29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT 26 Şubat 1966 CUMHURÎYET D o n c l Hniiii!ii!iiHHü!iiIS^ AY FATİHJ Saçma sapan konuşuyorum ben de işte! Oturalım! dedi, Güler Ifik. Çantasını omuzladı. Kapıya doğ Yaslandığı yerden ayrıldı, yak ru bakıyordu. laşıp omuzuna attı elini. Yavaş Vapur rıhtıma yanaşıyor gaca götürdü kanapenın yanına. liba! Çantasından Bafra paketini çıŞimdi çıkar, giderl diye, düşün kardı. Cıgara aldı Nuriye hanım. dü Nuriye hanım. Çıkmadı kız Yakması için başını uzattı kıza hemen. Saçlarım, kâhküllerini ka doğru. Sonra yavaşca oturdu ka rıştırıyordu sinirli sinirli. Bosalınepeye. Yanjnda korkunç bir boş verdi birdenbire. luk, soğukluk duyarak ürperdi Sizin ıçin üzülüyorum, nasıl birdenbire. Ama kendini bulmuş üzülüyorum bilemezsiniz! Sizi se tu biraz. Katıhk çözülüyordu ya vıyorum, size bağlandım bir abvaştan. Cıgarayı tutan eüne ba la, bir dost gibi.. Şu kısacık yolkıyordu. Elim titriyor çok! titre culukta, anlıyor musunuz? diğini görüyorum! Çantamı maBir başka ses duyar gibi oidu sanın üzerine bırakmışım, onu da Nuriye hanım. Ağlayan korkulu görüyorum! Güler Işığa bakıyor bir erkek sesi: «Anlıyor nıusun du. Cıgarasını çekiyordu fierin de Nur, anlıyor musun!» Artık hiç rin. Bu kızın üzüleceği akhma gel bir zaman o sesi duymayacağını mezdi. Ağlamış da belli! Bu ka düşündü. Başı döner gibi oldu. nepeye biz onunla beraber otur Zorla toparladı kendini. muştuk! Elimi tutuyordu! Daha Ben beğenmiyordum, bize soğumamıştı elleri!.. Şimdi eleş göre değildi belki, ama büyük tirmeci oturuyordu yanına. Elini bir adamdı! dedi, eleştirmeci. tsdizine koyuyordu yavaşca. tanbul birbirine Harışacak öldü Ben size dün gece onun kötü ğünü duyduklarında. düştüğünü söylemiştim! Saygı, sevgi dolu gözlerini gör önemi yok, anlatmasanız da o dü Nuriye hanım onun. Gönlümü lur demek geldi ıçinden Nuriye almak istiyor! Dün düşmanıydı, hanımın. Dün gece! Sarhoştuk ö bugün övgüsünü yapıyor! Artık püşüyorduk! Daha bugün, bir kaç kızmıyordu bile. Hepsi öyle! Düş saat önce! Anlatıyordu Güler manlan da övgüler yazacaklar I;ık: üzerine.. Adı anılacak bir kentten Bir beyin kanaması olabile bir kente.. ölerek ölmezli^e kaceğini söylüyor doktor. Tansiyo vuşmak! Neler söyleyecekler arnu vardı biliyorsunuz! Sonra ka kasından yalan yanüş ve sizler raciğer, hepsi işte!. Tüketmiş bir saldıracaksınız ölüsüne de bir za insan kendini. man gelince. Kinsiz, ifkesiz baCıgarasını elleri titreyerek bas kıyordu kıza. Kızmak küfretmek, tırdı önündeki tablaya Nuriye ha sarhoş olmak, ağlamak için aranım. Bunlar konuşulacaktı daha nızda olmayacak artık. bir zaman. Çaresi yoktu. Belki Güler Işığın kederli çaresizdi başkaları ile de.. Traş olmuş, gi gözleri. yinmiş herkes gibi.. Birdenbıre Sizi .sevdiğıme, dostluğuma ağlamaya koyuldu. Sessiz, kıpırda inanmanızı istiyorum.. tlk kadın madan, yüzünü saklamadan ağlı arkadaşım benim, sıkılma'lnn ko yordu. nuştuğum ilk dostum, gözlerine Oh affedersıniz! dedi, Güler bakınca rahatiadığım insansınız.. Suçlarımı bağışlayın varsa.. Işık. Ağladığını görmek ıstemez gibi Önüne bakıyordu Nuriye haeğilip cıgarasını söndürdü sinir nım. Onun gözlerini görmeye da li. yanamayacağını Diliyordu Benim Uçları kırmızı iki cıgara dııru kimsem yok artık! Ne sevgi, ne yordu şimdi tablada. Dışarda ko dostluk, hiç bir şeyim gok! Sizler şuşmalar vardı. îtalyanca koııuş onun düşmanları, benim de düşmalar duydu Nuriye hanım. Bi manım olacaksınız. onu anlayısri bağıra bağıra küfrediyordu. Ki sızlığınız öldürdü sizin! Affettiphğın kapısı açıldı sertçe, traşı mem, ne seni, ne öbürlerini, hiç birinizi.. Önüne bakarak tuttu uzamış saçları, omuzları ıslak bir adam baktı gülerek. îtalyanca bir kendini. Melodram yaratmayaşeyler söyledi. Karşılık alama lım, sabırlı olalım r>iraz daha! Kl zın gitmesini bekliyordu. Eleştır yınca çekildi çabucak. Bir bakıma onun kurtulduğu meci ise üzgün, kararsız, ne yapa nu sanıyorum! dedi eleştirmeci. cağını şaşırmış, duruyordu öyle. Nuriye hanım ayağa Kalktı. İlk davranışın kendisinden gelme Çantasını aldı masadan. Mendili si gerektiğini anhyarak kitaplık ni çıkarıp gözlerini kuruladı Ge tan çıkıp gitmek için çantaKinı al dı masanın üzerinden Nuriye halip durdu kızırı karşısında. Güler Işık konuşmak ister gibi nım. ağzını açtı. Göz göze geldiler. î Gitmeliyim ben Güler hanım. çini çekti kız. Vaz geçmiş gibi bir Nereve? dedi, Kız şaşkın. isaret yaptl. Soğuk gözlerle baktı Nuriye PERIDE CELAL 103 kıza. Güler Işık, siyah daracık pantolonu, kırmızı bluzu, omuzunda sallanan yün çantasiyl« pek gülünç göründü gözüne. Kara gözlerini merakla yüzüne dikmiş karşıhk bekliyordu. Ama, bir yabancıdan başka bir şey değildi artık. Her yana burnunu sokan bir karıştırıcı! Sonradan ona daha da düşman olacağını biliyördu. Düşündükçe, hatırladıkça.. Gelebilir miyim, görebilir miyim sizi? diye, tekrarladı Güler Işık. Sanmam bulabileceğinizi beni. Gelmeyin, daha iyi... Soğuk ve kesindi sesi. Pencerenin ardında koşuşan gölgeler vardı. Sonra birdenbire vapurun sarsıntısı, makinele" • Kocamı bekletmemeliyim bu rin gürültüsü duyuverdi. Rüryağmurda! gârın, yağmurun a|ultusunu duy Alay eder gibi söylemışti. Ağzı dular ikisi d«. nı çirkinleştiren küçük bir geril Hoşca kalın Güler Hanım! me vardı dudaklannın üzennde. dedi Nuriye Hanım. Arkasını dö İşte güiüyorum biie! diye, düşün nüverdi. çabucak çıktı küçük dü. salondan. Bütün yolcular gibi, ben de Dışarıda, kapının önünde yaşçantalanmı ahp çıkacağım bıraı lar boşanıverdi gözlerinden. Ağdan. lamamak için dudaklarmı ısınKaranlık kanalda, yağmur al yor, çenelerini geriyordu acıtırtmda giden küçük motörün, roocasma. Gene yaşlar iniyordu yatörün ucuna yıgılmış çantalan, naklanndan aşağı elini tutan, yalancı bir özlemle Vapur yanaşmıştı rıhtıma. tnen başını omuzuna yaslapıp gülen ler vardı telâşlı. Merdivenin bakocasını görür gibi oldu. E^er 51 kalabahktı Kıza yeniden yabilmek istediğin buysa kızım!. kalanmamak için yürüdü Ne Büyük otelin kristal avizelerle yaptığını, nereve gittiğini bilmi aydınlık yemek salonunu bilyordu pek. Sonra birdenbire dumezdi Güler Işık. Bomboş. pınl ruverdi güvertenin ortasında pırıl ve cansız! Çiçeklerin üzerinden bakışıp sarabımızı yudum Yağmura, geceye bakıyordu. Ka layarak Nihatla, yeni kavuşmuş. ranlığın içinden bir ses fısıldı • mutlu kan kocalar gibi! Yalanyordu kulağına: «Anlıyor musun cı süjüşler, sitemler, aldanıp alNur, anlıyor musun!» datmalarla!. Oyunu sürdürece • Rüzgâr saçlarını çözmüştfl. E ğiz ustaca ikimiz de.. önemli bir tekleri uçuyordu. O hep öyle dukişinin karısı olduğumu anlayaruyordu güvertenin ortasında cak herkes elmaslarıma, kılığı • Neden sonra geçenlerden biri ma bakıp. Oradaki kadınlann en çarptı koluna. dönüp baktı bir güzeli olduğumu söyliyecek Nigarip hat. Tatlı tatlı gülerek ve küçük Yağmur yağıyor üzerinize! ttalyan metresini düşünerek... ddi. Bütün bunlar, diyorau NuSaçlannı toparladı Nuriye Hariye Hanımı. bütün bunlar! nım. Elini geçirdi yanaklanndan. Çoktan uzaklaşmışti kızdan. Yavaşca yürüdü parmakjıklara Yabancı gözlerle bakıyordu ona. doSru. Yüzünü serin rüzgâra. iri Titremesi geçmişti artık. Daha soğuk damlalara vererek eğilip rahat kımıldıyordu olduğu yerde. Belki sonra, yapyalmz, o bü baktı. Merdivenden telâşla inlvordu yolcular. Yagmurun altınyük otel odasında kararlığa sada, rıhtımda insan kalmamıştı rılarak, gözlerimi sıkıca yumduğum hatırladığım zaman! Gü görevlilerden haşka. Hemen eör dü kocasını. Biraz uzakta. Fırtıler Işığa yaklaşıyor, omuzunu nada sallanan büyük bir afiarın okşuyordu lâf olsun diye.. altına sıgmmıstı yaSmurdan lco İşte böyle kızım!. runmak için Nihat B»y Röleve Güler Işık şaşkın bakıyordu şapkası, lâcivert, güzel pardesüsü ile nazik ve lrurumlu durmuş yüzüne. Anhyor muydu?. Acıyukan bakıyor, onu aranıyordu. yor muydu? Kızın güldüğünü gö Görür görmez, çok sevinmişcesirünce rahatladı Nuriye Hanım. ne a'acin altmdan ayrıHı. birInsanlan aldatmanın kolaylığıkac adım attı nhtıma doŞru. na şaşıp kaldı biraz da. Elini kaldırdı Nuriye Hanım. Eleştirmesi sıcacık bir sesle: Yavaşca salladı onun «elâmına Sizi Istanbulda bulurum dökarşılık vermek için. Hiç olmarsa ağlamıyordu artık. nüşte! dedi. Görüşürüz, istemez misiniz? SON Bununla beraber ölen biri daPeride Celâl ha! diye, baktı Nuriye Hanım Dragoı 1965 nanım ona. Kamarama, çantalarımj toplamaya. Bütün isteğinin yalnız kalmak olduğunu anlamıyor muydu bu kız! Oyun yeniden başlıyordu hem! Yeniden Nihat beyin hanımı, Fatoşla, Alinin annesi olmak, yeniden Nuriye nanım maskesini takmak, yolcuların arasında bir başka yolcu gibi, hiç bir şey olmamış gibi! Söylemek geldı içinden ona bunlan. Neye yarardı ki? Kadınca gereksiz geverelikler! Bütün yaptığımız, bundan sonra bütün hayatım boyunca yapacağım şey işte benim! Aynasını çıkardı Kızarmış gö/.!crin de pudra pomponunu dolaştırdı. Pudriyerin üzerinden bakıyor du kıza. Yozon: •••••••••••••••a Nimbüs • • • • * •• • • • • •• * •* • • , • • • •• « • • • • • * •• «• • • • • • • • • » • • a a«aa• • • * • • • • • •• • a a *« * « • • •. • • • • • • * a a« aı « ** « « * • • • • • a a a « a »* a « * * * a • IIHtlflt(l(*ltltMttltl|lf«ttt*«<t ijjjiijiiiiiiiii; T i f f a n y TIFKANY JONES Jones NeHEve «•••••••«•••a•• •••••••«••••a** •«•••»aaaıaaaaı •MIIIIHItlltlltKtlllMiltıii>ıı»ııiitıııı**<tt*l»ıi »>(t»ıtııaıı|tııııııııııı»ııl«lıt •(lH*l«MMIMittM«MMl»lll*» İLONA Saym Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in devam etmekte olaıı rahatsızhğı dolayısiyle Türkiye radyoları normal programlannı yayınlayamanıaktadırlar. Normal programlara dönülünceye kadar radyo programlarımız yayuılanmıyacaktır. AYŞE İLE ALi ] BUPUNU HAK ) T7~ f I / ^. i$ SAATLERi İaL S^&O ^ | m yf:. \ "•• •aaaa^aH^a^anaMM / 1 ^^  11 964. 1 1*3 p2 \ 1 1 II • V : i 20 Akşamm bu saatinde, tayfalar yıkanınıslar, paklanmışlar, temiz temiz üniformalanm giymişler, gruplar halinde şehire doğru gidiyorlardı, tıpkı askerler gibi. Maigret tekrar Ardena'ya yaklaştığı sırada üç kişinin kendisini dikizlediğini farketti. İsveçlinin de, güvertenln bir yerlcrinde sak şıkh farlar kortej halinde birblr leeek beş altı restorandan başka lanarak gözlemesi ihtimalini dü lerini taklp ediyorlardı. yer yoktu buralarda... Hepsine ay şündü. Mace meydanında otobüsten rı ayn telefon ettim... Aman AlA iner inmez göziine ilk çarpan in lahım nerelerde yemek yediniz? Sokaklar aydınlatılmıştı. Maig san müfettiş Bontigues oldu. Maigret hakikati söyliyecek olret garajı buluncıya kadar epey Cafe Clacier'nin terasına oturmus saydı, Boutigues kimbilir ne halzahmet çekti. Oraya gidip bazı ma tu. Maigret'yi görür görmez ye lere girecektü... Hele o but kelumat istiyecekti. rinden fırladı: babı ve sarmısaklı salata, lçkiler Brown, cuma günü saat kaç Bu sabahtan beri sizi anyor ve Sylvie; bunrjrı bir anlatacak ta otomobilini almıya geldl bu lar! Oturunuz. Ne alırsmız? Gar olsaydı. Alimallah Bontiçes'in raya? ağzının suları akardı. son, iki perno getir. Makinisti çağırmak icap etti. Ben istemem, bana bir jans Sorgu hâkiml sizin Skirlerl. Brown saat beşe bir kaç dakika yan!... Maigret bu içkinin de lez nizi almadan hiç bir sey yapmak kala gelmiş burayat Demek ki zetini tatmak istiyordu... Neyüı istemiyor" İsler kanjtı... Adamın Antibes burnuna o saatte, kıtı kı nesiydi anlıyacaktı... oğlu çıkageldi... tuıa yetişmiş olacak. Evrelâ taksi şoförlerine sor Kimin oğlu? Yalııız mıydı? Dışarıda onu dura. Hiç biri sizi götürmemiş. Maigret jansmandan bir yudum bekliyen biri var mıydı? Yaralı Ben de otobus kondüktörlerine içti içmedi hemen yüzünü buruşolmadığına emin misîniz? basvurdum. Cannes'de olduğnnu turdu. YViIliam Brown Gamsızlar Ban' zu onlardan öğrendlm. Brown'un oğlu canım... O nı saat ikiye doğru tetketmişti. Konuşmalanna bir nebze lhti Amsterdam'dakl oğlu... O halde üç saat zarfındş ne yap ras kanştırarak çabnk çabuk koMaigret'nin başı ağnyordu... Zth mıstı? , nujoyordu. Malgret ise biraz dal nini toplamak istiyordu, fakat ko Maigrefnin, Cannes'da kalmasi gm, blraz da şaskın ona bakıp du nuşmayı blle güçlukle taklp edemânasızdı artık. Otokan bekle ruyordu. Fakat küçük mfifettis biliyordu. mek üzere bir köşeye çekildi, ve konusmasmı bir tfirltt bitiremi Brown'un bir de oğlu mu geniş caddeyi dalgın dalgm sey yordu kl... vannıs? ro koyaldu. Otomobiller, gür \ Adam akıllı yetnek yenllebl. Bir değil.bir kaç tan«... A. j • Georgel SİMENON Çeviren: SEMİRAMİS vustralyadaki Sz karısından... bir tanesi Avrupa'da bulunuyor... ¥ün l}leriyle o mejgul oluyormuş... Yün işleri mi? Bontigues'tn Maigret bakkındakl kanaatlan, doğrusu biraz gevşemiye başlamıştı. Maigret kendisini Gamsızlar Ban'nın atmosferinden kurtaramamıştı hâlâ! Sylvie lle pencereden konuşan su kahveci çırağı olacak oğlanı düşünüyordu. Evet! Brown'lar Avustralya*nm en zengin miilk sahipleri. Koyun yetiştiriyorlar ve yünlerini de Avrupa'ya gönderiyorlar. Oğullarmdan biri araziyi idare ediyor Öteki, Sidney'dekl sevkiyatla meşgul oluyor... Nihayet üçüncüsü de yünlerin glttlkleri yerlere göre, Liverpool, Havre, Amsterdam, ve Hamburg arasmda mekik dokuyor... tşte buraya gelen ba oğlu... Peki, ne diyor? (Arkası var) Şiddetli baş ağrılarına karşı KULLANINIZ OPON, baş, diş, adale,?sinir, lumbago, romatizma ağnlarını teskin eder OPON, bayanlann muayyen zamanlardaki sancılarında faydalıdır OPON, günde 6 tablet ahnabilir X*ni Ajaaa 1301/2006 Ne bakıyorsun öyle... Kırmızı Ieke varmış, olmaz mı, tabiî, ortalıkta bu kriz varken siyah mürekkep mi kullanıyoruz sanıyorsun ofiste? LISELER SATINALMA KO. BAŞK. DAN Komisyonumuza bağlı pansiyonlu okullann Ihtiyaçlan olan 225.800 lira tahmin bedelli 200 ton ekmek, 162.750 TL. b©. delli 465.000 adet yumurta, 59.800 TX. bedelli 23 ton yoğurt, 38.000 TL. bedelli 10 ton reçel, 46.000 TL. bedelli 10 ton beyaz sabun, 14.000 TL. bedelli 4 ton yeşil sabun, 31.600 TL bedelll 2750 ton kömür nakliye işinin 10/3/966 perşembe günü saat 15 de Galatasaray Lisesinde toplanan Komlsyonda kapalı zart usulüyle eksiltmeleri yapıiacaktır. Her grup için ayn ayn kapalı sarf verilecektir. İlk teminatlan ekmegin 12.540 vumurtarun 9.387.5, yogUTdun 4.240, reçelin 2.850, B. sabunun 3.450, Y. sabumın 1050, kö. nakliyesinin 2370 Uradır Ekmeğe Belediye narhınuı kilosuna isabet eâen fiyat üzerinden tenzllat teklifinde bulunulacaktır TsteklUerin caxl yıl ticaret odası vesikası, teminat makbuzu, taşradan iştirak edeceklerin tnukavele akdi ve tebligata esas olmak Uzere tst Beledivesi hudutlan dahllindeki ikametgâhlan olduguna dalrresmJbir belge ile tekliflerini havi kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacaklan K. zarflannı aynı gün saat 14 den evve) makbuz mukabilinde Komisyona vermeleri Posta pecikmesi tcabul edilmez. Şartnameler G Saray Lisesinde Komisyon Bassekreterliğinde görülebilir. Bedele tâbi olanlar Tah bedelin vüz binde beşi nisbetinde bedel mukabilinde alınabilir (Basın 8849'2010)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear