Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE ÎKÎ 7 Haziran 1966 JUMHURÎYE1 İSTANBULUM ELEKTRİK SORUNU ttanbul'nn elektriksij kalması tehlikesinden bahsedlldiği gu günlerd» tmme hizmetleri, şehlrleşme tekniğl ve politlkasındaki aksak tarıflan şoyle bir gozden geçinnek ve bn tehlikcnhı çareleri uzerine eğilmek istiyoruz. Blllndlği gibi elektrik, havagazı ve şehir snjra işletmelerl ilerl kapitalist memleketlerde özel teşebbüse bırakılmışsa da bu işletmeler kârhlık, kapasite tayininde serbest değillerdir. Diğer taMftan hlzmetin aksaması halinde tazminat veraıek zoru ile karşı karşıya bırakılmışlardır. Zaten hizmetin aksaması demek bunların zaten düfük tutulan kârlarmın tamamen ortadan kalkman tehlikesini getirdiği lçin, bu işletmeler hizmeti aksatmamak lçin plânlı ve programlı calısırlar. O sekilde ki meselâ A.B.D. blr şehirde yılda toplam olarak 60 dakikalık bir cereyan kesilmesi bu Isletmelerin kârlannı tehlikeye koyar. Ba sebeple bunlarm Idarecilerinin en çok korktukları ve yerlerini kaybetmek tehlikesinl getiren bu türlü aksamalardır. Memleketimizde ise bu kabil işletmeler ne hukukî ne de iktisadî bakundan sistemleştirilmiş değillerdir. Meselâ mes'ulleri aramak bir türlü mümkün değildir. Yatınm plânlan yıllık programlar kâğıt üzerindedir ve her türlü bahane bu plân ve programlann aksatılmasında kullanılır. Diğer taraftan bu plân ve programlann gerekti| 1 jekilde hazırianmadıgı da blr gerçektir. ••••••••••a* S: : •aaı •aaa •a*' •••• :::: Doç. Dr. Haydar KAZGAN gj Az gelişmişlikten kurtulııs savası ayın Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya'nın «Azgelismişlikten Kurtuluş Sava$ı> başlıklı yazısını ilgiyle okudvım. Denebilir ki Profesör, 20. yüzyıl ülkelerinin açık bir tablosunu yapıyor. Çoğunlukla Üçüncü Dünya adı altında toplanan 100 kadar azgelişmiş ulkenin azgelisnüşlikten ktırtulmalan sorununu isliyor. Yazı tümüyle bilgi verici ve doyurucu olmakla birlikte aramlan çözüm yollannm eğitsel ve kapah görüşlerden sıynlamayışı nedeniyle konuya kendi kavrayıs açımdan bir iki katkıda bulunmak istedım. Değişik bir ortam ve yepyeni ko çullar olagelen olaylar karsısmda ayakta durabilmek, utku kazanabilmek için kullanacağımız araç ve gereçleri de yenilemek zorun luğundayız. Ülkelerin toplumsal yapılan değişmiştir. Sürekli deği şim ve devrimlerle içıçe girerek karmaşık bir durum almış olan 20. yüzyıl sorunlarınm çözümünde artık eski teori ve görüşlerle onarım ve çözüm yoluna gidemeyiz. Rastalık bilinen eski hastalık değildir. Yeni hastahğı taruyıp tanımadığımız da apayn bir konudur. Yeni hastahğı bulup ortaya çıkardığımızı kabullensek bile gerekli reçeteyi yazacak ne doktor v« ne de herhangi bir teknik elemanımız yok. Bugün, kendilerini uzman, bilim adamı olarak gördüğümüz kisiler aslında hiç te düşündüğümü2 gibi olmayıp geçmişteki bilgelerin öğretilerini yinelemiş olmaktan öte yeni dünya bilgilerine en küçük bir katkıda bulunamamaktadırlar. Söyle ki çağımız savaslarmda kalkan ve kılıcın yeri ne ise günümüz dünya problemlerinin çözümü işinde de eski formüllerin değeri o ölçüde hafif ve hiçtir Paslanmış katı görüşlerin, işe yaramaz hale gelmis belırli teorilerin dışına çıkmak, yeni yeni buluşlar yapmak zorunluğu var dır bugün. Fakat bu demek değildir ki eski ile olan bağlantımız tamamen kesilecek ve eskinin hiçbir öğesinden yararlanılmayacak.. Aksine buluslarrmızm sağlık kay nağı yine eskinin kültürü, eskinin tekniği ve bilimi olacak ama biz onlarla yetinmeyip daha etkili atılımlar yaparak içinde bulunduğumuz kabuktan dışan çıkabileceğiz. Seçim üstüne Senato seçimlerinin sonucu A.f. için bir zaferdir. Nitekim ıb tidar partisinin gazetesi bu haberi: «Adalet Partisi yeni bir zafer kazandı» dlye vermistir. Doğrnsu 1950 den bu yana her seçim kır at için bir zafer olmustur. 1950 bir zaferdir, 1954 bir zaferdir, 1951 bir zaferdir. 1961 bir laferdir. 1965 bir zaferdir, ve şimdi de 1966 bir zaferle sonuçlanıyor. Ancak ortada bir de açık gerçek van Kır at zafer kazandıkça memleket venik düşüyor. Türkiyenin hali ortadadır. ve üstünde tartışmaya girişmek lüzumsuzdur. Bütün dünya nlusları için «kalkınma çagı» sayüan İkinci Dünya Savaşı ertesinin en değerli yirmi yılı toz duman ounuş havaya savrubnuştur. tçinde bulundnğumuz iktisadi çıkmaz 1966 Senato seçimleriyle daha da koyulasmıştır. Bu iktisadî çıkmazı çevreliyen siyasî tehlikeler ise Türkiyenin batTrnsızlığını ve Cumhuriyet düzenini tehlikeye düşürecek ağırlıklar kazanmıslardır. Ve bu yirmi yıl içinde. Batıb demokrasilerin yüzlerce vılda yaşadıklarını yaşamak için çırpınan bir toplumun hikâyesi de yatmaktadır. Batılı demokrasilerde ilk mücadele o? hakkının bütün vatandaşlara tanınması için jrürütüJen mficadeledir. Ba sürede liberaller muhafazakârlara karşı geniş halk yığınlannın özpürlüfünü savunan politikacılar olarak ortaya çıkmışlardır. Oy hakkı ve seçim vetkisi halka tanındıktan sonra dernokratik düzen içindeld mücadele nüeüğini değiştirmiş, sosyalist muhalefet baslamıştır. Liberallerta yıldızı sönmüş ve yerine sosyalist partilerin güçlenme çağı başlamıştır. Ozellikle İngiltere demokrasi tarihinde yukanda kısaca anlattığımız felişme açıkça görülür. Sosyalist partilerin iktidara etkileri kuvvetlendikçe kapitalist ve zengin Batı îktidarlan geniş halk fiğınlarına refah hakkı tanıyarak sosyal adaleti millî sınırlan içinde ferçekleştirme yönüne kaymıslardır. Böyleoe hele İkinci Dünya Savaşından sonra Batılı sanayi filkelerinde demokrasi düzeni halk yığmlarına özgürlük de^il refab hakkı tanıma mekanizması gibi işlemiştir; cünkü özgürlükler daha öncesinden gerçekleşmişti o ülkelerde Türkiyede durum çok defisiktir İsmet Pasa 1946 da demokrasiye karar verdiği zaman oy hakkı tepeden inme bir kaaunla halka sunulmuştur. Demokrat Parti, geniş halk yığınlannın özgürlük kazanması ve seçim hakkını elde etmesi için mücadele etmiş bir parti değildir. Buna rağmen Türkiyede demokrasi savaşının yirmi yıl sürece bir özgürlük mücadelesi gibi görünmesinin çeşitli değişik etkenleri vardır. Başa geçen iktidarlar hiç bir zaman bugünkü Batılı demokrasilerin anladığı mânada bir özgürlüğü kabul etmedikleri içindir ki özgürlük meselesi aktüalitesinden bir şey kaybetmiyor, ve Türkiye sosyalist muhalefet asamasına geçemiyordn. 37 Mavısla bu engel kısmen aşılmıstır. Bugün Türkiyede Adalet Partisinin kazandıgı seçimlerde bcliren asıl gerçek. Türkiyenin sosyalist muhalefet ile kapitalist iktidar arasında sürecek bir çatışmaya doğru hızla vol aldığı gerçeğidir. Nitekim Halk Partisinin sola kayması yanında İşçi Partisinin adım adım ilerlemesi. ve bütün engellere rağmen Uerlemesi ük işaretleri vermektedir. Şimdi üzerinde dikkatle durulması gereken bazı noktalan biç gözden kaçırmamak gerekir: 1 Az gelişmiş bir ülkede kapitaliım sosyalizm çatısrnası demek, bir mületin emperyalizmle çatışması demektir. Bir baska deyişle Türkiyede sosyalizm kapitalizm tartısması milletlerarası bir meseledir. 2 Seçimlere Ugi fittikçe azalmaktadır. 1966 Senato seçimlerinde oy verenlerin yüzde 50 yi asmaması halkın parlâmentoculuğa karsı güveninin adamakıUı sarsüdıginı gösterir. Toplumun dâvalan dışına çoktan kayraış politikacüann aZafer. zafer!» diye bağrracak yerde bu gelişmeyi endişeyle görmeleri cerekir. 3 Türkiyede iktidan ele geçiren kuvvetler TürkiyeyJ kalkındı racak tedbirleri almaktan yoksundnrlar. Nitekim yirmi yıldanberi kendilerini bu yolda sınamışlardır. Seçim sandığından ne çıkarsa çıksın Türkiyenin temel meselesi buriur Ancak bu temel mesele bir yana itilmektedir. Şimdi bu temel meseleyi çözümlemekten yoksun bir tktidar oy yfizdesiai de yttkselterek işine devam ediyor. 5 Haziran seçimleri Türkiyede biç bir dâvayı çözümlememiş. ve dâvalan ağırlaştırmaktan başka btr işe yaramamıştır. Seçimlerde söylenenlerin ağırlığı ve din sdmürgenliği, bulutlan daha da yoğunlaştırmıştır. Seçmen İsmet Paşanın sSyledigi gibi Adalet Partisinin gidişine «Dur» diyememiştir. 1950 denberf ne zaman «Dur!» dedi ki? I İsletmelerin görevı itekim böyle bir plân ve programlann hareket noktası hizmet vakl olacak talebin zaman içinde billnmesidir. Bu büyük blr arastırma konusudur. tstanbul'un meselâ 10 yıllık elektrik, havagazı, şehir suyn talebinin yıllar itlbarile ne olabileceğinl gösterebilecek nitelikte arastırma yapılmadan bu hizmetlerüı arz plân ve programları yapılamaz. Aynca bu işletmelerln yatrrrm güçlerini ve dolayısiyle hizmet arzlannın seneler olarak kıymetinJ bilmek ve gerektiği takdirde talebe tesir edecek tedbirlerl ortaya koymak da bu isletmelerin görevidir. Şehir plânlannı, sanaylleşme plânlannı ve hattâ nüfus hareketlerini bu isletmelerin kapasitelerine göre ayarlamak lçin bu işletme yetkililerinin alâkalılarla sıkı bir isbirliği yapmalan gerekmektedir. Yoksa talebin alabildiğine genişleyeceğinl kabul ederek bir plân yapıp bunun yürütülmesine de şimdilik. bilhassa finansman ve teknik lorunluklar sebebile lmkâıı yoktur. Kaldı ki İstanbul şehrinin bu hlzmetlerle ilgili yatırımlar için devlet bütçesinden erçekte elektrik ve diğer âmme hizmetlerikendisine tahsisat verilmesine de bugünkü sartsehirlesme ve sanayileşme hızının artmasile lar içlnde pek hakkı yoktuı. Bölgesel dengesizartan talebini karşılayacak olan arz büyük yatıliği peşin olarak kabul eden bir âmme hizmeti eri rımlara ve bu yatırımlar aksadığmda da büyük a m polirikasma önoelik versek bile bu işin hesaölçüde eari masraflara ihtiyaç göstermektedir. bını ortaya koymadan İstanbul şehrinin böyle bir Elektrik ve sair hizmet fiyatlan ile fazla oynamatalepte bulunmaya hakkı yoktur. Nitekim bugün mak korkusu yanında bu hizmetleri üreten işletEarar eden isletmelerinin zararlarını ve yeni yameleri çok körü sevk ve idaresi plânlara ve progtınmlar için gerekli (onları devlet bütçesinden ramlara çeşitli işletme dışı tesirlerle riayet edekarşılamak gerçek anlamda tstanbul lehine bir memesi yer alınca kısa vâdede arzı geliştirebilgellr transferinden başka birşey değildir. mek lçin gerekli tedbirler de alınmaz olmustur. Oysa ki, bugün fiyatlar genel seviyesindeki artış lânsız ve programsız gidiş istanbul içinde oranına nisbetle bu hizmetlerin fiyat seviyesi çok sadece elektriklerüı sönmesi, havagazı yegeride kalmışrır. Buna mukabll maliyetieri derine sadece hava verilmesi, terkos ama borularıvşmlı yükseldiği için arzı esnek hale getirecek nın sılt sık arıza yapmaaı, yaz aylanşd* sııyun mahiyetler için finansman kaynağı bulunamaz hatükenmesi ile kendini göstermemektedir. Gazetele gelmistir. Bu sebeple bu isletmelerin yetkililerin yazmadığı taraflar da vardır. Gecekondu Ieri bu isfn muhasebesini halk oyuna daha açık mahallerlnin çoğunda elektrik, akarsu gibi ana bir sekilde sunmak ve bir taraftan uzun vâdeli hizmetler yanında bütüıı diğer âmme hizmetleri plân ve programlann hazırlanması ve kabulü için yoktur. Talep bu jekilde gelişecek olursa sebeke gerekli haztrlığı yaparken, kısa vâdede tehlikelegeliştirme polltikasında öncelik blrtakım hukukî rl az çok yok edecek olan fiyatlan yükseltme cebahaneler oydurularak imâr kanunlanna ve beretinl de göstermeleri tek çıkar yol olarak görüU lediyecilik gerekçelerine uygun binalara verildiği için, istanbul içinde her türlü âmme hizmetin mektedir. N den yoksun gecekonda bölgelerinin istilâsma uğramasmı beklemekten başka çsre kalmayacaktır. Bu sebeple karanlık, pis ve tenakuzlar şehri olmaya doğru giden tstanbul'u kurtarmak için adı geeen âmme hizmetleri politikasında plânlı ve programll jekilde hareket ermekten başka çare yoktur. u şekilde plânlı ve programlı diişünme yorn İstanbnlun elektrik ve sair hizmet ihtiyaçlannı en düşük sosyal maliyetle karşılamak gayesine bağlı kalabilmek imkânını hazırlayacaktır. İstanbul gibi bir ll'de sanayileşmeye bağlı »ehirlesme yanında başka faktörlere bağlı kılmması gereken bir yığılma vardır. Bu sebeple ilk olarak sanayilesmenin gerektirdiği elektrik ve benzer âmme hizmetlerinin arnnı plânlaştırmak ve bu arada bu plânı bu sanayi için gerekli enfrastriiktür, plân İle koordine etmek lâzrmdır. Bu arada büyük bir ihtimalle bilhassa elektrik enerjisine bağlı sanayrnin îstanbul'a elektrik sağlayan kaynakların dişına cıkanlması. yani İstanbul ve civan için yeni kaynaklar bulunamadıfı takdirde, sanayileşmeyi bu bölgede dnrdurmayı da göze almak gerekecektir. Nitekim İller Bankasmm elektrik enerjisi üretim politikası şimdiye kadar İstanbul için memleketin bu enerjiye bağlı ihtiyaçlarmı karsılamayı ekonomik sebepler dısma çıkarak, karşılayamamak çıkmazma girmiştir. Bu demektir ki, İstanbulun plânsız ve programsız sekilde sanayi ve iskân bölgesi haline getirilmesi neticesi ihtiyacı olan elektrik enerjisini karşılamak için az çok memleketin tümü menfaatine plânlanmıs ve programlaştırılmış olan elektrik eneriisi kaynaklarımızı istenilen amaçlara uygun olarak kullanmak mümkün olmamaktadır. Nitekim bugün İstanbul'da bu enerjlnin kifayetslzliğini gidermek için kısa vpdede almması gereken tedbirler çerçevesinde bu çıkmazı daha da zorlamaktan başka birşey yapılamayacağı anlaşılmaktadır. tşte bu sebeplerdir kl. İstanbul için elektrik ve saire gibi hizmetler konu«u ile şehirleşme, sanayileşme konulannı içine alan m n vâdeli bir plân hazırlanmak ve bu ulânın finansman işinl İstanbul şehrinin Belediyebütçesi içinde düsünmek zamani artık gelmiş sayılmalıHır. Nitekim elektrik konusunda şimdiye kadar İller Bankssmın finansman imkânlarının dışına çıkılmak istenmediği icindir ki, İstanbul şehri karanlıkta kalmak tehlikesi ile karsı karsıya knlmıstir. S B O yazdığınız şartlar içinde etkin olmağa kişisel güçlerimiz yetmez, bütün çırpınmalarımız boşa gider, köycüler gruplaşamadıkça daireler bize itibar etmez, başarılmış iş görmedıkçe köylümüz bizi güleç yüzle karşılamaz. Ve tabii sonunda (tek lıf ettiğiniz Sınav sonunda) sınıfta dönen öğrencinln perişanlığma uğrarız. Görüyorsunuz ki, bilmediğımizi sandığınız bazı seylen biz de bilmekteyiz. Teklifimiz de bunun eseridir zaten. Tekhfımize ıcabet edetüerle Temmuz ayı içinde Mallıca'da buluşacafız. (gelecek olanlara özel mektupla cevap vereceğim > Bir düşünürümüzün şu sözle ri köycülük konusundaki temel inancımızdır: «KÖY, ancak köyden yetisrais ve uygarlıŞın teknik bilgileriyle relistirilmi« köy çocukların eli ve rehberliğiyle kalkınabilir. Aydın ve ülkücü geçinip de kBye gitmeyen zihniyetle köy kalkınmaz» Mallıca'da buluşuncaya kad»r hoşçakalın köycü arkadaşlanm. Basri GÜVEN ö^retmen Murpf' 'kırdag * * * degilse, hiçblr yerde değildir.. Ne ilginç, ne doğru bir yargı... Bu güzel yazı, bütün aydmlanmız. gençlerimiz, öğrencilerimiz tarafından ilgi ile okunmağa değeı nitelikte.... Dııhamel, ruhlan birbirine yakmlaştıran, birbirimizi sevmemizi, birbirimize anlayışla, şefkatle davranmamızı gerekli bulan bir düsünür... Bütün yapıtlannda hep bu ideali islemis ve yaymağa çalışmış. O. gerçek uygarlığın. insanları mutlu kılacak uvgarlığın teknik ilerleme ve gelişmelerle elde edilemiyeceğine inanıyor Bunlann birçoğunun. insanoğluns iyilik ve rahatlık getirmesi şöyle dursun sıkmtıya, mutsuzluğa sebep olduğunu söylüyor Duhamel. insana kendi kendisini, iç âlemini tanıtıyor. Andr^ Maurois'm yazar için sövlediei eibi: .Gündelik hayatımızm icindeki harikulrdelikleri. alısageldiinmiz şevlerdeki çüzeiliklerini bulup blze gösteriyor.» Duhamel. 1884 yılrada doğmus ve 82 yaşında göçmüş.. 1884; bilim ve sanat dünyası için verimll bir yıl... Bizde de Ömer Seyfettin. Haşim. Refik Halit, Yahya Kemal ve Halide Edip, hep bu yılda do§ dular Bu güzel makale. okuyucusuna iyimser duygular. yaygın bir insanlık sevgisi aşılıyor Büyük Duhame!, bu gün için yok ama. elbette Duhamel'ler yetişecek. Onun aktöresi, bütün insan yüreklerini tanrısal bir ışık halinde aydınlatacak.. Yahya Kemal: •İnsan âlemde hayal ettiği uisbette yaşar...» diyordu. Biz de: İnsan, âlemde sevdiği, sevindirdiği nisbette yaşar. de^ek doğru olmaz mı? Melâhal SEZENER , Öğretmen Duhamel artık yok ayın Oktay Akbal, •Duhamel Artık Yok» başlıklı yazısını yine büyük sanatçmın su sözü ile bitiriyor: «üygarlık, in•anoğlunun kalbindedir. Orada S Sonuc • • • • » » »» • • • » • • » » • • • • • » • • • •••»• • • •• • ••• • • • • a» G i I N I BANKA PERSONELI ALINACAK istanbul ve taşrada yeni açılacak şubelerimiz için yetişmiş eleman alınacaktır. Tamamen gızli tutulacak olan müracaatların hâl tercümesi ile birlikte (ANADOLU BANKASI A. Ş. ÜMUM MÜDÜRLÜĞÜ İstiklâl Cad. No. 108 İstanbul) sdresine < PERSONEL» rumuzu ile engeç 20 • Haziran 1966 tarihine kadar vazılı olarak yapılması rica olunur. •••a •••• j*aa P iüi 1= 11 İltl aaaa İÜİ ayın Profesör, azgelişmiş ülkelerin az da olsa gerçek bir mutluluğa kavusabüme. reriiçin EoltHaMrâ'yı 8mek olarak vermektedir. Bu örnek Türkıye için söz konusu olunca en yakın düşünce: Rejim değişıkliğidir.. Oysaki rejim değisikliği göze ahndıktan sonra Kolombiya örneğinin çok üstünde bir ts\eç denemesinden diğer bütün rejimlere değin her türlü yönetimin ışığı altmda yeni ve öpözge sistemleri uygulamaya girişebi 1 iriz. Zaten asıl ve gerekli olan •in bn son yoldur. Mustafa ÇİMEN İzmir * * * S ANADOLU BANKASI O «••••••••!•••••••• TELEFON DEGiŞiKLiGi AKER TICARET ve DEMIR SANAYII A. Ş. den 49 29 63 64 olan Çift hatlı Santral telefon numaramo • • • • • » • • • • • • • ••• • • • • • • < • • • • •• • • • • • • • » » • • • • • • • ' (Reklâmcıhk 2372) 6564 TASFiYE HALİNDE 4.6.1966 tarihinden itibaren 3 bat olarak değiştiğini sayın mösterilecimiza anederis. nâncüık: 3920/6549 Gösterilen devamlı itimat ve teveccühün neticesi olarak UNKAPANI ( SİLÂHT ARA6A ( Şubelerimiz Pek yakında hizmetinizdedir u sütundakı yaztmızı lyice ıyıce eleştırerek cevap yazan sayın Numan Bıçaklı, bir hataya düştüğümüzu belırttıkten sonra «Yazdıklarımızı samimiyetsiz, inansu bularak, köy soranlarına henüz eğilme düşüncesi içinde, meydanda olan bizi, baska bir meydana çagırıyor» dıyor ve: ödev yaptıkla rı yerın namüsaıt sartlarını sıralıyor. Hangı koyümüz güllük gülistanhktır da yazar köyünden yakınıyor? O bakımdan sayın yazarm ddev yaptığı yerin güçlüklerini izah etmesine pek lüzum yok, biz bütün köy öğretmenteri ufak farklarla ayni sartlardayız. Hem sonra, biz «köy sorunlarına benüz eğilme dflşflneeai içinde» değiliz. MALLICA'daki çahşmalanmız 1962 Eylülünde baslamıştır. Köy sorunlanmız sathi değildir ki, okulu, camiyi boyamakla, öteye beriye bir kaç ağaç dikmekle, okuma odası açraakla hemen hallediliversın. Bugün köylerimızin bazılarında kalkınma yönünde gayretler var dır ama biz o gayretlerin cılız, yetersiz kaldığına tecrübelerımizle kanaat getirdiğimiz, beraber olmanın güçlüğüne inandıfımız ıçindir ki «köycülük konusunda inançlı olanları Emirdafın Mallıca köyüne dâvet etmek» gibi bir teklifle ortaya çıkıyoruz. Malhca'yı Ünseli'yi ve diğer koylerimizi birer sınav yeri olarak kabul etmek çok güzel, fakat yalmzlığın güçlükl»rinı de hesaba katmak gerek... «Bir elin nesi var, iki elin sesi var» atasözümüz, çağrımızın temel gereğini açıklamaktadır. Reklâmcılık 2372 6563 Sayın Bıçaklı, yazısımn bir baska yerinde de «N'ereden bilsinler bn şartlar içinde çücümüz nisbetinde incelemeler, arastırmalar yapıp, çözüm yollan aramafa çırpındıgımızı. dairelerden kofuldngumuzo, köylülerin soğuk yüzleriyle karsılandıjımızı» diyerek tartısmamızdaki önemli bir noktaya aydınltk getiriyor. Cesaret meseıesi B Türkıye Ktedı bonkası Anon.m Şirketinden Maliye Bakanlığırun 4/6/1966 tarih ve 5268 16/26035 sayılı emri ile Bankalar Kanununa ek 153 sayılı kanun gereğmce tednci tasfiyesı Türkiye tş Bankas» A.Ş. ne tevdi edilmiş bulunan Türkiye Kredi Bankası A.Ş. tasfiye muamelelerine 8/7/1966 tarihinden itibaren başlanacağmdan bu tarihe kadar bilcümle tedıj'at durdurulmuştur. Ta&fiyenın cereyan tarzı ayrıca sayın alftkalılara duyurulacaktır. TASFİYE HEYETÎ (İlâncılık: 3930 6558) İstanbul Be/ed/yes/nden Belediye Eraekli. dul ve yetLmlerinin Haziran Ağustos 1966 üç aylıklarının tevziine başlanmıstır. (Basın 14457) 6541 ayda üll liradan itibaren taksit 24 a Ya kadar vade ^ V>. SINCER DİK1Ş MAKİNASI Tescil.odilmiş markadır. Üâncılık (2363J 6560 , Sayın Doktor ve Eczacılara Çocukların rauhtelif raenşcli ishalleriade kuIlanılaD ENTEROGEL VİTAMİNE (Toz suspansiyon) Streptomisln + Çift SUIfamid + BComplex vltaminlerl lletakvlyelt olarak 20 ölçeklik ve 200cc.Şi;elerde piyasayo arredilmişifr DOÖFARMA LABORATUARI TCL t 47 ta T« Elektrik Mühendisi Alınacaktır İstiklâl Cad. 181183 Kat 5 adresine müracaatlan. TtMLO (Basm: 3387/6564) İŞTE ESAS MESELE! S şte, dostum, daha önce | kalemin ueuna geldigi halde yâzmıdıklarımı kendi ÜLmiıkı MU/aatf ais