29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE ÎKÎ 16 Mart 1966 CUMHUKİYET DURDURULMASI Ihsan OLGUN odcrn devletlerde kamusal idarelerin iyi işlemesi, ödevlerini yerine getirmesi, kimseye karşı haksızlık etmemesi için bir takım ledbirler alırımıstır. YÜRÜTMENİN DEVLET S ıaaı ıaaı ı*aı (••I ıaaı ::: ımmr Bütün uluslar için... Senatör Fulbright, Çin meselesinde vatandaşlarmı uyarmak istedi. Amerikalı Senatör, geçenlerde bu konuda bir demeç vermiş ve demiştir ki: « Çin halkını ve yöneticilerini daha iyi anlamıya çalışmamız şarttır. İdeolojik önyargıları bir yana bırakın! Çin halkını tanımaya Çinlilerin davranışlarım anlamıya çalışalım.' Fulbright Çin ihtilâline yol açan etkenler arasında en önde gelenin Ondokuzuncu Yüzyıl boyunca Çin'in sömiirülmesi olduğunu belirtmiştir. Çin toplumuuun korkune bir biçimde sömürüldüğünü ve horlandığını söyliyen Senatör, vatandaşlarmı daha insanca bir diişüııceye çağırıyor: « Kendisini sömüren Batılı ülkelerden çok daha eski ve şerefli bir geçmişe sahip olan Çin halkınuı bu durumdan ne kadar acı duymuş oıacağını düşünün...» diyor. Bugiin başmı Johnson politikasmm çektiği peşin yargılara göre, Çin. dünya banşmı tehdit eden bir korkulu düşmandır. Amerikalı, âdeta uğultuyla çoğalan bu Asya toplumuna endişeli gözlerle bakmaktadır. Rapitalist basmda sık sık çıkan propaganda yazılanna göre komüııist yönetim altında kahrolmuştur Çin... Açlık, sefalet, gerilik, düzensizlik ve korku Çin ülkesinde korkunç bir nıutsuzluğu sürdürmektedir. Komünizm Çin'de bir gelişme sağlıyamamış, tersine Çin'i çöküntüye sürüklemiştir. Tek yönlü basının koyu propagandacı çevrelerinde işlenen bu fikir dalgasının içindedir Türkiye... Ancak kapitalizmin yobaz çe\Teleriııde gecer akçe olan bütün bu fikirlerin büyük çelişmelere yuvarlandıklarını nasıl görmeyiz? Çünkü Çin gittikçe gerileyen, açlık ve sefalet içinde kahrolan bir toplum olsaydı, Amerikan kapitalizmi için bir tehlike sayılamazdı. Çöken ve fakirleşen toplumlar ne dünya politikasında sözlerini yüıütebilirler, ne de güçlü kapitalist devletler için tehlike yaratabilirler... İktisadî gücü zayıflayan uluslarm. savaş güçleri de zayıflar. Durum açıktır. Çin kalkınma yolunda hızla yürümese Amerikalı kapitalist endişeli ve korkulu bakışlarla izlemezdi kendisini... Yüzyıllar boyu dünya politikasmda söz sahibi olamıyan Çin, neden son on yıl içinde pek büyük bir kudret olarak hesaba katılmaktadır? İşin doğrusu şudur: Çin sömürülmeye karşı direnmiş, sömürücülere paydos demiş. ve iktisadî gelisme yoluna girmiştir. Sert ve şiddetli yollara sapması, kendisine karşı sert ve şiddetli davrananların yarattığı bir oluştur. Çin, yüzjTÜarca iliğine kadar sömürülürken. sömürge metodlannın yumuşak mı, sert mi olduğunu kimse hesaplamamış. Çin halkı için kimse endişe duymamıştır. Atatürk Tiirkiyesinin Atatürkçüleri «mazlum milletler» karşısında Batı kapitalizminin aldığı tavrı dikkatle izlemelidirler. Propaganda edebiyatuıa göre bugün Hlısır kan ağlamaktadır, Küba mahvohnuştur, Çin beter olmuştur, Cezayir felâket içindedir... Hangi millet emperyalizm zincirini kırsa, biz Atatürk Türkiyesi insanları da emperyalizmin propagandacıbaşılarıyla birlikte dövünmeye başlıyoruz: Vah vah yazık oldu Çinlilere. Kübalılara. Mısırlılara! .Ve bu dövünmenin ardından bir düşmanlik edebiyatı basınının iliklerini sarıyor. Çin'e düşmanız. Küba'ya düşmanız. Mısır'a düşmanız. Bu türlü düşmanlıklar Atatürkçülüğün temel ilkclerine karşıdır. Fakat yalnız Atatürkçülüğün değil, insanlığın temel ilkelerine de karşıdır. Hiç olmazsa Amerikalı Senatör Fulbright kadar anlayı/ı olmalı ve >üzyıllardan beri sömiirülrn insanlann davranışlannı hoş görmeliyiz. Hindistan açlıktan kırılmaktadır bugün. . Kimsenin umurunda değildir. Bir avuç pirinç hulamıyor insanlar Hindistanda... Ama hele Hindistanda halkı açlıktan kurtaracak bir düzen knrulsun, ve bu düzen Batıya kafa tutsun Amerikalılarla birlikte biz de bağırmaya başlanz: Yazık oldu Hint ulusuna. . diye. Şu ortaoyununa bir son vermek zamanı gelmiştir artık. Fulbright'uı söziine kulak verelim: İdeolojik önyargıları bir yana bırakın! Çinlilerin davramşlarını anlamıya çabşalım. Bu srz ya'îiız Çinliler için değil. bütün uluslar için geçerlidir. M Bn lcdbirlerin bir kısmı şekle ve nsule ait Snleyici tcdbirler olup bir kısmı da kamusal idareler tarafından mnamele yapıldıktan sonra yapılan muamelenin veya tasarrufnn düzeltil mesine, değiştirilmesjne matuf bir tedbir olnp, b u n a kontrol tedbirleri de denilebilir. tdarî kontrol daha ziyade hiyerarşik bir kont r o l d u r . B a n d a n başka bir de kaza yolnyla kontrol vardır ki bu koniroln mahkemeler yapar. Herhangi bir kamusal idarenin yaptığı muamele dolayısiyle haksızlığa uğradığını iddia eden kimse mahkemeye başvnrabilir. Tetkili mahkemenin bu Iddiayı inccleyerek h ü k m ü n ü vermesi idarenin kaza yolu ile kontroludur. Bu sebeple idare, idari, siyasi, kazaî olmak uzere üç şekilde d e n t t l e m e y e tâbidir. Herhangi idarî bir mnamele veya karardan hak veya menfaati zedelenen bir şahıs bu m u r a k a b e şekillerinin mahiyetine göre hak veya menfaatini koroyabilir. İdarenin hukuka baghhjrı prensibi ••juşrün devlet idaresinde mesnliyet yüklenen* ' l e r bütün t a s a r r u f l a n n d a h u k u k a hağlı kalmakla yükümlüdürler. Bu sebeple idare ajan ve m e m u r l a r ı m n , h u k u k a a y k ı n h a r e k e t l e r d e n çekinmeleri lâzımdır. Demokratik nizama nyrans modern devietlerde ve bu arada memleketimizde idarenin bü tün eylem ve işlemleri, hususiyle idare hukuku çerçevesi içine giren ve bu hukuk kolunun konusunu teşkil eden, idarî faaliyetleri hukukî kontrola tâbi b u l u n m a k t a d ı r . Buna idarenin h u k n k a baelılıfeı prensipi denir. tdarenin h u k u k a tâbi olabilmesi için bu prensipi koymak yetmez, idareyi h u k u k kaidelerine nymaya mecbur tutacak bir müeyyide yani idare aleyhine dâva imkânı da mevcut olmak demektir. Gerçekten idare bir k a r a r alırken veya lcraatta bu!unurken h u k u k a aykırı hareket ede bilir. Bu şihi hallerde alâkalılar idare aleyhine dâva açarak mahkemeden bu kararın bozulmasını isteyebilmelidirler. t d a r e ancak bu yolla hukuka ba&lı kılınmış olur. Memleketimizde idarenin kazaî kontrola t â bi tutultJnîu Anayasanın tcminatı altındadır. ları idarî işlemler aleyhine açılır. t p t a l dâvalan n d a dâvacı olabilmek için menfaatin zedelenmesi kâfidir. t p t a l d â v a l a n objektiftir. Mahkeme k a r a n , iptal edilen idarî k a r a r l a menfaat bağı olan herkese geçerli bir sonuç doğurur. tdarenin bir karariyle menfaati zedelenen kişilerin açacakları iptal dâvaları yürütmeyi d u r durmaz. Bu yüzden dâvacı için ileride telâfisi imkânsız z a r a r l a r da doğabilir. tşte bu gibi hallerde yürütmcnin durdurulması (tcranın tehiri) istenir. Danıştay Dâva Daireleri ile Dâva Daireleri Kurulnnca taraflardan birinin isteği halinde teminat karşılıgında, yürütmenin d u r d u r u l m a s ı n a k a r a r verilebilir. Ancak halin icabına göre iptal dâvalarında yetkili daire veya Dâva Daireleri Kurulu teminat da aramayabilir. Yetkili kazaî organlar tarafından yürütmenin d u r d u r u l m a s ı n a k a r a r verilmesi hiç bir kayıt ve şarta bağlı degildir. Bunun sebebi Danıştay'm yürütmenin d u r d u r u l m a s m ı tam bir hagımsızlık içinde inceleyerek dayanılan gerekçenin önem ve ciddiyetini. telâfisi imkânsız bir zararın mevcut olup olmadığmı. ihlâl olunan hak ve menfaatin ma hivet ve derecesine göre ırerekli kararı özgürlük içinde verebilmesini saflamaktır. K: ayın yazar İlhan Selçuk, «Devlet Benim!» başlığı altında yaymlanan fıkrasmda, bizce çok önemli bazı gerçekleri dülendirmektedir. Bizim de bu vesile ile açıklamakta fayda gördüğumüz bazı düşüncelerimiz vardır. Şöyle ki: A.P. iktidarınm birbiri ardısıra düzülerek bir zincir teşkil eden olumsuz davranışlarmda şu anlayış somutlanmaktadır: «Mademki milletin oylanyla işbaşına geçtik, o halde milletle aramızda tam bir âyniyet vardır. Bu nedenle, dilediğimizi yapar, istediğimiz eylem ve işlemi gerçekleştirebiliriz» Nitekim Sayın Adalet Bakanının «Mahkeme k a r a r l a n m uygulayıp uygulamamak benim bilecegün iştir» şeklindeki sözleri, gittikçe gelişen «Hukuk dışı davramşlar zincirinin» en son halkasını teşkil ediyor. BENÎM ma birliklerine verir. Aynı zamanda, korunmaya muhtaç durumdaki bir çocuğun varlığından haberdar olan her vatandaş durumu en yak m mülkî âmire bildirmek durumundadur. Fakat bu kanunun işlemediğini hepimiz en yakın çevremizde her gün açıkça görebiliriz Sokak başlarmda dilendirilen, he nüz gelişmemiş kemikleri üzerine bir küfe ile ha>at yükv yüklenen çocuklar her gün her yerdedir. Vatandaşsa çok zaman durumuna şahit olduğu böyle çocuklarm korunmaya alınmaları için teşebbüste bulunmak yerine. eline beş on kuruş sıkıştırıp vicdanını susturmakla yetinmektedir. de 165 olarak, Türkiyededir. Bu yük sek ölüm oraıun yanı sıra kötü bes lenmeden ve bilgisizlikten ileri ge len hastalıklarla sakatlıklar çocuklarımızı tehdit ediyor» diye yazıyor Tütengil. Bu satırlar, başka gerçekleri de ansılıycr kişiye. Saymakla, sıralamakla bitmeyen bir sürü gerçekleri...» Gerilik ve ilerilik basamakıau artışma sütununda çıkan «Gerilik ve ilerilik Basamakları» baçlıklı Sayın Dr Rafı Bensan'ın yazısını okudum. Bu konudakı yazımın dikkatini çekmesınden memnun oidum. • Cumhuriyet»in 16 Şubat 1966 sayısında yayımlanılan yazımda Sayın Prof. Fehmi Yavuz'a sorularımı sunmaya başiarken «Onun yazısının» sonucu üzerinde bir olumlu ve verimli tartışmaya girişebilmek için ilkin şu soruların cevapları yönünden anlaşmış olmamız gerekir.» demiştim Bu başlangıç, benim Sayın Profesörün düşüncelerini «tenkid» etmedığimı anlatır. Bu düşüncelerin, «dine karşı olduğunu» yazmış da değilim. Benim yazımda henüz hüküm y o k t u r ; ileride vereceğımiz h ü k ü m l e r d e doğruya kolaylıkla erişebilmek için önceden hazırlanma ve temel görüşlerde anlaşma ihtiyacının belirtilmesi vardır. Bunu, Sayın Profesörün gereği gibi kavradığını, sorularıma; ilme ve kendisine ya k:şan bir hulus, temkin ve vekar ile cevap vereceğini sanıyorum ve umuyorum. Bence... Her safhada istenebilir erek yürütmenin d u r d a r u l m a s ı , gerekse yürütmenin d u r d u r u l m a s ı n a ait kararın kaldırılması dâvanın her safhasında istenebilir. Hattâ istek reddedildikten sonra da harcı yatırılmak suretiyle t e k r a r yenilenebilir. tdarî bir dâva açılmadan, Danıştay'da ihtiyati tedbir mahiyetinde yürütmenin durdurulması istenemez. Yürütmenin durdurulması açılmıs bir dâva varsa istenebilir. Esasen Danıştay, Amerikan Federal Mahkemesi gibi idareye emir verme (tnjünction) yetkisine sahip olmadıjından ortada idarî bir dâva yokken idareden b i r seyi yapmasını veya yapmamasını istemesi düsünülemez. tdarî dâvada t a r a f l a n n biri istemeden, Danıştay kendi kendine yürütmenin durdurulmasına k a r a r veremez. t p tal dâvalarında idarî islemin vetki sekil, konu ve maksat cihetlerinden biri de yasalara avkınlıSı yönünden ciddî bir hal mevcut olmadıkca icranın tehirine k a r a r verilemez. Yürütmenin d u r d u r u l m s s ı n a k a r a r verilecekse bu k a r a r bir inancaya tâbi tutulmaiıdır. Yürütmenin d u r d u rulması. inancanın çeşidi ve degeri halin icabına göre takdire baiHıdır. Yürütmenin durdurulması istefinin kabulü dâvanın neticelenmesine yol açmamalıdır. G Bunun anlamı Sayın Selçuk'un da özlüce belirttikleri üzere: Devlet benim. hukuk benim! demektir. Ama hemen işaretliyelim ki, bir siyasi partinin iktidara geçmesi hattâ oyların tümüyle bile geçmesi kendisini böylesine hukuk dışı yetkilerle donatmaz. Öyle olsa idi, Anayasanın, demokratik düzeninin teminatı olan bazı kurumlara yer vermesine lüzum olur muydu? Niçin kurulsundu o vakit Anayasa Mahkemesi, niçin sağlansındı mahkemelere bağımsız lık. ne gereği vardı bazı örnek kurumlarm? • ••a • aaa • ••• • aa~ aaa' ıı* aaa •» ••a ••• aaa' «•• #•• ••• • »• • •a • •• • •• • •• S Şurası bir gerçektir ki, mahkeme kararlannı uygulamamanın örneğini vermek, bir memlekette adaletin dağıtümasını, gerçekleşme sini imkânsız kılmak demektir. Bu olanaksızlığı yaratanlann bir yöneticiler zümresini teşkil ve ifade ettikleri hesaba katılacak olursa, memlekette demokratik bir isim altında da olsa, antidemokratik muhtevalı bir fiili idarenin yürütüldüğunü kabul etmek zorunlu olur. Çürük birgerekçe V a m u oyunun çok iyi bildiği ve •*burada saymaya lüzum görmediğimiz davranışlarla biçimlenen «bizim yaptıklarımız millete rnuzaftır» felsefesi bugünkü demokrasilerde zerre kadar itibarı olmıyan ve samimiyetsizliği, ifade eden dayanaksız, çok çürük bir gerekçedir. Bunu yukarıda bazı Anayasa kuruluşlarını örnek güstererek ispatlamaya çahştık. Şimdi ise Anayasamızın bir ilkesine değinmek istiyoruz: «Eğemenlik kayıtsız, şartsız Türk milletinindir. Millet eğemenliğini vetkili organlar eliyle kullanır.» Bu kesin kural kanıtlıyor kı. Anayasamıza göre iktidar olgusu bir amaç değil, sadece bir araç «vasıta» dır. Bu aracın ne biçimde kullanılacağını, nelerle suıırlı olduğunu ve özelli!;!e mahkeme kararlarının yürürlüğe konulmasının kaçınılmaz bir zorunluluk teşkil ettiğini belirten açık hükümler var iken. Adalet Bakanırim tüm iktidar mensuplarının da anlayışına tercüman olarak söylediğinde şüphe edilmiyen eleştirme konulu yap tığımız sözlerinin anlam ve kapsamı yoruma muhtaç ve elverişli olmıyacak kadar açık seçik ve vürekler acısıdır. Dcnıştayın görevi fi'darî rejimi kabul etmiş ülkelerde, idari *uyosmazlıklar ve dâvaları görmek ve çözümlemek görevi Danıştay'a verilmiştir. İdarî dâva çeşitleri içinde en tipik olanı ve en çok rastlananı iptal dâvalarıdır. Bu dâvalar idarenin h u k u k a uygunluğunu en etkili şekilde denetle meye imkân verir. Bu dâvalarda idare hâkinıi olayla ilgilenmez. Sadece işlemi inceler. Bu dâvalarda dâvalı d n r u m u n d a olan ve hesap veren idarî islcmdir. tdare kendisinden ziyade kararını savunur. Kararının usulsüz olduğunu, yasalara aykırı bulunmadığını ispata çalışır. tptal dâva ayın Tütengil'in kmayan bir dille sözünü ettiği Bn. H. M. T. çoğumuznn omuz silkerek «UgilUer» e bıraktığı böyle binlerce ve JTJZ binleroe çocuğun hiç olmazsa bir kaçının birer aile yuvasına yerleştirilmesinde rol almış sa, pek mukaddes bir sorumluluk örneği vermiştir bence. Ve eminim ki kendisine bundan daha olumlu sonuç verecek bir çözüm yolu gösterilebilseydi onda da yer almayı görev bilecekti. Fakat bugiinku durumda başka ne yapabilirdi Bn. H. M. T.? Bütün bu çocuklan kendisi evlât edinemiyeceğine ve yuvalara gönderilmek üzere sıra bekliyen çocuklar yuvalarda korunmakta olanların en az on katı olduğuna göre? Apaçık meydandacur ki devlet hizmetleri büyük olsun, küçük olsun korunmaya ihtiyacı olanlann hepsini himaye için yeterli değil dir. Bu gerçeği göre göre hâlâ her şeyi devletten beklemek ve ara sıra ideallerle ortaya çıkan gönüllü hareketleri baltalamak yerine. gönüllüleri teşvik. gönüllü dcrneklerin daha düzenli. plânlı ve koordine çalışmalarına önayak ohnak daha yerinde bir tutum olmaz mı? I Sonuç olarak idare, m a h k e m e k a r a r l a r ı n a uvmak mecburiyetindedir. Bunların yerine getirilmesini geciktiremez. Danıştay i l â m l a n n ı n icaplarına göre işlem veya eylem tesisine mec burdur. Danıştay Dâva Daireleri ile Dâva Daireleri Kurulu k a r a r l a n kesindir. Muhkem Kaziyyenin b ü t ü n hukukî neticelerini hasıl eder. Danıştay ilâmlarının icaplarına göre eylem veya işlem tesis etmiyen idare aleyhine Danıştay'da maddi ve mânevî tazminat dâvası açılabilir. Düzenli bir kampanya ızler, çağırılara aldırmayan, sorunlara boş veren bir milletin insanları değiliz. Gerektişi kadarını yapamıyorsak bunun nedenlerini bizlere gerçekleri çösterdikten sonra çözüm yolu üzerinde plânlı ve örşütlü bir yürüyüşe geçmek için liderlik etmeyi üstüne almayıp, işi «ilgililer» e bırakanlarda aramak gerek. Memleketımizin gören gözleri, düşünen beyni olan gazetelerden, her gün memleket çocuklarımn içler acısı kaderini ortaya koyup «ilgililer» in dikkatini çeknıek yerine. bir kez c?e bu konuda harekete geçmelerini düzenli bir kam panya ile çocuklarımızm bakımında devlete yardımcı olacak kuruluşları meydana geîirmek için fon ve personel safilıyacak tesislere önayak olmalarını beklemekteyız. 1961 yılında gene devletın teşebhüsü ile kurulnıuş olan Sosyal Hizmetler Akademisinin Türkıye Sosyal Hizmet ve Araştırma Derneğinin, kuruluşlarından bu yana geçirdikleri kısa devre ve sahip o ' d u k l a n imkânların sınırlılığına kıyasla daha şimdiden, diğer birçok sosyal sorunlar gibi, korunmağa muhtaç çocuklar konuFunda da «araştırma» dan «plân lama» ve «uygulama» ya kadar pek çok calışmaları olmuştur. Bu çahşmalara gönüllülerin katkısı ise asla küçümsenmiyecek çaptadır. B NOT: Gazetemîze gönderilen yazılar yayınlansın lanmasın iade edilmez. • MimııiMimHi veya yayın Sayın Dr. Rafi. Profesöriimüzün cevaplarıyla benim bunlara karsı düşüncelerimi. aramızda bir tartışma olursa bundan çıkacak «Sonuç»u, beklemek lutfunu esirgememelidir.. Verimli ve olum lu olmasını. ilim adına ozlediğim bu sonuç üzerinde kendisi de son ra çörüslerini ortaya koyabilir. Sayın Doktorumuz. beni. Profesörümüzün «makalesini dikkatle okumadıgımı,» hem de «kanısındayız» iddiasıyla ileriye sürüyor. Bu kısa cevabımın. kendisini, herhalde hoşlanarak benimsemediğmi, sandığım böyle bir «kanı» dan kurtarrnaya da varamasını dilerim. Saygılarımla ILÂNCIÜK Koll. $ti. ELEMANLAR ARIYOR Ilâncılık Kollcktif Şirketi genişlemekte olan servisleri için reklam yazarları ve ressamlar araraaktadır. Reklam yazarlarında, kolej veya en az lise mezıınu olmak, iyi tngilizce bilmek, sağlam bir Türkçe, eleştiricilik ve yaratıcılık gibi vasıflar aranmaktadır. Reklam ressamlarmdan siyalıbeyaz ve renkli işlere hakimiyet ve kompozisyon kabiliyeti istenmektedir. Çok gizli tutulacak olan yazılı müracaatların P.K. 176 İstanbııl adresine gönderilmesi rica olunur. Nevzad AYASBEYOĞIX T Erenköv Istanbul S tnM«rtMiMitMi»ımııııtaiwmııtHiiMitıttımı»»«MtttınnM«>ı»mntiiiit »•IM«MtllHWIWfllHlllMllMWIIItlMMIHIMIIH»IHtllltmnillMllltltllntlı ıııtıtıııtııııiHiıi(iıiMfnııı«ııııııııtm»ııtııı»ıııııııaııııııı»*i)iıııııııı « • • ' • ' • • • . . . . . . *•••• ara Kötü insan yaraîan sistem •Sayın Doktor ve Eczacılara Doğum Kontrolu Hapı S Ovulen Tiirkiyede ilk defa satı.şa arzcdilnıistir. Tfcti* umum. mummili: M j RAİF .* SERİK] AN KOMANDtT SRKETl • Sümer ALTAY Çakıltaşları ve çocuklarımız 1 mg. tablet' S Searle nâncılık: 2109/2767 t L  N 4 ESKİ ŞEHİR CUMHURİYET SÂVCHIĞINDÂN 1 Eskişehir kapalı Cezaevi ile Çocuk Cezaevinin ihtiyacı için aşafıda yazılı yiyecek maddeleri (dört parti balinde) kapalı zarf usulü eksiltraeye çıkanlacaktır. 2 Eksiltme 8 Nisan 1966 cuma günü ve hizalannda yazılı saatlerde C;. Savcılığı Makam Odasında icra edllecektir. 3 Teklif mektuplanrun ihale saatlerinden bir saat önce Komisyona verilmesi lâzımdır. 4 Şartnameler mesai saatleri dahilinde Kapal ı Cezaevi Müdürlügünde görülebilir. 5 Postada vâki gecikmeler nazara alınmaz. Muhammen Muvakkat İhale saati Miktan Muhammen C İ N S İ tutan teminatı fiyatı Lira kr. Lira kr. Lira kr. 160700 00 9285 00 14.00 Ekmek <7501 gramlık) 200.000 Ad. 80 35 50700 00 3785 00 14.30 Nebatî margarin 7.500 Kg. 6 76 7.000 Kg. 7 50 53.500 00 3925 00 15.00 Sığır eti kemiksiz (23 kalem) 119224 80 7211 24 16.00 Gıda maddeleri (Basın: 9735 E. 148 2775) ayın Doç. Dr. Cavit Orhan Tütengil'in «Çakıltaşları ve çocuklarımız» başlıklı yazısını meslekî ilgimin arttırdığı bir dikkatle okudum. Fakat son zamanlarda okuduğum çocuklarm korunmalan ile ilgili pek çok yazı gibi problemi ortaya koyup çözüm teklif etmiyen bir durum görerek hayal kırıklığına uğradım. Çünkü, sorunları ortaya kogup çözüm yoilarını «ügililerin» dikkatine bırakmak yolunun herhangi bir ilerleme için yeterli olmadığı kamsındayım. Bası dertte olan her Türk çocuğunun geleceğinden «Ugililer» kadar, düşünen her Türk vatandaşının da sorumlu olduğuna inanıyorum. Vatandaşlar geniş çapta bu sorumluluğu kabullenmedikçe. «Türk çocuklan evlât edinilme yolu ile yurt dışına gönderilemez» şeklindeki bir yasaklama ne memlekete, ne de hiç olmazsa memleket dışında bir sıcak yuvaya ka\uşacakken bundan kanun zoru ile men edilecek bir kaç yavruya herhangi bir fayda sağlamıyacaktır. Böyle bir tutum «Yurtta kalsın da ister sürünsün. ister ölsün» demek ile aynı anlama gelir ki buna da her halde hiç bir vicdan rıza göstermez. 6972 sayılı kanun «korunmaya muhtaç çocuk» tanımlamasmı yaptiktan sonra, böyle çocuklarm bakımı sorumluluğunu çocuk koru Şimdi gerekli olan bu konuda «ilgililer» in de en az bizler kadar dertli fakat sınırlı imkânlara sabip olduklarını kabul etmek ve bu soruna bilimsel bir yaklaşım yapabilmek için ne çapta olursa olsun i m k â n l a n m ı z ı birleştirip onlara yardımcı olmaktır. Yukarda sözü edilen sosyal hizmet ile ilgili kuruluşların, konuya ilgi duyan h e r kişi veya k u r u m ile bilgi ve tecrübelerini paylaşmaya hazır o l d u k l a n n a inanmış bulunuyoruz. ayın İsmet Kür'ün Kötü İnsan Yarataıı Sistem» adlı yazısını zevkle ve dikkatle okudum. Gerçekten özlü ve yeni bir görüş getiren, düşündürücü bir yazı... Sayın yazarın teklif ettikleri de çok jerinde.. Bazı mesleklerin faz la para kazanmalannı önleme» ışini, gayet yerinde bir teklif olmasına rağmen, şimdilik bir yana bırakarak, okumak istidadmda olanların devlet tarafmdan ckutulması konusuna değinmek istiyorum. «De ğirmeııi gördiik. suyu nerde?» demiş köylü. Biz de fikri beğendik. çok beğendik. fakat para nerde. Bunu sayın İsmet Kür. bizden daha iyi bilir. Fakat zannımızca o, bir eğitimci ve toplumcu yazar olarak yaralara çare fikirlcrini ortaya koyup. fikirleri iş haline ge tirmeyi de iktisatçılara bırakmayı tercih etmiştir. Işin bu tarafını da biz söyüyelim: Devlet, sadece dıs ticareti devletleştirirse, değil okutma meselesini. daha pek çok millet problemlerini halletmiş olurdu.. Ekonomik sistemde reforra yapıl madıkça, eğitim sistemimiz kötü insan yaratacak ve her mahallede bir milyoner ve bir sürü aç insan yaratılmasına devam edilecektir. İlâncılık "7;5 Sayın Doktor ve Eczacılara N O V  N O K S (Pediatrik Süpozituar) Bir Süpozituarda : Novamine Sulfone 0,10 gr. Ac. Acetylsalicylique 0,15 gr. Phenobarbital 0,02 gr. 6 Süpozituarhk kutularda piyasaya arzedilmiştir. DOĞFARMA LABORATUARI Tel: 47 16 78 Cumhurivet Elkin BEStN Sosyal Hizmetler Uzman: A n k a r a • Bu kanıda Gaziantep Lisesi Edebiyat öğretmeni Harun Arslan' dan mekrup almış bulunuyoruz. Taı tışmacı «Öteden beri hep düşünürüm çocuklanmızın sahipsizliğini» diye başladığı yazısına şöyle devam ediyor: «Cavit Orhan Tütengil'in bu konuya ilişkin iki incelemesini okudum Cumhuriyette. Sonuncusu daha anlamlı, daha içli geldi bana. Çocuklar için üzücü, yetişkinler ıçin düşündürücüydü Tütengil'in ya zısı: «Yeryüzünde 01 yaşlan arasmdaki en yüksek ölüm oranı. bin Akgün KOÇAŞ • Aynı konuda Kaman Ortaokul öğretmeni Hamit Tos'dan, mektup almış bulunuyoruz. Tartışmacı Hamit Tos Yazar îsmet Kür'ün yurt sorununa değindiğini belirtmekte ve yazısını şöyle bitirmektedir: "Sayın yazarın toplum bilinci gö rüşüne de katılınz. Gerçekten ulusumuzda, iyi olmayana iyi demek. bir hastahk haline gelmiştir. Haliyle bu tutumumuz toplum düzenimizi temelinden sars maktadır. Ne var ki iyiyi kötüden ayırt etmiye gör. Dö^ülürsün, sövülürsün bu toplumda. Aıtıa yıldırmamalı bunlar, lyilerimizi tâ ki kötü kişileri topluma kazandırıncaya dek. Kişice yaşamanm yolu da bu, zannımca.» TURHAL BELEOİYESİNDEN 1 410193 sayılı kararnameye göre ücreti ödenmek üzere bir adet Yüksek Inşaat Mühendisi (Mühendis» alınacaktır. 2 Tâliplilerin Belediyemize müracaatları ilân olunur. 'Basın: 9791ı 2771 Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları jşletmesi Genel Müdürlüğünden !ZMIT a a . Ceyhan Belediye Başkanhğiüdan 1 Saatte 10 13 ton kapasiteli 2 tekerli çekerek yürütüler şase üzerinde kurutucu, asfalt eritici ve karıştırıp serecek tcrtibatı olan bir adet asfalt hazırlarna makinası kapalı zarf eksütme suretile yaptırılacaktır. 2 Muhammen bedeli 29.800.00 lira olup muvakkat teminBt 2235.00 liradır. 3 Bu işe ait evrak, her gün mesai saatlarında Fen Daire sinde görülebileceği gibi bedelsiz olarak da temin edilebilir. 4 İhale 30.3.1966 çarşamba günü saat 15.00 de Encümenct yapılacağından mektuplar en geç aynı gün saat 14.00 de kaduı Başkanlığa makbuz mukabilinde veya posta ile taahhütlü gönderilmesi şarttır. 5 Usülüne uygun şekilde hazırlanan mektuplarda muvak kat teminat makbuzu, Ticaret Odası vesikası ile bu gibi işler yaptığuıa dair belge konması jarttır. (Basın: 9792) ?772 ÇAY TEHİRİ Imalâtunızda kulanılmak üzere 8000 torı kaolin satın alınacaktjr. Teklifler, şartname ve mukavele tasarısı esasları dahilinde '•'o 7,5 muvakkat teminatla birlikte 5 nisan 1966 salı günü saat 17 ye kadar İşletmemizde bulundurulacaktır. ŞKrtname Izmit'te İşletmemizden veya Istanbul Irtibat Büromuzdan veya Kütahya Sümcrbank Seramik Fabrikasından berielsiz temin edilebilir. îşletmemiz ilıaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbestür. CBasm: 9764) 2777 İlâncılık; 1806/2768 Okulumuzun 1931966 Cumartesi günü Yeşilyurt Çınar otelinde yapacağı Veli tanışma çayının Sayın Cumhurbaskanımızın rahatsızhğı dolayısiyle bilâhare günü ilân edilnjek üzere ertelendiğini bildiririz. Bakırköy Kartaltepe tlkokulu K o r u m a Dernefi Cumhuriyet 2778
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear