28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE ÎKI 10 Ocak 1967 CITMHTJRİYET Gece öğrelimi Prof. Vahit TURHAN jünlerde üniversitelerin bazı fakültelerin' de gece öğretimiyle ilgili prensip kararbuı Kİmdı ve büdiğimiz kadarınca bir fakültede (Edebiyat) bu konuda bir kanun tasansı hanrlanıp hükümete sunulmuştur. Kamu oyunda henüz buyük yankılar uyandırmıyan bu olay, Fakulte çevrelerinde hayli çetin tartışmalara yol açmıs bulunuyor. ece öğretiminin akademik bakımdan başarı sağlıyabUmesi, ancak ders ve seminer sayt sının gündüz öğretimindekine eşit olmasiyle mdmkündür. Oysa bu olağanüstü çalışmayı isteğe bağlı sayarak katılmamakta ısrar edenler hemen hemen üçte bir oramnda olduklanna göre, programlann duzenlemnesinde buyuk guçlüklerle karşılaşılacağı anlaşılıyor. Sorumlular buna bir çözum yolu, arayadursunlar, biz burada gece oğTetımi üzerinde ileri sürülen fikirleri özetlemeye, kendimize göre haklı ya da haksız görduğbmuz yanları belirtmeye çalışacağız. Vniversite ve yüksek okullarda gece öğretimi, ne dünyada, ne de bizde yeni bir şey degildir. Avrupada ve Amerikada bir çok akademik müesseselerde normal çalışma saatlerinin dışında dersler verildiği gibi, meselâ Amerikada lisans üstfi (Post Graduate) öğretimi özellikle güniın geç saatlerinde yapılır, böylece çoğunlukla dışarıda işi gücü olan öğrencilere kolaylık sağlamr. 1933 den bu yana Istanbul Universitesinde yabancı dil kurları genel olarak 17 • 20 saatleri arasında yapılmaktadır. Son yıllarda tstanbulun ve diğer büyük şehirlerin hemen her semtinde ortaya çıkıveren dzel yüksek okullarda da gece öğretimi vardır, ve bilindiği gibi buralardaki öğreticilerin çoğunluğunu. kanun geregince, üniversite öğretim üyeleri teşkil etmektedir. Son olarak, Ankara Dil ve Tarih • Coğrafya Fakültesinde geçen yü gece öğretimi (bir bölüm müstesna) uygnİMimış ve şündi ikinci devreye geçilmişitir. ece öğretimiyle iki amaç güdulür: O Milyonluk şehirlerde bir yandan havatlarını kazanmak zonında olan liseden diplomalılara akademik çalışma imkânları sağlamak, Q Günduz oğretiminde bina ve diğer nedenlerle smırlanan öğrenci sayısını biraz daha arttırabilmek. İki büyük şehrimizde toplanan, diğer iki şehirde de henuz kuruluş halinde bulunan üniversitelerimiz, yülardır bütün zorlamalarla, lise mezunlarınm ancak yansına sahip çıkabilmekte, diğer yarısı, srzlanmalanna, çırpınma ve direnmelerine rağmen yüksek öğrenimden nasiplerini alamamaktadır. Üniversite öğretiminde sayıdan çok kalitenin önem taşıdığı açık bir gerçektir. Ama diğer bir gerçek de, lisede beklenilen başarıyı gösterip diploma almış olan herkese yüksek öğrenime başlama imkânınm verilmesi gereğidir. Nasıl altı yedi yaşma gelmiş her çocuğun bir okula gidebilmesi, nasıl ilkokulu bitiren her çocuğa şu y» da bu alanda bir orta öğretim sağlanması, katı ya da esnek bütun modern devlet rejimlerinln ana ilkelerinden biri olmus ise, liseleri başarıyla tamatnlıyanlara yüksek öğrenim imkânlanm açmak da jine modern devlet anlayışının ilkelerindendir, ve bugün uygar ülkeler bunu yerıne getirmektedirler. Lıselerimiz her yü 20 binın ustünde mezun verirkea, bnnlardan ancak 1215 binini devlet vuksek öğretim müesseselerine almak, diğerlerini kendi hal'erine bırakmak, ja da maddî imkânlara sahip olanlarını, öğretim kadrolannuı çoğunluğunu devlet müesseselerindeki görevlilerin teşkil ettiği fakat bugun için henuz tıcari bir nitelik taşıyan özel yüksek okullara doğru itmek. sorunun adaletli bir çözüm yolu sayılamaz. ütiın devlet işlerini, \e tabiî öğretim işlerıni de hükümetler ayarlarlar; sorunlara onlar çare bnlmak zorundadırlar. 4ma diğer alanlarda olduğu gibi öğretim alanında da yukarıdan aşağıya, müesseselere ve tek tek kişilere kadar inen sorumIuluklar vardır. Işte ozerkliğe sahip universitelere ve bu universitelerdeki öğretim üvelerine teker teker düsen sorumluluk bu türdendir. Gerçekte ünıversiteler, son yıllarda, paralel kürsüler kurarak, oğrencileri gruplara avırma gibi sistemlere başvurarak kontenjanlarını hayli arttırmış bulunuyorlar. Ama yine binlerce aday öğrenci dışarıda kalmaktadır. Bunlar ünhersite bahçelerinde çadır kuruyor, sesli «essiz yüruyusler yapıyor ve fcıiversiteye çirme haklarını arıvorlar. Genç vatanaas olarak kendilerine tabiî sekilde vaadedilmiş gSrunen, kanunlarla sağlandığı söylenen (Anayasa Mad. 50) yüksek öğretimden faydalanma hakları için feryad edip direniyorlar. Ne devlet. ne hükümet, ne özgür öğretim miiesseseleri, ya da bu müesseselerdeki tek tek kişiler, bu haklı feryadın karşısmda duv gusuz ve hareketsiz kalamazlar. Devlet, bütçesi ne kadar sılcışık olursa olsun beş on milyon lira daha ayırmalı, öğretim uveleri ne kadar yüklü olurlarsa olsunlar, akşam istırahatlerinden (ve çalışmalanndan) üç dört saat daha feda etmelidirler ki, knrulmalan zamana bağlı yeni universiteler meydana gelınceye kadar bu apaçık haksızlık biraz giderilmiş olsun. Bu gun gece öğretimini kısmen bile olsa kabul eden bir fakulte 500 oğrenciye daha fırsat vermektedir. iki üç fakulte bu yolu tutsa, önümüzdeki bir kaç yü için sorun kendiliğinden çözülmfiş olur. Şu noktayı da belirtmek gerekir ki, bugünün universite anlayışı. geçen yüzyüların, battâ geçen yarun yüzyüın universite anlayışından bambaşka bir doğruda gelişmektedir. •••• •••• TABLO! İnsanın bazı evrensel psikolojik özellikleri Halis » nsanlar dunvanın çeşıth >erlerinde var olurlar. Kalıümın 'veraset n> \e yaşadıklan mem leketlerm ıklım, sosyal, ekonomık, polıtık, eğıtım, kultur faktorlerınm etkılerı ıle bırbırlerınden farklı, değış k ozelhk.er kazanırlar. Gerçekten. bir ısveçlı gerek vücut yapısının şekli, gerekse ruh dunvası baknnından dunjanın başka ul kelermde >aşıyan ınsanlardan ayrıIır Hıç bır zaman tamamı>le bir Amerıkalı, Alman, Madagaskarlı, Ç.nlı gıbı duşunmez, du>iııaz, davranmaz. Ha>at, varlık goruşune sahip olmaz Onlarınkını tam bır şekılde belırten temel kışılık tıpıni ta şımaz. Hattâ, kendı vatandaşlaruıda yer almıyan, soyundan ge'en insanlarda bulunmıyan bazı kışüik, karakter nitchklerıyle değerlenir. Bununla beraber. \er yuzunde >a •5i>an butun msanîar, bazı evrensel psikolojik ozelhkler yonunden bırbjlerme benzerler. Daha verınde ve gerçek bır de>ışle, dunyanın kara parçalanna, memleketlerıne, ınsan larına göre değışmıyen, insanların, toplulukların, ınsanlığm kaderı ıle yakmdan ilgili bulunan, insan mut luluğunda ve mntsuzluğunda önem lı rol oynayan bazı evrensel psikolo]ik ozelhkler vardır. ÖZGU G I B Butun buıılara rağmen insaa, var hğını devam ettırmeğe ehenslı vücut \e paikolojık koşuilardan (sart lardan) aşağı yukarı tamamıyle yok sun olarak dunvaja gozlerını açar tçme gırdığı le ıçınde kajbolduğu sonsuz evrende aralık^ız bır sekılae orteva çıkan tehhkelerden kendısını korumak ımkânlarına sahip bulunmaz. Kendı kendıne beslenemez. Soğuklardan, sıcaklardan korunamaz Tam bır >e*ersizhk. güçsuzluk ıfade eden ve yaşamak imkânsızhğı anlamını taşıyan yetersizlık bıhncıne ulaştığı bır çağda, çocukluk çağında havat yoluna çıkar Çetn, sarp, tehhkelerle dolu bu yolda t't rek adımlarla yururıeğe başlar. Ya ntndakılerin her bakımdan kencısınden daha yeterlı, guçlu, ustun ol duklannı sürekh bır şekjlde gorur Kendısini başkalarından daha yeter sız, önemsız, değersız bulur. însan, evrende yetersızLk dujgu su ile değerlenen gerçek durumunu kavradığı andan itıbaren ve ha>atı boyunca, yaradılışının kendısme sağladığı varlık kaynaklarmdan, 1çınde yaşadığı <*>s>al revrelerın ha zırladıkları kosuüardan (şartlardan) yararlanarak her an biraz oncekinden daha yeterlı, tam ve mukemmel bır varlık hahne gelmek arzusunu duyar Yaşadığı «urece daıma daha guçlü, mukemmel bır kendısı ıle karşılaşmak ıster. Daha ıyı bır kendısini gormek, bulmak zorunluğu ıle gerçek kendısini gerçek kendısı olarak kabul etmekte zorluk çeker. Gerçek kendısınden sağladığı malzemelerle bir ıdea' ken dısim yararmağa çalışır Hayatmı devam ettırmeğe ehengli butun fa aliyetlerıni bu amaçla değerlendırır. Bu amacın etkisıyle düşunme ıin kânını geliştırir. Duygulannı mceltır \uceltir Yaradılısmm sureklı bır şekılde kendısme yaptığı varadı hşına gore yaşamak telkınıne karşı koymağa ugraşır Duşuncelerini, duy gularını, arzulannı, ısteklenni dav ranışlarır.ı çe\resının îateklerme, değer vargılarına gore avarlar. Vdrlık ıstekle"! ıle çevresmuı ısteklerını bağdaştırmak zorunluğunu duyar. Çevresmın ı=tedığı daha ı>ı bir kendısı olabılmek ıçın jaradıh51nın ıstedığı kendwnden uzaklaşmağa çalışır Baskaları tarafından her bakımdan beğenıhnek, ovulmek, iyı tanınmak, seVilmek, sayıhnak ıs ter. G Ustünlük arzusu 2 nsan hayaünda kenduü gosteI ren ve insanın kaderı uzerınde I onemli etkıler yapan bu evrensel psikolojik ozellıklerınden bırı de us tunluk arzusudur. Her insanda ustünlük arzusu vardır. Vardır; çünku, ustunluk arzusu insanın yaradılışının ve dunyaya ge hşinden sonrakı yaşayış şekıllerının tabii bir sonucudur. Bıhndiği gibi, ınsan her şeyden ön ce yaşamak ıster. Bu istekle dunya ja gelır. Yaşamak ısteğı hayatm te melını mejdana getırır. Daha doğrusu, yaşamak isteğı hayatm kendı si anlamını taşır. maç, begenilmek amacı arkasında koşanz. Beğenılmeyı beğenmedığımı zı belırtmeğe çalısmak suretıy'e ya nımızdakıler tarafından beğenılmeğe uğraşınz. En çok sevdığımız ^,e\ leraen bırı olan beğenılmeyı, o'. ulmeyı sevmıyormuş gıbı davranarak ve sırf daha çok sevilebilmek amacı>le, başkalaıinı «evindırmege çaba gosterırız. u ılk beğenilme arzusu sıkıntısından sonra bizi beğenenlerı ov meğe başlarız Onlarm ıyı vanT lannı, mezıvetlerını, u=tunlukle 'nı behrtmeğe uğrasırız Butun bu ışlerı yalmz ve sadece onlar ıçın yap mayız Onlan gerçekten soyledığımız kadar mezıyetlı ustun bulduğu muz ıçın bojle bır davranı^ı benım semejız Onlan överken kendımızı de overiz. Onlarla beraber kendımı zı de beğenırız Onların ustunluk erını belirterek bıze karşı gosterdıkleri yakınlıkların onemlerını artırmağa çaba gosterirız. Onemli, ustun kımselerın bızımle ılgıh goruş lerıni değerlendırırız. Daha yennde bır deyışle, onların aracılıklarıjle kendımızı bulmağa çalışınz. Onlan da şahıt göstererek önemımızı, değerımızı ısbat etmeğe koyuluruz. In sanın, kendısini beğenenlere başınm ustunde yer gostermesınin, kendısıne yerde yer verenleri göklere çıkar masının en onemli nedenlerınden bı ri de budur. İnsanın en çok beğen mek, ovmek ıstedığı varlık kendı varlığıdır. İnsanın başkalarmı ovmek fedakârlığıra katlanmasınm bır nedenı de daha çok ovulmek ıstegı ve umıdıdır. BI rtık gaye, her profesorun başlıbaşına bir Uim mektebi fcurup bunu en üstün yetenekte beş on öğrenci ile devam ettirmesi değil, geniş gençlik kitlelerini nodern hayatın çeşitli sorunlariyle ügilendirmek. bu karmasık dünyada alacaklan görevlere onlan hazırlamaktır. Eğer büyük öğrenci kitleleri içinde üstün yetenek, ustün başarı gösterenler çıkarsa, onlarla, lisans ıtstü ya da doktora gibi daha sınırlı çalışmalarda «bılım, bıhm ıçındir» ilkesi tıtizlikle güdulebüir. •••••••••••••••••••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••••••••••ı • ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a Seviimek arzusu * YILIN İLK CEKİLİSİNDE son pnrn fotırma Bünü Begenilmek övülmek arzusu 2 nsan bütün yaşlarında, çağlarınI da, her zaman ve her yerde. o• zellıkle onem verdığı, daha doğ rusu, ılgılerını, yakınhklarını aradı ğı, kendısini onemleştırmek, değerlendırmek ımkânlarını taşıyan kım seler tarafından begenilmek, ovulmek arzusunu duyar Esasen insan boyle bir arzu duyduğu, begenilmek, ovulmek istedığı için beğenıle bılecek, ovulebılecek bır varlık ha lıne gelır. Gerçekten, insan başkalan tarafm dan begenıldığı olçude kendisını be ğenmek ımkânını bulabılen, kendı sınde beğenıtebılecek bır şevlerın bu lunduğunu duşunebilen, varlık değerhliği ve guvenlıği bilmcıne u aşabılen ve bütun bunlarm sonucu olarak, yaradılış kaynaklanndan ge rektıği gibi yararlanabılen, hayatın isteklerinı yerıne getirmek ısteğını duyabllen bır varlıktır. İnsan, hayatı boyunca her zaman ve her yerde kendisıni arar. Arar, çünkü, hiç bir zaman ve hiç bır yerde aradığı kendisıni bulamaz. Bu tun hayatı boyunca aralıksız bir şe kılde devam eden bu kendinı aramalarda bulduğu kendısıyle karşılaştığı zaman bir çeşıt yabancılık duyar. Bulduğu kendısinın aradığı kendısi olmadığmı sanır. Buhnak istediği kendısı yerine bulduğu ken dısıni yadırgamaktan uzak kalamaz Buna karşılık, kendisıni başkala nyle beraber arıyan insan bulduğu kendisıni gerçek kendisı gibi gormekte fazla zorluk çekmez. Başkala nyle beraber kendisine yaklaşabildı ğı dlçüde aradığı kendisine kavuşabıleceğı umıdmı taşır. te yandan, insan kendisıni beğenenlen de beğenu. Böylelikle bir yandan, beğenilmesınin olumlu bir gerekçesını hazırlar. Ken disme ve başkalarına, boş yere beğenılmediğini anlatmağa çalışır. Onemli kımseler tarafından beğenıl dığıni gormek, gostermek ister Insa nm, kendisıni beğenenleri beğenmi yenlere sınirlenmesinin, onlan goruş yetersızlıklen ıle değerlenöirme ğe çalışmastnın, onlarda fena maksat lar aramasmın en onemli neden'e rinden biri de budur. Bizi beğenenle rı beğenmiyenler herşe>den once bi zı beğenmijenlerdır. Bizi ovenleri çe kiştırenler bizi de çekiştırirler. öte yandan, ınsan kend.sinı beğenenleri beğenirken insanlarm zayıf yan larından yârarlanır. Beğenmek suretıv'e kendisıni beğenenlerı daha çok beğenmeğe teşvik eder, zorlar Zaman olur. Bır toplantıda bızı beğenen kımselerden soz açılır. Fı lân veya falan kımsenın bızı beğen d'ğı. ovdüğu soylenır. Bu sozler kar şısında sevınırız. Sevmıriz ama se\.ncımizi belli etmemeğe, saklamağa çalışırız. Sevınmemış gibi hareket edenz. Bu sekilde hareket edişi mızın nedenı, öteden beri sanıldığı g»bı, gerçekten sevınmememız değıldır Tam tersıne gerçekten sevınme tnızdır. nsanız Başkalan, özellikle, onem verdığımız kımseler tara' fından sevılmek istenz. Başkala rı, özellikle, onem verdığımiz kımse ler tarafından sevılmek ısterız Başkalan tarafından sevıldığımız olçude kendımızı se\meK . ' kınını bulu ıuz Sevılmemızın nedenını taşıdığı mız degerde aıarız. Sevılebılecek bır kımse olduğumuz ıçın sevıldığımızı duşunucuz Se\ınınz Bizi sevenlerin savıları ve onemlerı ölçüsunde bır rahatlık, huzur duyanz. Guvenlığe ulaşırız. Kendımızı tehhkelerden uzak buluruz Başarı ve mutluluk umıdı taşırız Daha ıyı bır gelecek du şunebılırız. Bununla beraber, sevılmek isteğı mız olçusunde tıaşkalarını sevmek ımkânını bulamayız. Bulamayız; çunku, başkalannı sevdiğımız ölçüde kertdımızı unuttuğumuzu sanınz. Zaman zaman bızı kendilerine yak laştıranlardan uzaklaşmak arzusunu duyanz. Bütün insanların bır defa sevdıklermi daıma aynı sekilde sevememeierının, zaman zaman kusurlu bulmağa çalışmalarının nedenlerinden biri de budur. însanı, kendısi yerıne kendılerını sevmeğe teşvik edenler. zorlıyanlar bazan kendılerını sevmekte zorlukla kar şılasabıhrler. İnsan istedığı yennı a'anlara ıstemedığı yennı vermekten her zaman uzak kalamaz. Çok satıslı bır gazetenin 64 C.H.P. tl Baskam arasında yaptığı • sornsturmanın sonnçları. kompradorların basına çorap orecek ye • ni gelismelerin ısaretlerıni verıvor • Çok satıslı gazete, C.HJ*. tl Başkanlarına sormus : j « Halk Partısının sosyalıst olmasına taraftar mısmız'". ; 51 İl Baskam «Hayır» demiş, üçü suskun kalmış, ve 10 ilin Bas • kanları açıkca : S « Bız sosvalıst olmalmz» dıve cevap vermisler. • Sosyalist olmavı ısteven ıller : \rtvın, Balıkesır, Bıngöl, Bit \ lis, Çorum, Kocaeli, Eskisehır, Mardin, Lsak, Rıze.. S Demek kı bu ıller, ortanın solu cızçısinı de asmıslar. Oj.sa An S karadaki merkez ağaları. Bulent Ecevıt ve arkadaslanmn çizgijı J aştığmı iddıa ediyorlardı. Ne vapmalı simdi? Bu 10 ilin teskilâtını ! C^.P. defterinden mi sılmeli? • Son yapılan anketlerden anlasıldığına göre, C.HJ.'nin tablosu • şudur : • 64 ılden 58'ı ortanın solunda ve C H P 'nın merkez ağalanna • kar^ıdır. • 64 ılden 10'u ortarın solundan otede sosvalızme taraftardır. • 64 ı'den 81 ortanın soluna karsıdır. J Turkıyenin 27 Mavıstan bu yana nasıl bır gelisme içinde bu • lunduğunu gostermeye veterlidır bn tablo.. J tsmet Pasa bir Amerikan oynnuyla iktidardan düsuruldukten J sonra genel seçimleri de komprador partısi kazanmış ve 0 zaman S Babıâlı basınında su baberler çıkmıstı : S « Amerıka sı>a«ı mahfıllerı Turkı\edekı seçimleri Amerı I kan seçimleri kadar hevecanla ızledıler Adalet Partısının kazan S ması Amerikan umumı efkârında memnunluk'a karsılandı. Ame S nkanın en büyuk televızyon sebekesı CBS "Turkıyeyı sola kaydır S rhdk ıstıjen ıhtıyar Indnu'nun mağlubıyetı' serlevhası ile havadı • sı b ıtun Amerıkaya ulaştırdı. • NBC ve diğer televızvon sebekelerı de seçimleri Adalet Part. • sının* kazanma'inı Sol un Turkıjedekı mağlubıyetı olarak ılân et • tıler • Amenkanın en bu^uk gazetelerı Nevv York Tımes, Ncw York J Herald Trıbune. VVashmgton Post, lnonu'nun seçimleri kaybetme J sının sebeplerınden bırı 0 arak memleketı sola suruklemesmi gos J termekteuirler. \ Gazeteler, Turkıienın Garp'la beraber olduğunu ve halkm J hıçbır zaman sola mutemavıl olmad ğını yazmakta, "Turkıye Ame S rıka ıle daıma beraber olacak*!' demektedırler.» S tste o günlerden bu yana Halk Partisi içindeki bilinçlenme S artmıstır. \ e Halk Partisi içindeki Amerikan mutemetleri, Bülent S Ecevit karşısmda yenılçıve uJramıslardır. • Milli Bırlikçi Havdar Tunçkanat'ın açıkladıgı CIA raporu, S Amerikan empervalizminin Turkiye üstündeki emellerini açıkca a gostermıs ve ibanet sebekesının oynnlannı açıklamıştı. Bu plânı • bozacak en büyuk hareketlerden biri C.H.P. içindeki ortanın solu • akımıdır. Bu evlemin \nadolu teskilâtmdan destek gördügü son J anketlerden anlasılmaktadır. • Babıâlınin bazı basını ise bütün silâhlarım Halk Partisi için • dekı ortanın solu hareketinı çurütmek için kullanmaktadır. Bu S hareketı çurutup Halk Partısını satılık eephenin oynncağı yaptık • tan sonra Türki\e tsçi Partisine doneceklerdır. • Halk Partisinin vöneticileri Halk Partisının sosyalist olmadı • jını ılân ettıklerı halde. içerden ve dısardan bır propaganda Halk J Partismin sosvalist, hattâ Marksıst alana kaydığı, ihtilâlci sosya J lıstlerın partivi ele geçırdıkleri iddiasını islemektedir. S Ovsa Halk Partisi sosvalist bır parti değildir. S \ma Halk Partisi, vatan satıcılarının yonettiği bir parti de \ olamaz. * N'itekim Türkiyedeki uvanıs öviesıne gelişmektedir ki, Millet S Partisi, Amerikan üsleri hakkında parlâmentoda gensoru açılma " sını istivecek kadar olnmlu is eormektedır. Gensorn onergesi Ada S let Partisinin gavretıvle reddedılmıstır. Ama Millet Partisinin S dunkü bildirisi ibretle okunaeak satırlarla donanmıştır : S « Millet Partisi Meclıs Grupu Turk mılletme açıkca ıfade \c • ılan eder kı Turkı\edekı Amerıkan ııslerı bupunku d u \ ı m ! a m ' e • bu mem'eketı 32 mılv onluk bır mezarlık halıne petırebılecek bır • t°hlıke kaynafiıdır. Amenkan u^lerı uzerınde hukümranlık h?kla • rımıza \e emnn et ıhtıyacımıza uygun bır kontrol ve murakabe • ımkânı «ağlanmadıkça mılletımız, rızası hılâfma bır harb felâke • tıne her an suruklenebilır » • Ve ilâve edivor Millet Partisi : • • Tanh*e mıllî ıradenın hâdımlerı de, haınleri de çok görul { mustur Aksını kabul etmek demokrasivı millet yaranna değıl. S bır zumre menfaatme işliyen bır asağıhk \e «ahtekârlık rejımı J halinç getırır • S öyle görülüyor ki Adalet Partisi, Amerikan uşafclığının tek S savunucusn kalmak volsndadır. Meclrs knrsüsünde ibanet politi S kasının avukatlığını A.P. sözcüleri yapmakta, ve Amerikan çıkar S larını millî çıkarlara v e | tutan siyasetin bavrak sopası komprador S politikacılarının elinde kalmaktadır. S Ve bu millî uvanışı ivi değerlendirmek, Türkiyede sosyalist S hareketin partisi olan T.I.P.'e düsmektedir. • Türkiyede uyanısın öncülüfünü Türk sosyalistleri yapmıslardır. • Simdi gittikçe daha genis çevrelere vönelen dusünceleri mem • leket gerçeklerine uvgun bir evlem içinde deeerlendirmek ve yu J ğurmak elbette Türkiye Isçi Partisinin görevidir. • ••••••••••••• Y A R I N ÖNEMSİZLEŞMEK KORKUSU VEFAT Ahmet Erdoğru merhumun ve Hayıı\e Erdoğru'nm evlâtları, Ismaıl Nevzat ve Ilhan Etdoğru'nun kardeşlerı Demircan, Ercan, Esin, Esen, Ismet, Emel; Ahmet Erdoğru"nun amcalan varız! (ler türlu kebap, balık. a^ taturka ve alafranga ye; mekler için Büyük Ankara Oteli Roof Grill'ıne cıkm ve yemeğinizi yerken ayaklarınız altma serilen, Ankara'yı seyredin. ŞÜKRÜ ERDOĞRU Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumun cenazesi 10 Ocak 1967 salı gunü Kadıkov Osrranağa Carrunde kıhnafak oğle namazını mutaakıp: Kartal kabnstanındak; ebedî 'Stırahatgâhma tevdı edılecektır Allah Rahmet Ejlesın Ailesi ı\ Pt 451 1 kişıye Birinci Sayısı Bir Günde Tükenen Toplumcu Dergi IOO ayrıca çeşitli para ikramîyelerı OSMANLI BANKASI BAHKA KOMERÇIYAIEİTALYAHA MERKEZI : MILANO O her akşam saat I9'dan sonra Roof Grill Sedef Reklâm: 370/49417 1 9 6 7 Y I L I N D A Munevver Cülıılan (Hasanbeşeoğlu) ıle Kayhan Lğurtan E^lendıler 9 Ocak 1967 Kadıkoy Lira D A Ğ IT IY O R Yılın ilk çekilişine katılmak için acele ediniz. Son para Yatırma tarihi ŞUBELERİMİZ İSTANBUL Karaköy Teni Postahane Beyoglu Pangalü İZMtR Cumhuriyet Bulvarı No. 66 Sedef Reklâm 289 '418 Azii NESİN CamiUIEzheri Anlatıyor Yukarda ne var ne ypk DC: 107,420 Cumhürıjet 433 17 OCAK 1967 • • GRİP.NEZLE M DİŞ AĞRISI YANIKLAR GÜNEŞYANIĞI ARIBÖCEK SOKMASI ADALE ROMATİZMASI YARALAR. KESİK PİŞİK. KAŞINTI EKZEMA.ERGENLİK DONUK DERİ ÇATLAKLARINOA,AAANİKÜR VE ' TRAŞTAN SÖNRA KULLAKILIR Ilancnık. 7S43;42b Sevıncimızin başkalan tarafından anlaşılmasmı onlemek istememızdır Insanların, övulmekten sevı nenleri, yanlarmda başkalarmın ovulmelennı ıyı karşılsmadıklarını, yanlarmda başkalan tarafından ovu Ienlerı önemsızleştırmek arzusunu duvduklannı bilmemızdır Gorulduğü gıbı, bu sekılde hareket ettıgüniz zamanlarda da a>nı a Çetin Altan. Hüseyin Baş, Abidin Dino, Ferruh Doğan, Mehmet Doğan, Refik Erduran, Memet Fuat, Yaşar Kemal, İdris Küçükömer, Mahmut Makal, Fethi Naci, Ahmet Oktay, Çetin Özek ve Doğan Özgüden'in imzalarıyla Bugün Çıktı İstanbul dağıtımr. FUAT BÜTE, Tel: 27 89 49 Taşra daşıtımı: HÜR DAĞITIM. Tel: 27 38 54 Cdmmhurı>et 435
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear