25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE tKİ 30 Ağustos 1966 KOCATEPEDEN lOZAH'A Bekir ACAR «n yüzvılın takıncah yapıtı, gerçeğin parçalan arasındakl şiddetli arabe degil, emperyal fikirlerin, gerçeği ortadan kaldırma bunaklığı içinde çırpınmasıdır. Bilhassa Amerika emperyalizml, bu asnn başlanndan itibaren bütön dünya sorunlannı izlemeye başladı. Pekin'in nptında, Avrupa ye Japonya ile elele vermek amaciyle askerî bir kuvvet gönderdi. 1878 Berlin Anlasması'nın Enneni, Tahudi ve Makedonyalıl»r lehine deneyini israrla istemek suretiyle, Osraanlı tmparatorlağnna güçlük çıkardı. 1905 yıhnda Rnsya ve Japonya'ya, müdahale hakkını kabul ettirdl ve blr yıl sonra da Algesiras Konferansına katıldı ve donanmasiyle, Japonya'ya karsı gövde gösterisinde bnlnnda (1). ersallles Anlaşmasiyle Almanya, Saint Germain'le Avusturya, Neuilly'le Bulgaristan ve Trianonia Maearistan, Sevr Anlaşmasiyle de Osmanlı Devletl, ortaçağ feodalite idealizminin gelişimi olan eraperyal yasantımn kurbanı oldnlar. Böyle bir ihtirasın tatmininden do|an yenl ortam, bn yüzden bnnalan kafalarda kotnfinizm denilen yenl bir kanser hagtalığı filizinin nedenl oldn. Eşit etken ve iktisadi varlık içinde yaşama özleyen insanlık, bn iki korkmtç nçnmmnn ortasında sakıncalı günler yaşama|a başladı. Kendi toprağı üıerinde egemen bir idare ve iktisadi hayata sahip olmak, kişilerin ve onların toplumundan meydana gelen bir milletin tabiî hakkıdir. Ayncab yapıtlarla buna el nıatan muhterislere karşı isyan bayrağını çekmek en kutsal bir yoldnr. Birinci Dünya Savaşından sonra, lnkâreı yüzlerde bn varlıgı çınlatan ne bir AIman, ne Japon ve Bulgar ve ne de bir Osmanlıdır. Ancak, Türkiye tarihinde sürekli tnncize yaratmış olan Anadolu çocuklanmn meydana getirdiği toplalnk ve onların temiz toprak sevgl hisleridir. Vatan İçinde ve dısındaki ihtiraı sahiplerine «artık dur» diyen yine O'dnr. jte bn Anadoln çocuğudnr ki, Birinei tnönfi Zaferiyle diişman ayağının çiğnediği vatenda, emperyal komunizm ideali dışında yeni •e ınilll bir iradenin doğduğunn, tkinci tnönü Zaferiyle de bunnn yenilmez bir kuvvet olduğnna göıterdi. thtirasçılann özlemine tutsak olan Ynnan Kıralı Konstantin, Sakarya'da yediği tokatlm, şansını denemek için çıktı|ı güres minderinden gafdışı edildi. Varsın o, bn acının iniltiîeri içinde çırpınadursun. Fransa delegesi Franklen Buyyon, Anadolu"nun gözü aç hırslılara yem olamjyacagını kesinlikle ispatlayan Sakarya Zaferinden sonra Ankara Anlasmasiyle, Güneydojtu Anadola topraklannı, gerçek sahibi bulunan Aaadolu çoeugnna bırakmak zornnda kaldı. Mllll iradenin, bn basanlarla görevi bitmiş de|ildi. Onon, Erznram ve Sıvas yaylalarında blr andt vardı; mlllî mnırlar içinde vatan bir bfltflndür, asIS paTçalsnamaz, satılamaz ve bunaB19 thtiras avcılarına yem olamaz. Şn halde en olnmlv yol, Tatanı baglasıklann elinden knrtarmak ve her tflrlfl köiü kişisel emellere son vermek gereklyordn. «•••••••••••a Akıl Hastalıkları Dr. M. Cengiz SUMER kıl hastalıkları ve* akıl hastası, bugünkü sivilizs cemiyetin daima karsılaştığı bir olay olarak gözükmektedır. Akıl hastası hakkmda bir çok ölimler çevrilmiş, piyesler ve kitaplar yazümıştır. Bu gibi faaliyetler, bu problemi cemıyete, dolayısiyle tertlere tanıtm» amacmdan" çok uzak olmakta, bilâkis bir eğlence, gülme veya korku doğurmaktaa başka bir ise yaramamaktadır. Bu gibi faaliyetlerle yaratılan bir akıl hastası zararîı, kötü ruhlu, veya mantık ve histen uzak bir insan şeklindedır. Lısanımızda, delı, sapık, çatlak, kontak, oynak, manyak, sinirli olarak isımlendirilen bu kimseler bir akıl hastası olup, kalbınden, ciğerınden, midesin dsn hasta olan bir kimseden hıç de farklı değildirler. Ne var kı, bir akıl hastasında, hasta olan kısım akıl nvlekeleri olduğu için ortaya çıkan arazlar hissettnede ve davramşta bir sapma olarak gözükmektedir. Bu durum; bu tertlenn tefrik edılraesıne sebep olmuş ve hor görülmüşlerdir. Eskiden herhangi bir hastalık; ve hâlâ birçoklan tarafından, organın organik bir bozukluğu veya yaralanması sonucu ortaya çıkan durum olarak kabul edilmişti. Ve aklî melekelerın yerleştiği beyinde orgauik bir les yon tesbit edilmediği zaman bir akıl hastalığı, bir hastalık ola rak nazan itibare alınmamıştır. Bunlar ya ahlâksız veya câni olarak vasıflandırılmışlardır. Maalesef halen bu vasıflandırma meml«ketimizde devam etmek tedir. akat Freund ile baslayan psıkoanaliz, bize beyinde ve>a bedende herhangi organik bır bozukluk olmadan da akıl has talığı olabileMğıni göstermıştir. Böyle bir rahatsızlığın. bilâkis, bedenin herhangi bir yerınde organik bir lezıon doğurabileceii bugün ispatlanmış ve psikosomatik diye isimtendırdiğimiz bır ılira doğmuştur. Psikonaüz bı?e yalnız herkesin dikkatini çeken akıl hastalarını anlamaya yar dım etmemiş, işinde sebatsız, zekâsı yerinde olup da okuyamıyan bır çocuğun, d^vamlı geçimsizlik gösteren bir ailenin, çekin gen. veya atılgan bir kimsenın de ruhen rahatsız olduklarını an lamaraızı mümün kümıştır. Biz bu anlamı benirasersek ve olaylan bu yönden analiz edersek ruhî hastahklann hakikaten çok yaygın olduğunu ve cemiyetin gelişmesi ile de daha çok arttığını görmekteyiz. Birçoklanmız, akıl hastahklarının sebepl»rini. bunlann neden böyle davrandıklarına veya hissettiklerine akıl erdiremıyoruz. Fakat bir an için, geçen hayatımızı düsünürsek, meselâ sevdiği rr.iz bir kimseden mahrum olduğumuz zaman hissettiklerimızı, ufak bir meseleden kavga çıkardıgımızı hatırlarsak herkesin hayatının bir devrçsinde, ruhî bir problemle karşılaştığını sdyli yebiliriz. Yalnız, ne var ki. bu durum kısa sürmüstür ve bircok defalar tekerrür etmemiştir ls te. herhangi bir şahısta kısa hır zaman için devam eden olay, bir baskasında uzarsa veya aynı durum müteaddit defalar tekrar'.anırsa ruhî bir bozukluğun raev cudiyetine kanaat getiririz. r • 44 yıl sonra... 30 Agustos 1922'den bu yana tam 44 yıl geçmiş. Altı yıl sonra yarım yüzyılı dolduracağız. Ama bu gıdisi sürdürürsek, altı yıl sonra kalkınmak söyle dursun, iyimserliğe açılan bir manzaramız olmıyacak. Alfabesiz, sağlıksıı, yoksul halkımızla, az gelismişliğin kısır döngüsü içinde çırpınacağız. Dünyanın öteki ülkeleri daha hızlı kalkındıkları için biz daha da geri kalacağız. Oysa yarım yüzyıl koskoca bir tarihtir. Bir milletin kalkınması, yücelmesı, uygarlığın en üst düzerinde yetismesi için yeter de artar. Eğer bir devlet Kurtulus Savaşının bitiminden 44 yıl sonra fakir ve geri ise, bnnnn tek anlamı vardır : Demek ki o millet kurtnlusunu gerçekleştirememiştir. Türkiye bugün geridir. Türkiye bugün yoksuldnr, Türkiye bugün bir yabancı devletin himayesindedir. Toksnl halkımızın eanını hiçe sayacak kasıtlı ihmaller lçindeyiz. Dogn illerindeki depremde bnnlardan biri daha ortaya çıkmıştır. Anlaşılmıştır ki tmar ve tskin Bakanlıgı Jeoloji Knmlu. Varto ve Hınısta taradıklan 113 köyden 77'sinin başka yere taşınması gerektiğini bundan beş ay önce yetkililere bildirmislerdir. Ama bn memleketin imtiyazlı ve sornmlu kişileri, vatandasın hayatma evlerinin salonlarım süsleyen fino köpegi kadar önem vermediklerinden, nmnrsamazlık dalgalarındaki yaşayışlarına devam etmişlerdir. Ve aylarea sonra patlıyan depremle binlerce yoksnl vatandaş ölmüştür. On binlerce kişi eri değerli yakınlarını kaybetmişlerdir. Ana, baba, amca, kardeş, evlât, yeğen acısı oturmustnr yüreklerine... Odsnz, oeaksız, evsiz, barksız ortada kalmıslardır. Japonyadan Varto Te Hınıs'a gelen Japon gazeteciler : Bizler böyle bir manzaravla ilk defa karşılaşıyornz. Eger evler depreme dayamklı biçimde yapılsa ean kaybı bn kadar olmazdı... demislerdir. Gerçekten de depremi hesaba katacak biçimde inşa edilmiş en basit yapıların ayakta kaldıklan görülmüştür. Bngün iki ntaneın makası içindeyiz : Birincisi. dış dünyaya kansı dnrnmnn ntaneıdır. Güdüm altında bir toplnm derekesine düşmek ntaneıdır. Millî varlıgı, blr yabancı devletin teminatında gSrmek ntaneıdır. tkincisi, iç dünyamızın ntaneıdır. Büyük ZaferHe kazanılanları komisyon karşılıtında yabancı kapitalistlere satan kompradorlann ntaneıdır, Millî Knrtnlns Savasını 44 yıl önce kazanmış bir milletiz biz. Ama bntfln Dognda ihmal yüzünden binlerce kişi ölüyor ve on binlerce kîsi sefil olnyor. Resmî rakamlara g5re her yıl bakımsızlıktan 277.000 yoksnl hasta can veriyor. 1965 yılı içinde kalb ve damar hastalıkianndan öien S1.706 kisiden valnız 13.692'si hastanelerde yatak bnlabilmistir. tste bövle bir ülkede en nfak bir rahafsızlık icin Avrnpava tedaviye eiden insanlar da yaşamaktadır. Komprador annlıd ve eevresindeki nsaklan, Türk milletine karsı ihanetin refahında iktidarlarını sürdürmektedirler. Bn iktidan sürdnrznek için de 30 Ainstos'ta başlıyan taarrnzla denize döktügümüz cepheyle işblrligi halindedirler. Kompradorlar çıkarlannı yabancı kapltalistlerin eıkarlanna ba^iamıslardır. 44 yıl sonra bngün ortaya çıkan acı rerçek bndnr. Atatürk'ün ölümünden baslıyarak genişliyen ihanet çemberi, Türkiyenin knrtnlnsunn gerçeklestirmek istiyenleri bir kenara ltmiştir. Satılmışlar, satılmışlıgın gerekresini Rnsyaya karsı korknnnn evhamına bağlamışlardır. Bir milletin varlıgı, korkn, vehim, ve düşmanlık üstüne dayanamaz. «Amerika olmarsa Sovyetler bizi vutar» diye ortaya çıkanlar ve bn vehmin karanlıginda vatanı satanlar yalan söylüyorlar. Hür ve bağımsız vaşamak istryen bir milleti kimse botamaz. Vietnam'da, Cezayir'de ve nice kurtulus «avasında ispat edilen budnr. Rusvadan kat kat çüclü bir Amerika karşısmda Vietnamlı bn gercegi ispat etmistir . ki. biz o gerceei 44 yıl önce Atatürk'ün Sneülütünde İspat etmiştik. Kendi tarihinin aydmlık gerceklerine sırt çeviren milletlerin cözüntüye ve çöküntüye kaymasma şasılmaz. Bugün Türkive güdüm altındadır ve çagımızın medeniyetinden çittikçe nzak düşen bir çözülmüslük içindedir. Milliyetçilik dnygnları nasırlaşmıştır. Bir yabancı devletle içli dışlı ve kncak kucağa bir yaşayış tabiî sayılmaktadır. Mademki Amerikanın güdümünü 44 yıl sonra tabiî sayacaktık. şn halde 36 Afustos'a ne lüznm vardı? Mademki Amerikanın züdümünfi tabiî sayacaktık, 1919*nn Sıvas Kongresinde Amerikanın güdümüna gvmere karar verir, tam üç yıl nice sehit pahaaura, y.4rutülmü« MilH Kmrruloş Savaşından başlangıçta vazgeçerdlk. Soramlnynı... Varto'da, Hınıs'ta ölen taze çocnklardan sornmInyuz. 30 Afnstos Meydan Mnharebesinde ölen şehitler karşısmda sornmluyuz. Atatürk'ün karşısmda sornmluynz. Kompradorluk yönetiml yüzünden alıp yürüyen her seyden. setaletten, adaletsizlikten, daha yasarken degerlerini gömdügümüz yoksnl insanlanmızın tümünden sornmlnynz. 44 yıl bu ! Dile kolay... Neredeyse yanm yüzyıl.. Ve yarım yüzyıl sonra Doğu Anadolnya nâhak yere gömdügümüz binlerce insan... Talnız bn manzara, Knrtnluş Savaşının bitmedigini ispatlamaga yeterlidir. S Tarih Öğretmeni ki cepheleri dnşürfildü. Tam kırk dört yıl önce bngün Dnmlnpınar'da yapılan Başkomntanlık Meydan Mnharebeslyle, bütün diişman knvvetleri imha ve esir edildi. tki gSn sonra Başkomutanlık ve Batı Cephesi Karargâhlan Uşak'a girdi ve Tnnan komntsnlan esir alındı. Trikopis ve Diyenis de bnnlar arasmdaydı. Türk askerinin, Tanan ordosnnnn kalb ve vicdanında yarattığı korkn çok büynktü. Hattâ, Tnnan vicdan ve kafasında dogan bn korkn kâbnsn, beyinleri sulanmış Bağlaşık devletlere de aşılanmıştı. Adalardaki Tnnanlılar, Türkler geliyor diye kaçıyordn. Halbnki bnnlar, aradaki denizi bile göremiyecek kadar gersemlemişlerdi. Şahlanan millî irade, Mnstafa Kemal, tsmet ve Fevzi Pasaian 9 Eylülde Izmir'e nlaştırdı. Tflrk Ordnsn, iki gün sonra Bnrsa'ya girdi ve Bogazlara dogra yöneldi. Karsısında mert ve cesur bir dflşman bnlaznıyan ve Akdeniz'e kadar tlerleyen Tfirk Ordnsn ve knrtann Mnstafa Kemal, tzmir'e girdi|i gün, bakışlannı Atina'nın bnlntln semasına ve kızıl nfknna dikti. Kükreyen rnhnna elektrik vererek atlamak, deryalan yarıp geçmek ihtiyaciyle çırpmdı. Ne yazık ki, sahillerimize çarpan ve ıflngfilerimizin parlak akisleriyle dalgalanan Akdenis, bn bfiyük azim karşısmda yol vermedi, acı acı inledi. Ama ihtirasçı devletlerin Asya imparatorlngn knrma hastalığı, onnn köpfikleri içinde boğnldn. A • ••ı »•• • •• ••• • •Pl •••I ••• « • • I •••• •••> • ••• >ı Zaferin getirdiklerı Türk düşmanı olan Loyd Corc. asker toplamakla mesgnldü. Olaganüstü Fransa Komiseri General Pelle tstanbal'dan tzmir'e gelerek Mnstafa Kemal ile görüstü. 23 Eylülde, Bağlaşık Devletler Dışislerl Bakanlanmn imzasiyle, bir konferans teklif notası geldi. Mnstafa Kemal, Dogn Trakya'nın teslimi şartiyle Mudanya Konferansına kstılmayı kabnl etti, Başkomntanlık adına, tsmet Paşa'yı sonsna bir yetkiyle bn iş için görevlendirdi ve Mudanya Konferansı, 4 Eylülde Türk delegesinin başkanltgında açıldı. General Harrington tngiltere, Şarpi Fransa. Monbelli ttalya delegeleriydi. Fakat ordnmnz, Türk tezinin kabnl edilmemesi üzerine yeniden saldınya basladı. tşin şaka olmadıgını gören devlet delegeleri tezimizi kabnl etmek lorunda kaldılar. aglaşık Devletler, millî rnhun hiçbir etken karşısmda ölmezliğini bir daha hatırlatan ve Türk istegini kabnl ettiren Mondros Silâh Bırakışmasında, yasantısız hayaller pesinden koşarak, Lozan'da blr konferans toplanmasını kararlaştırdılar ve Türkiye Büyük Millet Medisi ile tstanbnl Hükumetinl de davet ettiler. Tıpkı, okyannslarda yönünü yitiren pnsnlasız kaptanlar gibi, çıkar bir yol anyorlardı. Olaylan zamanında ve yerinde izlemesini bilen Mnstafa Kemal, bnnnn üzerine Meclis'e, asırlann köhneleştirditi saltanatın kaldınlmasım teklif etti ve bn teklif. 1 Kasım 1922 de kabnl edildi. Kisiligini bilen aydın bir toplnm içil> bnnnn aniamı iıahın dışındadır. Siyasi, iktisadi ve askerî yeterlikten yoksnn kişilerin ySnettigi bir toplnm yerine, 6zünü yönetmesin) bilen yeni bir rnillet ve devlet knmlmnştn. Türk deieresi tsmet Pasa ve Rıza Nnr Bey, tngiltere delegesi Marki Gürzon, Amerika adına M. Çaylt, Fransa adına M. Barer ve M. Bemper, Tnnanistan adına Venizelos ve Italya. Japonya, Romanya, Tngoslavya delegelerinin katıldıklan Lozan Konferansının ilk kampı 21 Kasım 1922 de TJsi Satosnnda acıldı, fakat hicbir sonne alınamadan 4 Şnbat 1923 te dagıldı. Konferansa. Boiazlarla iliskileri bnlnnması yüzünden Rosva ve Bnlearistan devletleri de katıldılar. Amerika, Türkiye'nin basarısmdan sonra. görttnüste Mondros Silâh Bırakısması maddelerine hürmetle, Avrnpa sonınlanna kansmıvacaihna deginerek konferansa direkt olarak katılmadı. Halbnki o, Birinci Dünvs Savasında Ba£lasık Devletlerle bir olarak savasa «irmisti. Ermenistan nmrlariyle ilgilendiSi halde, niçin Türkiye gibi Doîn VP Batı arasında tarihî bir milletle meskun olan ön Asya'nın eeleceîivle ilçilenmek istemiyordn? Çünkü, çelik Türk iradesi karsısında esitiik özüne de^inerek konnşmaktan çekinmistl. Fakat o, Iradenin nasıi ve ne yapıtta konnsacaSını eörme ilginçliSivle bir tanık olarak konferansa ttatılmaktan da kendini aiıkoyamadi. Konferansın ilsrinç baska bir noktası da. Birinci Dünya Savası'nda flstün olan Batlasık Pevletler delegelerinin ilk önce mnraffer Türk deleeelerivle esit hnknk ve sartlar altında konnsahileceginin ön madde olarak kabnl ediimesidir. Bn snretle. ealiolfrin kaf?^ma percinlenmis olan köhne düsiiniisü ^önce Türkiye Lozan'da vere caldı. 23 N'isan 1123 te yen'den toplanan Lozan Konferansmda Tfirk tezi kavıtsız sartsız kabnl edildi ve Türk miilpti «ivasi, iktiiadi ve askerî eçemenri <vle kncaklastı. •ir «tanbnl ve Çanakkaie Bogazları civannda bn B Türk devletiyle düsmanlıgın çıkmaz bir yol olduğnnn anlarken, diger taraftan nâmert bir n olanlar üzerine Fransa ve ttalya, yeni t • •• • >• • •• ••• ••• F B "• " •Kutsalsaldırı nadola'non serin yaylalarında dogmuş olan hisar hattma çekilraiş olan Tunan kuvvetleri fizerine saldırmak. Bunun için de üç ana eleman gerekliydi; Milletin dogrudan doğrnya kendisl ve onn temsil eden Meclisin millî özlemi benim•emesi ve bnnu gerektiren nedenlerin tatbikte gösterecegi azim ve dayanıklık, milletin silâhlanmıa evlâtlanndan lbaret olan ve dfişman karşınnda mncize yaratan ordumuz. Mnstafa Kemal'In gfin geçtikçe nnr gibi parlayan olafanüstü varlıfı, Türk milleti ve taribi için ölmezliğe dikili dnracak olan bir zafer anıtı gibi vatanın nfnklarında yükselirken, dar çörüşlü, hasig emelli eahil birkaç politikacı, Mecliste zıt bir kutnp yaratarak, «Nereye gidiyoruz? Koskoca bir millet, belirli olmayan zalim hedeflere serseriyane »ürüklenir mi?» diyorlardı. tste böyle bir hava leinde Meclisten Başkomntanlık vetkisini alan Mastafa Kemal, 8z kuvvetlerini, düsmanın Afyonkarahisar civannda bnlnnan sag kol kampı gtineyine ve Akarçayta Dnmlnpınar'a kadar olan yerde toplamak istedi. Çünkü düşraanın en hassas ve önemli bölçesi bnrasıydı. nstafa Kemal, Konya'ya Relmis olan General Tavsend'in özlemi üzerine, kendisiyle göraşmek İçin Ankara'dan bareketle 33 Temmnz 1923 aksamı Batı Cenhesi Karargâhının bnInndnğn Akşehir'e geldi, Genel Kurmay Baskanı Fevzi Pasa ve Batı Cephesi Komntanı tsmet Paşa'larla görfistü. 28 Temmnz 1922 de. bir fntbol yarışmasını izlemek bahanesiyle ordn ve bazı kolordn komutanlarını Akşehir'e çnşırdı, dört gün sonra da, Millî Savnnma Bakanı Kâzım Karabekir geldi. tsmet Pasa, 6 AJustos 1922 de ordnya gizli olarak saldınya hazırlık emrini verdi, arkadan Mnstafa Kemal Ankara'ya döndü. Karargâha ikinei gelişini biitün Ankzra'dan eizledi. Hattâ gazeteler, onnn Çankaya'da çay ziyafeti rerdiğini bildirecekti. Bir şreee otomobille Tnz Çölü üzerinden Konva'ya ve oradan da 20 Ağnstos'ta Batı Cephesi Kararrâhının hulundujn Akşehir'e geldi. 26 Ağustos sababi düsmana saldırı için Cephe Komntanına emir verdi. Karargâh, 24 Agnstosta Aksehir*den, saldırı cephesi gerisindeki Şohnt kasabasına. oradan da Kocatepe'nin çüneybatısında bulunan Cadırlı'ya tasındı. saldın, Kocatepe'den 26 A&nstos 1922 sabahı saat 5.30 da topçn ates'vle basladı. tki cünde Tunanlıların Afyonkarahisar'ıa güneyi \e doğusunda A milU iradenin destekledigi Tfirk Ordnsnnnn kesin karan, Eskişehir Kütahya Afyonkara M Hastahklann çeşitlerı kıl hastalıkları hafıf d»receden ağır dereceye kadar sekıller gösterirler. Bız bu tasnifi yaparken Psikolojik savnnma mekanizması dediğimiz, ortaya çıkan reaksiyon v« semptomları gözönüne almaktayız. KRİTİK OLMATAN E MOSTONEL HASTALIKLAR : Zaman zaman herkeg gerek kendisi ve gerekse çevresi ile bazı anlasamamazlığa düşer. Uykusu kaçar, sinirlenir, zayıflar, hislerini ya ifade edebilir veya ede mez, hnznrn kaçar, hiç bir seyden zevk alamaz olnr, hayat, zaman zaman mânasızlaşır, içki kullanıyorsa bir artma, ilâca diis künlük, fazla para harcama veya tntnmlnlnk gibi degişik şekiller gösterirler. Bazen ufak dertcede bedenî şikâyetler ortaya çıkar. Çevresi ile pek aniaşamaz. kalabalıktan sıkıntı duyar. tşinde ilerleme dnrmustnr, Evli ise ailesi ile pek alâkadar değildir. tşte bu gibi dnrnmlara biz kritik olmayan emosyonel boznk • luk diyoruz. Fakat bn gibi durnmlann üzerinde haısasiyetle A • Innan Baglasıklann son kalıntısı 2 Ekim 1923 te. acı gözvasları arasında Türk bavra£ı ve ordnsnnn selâmlıyarak tstanbnl snlarından nzaklastı. Böylece yoksnnlnk, sefalet. isyan. ihanet. diişman istilâsı ve nihayet Tnnan harbarlıfcı eibi sonınlar içinde söklere varan büyük bir istiklâl anıtı knrnldn ve yeni Türk Devleti'tıin temelleri bn anıt üzerine otnrtnldn. tste biz bneün. bn filmez yasantı içinde gnrorlu, sevinçli ve mntlnynz. Andr* Louis: EkonomiV Tarih 1938. iii: İstanbu! Teknik Üniversitesi Rektörüiğünden: 1) İstanbul Teknik Üniversitesi ve Teknik Okuluna oğrenci adayı j'azılma kılavuzu ve dilekçeli kayıt ftşleri, adaylara ücretsiz olarak da§ıtılmak üzere, Millî Eğitim ve Lise Müdürlüklerine yeteri kadar gönderilmiştir. Ücretsiz olan bu belgeler Üniversitemiz Merkez Binasındaki Taskışla kayıt bürosundan da temin edilebilir. 2) Bütünlemeye kalan li&e son smıf öğrencileri de sıralama imtihanına girmek üzere aday kayıtlarinı yaptırabilirler. (Basın 19517/10096) Ac( Bir Olüm Nadide Tansel'in vefakâr es', Mehmet Tansel, Semiha Kartal. Neriman Cebe'nin babaları. Ferlha Tansel, Fazıl Kaılal. Orhan .Cebc'nin kayınpederleri, Rıdvan, Tunç, Gökhan. Yaman. Çiğdem, Haluk'un sevgîli dedeîeri, Cemal Hurlye ve Zehra'mn enîştelerl sehrimiz tüccarlarından dnrnlmalıdır. Şayet kısa bir zamanda şahıs eski durumuna gelmezse hiç çekirmeden ve fazla gecikmeden yardım araraalıdır. Günlük üzüntüleri küçümsememek lâzımdır. Bunlann üzerinde dnrarak çözüm yoluna gitmeli • yiz. Bn tip reaksiyon gösteren lerin rnhî yapısında bariz bir bo zaklnk yoktur. Talnız Egoda bir «ayıflama vardır ki bn da ya içten gelen arrnlann veya dıştan gelen etkilerin tesirl ile olmaktadır. KARAKTER BOZUKLÜKLARI: Bız buna davranış bozukluğu da diyoruz. Bu tip kimseler de akıl hastası olarak kabul edilmelidir. Bu şahıslann ge rek kendilerine ve gerekse oe • miyete zararlı tesirleri vardır. Bu tip hastaların nıhî mekanizmaları, g>erek ailenin ve gerekse cemiyetin tesiri ile bozulmuş ve bır şahsiyet (karakter) olarak yerleşmiştir. Bunlar cemiyetin ku rallarına ehemmiyet vermezler: Evvelâ kendi menfaatlerini gözönüne alıp ona göre davranır ve başkalarına karşı saygı göstermez ler. Zekâları yerinde, sosyoekonomik bir problemleri olmadığı halde, hırsızhk yaparlar, yalan söylerler veya okula karsı bir alâka duymazlar. tlerlemiş durumda olanlar er veya geç çevne ile çatışmaya girmiştir. Alkol ve ilâca düşkünlük ufak yaşta ortaya çıkar. Cinsi sapmalar daima vardır. Bu hastalar, umumıyetle dav ranıslarına ve onun doğurduğu neticelere karşı bir sorumluluk duymazlar. Bu davranışlar uzun süreli olursa bilhassa polis ile çatışmaya da düşmüş ise psikopat diye isimlendirilmektedır. Güslük gazetelerde her gün bu kiraselerin olaylannı görm^kte yız. Cemiyet bunları bir ruh has tası olarak kabul etmemektedır. Fakat psikiatrık analiz bize bu şahısların böyle olmasında evvelâ ailenin v« sonra cemiyetin sorumlu olduğunu göstermiştir. Bu sebepten bunları cinsî sapık, canavar, cânı ruhlu kimseler diye vasıflandırmak hatadır. Bunları hasta olarak kabul etmek ve o yönden yardım etm»ye çahşılmaİıdır PStKOSOMATlK HASTALIKLAR: Bu gnrup hastahklann iyi anlaşılması lâzımdır. ilu tip rahatsızlıklar, umumıyetle, herhangi bir heyecan sonucu beden (soma) de bazı arazların ortaya çıkmasıdır. tmtihandan evvel görülen mide, barsak bozuklukları, bir can sıltıoı olaydan sonra ortaya çıkan has sŞnları, malî sıkıntılardan sonra görülen cilt kaşıntı ve döküntüleri bu tip rahatsızlıklara birer misaldir. U znn süren rnhî etkiler sonucu mide ülseri, asthma ve kalb rahatsızlıkları, bazen karsımıza organdaki hakikî bir bozuklukla çı karlar. Ve umnmiyetle tıbbî tedavi yalnız basına bir başan s a | lıyamaz. O zaman ruhî tedavi ile tıbbî tedaviyi beraber yürütmek elzemdir. Bn tip hastaları hipokondriak hastalardan ayırmak lâ zımdır. Zira, hipokondriak ken disinin organik bir rahatsızhğa düçar oldnfnna inanmıstır. Fakat ashnda hiç bir ortanik bozuklugn yoktnr. Psıkosomatık rahatsızlıklar, hıs si olaylann, b^deni arazlarla (somatık) ortaya çıkan sembolık bir ifadesidir. PStKONOROSlS: Akıl hastahklarının en genış gurubudur. Bu hastalığı gösterenlere norotık (sınirlı) diyoruz. Bunlar henüz realite ile alâkalannı kesmis değillerdir. Çevrelerınde ne olup bittiğıni bilirler. Fakat realiteyı kusurlu ve yanlış gorurler. Daha doğrusu, Nörotik realiteyi oldnfn gibi değil de arzu ettigi gibi görür. Bu da umumıyetle, sıkıntılı veya korkulu bır şekildedir. Bu durum hastada devamlı bir sıkıntı ve gergınlik doğurur. Şahıs bunu, gayet kuv vetlı emniyetsizlik ve fcehlike hıs leri olarak hisseder ve bundan kurtulmak için dayanılmaz bir arzu ile bazı belirli davranışları tekrarlar. Bu davranışlar normal den çok aşırı şekildedir. Hasta lar devamlı bir korku içindedirler; herhangi bir şeyi defalarca uzun, uzun düşünürler. Bedbin • likleri uzun süre devsm «der. Bazen çok hırçın, kızgın, şüpheci ve geçimsizdirler. Kolay ko lay ikna ve teskin olmazlar. Bır dedikterini, yaptıklannı defalar ca tekrarlarlar: Meselâ kapıları. havagazını kontrol ederler. Kaza olur diye bir vasıtaya binemez, vüksek y»re çıkmak, aşağı bakmak korku yaratır. Buna benzer ahskanlıklar teessüs edince, şahıs zamanının mühim bir kısrnını bu islere ayırır, iş kapasitesı düşer, hayattan »evk alamaz o lur. PSIKOTIK HASTALIK LAR: Akıl hastalarının en ciddî vak'alarıdır. Zira bn hastaların büyük bir kısmı, çevreleri ile bağdaşamaı bir durnma düşmüslerdir: Normal bir insanın gece gördügü kâbus, korkulu bir rüya, psikotik bir hastanın gündüz yaşadığı bir âlemdir. Normalin bir an için kurdugu hayal, psi kotik'in realitesidir. Bazıları bü yük bir sıkıntı, emniyetsizlik ve korkn, diferleri bir konfusion Içindedirler. Bir kısmı ise bayatlârından son derece memnun ve bahtiyardır. Kendilerinin rahatsız edilmelerini asla isteraezler. Biz. bir hastanın davranış, düşünüs ve hissediş durumlannı gözönüne alarak psikoz teşhisine varıyoruz. Umnmiyetle psikoz larda ya yukandakı üç unsurun hepsinde veya herhangi birinde tam veya kısmi bozukluk bulun maktadır. Bu bozukluklar hastanın realite ile olan münasebetini tamamcn veya kısmen bozmakta dır. Tedikleri yemeklerden, arkalannda veya yanlannda oturan lardan, en yakınlanndan, bir fenalık gelecek diye çekinirler ve korknya düşerler. Çok süpheci dirler. Toktan ithamlarda bulunurlar. Agır vak'alarda, şahsiyetlerinde afır degisiklikler olur. Bazıları kendilerini mühim kim seler zannederler; kendileri ile konusmaya, scs işitmeye baslar lar. Ani sebepsiz gülmeler ortaya çıkar. Bazılan düşünüs ve dav ranıs yönünden bir çoeuk durn muna inerler. Hastalık yavas gelişir ise de. hiç bir araz eöstermeden, âniden ortaya çıkabilir. Hastalık hemen tanınırsa. ! ukarıda beş gurup içinde gor düğumüz akıl hastalıklar.na biz fonksiyonel bozukluklar diyoruz. Akıl merkezı olan be yınde. bedende, hormon sıste mınde belirli herhangi bır orga nik bozukluk, bugüne kadar, tes bit edilmemiştir. Bozukluk beyın melekelerinin fonksiyonlannda dır kı bunlarda emosyon»! olay lara bağlı olarak ortaya çıkmak • tadır Akıl sağlığı yalnız şahsa mahsus bır özellik değildir. Dururo kendısıne tesır ettifı kadar, çev resindekilere de tesır etmekte dır. tlk tesir tabiidir ki en ya kınlanna, ailelerıne olanlardır. Şurası muhakkaktır ki, cemiyeti teşkil eden her fert, hasta olsun veya olmasın bir gün kendilerini bu durumla karsı karşıya bulacaktır. Şayet fertler. bu ra hatsızlık hakkında kâfi dere cede doğru malumata sahip olurlarsa kendilerind» veya vakınla • rında olan hastahgı hemen tanıyarak çözum voluna gidılmesini sağlayabilirler. Y! YARIN Akıl Hastalıklannın Sebepleri ve Tedavisi ••.«••••••••»•••••••••a YILIN 2«ÇEKİLİŞİNDE Apartman dairesive iki > •< 500.000 Elektronik Eğitim Araçları ve Audio visual ciha2İarı imalâtçısı GLARKE and SMİTH MFG. Go. Ltd. (VValîinglon, Surrey England) firm.sı bu cihazlarm memleketimizde ve Yakm Şarkta imalâtı için temaslar yapmak istemektedir. Firmanm satış direktörü ara ikramiııeleri SON PARA YATIRMA TARİHİ 7 Eylül Lira tutarında CAFER TANSEL 29 Ağustos 1966 günü Hakkın rahmetıne kavvışmuştur. Merhumun cenazesi 30 Aâustos 966 salı günü öğle namazını müteakip Sısü Camiinden kaldınlarak Zincirlıkuyu aile kabristanm» defnedılecektlr. AİLF.St Cumhuriyet 10120 H. T. GREENFİELD Izmir Entemasyonal Fuarı, tngiliz Pavycnunda teşhir edilmekte olan bu cihazlarm memleketimizde imalât imkânlarını görüşmek üzere 6 8 Eylül tarihlerinde İzmir'de olacaktır. Bu hususta kendisiyle görüşmek isteyenlerin yazı ile veya şahsen DENİZCİLİK BANKASI T.A.O. DAN Bankamız ihtiyacı olarak dış piyasadan OTOMAT ÇELİĞİ M .m alınacaktır. En geç teklif verme müddeti 22.9.1966 tarihin* kadardur. Şartnamesi MALZEME MÜDÜRLÜĞÜ veznesinden temin edilebilir. Dosya No: 966/3053 4 H. T. GREENFİELD İstiklâl Cad. 509 Beyoğlu İSTANBUL T, 7iva Kırbakan Derl, 8»ç n ZOhMVI RMtalıklan MOtchaMin IrtlkJU Cad PurzukıuDi Noı M ttt< U 11 lt O O R t O K İngiliz Pavyonu Müdürlüğü İzmir Entemasyonal Fuarı 1ZMİR »dreslerine müracaatlan rica O I H T H TÜRK TiCARET BANKASI Reklâmcüık (3358) 10124 (Baaıa 19426) 1A1M İlâncılık: 5423 101M
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear