22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHlFEfKf Msrt 1966 CUMHURÎYIH? YİNE ENFLASYON NESELESİ ürkiye'de enfttayon t*r mı, yok nmT Tan» sebepleri nelerdir? Sorulan aon gflnlerde en çok tartışılan ve çeşitli yollardan cevsplandmlmaya uğraşılan konulardan biri olmuştur. Son aylarda bilhassa dikkatl çeken fiat yttkselişlerini bazı iktisatçılarımız para ve kredi artışlan ile lzah etmeye çalışmıs, dlger bir pnp Ise ekonominin bünyesi ile ilgill «yapısal» sartlann enflâsyona sebep olduğunu fleri sürmiişlerdir. Bu konuda yazılan yazdar lincirine son taalkayı ekleyen sayın Prof. Besim Üstünel enflâsyon üzerine yazılan yazalann bir çoğunu ele »lmıs ve tra arada Prof. Ahmet Kılıçbay, Doç. Sencer Divitçioğlu ve Prof. Osman Okyar'm fleri sürdügü «yapı» ve enflâsyon ilgisi tezini red etmistir. Kadına saygı tenelık tiyatro hayatmı hatırlayasıra geldi. Muhsin Ertuğrulun» Ferah Tiyatrosundaki altın devri ile, Türk tiyatrosuna bir yön vermeye çahşan Muhsin Ertuğrul bilâhar» yine Tepebaşı Tiyatrosunda, haftanın bir akşamında öğrenciler için verdiği geceleri, bütün canlılığı ile hatırlayasım geldi.. O akşamların özellikleri hâlâ gözümün önünde... Hamlet'in ilk temsillerini şöyle böyle hatırlıyorum... O tarihe kadar Türk tiyatrosunda görülmemiş dekor, mizansen ve ışık altında sahneye konulan Hamlet, Türk seyircisini etkilemiş ve on beş gün oyun afişte kalmıştı.. O güne değin hiçbir zaman görülmeyen bu alâkamn sebebi ne idi? Şimdi bunu kendi kendime soruyor ve yine bu soruma kendim cevap veriyorum. O dakikaya dek Fransız vodvillerinin yarattığı bıktıncı etki, bir baska dünyaya doğru yönelmiş ve Türk tiyatrosu gerçek sanatçılsrına kavuşmuştu.. • Ciddiye alınamaz m ı Prof. Dr. Ahmet KILIÇBAY çok defa Oat artısı Uo eevaplandınlmaktadır. Bn bir «yapı» meselesidir. Sanayi sektörüne gelince: Burada üretim kollannın çoğu küçük cesamette ve çok layıdadır. Birçok kolları kavrayıp entegrasyona gitmis büyük işletmeler bulunmadığından küçük İşletmeler arasında bugünün modern üretiml içln masraflı alış verişler vardır. «Kabuktaki» bir enflâsyonun ekonomik bünyeye sirayet edecek «masraf enflâsyomı» olarak ortaya çıkması halinde bu küçük işletmeler zincirleme bir etld İle ünalâtm nakdl maliyetinin yükselmesinde ve fiat artışında rol oynamaktadırlar. Bn da bir «yapı» meselesidir. öte yandan smal üretinı kollan yine yapısal sebeplerie ham madde ve yan rnamul kıtlıkları yüzünden mevcut kapasttelerinl tamamen kullanmamakta ve Türkiye'de makina ve techizat •anayii gelişmediğinden ve sık sık döviz sıkıntısı çekildiğinden gerekll kollarda yeterli miktarlarda kapasite artısı yapılamamaktadır. Bu da yatınm mallan endüstrisinin yokluğn ve dıs tioaretimizin bünyesi ile ilgili olarak «yapısal» bir faktördnr. J\ zel sektörde sirketlerin çok an anonim slr^J ket halindedir. Borç alanla, borç veren arasmda dogrudan dogrnya ilişki sağlıyacak «ser1 maye piyasası» kurulmamıştn . Bu sebeple genislemek ve üretim güçlerini artırmak isteyen şirketler uzun vadell kredi temini güçlüğü ile karşılasmakta ve kredi verümesinde tek aracı rolünfl oynayan Bankalar yüksek falz ve kısa vadell kredi politikalan ile bu alanda olumsuz bir rol oynamaktadır. Bu da «müesseselen ve «davranışlarla» ilgili yapısal bir faktördür. özel sektördeki is adamlarmm spekülasyona aşırı eğilimleri ve yüksek kir isteklerl onlarm «da\Tamşlan» Ue ilgfU bir Szelllktir; ve «yapısal» nnsurdur. Bütün bn saydığumz «yapısal» faktörler, nakdl talep artışları karsısmda üretim cihazının mal arn artısı ile cevap vermesi ve bunu gereken blr hızla yapması imkinlarını azaltmaktadır. Modern iktisat teorisi iktisadî yapıyı, «Uretim sektörleri ve kollannın nlspl büyüklükleri, aralanndaki bağlantı, bütün kollarda carl teknik, müesseselerin durumu ve davranışlann özelliği» olarak tarif etmekte ve bnnlar yapının karakterini tayin etmektedir. Bu tarife uyan bir «yapı»nın Türkiye'de bü'.ün darbelere tahammül edecek bir sağlamlıkta olduğunu iddia etmek ve modern bilgilerle mücehhez bulunan Sayın Üstünel'in «iktisadi yapı* yı bundan başka türlü anlayacağını düşünmek güçtür. T Kabuktakî enflâsyon ve yapısal enflâsyon teşekkür gerekir. Evvelâ Prof. Ahmet Küıçbsy'ın 24 eylul 1965 tarihinde neşredilen «Kabuktakî Enflâsyon» yazı•ı Ue 17 ocak 1966 tarihinde «Fiatlar Artar Zira...» »dlı yazılan arasında fark bulundnğu yolunda » yın tstünel'in lddiaamı ele alalım. «Kabuktakî Enflâsyon» yansı blr enflâsyon teorisi, bir izah tarzı değil o tarihlerde mfişahede edllen blr olayın tahlilidir. Kılıçbay bu yazısında, enflâsyonun sebeplerine eğilmekten ziyade, enflâsyonun hangi çeşit mallarda ve ne nispetlerde fiyat artısı olarak ortaya çıktığını incelemiştir. O zaman bilhassa perakende fiatlarda gBrülen dikkat çekicl artışın önlenmesinde fiat kontrolünün faideli olabilece|i fikri savunulmnştur. Hiç bir doktor aspirinin yüksek ateşli bir enfeksiyonu tedavi edeceğini Iddla edemiyeceği gibi bir iktisatçınm yalnız fiat kontrolü ile enflâsyonun önleneceğini umması düşünülemez. Bu tedbir sadece o günkü arazı giderme maksadı ile «sempatik» bir tedavi çaresi olarak Derl sürülnıüştür. Fiat artıçının geçicilikten ziyade devambbk arzettiğinin görülmesi fizerine Kılıçbay, Türkiye'de enflâsyonun gerçek sebepleri, kökltt tedavi çareleri üzerinde durmak lüzumunu hissetrniş ve 17 ocak 1966 da yazdığı yazıda Türk Ekonomisinin yaıısının bunda başbca rol oynadığuıı ve bünyenin, yani iktisadî yapının enflâsyon hastahğına karşı dayanıklı bir hale getirilmesi lüzumuna isaret etmiştir. önemli üzerine T tekrar eğüip bazıTtruift lçinnoktalarÜstunel'e ışık tutmak fırsatnn saym ürkiyede enflâsyonun sebepleri üzerine Yapısal enflâsyon nedir? Evvelâ iktisadi «yapı» (strüktür) ün ne olduğunu belirtelim. Bir ekonomide beUl başlı sektörlerin (sanayi, ziraat, ulaştırma, hizmetler gîbi) ve her sektördeki üretim kollannın nispî büyüklükleri ve aralanndaki ilişkileri, sektör ve kollardaki carî üretim tekniği, iktisadi faaliyetlerin yurütülmesinde rol oynayan müesseseler, fertlerin üreti«i ve yoğaltıcı olarak davranışlan İktisadî «yapı» yı meydana getirir. Ziraatte ilkel metodlann uy«ulanması, üretimln genlş Blçüde tabiata baflı bulunması, cari üretim tekniği, çlftçinin gerek üretici ve gerek yogalbcı olarak davranışı bu sektörde ürün artışına bir afırbk, bir boğulma vermektedir. Bütün g»yretlere ragmen, yine biinye İle ilgili olarak bu sektörde sermaye blrikiml zayıf kalmaktadır. Zirai ürünlere karşı talep artısı yapısal bir S bashğı ile Türkiye'de almakta faidenoksanm bulnnmadığı iddiasını ele rardır. ayın tstünel'in «Yapısal enflâsyon masalı» TORIO ESERIER « ANKARA'M (1965) Çalısma Bakanlığı Mohasebe Müdür Yardımcın Şeref Erdoğdu'nun ha»rlayıp yayınladıgı kitap, Ankara'nın jeolojik ve coğrafi durumu Ue her yönden geçmisine, tarihine kısa bir bakıştan sonra, (Yılların ardında kalan Ankara) bölümünde Atatürk'ün Ankara'ya karşı duyduğu ilgi ve sevginin belirtisi olarak Ankaraiılann bir hitabesini, bir Ankara heyetine beyanatını, Ankara'ya ilk gelişinde söylediği nutku veriyor. Ankara'nın tarihte yetistirdiği bü>ükler ile anıtlannm ardmdan folklorn, Ankara deyişinin küçük bir sözlüğü sunnlmaktadır (VIII 370 s., resimli, 15 lira). • İKTİSADİ ARAŞTIRMALAR TESİSİ (1964) Batı kültürü ve uygarlığının öğelerini yurdumuzda tanıtmağa çalışmak, ekonomik • sosyal konularda batı dünyasında yürütülen bilim metodlarını, bunların Türkiye'de uygulanması olanaklarını araştırmak, bu alanlarda tanınmış batı bilim adamlannın katılmasıyla çalışmalar yapmak, bir de yurdun ekonomik sorunlarını ele alıp bunlann çözüm yollarmı arayacak bilim adamlarının, uzmanların çoğalmasına yardım etmek amaçlanyla îstanbul'da 100.000 lira ile kurulmuş olan Tesisin senedı yeniden basüdı (32 s.. ingilizcesl de var. P.K. 423, Beyoğlu İst). • İMAM RABBANİ İBN ARABİ, VAHDETt ŞVHUD VAHDETİ VÜCLD MESELESİ (1960). Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde Doç. Dr. Cavit Sunar'ın doktora tezi olarak hazırlayıp yajinladığı eser, İstanbul'da Elif kitabevinee dağıtılmaktadn (V 123 s., 15 lira). İslâm'da Vahdeti şuhud Vahdeti vücud sistemlerinin yalnızca tevhid kavramı karşısındaki dummlarını belirtmeğe, aralanndaki esas anlaşmazlıklan ortaya koymağa çauşıyor. Mulıittin'le birlikte tasavvufun felsefesine girişilmiş. İslâmi tevhid akidesi Vahdeti vücud biçiminde akılca da îspatlanmağa başlanı>ştı. Bu tasavvuf felsefesi, Caminin «Levayih»i Ue hayallere nakşedildi; Feridüddini Iraki'nin «I^meatı.ı ile de yorumlandı. Ancak, Hicrî onuncu yüzjılda, İmam Rabbani, Vahdeti vücud görüşünün objektif bir değeri olmadığmı, bu görüşün yalnız şuhud derecesinde doğru olabileceğini doktrinel biçimde ortaya atmakla büyük bir tepki yarattı. yepyeni bir çağ açtı. Rabbani'nin anıacı, dinsel tevhidi spekülâtif tevhidden kurtarmaktı. Bu savaş bizim düşünce tarihimizde de etkisini gösterdi. İşte yazar incelemesinde, bu iki sistera arasmdaki farkları meydana çıkarmağa çabşmaktadır. , • GENÇLİK ANSİKLOPEDÎSÎ (1965). Bakl Kurtuluş'un yazıp Ankara'da yayınladıgı tek ciltlik büyük eser, daha çok öğrencilerle öğretmenlerini ügüendirir.. (2963 s., ciltll, 50 lira). Bu yeni basımda en yeni bilgiler eklenmiş, eksikler giderilmeğe çalışılmış, kolay ucuz bir ansiklopedik sözlük olması sağlanmıştır. İlk basımı, ekim 1958 mayıs 1962 arasında ayhk fasiküller haUnde çıkmıştı. Resimli olan eser, frenklerin «Lauousse»u biçiminde, yararlı bir müracaat kitabıdır. • SINIF ANSİKLOPEDİLERİ (1965). Bunlar da Baki Kurtuluş'un eseri ve yayım. İlkokulun 1. 5. sınıflarında okutulan bütün dersleri, ders kitaplarından daha geniş olarak veriyorlar. Ünitelere g5re dersler, belli günler, bayramlar, yazı, sözlük, atasözleri. villık ders proçramı, bitirme smavı sornları gibi ilkokulda araııan herşey var, hu kitaplarda. Güzel ve faydalı kitaplar, bunlar (hpr ayın Prof. Arsel'in «Kadın» Saygı..» başlıklı yazıaını okuverilmesini istemek en normal dum. Birçok noktalarda yazı bakkımız olmasına rağmen, ace»ahıbinin fikrine iştirak etmekle :::: leei davranmaktansa toplnmnmn beraber, Sayın Profesörün birkaç zun olgunlaşarak bn hakkın Türk hususta yanıldığını samyorum. kadınma verilmesi gerektiğini idİştirak etmediğim noktalan jöyrâk etmesl daha dogm olur. Telece özetlemek isterim : menniralz, bu fünleriu yakın ol0 Yapılan yayının erkek okumandırj» yuculan memnun etmek gayesiyle yapıldığını iddia etmek haksıı •••• •••• •••• lık olnr. Zira Y. Çetiner tarafsıı •••• •••• ve objektifliği ile tanınmış bir # Talayhan Soytürk adh okugazetecidir. Gördügü olaylan olrumuz diğer tartışmacılardan duğn gibi aksettirmiştir. Biz de farkh bir görüşü savunmakta ve bunnn gibi bâdiselere burada şaözetle şunları söylemektedir : hit oldnk ve oluyornz. Kaldı kl «Üstfine egildiğimlz konn hepiComhnriyet gibi eiddi bir gazete mizin bildiği gibi yurt dışında ç«nln sırf erkek okuyucularını lışan kadın ve erkek işçilerimimemnun etmek gayesiyle gerçek sin yaşantılandır. önümüzde yılerden aynlacağını zannetmiyo gınlaşmış sornnlann en sivrisl, en *••• n i , Sayın Profesörün bu fikird* föze batanı işte budnr. Bu prob•••• olması bizi cidden üzmüştür. lemler nasıl çözülecektir? Hep ba Q Insan hak ve hürriyetleri sorn ile karşılaşır İnsan. nin sonsuz olmadığmı, bunlann Ben ortada çözümü gereken bir da ananevl gelenek ve âdetlerle sorun olmadığı kanısındayım. kısıtlandığmı belirtmeğe lüzum Yurt dışında çalısan işçilerimiz, yoktur. Her güa yapılan çeşitli ister onaylıyalım, isterse onayla•••>• ••»• konuşmalarda Avrupa'da bulu mıyalım, kendi hayatlannı ve e:::: r.an vatandaşlarımızm birer Türk •••• lindesiz olarak da içinde bulunelçisi olduğu haklı olarak belirdnklan ortamın günlük yaşantıtilmekteyken, ister erkek, ister sını sürdürmektedirler. kadın vatandaşlarımızm yaptığı Erkek İşçilerimiz, elbetteki o taçkınhklar, tonımluluk duyan nlusun kadınlariyle gezecekler, herkesi elbette rencide edecektir. eğlence yerlerine beraberce gideŞayet biz «kolleksiyonumda sacekler ve bn arada da cinsel yadeee bir Çinli eksik kaldı. diye şantılannı sonuna dek götürecek övünen hanım için, Batı kafası lerdir. taşıyor diyeceksek ve yine ulaşKadın işçilerimize gelince. tabit mak istediğimiz Batı medeniyeti •••• ki onlar da erkek işçilerimizin bizi bu şekilde yetiştirecekse, o yolunda yürüyecekler, ahlâk 51medeniyet Batıhlann olsun. çülerimize uymasa bile bu akışın lbetteki kadın en iyi ihtimaiçinde sürüklenip gideceklerdir. ma lâyıktır, ona gerekli sayEn dar anlamiyle de olsa, bnnn gı gösterilmelidir. Fakat a normal karşılamak gerek.J» •••• •••• zınlıkta olan bir zümrenin yap:::: tıgı taskmlıklar, bnnlar sayesinde onlann tesiriyle yalnız gelen hanım vatandaşlanmızı da o top0 Tartışmacı Ayten Balyemez lnlnğa itmektedir. Frankfnrt'ta sozlerine, «Kadına Saygı başbklı bulunan bir fabrikadaki kadın yazınız için, size, benim gibi bu çy+ şubat 1966 tarihli Cumhuriyet gazetevatandaşlanmızı bn zümrenin na yazıdan duygulanan tüm kadın*^ı » sindeki yazısının sonunda Üstünel'in sıl kötü bir şekilde etkilediğini olarımız adına teşekkür ederim» şu ibaresi dikkat çekicidir: rada bnlunmnş evli bir hanımdıye başlamakta ve şöyle devam «Piat artışlannı sadece ve sadece 1965 yılında dan dinlemiş, bu anlatılanları da etmektedir: «Devrimizin, yerini TUrk ekonomisinde Genel Denge şartlarına gedışarda kendi gözlerimle görmüş bulamamış; bir sakat, bir egoist, reken önemin verilmemiş olmasına ve kalkınma tüm. Bu vaziyet maalesef devam bir hain düşüncenin kurbanı oplanımızın ilkelerine uygun bir iktisadî politikaetmektedir. Adı geçen yayınlar lan kadınlarına bn gibi nyarıeı nm yürütülmemiş bulımmasına bağlayabiliriz.» emin olun bunlardan birkaç tayayınlarla yardım etmek nlvt bir Genel dengenin kurnlması, sektörler ve ürenesinl dile getirmektedir. Dıg ültim kollannda ve bunlaria talep strüktürü arasmgörev olmalı... kelere gönderilecek erkek ve kada ahengin kurulmasıdır. Sektörler ve üretim Yakın, uzak her kim olursa oldın Işçilerimizin seçiminde biraz kollan arasında plân gibl bir müdahale aracı busun, mukaddes bir varlık olan bir daha titizlik gösterilmesini ilgililonmadan ahenk kunılamamam yine «İktisadi aile kadınının bu durumu. bıraHi: lerden rica edivornz. yapu meselesidir. kınız kültürü, insan ola<ı herkeKalkınma plânımızın ana Sdevlerinden biri de Emin TEMİZERLER sin nefretle karşılıyacagı bir olyapısal faktörlerden dogan dengesizlikleri önleyeStud. Ing. B. Almanya gudur. rek genel dengeyî kurmaktrr. «Yapısal» faktörleGönül ister ki, sizln gibl kalem rin enflâsyonda rolü olmadığı iddia edilen bir sahibi değerli aydınlarımmn ba yazıda yapısal faktörlere bağlı amillerin enflâsyo•••• konudaki yazılan, ara sıra sütnn nun sorumlusn olarak ele alınması bayret vericidir. •••• •••• •••• larda yer alsın! Her gün bir Osmanlı kafası ek•••• silse yine kârdır!» •*•• •••• •••• 0 Öğrenci M. Hami Peker ise, # Aynı konuda Ankara Ziraat Arsel'in görüslerinin bir kısmına Fakültesi öğrencisi M. AH GÖKkatılmakta, fakat Balyemez'in NÎL'den, Ankara Hukuk Fakülte«Osmanlı kafası» ile fikirlerin» si öğrencisi Tülay BAŞARAN'iştirak etmemektedir. Şöyle ki : dan Talayhan SOYTÜRK'ten, «Yazar, kadına karşı yapılan öğretmen Ayten BALYEMEZ' • ••• • ••a hor hareketleri nefretle anmakta «aaa den, öğrenci M. Hami PEKER' •••• ve kadını hâlâ bir eşya olarak kaden, îsmet TURHAN'dan mektup bul eden zihniyeti yermektedir. almış bulunuyoruz. biri 400550 s., resimli, ciltli, 1520 lira). • M. Ali Göknil, Prof. îlhan Yazara bu düşüncelerinde hak • SOSYALİZM VE İKTÎDAR. Fransa'run esvermemek imkânsızdır. Arsel'in «Bir toplumun medeniki Başbakanlanndan Paul Bamadier'nln (1888 Ama, yazar'ın, Almanyadaki işyet seviyesinin ölçüsünde Batının 1961) eserl, Hayrettin Erkmen'in çevüisi olarak, çi kadınlarıtnızın ahlâk dısı habaşvurdugu kıstaslardan birisi Ağaoğlu yayıne\ince bastınldı (216 s., 750 krş.). reketlerini tenkid eden erkekleri, de kadının temsil ettiği değer ve tlkin Fransa'da Jules Moch'un yönettiği (Çağdaş kadını hor gören, kadına iyi mudaha doğrusn toplumun ona versorunlarla ilgili kitaplar) dizisınde yayınlanan ameleyi erkekliğe yakıstırmıyan, diği önemdir» cümlesini ele a> (1961) eser, sosyalist iktidar denemesi, yani sos«Osmanlı kafasında» kadın haklamakta, şöyle devam etmektedir: yalist partilerin öteki partilerle koalisyon yapanna saygısız kimseler olarak gös rak iktidara katılmaları sorununu ele alıyor. Ya«Evvelâ şunu söyiemek isterim zar, Fransa'da, başka Avrupa ülkelerinde sosyatermesini doğru karşılamıyornm. ki; Batıya ulaşmak için Batıyı listlerin demokratik yollardan iktidan ele geçirEğer Almanyadaki erkekler, her sahada, harfi harfine kopya meleri kavramı iie iktidar denemesı kavramı arakadmlarımızın Almanyaya işçi oetmek bizim metodumm olmasındaki ajTilıklardan doğan tartışmalan incelelarak gönderilmemesini isteselermalıdır. Biz, Batıyı llira olarak mektedir. Sosyal sınıflar, Mandzm ve sosyal dedi, onları kadın haklarına karsı örnek alır ve onun ilmi ile kendi mokrasi, plânlama, devletleştlrmeler, güdümlü ahlâki dejerlerimizi birleştirebigelen Osmanh kafasında olarak • ••1 ekonomi, sosyal adalet, yatinmlar program v.b. lirsek buçünkü Batıdan daha gösterebılîrdik. Fakat erkekleriyazarın ele aldıgı başlıca konular arasındadır. mutlu bir toplum yaratabileceŞimizin, kadmlarımızın ahlâk dışı f> TÜRK EDEBtYATI (1965). Çapa Eğitbn mize inanıyoruz. hareketlerini tenkid etmesi kadın Enstitüsü Edebiyat Öğretmeni, fıkra yazarı Ahhaklarma saygısızlık olamıyacağı Sözlerime biraz değişik açıdan met Kabaklı'nm eserinin ilk cüdi, Türkiye yayıngibi, Osmanlı kafasmda da olmak bir görüşle son vermek istiyoevince çıkanldı (XV 591 s., ciltü, 25 lira). Sözlü demek değildir.» rum: Bizde kadına saygı vardır™ ve yazılı edebiyat türleri, üslup konulan, Türk Ancak kadınlar daha fazla saygı 0 Tartışmacı Ismet Turhan da düzjazısmın dönemleri, edebiyat akımlan, şiirin görmek istiyorlarsa bn gene onkural ve türleri üzerine esaslı bilgilerle örnekler konu üzerinde yazar'la genellikle lann bileceğl bir iştir. Fakölteveriyor. t ç cilt olarak düzenlenen eser, bundan a>nı fikirde olduğunu belirttiklere vakit geçirmek için gidilir, sonraki ciltlerde destanlar çağından Servetifünun ten sonra diğer tartıçmacılardan 19 kisilik talebe cemiyetinde semsonuna kadar, Ulusal edebiyattan günümüze kafarklı olarak problemin nedenine bolik olarak bir tane kız bnlunurdar Türk edebiyatmın 1yi bir tarihi ve antolojisl değinmekte ve «Toplumutnuzda sa istedikleri şekilde saygı görolabilecek. Sayuı hocamız Mustafa Nihat Özön'ün kadın ve erkegin birbirinin hakme£e hak kazanmamışlar demek«Son asır Türk edebiyatı tarihi» nden sonra, bu lanna, haysiyetine dokunucn dav eser, geniş açıdan, bütün edebî ürünlerimize çağtir. ranışlan oluyor, birbirlerine bir daş bir bakıştır. Lise seviyesi üstünde olduğunmadde gözü ile bakıyorlarsa, suSözlerimden pederşahi bir aile dan, bütün aydınlar okumalı, bunu. çu ne erkekte ve ne de kadında tipini savunduğmn anlaşılmama• TÜRKİYE'DE BOLGE PLÂNLAMASI ALAaramamalıdır. Bunun nedeni egilıdır. Aneak, bngün için Batıda NINDAKİ GELİŞMELER (1964). Yedinci İstlm ve öğretim yetersizliğimızde, hüküm sürmekte olan kadın ve kân ve Şehircilik Haftası (1113 hazlran 1963, Antoplum olarak sosyal ve ekononamns kavramını da tasvip etmikara) konferanslannı bir araya getiren kitap, İsmik dengesizliçimizde yatmaktakân ve Şehircilik Derneği yayınlanndan ikincisidır» diye sözlerini bitirmektedir. dir (XII • 184 s., 10 lira). Türkiye'de bölgelerarası dengesizlikler, iç göçler, plânlama mekanizması, sanayiin kuruluş yeri ve yeni şehirler, Dogu Mar# Tartışrnacı Tülay Başaran mara bölgesi, ön plânı, bölge plâncılığımız bakıise «Kadına Saygı» başlıklı yazımından Edirne şehri ve Dogu Trakya, kasaba ve yı okuduğunu. geleceğin bir kakuçuk şehirlerirnizin nüfus hareketlerl içindekl dını ve bir aydın kişi iifatiyle yeri, Merkezi Hükumet Teşkilâtı araştırma projehocasmı bir kere daha takdir etsi gibi konular Türkçe ve İngilizce olarak tiğini ifade ettikten sonra, «Osincelenmıştir. raanlı kafasını terkedip, insan hak • TÜRKİYE'DE SERMAYE PİYASASININ KUve hürriyetlerinin yalnız erkekRUL.MASI (1964). İktisadi Araştırmalar Tesiendimi bildim bileli Muhsin lere tanınmış birer imtiyaz olmasince yayınlanrp Bateş ebyle dağıtüan incelemeErtuğrulu hatırlarım.. Çocukdıgmı idrake çalışmayı kolay bir ri, sekiz Türk uzmanı hazırlamış (79 s., 5 lira). tum Şehzadebaşında Ferah iş kabul eden hocamız, biraz aceSermaye piyasasının niteliği ve görevlerine, TürTiyatrosundaki «Ertuğrul Muhsin leci davranmıyorlar mı?» sorusukiye'de sermaye birikimine tarüısel bir bakıştan ve Arkadaşları» topîuluğunun ver nu «ormaktadır. Tülay Başaran sonra; sermaye piyasası ve iktisadî âmiller, para • diği oyunlan hatırlarım.. daha sonra sunları j'azmaktadır: banka politikası, sosyal • siyasal âmiller, malî Biraz büyüdüm, yine karşımda âmiller bölümlerine ayııl n eser, bir özet ve so«Türkler geleneklerine bağlılıMuhsin Ertuğrulu gördüm tiyatnuçla bitmektedir. fıyla vasıflanmış bir millettirler. ro alanında.. Okudum, hayata a• YARATILIŞ VE TÜREYİŞ (1965). Hlkayetslâmiyetln tesiri altında kadına tıldım, yine Muhsin Ertuğrul ci ve romancı fflustafa Necat> Sepetçloğlu'nun karşı lutnmlan degişmiş olabilir. Türk tiyatrosunun başmdaydı.. (doğ. 1932) destan denemesi, Ankara'da Türk KülFakat Atatürk'ün raptıgı inkılâp Yaşım biraz daha ilerledi, Muhtürünü Araştırma Enstitüsü yaymlannda basıldı larla kadın kısmen eski Türklersin Ertuğrul yine Türk tiyatrosu(248 s., 10 lira). Yazar, eserinl açıklayıcı mektudekt değerini kazanmif, önceleri nu yönetiyor ve ona bir yön verbunda diyor kl: «Yedi ayrı destanı blr roman btlalışılamıyan bu dumm gün geçmeye çalışıyordu.. Seneler blr su tünlüğü Içinde bir tek destan haltne getlrmeğe tikço toplum tarafından benlm• ••• gibi akıp gitti, yaşlandım, olgunçalıştım. Ve 1015 asırlık üslubu da dikkat naza:::: senmiştir. luk çağının başındayım, yine onu rına alarak seciil bir üslupla manzum destiyatroda bir otorite olarak göBazı lstisnalar dışmda kadın tan şekline yaklaşmağa çalıştım. Becerebildim rüyorum.. bugünün aydın toplumunda germi, bilmivonım. tstedim, ki bizlm de blr Kalaçek deferini bulmuştur. Bn ay27 subat tarihll Cumhuriyet gavela'mız olsun!» Başarılı bir deneme bu. dın toplulu*un çok azmhkta kalzetesinde, MuhMn Ertuğrul için «!ıjh malümdnr. Tiimüraüı taraokuduğum bir yazı. beni sarstı ve fından kadına ferçek dejerinln bu ısrsıntı içinde geçen elli beş S insana saygı Ona borçluyuz zun süren bir boğuşma devresinden sonra, Türk tiyatro• su, bugünkü haline yükselirken, birçok kurbanlar vermiştiAncak Muhsin Ertuğrujun disiplinli çahşması, tiyatroyu olumlu bir hale yükselttı ve bugün mem lekette bir tiyatro anlayışı varsa, bunu sadece Muhsin Ertuğrula borçlu olduğumuzu bir kez olsun hatırdan çıkarmamamız lâzımdır.. Tiyatronun kültürel bakımdan yarattığı etki üzerinde duracak değilim.. Çünkü bu alanda öylesine sözler söylenmiş ve öylesine yazılar yazılmıştır ki İnsan gerçek anlamı ile, baska bir şey söylemekten çekiniyor.. Yeni kuşak pek hatırlamaz, hattâ hiç hatırlamaz, ama bizim kuşak, hele Ferah senelerini görenler, tiyatronun o zamanki durumu ile bugünkü durumu arasındaki büyük farkı her halde hatırlıyacaklardır. Çünkü o günlerde senenin birkaç gününde oyunlar veren bir tek tiyatromuz vardı.. Bugün sade tstanbulda yirmiye yakın tiyatro perdesini her akşam kalabalık bir seyirci önünde açıp kapıyor... Bazı olumlu oyunlarda yer bulabilmek için bir hafta evvel gişe önünde kuyruğa girmek zorunda kalıyor Türk seyircisi... Bütün bu olaylann gelişmesl için zaman asımı lâzımdı, ama her şeyden evvel Muhsin Ertuğrul gibi bir otorite işbaşında olması lâzımdı ki, bugünkü sonuç kendini göstersin... Bir ömre bedeî olan bu çalışma ların tek fedakâr insanı, tek tiyatro bilgini Muhsin Ertuğruldur. Başka memleketlerde bu çapta bir sanat adamı olsaydı. ona taparlardı ve heykelleri dikilirdi .. Biz ne yaptık?. Onu vazifesinden almak için türlü yollara başvurduk.. Yazık, hem de co': vazık bu sonuca.. Muhsin ERTUĞRUL' un ismi Türk sanat tarihinde altın kalemle yazılacak ve hiç kim?e onun ismini ve hâtırasını gnlgeliyemiyecektir U Demirel'in ikinci basın toplantısı için yapılan yorumlan ok»dnm. Âdettir. böyle hasın toplantılarından sonra yorumlar yapıür ve salonun havası okuyucuya duynrnlur. Anlatıldığına göre Demirel birinci basın toplantısından daha lyl imlş bu ikincide . Geçen sefer daha «yuvarlak» konuşmuş imif, bn sefer daha «koşeli» konuşmuş; geçen sefer daha «tutuk» konuşmuş imis, bu sefer daha <rahat> konuşmuş. Yorumcuların söylediklerine bakılırsa nükte bile yapmış Demirel... Zaten bes aydan beri herkes Demirel'in davranıslarını sanki yeni doğmuş bir çocuğnn gelişmesini seyreder gibi izliyor : A maşallah bugün konuştu ! Nükte de yaptı ! Maşallah, Maşallah ! TRT de verdi Süleyman Demirel'in konnsmasını... SSyledigi sözlerin yuvarlak mı, üçgen mi, beşgen mi olduğunu erbabı tâyin etsin. Biz Bay Süleyman Demirel'in başlangıçtan bugüne kadar çizdiği yola bakarak söyledikleriyle tasarladıkları, ve konnştnklarıyla yaptıklan arasında hiçbir münasebet bulunmadıgını iyice biliyoruz. Bu konnsmaların ciâdîyetle ele alınması, cevaplandırılması, yornmlanması vakit kaybından başka bir şey değildir. Adalet Partisi liderinin konnşma reçetesini çıkarmak artık kolaydır. Bay Süleyman Demirel aszını açtı mı şöyle konnşnyor : Devlet idaresi çeşitli türlü, türlü çesitli biçimde elar. Bi« demokrasiyi tercih etmişiz. Anayasamıza bağlıyız biz... «7 Mayıs'a da bağlıyız. Afu da elbet çıkarırız. Elhamdüİillâlı Atatürkçüyüz de... Cenabı Hak kornsun devletimiz lâiktir. Bunnn flstüne tartışma olamaz. Var mı lâikliği bozan bir kimse? Delilleriyle bana bildirin. Delil nerede? Bu konuda sarih olalım. Hükumet olarak Cenabı Hakka sıeındık biz . Kiraseden korkmayız. Lâikliği kim boıuyormus efendim? Biz Atatürk çocuğuyuz. Beyanname meselesi mi? Evet birtakım kâfıt parçaları daŞıtmıslar. Ebemmiyeti yok. Biz tetkik ettirdik önemle ve ciddiyetle... Türkiye sınırlan dışında basılmış. Hükumet sağlamdır. thtilâl lâfını kimse kolay söyliyemez. Kim söyledi? thtilâl diyen arkadasa cevap vereyim. Her şey yolundadır. Memurlar yerinden kıpırdatıbnıyacak. Mahkeme kararlanna saygımız var. Seçim Kanunu mn? Hükumet verdigl sözü tntmalıdır. Seçim Kanununu çıkaracaçız dedik, çıkarmalıyız. Millete söz verdik, bemen tutacaçız. Tasarmf bonosu mn? Köprü mü? Söz verdikse hemen tntacagız demedik ya? İlk fırsarta yapanz. Amerikaya bağlı üsler mi? Yok böyle bir sey! Hem biz yapmadık ki anlasmalan! Hükumet var efendim, hükumet var. Ne yapalım? Buhran var diyene ispat etmek düşer. ÎVUIlet iradesl var mı, var! Rejime bağlı mıyız? Bağlıyız. îhtilâlle ilçisi olan hükumete bildirmelidir. Vatandaş hür ve eşittir. Arada sırada yağmur yagar. Rüzgâr estl mi afaçlar sallanır. Evler pencerell olur, Eskici eski elblse satar. Insanlar iki ayaklıdır.. Ve böylece konuştukç3 konuşuyor Demirel... On» bakarsanız her şey düzgün gidiyor. Ancak sabah açıp bakıyorsnnuı gaıeteyi, Büyıik Millet Meclisinde milletvekilleri mnşta ve bıçakla birbirlerine girmişler... Yaralananlar. hastaneye kaldınlanlar... Millî iradenin mustalısını, bıçaklısını ilk defa görmekteytı. Ve sokaklarda ihtilâl beyannameleri dagıtıhyor. Mahkeme kararlan hasıraltı ediliyor. Hukuk devleti düzenini temelden sarsıcı blr sür* davranış umnrsamazlıkla yürütülüyor. Bunnn yanısıra elle tntnlnr bir tek Iş yapıldığı yok. Yabancı sermayenin himmetine sığınmaktan başka kalkınma yoln gösteremıyenlere Türkiyenin nasıl soynlduğunu devletin resml raksmlan şoyle gösteriyor : 1965 yıhnın birinci gününe kad3r bankacılık düzenlmlı yoluyla yabancı sirketlere açılan kredi 789 milyon Iira... Ve 1951 yUından 1965 yılı birinci gününe kadar Türidyeye relen yabancı sermaye toplamı 341 milyon lira... Demek ki yabancılar Türkiyede Türk'parası kullanıp kâr etme yolunu bulmuslar. Bn yıl Merkez Bankasmdan transfer edilen yabancı ş,rke1: kârlarımn toolamı nedir? Gerçekler Demirel'in konuşmasında deŞ.1. oradad.r. Politika ve politikacılar çoktan beri TürGaz e te,in e / h S'C " 3 Ç l | a d ü ^ ü ^ « a i « ' Bir Basbakan kl Bayram Gazetesinde herkes.n okuduçu yazıyla aÇIk aç.k din sömürücülüSTI yapar ve sonra da kalkıp : Devletimiz lâiktir, lâiklik Anayasa emridir... diye iili E Gönül ister ki... Neden enflâsyon ff ^ b u I n n d D yet dışıdır. S ° «inını ciddî, ama DeVeltasıl, meraleketin durumu Diğer Tartısmacıldrın görüşleri Yeni Bir Yazar, Yeni Bir Dünya • Savaş sonrasmın büyük Alman yazarlarmdan Böll'ün en «niz=l • ıkı romanı 20. Yüzyıl Kiâsikleri arasmda yavınlandı! X Türker ACAROGLU Atfemoglu Nerdeydin?! y Çeviren: Zeyjat SELEVIOĞLU HEINRICH BÖLL \ Necmettin AR Üsküdar Mızrap çocuk aha Ankan'ın kamu oyuna sunmakla çok isabetli hareket ettiği «Mızrap Çocuk* adh yazısım ilgiyle okuduk. Biz de Sayın Arıkan'la birlikte «Bizce olayın »sıl faili, boynuna ip geçirilmesi lâzım gelen kaatil babaya din perdesi altında bn telkini yapan zihniyettir» diyoruz. Fakat hem bunu söyleyip hem de mahkemenin cezayı takdiri olarak azaltmasına karşı çıkmayı bağdaştıramıyoruz. Çocuğunu dinî inanç lar neticesi kurban eden bu adamın bu şekilde bir zihniyetle yetişmesine sebep olan şartları ortadan kaldıramadıktan sonra onu idama mahkum etmek cemiyete ne kazandınr? O adam zaten kendi«i gericiliğin kurbanıdır. Veohiçbirşeydemedij Çeviren: Behçet t NECATİGİL Çevire B hç N CATİGİ E İ İ beUptUen b u r o m a n d a M v a su savası bir başka sahnede bulacaksuuz. 1 184 Sayfa, Fiaü 6 Ldra. • j . , . '7 ** ^ ^ ' " ' c y^Luan en guzel roman» olar; degerlendarılea bu eser Böll'e uluslararası ün sağlamıçtır. 184 Sayfa, Fiatı: 6 Lira. • » s o n r a s m s B tı.ttintft))M Genel Dağıtnn: BATEŞ BAYİLİK TESKİLÂTI Bateş 22/2425 ISIgg Fiatı 6 Liradır î TEŞEKKÜR Babamn ARİP TERZtOĞLTTmm tedavülnde büyük bir çaba «arfeden Dahülye Mütehassm Mikael ARSLANYAlVa te«ekkürü blr borç biliriz. TEKZİOĞLD AtLESt Cumhuriyet 2428 İlâncihk: iyO.2406 İJİİ Temennimiz MÜHSİN ERTUGRUL Cumhuriyetin 40. yılmı aştığımız bir zamanda bu çeşit dâvaların karşımıza çıkması bizi gericilikle savaşta birtakım radikal tedbirleri korkmadan, çekinmeden almağa sevketmelidir. KARABÜK HADDECİLİK AĞIR SANAYİİ VE TİCARET A. Ş. DEN Aytaç ORHUN 1. Ü. Hukuk Fakültesi Sıcak Demir Çekme Haddecilerinin Dikkafine Macaristandan kütük ithal etmek üzere Sanaj'i Bakaııhğmca hususî haddecilere 1. parti 1.294.678 dolar 2. Parti 1.500.000 dolar tutannda tahsis yapılmıştır. 1. Partinin akreditifi engeç 21'3'1956 tarihinde 2. Partinin akreditifi engeç 16 '4/1966 tarihinde açılmıs balunacaktır. Şirketimizi mutemet tâyin etmek isteyen haddsciler nihai akreditif açrna tarihinden enaz 4 gün evvel. A. Şirketimizi mutemet tâyin ettiklerine dair mute.netlik belgesi, B. İhtiyaç belgelerinin asıllan ile, Sanayi Bakanhğımrî refakat mektubu, C. Yüzde 10 tutanrdaki Merkez Bankasına yatacak teminatlannı, göndermeleri gerekmektedir. Şirketimizi mutemet tâyin eden firmahrın malları İstanbulda teslim edilecektir. KARABÜK HADDECİUK AĞIR SAN^Yİİ VE TİCARET A.Ş Hürriyet Caddesi Nn: 12,'F Tel: *9 380 Te'graf: HAKTAS Cumhuriyet 2423 K İLÂNEN TEBLİGAT Batı tthalât Ticarethanesi Hamza Kohen ŞEHİR 1962 yılının muhtelif tarihierindeki 2/320734, 2/321330, 2/321299, 11673, 7775, 11674, 18506, 20995, 23319, 21493, 23320, 23321, 5O060, 50059, 50058, 21154, 21155, 4484, 4486 numaralı ithalât hesaplannızın ilân tarihinden itibaren 13 gün içln de kapatılması Seri III, N o : 4: Ithalât Tebliğinin 13 üncü maddesi gereğince ihtar olunur. TÜRKİYE CTJMHCRÎYET MERKEZ BANKASI AJŞ. tstanbul Kambiyo Şnbesl (Basın 9416) • 2417
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear