRİS' OŞK ve ÖLÜM 47 Onu Bn. Powers karşıladı. Cesily: «O! nasılsınız?» dedi. ıDonald'ı görebilir miyim?» O loş ışıklı yelpaze biçimi güzel penceresinin altmdan taşlığa geçti, araştıran bakışlarına pencereye arkası donuk yatan bırı çarptı. « Donald!. dedi, odadan içeri kuş gibi daldı. Çabuk çabuk yere vuran adımlarla koşarken bir elini gözlerine kapamış, öbür elini ileri doğru uzatmıştı. Donald'ın ayak ucuna devrildi, yüzünü onun eteğine kapadı. • Donald! Donald! Buna alışmaya çalışacağım, çalışacağım! Ah, Donald, Donald! Yüzceğızin! Ama, alışacağım, ahşacağım» dedi, çılgıncasına. Uzanmış arayan eli onun ceketinin koluna değdi, elini kolundan aşağı kaydırarak elini aldı, sıkı sıkı sarılarak, yanağına götürdü. cîstemiyerek söyledim öyle, dün. Seni dünyada üzmek istemem, Donald. Ken dımi tutamadım. Ama, ben seni seviyorum, Donald, sevgılim benim.» Yüzünü onun eteğine daha derin derin gömdü. « Sar kollarını bojnuma, Donald» dedi, «sar ki yeniden alışayım sana.» Donald onu yukarı doğru çekerek sarıldı. Bırden, cekette tanıdık bır şeye değince, Cecily silkinerek başını kaldırdı. Januarius Jones'ti bu. Ayağa fır ladı. < Seni hayvan seni! Nıye söylemedin?» « Ben kimim ki tannlann gonderdiğini geri çevireyım, ha'm'fendıciğim!» Cecıly, bunlan işitecek kadar durmadı bile. Kapıda, Margaret Powers, durmuş, ılgiyle seyredıyordu. Cecıly, ateş püskürerek, içinden: «Gülüyor bana!> dedi Bakışı masmavi bir hançerdi, sesı de damlayan bal gibi. Tatlı bir tavırla: «Ne aptallık ettim de bakmadım'« diyordu. «Sizi görünce, Donald da burada bir yerdedir diye olurdum, onu iyi bilij'orum. Ama, bilmiyordum sizin Bay... Bay Smıth'len bu kadar iyiarkadaş olduğunuzu. Donald'ı görebilir miyim... kız mazşmız ya?» Ofkesi ona bir durgunluk vermişti. Çahşma oda smdan ıçeri girince Donald'a hiç bir gönül bulantısı, yara sızısı falan duymadan baktı. Papazı selâmladı, optü, sonra çabucak. zârifçe bir, Donald'a döndü, gözlerini onun alnından uzak tutaraktan. Donald, dur gun durgun, içmde hiç bir coşkunluk duymadan, göz lerini ona dikip baktı. Cecıly usulca onun dudaklarından öperken, fısıltı halınde pürüzsüz bir öfkeyle: .Rezil ettin beni» diyor gibiydi. Jones, aldırış eden olmayınca, taşlıkten aşağı yü rüdü, geldi çahşma odasının kapalı kapısı önünde durdu, içerisini dınledi. Düzgün levhanın ardından, kızın boğazdan gelen çabuk çabuk konuşmasını duydu. Sonra, eğilerek. anahtar deliğinden gozetledi. Ama, bir jey göremedi, kat kat olmus karnının soluğunu sıkıştırdığmı duyunca, askısının eğılen etli omuzlarını kestığini duyunca, doğruldu, Gıihgan'ın ilgisizce seyreden bakışlanyla karşılaştı. Jones'in sa rı gözleri de bomboş oldu. Gilligan'ın kunıldamaz dö vüşkenliğinin çevresinden dolanıp yürüdü, gelisigüzel ıslüc çalaraktan, di5 kapıya doğru gitti. XI Cecily Saunders öfkesinin daha soğumamış korlarını bağrında taşıya taşıya eve döndü. Sondurmaya donen köşede annesinın seslendığini duydu, döndü baktı: Annesiyle babası orada oturuyorlar. « Nasıl Donald?» diye sordu annesi, karşılık beklemeden de: «Sen gittikten sonra George Farr telefon etti gene» dedi. «Keşke bir haber bıraksaydın ona. Ikidebir Tobe işini bırakıyor, telefona koşuyor.» Cecily bütün bunlara hiç bir karşıhk vermeden sondunnaya açılan sürgulü bir pencereye doğru gidi yordu, babası elınden tutarak durdurdu. « Donald nasıl bugün?» diye, karısınuı sorduğunu bır de o sordu, Kız elini gevşetmemiş, bsbasınm elinden çekme ye çalışıyordu. Sert bir tavnrla: «Bilmem» dedi. «Umu rumda da değil.» • Niye. oraya gitmedin mi?» Annesinin sesi hafıfçe bir şaşkmhğa bürunmüştü. «Oraya gittin sanıyordum ben seni.» « Bırak ben:, baba » Elini sinirli sinirli çekü. «Elbisemi değişeceğim.» Babasmın eline onun incecik kemikleri sert sert geliyordu. «N'olur; bırak!» di ye yaîvardı kız. « Gel buraya, Sıs.» Kadın araya girdi: « Bırak, Robert. Rahat bırakacağma söz vermiştin.» Adam: «Gel buraya, Sıs» dedi gene. Cecily'n:n eli gevşedi. babası onun kendi oturduğu koltuğun koluna doğru çekti. Kız sınirliydi, içi içine sığmıyordu. Babası kolunu onun boynuna attı. « Niye gitmedin?» « Ama, Robert, soz verdindi» diye, kadın gene papağan gibi boşuna söylendi. « Bırak beni, baba.» Cecily 0 incecik uçuk renk elbısesinin altında kaskatıydı. «Gitmesine git» tim.» « Gördün mü Donald'ı?» « A, gordum. O kara, çirkin kadın en sonunda bıraktı beni bır iki dakika onu gormeye. Kendisinin yanında. elbette.» Bn. Saundres ilgilenmişti. « Hangi kara. çirkin kadm, yavrum?» • Kara kadm mi? Ha. Bayan Bilmemne dİ3e rıiri var, onu söylüyorsun. A, Sis, ben sandımdı ki birbirinizden hoşlanacaksmız. Çok iyi, dürüst bir kadm o, bence.» « Orası öyle Yalnız . » • Hangi kara kadm, Cecily?» • ... Yalnız, onu beyendiğini Dona'd anlamasıa sakın.» « Bırak şimdi, Sıs. Neler söylüyorsun?» (Uevamı var) M a l k O Ç O â l U I konu veresim: AYHAN B A Ş O Ğ L U BEYAZGUL A N K A RA 06 25 06 30 07 00 07.05 07.30 07.45 08 no 08.05 08.10 08 40 (ıS 45 119 0^ 119.20 09.35 09 4(1 İIU'O 19 20 11150 11 (10 11 :5 11 30 12 (10 12 15 12 25 12 31 13 00 13 20 :3 25 13 55 1* 00 14 1.) l ö •=. 15 20 15 "Î5 Î5^O ' 6 lıl 16 55 17 fılJ 17 4f. 17 50 19 ıO 1^ 40 '9 45 M 10 2Cı'5 20 25 21 n>! 21 ıı? 21 ••; 22 05 ?2 25 22 45 Acılıs. Drograra Gunaydın Kove haberler Sarkılar Haberler ve hava durumu Sabah müziei Ankarada busun Kücük ilân.ar Her telden Kucuk l'anlar Hacer BalustaT turkuler Gımumuz Sorunlarımız Sabah k c n s e r i Kısa haberler v e K. ilânlar Arkası varın FiKret Kozınoeludan sarkılar Oda müzisi Plaklar a r a s ı n d a Turkuler Cocıık bahcesi K o r s e r saati Oğle muzısı K ı b r ı s saati Kucuk llanlar Mıılkıve Tocer ve Yasar Özelden sarkılar Haberler. R. G de buaun Kavıu m e k ' u o l a r ı Ksdınlar toaluluâu Haftanm Droeramı Cocuk bahcesi Reklâm Drosramları Kısa haberler ve K. ilân'ar D Vazıcıosî'jdan *ürk'ı er Genclîk saaîi I I . Yıldızdoeandan sarkılar Dilek kutusu Kısa haberler v e K. ilinlar Cocuk saati Cocıık korosu R e k l â m Droeramları Hsberier ve hava durumu Kucuk i l â " l i r E tocluluğundan türküler L'vkudan onc» Gonul Akından sarkılar Muzik dunvası 24 saatin olavları. K. ilânlar Sanat olavları Sarkılar T.B.M M. saati Italvadan müzdk Haberler ve hava durumu TÜN V&L&OYUNCA 23.00 Sızın KctiUerinız 23.45 Gece varısına dofcrj 24 00 ProBram ve kaoanıs
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear