23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFEDÖRT 2 Mart 1966 CUMHURtYET James Bond *••*••••••••••••• !«••••••••••••••••* Müfide Zehra ERKİN 4 Bu küçücük şebirde silâh sesleri her yönden ajiıi dehşetle duyulmuştu. Kepenkler açılmış, kadın, erkek, genç, ihtiyar jan bellerinece pencerelerden dışarı sarkıraşlardı. Koşuşan birkaç kişi vardı yollarda. Onlara ne olduğunu yalvanrcasına soranlar henüz cevap alamarmştı. Kuruntulannı anlamsız bulanlar tekrar pancurlarını kapatıp, yataklarına girmişlerdi. Kimse bir Rum saldınsını duşünmemişti. Osman ne kadar koşunduğunu bümeden Tahtakalede bulınuştu, kendlnl. Rum kilisesinin (AyanniSen Jon) önüne çıkıvermişti, ansızın. Kilisenin yan kapısında bir arsba görüyordu. Arabanın kapısı açık bırakılnuştı, nedense! Oraya yaklaşıp rastladıklariyle konuşmalıydı.. Arabanın kapısından uzanan Osman, bar bar bağırmağa başlamıştı birden; «Neredesiniz... hey! Neredesiniz?» Gördüğü kan seli sinirlerini alt üst etmişti, onun.. «Arabadan çıkarüıp götürülen ölüler kimlerdi? Bir kaza mı olmuştu? Barut kokusu sinmişti buraya.. Kaza değüdi olanlar, herhalde! Araba bir Türkündü gerçek.. î ç görünüşünden anlamıştı bunu.. Fakat nerelerdeydi yaralılar, ne için yaralanıp veya öldürülmüşlerdi? Katiller kimlerdi, öldürdüklerini ne yapmışlar, nereye götürmüşlerdi? Osman bu düşüncelerle sarsüırken, arabanın direksiyonuna yaklaşmış, yan çekmeceyi açarak, ara ba aahibinin kimliğini öğrenmek istcmişti. Çekmeceyi açmağa çalışnken gözleri etrafını görmüyordu. Birden ensesinde soğuk bir nesne sezerek elindeki kravat iğnesini şaşkmhkla parmaklaruıa baörmıştı. Karşısmda iki gâvur durmaktaydı.. Sırıtkan, sararmış dişlerini göstererek, ağızlarındaki cikleti bile kirletecek dek pis küfürler sa\uran genç iki Rum. Osman, ayni anda onlarm üstüne atılmayı düşünmüştü. Pakat, ensesine değen namlular birden gırtlağına kaymıştı. Gözlerini onların bakışlanndan kaçırmaksızın arabadan çıkarılırken durumun dehşetinl anlıyor, dudaklannı kanatırcasuıa kemiriyordu; «Bu ıssız sokakta öldürülenlerin kanlan pabuçlanndan, pantolonunun paçalarına dek bulanmıştı. Kimbilir, kendi kanıda kimin paçasına bulanacaktı! Sessizce katHâm yapılmaktaydı, demek!.. Fakat nerelerdeydi Ahmet ve ömer? ÖldUrülenlerin arasmday mıydı onlar da?» Bu korkunç düşünce kafasına saplanınca namlular arasından can havliyle kollarını yaylandırarak, gâvurlann silâhlarını var gücüyle kavramıştı. İki silâhtan da boşluğa fırlayan mermiler uzak mahallelerdekileri tekrar ayaklan dınrken, korkunç bir dldişme baş lamıştı. Osman silâhlardan birini elde etmeyi başarınca boşluğa bo şaltmış, Rum kopilleri de tavşan lar gibi kaçmışlardı. Kendini yalnız sezdiğinde karşı köseden Ahmedin koşunarak yak laştığını görmüştü.. Olanlar hep birden anlaşılmış, sağ kaldıklarına şükrederek, ömeri aramaya ko yulmuşlardı. ömer uzaklarda defildi.. Son hızla saptığı dar köşeden arabanın farlannı yakıp, söndürerek işaret veriyordu.. Onun, bu araHayı na sıl ve nerede bulduğunu düştinme den koşmuşlar, ömeri görmüşler di. Olanlan ilk ögrenen Ahmetti: «Azdılar demişti. Azacaklarmı anlamıştım ben.. Beş gâvurun Ortaköy poüs karakoluna gittiğini duydum. Tez oraya gidelim. Bir aksilik yaparlarsa topunun haddinl bildiririz.» ömer paza basarken: «Sabır et, demişîi. Yaralıları has tahaneye götürürlerken gördüm. Polis Hasan olay yerine yetişip, onlarm hakkmdan gelmiş. Bunun la yetinirler belkim. Onların pis kanına bulanmayı midem almaz, kusarım.. Bu işin sonu olacagını sanmam.» Ahmet kükreyerek sormuştu: «Ne>in sonu?» Ömer düşündüklertne kendini de inandırmak istermiş gibi anlatmıstı: «Aylardanberi Rumlann kıpırdandığım hepimiz izliyorduk EOKA kopilinin heykelini uçuran bombadan sonra, kimlik kartsız sokağa çıkmak yasaklanmıştı Rum polis gece yarısı bir Türkün arabasını durdurmuş. Arabada bir kadın, bir de erkek varmış. Sözde, kimlik kartlarını sormus olmadığını. öğrenince de basmış te tiğe.. Vurulanlar hastahaneye varmadan ölmüşler. Rum polis ağız kavgası ettiklerine sinirlendiğini söylemiş.. Bak hele sinir kuvvetine!. Sabırlı ve izleyici olmalıyız. Durum buysa onlarla uğraşacak kanun var.» Ahmet içindeki taşkın heyecanı yenemeyerek, köylü lehçesiyle kocaman bir küfür savurmuştu; «Gâvurun leşi kokar Makarios kanunlan.. Sen uyuklarsın oğlum.. Ne çakar onlar kanundan? Aylardan beri cırtlakhkları kanunlan tepelemekte olduklarını ızletmiyor mu? Türkler ayrı belediyeler kuramazmış.. şunu yapamazmış, bunu edemezmiş.. Ne yaparsa Makarios..! yaparmış.. Hani kanunlar, silâh ucunda mı? Kıbrıs Cumhuriyeti denilen devlete Makarios kara cüppe.iini bay rak diye asmak istiyor. Gâvurla rın aklı fikri «ENOSÎS. te.. Bayatlamış imgelerin düşündeler. Sen avut daha kendini,. Gözlerinizi açın.. Sende bas gaza, Ortaköye çek Ömer.. Oradaki Pona latdırıp >uıek.«i"tn cğızlarına lis karakoluna doğru bir sürü Gâvurun koşunduğunu gördüm. He getirmek istercesine, raylan bır hayli girintili çıkıntılı bağlamış, rifier aradıkları bahaneyi bulduoirbirine.. O köşelerı trencığin dö lar. Bu iş senin sandığm gibi denemeyeceğinı sanan çocuklar, vız ğil. Türk kanı dudaklarına değdi diye giden trenağın tıkıraılarına bir kez, kuduracaklar. ön verme neyecanla el çırparlar. meîiyik.. anladm mı?» Bu heyecan vericı setıirde bır Osman gördükleriyle duydukzamanlar ıç ıçe yaşaır.ckta olan, larını karşılaştırarak haykırmışTürk, Rum ve Ermeniler, 1959 tı; a a, kendı soydasıarını L>JI araya «Silâhım yok.. Avcı tüfeğimı uplaynraJi, spmtlet'.n, sımrKnbile teslim etmiştim, kuzu gibi •,'üıklerin Ne halt edeceğiz? Hanginizin tü dırmioij. dı Yinei^. yadadışı oölgelerd» Kumlar ve feği var yahu!» Klıseier Rumla ın yaş<.dığı bölAhmet onun omuzunu sarsagel? r ce ce lürkler ve camiler var rak, kahkahalarla gürlemiştı; cölünmeyen «Silâh mı dedin? kuzu mu de dı. K •IUIJ yoluyla bu şehri, sâkinlen de bölemedin! Hele bir görelimde ne istemiştı. diklerini ne olduğumuzu düşünürüz., Canımız isterlerse «Al Ma Türklerin yaşadığı, çoğunluk olduğu bölgelerin etrafında, onıariam senin olsun» diyecek değirı çepsçevre çevirircesine yerleş^ liz elbet. Istemezîerse, silâh yemeğe çahşmış gibıydi Rumlar; rıne sarılacak çok şeyimiz var; Boş tarlalarm hepsine yep>eni ya Seni gelin, benide kanmla oğlum beküyor tstersen sen evepılar yaparak, yayılmışlardı Lefkoşanın ortasında büyük bir bölgit Osman, haydi ayrıl bu hengâmeden..» Osman arkadaşının çe geyi içine alan Surlar ise tümce Türklerle doluydu. Sadece, kime likleşmiş parmaklannı sıkarak; yakınlık göstereceklerini bir tür«Çok konuştun yahu... susta ne lü kestiremeyen Ermeniler onlaedeceğime kendim karar vererın aralanna sokulmuştu Diğer yim, biraz daha hızlan ömer» deTürk mahalleleri Rum mahallemişti. Her üçüde amaç ve inançlarının leriyle dirsek dirseğe vermış gibiydiler; Bunlardan, Küçük Kayyek olduğunu sezince susmuşmaklı, Çağlayan Türk semtiykea lar, içlerinden konuşmağa başlaonun arkası olan Büyük Kavmak mışlardı Ömer daracık köşelerlı da Rumlar yaşamaktaydı. den bir cambaz gibi dönerken a Kumsal mevkiinde yepyeni vilrabanın penceresinden başını çılalar yapan Türkler bakışlannı kartmış olan Osman birden baileriye çevirirse, Rum semtleriğırmıştı; ni Kanlıdere ve arkasındaki Ge«Dur ömer, dur.. Gözlerim nel hastahaneyi. Girne kapısınmi karardı nedir! birşeyler görüdan uzananlarsa, Lidra Palas oteyorum. Un fabrikasının üstüne lini kolaj'ca görebılirlerdi Bir mi sıralanır çuvaJlar? Birşeyler ileri adım atmakla. Türk çarşısın kıpırdanıyor orada.. çuvallar oydan. Rum çarsısma (Lidra caddenuyor sanki!» sine) geçilebilirdi Araba acı bir frenle durur durmaz, dışanya atlîmıslardı; hayâl Böyleyken, bu dirsek komşuladeğildi gördüklerı, kurşunlar vın birbirlennden en ufak bir yarzıldamağa başlamıştı yanlarısıra.. dım görmemişierdi: Aldıklan ömer kolunu bir sınek ısırmış gi günlük nefesi tıkanırcasına yubi sezince oradaki sıneği öldür tarken. attıklan adımı da korkarmek istercesine Rolana bir şsmar casına atıyorlardı! atmıştı. Fakat avucunun içindeki Ahmet ve diğer gençler, silâhıslaklığın kan olduğunu anlamış, larını ne yöne çevireceklerini avaz avaz bağırmiŞtı; bile düsünmek zorunlu.§uııday• Haklısın Ahmet koş, koşun.. dılar, şu anda: Türkle, ErmeniOsmanın gördüklerı hayâl değil, yı. İngüizle Rumu ayırt etmeliy gerçek.. diğer arkanaşlanda alıp. diler. «Türküz Türküz» sesleri ile kanşan kamyon vızıltılarının, geleceğiz Hayda. » nereden gelip, nereye gittigini Fakat arabaya dtlfı atlamaz Ah anlamahydılar. met tuhaf bir sezıs'le ömeri sarAhmet, Rumlann saldırısından sarak; kaçan bu çılgın kalabahğı yarar «Aman.. ninem Ay?emın sesiken kulağı etrafındaki silâh sesni euyuyorum.. Tc«an'un kollarılerindeydi. Koşmaktan bir blnı boynumda sezaim. Bırakın be bisiklet gibi açılmış bacaklannı ni yetişirim size fabrika yanında.. toplayarak, Rum silâhlarının deBir tez yetişirim..» diye kükreğişik yönden gelen vızıltılarını mişti.. dinledi. Gözlerini etrafta gezrtirCÇÜNCÜ KJSLM dikten sonra; «Bizimkiler duru • Kıbrıs adasının baş şehri, Lel mu idare ediyorlar.. siperleri eökoşa, çocukları oyalamak için ku rür gibiyim. Rumlann makinerulan minyatür trenlerir sefer litüfekleri boşa mermı atıyor yaptığı bir fiteyi andınr; Küçüsanki! Onların yanına degil, şu cük meydanları, dararın köşeleT kalabalığın arasına karışmalı • den sık sık kıvrılan yolları, biryım. Perişan halka yardım etmeden kocaman bir cadd^ve açılan liyim» diye düşündü. Bu sırada, ovaları vardır «Türküz, Türküz ateş etmeyin» sesleriyle çınlayan bir kamyo • Bu minyatür trsn çevresini usnun sokak aralanndan son hızla ta bir çocuk kurmus sanki! Dar sıvışmakta olduğunu gördü. sokak'aıoan dönen ferıciğin hevecanlı hhreketlenni erkadaşlan (Devamı var) •••••••••••>•«•• Nîmbüs • • •• •• • • ••«•*••• ••••••••••»•••••a : ••••••»••••••••• •••••••••••••••a Teffany Jones ••••••••••••••••••• TIFFANY JONES ••*••••>••••••••« •*••••**••»*••••• ••••••••••••••••a Elif hanımi f VEBIMİ TUlA ' • • • • • • • • • • • • ı ? l \ CAK Bic PECUİZ (ılKH konu ve resim: Ayhan Başoğlu İLONA Uzuıo U2un biribîrini l«r. i Sayın Cumhurbaşkanı Cemal Gürserin devam etmekte olan rahatsızbğı dolayısiyle Türkiye radyolan norraal programlannı yayınlayamamaktadırlar. Normal programlara dönülünceye kadar radyo profframlanmız yayınlanmıvacaktır. :$ SAATLERi Istanbul Belediyesinden 1 Karaköy Yeraltı geçidindeki 7 harita numaralı dükkân aylık 2.000 lira muhammen bedel üzerinden 3 sene müddetle ihale olunacaktır. îlk teminatı 4.850 liradır. (Emlâk ve îstimlâk Müd. 180 kuruş), 2 Karaköy Yeraltı geçidindeki 8 harita numaralı dükkân aylık 2.000 lira muhammen bedel üzerinden 3 sene müddetle ihale olunacaktır. İlk teminatı 4.850 liradır. (EmLâk ve Îstimlâk Müd. de 180 kuruş), 3 Karaköy Necatibey caddesi ile eski Gümrük sokağı köşesindeki Demontabl satıs büfesi aylık 1.500 lira muhammet bedel üzerinden 3 sene müddetle ihale olunacaktır. İlk teminatı 3.950. liradır. (Emlâk ve Îstimlâk Müd. 135 kuruş), 4 Spor ve Sergi Sarayı dahilindeki büfenin işletilmesi işi senelik 50.000 lira muhammen bedel üzerinden bir sene müddetle ihale olunacaktır. İlk teminatı 3.750 liradır. (Emlâk ve Îstimlâk Müd. de 125 kuruş), 5 Itfaiye Müdürlüğü Gruplarına ait bulunan 1.720 kalem muhtelif. cins hurda malzeme 36.170 liralık muhammen bedel üzerinden satılacaktır. İlk teminatı 2.712.75 liradır. (Levazım Müd. de 90 kuruş), 8 Beyoğlu Yenicami mahallesi Karaköy yeraltı geçidinde yeni inşa olunan kadın ve erkeklere mahsus umuml helânın işletilmesi işi aylık 1^00 lira muhammen bedel üzerinden iki sene müddetle ihale olunacaktır. İlk teminatı 2.700 liradır. (Emlâk ve Îstimlâk Müd. de 90 kuruş), Tahmin bedelleri, kira bedel ve süreleri ile ilk teminatlan yukarıda yazılı işler 17 Mart 1966 Perşembe günü saat 15 de Belediye Sarayında toplanan Belediye Encümeninde kapalı zarf arttırması suretiyle sartnameleri veçhile ayrı, ayrı ihale olunacaktır. Sartnameleri hizalannda yazılı Müdürlüklerde bedelsiz olarak görülecek veya* tesbit edilen ücretleri mukabilinde satın almacaktır. Ihalelere iştirak edeceklerin ilk teminat makbuz veya Banka teminat mektuplannı havi olarak hazırlıyacakları kapalı zarflarını ihale günü saat 13.30 dan 14 de kadar Belediye Encümenine venneleri lâzımdır. (Basm 9113) 2224 İstersen patrona çık söyle, »eç geldi diye, napim; kabahat kendi arabasının, sinema dönüşü bozulup uykusuz bırakır mı insam? 7 MARTta ıl ii 011 T 11 > n r Bu dag gibi servetten bir arslan payı almak isteyenlere, ceplerinde bir îemek konusnnda hâtırasında sadece bir tanesi kalmıştı: Jaja'nın evindeki but kebabı... Sarrnısak kokulu salata... Pardon! Bir tane daba var: PTO • vençal'de oğnl Bronn'un tadsız kozmetik kokusuyla karısmış oÇeviren: SEMtRAMÎS lan şekerli porto kokusu. Gerçi Maigret bu içkiyi içraenaişti ama. gues'in koşa koşa gelmekte oli'üz metre ötede, pazarın mey daruyordn. kokusunu hatırlıyordu hâlâ. Sylvie mav) tayyörlerinl giyduğnnn gördü, kalkalı ancak on danında, bir kilisenin siyahla kapısuıı gösterdi. mişti. Bn takımlar ona rabıta • Maigret merdivene doğru yü dakika t'alân olmalıydı, zira ye kaplanmış rüyerek kıza seslendi: Bana bir leğinin düğmeleri benüz ilik Maigret susmayı tercib etti, zi lı bir genç kız edası veriyordu. ra oful Brown onda katolikten Zavallı Jaja'ya gelince, sanki şişe Vittel gönderiniz!» lenmemişti. Maigret'ye: yürümesini unutmus gibi bir Bir şeyler içecek zamanı • ziyade bir protestan intibaını V hali vardı. Belki ayaklan taasta mız var... Daha henüz kimse • bırakraşt. WİLLİAM BROVVn'UN cikler gelmemiş, dedi. CENAZE MERASfcVIl Küçük bir sokağın köşe başın idi, yabat da bacaklan sişmisKüçük bir bann kapısını ite da bulnnan barın her cephesin ti. Çok parlak sipab ipekliler Giineş epcyce vükselmisti. de kapısı vardı. Maigret ile giyinmişti. Kadıncağızlar ilk oŞehrin sokaklannda biitün pan ledi ve rora istedi. tokara yetişebilmek için sabahın cnrlar açılmamıştı benüz. Tol Bir bilseniz... Bu işin ne ka Boutigues kapılardan birinden kimbilir hangi erken saatlerinde larda kimsecikler yoktu. Fakat dar karışık olduğunu... Oğul bu çıkarlarken başka bir adam ö teki kapıdan giriyordn, ve kokalkmışlardı. Bu hâdise Gamsızçarşıda faaliyet başlamıştı. Er merasim için ne miktar harcı lar Bar'mda herhalde mühim bir kenden kalkmıs insanlar, önle • yabileceğini bize söylememişıti. miser onunla gözgöze geldi. Bu, Cannes'daki kahveci çı olaydı!rinde akşama t»dar daha bir Dün aksam kendisine telefon Bontıgnes soruyordu: Kim? sürü zamanları var hulyasıvla ettim. Fiatın onu ilgilendirmedi ragı idi. Maigret'yi selâmlamak Bilmem. diye baştan savolacak, ellerini çabufc tutacak ğini, fakat iyi cins olmasını söy hususunda evvelâ mütereddit ları yerde italyanca ve fransızca ledi. Antibes'de onun aradıkla davrandı, lonra müphem bir ma bir cevap verdi Maigret. olarak bagırışıp duruyorlardı. rını bulamadık... Akşamın saat harekette karar kıldı. Fak&t aynı dakikada kadınlar Belediyenin sarı ceplıesi ve on birinde Cannes'dan getirttik Maigret, Josepb'in Sylvie ilc gelmis bulunuyorlardı. Döndü • çift merdivenleri tam çarşının sonra da merasimi düsündüm.. Jajs'yı da Antibes'e beraber ee ler ve Maigret'yi gSrunce he ortasına bakıyordu. Morg da Kilisede merasim yapılacakmıy tirmis olduğunu tahmin rtti. men ona yaklaştılar: Geç kalbelediyenin zemin katında idi. dı bilmiyorum. Pro\'ençal'a tele Tahmıninde de yanılmadı. Ka madık. tnşallab! Nerede?.. fon ettim yeniden... Brotvn'un dıncağızlar Sylvie'nİn gözlerinin altı moscenaze arabasına Saat yediye çeyrek kala, ce naze arabası, ciçeklerin ve *er yatmış olduğunu söylediler. Ben doğru ilerlıvorlardı. Jaja, kan mordu. ve Maiçret'ye karjı takadar ter içinde idi. Oteki kadın da kmdıgı o soğuk tavrını ranhazevatların ortasında dnrdu. de işı, elimden geldiği faza ediyordn. Maigrret de hemen heroen avnı iyi yapmaya çalıştım... Bakın iş geç kalmıs olmanın endisesi i te... çerisinde gibi habire onu çekip (Arkam var) dakikada oraya geldî ve Bonti MİLLÎ PIYANGO bileti bulundurmalarını tavsiye etmekteyiz (Basm 9036/2217) Istanbul C. Savcılıgmdan Onsl Adet Muh. fiat Muh. Bedel Muv. teminat Krş. Snt. Lira.krş LiraJn?. 84.68 381.060.00 18.992.40 Gfin ve ssat Ekmek (beherl 750 gr.) 450000 22.3.1966 11.00 Istanbul Ceza ve Tevkifevinin 1966 malî yılı ekmek Ihtiyacının yukarıda gösterilen muhammen fiyat, muhammen bedel, muvakkat teminatları ile alınacak miktar gösterilmiştir. Ihtiyaç, kapalı zarf usulü ile yukarıda gösterilen gün ve saatte tstanbul Cezaevi Müdürlügünde eksiltmesi yapılacaktır. Talipler bu ihtiyaca ait şartnameyi îstanbul C. Savcılıgı Infaz Bürosu ile Cezaevi Müdürlügünde mesai gün ve saatlerinde görülebilir. Ihaleye gireceklerin teklif mektuplannı, muvakkat teminat makbuzlan ile sair evraklarını usulü şekilde hazırlayıp ihale saatinden bir saat evvel Komisyon Başkanlıgına makbuz mukabili teslim edilmesi, aksi halde ihaleye iştirak edemezler ve postadaki gecikmeler kabul edilmez. (Bann: 8331 2229) Ergani Bakır İşlehnesi Miiessesesi Müdfirliiğünden MADEN Mflessesemizln hastane servisi lüc imdat merkezinde çabştmlmak üzere bir Pratisyen Doktora ihtiyao vardır. Tâlibine, İktissdt Devlet Teşekküllerince Doktorlara uygulanan statü hükümleri dahilinde ücret ve tazminat verilecek, evll ise ikametine tenvir ve teshin edilmiş möbleli iojman tahsis edilecekt'.. üte tsteklilerin olunur. yukarıdaki adresünize müracaatlan lÜTUmu CBasm 1209*2226)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear