22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFEİKt 12 Mart 1966 CUMHURİYET YALAH MAKİNESİ Doç. Dr. Sabri OZBAYDAR PUM1MU •••• •••• ••«• ::: • •• } Iim ve teknikteki son gelişmelerden faydalamp mükemmel lâboratuvarlar kurmak suretiyle Polis'in modemleştirilmesine çahşılmaktadır. Bu, prensip itibariyle çok iyi bir şeydtr. Ancak, suçlularm doğru söyleyip söylemediklerini tesbit için «Yalan makineleri>nin kullanılacağı bildirilmektediı. Bizim üzerinde durmak istediğimiz raesele budur. Amcrika'nuı bazı eyaletlerinde, o da bazı şarllarda ve kısmen uygulanıyor diye bizim de hemen taklitçiliğe geçmemiz ve «Yalan makineleri» kullanmamız çok sakıncalıdır ve bu ilerde pek çok vatandaş için felâket sebebi olabilir. Makinenin mahiyetini ve sakıncalı olusunun sebeplerini açıklamaya çalışalım: Önce, sözü edilen cihazlara •Yalan makinesi> dcraek yanlıştır. «Yalan Tesbit Makinesi» demek de yanlıştır; gerçi ismin îngilizcedeki karşılığı olan «Lie Detector» de bu mânaya gelmektedir araa doyimin İngilizcesi de yanlıştır. Çünkü bu âletler «yalan» tesbit eden âletler değildir; sadece heyecan esnasında bedende husule gelen değişikliklerden bazılannı tesbit eden dhazlardır. Burada dikkat edllecek en önemli nokta, suçla ilgili bilginin ve kritik kelimelerin yalnız hakikî suçlu tarafından bilinmiş olması gerektiğidir. Eğer suçla ilgili haber ve bazı tefenmat gazetelerle veya başka yollarla yapılmış ise artık değeri knlmamıs dcmektir. Çünkü bu durumda, suçlu olmıyan kimseler de kritik kelimelere karşı heyecan reaksiyonu gösterir ve haksız yere süpheleri üzerlerine çekerler. îst. Üni. Tecrübl Psikolojl Enstirüsü • •• >••• İHTİMALLER VE PROBLEMLER P. PANT A. Vaidyanathan ağımsızüktan sonraki yıllar bo yunca her sahada gelişme kaydedUmiştir. İktisadl ve sosyal kalkınma alarundakl başanlar önemli olmuştur. Ancak Hindistarun meselelerinin hacmi bakınundan yeterli olmaktan çok uzaktır. Memleket nüfusunun büyük bir kısmı, rahat bir hayat şöyle dursun, katlanılabilir bir hayatın asgarî ihtiyaçlanndan yoksvmdur hâlâ. Nüius süratle artmaktadır ve halihazırdaki iîrtisadl kalkınma oraniyle, hayat standartlarnun gelişme hın çok yavaştır. İktisadl kalkınmaya hız verilmektedir ama henüz kendi ihtiyaçlannı kendi kendine temin etme esasma göre (yılda °o 67 oramnda) yeter/ li derecede yüksek bir gelişme oranına ulaşamamıştır. Gelir ve iş gücünde memnuniyet verici bir gelişme kaydetmek için sermaye teşkili oranı henüz yeterli değil dir, tanmsal kalkınmadaki 1lerleme henüz yavaş ve kararsudır. ihracat da lüzumu kadar süratle artmamaktadır. ödeme dengesi güçlükleri devam etmektedir ve kalkınma için seferber edilen yerli imkân ve kaynakların oranına kıyasla gittikçe azahnakla beraber Hindistan büyük ölçüde dış yar dıma güvenmeye devam etmektedir. AP'li Milietvekillerine! Her sabah Adalet Partisinin sözcülüğünü yapan gazetelere şöyle bir göz atıyorum. Sayfalan doldurup taşıran ve çoğnnlnkl» terbiye çizgilerinin dışına tsşmış bir sürü lâfı güzaf. bir tek cümiede Szetlenebilir : Solcuları kahredeceğiz ! Solcoları polis topluyor, solcular hakkında takibat başladı, solcnlara ölüm, solcnluk yok edilecek... diye her sabah cezbe haHnde dümtek tutmak neye yarar? Geliniz sakin ve gürültüsüz bir biçimde inceliyelim sunu : Adalet Partisi organlannın devamlı şamatalan, elbette A.P. içindeki bir çevrenin isteklerini dile getiriyor. Bu şamatalsnn etkisi altında kalan resmi makamlar da bazı sanatçıları, romancıları, gazetecileri, saz şairlerini siygaya çekme yanşına kalktılar. Tevkif edilenler de var bu arada... Bir bardak snda fırtına kopanlıyor. Gülünç delillere dayanılarak gülünç işler yapılıyor. Adliye organının itibannı düşüreeek biçimde siyasi kovnşturmalara geçiliyor. Bütün bnnlara bskıp : Pazarola !.. demek de var. Çünkü bir iktidarın eceli yakınlaştı mı böylesine dalgalara kaptınr kendisini... Adalet Partisi iktidannın hürriyetleri boğmağa çalıştıği, bn biçimde polis kovuştnrmalariyle tescil edilir. Ancak A.P. nin tutnmn yalnız kendisine zarar vermekle kalmıyacaktır. Bütün Türkiyenin kaderine tesir eden yetkileri elinde bnlnndurmaktadır iktidar partisi... Ve yapmak istediği nedir? 1 A.P. içindeki sağduyu gahiplerine hemen söyliyelim ki, bugün Türkiycde sol akımlann önüne geçecek bir kudret mevcut değildir. Türkiyede 1950'lerde sol akımları önlemek zabıta tedbirleriyle mümkündü. Ama bu tıkanıklık 27 Mayısta patbyan bir ihtilâlle açıldı. Tl Mayıs Anayasasiyle teminat altına slınmış sol akımlann bugünkü gücü karsısında artık polis tedbirleri pfllünç kalmaktadır. Memleketin kaderi üstfinde s5zü olan dinamik kuvvetler sol akımın itici knvvetini Türkiye için zornnla bnlmaktadırlar. Tüm aydmlar, üniversite ve canlı kuvvetlerin savnndukları sol fikirler, toplnm üstüne yığılmış iktisadi baskıyı da mfittefik olarak arkasıns almıstır. 2 TürkiyedekJ sol akım artık Millî Kurtuluş Savaşının temel felsefesine ve bağımsızhk prensibine otonnnştur. Kaynafını Moskovada değil, Türk toplumunun tstiklâl Savasınds bnlan açık ve kesin bir solcnluk anlayışı var ortada. Bu sol akım, milliyetçi ve vatansever güclerin moral ölçülerine vatkın çelmekle kalmıyor: Türkiyenin kalkınma dâvasında realiteye nyçnn, iktisadl 81çüleri sağlam çözüm yolları teklif ediyor. Türkiyede sol, artık duygnları okşayan bir aydın edebiyatı değildir... iktisadi plân teklif eden gerçekci yetiskinler kadrosudur. Bütün bunlan değerlendirmeyen bir politikacı, ister A.P. den olsun, ister C.H.P. den, Türkiyenin çerçeklerini değerlendiremiyor demektir. Eskiden sol akımın çok fedakâr öncüleri sayısı az şairler, romancılar ressamlardı. Onları bir polis hareketiyle nezaret altına almak sol fikirleri susturmak için yeterli görünüyordu... Ama simdi gülünç görünüyor !.. 3 Sol akımı olmıyan bir rejim, çok partili de olsa fasist bir rejimdir. Batı demokrasisivle ilişiîi yoktur o düzenin... 37 Mayıs Anayasasına da aykındır. Adalet Partisinin komprador azınlığı, sol akımlan temizleyip «dikensiz gü\ bahçesinde» sömürmeye ve soytrnnlara yeniden özeniyor. tktidar koltuğunda, sadece ve sadece Anayasa yüzüsnyu hürmetine ve özgürlük düzeni savçısına dayanarak oturduklarını unutacak kadar çözleri dönmüstür. Anayasaya ve özçürlüklere vurulmuş her darbe Adalet Partili milletvekillerinin koltuklannı biraz daha altlarından çekmektedir. Eğer memlekftin yönetimine bir tek prapnn iradesi hâkim olacaksa, o çrup Adalet Partisi grupu olamaz. Bn kadar basit bir z^rçeği A.P.'li politikacılann nasıl anlamadığına şaşılır. Türkîyenin tarihindp bile yazılıdır bunlar... 4 Biz A.P.'li politikacılann yerinde olsak sol'un hürriyetlerini kıskançlıkla korurduk. Sol'un olmadığı Türkiyede sağ olmaz. Olsa bile o sağ, Adalet Partisinin sağ'ı olmaz. Tarihe, yeryüzüne. çağımıza baksıniar biraz.. Ne demek istediğimizi anlıyacaklardır. Hafızaî beser'i biraz isletsinler: 27 Mayıstan sonra ihtilâl kuvvetleri ikiye ayrılmıştı. Bir kısmı «Reformlara devam» diyordu. Bir kısmı «Özgürlüğe devam» diyordu. Ama 27 Mayısı gerçekleştiren kuvvetlerin içinden hiçbir grup: «Ne reform, ne de özgürlük» dememistir. Hem reformlara ve hem de hürrivetlere sırt çeviren ik«idsrlann ömrfl bnşrünkfi Türkiyede 6 ay bile süremeı* A.P.'li milletvekillerinin bn •r«*çe|i artık snlamıs olmalan c«ekmeı mi? Bazı noktalar ğu endişedlr. «Ya beni suçlu çıkanrlarsa» korkusunu taşıyan insanm heyecanlannm çizdiği grafik, gerçekten suçlu olannı grafiğinden farksızdır. a) İnsanlar arasında reaksiyon farkları vardır. Aynı korku sitüasyonunda bir insanın solunum ritmi yükselirken bir başkasındaki düşebilir. Bunlar yorumlama hatalarma yol açar. • Her heyecan farkı, muhakkak bir yalanı ifade etmez. Meselâ, evli olmıyan bir adam bu konudaki soruya doğru olarak «Hayır» cevabı verdiği halde makine «yalan» işareti verebllir. Bunun sebebi adanun yalancıhğı değil, eski kansma olan duygusal bağlandır. a) Bazı hallerde kritik kelimeye olan cevap gecikmektedir. Böyle durumlarda şu anda verilen heyecan cevabı, şu andaki soruya değil meselâ 25 saniye evvelki soruya aittir. (Tabii bu gecikme zamanı da sabit değildir; vak'aya göre, sahsa göre değişir.) • Bazı reaksiyohiar son derece küçük heyecanlarda bile büyük görünür. (Bu sebepten uzmanlann çoğu Galvanik Deri Refleksi'ni hesaba katmamaya mecbur olmuşlardır.) a) Geri zekâlılarda ve sosyal sorumluluğu idrâk edemiyen tiplerde bu âlet işe yaramaz. Normal insanlarda da büyük korku, şiddetli heyecan mantığı sarsar ve aynı sonıya bazan «doğru» bazan • yalan» grafikleri alınabilir. konuda dikkat edilmesi gereken B uşöyle çekilen kimsenin suçsuz da olsahususları sıralayabiliriz: 0 Sorguya duydu B Nasıl anlaşılıyor ilindiği gibi, lnsan heyecanlandığı zaman vücudunda birâenbire pek çok değişiklikler husule gelir; Yüzün sararraası veya kızarması. kalb atışında çoğalma veya azalma, tansiyonun yükselmesl. tiikrük salgısının durup ağzın kuruması, solunumun değişmesi. avuçlann terlemesi, karın bölgelerinde ağrılar, mideden kanın çekilmesi, hazmın durması, kandaki şeker miklarının yükselmesi, adrenalin salgısı, kırmızı hiicrelcrin artması v. s. bunlardandır. Bazılan kolay görünen bazılan da lâboratuarlarda ince analizlerle tesbit edilen bu değişmelerin sayısı ikl yüzden fazladır. Bunlar, iradî dedlğimiz hareketlerin sorumlusu Merkeıî Sinir Sistemi tarafından değil, Otonom veya Vejetatif dediğimiz sinir sistemi tarafından şuurlu olmaksızın diizenlenir. Bunun içindir ki biz istemesek bile, sırasında kızanrız. veya kalbimizin artışı artar, tansiyonumuz yükselir yahut avuçlarımız terler. Bunlara engel olmak elimizde değildir. İşte «yalan makinesi» nin esası, avuçlara ve göğse bağlanan elektrotlarla heyecan esnasında husule gelen değişmele ri göstergelerin çizdiği grafik şeklinde tesbit etmektedir. Sorguya çekilen bir kimse yalan söylediği anda. yakalanmak korkusuvla heyecanlanacak ve göstergeler bir noktada normalden farklı bir grafik çizecek ve o noktada bir yalanın, suçla ilgili bir durumun yattığını gösterecektir. (Heyecanlardan bu yolda faydalanma çok eskidir. llkel toplumlarda sanıklara suçlu olanlann yutamıyacağı telkin edildikten sonra birer kap pirinç verilip, gerçekten suçlu olanın korkudan tükrük salgısı durup dili keçe gibi olacağmdan pirinci yutamayıp yakalanması aynı prensibe dayanır. Onbirinci yüzyıida İbni Sinâ'nın bazı fonksiyonel hastalıkları teşhis için kullandığı metod da gene bu prensibe dayanmaktadır.) B •••• •••• •••• •••« Makina aldanabilir mi? 0 Yakalanmaktan hiç korkmıyan bazı tipler yalan söylerken son derece az heyecanlanırlar; aynı durumda, suçsuz fakat hassas bir kimsenin grafiği daha yüksek olabilir. Nâdiren de olsa rastlanan bazı profesyonel suçlular ise zihinlerinde uyanan çağnşımlara hâkim olabilmek suretiyle heyecanlarını kontrol edebilmekte ve makineyi «aldatabilmekte» dirler. Bunun mükemmel bir örneğini bir zamanlar bütün Dünya bastnmı mesgul eden meşhur kaatil Jerry Thompson vermiştir: En kabiliyetli uzmanlaruı kullandığı makinelerle yalanı yakalanamamış sonradan bnlunan başka delillerle idama mahkum edilmiştir. İdamdan birkaç gün önce makinenin uzmanı kendisinden ricada bulunmuş nasıl olup da makineyi aldatabildiğini sormuştur. Thompson. tekniğini şöyle anlatmıştır: •Öldürdüğüm Mildred isimli kız hakkmda ne zaman bir soru sorulsa, hemen eskiden tanıyıp aşk hayatı yaşadığım Mildred isimli başka bir kızı düşünüyordum.» •••• • ••a • >•« !•«• • •• • •• • •• • •• • •• • •• • •• • •• • •• • •• ::: •••• • ••• • ••• •••• #••• >••• • ••a • ••• • maa • ••• • ••• iiil •••• •••• • ••a •III !••• ıaaa laaa ııaaı Bazı güçlükler alan Makinesi» üzerinde 60 yıldan beri çalısılmakta ve ilmi arastırmalar yapılmaktadır. Cihazın kullanılışına ve karşılaşılan güçliiklerden sadece bazılanna küçük örnekler vereMeselâ «bir cinayetle ilgüi olarak bir otelde, içinde 540 lira ve Ahmet Demirci isimli şahsa ait bir niifus kâğıdı bulunan mavi bir çanta çalınmış» olsun. Kendilcrindcn şüphe edilen kiınseler sırayia makine başına oturtuldukları zaman bunlara gelişigüzel kelimeler söylenir veya sorular sorulur. Bu kelime ve sonılara gösterdiği reaksiyonlar âlet tarafından kaydedilmektedir. Olayla ilgili olmıyan bu kelimelere «nötr» denir ve bu nötr kelimeler arasına olayla ilgili olarak •kritik» kelimeler serpiştirilerek bunlara olan reaksiyonlar da tesbit edilir. Bu örnekte kritik kelimeler otelin adı. 540. Ahmet Demirci ve Mavi kelimeleridir. Suçla sahiden ilgili bir kimse bu kelimelerle karşılaşınca heyecanlanacak ve gösterdiği reaksiyon, nötr kelimelere gösterdiğinden farklı bir grafik olarak ortaya çıkacaktır. Bu kimse, nıeselâ, Şişlide oturuyorsa kendisine sonılan «Şişlide mi oturuyorsunuz?» sorusuna vereceği «Evet» cevabı normal bir grafik gösterecek. bana karşıhk «Ahmet Demirciyi tanıyor musunuz?» sorusuna vereceği «Hayır» cevabı farklı bir grafik (izecekdir. lim: ^ , , , «„• Plânlama Komisyonu halen, ö nümüzdeki on yü zarfında kendi kendlni ayakta tutabilecek bir gelişmeye ulaşmak için tasarlanmış uzun vadeli bir kalkınma programı hazırlamakla meşguldür. Amaç, bu devre sonunda iktisadl, herkes için değilse bile ekseriyet için muayyea bir asgar! hayat seviyesi temin edebilecek, makul miktarda gıda, giyim eşyası, ev ve hayatın diğer zaruretlerini karşılıyabüecek, halk saglığı ile eğitim imkân larmda memnuniyet verici bir standardı saglıyabilecek ve aynı za manda net dış yardıma baş\urma dan, ileriki devirlerde hayat standartlannda yeterli bir gelişme oranı muhafaza edecek bir sermaye teşkili seviyesini de hazırhyabilecek bir hale getirmektir. Yapılan ilk araştırma ve çalış malardan görühnektedir ki, bu amaçlara ulaşabilmek için, nüius artışını azaltmak ve bunun yanısıra kalkınma temposunu hızlandırmak için topyekun bir gayret «arfetmek lâzımdır. Millî gelirin >ılda asgarî c: b 67 oramnda artması gerekmektedir; son beş yılda (1959 • 64) bu oran ortalama olarak °,o 4 veya 4 1/2 idi. Gelir artışmda temin edilecek bu hızlanma için de diğer şeyler arasında sermaye teşkilinin, önümüzdeki on yıl zarfında millî gelirin takriben "o 14 ünden °.b 20 sinden fazlasma çıkarılması gerekmektedir. Dış yardıma gitgide daha az başvura. rak bütün bunları başarmak içm tasarruf oranı iki misline çıkarılmah. yerine yerli mallann kullanılması için geniş çapta bir harekete girişilmelidir. İ Sonuç erdiğımiz öruukierden 4e göriıleccği iuere bu makinelerdcn yüzde yüz isabetli sonuçlar beklemek yanlış olur. Tecrübî araştırmalardan alıııan sonuçlarda hata yüzde 8 den yüzde 30 a kadar değişmektedir. Unutulmaması gereken bir nokta da bu hataların ilim çerçevelerinde ve gerçekten korkacak bir şeyin bulunmadığı durumlarda işlendiğidir. Bir de, ucunda idatn da bulunabilen ağır bir suçla itham edilerek polis müdürlüğüne götürülen insanın heyecan durumunu düşünün. Aydın ve hiç bir suçu olmıyan kimsenin bile, basit bir iş için de olsa girdikleri karakolda kendilerini tedirçin hissettikleri bir vakıadır. Bu âletler Amerikanın bazı eyaletlerinde, sanığın rızası alınmak şartiyle. kullanılmaktadır. Âleti kullanacak kirase'.erin Psikoloji"d»ıı doktora yaptıktan sonra en az iki sene bu konu üzerinde çalışması lâzımdır. Buna rağmen Federal Alahkeme aldığı bir kararla bu âletlerden toplanan delilleri, heıüiz ilmin son sözünü söylemediği için, çularunız da iştirak edecekler, kanısındayız. V • ••• •••• tı« ••a* w*m •••• •••• • !•• • III • ••r SON |ÖNIÜRKÜH hmet Bedevî Kuıan'ın 24.1.1966 tarihinde İstanbulda hayata gözlerini yummasını gazetelerimizden biri «Son Jön Türk'ün Ölümü» olarak niteledi. Yayınlanan ilk kitabmda Jön Türklerin devrim tarihimizdeki yerini incelemiş. olan bir yazar için bu nitelemenin özel bir anlamı vardır. Gerçekten, son dönemi bir yana bırakılacak olursa çok hareketli geçmiş olan hayatında Türkiyeden kaçarak Avrupadaki Jön Türklere katılması Prens Sabahattin cephesindeki yerini alınca da İttihat ve Terakki Fırkasına karşı amansız bir mücadeleye girişmesi Ahmet Bedevî Kuran'ı Jön Türklerden biri haline getirmişti. Onun kişiliğinde .Jön Türk> deyimini «ihtilâlci» deyimiyle eşaıılamda tutmak için bazı kişisel davranışlar ve sebepler de öne sürülebilir. Dördüncü beş yıllık plân •••• Ö10M0 ve ESERIERİ Dr. Cavit Orhan TÜTENGiL dışı basın hayatımızda da yazar olarak yeri bulunan A. B. Kuran'ın gelecek yıllarda da kendisinden söz edilmesini gerekli kılacak çalışmaları, yaymlamış olduğu eserleridir. Bazılan tarihsiz olmakla birlikte, kronojik sıra içinde adlarını anacağımız kitap ve broşürleri şunlardır: O ' İnkılâp Tarihimiz ve Jön Türkler İstanbul 1945. IV380 s. O İnkılâp Tarihimiz ve İttihat ve Terakki İstanbul 1948. VIII+ 320 s. §). Din Nedir ve İtikatlar Nasıl Geüşmiştir. tstanbul <t. s.) 54 s. O Hiiseyin Cahit Yalçm Beye Açık Mektup İstanbul (t. s.) 47 s. 3 jsmet İnönü Paşa'ya Açık Mektup İstanbul 1958, 56 s. O. Osmanlı Imparatorluğunda ve Türkiye Fikir ve siyaset tarihiraizin aşamalarından biCumhuriyetinde İnkılâp Harcketleri rinde ortaya çıkan. «Yeni Osmanlıiar Cemiyeti» İstanbul 1959. 911 s. r.dı altında organlaşarak yurt içinde ve dışında muQ. Harbiye Mektebinde Hürriyet Mücadelesi halefetin bir biçimi haline giren «Jön Türk> deyiİstanbul (t. s.) 176 s. mi. artık millî sınırlarımızı aşarak dünya siyaset ibliyografik künyelerini kronolojik sıra içeriedebiyatının yaygııı kelimelerinden biri halini aliinde verdiğimiz eserlerinden ilk ikisi, dayann.ıstır. Bunun içindir ki «Son Jön Türk'ün Ölümüdığı tarihi belgeler ve mektuplar bakımından büyük ile Jön Türklük sona erecek değildir. II) bir önem taşımaktadır. Fikir ve siyaset tarihimizin «Yeni Osmanlıiar.ın karşılığı olarak Avrupa ba bugüne kadar gizli kalmış pek çok olaylan bu belsınında kullanılan Fransızca bir karşılık olan • JeuneTurc=lerdeıı İstanbul'da yayınlanan «Muh gelerin ve mektupların ışığuıda aydmlığa çıkmakbir» gazetesi •Efkârı cedide erbabı» diyerek söz tadır. Bu iki önemli kitabın bazı eklerle yeni baeder. Sonraları Nâmık Kemal, Ali Suavi Efendi' sımı niteliğüıde olan «Osmanlı İrr.paratorluğunda ve Türkiye Cumhuriyetinde İnkılâp Hareketleri». nin bu söyleyişini •Türkistantn erbabı şebabı» şekA. B. Kuran'ın ömür boyu çalışmalannı dile gelinde ifade edecektir. Bugün için önemli olan, kökeninden kısaca söz ettiğimiz <Jön Türk. deyimi tiren dev bir eserdir. Eserin «Önsöz«ünde işaret nin. aşırı ve köklü değişiklik isteklerini. ister sa ettiği gibi «.. Prens Sabahattin BejHn birkaç mektubu ile yeni bazı vesikalar» da bu basıma eklenııat. ister siyaset alanlarında olsun. öne sürenleri nitelemek için, Fransa'dan Vietnam'a kadar, dün miştir. yanın dört bir köşesinde kullanılmakta oluşudur. «Yirmibes sene evvel karalanan bu hâtırat» diIşte, ölümü vesilcsiyle hayatıııuı ve eserinin ana ye okuyucularına sunduğu son eseri, «Harbiye çizgilerini belirtmek istediğimiz Ahmet Bodevî Mektebinde Hürriyet Mücadelesi» ise blr otobiyogKuran Jön Türk zincirinin son halkalarından biri rafidir ve kendi hayat hikâyesi ile birlikte çevresiolmaktadır. nirı olaylanna da ışık tutmaktadır. Olaylann belli bir görüş açısmdan ele alınışı vc ula eşrafından olduğu halde babasının memurluk yaptığı sırada 1884 yıhnda Trabzon' değerlendirilişi. Prens Sabahattin Beye duyulan aşırı bağlılık. İttihat ve Terakki Fırkasına karşı olmn da doğan Ahmet Bedevî Kuran. askeri okullarda e^itim çörmüş. Harbiypye devam etmisti. Değişik A. B. Kuran'm eserlerinin hem özelliği, hem de kuolaylarla dolu olan hayatı takihat, hapis. yurt dı surları arasında sayılabilir. Mevcut malzemeyi daşıııa kaçma çibi olaylan biribirine bağlar. tkinci ha iyi bir şekilde kullanabileceği ileri süriilebilse bile, araştıncılar için değerli bir malzeme külliyatı Meşrutiyet ve 31 Mart olaylanna yakından tanıkhk eden A. B. Kuran'ı Kurtuluş Savası sırasında bıraktığına şüphe yoktur. Tanzimat sonrasının geGebze Kaymakaraı olarak görev başmda buluruı. lişmesini fikir ve siyaset açılanndan inceleyecek Bu görevi sırasında Anadoluda savaşanlara silâh yerli ve yabancı araştıncılar sık sık onun kitaplarıgönderilmesinde >ııklendiği sorunıluluk ve anla na buşvurmaktan geri kalmıyacaklardır. yış dikkate değer. • •• • •• ••• (1) Son Suriye olaylan vesılesiyle ajans bülKurtuluş Savaşuıdan sonra hiç bir görev kabul ••• ••• <••• otmiyerek içine cîkilmesi ve kendisini devrim ta tenierinde gene «Genç Türkler» teriminin geçtiği Suriyedeki rihl çalı^mnlarına vermesi A. B. Kuran'ın ilgi çe görülmektedir. Verilen bilgiye göre, U d bcelliklerinden biri olmujtur. Yurt Iç) v» yurt «on dvrbeyl yapanlar bu grupa mensup subaylardır, ..I" »•••••••••••••••>••••••••âiâââSSSSı i;;::;;;;:n:: •••••«•••«!•*••••••••••••••••>•••' » Illlllll|||1>t«l«lllll»illl||l(1ll1! «•••t l l l l l l l i l l M I ••••••»••• •••••• ••• • A B Halen hazırlanmakta olan Hindistanın Dördüncü Beş Yıüık Plânı, bu uzun vâdeli amaçlarır. ışığmda ele almmıştır. Hedef, ö.nümüzdeki 5 yılda tarımsal üretimi oo3O, smaî istihsaîi de takriben ^ T oranında artırmaktır. oO ' 1970 71 de tüm gelirin, 1965 65 kıyasla °i35 kadar daha fazla olması tasarlanmaktadır. Nüfusun o ' yılda o2,5 oramnda arttığt ve tasarruf oranını artırma lüzumu nazarı itibare alınarak, nüfus başma düşen istihlâkin yılda 0o3 3.5 oramnda geliştirilmesi düşünülmektedir. Aile plânlaması programı genıç çapta ve artan bir ivedilik hissiyle ele alınmaktadır. önümüzdeki 15 yılda doğum ile ölüm orar.lannın yarı yanya inmesiyle birlikte. nüfus artış oranının da bu devre sonunda yaklaşık olarak c 'ol oranına düşeceği beklenmektedir. Kampanya üstün bir başarı ile yürütülse dahi önümüzdeki 5, hattâ 10 yılda emek kuvve*.:nin hacmi ile okula giden yaçta çocukların sayısında bir değisıklik olmıyacakhr. Olumlu netice'.er daha sor.raki yılîarda görülecektir. 1970 71 de Hindiştanın mi'.li gelirinin takriben °ol5 inin tasarruf edilebileceği tahmin edilmektedir: 196566 da bu oran takriben O'ol9 idi. Yerli tasarrufun finanse ettiği ve bugün c o75 olan yatırım oranının Dördüncü Plân:n sonunda takriben Oo90 ı bulacağı hesaplanmaktadır, Tasarruf oranını yükseltme tedbirleri, ihracatta büyük ölçüds bir artış (196566 da 8.5 müyar Rupiden. 197071 de takriben 1 1 milyar Rupiye) ve maden, makine ile kimya sanayilerinde süratli bir gelişme sayesinde ithalât malları çeşidinde bir değişiklik ile desteklenecektir. 197071 de Hindistan 11 milyon işlenmiş çelik ve 240,000 ton alüminyum istihsal etmeyi tasarlamaktadır ki, 196566 da bu rakamlar sırasiyle 7.1 milyon ton ile 68.000 ton idi. Suni gübre istihsaîi 300,000 ton nitrojenden 2,000.000 tona yükseltilecektir: çimento ise 11.5 milyondan 23 miîyon tona artınlacaktır. Dördünrü Plirun sonunda yerli makirp ın.ı'Mı "cvlefi (16 milyar Rupii bugünkü seviyenin (8 milyar Rupi) iki huçuk mislldit. Teklil çlunan aona.v Kalkmma programının dıger önemli hu Özel sanayi sahasuıda problem, teşebbüs seviyesinde varılan kararların mâkül olmayışı ve merkezî kararlann yetersiz oluşu şeklinde çıkmaktadır. Merkezden şümullü bir tâlimat verme usulü yürütü lemiyeceğinden, üstelik böyle bir Anljmı ve şekli bakımından şey arzu edilmiyeceğinden, müdaha her ne kadar mantıki ve mo lesiz teşebbüsler için tahsis edile dern görünürse görünsün, tüm cek sahanm tesbitinde doğru ölçü olarak plân karakter ve mahij'e yü bulmak lâzımdır. Daha önce be tini, esasını teşkil eden bilgi ile lirtilen çeşitli sebeplerden ötürü ba incelemeden kazanraaktadır. Plân zı sahalarda hükumet kontrolü ve şümuUü olduğu nisbette, mevcut tâlinıatma ihtiyaç hâsıl olabilir. iktisadi durum, faaliyette bulu Şimdiye kadar hükumet, doğrudan nan sosyal ve ilmî faktörler hak doğruya kontrollerle vâsıtalı araç kında daha etrafb bilgıye ve yapılarm bir karışımmı tatbik etmekteydi. Seneler geçtikçe görülmüştür lanlara dair malumat vermekten ki kontrol sistemleri eziyet verici başka istikbali plânlamak için bir temel ve teferruatı temin edecek bir şekil almış ve kontrollerin çok çok çeşitli, sahalar arası ilişkileri fazla teferruatla ilgüi olduklan ve ortaya koymaya ve ölçmeye ye binaenaleyh lüzumsuz gecikmelerle tecek kadar bilgiye ihtiyaç var yeteneksizliklere sebep oldukları yolunda şikâyetlerde bulunulmuşdir. Tatbikat safhasında daha çok tur. Plânlamanın vahim problemleve devamlı bilgi akımına daha da rinden biri, doğrudan doğruya fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Plân kontroller rolünün yapıcüığı ile lama ile ilgili ve muntazam bir plân'.ı bir ekonominin ihtiyaçlanşekilde tasnif edilmiş malumatm na uygun şekilde değiştirilmiş bir toplanması, bir araya getirilme piyasa mekanizmasımn faydasmı si ve zamanında yayınlanmasım açıkça ve rasyonel olarak teşhis { sağlayacak kudrette uyanık bir etmektir. mekanizmanın tesisi zaruri bir ih tiyaçtır. Birçok hazırlık mahiyetinde kalkınmaların yapıldığı Hin Bugünkü ihtiyaçlarla îstikbal ıdistanda bu yolda her ne kadar çin talepler arasmda doğru dengegelişme kaydedildiyse de, daha yi bulmaktan daha önemli bir me yapılacak pek çok iş vardır scle yoktur plânlamada. Bulunması Bir Millî Plân, kâğıt üzerinde kal daima güç olan bu dengenin, demok mıyaeaksa, iyi kurulmuş ehliyetîi raside temini daha da zordur. Jnteknik ve idari teşekküller tarafın sanlarda, eldeki meselelere ölçüdan desteklenmclidir ki. plân he süz bir önem vererek, dâvaları ayn defleri sağlam bir şekilde vücut ayrı ve mahdut bir zaviyeden ele bulabilsin. Araştırma, imkân nisalmak gibi normal bir temayül var beti yoklamaları, proje hazırhklan, dir. Bu güçlüğü yenmenin tek yoyapılan işlerin idamesi ve yürütül lu, tenvir edilmiş ve tahsilli bir âmmesi gibi çeşitli çaîışmaları üzerime efkârı yaratmaktır. Halk, ger ne alabilecek yeterli sayıda ve kuv çekleri öğrenme imkânma ve kal vette teşekküllerin hemen her fakınma siyasetiyle programlannın aliyet sahasında ihtiyacı karşılaya muayyen cepheleri lehinde veya cak nisbette bulunmayışlan, Hint aleyhinde fikirlerini ifade etme Plânlamasınm diğer bir eksiğidiı. fırsatı ile hürriyetine sahip olmaBu. kalkınma ilerledikçe ve yeni lıdır. Gecikme ile kifayetsizliklebünyevî tertip ve örnekler bakırin tenkidi demokrasiye hayatiyet mından talepler arttıkça halledilveren «unsurdur. Hint Parlâmentomesi gereken bir iştir. tşi yürütsu ile Basmmda böyle meselelerin mek için yabancı dış kuruluşlara geniş bir şekilde tartışılması. bilgi siz gözlemcilerin bazan tefsir ettik leri gibi bir zayıflık işareti değil, aksine Hindistandaki demokratik işleniin kuvet ile canlıhğınm bir ölçüsüdür. susiyetleri arasında elektrik istihsalinin iki misli ve petrol tasfiye kapasitesinin de iki buçuk misli arttmlması bulunmaktadır. Hindistan önümüzdeki 5 yılda 190 milyar Rupilik bir yatınma girişmeyi tasarlamaktadır. Bu, Üçüncü Plân devresindeki net yac tırımdın b 90 oramnda bir artış demek olup, birinci, ikinci ve üçüncü plânların tüm yatırımlarının toplamına tekâbül etmektedir. Şüphesiz bu büyük bir gayreti gerektirmektedir, fakat gerek karşılanması lâzım olan ihtiyaçları bakımıncJan gerekse Hindiştanın büyük potansiyel kaynaklannın sağladığı imkânlar ve bunlann kullanılma kapasitesinin gitgide büyümesi bakımından, halkın refahını sağlamak için kaçınılmazdır. Bu işin başarı ile tamamlanması, iktisadi hayatı kuv vetli, dinamik ve kendi tendine syakta durabilen bir hâle getir rrtıî yolunda Hindiştanın temel amaçlanna ulaşmak üzere büyük fir ileri adıra daha atmış clacaktr Ayrıca sütratli bir iktissdi kalkınmayı ve istenilen sosyal değişikliği sağlayabilmek için demokratik cemiyetin kapasitesi hususunda ikna edici bir delil teşkil edecektir Daha önce başka vesıieiarde olduğu gibi, halen Hindistanda Plâniaraa Komisyonunun Ekım 1964 de müzakere edilmek üzere yayınladığı Dördüncü Plân muhtırası esas alınarak, üördüncü Plânm hacmi, öncelikleri ve imkân nisbetı üzerinde büyük bir tartışmaya girişilmiş bulunmaktadır. Daha büyük kalkınma gayretleri arzulanmasia beraber tabiatiyle, plânlama ve tatbıkatının aynı gerçeğic bölünmez bir cephesi olarak telâkkî edilmesi ve yapılan ışin, ilerde vadedilen gelişme ile yakınen bağdaşması düşüncesi mevcuttur. güvenmeye devam ederek, bu gibi teşekküllerin hızla tesisi sorumluluğundan veya bunlann ortaya çık masmı teşvik etmekten kaçınma ar zusu tabiidir, ancak kendi kendine güvenme ruhunun yaratümasını şiddetle baltaladığından bu tutum dan sakınılmalıdır. Uzun zaman ge cikmeleri jüzünden zamanında ha reket edilmesi lüzumunun gerekli şekilde takdir edilmeyişi de ehliyetsizlik ile gecikmeye sebep sebep olmuştur. Dördüncü Plândaki programlarm etraflı bir şekilde plânlanması için hazırlık ve tanzim tarzı, tamamen memnuniyet verici olmamakîa beraber, birkaç yıl öncesine kıyasla çok daha iyidir. Karma Ekonomide büyük bir problem Karma ekonimide plânlamanın büyük bir problemi de merkezi ka rarlan ademi merkezi tatbikatla bağdaştırmalcür. Meselâ tarımda plân, üretim hedeflerini tesbit et mektedir, ancak hükumetin rolü, üretimi geliştirmeyi teşvik edecek durumlaruı yaratılmasına inhisar et mektedir. Çiftçileri gelişmiş teknik lerin kulanılması konusunda eğite cek bir teşekkül mevcuttur. Devlet, bütün gerekli girdilerin yeterli miktarda teminine çalışmakta ve kooperatif kredi siyaseti, fiatlan muhafaza etme ve vergiler yoluyla, gelişmiş tekniklerden istifade etmeyi çiftçilere iktisadî bakımdan câzip hâle getirmeye gayret etmek tir. Geçmişte edinilen tecrübelerden görülmüştür ki, tanmın gelişmeslni hızlandırmak için bütün bu konularda daha pek çok şey yapılabilir ve yapılmahdır. Sonunda bir netice sağlayacak olan şey, her çift çinin gösterdiği ilgi, enerjisi ve ye ni teknikleri öğrenme ve tatbik et me kabiliyetidir. Mufassal bilgi »••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a Yurtsuz yuvasız küçük ir.sanlarm ekmek ve özgürlük uğruna Büyük Kentlere akını. Kenar mahalleler, cinayetler, aflâk yollarmm hkanması. Kara adamlann beyazlar karsısında direnişi. Güney Afrikanm yasantısını dile getiren bu ünlü romaru açık bir anlabştan okuyacak ve etkisinden kurtulamayacaksınız. Umıtamayacağınız bir kitap. AĞLA SEVGİLI MEMLEKET Sonuç Fiatr 10 Lira Alan PATON Türkçesi: Mehmet HARMANCI KÖPRÜ YAYINLAR1 P.K. 836 İstanbul Gengl Dağtırn :UĞRAK KİTABEyİ Beyazsarav Beyazat Cumhuriyet <J611 PETROL Yazan: Prof. Dr. Ekrem GÖKSU lstanbnl Teknik Cniveraitesl, Maden fakülteıl Petrol Amma ve İşletme Kıirsüsü Türkiye'de TEŞEKKÜR muavini Dr. Nejad Canbazoğhı'na Xarkozitör Dr. Baha Ünal. müdahaleden evvel dahilî tetkikat ve ame'.iyata ha^ırlayıcı müdavatı yapan Kardiolog Dr. Fanık Turnaoğlu. Dr. Nevzad Yeğinsu Beyîere. Amerikan Hastanesi diğer bütün doktorlarına ve personehne minnet ve şjkranlarımı arzederken değerü vatandaşlarıma, bilhassa maddî durun~.u rr.üsait aziz yurttaşlarıma bu gibi ameliyatlar için dıs memlekeüere gitme külfetinden sarfmazar etmelerini bütün sanıimiyetimle tavsiyeyi bir vazife telâkki ediyorum. Dr. Raif Ferid BİK Dr. CAFER YILDIRAN'a Cerrahî müdahalesi ile beni prostat adenomasindan kurtaran Haseki Hastanesi Üroloe Opcratörü SON Günümüzün en önemli konularından biri olan PETROL ile ilgili her çeşit bilgi: Petrol Endüsrisinin teknik yapısı, Türkiye'nin Petrol Dâvası, Petrol Kanunu ve Yabancı Sermaye... Dünya'da ve Orta Doğu'da Petrol Mücadeleleri... 100 den fazla petrol terimi ve 30 kadar petrol sorusu ve gerçek yönleriyle cevaplan... Fıalı: 40. Tl.. (t. T. t). Maden Petrol oğrFncilerine 20. TL.), Fakülte adresindcn ödcmeli olarak islenebillr. Liibnan için telefon santralları Lübnan Hükumetince kurulan özel bir komisyon, 24.500 telefon hattı ve 3 otomatik telefon santralı teçhizatı ihalesinin müteahhidi olarak cLe Materiel Tel6phonique» şirketini seçmiş ve kararını Bakar.lar Kurulunun tasvibine sunmuştur. Üstün teknik vasıflan dolayısiyle komisyon tarafından birinci olarak değerlendirilen cPentaconta» otomatik telefon santrallan sistemini teklif ettiği için bu ihale Fransız Şirketine verilmiştir. Halen 50 memlekette kullamîmakta olan Pentaconta sistemini gerçekleştiren cLe Materiel Te« lephonique» Şirketi Türkiye'de kurulacak telekomünikasyon endüstrisi ve telefon santrallarının tevsii ile ilgili önemli bir proje hazırlamış bulunmaktadır. (llâncılık: /2623) Cumhuriyet Hakkın rahmetinc kavuşan firmamız ortaklarmdan Cumhuriyet 2612 cenazesine teşrif edenlere, çelenk gönderenıere ve bulunanlara teşekkürlerimizi sunarız. KÂZIM ÜÇER'in tâziyede RESTAURANT BATI (night klub) YENİKÖY BURHANETTİN ÜÇER VE ORTAKLARI KOLL. ŞTİ. İlâncılık: 2059/2623 K Kısmet 6S2 2608 Siilyen ve Miîrdesenk Teslimatımız baslamışlır alıcıların müracaaüarı Mutlu Akü ve Malzemeleri S.A.Ş. Tel: 533800 PK 5 Kartal 533801 533802 (.D\<sın Organizasyon: 66.172/İJ615) Ootrtoı Tarık Z, Kırbakatı Oerl Saç t* Zuhrvrt Hastalıklan Mhlcnassıs' No: «• «ı«ı«ııııiMill«ıııllHMl«mnı»ııılânnıııııı«»t<«m«ııiM«iM»'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear