23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE İKÎ 16 Agustos 1S68 CUMHURİYET İSTANBUl'UN SU PROBLENİ lektrik, yol ve kalifiye el emeğinin yanında s» lhtiyaeı d s sanayiin Tazgeçilmez bir faktdrfidtir. istanbnkU elektrik, sanayi için ne kadar kifayetriı Ise su da aynı derecede kifayetvfzdir. Abnaeak tedbirlerle elektrik ihtiyacının pek kM» zamanda karşılaoması mürakün ise de, *m için bn iş o dereee kolay değildir. Prof. Kâmuran GÖRGÜN olman icap eden kayıplar halen '.49 fibi çok büyük bir orandadır. Buna ne buyurulur ;!!! ••;• !!!; |:|| jjjj ":: :::: ;::• ;!;• !"î jljj İjjj ;::; !!:: :::; ;•;• :İ:İ :Iİ: :::: İİ:: ;!;• jJİİ Îİİj İÜ: İİİİ •;:: SSİS :::: ŞŞjŞ :::; ::İ: ::.: "" :!:! :;:: •• •i •;:: •• •• ::» ayın Nadir Nadi'nin eğitim konusunda yazdığı bir makaleyi ve buna cevap teşkil eden, Millî Eğitim Bakanı sayın Orhan Dengiz'in «Tartışma» sütunundaki yazısını okudum. Son olarak saym Nadir Nadi'nin yine bu konuda yaz mış olduğu «Cevaba cevap» başlıklı yazılannı da okudum. Maksadım tartışrcaya akademik yönden karış mak değildir. Sayın Orhan Dengiz'in, Bakanlığın kilit noktalarının gericiler tara fından zaptedilmediğini, bunların yüksek tahsilli ve çeşitli iktidarlarca denenmiş kimseler olduklarını savunma çabası karşısındadır. Sajnı Nadir Nadi de «Cevaba Cevap» başlıkh yazısında 5 maddede verdiği örneklerle bu savunmayı çürütme> e çahşmaktadır. Biz burada saym Nadir Nadi'nin bu örneklerine bir başkasını ekliyerek Milli Eğitim Bakanının bu konudaki düşüncesini öğrenmek isteriz. Yazısmdan, öğretmenlikten atıldığı anlaşılan, İzmirde çıkan «Fedai» dergisi başyazarı Kemal Fedai Coşkuner, dergisinin mart 1966 tarihli ve 29 sayıh nüshasmda bu konuda bakınız ne yazıyor: «Allaha çok şükür, Diyanette şahidi oldnğnmuz temizlik hareketi nihayet Maarife de slrayet ettl. Fakat bu elbette diyanet gibi kolay olamıyacaktır. Diyanette 4050 memuru görevlerinden almakla i; halledilebilir. Halbnki bugün Maarifte pek çok mühim köşeler solcularm elindedlr. Bunlar kontrolu mümkün hizmetlere alınacak, bu kilit noktalan milliyetçilere tesllm edilecek .. Tabii, pek kolay değil. Maarif Vekâletinde bn temizlik amellyesine başlanmıs olması memnuniyet vericidir. Kemal Fedaî gibi bazı muallimler vazifelerine tâyin edilmemis olabilirler. Maarif Vekâletinin de gücünün yetişemiyeceği bazı istisnalar vardır, onun için durumu normal görüyor, üzülmüyoruz. Sahsımız mühim değildir. Yeter ki Maarif te gerekli islâhat yapılmaya başlan mış olsun. Onun bize vereceği manevî saadet yeter. Sayın Orhan Dengiz'i bu verimli çalışmalarımdan dolayı tebrik ederiz.» Acaba şu iki paragraftaki açık anlatım sayın Nadir Nadi'nin yargılarına hak vermez mi? Eğer sayın Dengiz. «Fedai» dergisinin bu görüşünü reddeden bir açıklamada bulunmuş ise. Cumhuriyetteki yazısına bir diyeceğimiz olmayacaktır Mehmet GÜLER Ankara Hukuk Fak. öğrencisi inek ile Sinek Okul kitaplannda inek ile «inek masalını «knduk. Şimdi de gazete sayfalarında inek ile fare hikâyesinj okayoms. Olay Hindistanda geçiyor : Bildiğiniz gibi, Hmdıstan'da belâlı bir açlık ortaU|ı kasıp kavıırnyor. Bn konuda dünyanın sayılı nzmanlarından Ren* Dumont'a göre Hintlilerin çektiği açlık, hava şartlannın kötniajünden doğmuş olağanüstü bir şey değildir. Tıllarca öncesinden böyle olacağı belliydi. Tehlikeyi haber verenlerin başında M. Dnmont geliyordn. Uyarmalara knlak asılmamış, iktisadi kalkınmanın gereği olan sosyal ve iktisadi reformlar yapılmamıştır. Halk, kara cebaletin kncagındadır. Sokaklarda kutsal inekler ve öküzler salına salına gururla dolaşırken insanlar açlıktan kıvranmaktadır. Çünkü Hindistanda ineklere ve öküzlere doknnulamaz; dokonnlmazlıkları vardır bn hayvanların . Bn arada Hint politikacılan dâvayı çözümlemek için çabalamaktadırlar. Bir eyalet devlrtinin Tarım Bakanı : Fare yiyiniz! Fareleri yemekle hem açlıÇınızı gidermiş. hem de muzır hayvanları ortadan kaldırraış olursunuz . diye halka öğüt vermektedir. înekleri ve öküzleri gördükleri yerde sapkasını çıkaran, ama fareleri yemekle kurtularağını sanan insanlarm hikâyesidir bn. Çogu yoksul millet, böyle bir hikâyenin kucagında kıvranmaktadır. Çünkü insanlar kurtulmak için neyi yeyip neyi yemiyecek lerini kesin biçimde tâvin edemiyorlar. Nice toplnm biliriı kı. öküzler, ayılar, inekler, hasa huznrdan köpekler ve de sözümüz meclisten dısan it'Ierin doknnnlmazhklan vardır. Oralarda halkın sözünü farelere. sineklere çevirip oyalarlar. Koskoca öküz dokunulmazlık beleesini cebine koymus ortalıkta salınırken, küçücük fino köpejine hırslanan insanlara çoğn top lumda raslanır. Bunun içindir ki. küçük insanlar hirbirlerine hırslanırlar. Allahın ennü birbirlerinl yedikçe kurtnlacaklarını sanırlar. Otobüstekt biletciye. karakoldaki polise. dairedeki iera memnruna, sokaktaki seyvar »atıoıva dis bileyip kodamanlan e» feçmekte olanlar >ste bövlesine yasıyan «özü açılmamıs sığırcık yavrnlarıdır. Öte randan kodaman politikacılar toplanıp toplumn yönetmek için rareîer arar. dâhiyane fikirleri tartısırlar. Birisi : Isler kötü gidivor, durnm jrittikçe bozulujor, insanlarımızı doyarmak çerekir .. diye bsslar. Ikincisi : Ne yapalım dersin?... diye Osteler. Bir baskası : Aslına bakarsan öküzleri yemekten baska çare yoktnr der Bir Steki : Delirdin mi yahn sen, halka bSyle şey «öylenir mi? öküz ler kutsaldır. öküzlerin doknnulmazlıîı vardır. öküzlere doknnmak mevcnt düzene karsı çıkmak demektir. Mevcut düzene karsı rıkmak olur mu? Memlekette hürriyeti öküzlerin sokaklarda basıboş dolasması sağlamaktadır. Bir başkası : Peki ne yapalım? Halkı nasıl ovalıyalım? Bir sey bulmak gerek, çünkü olaylar gittikçe büyüyor. Fareleri yeraelerini tavsiye etsek !.. Bak ba olnr.. Bn teklif knrnln dnzeni bozmaz. Ne var ki. fareler küçük. Bin tane fare bir öküz etmez. Fareleri yemekle der de deva bnlnnraat ki Köpekleri yedirsek? Olmaz! Köpekler bize gerekli. Hem dnsmanlanmıza hırlar hem de bize knvrnk sallarlar. Kovunlara ne dersiniı? O da olmaz, koynnlar olmasa bizim peşimizl takip edecek sürüyü nereden bulacajhı? Esekleri teklif ediyoram. Aptallık etme! Eseklere ihtiyacımıı v»r, esekleri feda edemeyiz. eseklrr olmasa bis keyfimizi sürdüremeyiz, eseklerin eşşek liği bizim baslıca desteklerimizden biridir. It'lere ne bnvnılnr? Kat'iyyen... îtler, sırsımda kSpeklerden de daha fayd»lıdır. Ç i d karsımndakilere saldırtıyomı Itleri .. Papatanlar? Dediklerimizt tekrarlar, ve propaganda için yararlı »ayılırlar. Onları yemek de hem çare defildir. Solacanlar, sinekier eşekanları da i»e yaramaz.. A vı? Söylediyıne bak birader, avılar bizim gerçek müttefikiıniz Armudnn en iyisini muhakkmk yiyen losyal adalet düsmanlarını nasıl feda edersin! , Beygir? • Sus! Ağzmdan yel aUın, velinimetimlı efendimİB beygire dokonaraayız. Ve efendim böyleee sürer gider tartışma... Halkın biçareliğine çare bulonamadan. öközlerin doknnnlmazlıgına doknnnlamadan yinninci yüıyılda yokaal ve geri Ulkelerin m^salıdır bn. E Artan su ıhtiyacı ngttnkft şartlara göre şehre arzedilmesi lüınmİD 8n miktarı ile yakın gelecekteki Ihtiyac asafıdaki tabloda gösterilmiştir : B S tıtanbnl'an Snemli bir sanayi bölgesi olup suynnn yeraltından temin eden Istanbul Küçükçekmece »rasındaki bölgede, rezerve dnrumunun vehamet kesbetmesi fizerine, yeraltı snlarından lstifadeyl tahdit ve yeni knynlar açılmasım men eden 6/6090 gayılı Kararnamenin 34 Mart 1966 tarihinde nesrinden sonra bn bölgede çalışmakta •lan veya yeni teşebbfislere girişen sanayiciler haklı bir endişeye kapılmışlardır. Uzancaderenin doğv ve batısındaki bölgelerde toplam olarak senede gelen su 13,5 milyon m3, rezerveyi felâkete lürüklemeden emniyetle çekilebileeek sn 11 milyon m3 iken bu gün fiilen çekilen ra bundan 7.5 milyon ıtı3 fazla olarak 18.5 milyon m3 dür. Demek ki, sehir ihtiyacını tesbit ederken normal inkişafa ilâveten bu 7.5 milyon m3 snyn da karşılıyacak tedbirlerin ahnması lânmdır. Aksi takdirde bo bölgede teessüs etmis olnp yatınm tntan 1.5 milyar lirayı bnlan sanaylin bir kısmının felce uğraması mukadder olaeaktır. Istsnbnlnn sn intiyacımn karsılanraası için alınması zarnri tedbirleri görmeden evvel bu fünkü dnnımu gözden geçirelim : Tob/o: 2 Bölge îstanbul yakası Anadolu yakası Günlük ihtiyaç m3 1966 197» 1980 400.000 525.000 750.000 120.000 150.000 225 000 T o p l a m . . . 520.000 675.000 875.000 îstanbul'a halen arzedilen sn miktan günde 268.000 m3 olduğnndan hakikî ihtiyacın %51 i, yani aneak yansı karşılanmaktadır. Bn oran, ciddî tedbirlerin fevkalâde sfiratle alınması icap ettiğini gösterir. İhtiyacın karşılanması A vnndan tath sn elde etmek artık teknik bakımdan kolaylıkla miimkttn bir hale gelmiştir. Fakat yatınm maliyeti ile sn maliyetinin tabiî kaynaklara nazaran halen nispeten yüksek olması kısa zamanda sn ihtiyacını karsılamak için bn yola basvnrmayı ikinei plâna atmaktadır. Bn bakımdan bu konn fizerinde dnrmayıp ihtiyacın konvansiyonel nsnllerle karsılanmasını tetkik edeceğiz. Çekmece göllerinin birer bend ile yükseltilerek tnzlnluklarının zamanla giderilmesi halini nzak istikbal ihtiyacının karsılanmasına terketmek lâzımdır. Yeraltı sularının yeni yapılan tahdidat yüzünden ve ilerdeki ihtiyaç yanında pek cüz'î miktarlarda bnlunması sebebiyle nazarı itihara alınmasına lüzum voktur. Bn bakıralardan Îstanbul eivanndaki potansiyel sn miktarı ile yeniden istifadeye arzedilebilecek sn hacmini aşağıdaki tabloda söylece hülâsa edebiliriz : tom enerjisinden faydalanarak deniz su Istanbulun beslenme durumu ugün Istanbulan mnhtelif bölgelerini bes1 leyen kaynaklar ve verdiklerj su miktarlan •şağıdaki tabloda gösterilmiştir : B Tablos I K a y n a k 1 Terkos Gölü 2 Çırpıcı kuyuları 3 Kırkçesme suları 4 Taksim sulan 8 Elmalı Bentleri 6 ö z e l kuyuUr T o p l a m . . . Günlük Sn m3 170.000 10.000 5.000 3 000 40 000 40.000 £68.000 Besledi|i saha Şehrin Avrupa yakası Bakırköy ve havalisı Terkos galerısır.e basılır Hacıosman'dan Boğaza verilir Şehrin Anadolu yakası Topkapı Küçükçekmece arası Tablo: 3. Günlük or Halen çetalama sn kilen su miktarı miktan K a y n a k m3 tn3 Terkos Gölü 330 000 170.000 78.000 Alıbey Baraiı 495.000 ömerli Barajı i'eniden ıstifadeye arz edilebilecek miktar m3 160.000 78 000 495.000 talığın bir kere gerçek sebebi değil sebepleri vardır: «Emeklerl doğru ve verimli yolda kulanmamak, kafa yapısmı skolâstikten tam olarak temizlememek, araştırıcılık rnhuna kesin olarak gnememek» bir sebep olmakla beraber, bizce en önemlı sebep Maarife gereken önemi vermemektir. Gerçi her ne kadar «Cumhuriyetten bu yana öğretim icin harcanmış olan para ve emek hiç bir surette küçümsenemezse de, eh artık eller Ay'a giderken musaade edin de biz de hiç değüse ulkemizdeki okur yazar sayısmı yükseltelim. Biz metodun yanlışlığının yanında eğitime de gereken önemin veTİÎmediği kanaatındayız. Doğu ve Güneydoğu illerimizin yüzde kaçı nm okulu vardır? Bırakm okulu yüzde kaçı doğru dürüst Türkçe ko nuşur? Bunlann metodla ilgisi yok tur. Oku! olmadan, öğretmen olma dan metot olmuş neye yarar Sayın profesor yazısında daha zi yade liseyi ağırlık noktası olarak kabul etmiş ve genellikle orta öğretimde neden geriyiz sorununu incelemiş. Oysa ki her ülkede öğretim ve eğitimin temeli ilköğretimdir. Biz henüz bu sorunu çözmüş değıliz ki, orta öğretimde neden geri ol duğumuzu inceleyelim. Toplumu önce bütünüyle asgarî bir seviyeye getirmek ki ilk öğrenim mecburiyeti sonra söz konusu araştıncı düşünceyi kazandırmak lâzımdır. Söz konusu metodun yanlışlığının en büyük sonucu ülkede «okul zedelerin» kör, topal tahsilli kimselerin yetişmesidir. Bugün ülkemizde ortaokul ve liselerden belge alarak bütün hayatlan mahvounuş bir hayli insan vardır. Bunlar sayın profesörün söylediği metodun kurbanıdırlar. Bu noktadan yazar haklıdır, ancak yazarrn bu noktayı daha derinliğine incelemesini bek lerdik.. Altan ÖZKALE *** Çeşitli ilim dallanndan alınmış ve günlük konuşma lügâtinde hem hakikî hem mecazl manâda aslına kıyasla bazen de yanlış olarak kullanılan pek çok kelime veys tâbir bulunduğunu berkes bilir. Sayın Maroğlu'nun zUmiyetiyle meselâ, «Röntgen ışmlarıyla çalısan cihazla midemin tilmini rektirdim» verıne kısaca «midemin röntgenini aldırdım veya çektirdim» diyen birisi feci bir yanlıs yapmıştır ve bir rSntgen tnütehassısı tarafından vanlısının düzeltilmesi gerekir Sayın Maroğlu'nun, hazır T.R.T bahsi açılmışken. büyüklü küçüklü komşu ülkelere kıyasla bizim vericilerin pek zavallı kalıçlanndan, orta ve kısa dalgalarda aynı anda birkaç frekans üzerinden ve tevcihli yayın yapılabilmesJ İçin elzem olan anten tertîbatından bahsetmesinı beklerdim Mımet TOLLC Yağların fayda ve zararları 29 Temmuz 1966 günlu Cumhuriyet gazetelerinde iki haber (2 Gıda üzmanı tamaraen Aksi tki Tezı Savundu 28 Temmuz, S 5, Prot Köksal'ın Yağ Konusundaki \çıklaması. 29 Temmuz, S. 5) beslenme konusuna da özellikle eğilmiş olanların gözünden kaçmamış olsa gerek tlk haberde Doç. Koçtürk'ün margarinlerin zararlı zeytinyağının yararlı etkileri olduğunu. Prot Kök sal'ın ise bunun akstni söylediği bildiriliyor Prot. KöksaJ yaptığı açıklamada oöyle bir tddiada bu lunmadıgını söylüyor Sayın Prof e göre yağlar sağlığî» etkileri bakımından eşıt durumdachrlar ve aşın vememek şartı ile Isterseniî hep margarin. veya hep ltuyrukyağı, veya zeytinyağı v.s. yiyebllırsinlz ve bunun bövle olmasında sakmca yoktur Organizmaların bireysel farlclılıkları, yağların (yağlar klmyasal bakımdan bir grupta toplanırlarsa da ve esas olarak enerji veren besin maddeleri tseler de) kali tatif ve kantitati! farklılıklan ile birlikte alınırsa Kurulacak hlpotez yağların farklı etkileri olaca gı hipotezidir Besin olarak kuilanılan yağîann valnızca «yağ» olmayıp yagdan başka maddeleri de lçlerind.e bulundurduklan anutulmamalıdır Genel biyoloji ve beslenme bilgisi esaslanna dayanarak farklı bir hipotez lcurmak kolay olmasa gerek. Kaldı ki çevremizdeki kalb damar hastalarmın bir kısmına bazı yaflar' yememelerlnin hekimlerce tavsrye edüdlğinl Sörmekteyİ2. Tedavinin bu yönil bazı yağların adı geçen hastalıklann biricik sebebi olduğuna değil, bazı yağlarm ou hastalıklann sebeplerınden btri veya sebeplerinden bazılarının nazırlayıcısı ol du&u temeline dayanmaktadır De mek ki uygulamada yukarıdakı hipotez dikkate alınmaktadır Kendi ıçınde de çelişmeli olan açıklama bu hıpotezin vanlış olduğunun ispatını taşımıyor Açıtclama bir hipotezın doğruluğunu esas alıyor Beslenme uzmanlarının bu konuda yeterlı açıklamalan yapmasmı bekliyoruE. Ve Prof. Köksal'ın açıklamasmı bı lımsel bulamıyoruz öner ÜNALAN ESKÎŞEHİR M Sarfiyatın çok fazla oldngu Ingiltere ve Rirlesik Amerika gibi memleketlerde nüfns basına düsen günlük sn miktan sınai sarfiyatı hariç 270 litre civannda iken tstanbulda sadece 125 litredir. Bn değerde sanayiin sn sarfîyatı da dahil oldnğn nazan itibara alımrsa diğer memleketlere nazaran larfiyat oranının ne dereee düsük oldnfn kolaylıkla anlanlır. Şehir snyn kaynak ve sebekesinin laten kifayetsiz olduihı çözöniinde tutnlnrsa, sanayiin temerkflz ettiği Topkapı dısındakl sahada snynn sanayici tarafından yeraltından temin edilmesinin tahdidi, sn kifayetsizliği konnsunn bfitnn Snemiyle ortaya koymnştnr. Bugün sanayiin kullandığı «n, Belediye Snlar Idaresinden ve özel knynlardan olmak üzere Jtünde takriben 55.000 m3 dür. Bn da. mecmu sarfîyatın takriben • • 0 si etmektedir ki, oran ola/2 rak çok yüksektir. Bn hnsus balka arz edilen su miktannm azlığından ileri gelmekte olup tstanbnlluya arz edilen sn arttıkça, bu oran, yapılan tahminlere göre 1970te»ol7,5, 1980 de ».14 ve 20O0 senesinde '.12 ye dfişerek normal bir deşer olacaktır. Sn sıkıntısının diğer mühim bir sebebi de Snlar îdaresinin isâle hatlan ve sebekesindeki sayiatın büvükliijfldür. Filhakika °*25 civannda T o p l a m . . . 903.000 170.000 733.000 İstifadeye yeniden arzedllecek 733.000 m3 ile Tablo I de halen verildigi bildirilen 268.000 m3 ün toplamı 1.001.000 m3 etmekte ve Tablo II de g5sterilen 1980 ihtiyacının üstfinde olmaktadır. Bn .sebeple Sapanca Gölü ile Anadoln yakasındaki diğer dereleri nazan itibara almaga, yakın jreleeejin ihtiyaç karşılanması etüdünde. Utoum görmüyoruz. ErzincaıVda bir kuş var ayın llhan Selçuk'un 4/Ağustos/1966 tarihli Cumhuriyette çıkan •Erzincan'da bir kuş var. başlıklı yazısı, gerçekten ilgi çekici durumdadır. tsmet Paşa'nın iktıdarı zamanında memleketimize 50 kulan «Barış Gönüllüleri»nin gıttikleri yerlerde Türkiye v* Türklük aleyhinde neler yaptıklarını za man zaman görüyor ve basından izliyoruz. îsmet Paşa. yüzyıla yaklaşan yaşammda savaşlar vermiş, dostu, düş manı yakmdan tanunış bir tarih adamıdır. Ama bu oyuna nasıl geldiğine hâlâ akıl erdirememekteyız. Benim ve soydaşlarımın, memleket te yapamadıklarımızı, Amerikadan gelecek barış gonüllüleri yapacaklarmış. Doğrusu büyük bir gaftır bu. Bulunduğumuz ilin orta dereceli okullannda görevlendirilen ba rış gönüüüleri de bazı olaylara ko nu olmuş, sonuç olarak da bir başka ile aktanlmışlardır. Biz şahsen barış gönüllülerinin iyi niyetlerle yurdumuza geldiklerine inanmıyoruz. Bu ister bir dev let politikası olsun, isterse dost iki toplumun anlaşması. Gerçek budur ve oluşa gelen olaylar da bunu ispatlamaktadır. Dahası var bunun. Bulundukları yerlerde hastalanan banş gonüllüleri, neden Türk doktorlarına güvenip muayene olmaz, en ufak bir soğuk alğınlığında bile uçakla Ankaraya giderler. Ayrıca Türkiye emrine verilmiş barış gönüllülerinin atanmalan neden bağh bulundukları Bakanhk tarafından yapılmaz da, AİD tarafından atandırıhrlar ve günlerce sonra da Millî Eğrtim Bakanhğınm haberi olur. S Alınması zaruri tedbırler libey Barajının temin edecefi an miktarı bn ;ün Terkbs Gölünde mevcnt ve kabilt Istifade olan miktann ancak yansıdır. Bn bakımdan Alibey Deresi üzerine kurulacak barajın g5liînü Terkos snyn ile beslemek icap edeeektir. ömerli Barajı su rezervnan olarak pek 5nemli ise de, insaata başlıyabilmek için daha birçok seneler geçecektir. Bn sebeplerle Alibey Barajının inşaatının haslanmasını beklemeden Terkos Gölü snynndan istifade etmevi düsünmek icap edeeektir. Bunun için Terkostan üçüncü isâle hattını hemen inşa etmek ve bn işi yaparken ilerde Alibey Barajı eölünün beslenmesini de derpiş etmek lâzımdır. En kolay, en çabuk ve en ncuz yapılacak tesisat bndur. 1967 yazında tahassül edecek facianın 1968 de daha agın ile karsılasmak istemiyor ve knrulmus sanayiin sn ihtiyacını temin etmek istiyor isek, tntulacak yeçâne yol bndur. [Bugün çıkan Îstanbul Sanayi Odası Dergisi'nde yavmlanmıstır 1 A I Habıre cene yarıştıyoruz S NOT: Gazetemize gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. Pınarhisar iflâs memurluğundan Pmarhisarda nebatî yağ fabrlkası sahibi Ali Yazganın iflâsına Ticaret mahkemelerine bakmaya yetkili Pınarhisar Asliye Hukuk mahkemesinın 2/8/1966 tarih 157 sayılı ilâmı ile karar verildiği ilân olunur. (Basın 188S8) 9529 Anayasa Mahkemesinin Iptal Kararı ve bu konudaki görüşleri aksettiren 16 savfalık ek forma ile LFTLÂ HARMANK*VA öe VisanlandıSımızi dost »e akrabalarımıza müjdeleriz. $ark Cazinomı 15 3 ' LEVHA • ILAN MEVZUATI ısimlî, Ist. Bel. Varıdat TahakkuK Müdürü İHSAN HlNÇER'ın hazırladığı kıtap, Ağustos ayınm levha ılân resmınin ödenmesı gerekli ay olması sebebıyle, kıtapçılara yeniden tevzı olunmuştur Eser. 288+16 = 304 sayfa, 15 lıradtr. Anayasa Mah. Kararını ve görüsleri muhtevi forma ayrı olarak müstakıl ahnırsa 2,5 lıradır Beyoğlu'nda Sander, Babıâü'de î e n i Üniversite. tnkılâp ve diğer kitapçılarda bulunur. Sipariş: P.K. 46, Aksaray • tst. Cumhuriyet 9523 T o p I u (Reklamcıhk: 326S) 9536 Uahlllye Mütehassısı Taksım Siraselvtleı Cad 111/5 (Almno Hastanesi yanıj Fel: «4 55 14 (Her eua 19 1F> ür RÂMRAN ŞENEL Çanakkale Vakıflar Memurluğundan Geçicı Te Eksiltme gün ve saatl KeşU Be. Lira Kr. Lira Kr Yapılacak Işin Adı 2628.79 2.9.1966 Saat 15 de 35050.48 Çanakkale Yah Cad. 22 Nolu Otel ve î, 19, 21 ve 48 kapı No. lu dükkânlar çarşı Cad. 22, 14 ve 48 Nolu dükkânlaı , Ue Fetvane Cad. 22 Nolu depo binası onarımı. 1 Yukanda keştf bedeli. geçıd teminatj ve ihale günu ve saati yazıll lîlerin ihalesi 2490 sayılı kanuna g5re ve kapalı zarf usuliyle Çanakkale Vakıflar Memurluğu binasında eksiltme Komisyonu huzurunda yapılacaktır. t Bn işe ait ekıiltmeye katılabilmeleri için: Bu işin teknik öneminde (15.000) liralık bir işi muvaffakiyetle ikmâl ederek kabulünü yaptırdığmı veys denetlediğıni bildirir iş sahiplermin idarece verilmiş belge ile Çanakkale Bayındırlık Miidürlügüne müracaatla alacaklan ihaleye iştirak belgesini, 1966 yıh Ticaret Odası vesikasmı 2490 sayılı kanun gereğince hazırlayacaklan kapah zarf teklif mektuplannı eksiltme saattnden bir »aat önce=ine kadar Komisyon Başkanlığına verilmesi gerekir * Postada vâki gecikmeler ve telgrafla müracasi kabuı =d«n.,t 3Htnamenin *iet gün tıessı «atleri ıçınde memurluğumuzda görülebileceği ilâD olunur (Basın: 18163) 9517 ayın Burhan Felek, 7 ağustos 1966 tarihli Cumhuriyctte yayınlanan yazısında şoyle diyor: • Partiden maksat. hizmettir. Sağın. solun mânâsı hizraetin tatbik sİ5temidir: ama gaye ne nartidir, ne sistemdir, ne de doktrindir. Hattâ gaye ne demokrasi, ne Parlâmento, ne Anayasadır. Gaye bu memleket halkmın rahat, emin \e müreffeh olarak yaşamasıdır.» Sayın Felek'in bu fikrine gönülden katılıyorum. Türkiyenin binlerce sorunu çözüm beklerken bizim vekillerimiz .Sen şusun. ben buyum diye habire çene yarıştırıyor lar. Olmaz böyle şey!. Bu boş sözleri bir kenara itip yurdumuzu cennete çevirmek için el ve gönül birliğiyle yılmadan. usanmadan korkusuzca çalışmahyız. Çalışma deyince usunuza boş sözler için öldürülen zaman gelmesin. Sözü edüen kafa çalışmasıdır. Bu güne kadar basit şeyler için çene yarıştırdık ne yaran dokundu ki? Sonuç sıfır... Hem de koskoca bir sıfır. O halde her şeyi yeni baştan ele almalı tek tek çözümlemeliyiz. Bu da sağsol tartışmasiyle olmaz her halde. Saym Selçuk, birkaç gün önceki yazısında Türkiyenin sayısız sorunlarından birkaçının sözünü ettikten sonra şöyle diyor: «Paris Match'ın birkaç hafta önceki sayısmda Rene Dumont'un dünvada aclık üstüne bir makalesi vardı. Ve bir de harita yayınlanmıştı. O haritada, Türkiyenin rengi, aç lık çoken Hindistan gibi siyaha boyanmıştı. Tnrkiye beslenemiyen ve okuyamıyan vatandaşlann ülkesidir.> Selçuk, kanımca doğru söylüyor. 1977 de 17.200.000 okulsuz ve kültür den yoksun kişi olacak Türkiyede. Bir de bunun üzerine açhk eklendi mi, işte o zaman iş fena. Bugün Hindistanda halk açlıktan, susuzluktan ve gıdasızhktan kırılıyor. Bu gidiş !e yirmi yıl sonra biz de aynı duruma düşersek hiç şaşmaym. Sayın Felek sağda mı, solda mı bashklı ve Nasreddin Hocanm bir fıkrasiyle süslediği yazısında: «Aziz okuyiıcnlarım... memlekette politikamn içinde olmayın da ııeresinde olursanız olun!.. Çünkıi hemen hemen dünyanin her tarafında politika bir tabuttur. Gömülmeden içlnden kurtulanlar azdır> diyor. Ben bunu biraz degiştiriyoruiF Açlığın içinde bulunmaym da neresimde buîunursamz bulunun. Çün kü açhk, diri diri tabuta girmektir Sağso! tartışmasını bir kenara atıp çözüm bekliyen sorunlar üzerinr hep birlikte eğilmeliyiz. Malatya A. AKBÛL11 *** AĞIR ÖĞRENEN VE GERÎ ZEKÂLILAR •ÇtN ÖZEL EĞİTtM VE TEDAVİ YURDU KAYITLAB BAŞLIYOR BROSÜR İSTEYİNtZ Mttrıcaat: AUtttrk Bulvan 87/9 YENtŞEHİR ANKARA THefoa: 12 17 54 12 « HAS: 88 2149 9537 Aşkale Gumhııriyet Savcılığından Aşkale Ceza ve Tevkifevinin Onanmı kapah zarf usuH Ue yaptınlacaktır. Kefif hedeli 40.625 Ura olup. geçici teminatı 3.047 Üradır. İhalesi 29 Ağustos 1966 günü saat 11 de Savcılık odasında vapılacakttr. İsteklilerİD teklif mektuplarını ihale gününden 3 gün evvel Errurum Bayındırlık Müdürlüğünden a l a o k l a n yeterlik belgesi ve Ticaret odası vesikasiyle birlikte saat 10 ns kadar vertnelerl şarttır. Kejif v« yartnamesi Savcılıkt» gSrdebilir (Basuı 18333 Ş 425) 9519 Doğrusu yapılanlar karşısında Türklüğümüzden utanıyoruz. Barış gönüllülerinin çalıstıklan okul'arda yıllardan beri feragatle çalışan öğretmealerimiz vardır. Bunlarrn hiç birine bugüne kadar Millî Eâitim Bakanlığı tarafmdan takdir ma hiyetinde armağan gönderilmediği halde, bulunduğumuz ildeki barış gönüllüîerine Millî Eğitim Bakanlığı tarafmdan yılbaşmda, yılbaşı armağanı gönderilmistir. Bu durum. Türk öğretmenler üzerinde öylesine olumsuz etki yaratmıştır ki kolay kolay unutulamaz. Ulusal sorunlarımıza içtenlikle dokunan sayın lihan Selçuk'a toplumca ne kadar teşekkür edilse azdır. Bir gün gelecek, tüm gerçekler meydana çı kacaktır. Ama o zamana kadar da çok seyler kaybetmiş olacağız. Cünkü Atı alan Üsküdan geçecek.. Say gı'anmla. Feridun ÜLKÜCÜ öğrenci Elâzığ *** Nurculuk bir cinayettir li Aydın Yavuzer":n bir süreden beri yaymlanmakta olan, Ben Bir Nurcu idim adlı yazı serisini, büyük bir ibret ve dehşetle okudum. Yavuzer, korkunç bir gerçeci gözlerimizin önüne seriyor. Korkunç, çünkü Nurculuk Atatürke dolayısı ile O'nun ilkelerine karşı. 27 mayıs ve ilkelerine karşı, mede niyete karşı. ilme karşı, Türk diıine karşı. Bu gerçeklerin (maalesef>. ne büyük bir nrmet olduğu ortada. Saf A.nadolulu dinî inançlan sömürülerek kendi kendine düsman hale getiriiiyor. Risalei Nur'u inceliyerek Yavuzer'in şu sözlerine tanık oldum. »Risalei Nur esash şekilde incelen diğinde görülecektir ki, Nurculann «Kur'anm elmas kıhcı ve bu asırdaki en hakiki tefsiri» olarak ilSti ettikleri bu kitaplar, Saidi Nursinin havat hikâvesi ile b:!;''*r bazı mahkeme kararlannm etTaflı şekil. de kaleme alınmasından ibarettir.. Demek ki gerçek müslümanız diyen >>Tnrcular. Kur'anda ne yazdığmı bi) miyorlar ve bi' hayat hikâyesinin Kur'amn tefsiri olduğunu sanıvorlar. Gelmiş geçmiş ve bugünkü hüku metin Nurculuk karsısındaki tutumu yürekler acısı. Birkaç ov için Türk THusunun parcalanmasma âdeta göz yumuvorlar. Dileriz Ali Ayd;n Yavuzer'in kıymetli uyar. nalarından sonra gereklf tedbirleı a 1 ınır. Ahmet özdemir tst Ata'ürV lîVeV IA*°" A İ L Â JS TÜRKİYE MADEN İŞÇİLERİ SENDİKALARI FEDERASYONU BAŞKANUGINDAN Aşağıda yazılı linyit ocakları işyerleıinde 19.8.1966 günü saat 8 de baslıyacak olan işkolu seviyesindeki grev anlaşmaya varılaığından 158.1966 tarihinde kaldırılmıştır. 275 sayılı kanunun 34. maddesi eereğince ilân olunur. 1 Kömür İşletmeleri A. Ş. 2 Gediz Madencilik A. S. 3 Karaelmas Madencilik Limited Şirketi 4 Gönen Ayancık (Tütüncü) Isletmesi 5 Kömürcüler Madencilik A Ş. 6 Yurt Madencilik ve Ticaret Limited Şirketi 7 Ören Madencilik T. A. Ortaklığı 8 Krolin Madencilik Limited Şirketi 9 Şark Linyitleri İşletmesJ 10 Tek Maden Limited Şjketi 11 Edip Bay^al Harmanlı Linyit tşletmesi 12 Salim Baysa! Linvit fsletmesi 13 Balkaya Maden Kömürleri Limited Şirketi 14 Baş Yurt Kollektif Şirketi 15 Hazro Taş Kömürleri İşletmesi 16^ Cavusin Lirvitleri tşletmesi 17 Şahmetâl Mpdeneilik ve Ticaret Limited Şirketi 18 Sebebîi Linvitleri fsletmesi 19 Kuzeyanadolu Madencilik ve Limited Şirketi 20 Karınca Linyit Kollektif Şirketi 21 Özdemir Basdiken Madencilik İşletmesi 22 Boyalık Linyit İşletmesi 23 Yahya Granit Kömür Madendliği 24 Demirci Madencilik Limited Şirketi 25 Tarkc Madencilik Limited Şirketi 26 Akas Madencilik Limited Şirketi 27 Sait Soylu Madencilik î'jletmesi 28 Doğu Maden Kömürleri İsletmesi Ltd Ş. 29 Kem > Ak^asoclu Maden Kömürleri Işletmesl (Basın 18839 A 10829) 9523 Yine transistor hakkında. U er şeyden önce sayın Maroğu ile «cihaz» ın ne olduğu konusunda fikir blrliğıne varmalıyız Kanaatimce cihaz diye Oirkaç oarçadan meydaca gJen ve dahs çok elektronik alanrnda kullanı lan aietlere »eya mafelnalara de nır Yâni transistor tek basıns oir cihaz değU ırçadır; ve son zamanlarda gerek alıcı gerek verici radvo cihazından vüksek de v^^H benzinli motorlann a'esle rae cihazlanna Sadar çok çenis Oir alands feulianılınafctadır Şahsen saym Feıek'in tcnkia Konusu vansıiıdakı transıstorlaı kelimesindpn «eneriısinı (tüçük plllcrden 'pmin eder ve transis forla çsiüBn m'i.'k radyolaı» an Öğretimde niye periyiz? Dr. MELEK SEMIN YTLMAZ tle TURGLT UCAK EvIendHer iî Ağustos l»66 Dr. [ nemti tatr konuya değinmc ıiı I ragmen sayın Irmak, bizce tes 'hiate hataya düfmektedir. Ha» r Cumhurly«t
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear