02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHIFEÎK! 3 Temmuz 1966 UMHURÎYET YÜZBİN ÖGRETMEMİN SESİ • ••a • ••• ım î **?! JJSSÎÎÎÎ j ^ **** " ' ***** M I Alaca karanlık Fransa'ya Doğu desteğini k«zandıracağı muhakkaktır. Yorumlar ne merkez de olursa olsun. gelişmelerin ortaya çıkardığı bir gerçek varsa da bu girişimlerin uluslararası alanda Fransa' nm prestijini yükselttiğidir. Hazin bir tezat Arkadaşımız Kılmaz Çetiner, sınırdışı edilen İstanbnlln Sunanhlarla Atinada konuştu. Günlerden berı gaıetemirde Sılmaz'ın tath kaleminden oknduğunuz gibi Istanbulln Yunanlılar Atinanın sıcagında yanıp yakılıyorlar. Bir tstanbul hasreti ki cana yetmiş: Ab gözünü sevdiğim masmavi tstanbul Boğazı, ah Tarabya, ah Yeniköy... Kuracaksm akşam üstü deniz kıyısına masayı. Buz gibi yeni rakı, âlâ beyaz peynir, kırmızı domates. taze salatalık, püfür püfür rüzgâr, sandallar. motorlar. kotralar. Hava yavaş yavaş karanrken sahilin ısıkları denize vuracak. Gece ayırtacaksm masayı Maksimde. Çalsın sazlar, söylesin kiılar, Istanbnlnn taşına toprajına kurban olayım .. Sevgilisinden ayrı düşmüş Mecnun özlemiyle «tstanbul» konuşuyorlar eski hemşehrilerimiz. Kendilerine acımamak elde değiL tstanbulun nimetlerini yudumlamaktan yoksun kalmak acıdır a a. Anadolnnnn knrak yazında Istanbnl hasreti çekenler de bn a i ı ı n ne olduğunu pek iyi bilirler. Istanbul demek, yerli, milli ve hissî romanlanmızda bile aşk demektir, trüzellik demektir. ineelik demektir, rüya demektir, masal demektir. Üstelik bir de tatlı işiniz olursa tstanbulda, gel keyfim gel Eski hemşehrilerimiz onun da acısını' romatizma gibi çekiyorlar Atinada: İstanbal demek biz demek, biz demek tstaıibal demek, diyorlar. Orada doğduk, büyüdük, kazandık, adam olduk. zenginles* tik, orada yasadık, hayatın tadını çıkardık. Ah cânım Bofaz! Kuracaksın masayı .. gelsin rakılar... hem ben alafranga sevmem ki kardesim! çalsın sazlar. söylesin kızlar . Bilmem bir daha görecek miyiz o günleri? Doğrnsanu isterseniz Istanbolln Innanlılann sınırdışı edilmeleri o kadar büyük bir hâdise olmuştur ki, bir süre önce yaptığım Amerika gezisinde çoğn kisi bana bu soruyn vöneltmisti: Siz nasıl oluyor da Rnmları sınırdışı ediyorsunuz! tnsanlığa sıfar mı bn? tnsan haklanna aykın bir zulüm. . Gereği gibi propaganda yapılmıştı bütün dünyada! Ne var kı bir ufak nokta nnntnluyordu: Sınırdışı edilenler Türk uyruklular değil, Yunanlılardı. Türk Rnmlar, tstanbnida eskisi ıribi oturnyor, demleniyor, yaşıyor. gezip tozoyorlardı. Yunan nynıklu olanlar sınırdışı edilmislerdi. Yazımızın bu noktasında, ynrt dışındaki işçilerden birinden aldığımız bir tnektnbu hatırlatmak istiyoruz. Diyordn ki Türk işCisi : Almanyaya gitmek için köyümden yola çıktığımda, ömrümde hiç gönnediğira tstanbsla gelmiştim. Gene ömrümde hiç görmediğim, ama adını duydnğnm Hilton otelini söyle yakmdan bir göreyim, dedim. Herhalde kılığım kıyafetim buna müsait değildi ki otele yaklaşırken beni dnrdurnp «yasak» dediler. Şimdi yurt dışında hayatı mı kazanır görgümn artınrken kendi vatanımda karşılastığıın çeşitli davramşlar eözümün önünden geçiyor; onlann mânasını çok daha iyi anlıyornm. Simdi Türkiyenin su perişan baline birlikte göı atalım ve dersler çıkarmaya çalısalım: Bir yanda zorla sınırdışı ettiğimiz tstanbnlln Rumlar vardır. Bonlar Türk ayruğuna girmemislerdir, askerlik yüzünden girmemişlerdir, başka nedenlerle girmemislerdir, biliyoruz çoğn fevinv li kişilerdir, aralarında arkadaslanmıı da vardır, ama domates döner kebabı, az şekerli kahve, Tarabya ve tstanbnlnn güzelligi üstüne çözümlenecek bir iş değildir bn. Türkiye bir başıbos ülke ve bir açık pazar ki orada çoğn kişi istediği gibi at oynatır ve bir tatlı hayat sürdürür. Bu tipe çok rastlanır ve bnnlar bir gün memleketten uzaklaşırlarsa: Ah cânım beyaz peynir. döner kebabı, mavi Boğaz... diye hatırlarlar Türkiyeyi. Onlar için Türkiye sevçisi Boğazın güzel manzarasmda baslar, tatlı kârlarla biter. öte yandan. sınırdışına kapağı atmak için kuyrnkta bekleyen yüı binlerce vatandas vardır. Bnnlar «Ah cânıro tstanbnl. ab cânım Türkiye» de.mezler: Bir sıram gelse sn memleketten kapağı atsam; dısarda bir işim olsa, adam gibi yaşasam, çoluğuma çocnğuraa para yollasam. diye çümrük kapılarında sürünürler. Törkiyeden zorla çıkanlıp Türkiyeye girmek Isteyen Snnanlı ile Tnrkiyeden kaçmak için knyrnkta bekleyen yüz binlerce Türkün hâzin manzarası Sstüne söylenecek çok sö» vardır. Bn memleketin has çocuklan Almanyada çöpçülük etmeye razıdırlar. Kim onları bu derekeye düşürmüstür? Hangi nizam. hangi düzen, han«i kanun isleri böylesine terse götürmüstür? Şu köşede bütün hunların gerçek sebepierine, iktisadi neden lerine dilimizin d<nidüeü kadar nzun nznlt dokunayorırz. Bugün sadece bir hâzin tezadı belirten çizgüer çektik. Cstünde düşünün düşünebildiğin kadar... ismet KÜR ürkiye öğTetmen Dernekleri Federasyonn, sı mak gerekir.. Oysa bu ses, okuma çağına gelmış nıf tüzükleriyle Ugüi blr bUdirt yayınladı.. ve gelecek kuşaklann alın yazısıın yazacaklann sesidir. Bn ses, «hal» in ve «gelecek» in sesJdir!.. Bn bUdiri, öğretmen dertlerinden birini, bir b»kıBunu, böylece anlayıp bilmek için de bir dâhı ma en büyüğünü dile getiren bir belgedir. anlayışına sahip olmaya lüzum yoktur. Son aylarda, Personel Kanun Tasansı, öğretO halde direnmek neden?.. Durum bu kadar men çevTelerinin ugismi öylesine üstünde topladı açık seçikken, öğretmenliği düşman sınıflar haliki, diğer dertlerden, yani yapılan baskı, çeşitü yolne getirerek bölmek, üstelik hiç bir gelecek vaalardan açığa vurulan töğretmene itimatsızlıkı nedetmlyen bir meslek haline sokmak gayretini bir densiz atılma ya da atanmalar ve daha bir yığın iyi niyetin sonucn olarak kabnllenmek. gereksiz bir Bğretmen dertlerinden söz edilmez oldu. Yalnız öğretmen derdi mi, bunlann yanısıra • iyimserlik ohır kanısmdayız. Kanun yapıcılannın anlamaları, hem de itiral eğitim sistemimizin kurbanı olan yıfm yığın gencin; bu gençlere nmiıt bağlamış olan ana • babali etmeleri gereken bir başka gerçek de, öğretmenliğin, koşullan ancak kendine özgü bir meslek oln n dertleri de var. duğudur. Bu yüzden, öğretmen meseleleri, öğretGün geçmiyor ki gazetelerde, sınav kapüannda menlikle ilgili kararlar, ancak kendi koşullan içinaklını kaçıran, kame alır almaz kalb durmasından de münakaşa edilebüir; başkalariyle kıyaslanarak ölüveren, ya da canına kjyan çocukcağızlanmızın kara haberleri yanında, öğretmen döven, nattâ öl karara bağlanamaz .. öğretmen ,eline aldığı çocuğu, genci yetiştirmek; onu kendi toplumnna ve indürmeye niyetlenen «âsi gençlik» in; sınıfta kalan sanlığa faydalı hale getirmek vazifesini üstöne alcocuğunu eezalandırırken «yüregine inen» babacıkmış kisidir. Bazı öğretmenler 7 • 12 yaş arası çoUrın öykülerini ofcnmıyabm... cukları, bazılan 12 15 yaş arasmdakHeri, bazılan Kısaeası. bir yanda çare bekliyen bir yığın da daha yaşlı olanları yetiştirmek görevini seçmiş«eğit m derdi».. lerdir.. Ama yaptıklan iş, tıpı tıpına aynıdu: İki ayaklı yaratığı «insan» haline getirmek... Yani Ve öbür yanda, bütün bn gerçeklere, dertlere «amaç» a varmak için her öğretmen, bir evvelkisırtmı çevirmiş, kulaklarını tıkamış; korkunç bir nin bıraktığı yerden ödeve başlar. öğretmenlik bukeşmekeş içinde bulnnduğunu, her yıl, nattâ yıldan nun için sınıflandırüamaz. Bu işin sınıflandınlmada kısa süreler içinde değiştirdiği kararlan, emirsını düşünmek, «sen küçük yaşta çocuklan insan leriyle; bu kararlar ve emirler arasındaki çelişmeolmaya hazırladığın için» küçük öğretmensin, belü leriyle ve nihayet sınav sonuçlariyle ortaya koymnş bir yerden yukarı çıkamaz, belli bir maaştan fazbulunan bir Millî Eğitim Bakanlığının yetkili kilasını alamazsın» diye bütfin kapılan kapayıverşileri rnek. aklın, iz'anın, insafın kabul edemiyeceği bir Üzülerek söylemek gerekir ki bn keşmekeş. garip olaydır. Tiirk Maarifine yeni gelmis değildir. Türk ulusunun, bugüne, bir çok değerli niteliklerini yitire yitire gelmiş olmasının nedenini, Türk Maarifinin, çok nzun yıllardanberi içinde bulunduğu bu keşmekeşte, bn ne yaptığını bümemezlikte aramak geylardanberi basın, hemen her türüyle; öğrekir. Ama gene de Türk öğretmeninin, tarih boretmen dernekleri bildirileri, resmi, özel yunca, şu son yıllardaki kadar tartaklandığı, bağlı temaslariyle; bu, çok haklı ve önemli yüz bin kibulunduğu Bakanlık tarafından bu kadar büyük şinin sesini Millî Eğitim Bakanlığı yetkUilerine dubir anlayışsızhkla ele alındığı görülmemiştir. yormak çabasındadır. Buna rağmen Personel Kanun Tasansı. hemen hemen ilk haliyle; o, öğret menleri bölen, darıltan, onlardan ilerleme hakkını, çalışma gücünii alan sakat haliyle trakümete ğretmenlerimizin içinde bulundukları çeşitli verilmiştir. zor durumlan bir yana bırakarak, bu yazıBunca haklı çabayı hiçe saymak gayreti içinmızda gene, şu söylene söylene söylenmez hale de olan Millî Eğitim Bakanlığı yetkilileri, aklın ve gelmiş bulunan Personel Kanun Tasansından, bu insafın gösterdiği yola gelmek için daha ne isterkanunun öğretmen ve dolayısiyle eğitim hayatına ler, ne beklerler ki acaba?.. Ögretmenlerin «sesgetireceği huzursuzluktan, kargaşalıktan söz ettnek siz» ya da «sesli» yürüyüşler yapmalannı mı?.. Köistiyorum. şe başlarında, meydanlarda nutuklar söylemelerini mi?.. Yoksa, toptan derse girraeme kararına varO kadar çok şey söylendi; Personel Kanun Tamalannı mı?.. Ne isterler ki?.. sarısının öğretmenlerle ilgili bölümunün bugünkü haliyle kanunlaşmasmın zararlan, çeşitli yazarlar Devlet Personel Kanunu ile ilgili sınıf tuzükleve en yetkililer tarafından öylesine etraflı anlatıldı rinin. hukümet görüşü olarak kesinleşme yoluna ki, bu konuyu tekrar ele alırken insan, biraz ntanç girdiği şu günlerde, Bakanlar Kurulundan şunları ve pek çok zorluk içine düşüyor. hatırlamalannı istiyoruz: O öğretmenlik bir bütündür. öğretmenliği Zorluk içine dfisüyor; çfinkfi söylenecek bütfin parçalamak, Türk eğitim hayatına büyük ve ösözler söylenmiş, bütün gerçekler açıklanmıs ve nemli gölgeler düşürür. konu, biraz bilgi, biraz iyi niyet sahibi olan herQ «ÖğTetmen sınıf tüzükleri», Personel Kanukesin anlryabileceği yumnşaklığa getirilmiştir. nunun ruhuna aykındır. Şöyle ki: Duyulan ntanç da, elbette hakkını almak istl• Personel Kanunu, devlet hizmetinde olanyen öğretmenler besabına değüdir!. lara bazı haklar tanunak amacıvla. onlann hayrına Ama utansak da, zorluklar içine düşsek de, bir hazırtanmıs bir kannndur. kez daha konuşmayı kutsal bir ödev saymaktayız.. Oysa smıf tüzuöerinin bilimsel esaslardan uÇünkü Personel Kanun Tasansı kesinleşmek. yani zak ve maksatlı hazırlanışıyla bu tasarı, öğretmeniş işten geçmek üzeredir. Ve öğretmenliği, öğretlerin bugüne değin kazanılmış baklannı bile ellemenlcri param parça eden bu tasan, bugünkü harinden almaktadır. liyle kanunlaşırsa, Türk eğitim hayatı çok önemli • Personel kanunu, personele maddî ve mâve çapraşık bir problemin içine düsecektir. nevi huzur getirerek işlerin daha iyiye gitmelerini Politikacılar kadar, kanun yapıcüar da, her şey sağlamak amacıvla hazırlanmıştır. den önce şunu anlamalı, şunu bilmelidirler ki, öğOysa tasarının, öğretmenlerle ilgili bölümleri, retmenler, kuşaklan yücelten, ya da küçülten kisiçocuklanmızın geleceğini elinde tutan bu sınıfı telerdir. öğretmen isterse, normal, aydın, biünçli, dirgin, kırgın ve her yönden huzursuz kılmaktakısacası her yönden «sıhhatli insan» lar yetistirir. dır. öğretnıenin «istemesi», yanl istiyerek, kendini ve• Personel Kanunu, personelin haksız bölünrerek çahşabilmesi, kendini yetiştirebilmesi ancak melerini önlemek, onlara ilerleme yollannı açmak normal koşullar içinde çalışmakla mümkün olaamacıyla hazırlanmıştır. bilir. Her türlü hakkı elinden aiınmış, yannından Oysa tasan bugünkü halilye öğretmenliğe hakkuşknlu, küçüklük duygusu içine sürüklenmiş, tesız ve gelişi güzel bölüntüler getirmekte; üstelik dirgin öğretmenlerden sıhhatH insanlar yetiştiröğretmenlerin ilerleme yollannı tıkamakta; hattî mesi elbette beklenemez. onlardan, çalışmalannın karsıüğını para olarak alma hakkmı bile esirgemektedir. T a: : • •«ı • •• •••• •••• :::: Ne isterler ki?... A İİİİ Biraz iyi niyet laca karanlık» makalesinden oğrenmiş oluyorum ki bir vatandaşımız çok uzun bir 1 yazı yazarak Sayın Nadir Nadi ye özet olarak «Halk halinden raemnundnr» diyor. Bu kanısını pekiştirmek için de kendisinin Anadolu halkının arasmda izlenimleri olduğunu bildiriyor. Bu denli izlenimlerin ne mene izlenim olduğunu izlenenler bir bilse vay o beyin haline. Hallerinden memnun görünüşlerinin sebebi nedır acaba? Bunu hiç düşünmemişe benzer bu upuzun yazıyı yazan bey. Halinden memnun olmanın ölçüsü nedır, neye göre memnundur? Sağlık işlerinden mi memnundur? Anadolunun her yerinde bu görevi yerine getiren yeter derecede sağlık tesisleri ve hizmetlerı mı var? Maalesef bunlardan bugüne dek arzu edilen şeklinden yoksun olduğu için halkımız, hiç olmazsa kendi köyünde bir teşkilâtın, en yakın olduğu nahiyesinde bir hastanenin bulunmamasından (olması lâzımdır diye düşünmedıği için) şikâyetçi değil, şikâyetçi olmayışını halinden memnun oluşuna mı bağlamak lâzım? Hastane yollanna milyonlarca vatandaşımız ancak ölümle yüz yüze gelince çıkıyor ve şayet kurtulamayıp ölürse de «Kaderi böyleymiş, alınyazısı» diyorlar. Bu alın yazısı şehirde başka, köyde başka oluyor. Bunu da bilmediği için belkı memnuniyetsizliğini anlamıyor diye memnun mu say mak lâzım kaderin elindeki vatandaşlarımızı. A VE TÜRKİYE... izim yazarın katıldığımız dü şüncelerine eklemek istediği miz, bu suretle ortaya çıkan gerçeklenn Türkiye açısından değerlendirılmesidir. Görülmektedir ki Cumhurbaşkanı'nın bu girişimi ileri sürülenlerin aksine Fransa'nın aleyhine olmamıştır, itibarınm yükselmesi bakımından lehine olmuştur. Bilindiği gibi Türkiye, öteden beri uluslararası meselelerde kendisinden beklenüeni yapmamış ve menfaatlerinin taban tabana çattştığı büyük emperyalist ülkelerin görüşlerini savunmuştur. Bu yersız tutum neden dir? Neye doyanılarak bu yol ta kip edilmiştir? Bizce meçhuldür bu hususlar. Ve bu hataya değinerek uyarmak istiyenler akla gelmedik iftiralara mâruz bırakılarak susturulmak istenmektedirler. Asıl tuhaf olan husus, tarafsız ülkelerde iltifat etmeyişimizdir. Hatırlanacağı üzere, Istıklâl Savaşımızı örnek olarak bağımsızhklarını sağlamış ülkelerle sıkı ilişkilerimiz ve hattâ liderliğimiz bir zamanlar bahis konusu olmuş idi. Fakat Türk hükumeti dayanağı meçhul bir tutumla bu ümitleri de suya düşürmüş B öğrenmesi, çalışması gerekir. Hiçbir hususta fikirsiz olmaması, susmaması gerekir. Yer yüzünde hiçbir ülkenin halkı parlâmentosuna bu kadaı ümitle sarılmamış ve bakmamış tır. Bu güzel ülke, bu yüzyılların ortadan kaldıramadığı dünyanın en eski ulusu, kendisini bu onur kırıcı yaşamdan kurtar masını beklediği milletvekillerine yine aynı şevk ve heyecanla bakmaktadır. Halkı harekete geçirecek lokomotifin böyle sessiz durmasına taraftar değiliz. Kazanlara kömürler doldurulmalı bütün engeller aşılmalıdır artık. Osman ÖZDÎKtCİ Güzel Sanatlar Akademısi Mimarlık öğrencisi. Nıırcuiuk nedir? *** O İŞSİZLER ORDUSU *şsizler ordusu gün geçtikçe büyümekte. zaman zaman | eğitim seferberliğinin açıldığını ilân eden demagoglara rağmen resmî istatistikler her sene artan nüfusumuza oranla yürütülmiyen bu hizmetten dolayı, okuma yazma bilmiyenlerin çoğaldığını Uân etmektedir. Ve halkımızm yine bu halini kadere bağlayıp, memnuniyetsizliğini söyliyememesini, memnun oluşu na mı bağlamak lânm? Çumra'nın Elmasun, Karasınır, Armusun, Sodur. Aladiken gibi vatanımızın yüzlerce köyündie topraksızhktan gBç edıp şehirlerde gecekondularda yaşayan ve işsizler ordusunu yoğunlastıran. Almanya'ya mecburen çalışmağa giden ve yine kendini kader böyleymiş diye avutup memnuniyetsizliğini söyliyemiyen milyonlarca vatandaşımızın halini memnun oluşuna mı bağlamak lâzım? Bütün bir millet olarak sosyal adaleti keliine olarak değil de tatbiki olarak tatmamamn kaderinin acısını anlamamak memnu niyetin ifadesi midir? Mektup sahibi bey, Sayın Nadir Nadi'ye Anadolu'yu gezip halkla konuşmasını ve halkın memnuniyetini görerek daha iyim ser yargılara varacağını öğütlüyor. Hem daha iyiyi, daha güzeli aramak, uğraşmak hiçbir za man da kötümserlik değildir. Sa yın Nadir Nadi'nin son cümlesın de tam ifadesini bulan iyimserli ği. kalblerimize su serpiyor : «Bir gün bn kısır çemberin mut laka kırılacağına yürekten inanıyoruz. Uznn vade ile yurdumuz hesabına biz de iyimseriz, hem de çok iyimseriz.» Saygılarımla. Teoman SINDIR Izmir *** •••• :::: oç. Dr. tbrahim Çubukçu"nun «Nurculuk nedir?» başlıkll ya zısını okuduktan sonra ister istemez Yümaz Çetiner'in «İnanç sömürücüleri» ni anımsadım. Ne güzel anlatmıştı onların içyüzünü bize. Ne kadar da gerçekçiydi. Şimdi ise bu atarn alabildiğine güçlenmiştir. Ve ilerisi için de bir tehlike dolamaktadır Türkiyenuı başma. Biz objektif bir açıdan bu konu üzerine eğilmek istiyonız. Acaba nurcu vatandaşlar kötülütü. ğunü bildikleri »reya bümedikleri halde niçin böylesi temelsiz bir aMemleketimizin bugüne değin kıma katüıyorlar? Bu önemli bir takip ettiği ve bağımsızlıklar sorudur. Bunu tncelemeden önce bağdaştırılmasına imkân bulunsayın tartışmao Hıdır Erçerı'nin mayan dış politikasının şahsiyet li bir duruma sokulacağı ve Ba konumuzla az da olsa ilişkisi olan bir yazısındaki şu cümlesl U tı ile olduğu kadar Doğu ve tazerinde duracağız: « . Biz bu düşrafsız ülkelerle de ilişkilerin gemanlıklan Türk milletinin vatanıliştirileceği yolundaki ümitlerina ve namusuna iastederek LS.(XK) miz, Sayın Çağlayangil'in son köyümüzü yakıp rıkan. Atatürkün demeciyle fazlalasmıstır. önderliğinde şahlanan Türk milAdnan NAS letinin azameti karşısında kaçarlarken yaşasm zito Kemal di*•* ye haykıran Yonan palikaryaların dan bekliyornz ama Türklerden beklemiyoruz.» D Konuş ey Milletvekili S?Ss !::: • ••• • ••• !••• • ••• • ••• S Yüz bin ses ğretmen hayatına en büyük tedirginliği, Pergetirmektedir. Oysa, dendiğine göre, bu kanunun hazırlanma amacı. devlete şu veya bu şekilde hizmet etmekte olanları daha iyi bir duruma ulaştırmak, huzura kavuştunnaktır. Hal böyleyken, Personel Kanun Tasansının öğretmenlerle ilgili yönleri açıklandığından bu yana, vüat bin öğretmen, «Sınıl tüzükleri bizim zaranmızadır; tasannın bu şekilde kanunlaşmasını istemiyoruz!» diye feryat etmektedir. Bn ses, sadece 100 bin insanın sesi olarak dinlense bile, tedbir alın Ö sonel Kanunu Sonuc T T t r türlü hakkı elinden aiınmış, yannından ••^•knşkuln, küçüklük duygnsn İçine sürüklenmiş, tedirgrin öğretmenlerden «sıhhatli insan» lar yetiştirmesi elbette beklenemez. Bakanlar Kurulunun, esasen bir yığın derdi, problemi bulunan öğretmen hayatına. bir de Personel Kanunu ile getirihnek istenen huzursuzluğu önliyeceğini, Personel Kanununun ruhuna aykın düsen teklifleri kabul etmiyeceğini tımut etmekteyiz. •••• •••• •••• ••>• Mmmm •••• iiİİ: :: : NOT: Gazetemize gönderilen yazıiar yayınlansın lanmasın iade edilmez, limHMlltllt veya yayın ••ltlMlMIIIIHWW»l > • ¥ « • • • • • • ••• • •• • • • • • • • • • • • •• • • • • • • « « • « ••••>••••••••••••••••••••••••••••*••••••••••••' * « • • • • • • • • • I «»••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••Mftaa Millî Eğitim Bakanlığından: YAPI IŞLERI ILANI 1 Aşağıda yapılacağı yerler, keşif bedelleri, teminat miktarlan, ihale gün ve saatleri ile Bakanlığa son müracaat günleri yazılı mesiek okulları inşaatı 2490 sayılı kanuna göre ve kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur. Geçtci İhale gün Bakanlığa son tşin adı ve yeri Keşif bedeli teminatı ve saati müracaat günü 1 Istanbul Haydarpaşa E.S.E. atelyeler yapımı ve yemekhane ikmal inşaatı 2 Konya Ereğlisi E.SE. öğretim binası ve atelyeler inşaatı 3 Amasya E.S.E. Demir atelyesi inşaatı 3.408.105,83 2.995.100.35 448.734,97 115994. 103604. 21700. 19/7/1966 Salı saat 11.00 19/7/1966 Salı saat 15.00 19/7/1966 Salı saat 16.00 14/7/1966 Tarafsız ülkelerin öncüsü Fransa ayın Hıfzı Oğuz"un «Tarafsız ülkelerin öncüsü Fransa» başlığıyla yaymlanan yazısı, son günlerde dünya kamu oyunu en fazla ilgilendiren Fransa'nın NATO'dan çekilmesi meselesinin sonuçlannı «ynntalanyla incelemesi ve bilhassa sözü geçen ülkenin durumunun ortaya çıkardığı gerçeklerin Türkiye bakımından da önemli olması dolayısıyla dikkate değer... Sayın yazar son gelişmelerden, De Gaulle'ün komünist ve sosyalist ülkeler yamsıra, yeni bağımsızlıklanna kavuşmuş tarafsız ülkelerle de dostluk kurmağa çahştığının anlaşıldığmı söylüyor ve şartların da elverişliliği dolayısıyla bu ikincilerin önderliğine yöneldiğini belirtiyor. Fransız Devlet Başkanınm bu teşebbüsü, şüphesiz ki tarafsız ülkelerde sevinçle karşılanacaktır. Zira onlar, askerî ittifaklann dünya sulhünü tehdıt edeceği ve NATO'nun Fransa'nın çekilmesiyle gevşemesinin, karşı tarafta yani Varşova Paktı'nda da gözülmeğe sebep olabileceği kanısındalaı. Bu girişiminden dolayı De Gaulle'ün, büyüklere karşı kendilerini koruyamayacak olan zayıf devletler tarafından bağra basılması kadar tabii bir şey olamaz. S erçekten Ankaranın en güzel yapılanndan biridir B.M.M. Sayın Recep Bilginer'in dediği gibi. Anıtsal bir görünümü vardır dışarıdan. Biraz yaklaşılırsa geniş kapısından, elinde çantası, düşünceli önemli kişilerin girdiği ve görevli polisler tarafından «Rap» diye selâmlandığı görülür. Halkımızm onurunu, geleceğini kendilerine emanet et tiği milletvekillerimizdir girenler... 32 mılyonun kalbı burada çarpar. Buradan çıkan en önemsız. olumlu ses dahi dalga dalga yayılır Edirne'den Hakkarı'ye. Fakat nedendir bilinmez. Bu çatının banndırdığı 600 milletve kili ve senatöriimüzün çoğu derin bir sessizlik içerisindedir. Neden alıştığımız birkaç isimden başkası çıkıp bu ülkenin derdini dile getirmez? Konuşmaz. Konuşamaz mı?. Bu sonun cusu imkânsız. Çünkü seçim meydanlarında saatlerce güneş altında parlak söz söyleyenlerin, serinletici cihazlarla donatılmış bu serin çatı altında daha rahat. daha sâkin konusmaları gerekmez mi? Konuşamayanlan çok büyük bir hosgörürlük gösterip mâzur görelim biran. Ama konuşanları susturmak neden, bağırmak neden, hele hele üzerine yürümek neden? Yanlış mı söylüyor? Yalan mı söylüyor? Sen de milletvekilisin, aynı haklar sana da tanınmış. Kürsü orada, mikrofon orada. Karşıt fikrin varsa. çıkar anlatırsın, yalan yanlış olduğunu dilin döndüğü kadar Bizler de yargımızı daha rahai veririz. Milletvekillerimizin ülkelerimizin dertlerini bizlerden fazla bilmesi, bizlerden fazla okuması. Fakat şurası yadsınamıyacak bir gerçektir kı bizde Türklük kavramı tam anlamıyla yörüngesine oturamamıştır. Eğer bu, us lara yerleşseydi ülkemizın fcaranlıkta olmaması gerekirdi Yerleşmemiş olmalı ki hS!â Kürt Saiflertn ardından gidebiliyoruz, hâlâ Atatürkü ve yapıtlannı çiğniyebiliyoruz. Ve hâlâ başımızı kunıa sokup at ovnatıyoruz dtişleriraizde. Oysa Savaştepe Kur'ân kursu hocasının 22 yaşındafci eşi Atatürkün lsminl bile duymarnış .. Etlik sırtındaki Piyangotepeden ilkokul üçtekl Hasan Hüseyin 19 Mayısı bilmiyor Atarürkti tanımıyor... (Jale Candan Akis: s. 625> Önce kanlarımızın aynı kan olduğunu bilmeüyiz. O zarnandır eı Sünniler «hacı olmab için» Alevilere saldırmıyacak, nurcular da gittiklerı yolu değıştireceklerdlr ~ Kendisinin. ber şeyin ustünde Türk olduğuna inanan bir yurttaş «Türklük yok Kürtlük var!» diyen Saidin peşlnden gidebilir mi? Demek oluyor ki bu toprağın kişilerinde «tnilli şuur» güçlendiril melidir azımızı özetlıyecek olursaK; yukarıda saydıklanmızın dışında nurculara. Inandıklan yolun «iğreti» ligi kendi gözleri ile gösterilmelidir. Karşıt durumda bugünün okuyamanaış Türk toplumu, yann çeşitli kollardan saldınlara uğrıyabilir. Bu. ber devrede böyle olmuştur. Onun için Türk aydınlan «Nnr Deryası» na (!) gömülmüş bu kişüeri oralar dan çekip kurtarmahdırlar Sayuı Çubukçu'nun da söyledikleri glbi nur öğrencileri gerçekte temi» kişilerdir. Kusur; onlarda değil, Said'i ve onun uşaklannı tuşa şetiremiyenlerdedir. Çalışıp çarpışmalı, memleketimize devamlı ••••••••••••••••••••••••••••••a Gürsoy ailesinin büyük kaybı ve teşekkürü 24 haziran 1966 cuma günü aramızdan ebediyen aynlan hamiyet ve olgunluk ümsâli aziz varlığımız, eşim, babamız HAMDİ GÜRSOY' ıın hastahğmda bizleri defalarca arayan komşu, akraba, dost ve hernşehrilerimize, tedavisiyle yakından ilgilenen Prof. Dr. Şefik Kayahan'a ve Dr. Nevzat Yeğinsu'ya, vefatında çelenk, telgraf, telefon mektupla ve bizzat gelerek acimızı paylaşan bütün sevenlerine gazetenizin tavassutu ile minnet ve şükranlarımızı sunarız. Zehra. Nevzat • Şefika. Orhan, Doğan Gürsoy NeıaJıet Mesut Eren Y Cumhuriyet 7677 MUDÜR ARANIYOR Şehrimizdeki bir Seyahat Acentesi için biri tngilizce olmak üzere en az iki yabancı dili iyi bilen tecrübeli, enerjik bir Müdüre acele ihtiyaç vardu. Ucret tatminkârdır. MüracaatJar gizli tutulacaktır. Tepebaşı Meşrutiyet caddesi No. 133 Personel Servisine müracaat {Basm 16116/7657) kötülük tohumları saçan Kürt Sait fabrikasını ortadan kaldrrmalıyız. Atatürkçü olmak bunu gerektlrir. Atatürkçü olduğumuza göre de bu şart! Biz buna taanıyoruz. M. Sadık \SLANKARA öğrenci Keşan Belediye Başkanlığındon 1 Terminal inşaatı kapalı zarf usulü ile ve sarî mukaveleli olarak eksiltmeye çıkarılmıştır. 2 İhalesi 18 temmuz 1966 pazartesi günü saat 16 da Keşan Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır. 3 Keşif bedeli 1.300.780,24 lira olup geçici teminatı 52.773,41 liradır. 4 Şartnameleri her gün mesaî saatleri dahilinde Belediye Muhasebesinde görülebilir 5 İhaleye iştirak edebilmek için en az 3 gün evvel Belediye Fen Heyetinden yeterlik belgesi alnmasj lâzımoır. 6 Taliplilerin teminat makbuzu, yeterlik belgesi ve diğer evTakı havi hazırlıyacaklan teklif mekruplanru ihale saatinden 1 saat ewe! makbuz karş.ılığında vermeleri lâzımdır. Postada vâki gecikmeler nazarı itibara almmaz. Keyfiyet ilân olunur. (Basın 16057/7661) 2 Eksiltme yukarıda yazılı gün ve saatlerde Ar.kara'da Meslekî ve Teknik öğretim Müsteşarlık yapısı içinde toplanacak Merkez Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır. 3 Eksiltme şartnamesi ve diğer evrak her gün çalışma saatleri içinde Bakanlık Yapı îşleri Dairesi Başkanlığında görülebilir. 4 Eksiltmeye girebilrnek için isteklilerin : A) Yukarıda yazılı miktardaki geçici teminatını, B) 1966 yıhna ait Ticaret Odası belgesini, C) Haydarpaşa için 350 bin nakit, 700 bin liralık kredisi, Ereğli için 300 bin nakit, 600 bin lirahk kredisi. Amasya için 50 bin nakit 100 bin liralık kredisi bulunduğuna dair ilân tarihinden sonra ahnmış Banka referansını, D) Müracaat dilekçeleriyle birlikte verecekleri (usulüne göre hazırlanmıs) taahhüt beyannamesi, Teknik Personel beyannamesi, Makina ve teçhızat beyannamesı, Bayındırlık Bakanlığından aiınmış keşif bedeli kadar işin ihalesine girebileceklerini gösterir müteahhitlik karnesi aslı ile noterden tasdikli bir örneği, enaz bir kalemde Haydarpaşa için 2.270.000., Ereğli için iki milyon, Amasya için 300 000. liralık benzeri bir işi yaptığma veya denetlediğine dair belgenin aslı ile noterden tasdikli bir örneğine göre, Yapı Îşleri Dairesi Başkanhğı Belge Komisyonundan alacaklan yeterlik belgelerini. teklif mektupları ile birlikte zarfa koymalan lâzımdır. 5 Teklif mektupları ihale günü açma saatinden bir saat evvele kadar ve makbuz karşılığında Komisyon Başkanhgına verilmesi gereklidir. 6 îlüracaatm son günü yukarıda yazılı olup telgrafla müracaat ve postada olacak gecikmeler kabul edilmez. İlân olunur. (Basın : 16212 A 8298/7672) PERSONNEL WANTED 1. 2. 3. 4. 6. Must be a Turkish citizen Must be a university graduate Must have completed bis military service Mnst be fluent in Engüsb 5 Should not be older than 35 yeers of age !•••••••••••••••••• A well known American Company requires a qualified person for the position of materials handling manager. The following qualifications are requested: Mnst be experienced in procurement, stock control and shipping Samspn Belediye Baskanlışından: Su şebekesi ihtiyacı için iki adet aküple Santrafüj Elektroraotopomp ile iki adet otomatik Şalter 2490 sayılı ka. nun hükümlerine göre kapalı zarf eksiltme suretiyle satın alınacakbr. Muhammen bedelleri tutan 30000. liradır Geçici teminatı 2.250, liradtr İhalesi 19/7/1966 Sab günü saat (16.00) da Belediyede Belediye Encümeninde vapılacakbr 2490 sayılı kanun hükümlerine göre hazırlanacak kapalı zarf teklif oıektuplannın en geç 19/7/1966 günü saat (15.00) e kadar Beediye Encümeni Başkanhgına tevdii sarttrr Teklif mektuplarına geçici teminattan başka 1966 yıh Ticaret Oc'ası kayıt belgesi eklenmiş olacaktır Şartnameleri Beledive E.ektrik ve Su Işletme Müdürlüğünden temin edilehilir (Ba»n 1Î9C8 A. 8125/7660) The Company oflers big oppurtunities for the people ınterested in a bussiness career. With your curriculum vitae and your latest graph please apply to the following address: Posta Kutusu 715 KARAKÖY İSTANBUL Reklâmcılık 2743/7662 photo (Brttştt Diğer taraftan De Gaulle'ün Doğu'yla ilişkileri geliştirme yolunda i'k öremli adımı savılan Moskova volculuğu'nun karsı tavunanlar olsa bile
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear