Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFEİKİ 23 Ağustos 1966 CUMHURÎYET TÜRKİYENİN GEIİŞME HIZI Prof. M. Orhan DiKMEN ürkijenln son onbes tena zarfında tağladığı gelişme hııı, pek çok kimıeler tarafından kueümsenmiş ve Birinci Bej Yıllık Plân devresl lçinde bu bakundan elde edilen neticeler de şimdıye kadar hep kotumser bir şekilde tefslr edilmiştir. Dergi ve gazetelerde bn mevzuda çıkan yazüann hemen tamammda, Turkiyenin gelişme hızınm yetersizliği uzerinde durulmustur. Hususile, 1954 de, gayri safi mılII hâsılanın sadece °» 4.3 artması, huyuk bir telâş havası estirilmesıne vesile sayılraıştır. Acaba, Turkiyenin son senelerdekl gelişme hızı ferçekten yetersiz midir? Yoksa 1960 ve 1961 siyasî buhran yıllan ile 1954 ve 1964 kotıi mahsul yıllan bir tarafa bırakılacak olnrsa, umumî bir şekild» tetmin edlci sayılabilir mi? er şeydea önee junu artık kesinlikle kabul etmek lâzımdır ki, Turkiye az gelişmiş bir filke değildir. Gelişme safhalaruıın kalitatii vasıflan ile de, kantitatıf olçuleri ile de, Turkiye, gelişmektc oUn. yahut gelişme halindeki ulkeler sımfına girmektedir. Turkiyeyi, Asya ve Afrikanuı bağımsızlıklarına yeni kavuşmuş, yerli idarecl ve muteşebbis kadrolanndan hemen tamamen mahnım, yerll kapital te(ekkulü hiç mesabesinde bulunan, ekonomileri hemen tamamen yabancılar tarafından gudulen, ve fert başına gelirin eok duşuk olduğu eskl somurgelerle mukayese etmeğe bnkân yoktur. Sozü geçen ulkelerde, fert başına gelir, 10* dolârdan azdır, banlannda bu gellr 50 ve hattâ 40 dolârm altına duşmektedlr. Turklye lse, hnparmtorluk kurmuş, kendisine gdn idareci kadrosu bulunan, imtiyazlı yabancı şirketlerden kurtulmu» ve yerll muteşebbis smıfınm yavaş yavaş belirmege başladığı, millî gelirden tasarrufa aynlan hissenin •. U un üstune çıktığı, fert ba;ma gelirin de 209 dolân aştığı ulkedir. tktisadî Gellşmenin Safhalan isimli ve tarihî metodla hazırlanmış ilgl cekld bir eserin sahibi olan Prof. V . Rostov, Tıirklyenin, ekonomik gelişmenin V llk iki kademesini aştığı ve 1937 yıluıdan itibaren takeoff safhasma geçtiği kanaatindedir. Bostov'un geHşme safhalan gibl Turkiye hakkında \erdiği tarih de münakaşa edilebilir. Nltekim, fikrimize gore, Turkiyenin az gelişmlşlikten kurtulup, devamlı gelişme •afhasına geçmesi tarihini 1930 olarak tesbit ehnekte, belki de daha isabet vardır. Ancak. tarih ne olursa olsun, memleketimizin bugün takeoff safhasında olduğu Inkâr edilemez. SAPKA WİM\ 41 nci Yıldönümünde : Çaresi belli ve açık! Gazetecılığın sajladıfı birtakım Imtiyazlar vardır. Otobüs, vapur bedavadır, tren bedavaya yakındır, vapnr yuzde ellı tenzılâtlıdır. Bir gazetenın kdşesinde yazan kisi : Nedır o Beledıyenm rezaletı? Aynalıçesmede Fırdondü Paşa Sokağına insan gıremıyor. Yazın toz. kışın çamur dervası. Beledıye Baskanının voln bn sokaŞa düsmüvor anlasılan. ö v l e ya, Başkan Bevefendı asfaltta ozel arabalariyle dolaşırlar . dıye hücoma geçti mı, Beledıvenın kıt butçesınden Fırdondü Pasa Sokağına da bır miktar avırmak akıllıca bır taktık sayılır. Yazıyı dbktfiren jrazeteci o sokakta oturduğuna göre, hem komsnların goznnde itiban artar, taem de gıcır çıcır asfalta kavusnıus olur. Bunun gibi, içinde yasadığımız toplumun bır sürü ımtıvazlı kiçlsini bır düsfinelim: Genel mudnnınden. müstesarından, mılletvekilinden, senatörüne kadar: siyasi parti kodamanından ıktıdar partisi ileri çelenine ve de siyasi partilere yatırım yapan ıs adamına kadar Adam jüz tane oto ıthal etse. ıkt'dar partısme gidıp : Seçimlerde sızı paravla desteklerim: bızim otoları da Ulastırma Bakanlıgı satın alnerse dıve pazarlıia otursa, kı\amet mı kopar? Ben ithalât ve ibracat vaparım, öteki komisvonculuk yapar beriki bankerlik, bır başkası önemli bir sirketın müdiirü. Milvon larla milyarlarla oynıyan ve iktisadi taayata etki yapmak dnrnmunda bulunanlar, bnnların cemivetleri, odalan. birlikleri, örçütleri tstanbnl. tzmır, Ankara, Adana. Bnrsa gibi kentlerde mekığini doknyan bir hayat. Ve seçimlerde siyasi partilenn kasasına giren mitvonlsr.. Bn milyonlar iki biçimde elde ediliyor : Devlet Hazinesınden kanun geregince sıvasi partilere verilen mılvonlar ve »ivaıi partileri besliven isadamlannın seçim kazanmaları için kapitalist partilerine verdikleri milvonlar.. Böylece zeneinleri daha zençin. imtivazlılan daha imtijarlı eden hir düzen içinde vasayıp gidivoruz. Halk vönetimi gibi göru nen düzenımiz aslında halkın alevbinde bir gidisi sürdürmektedır Hani? Memleketin çofnnlntunu teşkil eden köylfl ve işçinin parlâmento içindeki yeri nerede? Tok öyle bir ver Fakir halk. devlet vönetimi içinde sesını ouvurmak imkânından voksundur, sivasi partiler içinde yoksnndur, basında voksundnr. hastanede yoksnndur. adlivede yoksnndnr. Hal bövle ıken bakıyoruz, Dofndakı zelzele içm yazanların çoğn acavip bir şikâyet içinde : Dofa illerine ilgi Rösterilmiyor .diye. Kim gösterecek o ilgiyi? Zelzele bölgefiinden gelen resimlere baktıkpa Insanm içi kan ağlıvor. O ne sefalet! Zelzeleden önce voksullnfun yıkıntısına n^ramı» insanlarımız. Yirminci vuzvılda ortaçag hayatını yasıvan v atandaslanmıza acımadan önce kend'mızden ntanmalmz. Ve razeteler : Şımdı de mezar ve ımam sıkıntısı ba^ladı diye yazıyorlar. Evet, oknl. is, vol, ısık ve su'dan »onra mezar ve imam »ıkıntısı da geldi Doğn'nıın başına. Bir imam bir gflnde 104 kişi jömmüş. Mezar. kefen, kazma. ekmek Istıvormns halk. Salgın tehlikesi belirmiş. Ve Demirel hemen avaküstü, bn manzara karsısmda bile konnşuyor : Istırapları dındırıp veni şehırler kuracağız.. Şn sözlere bakın siz ! Sankl alav tdiyoruz felikete njramıs halkımızla Yirminci yuzyılın ortasını aştık. 2000 yılına d o | r n gidiyornz. Bn ç a | . kalkınma ve medeniyet çajıdır. 32 milyonluk bir millet virmi vılda kalkınabilir. Bunun reçetesi açık v e kesindir. Ama bızler Batıda kompradoruvla, mebusuvla, gazetecisiyle, okumusu yazmısı ile va hey gidersek ve Dogn tüm karanlıfın içinde surhnurse tabiatın karsısında Sciz yasarız. Zelzele gelir götürür, sel gelir götUrür, salgın gelir göturflr. kıtlık gelir götürür» Ve sonra her bir felâket ardından : Hflkumetler Doğuva ilgi göstermiyor . diye nakarata bağ larız vaıımızı. Niçin göstermivor? Sebepler nelerdir? Bu dâva nasıl çSzümlenir? Bır millet nasıl kalkınır? Çaresıni göstermiyen sikâyetlerin, kurtuluş yollarını gSzönüne sermijen vakınmaların Tflrkivede artık beş paralık de|eri yoktnr. T H dar hâriç olmak uzere, ekonomik ve sosyal bakımlardan dengesiz bir gelişme içinde elde edUmişür. Bir U raftan enflâsyona, diğer taraftan da aşun ve çok ağır şartlı dış borçlanmalarla geleceğin yuk altında bırakılmasma dav anmıştır. Bbyle olmakla beraber, elde edilen neticeleri, sadece bn iki âmlle bağlamak da mumkün değildir. 1950 den 1959 a kadar olan on Mllık de\rede. sâbit fiatlar ile fert başına gelir. •. 40 ?ıbi azımsanmıj acak bir nısbette artmıştır Buna karşılık, 19621965 yılları arasında toplam gelişme nisbeti • ' 25 den ibarettir. • Bu nisbetler arasında bir mukayese yapmak, yazımı zın çerçevesi dışmda kalmaktadır. Ancak, Turkiyenin, 1950 lerln hatalanna duşmeksizin, bugunkunden daha yuksek bir gelişme hızı potansiyeline sahip olduğuna işaret etmek yerinde olur. on yıllaruı toplam gelişme nisbeti olan • 25, • ' yılda ortalama *ı 5.8 nisbetinde bir gelişme hızına tekâbul etmektedir. Bu yıllarda niıfus artışı • • ' 2 S ya ve dışanva çahşmaya ğiden işçileri de hesaba katacak olursak •'. 2.8 e duştüğüne gore, fert başına gelir artışı yılda ' ı 3 olmuş demektir. Acaba, toplam olarak "» 6 veya fert başına net olarak •. 3 nisbetindeki bir artış tatmin edici sayılabilır mi? Hiç şuphesiz, »o 7 ve hattâ mumkunse daha juksek bir gelişme hızının, nihaî maksada daha uygun olduğu soylenebilir. Bugunku gelişme ve medeniyet yanşuıda, kabil olduğu kadar yuksek bir gelişme hızına ulaşmak lâzımdır. Ancak, meselenin bir imkân ve bir de neticeyi değerlendirme tarafları vardır. tmkân meselesi aynca incelenmek gerektir. Değerlendirmeden kasdimiz Ise aşağıda kısaca arz edilmiştir. llk bakışta. yılda fert başına *o 3 bir gelir artışı çok duşuk gorulebilir. Bu tempo ile, bugun 220 dolâr civannda bulunan fert başma gelir, beş sene sonra, ancak 225 dolâr olacaktır. Bu durum, kotumser olmak için iek başına kâfi olarak mutalâa edilmekte ve dolayısile ortaya karamsar bir edebiyat çıkmaktadır. Halbuki. gelişme daha geniş bir zaman çerçevesi kinde ele alınacak olursa, bileşık >ânl mürekkep faiz şeklindeki artış dolayısiye. varılacak neticeler, gıttikçe daha farklı olacaktır. Şoyle ki, 220 dolârdan hareketle onuncu sene sonunda fert başına gelir 295 dolâra yukselecektir. Yirminci sene sonunda bu rakkam 400 dolâra, otuzuncu yıl sonunda 530 ve kırkıncı sene sonunda da 720 dolâra varacaktır. Bir milletin hayatında pek de uzun bir zaman savılamıyacak olan elli sene sonunda fert başma gelir 970 dolâr, yâni başlangıçtaki gelirin hemen hemen 4.4 katı olacaktır. Bir asır sonunda ise katsayı 19.36 olacağından, başlangıçtaki 220 dolâr yerine fert başına gellr 4250 dolân aşacaktır. u hesaplardan açıkça gorulmektedir kı. gelişme haının yüksekliği kadar ve hattâ belki de yuksekliğinden çok devamlı oluşu muhimdir. Şu halde, artış temposunun ilk bakışta nisbeten duşuk gorulmesi, derhal umitsizliğe kapılmak için kâfi sebep değildir. Devamlı olmak şartıjle, fert başma *o3, ya hut tpplam olarak '»6 nisbetindeki bir kalkınma ortalaması da gelışmeyi sağlavabilir. Ancak, gelişme hızının yukseltilmesi, gelişmeyl çabuklaştırmak itibarile, şuphesiz kl, arzuya ve bu hususta ciddî gayretler sarfına değer bir hedeftir. Yanlış bilinen birgün Ali Muhlis TÜMTÜRK • ••I • •«I • ••a • ••• :::: •««• •••• •••• •••• •••• •••• üjuk Ataturk un «Şapka Devrimi» dolayısıyle Kastamonu > a gelış gunu, Ataturk ve Devrım ler uzerıne yazılmış bütün yayınlarda yanlış olarak gosterilmıştır. Guvenılmesi gereken bılimsel nıtelıkli eserlerde bile bu yanlışlık gorulmekte ve genellıkle 24 ağustos tarıhı, Ataturk'un Kastamonu Gezısıne başlama günü olarak behrtılmektedır. Sultanlık ve halifelık kaldınldıktan sonra, Buyük Onder savesınde gerçekleştırdığımız de\rımler dızisırun ılk halkasına başlangıç olan bu önemli gunun, bun dan sonraki kuşaklar tarafından doğ ru bılinmesi gerekir. Anadolu Ajan sının ve Kastamonu Gazetelennın gezıyle ilgılı bildiri ve yayınları, Devrım Tarıhımızın şimdiye dek eleştırilmemiş bir noktasını aydınlatacak açıklıktadır. B «Sizi bana anlatanlar yalancı imiş'er» K\STAMONC HALKEVt BAŞKAN1 ya yollanır. Ataturk'un bovle tez icinizde imış gibi mutehassis olacave bırden karar vermesınm nedenı, ğım. Arkadaşlar, çok jerde büyuk mılletı temsıl eden bazı kunselerın, tezahurata şahıt oldum. Itiraf '•deKastamonu'yu mutaassıp ve geri bir yim ki, buradaki tezahüratın şidçevre olarak tanıtmalarındandır. deti samimlyetini, çok yuksek göl Kurtuluş Savaşı'nın başından beri dum. Buna hassaten teşekkur edeKastamonu halkının millî ozgürlük rim. Biliyorsunuz ki, samimiyetin dâvamızın gerçeklesmesi uğruna lisanı yoktur. Samimivet, kabili gosterdıkleri bağlılık ve kahraman ifade değildir. O, gozlerden, nâsiyelıkları, kuvvet vardımuu cephanelerden anlaşılabilir. Size nâsiyemi, nın cepheye gecikmeden, ulaştınlgozlerimi tevcih ediyorum. Bakınn, masmdaki üstun fedakârhklarıru bıgorunuz. Oradan anlıyacaksmız kl, len Ataturk (6), her nasılsa karukalbim çok şiddetli bir muhabbetle larından dondurulmek istenmışu. daraban etmektedir. Cumlenize derin bir muhabbetle veda ediyorum» (9). zız Atatürk'un de açıkça belırt tığı gibi, Kastamonu mutaassıp bır memleket değildir. Yenılıklerı sındıremıyeceği gerekçesıyle, •Sapka Devrimi» için bu çevrenın seçıldıği goruşü, hatalı ve hıssîdır îl adma gonderılen dâvet heyetınm israr ve rıcalan, gelışi üzerınde etkıh olmustur Ataturk'un Kastamonu'da ılân etmeyi duşunduğu bır devnm hareketınden kuşkulanan. kendı mutaassıp tutumlarımn guna hını çevreje vukleterek boyle bır yenıhk hareketını onlemek ıstıyen, milletin .gerçek havatına yabancı» dar goruşlu bır ıkı mılletvekıll?1 nın f temsılcısı bulundukları Kas tamonu'yu yerıcı sozlerı, her halde bu gezı>ı çabuklaştırmıştır iii; 23 Ağustos 1925 T urkiye, son onbeş yıldan berl, bazı gerüeme ve dalgalanmalara rağmen, azımsanmıyacak bir gelişme hareketi içindedir. Kotu bir mahsül yılı olan 1949 dan sonra, 1950 ve 1951 yıllan, mılli geliıde sâbit fiatlarla • 15.4 ve »olS.3 gibl rekor gelişme hızla• ruıın sağlandığı senelerdir. Bu gelişme, 1952 de • ı J ve 1953 de • ı 11.4 ile de\am etmiştir. Ancak, yine kotu bir mahsul yılı olan 1954 de mllli gellrde gerlleme kaydedilmig, daha sonraki yıllarda Ise enflâsvonist baskı ve kaynak kuruması yuzunden gelişme hın, evvelkl yıllaruı seviyesine çıkamamıştır. llk dort senenin, yâni 19501953 vıllarmın gellşme hızı aritmetik ortalaması ' ı l î e vardığı halde, ikind dort senenin, yâni 19551958 yıllannın geltşrae hın ortalaması *> 8 den ibaret kalmıştır. Vâkıa bn artışlar, donem başı bir dereceye ka B •••• • • • « • •a* «••• • ••« • ••• • ••« • ••M • ••• • ••• • ••« • ••• *•«• • ••• • ••• • ••• • ••* • • • « üyük Atatürk, Kastamonu Gezısme 23 ağustos 1341 (1925) paîar gunu ç.ktı Sabahın erken saatlerınde, vamndakılerle bırlıkte Ankaradan ayrılan Atatürk, a>nı gun akşamı, halkın coşkun scvgı gosterılerıyle Kastamonuda selâmlanmıştır. Anadolu Ajansının Ankara ve Çankırıya ılışkın 23 ağustos 1925 gunlu uç tel bıldiriM, bu devrım ve zıyaret gezısinuı ılk gununu şoyle anlatmaktadır: «Reisrcumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, bic heyeti murahhasa gondererek teşriflerinl istirham eden Kastamonu halkının dâvetıne icabetle, bu sabah saat altıda, şehr1 mezkura hareket buyurmuşlardır.. Reisicumhur Hazretleri. Kalecik'e uğradıktan sonra oğle yemeğini Can kında yiyecekler ve akşam ıberi Kastamonu'ya muvasalat buyuracaklardır.» «Sabahleyin otomobıl tle Çankayadan hareket buyuran Reisicumhur Hazretleri, şehrin mah recinde bir mufrezei askeriye tara fından selâmlanmıştır. •Reisicumhur Hazretleri. zevalde Çankm'va muvasalat etmişler ve kadın, erkek, çocuk butün halk tarafından şehre uzak mesafeden istikbal edilmisler dir.. B EN AZ TAKSIT EN UZUN VADE Atatürk '• Kastamonu'da * çaem Rıze MıHeUekıli Fn.it (Bulcai, Kutahya Mılletvekılı Nun (Conker), Cumhur Başkanlığj Genel Sekreterı Tevfık (Bıyıkhoğlu) Başyaver Rusuhı, Yâver Muzaffer, Muhafız Komutanı Ismail Hakkı ve özel Kalemden Lutfi'nin de katıldıklan devrımlerımızın bu ılk yurt gezısınde, Buyuk Kurtancılarma kavusmanm mutluluğunu Kastamonu'lular adına dıle getıren «Açıksoz» gazetesı, 24 günlu sayısını büyuk \e uzun başlıklarla yayınlar; • Kastamonumuzun Buvuk ve Halâskâr misafıri, Tiirk Milletl'nin Büvuk Müncisl Reisicumhurumuz Gazı Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, dun şehrımm teşrıf bu>urdular. Reisicumhur Hazretleri. dun sabah Ankaradan hareket ederek, oğleyin Çankın'ja gelmişler \e oğle vemefınl tenavül ettJMen sonra. Hgaz'daM İstikbal heyeti İle birlikte, dfin akşam şehrbnize muvasalat buyurmuş lardır. Paşa Hazretlerinl. yollarda butun koyluler alkışlamışlar ve buğ day başaklanndan armalar hedıve ermişlerdir. Muhterem misafirimız, dun gece halk tarafından, ikamet bu yıırduklan konak onunde yapılan eğlenceleri, halkın arasma girerek seyr ermiş, halkrn tezahbratından fevkalâde memnun ve mutehassis olmuşlardır» (1). Haftada bır yayın Jandığı ıçın. Ataturk'un gelişmden uç gun sonra çıkan. tl'm resmî organı «Kastamono» gazetesı de >Mu azzam ve mubeccel Reisicnmhurumuz Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, Kastamonumuzu teşrif buyurdnlar» başlığı i l e a y n ı duygulan yan »ıtır (2). O astamonu'yu yanlıj tanıyan ve tanıtanlara karşı, Büyük Ataturk'ün Daday'da verdıği karşılık, gerçekten üzerınde dıkkat ve ibretle durulacak nitehktedir: «Daday'a geldiğimden dolayı çok mem nun ve mutehassisim. Memnun olduğum cihet, doğrusunu Itiraf eyle mek lâzım gelirse, Daday'lılan bana ve benlm gibi sizi Rormeyenlere tanıttıranlann soyledikleri şeylerin ne kadar yalnış olduğuna anladığun içindir. Burası, âdeta cehil ve taassup içindedir, dediler, Bugun işte goruluyor. O parlak nâsiyenizde, gozlerinizde gorujor ve anlıyorum ki, sizi bana anlatanlar, çok bişuur ve yalancı imişler. Ben sızden aldığım ilhamla. bugun'onlara kalbimden nefret ediyorum. Benhn butun Kastamonu Vilâyetinde olduğu gibi, burada da gorduğüm hakikat budur, buyuk zıhniyetiniz ve di mağınız, nurla doludur. Yoksa, bugunku gorduğüm şeklin, bir gunde meydana çıkanlmasma imkân voktur. Arkadaşlar. sizi bize boyle tanıttıran, sizi temsil edenlerden bazılandır. O kadar ki; onlar, sizin hayatı hakikiyenize bigânedirler. Burada gorduklerimi, butun Ankaradaki arkadaşlarıma anlatacagım ve sizin aleyhinizde soylenecek soz lere karşı, sizi ve hakkınızı ben biz zat mtidafaa edecegim.» (7). Daday lılardan sonra Kastamonu halkına >apüğı 30 ağustos 1925 gunlü konuşmasında da bu noktaya tekrar değınmıştır: •Meşhudatımın en kıymetli kısmı, bu guzel mmtıkanın ^amiml halkının çok münevver. çok geııış ve yuksek zıhnivet sahibi olmalarıdır. ttiraf etmeliyim ki, bu «ovahatımdan evvelki malumatim, meşhudatımın h^sıt ettipi kanaattar rian cok başka idı. >luhterem mebus larınız Ali Rıza Bey, Mehmet Fuat Bey ıribi zevat holunmasa>dılar, si zı mumkün oldufru kadar olduğonuzun aksini tanıtmak için çalışanlar, ezhanı teşvişte kimbilir ne kadar 1leri gltmeğe muvaffak olacaklardı. «ârı fiilıvesini memnuni>etle gormekte olduuum âli telâk kijatmız bıttabi bir anda, bir gunda tekevvıın edemezdi Boj^e bir iddia serdetmek, a\m cehalet olur. (8). Kastamonu'nun tum een duşünc» lerden uzak, avdın ve devnmci msanlar memleketı oldueuna manan Ataturk ızlenımlerinden sonsuz muUuluk duvatak Kastamonu'lular dan ayrı ırken çok uzgıındü1 .Benim için sızden avnlmak çok elım dır mecbumeti kafivc olmasay dı. şimdi buradan doner ve çok bah tuar olurdum. Fakat emin olunua kl, si/e veda için el'ml uzattığım ta man bn, sizden nzaklasmak için değıl, sızinle temasımı butun omrümde hissetmek İçindir. Teminat vere bılırim ki, burada bdlnnmadığım ve hırkaç >uz kilometre mesafede bulunduğum halde bile, yine sizin K A Buyuk tarıhı çağlar geçirerek, Kuzey Anadolu'dakı uygarlıklara merkez olmuş, Osmanlı Imparatorlu ğu devrınde, sınır boylarında şanlı destanlar yaratmış ve özellıkle, millî varlıçımız uğruna ginştığımi* Kurtuluş Savaşının zafen ıçın; bütun halkıyle yığıtçe çarpışmış, kadınının ve çocuğunun taşıdığı mer mı ve cephanelerle cepheyı beslemış. Ataturk Devrımlenne ırkılme den kucak açıp fes'e karşılık «Sap ka«nın bayrak'arhğını yapmış şehıtler ve gazıler beldesı, devnmci Kastamonu, tanhının hiç bır çaŞında mutaassıp ve gerıcı bır yer olma mış, olmayacaktır Kastamonu'yu. «Sapka DevrimU vesılesıyle, ima vollu yererek anmak veya gerçeklerle hiç ılgısi ol mayan bır soylentıyı devam ettirmek, Buyuk Ataturk'un azız hâtırasına savgısızlık olur. (1) Gunluk ve ozel \c1ks07 GaZftcsı 24 ağustos H41 (1925). s 1, no. 1442. Avnı gazetenin 23 ağustos 1341 pazar çıınuno ait 1441 oo. lu sa>iMnda ataturk'un, o gun Kastamonu'Mi şereflendırereklerine dafr Su başlık \er almaktadır «Bıiyıik halâsharımız \ t rmiheccel misaflrlmfz Gazı Mnstafa Kemal Paşa Hasretleri. busrun şehrimizde bulunacaklardır > (2) Kastamonn Gazetesi, 25 ağus tos 1141 (19?5). s 1, no 2612 13) Kastamonu Inegol volu ii7erınde Kııre'>e bağlı bir ver Istıklâl Savaşı sırasında. vatanı kurtarmak inancıvla Anadolu'ya geçen lerin aeırlandısrı yer olduğu için, •Millî Mııcadele Tarihimızde adı sık sık eecer. (4) tkısı bavan olmak uzere. çe sitli derııek ve kurumların temsilcilerı olarak ıl adma ^taturk'u dâvet irııı sorc\lendırilen avdın «^ekiz» kisıden kurulu hevet. S ağustos 1341 (l a 2î) frnnu Kastamonudan ayrılır ve uç eun sonra da Ataturk tarafın dan kabul edilir. (5) Hevete. Açıksöz Gazetesinm sorumlu Yazı tşleri Müdurii olarak katılan Hüsnü "4çıksöz»un. «Gazfnin huzurunda başlıklı yazısından nlınmıştır Acıksoz Gazetesi 20 ağustos 1141 n92i). $. 1. n o . 1439 (S) Ismail Habib Sebıik.. Ataturk için. Istanbul 1939. s 125 Sapka Devrimi'nden once, Ataturk'ü Çankavadaki koşkönde ziyaret eden vazar. anılannı ve Ataturk'ün Kas tamonu'lular hakkındaki olumlu gö ruşunu, bu eserinin •Pasa'nın Ko»kunde» bolumünde anlatır. (1) Acıksoz Gazetesi, 3 eylu! " « 11925). s. 2, no. 1450. (Aynı n e tın İçin bk Kastamonu Gazetesi, 8 evlul 1341 (M25). s. 1, no. 2614 ) (8) Açıksöz Gazetesi, ] eylfll 1341 '19251. s. 1. no. 1448 (Avn, metın için bk. Kastamonu Gazetesi, 8 eylul 1341 (1925), s 1, n o . 2614) (9) Açıksöz Gazetesi 1 eylul 1341 (1925). s. 2. no. 1448. (Aynı me•>n içm bk. Kastamonu Gazetesi, 8 ejlul 1341 (1925). ,. 3, no. 2614.) Vefatı ile bızleri derin teessiire earkeden KIYMETLİ MALÎ MÜŞAVİRİMTZ AGI BIR KAYIP Prof. RAStM SAYDAR'a Tanndan mağfıret ve kederli Ailesine bassağhğı dilerız ELYAFLI ÇIMENTO SANAYİ VE TiCARET A.S. RekJâmcıhk (3344) 9849 ACl BİR KAY1P\ Plevne eşrafından merhum Fazlı Ağa ve merhume Saadet hanımın kızı, Em. Kd. Dz. Bnb. merhurn Fehmi Uyganın eşi, Melıhı Kutay, Halıt Uygan'ın anneleri, Em. İs. Alb. Kenan Kutay ve Vıldan Uygan'ın kayınvahdeleri, Kıbrıs A. K. Kur. AJb Süreyya Kıvnlcmım buyük kayınvalidesı, Işık Kıvüara, Murat Kutaym anneanneleri, Patıh ve Mehmet Uygan ve Mine Necanm babaanneleri, Ate» ve Alev Kıvılcımın büyuk anneanneleri, Kaya ve Talıa Mutlu, Nerıman ve Rıza Bozkurtun yengeleri YEFAT Iffet Savdarm sevgill e s l Bernî Saydar Algın Saydar \e Fıhz Turer'in kıjnetlı babaları. Ulfet Saydar'ın agabevsi, Nılufer. Sahıka. Bırgul, Serdar ve Serpılın buyukbabaları, Sedat Turer' in kajınpeden, Burhan Ojal, Fahire Oyal, Cenap, Tuzün ve Fergün'un enlsteleri, Malıy» Bakaniığı eski Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı, Yııksek Tıcaret eski Hocalarından. Iktısat Fakjltesı oğretım gorevlısi Hakkm rahmetine ka\naşmuştur Cenazesi 23 Ağustos Salı günü Aksaray Valide Camlinder) oğle namazını muteakıp kaldınlarak ebedî ıstırahatgâhına tevdı edılecektır. Mevlâ rahmet AILESİ Cumhurıvct 9844 HASBIYE UYGAN Dışjşleri Bakanlığından 1 L N Tıirkive îran Pakistan Kalkmma ıçm Bolgesel Işbırhği'mn (RCD) Tahran'da bulunan Genel Sekreterhk teşkılâtında gorevlendirilecek bır stenodaktılonun seçımı ıçın Dışişleri Bakanlığında ımt.han açılacaktır Aranan Şartlar : a) Turk olmak b) 2035 yaşında olmak c) Ingıhzceyi çalışma dıli olarak bilmek. steno ve daktilo bılmek (ikınci bır yabancı lisan bılmek tercıh sebebi olacaktır) A) Daktiloda dakıkada asgarl 30 kelıme jazmak dakikada asgarî 50 kehme steno yazmak ÜCRET : Ayda 140 Sterlın (392 dolar) Yol Masraflan : Seçılen adayın gorev yerı olan Tahran'a gıdış ve gorev sonunH donuşlen ile ılgılı >ol masraflan sekıetpıva tarahndan ödenecekür Seçı'cn adava avrıca Tahran da yerleşme masrafı odenec<"ktır Soz konusu goreve atanacakların seçımı ıçın vapılacak mulâkata katılmak ıstevenlenn 31 ağustos '966 çarsamba gunu saat 9 30 da Dışışlen Bakanlığı Bınncı Iktıaat Daıresi Genel Mudurluğunde hazıı bulunmaları nca olunur. (Basın 19035 A 10996'9821) SINGER SİZE BU İMKÂNI SAĞLAR AYRICA Unlü marka buzdolaplannın muste rek butun ÜSTÛNLÛKLERINE sa hıp bulunan SiNGER BUZDOLABl. 24 saatte 12.5 kılo buz yapabılen tek buzdolabıdır. YALNIZ esmî bildiri ve yerli gazetelere gore, Ataturk'un Ankaradan ayrılması ve Kastamonu'ya gelışi, 24 değıl, 23 ağustostur. 23 ağustos 1925 pazar gunü akşamından baş lıyarak, 31 ağustos 1925 pazartesi gunü oğle üzenne kadar süren «Şap ka Devrimi» ile ilgıli «Kastamonu Gezlsi» yalnız il merkezınde kalmaz Bu arada Küre, tnebolu, Devrekânı, Taşköprü. Daday ilçelenyle; Seydıler bucağı ve Ecevit (3) de zıyaret edilir. Mılletimizi, demokratık ve sağlam bır duşunce duzeni içersinde; uy garhğa yakışır bir kılıkla, Çağdaş Batı Dunyasına yöneltmı? olan «Sapka Devriminl, Büyük Atatürk Kastamonu'da yaydıktan sonr», 31 ağustos 1925 pazartesi günü saat 12 30 da, tum yeniliklere seve seve kucak açmış devrimci v« gerçek Atatürk'çü Kastamonu ve çevresi, halkının dmmeyen gözyaşları arasm da, ızlenımlerınden rnuJJu ve fakat ayrıhştan üzgün, ÇanRn yoluyle başkent Ankarava doner. R RASIM SAYDAR 21 Ağustos 1966 gunü Tanrının rahraeüne kavuşmuştur. Merhumun cenazesl 23 Agustoı 19M »ali günu oğle namazını müteakıp Şısll Camiınden kaldırılacaktır A.ILESI Cumhurıyet 9826 YARIN . Şapka Devriminin Önemi D. B. DENİZ NAKÜYATI T.A.Ş. GENEL MÜOÜRLÜGÜNDEN: AYDIN gemisi satıjma ait tekhf alma süresi 6 eylul 1966 gunune tâlık olunmuştur Ilgılılerin şartnamede yapılan değışıklığe ait notu teşekkul İkmal Mudurluğunden almalan rica olunur. (Basın 19163'9824) Şapka devrimi ve Kastamonu illî Kurtuluş Savaşı zaferinden bırkaç yıl sonra, Kastamo nu'lulann sevgi ve bağlılık duygularını ıl adma Büvuk Ataurk'e sunmak ve memleketlerıne dâvet etmek uzere, Kastamonu'dan Ankaraya bir heyet gdnderilir (4) Kastamonu'yu şimdiye dek ziyaret eüneyı defalarca duşunduğu halde bır fırsat bulamadığını, fakat pek yakında ılk gezisını Kastamonu'ja >apacağını soz veren Ataturk (5), ^onradan bu kararını çabuklaştırar«k. uzun bir süredır düîündüğu •Ştpka Devriml»ni llân için, 23 •ğuttoa U41 0925) fünü KMtamoou SINGER BUZDOLABl PARASININ İKİ KAT DEĞERİNDEDİR. *TESÇH EDİIMÎJ MA^KADIR. M MAKINA VE KİMYA ENDÜSTRİSİ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN 1 2 3 300 dahıî!, 20 haricî abonelık telefon santralı satm ahnacaktır Bu ışe ait idar! ve teknık şartnameler Genel Mudurluk Tesısler Grup Muddrluğunden temın edilir. Kurum ıhaleyi yapıp yapmamak+a ve dıledığıne yapmakta serbesttir. 18686 A 10703) »840 Miihendis Ahnacaktır Merkez Teşkılâ,tımızda çalıştırılmak üzere tnçaat Vuks«K Muhendıs) veya Mühendıslerl alınacakür. îsteklılerın Genel Mudürlügümüze müracaatlan riea olunur. E l VE BAL1K KURUMTJ GENEL MÜDÜHI.ÜOC (Basın 18278 A 10307) 9820 ^ uaı