Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHÎFE DORT 9 Mart 1966 CUMHDRÎTET •••••••«a • • • • • • •• tt*«nt»«HiıiM*n«»ıııt»«tM««tı«**»mı»M*«ı«M»<«>tıım««»*w«Mi«»nnı«mı«f>><M«ııt»>«tiMM •••••••••••••••*•••••••••••••••••••••••••••#••••*••••••«••£•••••••••••>•••••••«•••*•»«••••••*«••••••••••••«•*••• • • • • • • • • • • • • • • • • « • • • • • • • • • • • • ••••rvı • • • • • * • ! • • • • • • • • ••••••!>•••• ••••••••••••••••••••••>•••••••«•••••*••••••••••*• sta. VIĞIN K A Ö T D t Me Müfide Zehra ERKİN 11 Türk mahallelerini kaplamış olan sessizlik, Rum mahallelerıne de bulaşmıştı; Lidra Caddesının pırıltılı vıtnnlerı, seyırcilerıne kusmüş gıbi, kepenklerıni yuzlerıne çekmişti. Her gece, çılgınhklara sahne olan gece kulupleriyse, derin bir uykuya dalmıslardı. Sabahlara dek, dans pıstlermde sallanmağa ahşmış olan Rum gençliğı, Tvıst yapmakla içlermdekı hırslan atamamışlar gibi, yer altındaki bir dehlizde tepinircesine, «Enosıs» diye bağrışmaktaydılar. Bu çılgınların çoğu, zil zurna sarhoştu. Şarap kadehlerini arka arkaya boşaltırken, birer Donkişot küığmda olduklannı farketmeden, dizlerine dek uzanan mermi torbalarını yoklayarak, korkunç kahkahalar atmak taydılar. Çoğu, sakallarını bılhassa uzatmıştı. Tıraşlı ve ünifor malı subaylara bakarken, «Bu tüysüzler, Yunanistandan yenı gelen askercıkler» diye, onları küçümser gibiydiler. Yunanlı subaylar i»e; «Kıbns Rumlan pek zuppe gayretlerimiz boşa gıdeceğe benzer..» diye duşünüyorlardı. Bu, iki tip Rum gençliği arasında, şarap fıçılarının ustünde, sessizce oturan, tırnak kemirerek, dışlerin; keskınlestırmeğe çalışan, birkaç Rum daha vardı. Bunlar, birbirleriyle kaş göz işareti yaparlarken, kulaklannı, dehlizin kapısma vermiş gibiydiler; sanki, bir haberci bekliyorlardı.. Veya sinsice düzenledikleri bir plânda, en öne geçmek istercesine, diğerlerinden gizlenmeğe çahjıyorlardı. Gözlerinde, korkunç bir öc pırıltisı sezıliyordu.. Herkese duşmandılar. Dehlızi dolduranlar, dirsek dırseğe çarpıştıkları arkadaçları değıl de, kafalannı ezmek istedikleri düşmanlanydı, sanki!.. Fıçı üzerine bağdaş kurarak oturmuş olan Rumun biri, yerinden atlıyarak, diğer fıçının yanına yaklaştı. Arkadasının omzuna çapkınca vurarak, birbirlerınin içine girercesine toplanmış olan, sakallı gençleri isaret etti «Ciklet çiğneyıp sakal uzatmaktan ba?ka işe yaramaz bunlar» dedi «Geceyi, şarkı soyleyip, dünkü kahramanlıklannı anlatarak geçıreceğe benzerler. Oysa, dün de bir halt etmedıler. Girdikleri Türk evlerindeki kadmlan ve ihtıyar erkekleri, silâhla durtüklerken, silâhın patlamasından korkar gibiydiler. Bunların arasından sıvışmanm yolunu bulahm.. Papagos, hâlâ donmedi.. Benimle gehrsen, Apollonun arkasındaki dehlıze gıderız. Oradakilerın hepsi bizdendır. Hiç değilse, kafayı çeker, birkaç lâf ederiz, emir gelinceye dek..» Hacupulos içındeki sıkıntıdan bir an evvel kurtulmak istercesine, şarabı son yudumunacak içerken; «Haklısın,» dedi. «Papagosu 0rada beklesek daha iyi.. Alekoya bir isaret çek de, yerinden kıpırdasm..» Aleko arkadaşlannın işaretini görür görmez, kocaman bacaklarını toparladı. Çızmelerıyle gürultü yapmamağa çabalıyarak, fıçının arkasma kaydı. Yaptığı gürultuyü, bir kez unutturmıya çalıştıktan sonra, dızlenni yere dayıyarak, emekltrcesıne arkadaşlannın yanına geldi. Usulca; «Haydı,» dedi; «kart sesliler tenorlük gururu içındeler. Opera bıtmeden sıvışalım buradan.» Dehlizden usulca çıktılar. Temiz havaya kavujunca, gerinıp. esnedi Aleko.. Dünyaya yeniden gelmiş gibi; «Of! be.» dedi. «Bomboş iki »aat geçirdik.. Neredeyse pazulanm gevşiyecekti..» Hacupulos bu söze korkunç bir kahkahayla cevap verdi; «Türk kadmlarını sarmak için kuvvetli kalmıya bak. Pek narin şeyler, üstelik namuslu mu namuslu mübarekler. Yanlarına yak laştın mı, eteklerıni çekiştirip, gozlerinı kapıyorlar Bayıhnm böylelerini okşamağa Hele ağlamağa başlayınca, bir tokat aşkederek, dudaklarını ısırmaya biterım. Istersenîz, ilk önce Cikkoya (Türk esirlerınm hapsedildikleri okul) gidelim Bekçileri uyutur, ıçeri gireriz. Korku nbbeti geçiren tutsak kızlan kucaklamanm tam sırası..» Aleko sınttı; «Hepimiz birden giremeyiz oraya; durum çok karıştı, bugün. Türkler, garantör haklarını aramak için hanı nereye basvurulurî Divana mı, nedir! oraya baş vurmuşlar. Belki de, bu yüzden Dımıtrodan yeni bir emir çıkmadı. Böyle pmeklemek hosuma gıtmiyor amma, Dimitroyu kırmak istemem. Domuzun en lezzetli yerini bana yedirir. Açlıktan blmeğe niyetim yok..» Hacupulos, tekrar kahkahayı attı; «Sen aezının tadını unutmuşsun oğlum.. Yahut, Dimitroyu anlıyamami'sın; işini gördünnek için, ciğerini ısgara yapıp yedirir, o insana.. Lâkin, sözünden çıkarsan, işini goremezsen, ciğenni sdker, atar köpeklere. senin. Anladın mı? Cikko sevdasından vazgeçelim, şimdicek. Orası bızimkılerın, tanınınz. Amma, Türk mahallele rine sıvışabiliriz gizlıce Ha! Na»ıl?..» Bu konuşmaları sessizce dınlemekte olan Yorgo, birdenbıre dikleşti; bıyıklarını kapatırcasına sarkmış olan, kocaman burnunu çekiştirdi. Incecık dudak • lannı büzerek, çivıli çızmelerini yere vurdu: «Sapıttınız be, dedi; bana başka türlüleri gerek.. Türk mahallesine gideceksek, ben Türk hastahanesine dalıp, bir pilıç bula • cağım. Etini yemed^n. şurama bir iğne batırtacağım ona Neredeyse saatim geliyor. Beni delirtirseniz, topunuzu gebertmm » Aleko heyecanla: «Iğneni ben yaparım, dedi. Bırbirimizi yemeğe kalkarsak, dünyayı kime bırakacağız? Gümüş tabak içinden yengeç çorbası i • çenlere mi! Biz yaşamazsak yengeçlerin hali ne olur? Sen krızı unut da, biraz sonraki keyfi düsün. Bir emir çıkar saldırın diye.. topumuz, «hurra». Kıbnsa neye geldik yani! Anamızın dizi dibinde pineklemeye mi? Hanginiz ananızı, babanızı biliyorsu nuz, söyleyin bana.. Ben, on yaşındayken, göğsümde, istavrozlu bir zincir bulmuştum. Zinciri bana kim taktı diye soruşturduklarım, tekmeyl» iteledilerdi beni. Onu takanı bulamayınca, dişle • rimle zinciri kopartıp, istavrozu ile fırlattımdı, sokaklara Kaç yıl, kaldırım üstlerinde, zıbardığımı hatırlamıyorum ama.. bir gün kolumdan çeken birisi uyan dırdıydı, beni. Dik bakışlarla süzerek «Pazun kuvvetli senm.. gel benımle, dedi». Duyduğum en güzel sözdü bu. Takıldım peşine. Beni kocaman bir yapıya götürdü, dar sokaklardan gecire geçire. Nereye geldiğımi anlama mıştım hiç. Anlasam da ne çıkar dı! Orada, dik bakıslı bir adama (Grıvasa) beni gosterdı. «Boyleleri gerek bıze» dedi. Adam, «açmısın» diye sordu, bana. «Açım> diye bar bar ba.fırmıştım. tşte, o günden öte, taş kırdım, yer kazdım. hep doyayım diye.. doydum mu? Belki de, verdikleri ekraekle çoğu ınsan doyar! Fakat, ben doymadım. Yedikçe, açhğımı daha çok lezdim. Yunanistandan Kıbnsa, Kıbrıstan Yunanıstana yük taşıdım durmadan. Beş yıl önce de buraya çiviledıler beni. Yunanıstanda doğmuşum ama, ne anam, ne babam, ne de vatanım var. Kim karnımı doyurursa, o na çalışınm. Kendı zevkıme hizmet etmek demektır, bu. Keyfim den gayrısinı dusünmem Haydi yurüyün birer pılıç bulup keyiflenelım.» Bağırmaktan nefesi tıkanan Alekoyu, Haçopulos hırsla kolundan çekti. üudaklarından akan ığrenç türuruklerı yutmağa çalışarak: Bende sizler gibiyim, dedi; Ne varki sız herşeyi kendinize yontuvorsunuz. Akhnız fıkrıniz karın doyurmakta tevekkelı değil Dımıtronun yedırdiğı domuzun lezzetinı unutamamışsın Aleko.. Şunu bılın ki ben onca şeylerle yetmmem dunya benım olmah. Ben dünyayı almak için çalışanlann yanmdayım Buraya niye gonderıldığımi bildığım gıbi şım di kimın hesabınada çahştığımı biliyorum. Tümünüzden eskiyim bu çabanın içinde 951 de Yunanistanda senin o siyah bıyıklı de« dığın adamın, emrınde (KHİ) yeraltı teskilâtındaydım. Oradan Kıb rı^a gonderildim. Makarios, Grivasla anlaşmış (Peon) Rum gençlık teskilâtını organize etmesini ıstemişti Grivas benim gbı güçlülerı Yunanistandan taşıdı bura>a.. Ne halt ettıler? yiç!.. Ingilizler kısa bir sure sonra silâhla hurra ettiler üstümüze. Siniverdı senin bıyıklıyla, sakallı» Canımı sıkmıştı bu başarısızhk. Açtım da. tüm Peon kışlalan boşaltıldı.. Yorgo o sırada alıştı bu zehire.. Bir zaman sonra «Eoka. yı kurdular Yeraltında çalıştık bıhrsın Sızlerde gordünüz papazın gucünu 953 teyız geçti 12 * 1, hani rütbe hanı para? Dimitro bizı partisine almasaydı topumuz açtık amma yine de ınanmam ona. O da Makarios'un kuru dslından meyva yiyerek şahlanacak sanıyor.. Yakında Akelden aynlıp bir başkasına geçmekten başka çare goremıyorum. Acelem var mutluca bir yaşama atılraağa .. Bu sessizlik hiç hoşuma gıtmiyor. Papagostan Turk semtinde neler olduğunu öğrenmeden Içim rahat etmeyecek Kıbns şım dılik Ingilizlerden temizlendi. Turklerden de bir temızlenirse lş kolaylaşır ' Beni «okaga bırakan Yunanlı anama borcumu cdemek, gögsümdeki nişanı göstermek şerefine erişeceğim.. Ne demek istediğimi elbette anlsdınızl Ballirkotisaya yaklaştık dehlize girelim de saatleri sayalım O aralık Yorgonun keyfine de sen yardım edersin, Aleko. Ona çattık nasılsa!> Yorgo titreyerek Alekonun koluna yapıştı. Konuşulanlardan ^ tek kelime anlamamış gibi donuk ' J bir sesle; . «Çabuk dedi, çabuk olun neredeyse sokaklarda tepinmeğe başlayacağım.» (Devamı var) t:::::::::::::::: ı:::::::::::::::: ÎIFFANYJONESJ •• *• * Elif hanım •••••••> • • •• • •«• ••••• •••••«• LAFCPAN C5EUEN UABER. ISfZ. BİRİBİBINİ LAZAR'IN CTrfJNA C3ETİRÎP GRSSUARI Sayın Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in devam etmekte olaıı rahatsızbğı dolayısiyle Türkiye radyolan normal prosramlannı ya\inlayamamaktadırlar. Normal programlara dönülünceye kadar radyo progTamlanmız yaymlanmıyacaktır. Projeksiyonlu Rot Ayar Cihazı Satın Alınacaktır 1<+İN BAB4AA BENİ MUP2AP NA VERMEPEN ÖN r4EHA mSCTUP L42AS2*IN Ânkara Elektrik, Havagazı ve Otobüs Isletme Müessesesinden 1 Müessesemiz ihtiyacı için 1 adet Projeksiyonla rot ayar cihazı (Kamyonet, kamyon, pikap ve jeepler için) teklif alma usulü ve Türk parası ile satuı almacaktır. 2 İlgililer hazırlayacaklan tekliflerinl teklif fiatlan üzerinden verecekîeri % 7 S muvakkat teminatlan 'ue birlikte 14.3.1966 pazartesi günü saat 17.30 a kadar Müessesemis Umum Müdürlüğüne tevdi edeceklerdir. 3 Teklif mektuplannda teslim müddeti sarih olarak bildirilecektir. 4 Teklif ile birlikte cihazın teknik evsafını göstcrir prospektüs ve kataloğ verüecektir. 5 Postada vâki gecikmeler nazarj itibare abnınay»cağı gibi telgrafla yapılacak teklifler kabul edilmiyecektir. 6 Müessesemiz siparişi verip vermemekte veya dilediğüıe vermekte serbesttir. (Basın 9291 A. 1754/2470) i$ SAATLERİ ^O^t O Kkt Ta.*af SynA . 1964. WotM r.jtıu rt«rvfd 31 Jaja bütün vücuduyla o tarafa döndü. Banknotlara dehşetle bakGeorjel mağa başladı. Btr Sylvie'ye baSİMENON kıyor, bir komsere bakıyor, anlamak için muazzam gayret sarfediyordu. Ama yine de işin içinden çıkamıyordu: Çeriren: SEMtRAMlS Nedir bu, Allah aşkınıza!... kıyor, karşı küçük barda hareMaigret mrnldandı: artık çekildiğinden camın rengi iişi güıel soylenui: ket halindeki silnetleri seyredi Hiç bir şey... O kadar muhim defil... Syl de mavileşmişti. Jaja Sylvie'ye Barın kapısı açıldı. Halbuki yor, bir Jaja'nın bnlnndnğn arvie bu sefer cömert bir aşık ya bakıp duruyordu. Sylvie ise hiç kalamış, bütün mesele bu!... Bu bir tarafa bakmıyor, hiç bir şey buraya ö\le oldunı olası gelen ka dükkfina bakıyordu. Müşteri, aşığuı adını biliyor musunuz? söylemiyor, dalgin dalgın oturu çok enderdir. Müşterinin biri ne biçim bir eve düstüm diye çinko tezgâhın üzerine dirsekleri bayret ede ede çıkıp gitti. MaigHarry Brovvn. yordu. ni dayamış, paralı makinenin ma ret de tekrar öteki odaya geçti Maigret sanki kendi evindey Hadi, bekliyorum. . miş gibi, rahat rahat oturuyordu. Aynı şeyi yüz kerre de tekrar nivelâsını çeviriyordu. ve ata biner gibi sandalyesine VII Dirsekleri masaya dayalı, pipo layabilirdi ve on yıl da bekleyeoturdu. TALİMAT su ağzında, motoıı şapkası da bilirdi! Sadece Jaja içini çekerek: Jaja'nın hali biraz değişmisensesine doğru inik. . Aman Allahım, böyle bir şe Kadınlann bir manevra falan ti. Biraı evvelki endişeli bali Yirmi bin frank . Hötel yin olacağını hiç de ummamış cevirmesine mânî olmak için Maigret hemen yerinden kalktı. Me voktu. Fakat merak içerisindeyBeausejour'dakılerin tabırınce «Kı tım, dedi. di, merhamet ve kin doln gözsa bir zaman için» bu yirmi bin Maigret, kendisini giiç zaptedi selâ, bu müşteri, Joseph'in bir adamı da olabilirdi. Bu yüzden ba lerle Sylvie'ye bakıp duruyorfrank... yordu. Ayağa kalktı, beş aşağı, dn. Yine durumun nazikliğini ida beş yukarı dolaşmaya başladı. ra kendisi girmeyi tercih etti. Her halde: Bu kötü dnrmn Ne istiyorsunuz? re maksadıyla olacak, Jaja elleri Fakat matlaka... diye söylenip knrtulacak, Müşteri öylesine ÜTktü U, ko dan bakalım nasıl ni öıüüçüne silip duruyordu. A duruyordu. fallamıştı, bir şey de soramıyorKızm bu heykel hali onu deli miser, canının sıkılmasma rağ diye düşünüyordu. Nihayet yüksek sesle: Siı du. ye döndürüyordu. Onun yanından men, neredeyse kahkahayı basaYa zavallı Sylvie! Kanı damar geçti, bir defa daha geçti, bir ü caktı. Bu, orta yaşh, kış saçlı, de bilirsiniz, komiser bey, insan larında donmuş, suratımn hatla çüncü defa daha geçti. Ama kız, uçuk benizli bir adamdı. Buraya ların ne acaip oldaklannı dedi.., n çekilmiş, önündeki boşluğa sanki donmuş, hiç kumldamıyor kitn bilir ne karışık şehvet hül Fakat inançsız konnşuyordu. Syl yalan kuraralt gelmişti. Oysaki. vie'de bnnn anlamıştı, omuzlanbakıp duruyordu. Kaderin dahs du bile. tezgâhın arkasından, abus bir nı sükti. da kötü darbelerine hazırhyordu Gerçi zamanım var, ama... kendini. Dördüncü defadır ki Sylvie'nin çehreyle Maigret çıkıvermişti kar Onn ba sabah cenazede gör Maigret: yanından geçiyordu, artık kendi şısına. dü, demek gönlü çekti, caten aAdam, paralı makinenin mane dam o kadar zengin ki! Oturabilirsin, dedi. ni tutamadı. Gayriihtiyarî genç Genç kadın makineleşmiş bir kadının omuzlannı yakaladı, kuv tini bırakarak: Maigret içini çekti, bir pipo Bira, diye kekeledl. balde itaat etti. vetle sıktı. Genç kadın, dayak yaktı, ve dalgın dalgın pencerePerdenin arkasında Ud kadının den bakmağa başladı. Hava »on Sen de otur Jaja, ama dur. yemekten korkan bir küçük kız birbirlerine yaklaştıklarını Maig derece afır ve »ıkıcıydı. Jaja işervelâ bir kaç temiz bardak ver. gibi kolunu yüzüne siper etti. ret görüyordu. Jaja sual soruyor. leri büsbütün kanştırmamak için Sylvie dnn akşam yemek yedi O halde?... ği yerde oturuyordu. Yan açılAcmın tesiriyle genç kadın ni Sylvie de bezgio bezgin cerap ve susmayı tercih etti. Sylvie armış sabahlığıyla ve tabağına bir hayet ağzını açtı, hıçkınklar a riyordu. iık ağlamıyordn, artık kımıldan Bira kalmamış... kaç santim mesefedeki çıplak gö rasında bağırdı: raıyordu. Ne bekledlfi de belli Susleriyle oturmuş olduğu yer Terbiyesiz .. Kaba herif... Hiç Belki vardı da Maigret becerip defildi. deydi yine. Jaja masanın üzerine bir şey demeyceğim. . Hiç bir bulamamıştı. Bu se«8İzlik Içerisinde » d e e e Başka bir şey?... Bir porto?. bir şişeyle bir kaç bardak koy şey... Hiç. Oracıkta duran bardaklardan küçük çalar saat, hamarat hayadu ve kendisi de sandalyenin keJaja bu durumdan müteessir nanna Uişti. olmuştu. Maigret, alnı dik, san birine, rastgele bir içld boşaltı tını yürfltüyordn ve, cüssesine Maigret: dalyesine çöküverdi. Sylvie ha verdi, öteki de kadehi gözü ka göre çok agır olan siyah velkovanı nçnk renkll kadran Ozerin Hadi artık, yavnılanm, şim lâ ağlıyordu, suratını saklama palı dudaklanna götürdü. de tteleylp durnyordn: Tik Ne kadar? di sizleri dinliyorum... Anlatın ba dan, gözlerini silmeden. Istırabıntak Tik tak.. Tik tak. • tki frank. kahm. Piposnnun dumanı pence dan değil de öfkesinden ağladığı (Devamı var) Maigret, bir gfineşli sokaga bareye dofru yökseliyordu. Gttnes belliydi. Hıçkınklar arasınd» ge Zam isteme, kızar, diyip duruyorsun, peki şekerim, öyleyse, gezintilerimizde kısuıtı yaparız. SOSYAL SİGORTALAR KÜRUMU İslanbal Sahnalma Müdürlüğündea: 1 Kurumumuz Sağlık Tesisleri Öıtiyaçlan için İT kalem hastane madeni eşyası idart ve evsaf şartnameleri esaslan dahilinde kapalı zarf usulüyle satınahnacaktır. 2 Satınalma işlemı 18/3/1966 cuma günü saat 15.00 de Beyoğlu Kalyoncu Kulluk caddesi Mallı Han kat 4 deki Müdürlüğümüz 2 No. lu Satmalma Komisyonunda vapılacakür. 3 Bu işe ait idari şartname ve ihtiyaç listesi her gün mesaî saatleri dahilinde Komisyonumuzdan bedelsiz olarak temin edilebüir. Evsaf şartnameleri de görülebilir. 4 İstekli olduğunus takdirde idart şartname hükümlerine göre hazırlanacak kapab zarflann engeç ihale saaünden bir saat evveline (saat 14.00 de) kadar Komisyon Başkanlığına makbuz mukabili verilmesd veya tâyin edilen gün ve saate kadar Komisyonda bulunacak şekilde posta ile iadelitaahhütlü olarak gönderilmesi lâzjmdrr. Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. 5 Kurumumuz artırma, eksiltme ve ihale kanununa tâbi ohnadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın 9311/2472) Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Direktörlüğünden: HURD MALZEME SATILACAKTÎR 1 İdaremizde mevcut hurda sondaj makinası 4%nomak kamyonet ve Opel yedek parçalan ile 1 adat ta'şıt aracı kapalı zarf usulü ile teklif aimak suretij le satılacakbr. 2 İhale 15 mart 1966 günü yapılacağından ^eKİıflerin en geç 14 mart 1966 günü saat 17 ye kadar Gazı Musma KemaJ Bulvan No: 25 Ankara adres.ndekı Genel Oırektörlük evrakına verilmiş olması şarttır 3 Bu satışa ait şartname, Kızılay Selânik 'addesi No: 17 Çamlı Apartımanı kat 3, daire 8 dekı Satınalma Şetliğinden bedelsiz olarak temin edilebüir. (Basın 9322 A 1809/2471) SÂTIŞ İLÂN1 İstanbul Deflerdarlığından: DO«TS No.: M9 502/S Rovelver Torna Pafta Tezgâhı Satın Alınacaktır Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşletmesi Müessesesinden 1 MüessesemİB ihtiyacı İçin bir adet rovelver torna pafta tezg&hı teklil alma usulü ve TUrk parasiyle satın alı nacaktır. 2 îlgililer teMiflerini, teldil fiyatlan Üzerinden verecek lerl % 7,5 muvakkat teminatlan İle birlikte 17/3/1966 perşembe günO saat 17.30 a kadar Müessesemiz Yazı tşleri MüdürlüSü ne vereceklerdlr. Teklifler bu tarihten itibaren 30 gün opsiyonlu sayılacaktır. 3 Teklif ile birlikte prospeirtüskataloğ verilecektir. 4 Postada vâki gecikmeler nazan itibara alınmaz. 5 MUessesemiz ihaleyi yapıp yapmamakta veya diledigine yapmakta serbesttir. (Basın 9292 A. 1753/2475) C l ı ı ı l Krymetl Pransız malı Giulliat Marka 15.000. 18 beygir kuvvetinde bıçkı maklnesi Patih Vergi Dairesine olan bOTcundan ötürtl Fatlh Sinanağa mahallesi Çırçır caddesi 16 • 18 sayılı mahalde tabtı hacze alınan yukanda cins ve evsafı gösterüen eşyamn 15/3/1966 günü saat 14 de mezkur mahalde 6183 sayıü amme alacaklannın tahsil usulü hakkmdaki Sanun hükümlerine tevflkan ve peşto para ile satüacağı, ancak verilen bedel tesbit olunan değertn '.'» 75 inden asağı olduğu veya hiç alıcı bulunmadığı takdirde fkinci sabşm 22/3/1966 günü aynı saatte ve aynı mahalde yapüacagı ve fazla malumat almak istiyenlerto Patih Vergl Dairesi Müdürlüğüne muracaatlan üftn olunur. (Basın 9234/2474) Adet 1