23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE ALM 23 Nisan 1966 CUMHURiYET Rahtni ceketini kartal kanatlı omzuna atmıs, ıslık çalarak kahveden içeri girdi. Doğru eczacı beyin elini öptfi, sonra Konsolosun elini öptii, sonra vatandas Abmet Efendinin elini öptü. Hepsi şaşaladılar. Konsolos: Yine bir bayram tnı var scaba, Hilmi Beyefendü. Bendeniz arabî kalandriyeyi pek iyi bilmem. Nuri de: Rehmi, sünnet çocngn gibi ne el öpisun?. Ha!. Ağabey.. seni unuttum.. ver elini öpeyim!. öpmiş ol!. Ağabey!. Sende beş tek lira var mı?. Ufaklık lâzım da... Nuri elini cebine attı.. iki tek lira çıkardı. Göstererek: Bende bn kadar var... Rahmi liralardan birini aldı : Bereket versin Nuri ağabey Afnamadım, ne bereketi.. Nuri ağabey boşuna mı el öptük yahu?. öptiysen ne oldu?. Ne olacak ağabey.. Buırün muharremin biri. Para verirler, el öpenlere.. ben de senden siftah ettim .. Bu da nereden çıktı?. Ahmet güldü: Rahmi be!. Sen hepimizi mandepsiye bastırdın!. Naapalım ağabey?. Her gün siz bastıracak değilsiniz ya!. Konsolos: Muharrem.. muharrem.. ben bunu hatırlayacağım.. eveet!. Muharrem kararnamesi.. tamam» demek bugiin muharrem .. Eczacı bey cebinden bir iki buçuklnk çıkarıp: Rahmi Bey.. kusura bakmayın!. Bende nfak para olarak bu var. Nuri: Eczacı bey.. siz kalan'tor adamsımz!. Versene bir onluk.. Ahmet: Yoo!. Çil para olacak. Kâğıdın çili olmaz... Rahmi: Onu da nereden çıkardın ağabey?. Ben bilirim o isü. Çil para olacak.. yani maden para... Kâğıt olsa ne olur?. Oğlum.. sen bn işleri benim kadar bilmezsin! Bunun âdeti budur. Kısmetime mâni oldon?. Kısmeti mismeti budur. Konsolos: ' Ahmet Beyefendü Bo âdetin esası nedir?. Bendeniz uzun zaman hariçte memuriyet verdiğim için doğrusn pek malümat sahibi değilim... Eczacı bey: Konsolos beyefendi, mirim. Muharremin biri arabî senenin başıdır. Sene başında pa/a almak, bfitün sene için bereket sayılır.. Nuri: Vay anam.. biz de sene baıında para verdik.. demek ki hep para vereceğiz .. Ahmet: Sen isteyerek vermedin.. onun için bütün sene senden böyle aldatarak para alacaklar. Daha beni aldatacak adam anasından doğmadı... Rahmi: u Ben varım ya!. Ben seni saymam .. Al paranı öyleyse!. Ben adam değil miyim?. ÖPMÜŞ OL L Ahmet: Muharrem ayı öızde bereket ayıdır. Aşure bu ayda pişer . Konsolos: Bayılınm aşureye.. demek ki bu bir takvim tatlısıdır. öyledir Konsolos bey. Kur bandan yirmi gün sonra muharrem başlar. Rica ederim Ahmet beyefendi.. Aylan sayar mısınız?. Rahmi saysın bir kere görelim Ağabey.. benim bugiin iyi günüm değil.. aklımı toplayamam şimdi... Neden o?. Ağabey.. dün akşam kavga ettik.. kafama vurdular... Meyhanede mi?. Teessüf ederim ağabeyBen meyhaneye gider miyim?. Nuri: Meyhaneye seni pırakmazlar... Hadi be!. Ben kaç defa Kumkapıda meyhaneye gittim. seneye aiacağın olsun... Gelecek seneye.. sen gözünü aç.. ben bugünden deftere yazdım . Arabî aylarını bilmedikteıı sonra sen muharremi bulamazsın ki . Ehmet söyledi ya!. Kurbandan yirmi gün sonra imiş.. Konsolos: Ahmet Beyefendü Şu arabî aylarını lütfedecek misiniz?. Yoksa .. Eczacı bey: Konsolos beyefendi. Ben arzedeyim: Malumu âliniz arabî ayı dediğimiz hicrî takvimdir. Yaaa!. Evet hicrî takvimdir» 12 aydır.. sırasiyle Istanbulda bizim halk dilinde söylenen isimlerini arzediyorum. Asıl arabî isimlerini halk bilmez. Birinci ay muharremdir, sonra sefer gelir. Bu ayın son çarşambasını pek tekin saymazlar. O gün fukaraya sadaka verirler ve .Ural BIRAND | Haftanın filimleri «Week End a Zuydcoote» Oynayanlar: Jean Paul Belmondo, Catherine Spaak, Jacques Remy, François Perier Senaryo: Jean Fouchet, Robert Merle. Fotoğraı: Henri Decae Müzik: Maurice Jarre Yönetmen: Henri Verneuil. Renkli: Diinya ve Fitas'da. 1 haziran 1940 cumartesi başlayıp, 2 haziran pazar akşamı sona eren bir hikâye ile yönetmen Hen ri Verneuil savaş denen akılsızlığı insancıl bir açıdan ortaya koyuyor Alman ordulan bütün Avrupayı alt üst etmiş, hiç bir engel tanımadan komşularını yutmakta. Zuy deoote sahillerine sıkışmış kalmış Fransız birlikleri, denizden kurta rılmalarmı bekliyor. Kumlann ürine serilmiş kalmıs birlikler ya denizden geri çekilecek, ya da yak laşan Alman ordusu tarafından yok edilecek. Bu sırada îngiliz birİikleri yavaş yavaş balıkçı motorlarının da yardımı ile kaçmayı ba şarmakta, Fransızlara ise sıra gelmemektedir. Çavuş Julien Maillot (J. P. Belmondo) îngilizlerle beraber kaçmaya karar verir ve iki gün süreyle bu gayesini gerçekleştirmeye çalışu. Filmin, Türkçe uydurma admda olduğu gibi kahramanlıkla ilgisi yok tabii. Aksine savaşın karşısında insan oğlunun tepkisini çiz miş yönetmen Verneuil. Kahrama nımız savaşı anlayamamıştır bile. O kadar ki topu topu iki asker öl dürecek, bunlar da b u l u n d u k l a n yere yakm bir evdeki genç kızı zor la iğfal etmeye çalışan iki vatanda §• olacaktır. Bir rahip olan arkada şına yaptıklannı anlatınca, din önünde suçsuz olduğu söylenecek tir ona. Zira rahip d e e l i n e silâh almış v e bir Almanı öldürmüştür. Dinsel anlamlar bile b u savaş d e n e n canavarın e l i n d e n kurtulamı yacaktır. Ancak genç kızı kurtara rak yaptığı hareketi kirletmiş v e öldürdüklerinin yapmak istedikle rini o yapmıştır. Ö l ü m ü n k o l gez m e s i n e müsaade edilince işlenebi len cinayetlere n e guzel mazeret kostümleri dikilebilmektedir ş u sa vaşlarda. Her y ö n ü i l e çirkindır sa vaşlar. K a n v e barut kokusu arasında ayakta kalabilen, balkonu v e pencereleri çiçekli e v i n güzelliği bile içindekilerin düşünceleri yuzünden sevimsizleşir. îki kxzkar deşten küçüğü «evini» bırakmaz. Asluıda «yuvasını» değil, içindeki eşyaları bırakamayan bir maddeci üğin eseridir. Savaş insanları tüm çirkinleştirmektedir. B u sebeple hürriyetine düşkun kahramanınuz ı n da yaşaması fazla olacaktır. Aynen, içi sadece iyüik dolu arkadaşı gibi, bir bombanın açtığı ç u kurun yanına cansız uzanacaktır. Evli v e karısı b u m u n d a tüten arkadaşı o n u n haşarısız kaçma d e n e mesinden dönüşünde nasıl da sevın miş ve bu sevincini onun yerine su getirmek için gittiği çeşme başında çok pahalıya ödemişti. Savaş o kadar insafsızdır. Verneuil, bütün nefretini kusuyor savaşın üzerine. Hem de ne guzel bir anlayışı incelikle dile ge tırerek. Her karesini birbirinden nefis fotoğraflarla süsleyerek Hen rı Decae'de en kuvvetli yardımcı sı olmuş. Fransız filimlerine alışıl mamış müzik yazarak canlılık ge tıren Maurice Jarre'nin bestesi ise, anlatılanlara ayn bir anlam kazan dırıyor. Savaşlardan hoşlanmayanlann filmi bu. Akılsız kahramanlıklar dan, ölümden, şuursuz yaşantıdan tiksinerılerin filmi. Savaşı propaganda silâhı olarak kulanmayan, msanJığm nerede başlayıp, nerede ve nasıl boğazlandığmı anlatan, di yecek sözü olan bir eser. Çok şey ler veriyor, her halde görülmesi gerekli. M Oünkerk Kahramanlan 22 Nisan 1927 tarihli Cumhuriyet'ten Milü Türk Devletinin kuruluş yıldönümü Bugün 23 Nisan. Sekiz sene önce Ankarada doğan bn şerefli ve sevinçli günün hâtıralannı bugün miistakil Türkiyenın her yerinde, her şehir, kasaba ve köyünde, her sokağında ve her kösesinde tes'it etmekle bahtiyarız. BAŞMAKALE rey ve karar edecek olursa Italyanın bn Cemiyetten çekileceği bugün M. Mussolini tarafından açıklanmıstır. = Ama meyhane bana dokunuyor... Eczacı bey: Meyhane dokunmaz Rahmi Efendi oğlum, içindeki şeyler dokunur... Eczacı bey!. Siz beni bilirsiniz.. ben ağzıma içki koyamam.. safram kabarır... Nuri: Sen kim, içki kim?. Ahmet: Lâfı uzatma!. Kimden dayak yedin?. Ağabey dayak demedim, kafama vurdular... O demektir o!. Anlat bakalım Konsolos: Ahmet beyefendi.. Arabi aylan hakkındaki malumatı bekliyorum.. Hilmi Beyin dayak yemesi hikâyesini sonra dinlevelim mfisaadenizle... Ben dayak yemedim yahu! Bende dayak yemiş adam hali *ar mı?. Nuri: Dayak yiyenin boynuzu mu olur?. Sen kendi dilinlen sövledin. Seni dayaktan sersem etmisler... Ben dayaktan sersem olmam.. sersem sensin!. Sersem olmasan ha bu Konsolosun sorduğuna cevap verirsin.. Konsolos bey ne sordu?. Konsolos: Arabî aylarını bilmiyorum da.. acaba söyleyebilir misiniz? Konsolos bey.. siz bugüne bugün koskoca bir konsolossunuz.. arabî' aylarını bilmiyormnsunuz?. Monser!. Bizim Hariciyede arabî aylarını bilmezler. Bendeniz Diyanet Islerinde çalısmadım. Hariciyede otuz sene hizmetim var. Olsun!. Insan arabî aylarını bilmez mı?. \ Sen Kehmi'sin.. yabancı sayılmazsın!. Ahmet: Rahmi sen arabî aylarını bilir misin?. Bilirim ya!. Say bakayım . Ağabey.. simdi benim aklımda değil Ama muharremi biliyorsun? Bilirim ya!. Kurbandan yirmi gün sonra muharrem gelir Konsolos: Ahmet Beyefendi!. Arabî aylan hakkında bana biraz tafsilât lütfeder misiniz?. Konsolos Bey!. Arabi aylan 12 aydır O kadar var mıdır?. Vardır: ama senesi âdi seneden 10 gün kısadır. Eczacı bey: Çünkü bir ay 29. bir ay 30 çeker Saaaa?. Enteresan.. Muharrem kaç çeker acaba?. Nuri: Sen bilisen söylesene!. Ben senin lâfınlan söylemem.. vallaha da söylemem.. billaha da.. iste yemin ettim... Ama muharremi bilirsun.. paramı da alırsun!. Enayilerden para sızdırırını.. U!an Rahmi!. Sen sahiden sersemsin be!. Eczacı bey de sana para \erdi. Onu da enayi } aptun!. Hâsâ! Ben eczacı beye söylemedim. Ben sana söyledim.. Eczacı bey gönül nzasiyle \erdi.. ama seni mantara bastırdım. Ne mantara bastırdın!. Bozuk para istedin!. Ben de cebimden çıkardım.. sen de aldın lirayı enayi asıl sensin.. iki lira var idi.. tek lira aldın!. Rahmi: Sahi be!. (Ahmede) gördün mü ağabey, böylelerine insaniyet de yakışmaz.. iki lirasını almalıydım.. ne ise.. gelecek ^^ ^= = SE = = =2 ^E Z= = ^ SSS = ^ = ^ ^S ^ZZ Sî ^~ ^= ^= ZZ ^^ SS yeni iş tutmazlar, yeni elbise ^ 2 giymezler. Sonra mevlit ayı gelir.. Buna büyük mevlit der : ^ Ier. Arapçası rebîülevvel'dir. ~* = Arkadan küçiik mevlit .. Sonra = cemaziyel'evvel denilen ay ge lir ki Türkler büyük tövbe der^^ ler. Sonra küçiik tövbe.. recep, = şaban, ramazan, bayram, ara lık, kurban. On iki ay oldu mo?. Z^ Rahmi: : = = Oldu eczacı bey... ^^ Konsolos: ^S Eczacı beyefendi.. Türkçe = de ben senin cemaziyelevveli ^ ni bilirim diye bir söz hatırla = ~~ rım.. bu... Haa!. Onun bir bikâyesi ^^ vardır mirim. Vaktiyle Defteri ^Z Hakani'de yani şimdiki Tapu ^ ldaresinde evraklan torbalara ^SS koyarlarmıs.. evrak memurla ^ = rından birisi bu torbaların es ~ kilerinden bir ikisini evine gö = türmüs.. fakir bir adammıs. Bu = torbalardan kendisine don yap * tırmış. Bu torbalardan biri üs tünde cemaziyelevvel ayında ^ S gelen evrakın konduğu torba ^ 3 olduğu için üzerinde cemaziyel ~ = evvel yazılı imiş. Her ne kadar ^ yıkamışlarsa da çıkmamıs. A ^ s : ma adamcağız böyle yazılı don ZZZ giyermiş. Bir gün tanıdıkların • ^ dan birisi hamamda adamın bu ^ ^ donu giydiğini görmüş. Gel za = man, git zaman adam ilerile^^ mis.. makam sahibi olmus.. fakat o ahbabı sırası gelince; bu = ~~ yazılı torbadan yapılmıs don ^= hikâyesini anlatmak için : Z^ « Canım uzatmasın o da.. ^ ~ ben onun cemaziyelevvelini bi lirim, diye söylermiş.. yani ev ^ ^ rak torbasından don giyecek ZZ: kadar fakir olduğunu anlatmak ~ ~ istermis.. hâlâ söylenen lâfın 2 ^ •= esası budur.. ^~ Mersi beyefendü. Çok en teresan . Ne buyurulur Ahmet ^ = Beyefendü. =^ Eczacı beyin malumatı ge nistir.. Konsolos Bey.. ben de bu hikâyeyi böyle işitmistim. Simdi bunu kimse anlamaz.. zaten söyleyen de kalmadı.. = Evet monser simdi, belkı ~ de artık ben onun meselâ: ara ^ ^ lığını bilirim.. yahut ekimini = bilirim mi diyecek?. ^Z Yok Konsolos bey.. artık ^ evrak torbalara değil dosyalara ^ ^ fconuyor dosyadan da don ya = pılmaz... = Mersi Ahmet Beyefendi . ^ == Rahmi: = Ya!. İste böyle Konsolos ^ ^^ bey.. öğrendiniz değil mi?. ^S Çok istifade ettim .. Ettiniz ama biz edemedik. • ^ ^^ Ne gibi?. Z= Muharrem parası... ^= Ha!. Hakkı âliniz var. Ne ^ kadar takdim edeyim?. ^^ Ahmet: = Yirmi bes kurnş kâfidir. ~^ Ahmet ağabey.. hadi sen vermiyorsun!. Bâri baskalanna ^ = mâni olma.. Konsolos bey, siz ^ S ona bakmayın.. Ahmet ağatoyim biraz cimridir.. ^^ ^Z Peki Hilmi Beyefendi! Ben de size iki buçuk liralık takdim edeyim.. buyurun .. Tesekkür ederim.. ba bere SS£ ket.. Ahmet ağabey.. ver yirmi ^ ~ besliği de bu isi kapatalım... ^S Ahmet cebinden bir çil yirmi =Z beslik çıkarıp verdikten sonra: • Oğlura bu paralar harcan ^ ^ maz.. bereket diye saklanır. se ^ = nesi gelmeden sarfedilmez anla dın mı?. Olur ağabey tesekkür e = derim. Eh .bana müsaade!. SS Kadmlar Birliğînin aldığı yeni kararlar Fuhuşla mücadeleye azımll olan ve bu uğurda çalısmalarda bulunan Kadmlar Birliğı ayrıca gazetelerce açık saçık yazıların yazılmamasına, dekolte karikaturl«nn yapılmamasına gayret sarfetmektedir Bu kadarla da kalmayan Bırhk, genç kızlann sus ıptilâsını da onlemek maksadıyla kadınların yeknesak (bır ornek) ve sâde. basıt bır surette gıyınmelerıni de teklif etmistır. Ancak bu tek lif komısyon tarafından kabul olunmamıştır. •••« •••• Çocuk günü 23 Nisanın «Çocuk günü» ıt* tihaz olunmasmda ihtımâl ki hiç farkına varılmamış ılâhı bır isabet vardır. O gun Türk mılletı Ankaradakı ıçtıma ile yepyeni bir devlete vücut vermış, dünyaya yepyenı bır devlet hâlınde doğmuştur. Milletin hayattakı ebedıyetinı temin eden çocukluğa bir gün tâyıni lâzım gelse bu gün ancak 23 Nisan olurdu. Mâşerin yalnız hayatiyetınden kuvvet alan 5yle şuur dışı hamleleri vardır ki hakikatte hiç bir hesap ve kitaba bılâkıs onlar vücut verırler. Işte 23 Nısan Turk milleti için o günlerden biridir. BELMONDO ve SPAAK Dunkerk'in değil ama, filmin de oynanıyor. Senaryo bir tiyatro eserinden alınmasına karşı hiç de bu havayı koklatmıyor seyirciye. Asıl heyecan verici yön Richardson'un elinde yoğrulan oyuncu kad rosunun başansı. Helen ve Peter'i oynayan Dora Bryan ve Richard Stephens tanmmış tiyatro oyuncu lan. Dora Bryan bu filme dek ba şarılı bir komedyen olarak çalışmış sahnelerde. Onları bile alışageldik leri türden başka havaya sokmuş Rich,ardson. Ancak asıl hayranhk uyandıranlar Rita Tushmgham ile Murray Melvin. Ikisi de ilk defa kamera karşısına geçiyorlar ve hay ret verici rahatlıkla kişiliklerinin gerektirdiği en ufak ayrıntılan bi le nefes alırcasına rahatlıkla çiziyorlar. Stüdyoda çalışmaktan nefret eden Rıchardson filmin bütününü dışarda çekmiş. Bütün teknik güç lükleri yenmesini takdirle karşıla mamak imkânsız. Jo'nun yalnız dünyasını veren fo toğraflarla filim daha da güçleniyor. îlgi çekici bir konu, başarılı oyun ve yönetimi ile «Bir Tadım Bal» Îngiliz sinemasının gorülmesi gerekli güçlü bir ömeği. NOT: Filmi ilk gün seyrederken bir teknik ânza sebebiyle ses ve görüntünün bozukluğundan fazlasiyle rahatsız olduk. Dileğimiz bu önemli filmin diğer seanslarda daha düzgün seyredilebilmiş olmasıdır. kahramanları ine de sadece bir kaşını kaldırarak rol kesiyor. Sessiz sinema devrinden beri filim yöneten Henry King"in de katılmasiyle kurulan bir tekaüdler kadrosu ancak bu ka dannı verebilirdi. Monoton, sıkıcı bir aşk bikâyesi. Galatasaray şampiyon! KAYBOUN A Ş K ««Stolen Hours» Oynayanlar: Susan Hayward, Michael Craig. Diane Baker, Edward Judd. Senaryo: Jessamyn West. Fotoğraf: Harry Waxman Müzik: Mort Lindsay Yönetmen: Daniel Petrle Renkli Atlas ve San'da. Susan Hayward oyuncular listesine girer de gözyaşı akmaz mı hiç. Yüzü yaşlandıkça daha da ağ lamaklı çizgilerle donanıyor. Bu kez de felâketle dolu bir hikâyenin kahramam. tki defa evlenip aynlmış çok zengin bir kadının göz leri bozuk görmeye başlar. Baş ağ nsı, sağ kolunda hissizlik vb. gittıkçe artar, ama doktorlardan nedense kaçar. Sonunda bir doktor kendisini kandırarak muayene eder. Ameliyat olması gerekir. Olur da, ama bir yıl ancak yaşayabile cektir. Sonra doktora âşık olur. Gerçeği öğrenince kaçar. Kendini eğlenceye vermek ister Daha fazla anlatılacak tarafı yok kı. Sonunu tahmin edebilirsinız. Susan Hayward mutfakta sovan ayıklayan ahçı kadmlar gibi sulu gözlerle dolaşıp duruyor. Ağlayarak açılmak isteyen seyir cilere bile sağlık verilemiyecek bır ıstırab kurdelâsı. :::: •••• Dün yapılan Galatasaray • Vefa maçı, Galatasarayın 52 çalibiveti ile neticelenmistir. Böy. lelikle Galatasaray şampiyon olmustur. Gerçi benüz lig maçları bitmemisse de Galatasaray bütün oyunlarını bitirmiş ve ' müsabakalarda hiç mağlup olRoma, 21 (A.A.) Cemiyeti mamıstır. Galatasaraydan sonAkvam, Ynçoslavya ile olan ih ra ençok sayı alan takım Süleytilâfında îtalya aleyhine itayı maniye'dir. Mussolini tehdit ediyor 123456789 zarlf yurume vasıtası ucu» anlamına İki söz. 3 Bir toprak tabakası ç e şıdi (jeoloji terimi), bir edat 4 Bır soru edatı, bır zaman parçası. 5 Kendisine herkes tarafından dinl saygı gosterilen Jconulara boyle denihr. noti. 6 Her hangi bir kurulda üye olan kişi. yarım olarak ayrılmıs durumda (eski terim). 7 Motorlu mavna 8 Bir nehir gibi alıp başını gıden. araç ve teknik vasıta. 9 Kabs ve işe yaramaz halde. YliKARIDAN AŞAĞIYA: AŞK UGRUNA «Tender Is The Night» Oynayanlar: Jennifer Jones, Jason Robarts Jr., Joan Fontaine, Tom Ewell, Jill S t John. Patıl Lnkas. Senaryo: Ivan Moffat Fotoğraf: Leon Shamroy Müzik: Bernard Herrmann Yönetmen: Henry King Renkli: Yenimelek ve Sitede. Scott Fitzgerald'ın romanı psiko lojik yönü yüklü bir konuyu işliyor. 15 yaşında babası tarafından iğfal edildiği için akıl hastahanesine düşen bir genç kız, kendıni te davı eden genç doktora âşık olur ve bu duygudan kuvvet alarak ıyı leşir. Doktor da ona âşıktır ama, evlenmeleri tehlikeli bir oyundur Zira hastası, onu gdzünde bir ilâh gibi yükseltmiştir. Ilerde normal bir insan olduğunu görmesi onu tekrardan yıkabilecektir Üstelik genç kız çok zengın, doktor da pa rasızdır. Ancak ayrılamaz ve evlenirler. Doktor da yavaş yavaş mesleğinden uzaklaşarak karısmın parası ile yaşar. Bu yaşantı zaman la etkisini gösterecek, doktor ise yaramaz bir ayyaş olacak, karısı da beraberliklerini sona erdirmek zorunda kalacaktır. Konu iyi işlense muhakkak ilgı çekici bir filim ortaya çıkabilirdı. Üç yıllık aynlıktan sonra gerıye dönüş yapan Jennıfer Jones bekle neni veremediği gibi, Joan Fonta TONBERG RADIOTELEVISION Transistorlu radyoların bütün meziyetlerini bir araya toplamıştır. Toptaü Satış. ÜÇKEN Koll. Ştı. IstantHil İrtikUl Cad. No. 30 Tet: 49960001 Beyojlu 1 «Öcunü dusmanında bırakma 1 » mînasına iki sozlu bir emir. 2 Bir çoğul takısı, pek yakında değil. 3 Saçına sakalına fazla beyazlık duşmuş durumdaki kişi. dertli ve hasSOLDAN SAĞ A: talann bağırtılarınaan. 4 Anası babası hısım v e akrabası bulunma1 Şu anda lçinde bulunduğumuz yan kifi (eski terim). çevrilince «yemevsım (karma soz). 2 «Ince ve min» demek olur. 5 Apansız v e 1 23456789 hiç haberimız olmadan, bizi dımvaya getiren kadın. 6 «Bazı yerlerl yanlıs v e kusurlu olarak kurulrrms bına kısmı ve tabakası» karşılığı ıkl soz. 7 AmeriOılnkt) nnımnranın kalılar da Ruslar halledilml* ,ekH d a b i r a n ö n c e ona gitmeğe çalışıyorlar, her cuma gunu minarelerde öğle ezanı ile birlikte verılen. 8 Bazı taşıtlar ancak bunun üzerinde vururler. bir sıfat takısı, yabancı. 9 Gemilere duzen verme onları onarma işi. O OK 1O R Tarık Z. Kırbakan Deıi Saç ve Zührevî Hastalıklan Miitehassısı tstıklâl Cad Parmakkapı No Sfı T'i: 44 10 73 Dr KAMKAN İ^KNEL | BİR TADIM BAL «A Taste of Honey» Oynayanlar: Rita Tushingham, Murray Melvin, Dora Bryan, Paul Danguah. Robert Stephens. Senaryo: Shelagh Delaney ve Tony Richardson Fotoğraf: VValter Lassally Yönetmen: Tony Richardson. Siyab . Beyaz. Emek'de. îngiliz sinemasmın en güçlü yö netmenlerinden Tony Richardson'un, en başarüı filmi. «Look Back in Anger», «The Entertainer> gibi tngıliz sinemasmın klâsikleşmiş kurdelalannın yönetmeni ve Albert Finney'i dünyaya tanıtan «Sa turday Night and Sunday Morningıin yapımcısı Richardson, bu filmi ile de 19 yaşındaki Rita Tushingham'ı sinema dünyasma sunmuştu. Konu orta yaşlarını da ardında bırakmak .üzere olan basit bir ka dın olan Helen'in (Dora Bryon) kü çük kızı Jo'nun yalnızlıkla dolu dünyasıdır. Kendinden sekiz yaş küçük bir adam olan Peter ( R o bert S t e p h e n s ) i l e b e r a b e r y a ş a mak için kızını t e r k e d e b i l e c e k k a d a r b e n c i l d i r b u kadın. A n n e s i n i n b u uzaklaşraa kararını h i s s e d e n Jo, bir a k s a m zenci b i r gemicı o l a n J o m m y ( P a u l D a n g u a l ) i l e karşılasacak v e o n u n l a yatacaktır. İ k i üâncülk: 2fi74/43fi8 Uahılıye Mütthassısı rakbim Sıra^elvıleı Caö 111/5 (AlmdO Ha^taııesl yani) Tel: 44 55 14 (Her e ü n 16 • 1R) Nerede • Ne zaman • Ne var GÜNE3: (21 61 40) Dunkerk 077 Casuslar Avcısı (K. AZAA TİYATROSU (Zl Si 46ı Clark) Kahramanları. Gönü) fjllro Gazanfeı özcan Yabancı Oldu* Şimdl 7ENİ (Şehzadebaşı) (22 58 92ı (çarsamba. cumartesi pazaı Kıralık Koca (J Lemmon). B E Y OĞ L D 16.15 de hereece 21.13 d e YENİ (Bakırköy): (71 68 26) AKSARAY K O C O K OPERA ATLAS: (44 08 35) Kaybolan 1 Meleklerin İntikamı (T. (Tevbrl BUge Vattl ö ı ve BAKIRKÖY Tiyatrosu HulAşk (S. Hayward). arkadaşları) (21 57 22) 1966 lecl (Müzikal) (Heı gece Şoray). 2 Muradın Turhüsü ÎMEK: ( « 84 39) Bir Tadım da Koltuk Kavgası (pazar21.15 de. pazaı 15 d e ) Bal. (F. Hakan). tesi hariç her gece 21.15 te, FITAS: (49 01 68) Dünkerk ŞAFAK: (22 25 13) Aşk Müçarsamba. cumartesi. Dazaı BULVAR TtYATROSTJ (Azl2 Kahramanları. Dunkerk Kahramanları. 15 de) Basmacı, Kenan Buke) GÜREL: (47 03 94) Çamasırcı MARMARA: (22 38 60) Şâha NEJAT CTYGOH VB ARKAGuzeli (T. Şoray). (21 76 82) ProıesÖT Kirkoı DASLAKI: «Alo Orası TıKERVAN: (48 04 23 Çamasırcı ne Koca (C. Cardinale). Pazartes) hanç ber gun marhane mi?» Her gun 18, 21.15 çarsamba 18 de. cumarGuzeli (T. Şoray). KAD1KÖI pazartesi 21.15 de. tesı. pazar 15 te LÂLE: (44 35 95 > Meleklerin CEP: (36 06 82) Komedl DünAKSARAY HAUi nyatrosu Intikamı (T. Şoray). Avnl Dİ111BİI Top (21 21 19> OORMKR yası (Ing.). rtYATROSD KONAK: (48 26 39) Yarış tAYAK TAKHın ARASINDA» (44 97 36) <Cengi2 Hanın ÇELIKTAŞ: (53 35 07) Melek Kurbanlan (R. İng.). Salı hariç heı gün 21,15'de BıslkJeti» (Komedl) oazartesi LEVENT: (63 55 39) Çamalerin İntikamı (T. Şoray). Çarsamba cumartesi. pazaı nanc heı guD 21 15 çarsamşırcı Guzeli (T. Soray). EFES: (36 35 84) 077 Casus 18 de ba 18 de. cumartesi Dazaı LÜKS: (44 03 80) Çamasırcı «KIRMIZ1 FENER1.ER» Heı 15 d e Avcısı (K. Clark). Guzeli (T. Şoray). RÜYA: (44 84 39) Intikam KADKÖY: (36 49 24) Sevi Salı saat 21,30 da SARAY Sİ PATİH TİYATROSU: Heı gün NEMASTNDAKasırgası (C. Michel). şenler (Ing.). 21, pazar 15.30 da Mariana ARENA (49 84 19) (Aitac SARAY: (44 16 56) Şahane Pineda. REKS: (36 01 12) Dünkerk Karındaj • CenA Güneı ve Koca (C. TCardinale). arkadaşları). cYüanların Ö GEN • AH: «An BU Eşekler. Kahramanları. SITE: (47 77 62) Aşk Uğrucü» (hergün 18 ve 21.15 de) Dazartesl öarlç oergün aı.IJ na (J. Fontaine). SUREYYA: (36 06 82) Belâlı ŞAN: (48 67 92) Kaybolan Aşk Beşler (R. Tood). (S. Hayward). STJNAB rOskDdaıı GM 03 «01 IAN: (Pangaltı): (48 07 40 ı Sahra Fedailerl. Devlet Oemlryolları Haydarpasa: Yeni (Levent). TENİ ATLAS: (48 65 02) İH o« 75) s t r k e o 27 00 90). Denlz/olBEYOĞLU: Çiğdem. İki kapılı, DoÇamasırcı GuzeU (T. Çoray). ları: (49 18 96) (TaM) günleri: 44 02 07) Updere, İtimat, Yeni Turan. YEN) MELEK (44 42 89) (Devlet uemlryoUarı aaydarpasaı Ask Dğruna (J. Fontaine). EMİNÖNÜ: Büyük, İrtlkamet, Altın Sehlr Hatları «4 43 83) Turk Hava YENf AH: (49 64 72) Altına Tuna, Lâleli, Ferah. Kollan BUet Satısı: 44 47 00) (DanısHücum (R'.T.). EYÜP: Güven, Sağmalcılar, Omit, <na: 44 03 06) (Rava Alanı: 73 82 4» • TIUDIZ: (Beşütaşr (47 63 <2> Sılâhtar. (3 84 40) hkyardım Hastahanesi: Yıldızlann Altında (G. Ar). (49 80 00) Nümune Hastahanesi: FATIH: Sife, Canbakan, Cumhuriyet, (38 59 00) Gureba (21 63 00), Hasekl Akın, Hal, Cibali. İST&NBDL ' (21 28 80) tscl Sanntya (21 «3 50) GAZİOSMANPASA: Merkez. Seledlya SantraJt (z3 4S 60) Beledlve ALEMDAB:: (22 36 83) Silâhiabıta MOdarıugt) ( a n »4> U e t e » KADIKÖY: Merkez. Yenigun, Koşuların Kanunu (Y. Güney). TJİoJl (73 8B 84) rraflk slkSyei 44 16 67, KTJLÜP: (22 71 83) Çamaşırcı yolu, Kızıltoprak, Bostancı. 1 'stanbul ttfalves) (21 4? » ) Güzell (T. Şoray). SARIYER: Emirgân. BULVAR: (21 35 78) YıldızlaNÖBE'l'Çt ECZANELER SIŞLI: Viyolet, Osmanbey, Ümit. n n Altında (G. Arsoy). t 23 Nisan Eczaneler USKÜDAR: Bağlarbaşı, Ziya HekımAYSTJ (Karagumrük 11 19 17) BAKIRKÖY: Hılâl, Yeşilköy İstasjon, Siyah Gözler (T. Şoray). I han Osmaniye Sıhhat. RENK' (21 15 25) Sevişenler BEŞİKTAŞ: Şlia, Ortekoy, Parlak. ZEYTINBURNU: Yenidoğan. Yarış Kurbanlan (R. tng.). SINEMALAR TİYATROLAR l carşamoa i < n n 13 c ! tnartea oazaj IS ve 21.15 CEZZAÜ SUKORİ ENCJÎN 1X)PLULUÖÜ ls Zill) Zarrte (çarşamBa hanc her gün 18 15 pazartes) 21.30 cuma 15 ve 18.15'deı tSTANBUI nyftrKDSU IEI hamra) (44 22 36) Muhalıf Odacı Dazartesı hariç her gece 21 çarsamDa cumartesi, oazaı 15 te (İAKACA (44 »4 ıH) Clball K.arakolu (Pazartesı narn, Oeı eece HJ3U) Cumartesi. Dazaı 1 Cumartesi matıne 8 cuma «uare tenzılâtJı Ull'l Tıyatrosu (44 36 63ı «Karakolda> Dazartesl 18 ve 21 15 çarsamba hanc her gün 18 de JYtlNtllll AKı •LXırıı.ru 1= 7 USKtTDAR LALE SINEMASINDA Bugun Matinelerden İtibaren Türkiyede ilk defa senenin muazzam şaheseri Dr. Ziyaettin Maktav Knlab Bnnm Bogaı Mâtehassm Ağn Çene Slrfirjis) Bastaltklan DÜNKERK KAHRAMANLARI (Renkli, Türkçe, Sinemaskop) Filim JEAN PAUL BELMONDO CATHERİNE SPAAK Seanslar: 11,30 1,45 4. 6,15 8,30 10,30 Not: Her pazar saat (10) da Çocuk Matinesi Tel: 36 51 8 î < Üâncılıit: 2920/1364 TaksliD Receppags C S/1 48 30 «8 eünlük beraberlikleri gemicinin s e fere çıkması i l e sona erecek v e k ü , çük J o g e n e yalnız kalacaktır. K ı sa b i r süre sonra bir homoseksüel olan Geoffery (Murray M e l v i n ) i l e çalıştığı mağazada karşılaşır ve be raber oturmaya başlarlar. Geoffrey bir abla gibidir. Jo'ya karşı. Zaten kadınlardan o kadar uzaktır kı, kendi dünyasmda yaşayan Jo'ya garip bir duygu ile bağlanır. Ancak zamanla karşı cinsi denemek isteyecek, bu ise Jo tarafından reddedilecektir. Bu arada Jo hâmile olduğunu fark eder. Geoffrey çocuğu kurtarmak için evlenmeye bile razıdır. Adlandıramadık lan beraberlikleri bir süre sonra Peter tarafından konulan Helen'in ddnüşü ile ne yazık ki bozulacaktur. Shelagh Delaney'in sahne oyunundan alınan konu bastan sona carpıcı bir tabülik ve akıcılık isin« Lüzumlu Telefonlar &ÜCÜK SAHNE Ulvi Uraz Tiyatrosu (48 if 52ı ıHABABAM S1NIFU (patartesı harıc ner eün ı> ve «1.15 de IEPEBASJ rtYATROSIj (44 2) 57) tModem Aile» pazac pazartesi çarsamba. cuma 21) ŞEHIB OPEKAS1. Oon PasquaJe (SaJı oersembe cumartes) 21.15) (36 55 11) Her gun 21, pazar 15 30 da Kireçli Bahçe, 2 Kova Su (çarsamba, 14 30, pazar 21 de). Y'EVt rîYATKO 144 04 09) Sekiz Kadın pazartesi. perşembe. cuma. cumartesı sjat 17 de. UiGızlı mı ışızlı» ,ıher gun 21. pazat 15 3n da ZEYTTNK1IKNI llvatmnı Her gun 21 de Kaiıvede Şenlık Var
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear