Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 Kasım 1966 CUMHtTRtTET SAHİFE BEŞ Hasan El Fakî hastalandı BAC Dışısleri Bakan Yardımcısı, «Prostat» hastalığının nüksetme ihtimalınin behrmesi üzenne, dun memleketimizden ayrılamamıştır. Ankara'daki resmî görüşmeJerden sonra Istanbul'a gelen, fakat yorgun olduğunu bıldırerek gezilere katılamıyan 56 yaşındaki Hasan ElFaki, dün Hilton Otelinde Prof. Dr. Gıyas Korkut ve Dr. Haşmet Kalbasi tarafından muayene edilmiştir. Sonunda kendisine, bir süre daha yurdumuzda kalması tavsiye olunmuştur. Konuk diplomat, bu arada, kendini iyi hissettiği takdirde. bu gece yurdumuzdan ayrılmak istediğini belirtmiştir. Milyoner bir dulun kasası soyuldu Harbiye sosyetesinde «Milyoner dul» olarak tanınan bir kadının evindeki gizli kasa, meçhul hırsızlar tarafından soyulmuştur. Elmadağ, Cunıhuriyet Caddesindekı bir apartmanın 3 üncü katında oturan T. C. adındaki zengin kadının, önceki gece bulunmadığı bir sırada evine giren hırsızlar kasa içinde bulduklan 150 bin lira değerinde mücevher, bono ve parayı alarak kaçmışlardır. Kapıyı demirle zorlıyarak açtıktan sonra eve rahatça giren hırsızların, gizli kasayı kolayca soymalarında. kadın tarafından anahtarın evde unutulmus olması büyuk rol oynamıştır. Nitekim, dolaplardan birinde kasanın anahtarlarını tesadüfen bulan hırsızlar, herhangi bir iz bırakmadan kaybolmuşlardır. Trakyada kadınlar muayene olmak için sıra bekliyor I r 'Akbank'ın Fındıkzâde Şubesi ! açıldı Akbank'ın 108 inci Fındıkzâde Şubesi bu sabah (dün sabah) seçkin bir dâvetli huzurunda yapılan merasimle çalışmaya başlamışür. Akbank, Fındıkzâde Şubesinde hesap açtıran mudilerine hususi bir çekiliş tertip etmiş ve kıymetli hediyeler dağıtmışür. ' Verem Savaş'm gezici ekipleri Trakya'yı iki gün taradı V İranlı 150 turist kıpti kovulııyor Haratnidere'de. 37 çadırda kalan 150 kadar İranlı turist kıpti, «tıraakçılık» yaptıklanndan sınır dışı edilecektir. Son defa Şişli'de; Ihsan Inanın eczanesine giren Iranlı kıptilerden Yunus Seydari, Asım Ramadan ve arkadaşları, kendisine Ataturk'ün resmini gormek istediklerini ifadeye çalışmışlardır. Bunun üzerine înan, çeşitli kupurler ihtiva eden Türk paralarmdan 23 bin lirayı, ellerine vermiştir. İranlı kıptiler, bir süre paralara bakıp. eczaneden aynlmıs, daha sonra paraları sayan Înan, 6500 liranın eksik olduğunu görmüştur. Yakalanan sanıkların içinde, bir de kadın vardır. Adakalenin tek sokağında kahvehane ve Posta idaresi vardı. Her kösede Komünist Partisi dövizleri asılıydı... Sokağın ni* hayrtinde ilerde sulara gömülecek olan caminin minaresi eörülüyordu.. '5 bin kaçak mermi erem Savaş Genel Müdürlügü, Trakyanm 413 köy ve 15 il, ilçesi merkezınde yapılan taramalan göstermek, halka verem savaşının önemiui arüatmak amacı ile bir inceleme gezisi tertiplemiştir. Basın mensuplarmın da katüdığı gezi iki gün sürmüş, gezici ekiplerin ve dokuz dıspauserin çalışmaları izlenmiştir. Çoğunda genç doktorlarm ve gönüllü teknisyenlerin çalıştığı, 10 dakikada monte edilebilen dokuz gezici tarijna cihazı, Trakyadan once Anadolunun bir çok yerlerinTurkıy Gazetecıler Sendikası de de çaiışmaliır yapmış, böylece senede 1 milyona yakın veremli teîstanbul Şubesinin kongre^i dun davi edilmiştir Köylü tarafından çok yakın ilgi gören Verem Savaşı yapılmış, Yönetim Kuruluna çalısmalarmda ilgililer, en büyük güçlükle il merkezlerinde karşılaşCan Kaya tsen, Doğan Can, Ketıklarmı, koylerdekt taramaya katılma nisbetinin şehirlerden yüksek nan Şengül, Mücahit Beser, Aholduğunu soylemişlerdir. met l'r«n Baran. Ibrahim özkan 500 nüfuslu bir köyü veya 1000 ve Aydın Apaydın seçilmiştir. mamıştır; diğerleri ise hasta olkişilik bir askeri birUği bir günYönetim kurulu bugün topladuğunu bilen, fakat tedaviyi karde kontroldan geçirebüen gezici Tiarak, görev bolümü yapacakşılıyacak imkânlara sahip olmıekipler, bu zaman içinde test atır. yan kimselerdir. şısı (P.P.D.) ve B.C.G. yapmakİlgililer, eğer gezici ekipler artta. mikrofilim çekmekte ve ge tınlmazsa bütün Türkiyenin tarekli olursa röntgenlerinl alarak ramasının ancak 30 yılda bitiriAlmanyadan yurda donen bir veremli olanlan dispanserlere yol lebileceğini belirtmişler, buna kar işçinin valizinde, dün 1 tabanlamaktadır. Dispanserlerde ise şılık beş yıllık plânın 50 ye yükca ile 5000 kaçak rnermi bulunbastalar kontrola alınarak evleselmesi gereken ekiplerin en faztnustur. rine kadar ilaç dağıtımı yapılla 35 kadarının masrafını karşılıAlmanyanın Lubeck şehrinde maktadır. yabıleceğini söylemişlerdir. üç yıldan beri marangcz olarak Bu arada, gezfci ekip ve disçalışan Trabzonlu Bekir Adanur' panserlerdeki ilgililer, verem aun yurda uçüncü defa izinli geranırken muayene edilenlerin 't lisini şüpheyle tar"ilıvan po ı; s, 4 5 inde verem dışında, kalb, ciSırkeci garında kendi'ini yakaKıymetli buyuklerimiz ğer kanseri, kist gibi önemli haslamış ve bavulların alt kısmıra MERHÜM özel olarak yerleş»trilmiş mermi talıklara da rastlandığını ve bunNI7Rİ KOZtKOĞLU leri ele geçirmistir. lann tedavi için İstanbula gönve MERHUMEE derildiklerini açıklamışlardır. REFİKA KOZİKOĞLU Yapılan taramalardan alınan so KASIM 8 RECEP 25 nun azlz ruhlarına ithafen, 9.11. nuçlara göre, kontroldan geçiri1966 Yarınki çarşamba günü Sisli lenlerin ' ı 2 si verem hastasıdır, Camll Şerifinde ikindi namazmı bunların da °o 000,7 sini B.C.G. ' muteaklb«n okunacak Mevlidi olduğu halde hasta olanlar teşkil Şerife arzu eden akraba, doat ve din kardeşlerimizm tesriflerini rica V. 1 6 37 11.58 14 40 16.38^8 31, 4.S8 etmektedir. 1 Temrauz 1966 ile Eederiz. kim 1966 tarihleri arasmda tesEVLÂTLAM E. J 1 38 6.59! 9.4İIİ2 0OI 1.38 1158 bit edilen veremlilerin «'« 85 inin öncederr hvtahgından haberi olCumhurıjet 13953 TGS htanbul Şubesinin kongre&i dün yapıldı GURBETTE MİLLET ÇOK ACI BİR KAYIP Isparta eçrafından tnerhum Hacı Mehmet ve Sıdıka Türkmen'in oğlu. merhum Nedim, Tdr'ün damadı. Nevhiz Türkmen'ln eşl, Ayşe ve Duyjfun Türkmen'in sevgili babaları, KSrnile. Sıdıka ve Rifat Türkmen'in yejenleri, merhum Mustaıa Türkmen'ln kardesi. Ahmet ve Y. Hüh. Hüseyin Türkmen'in ağabeylerl, Nazmlye. Yaşar ve Ümran Türkmen'in kayınbiraderlerl, Alis ve Vedat Nedlra Tör ile Gülgül Aysay'ın enisteleri, Dr. Faik Aytty'ın bacanağı, Mehmet Alt, Cem. Can, Sıdıka. Faruk. Salme ve MOrüvvet Türkmen İle Müveddet, Ömer Avan'ın amcaları tn;aat raktiltett Ah$ap ve CeKk Tuna'nın ortasında BİZİM asırlardır Türklerin Yılmaz OETİNER RUMELİ... yaşadığı bir küçük ada: ADAKALE M azot ve kömür taşıyan kıçdan bacah tipik nehir gemileri, tıpkı bir saman çöpü gibi, Tuna'nın câzibesine kapılmış Karadenize doğru akıyordu... İki sahilin biribirinden en fazla uzaklaştığı yerde geniş bir havuz meydana gelmişti... Ve tam ortada suya çizilmiş duygulu bir tabloyu andıran adacık... Meshur Adakale görünüyordu... Nazlı, hassas bir siluetü bu!.. Hepsi aynı hizada büyüyen ağaçların arasından, ince yapılı b«yaz bir minare. Tuna boylanmn bugün belki son Türk hâtırası olarak yiik selıyor .. Bu güzel tabloya ayn bir ihtişam kaüyordu... Bütün nazlıhğma, bütün nârinliğıne ve hassasiyetıne rağmen; ne büyuk kudrete sahipti ki, Adakale; asırlardır «Alaman dağından» gurul gürül akıp gelen, önünde hiç bir gücün duramadığı Tuna'ya, hem de meydanm en geniş olduğu yerde, tek bir kjrıntısını kapbnnadan karşı koyuyordu!.. Adakale böyle de... Adakaleli Turk başka mı?.. Her ikisinin kaden beraber örülmüştü sanki'.. Bi rincısi, Tuna'nın hiddetine, Tunanın yanından akıp geçen şiddetine karşı koyarken... Ikincisi dört tara fını kuşatan üç devletin, hattâ Haç lıların bitip tükenmeyen saldırılarına, tazyiklerine göğüs germişti!.. Tıpkı Tunaya kınnüsmı kaptırmayan Adakale gibi, Adakaleli de varlığını, şahsiyetini asırlardır ko ruyarak!.. «Gurbette millet ..» Üstad Ismaıl Habib Sevük'ün Adakaleliler için le düşmüştü!.. Halkının tamamı Türk olan bu ada yine bir müddet yabancı işgali gördü. Ve sonra tek rar bizim elimize geçti... Savaş .. Banş... Berlin anlaşması. . Bir de bakıldı ki, küçücük Ada unutuluvermiş!.. Avusturya ve Romanya hudutlan içinde bir Türk adası kal mış!... Doktorun, ameliyat ettiği hastanın karnmda en mühim âletini unutması gibi bir şeydi bu!. Tuna nehrinde Türk bayrağınm yine dalgalanmasmdan başka çara yoktu .. Ve böylece taaa 1920 yılına kadar kalbi Türk. diğer uzuvla rı Avusturya ve Romen melezi bir Î gövde. Avrupanın ortasında yattı durdu!... akınız Ismail Habib Sevük, yine «Cumhuriyet.de çıkan Tunadan Batıya» notlarında intibalarını o eşsiz üslubuyla nasıl dile getiriyor: •Büyük harbden sonra sanki o kırk yıllık yanlışı düzelttiler. Hiç bir düzeltme bundan yanlış olamaz. Kırk yılın bir ucunda mukaddes bir unntma. diğer ucunda mel'un bir düzeltme. Cihan Harbinden ikl misli büyüyerek çıkan şişman Romanyaya o üç harmanlık ada ne verdi? O dünya savaşında coğrafya sınm yarısı giden biz. Arao kıtalarından çok, o adacığa yandık. Onla rın kazancı hic. bizim kavbımız derin. Türkte kalmavan Tuna. Tunada kalan o ada ile bize bağlıydı. Etten ve kandan bir bae. Sızımızda kesilen bir damar acılıgi var.» Adakaleli Mehmet İbrahim ile küçük kahvehanenin önüne yaklaşırken, bir yandan etrafı seyrediyor, bir yandan da bunları düşünüyordum .. Etraftan üzerimize çevrilen meraklı gözler, yavaş yavaş sıcaklık. sevgi ve hasretle dolmuştu .. Adımlanmız, hareketleri miz. kahveyi >Tidıımlayış, suyu içişimiz hiç acaİD deeildi ama. Îstanbul kokuyordu. Türkiyeyi, özledik leri anavatanlarını getirmişti onlara, oniarın kucağına'.. Oturduk . Yılların değü, belki, asırların hasretini beraberce dindirmeye çalıştık.. Konuştuk. Konuştuk... Onlar anlattı, biz dınledik... Biz anlattık onlar dinledi!. Ve Tuna, her şeyi gören, duyan, bilen bir ana kıraliçe gibi gürül gürül etrafımızdan akıp geçiyor, hasret fısıltılarmı Karadenize... Oradan İstanbula... Anadoluya götürüyordu... Adakale ise, yaşlı ve yorgun kıra liçenin pırlanta tacı gibi bizim Tunanın ortasında yine de bütün aza meti ile ışıldayıp duruyordu!.. i MEVLİD tsUnbDİ Teknik OnİTenitesi jııııııııııııııııııııııiHMiunııntınııııııımıımımHmıııııiMiııııııııııınıııııııııııiMiıııııııııııııııııııımıiHinıu Lüks ve israf Vapıları Kürsüsiı Şefi Şehir 9a£lığı Ve Teknlfi Kflnüsü Yönetiml İle Görevli Ord. Prof. Y. Müh. ABDULLAH TÜRKMEN 1 Kasım 1968 gflnO Almanyada kalb krlzl netlcesl vefat etmlîtir. Cenazesl 9 Kmm ear^amba günü öğle namazını müteakip $UH Camiinden kaldırılarak Zincirli. kuyu mezarlığındakl ebedl istirahatgâhına tevdi edilecektir. Mevli rahmet eylesin. AİLESİ Cumhuriyet 13061 = = E S Ş = E E E = E E E = E E S E E E S E E = E E E = E E E = E E E E E E = S E E Devlet dairelerinde lüks ve is kıthğı mı var? rafa meydan verilmemesi Sayın Donanmamıza tek başına 1 çıBaşbakan tarafından Ugililere e.n karma gemısi armağan ederek bu redilmiştir. Lüks ve israf valnız yurtsever davranışla sosyete dedevlet daırelerinde değıl, özel ha dikodularında değilse da Türkün yatımızda da yaygın halde değil vefalı gönlünde yer tutan Îstanbul lu bir sayın zenginimizin şahsmmidir? Lüksün, lsrafın günlük hajats da çeşitli bağışlanru gazetelerde mızda en çok rastlananı olarak okuduğumuz az sayıdaki varhklı, üzerinde tartışılmaya değer Dul hayırsever yurttaşlarımızı bu veduğumuz bazıları yaş günleri, dü sile ile şükranla anarız. Basında, ... .,, .„ , „ , ,. ğünler v.s. gibi eğlencelerle. har j^jyoda t i c a r j reklâmlariyle bizcanan ve cenaze çelenklerine ö lere isimlerini sık sık duyurtan çok sayıdaki zenginlerimizi de sos #„*;. denen paralardır. ITlllZUr Günümüz insanı böyle vesiie yal kurumlarımıza yardım yanşın lerle maddt varlığını çevıesine da görmek isteriz. Varhklı Türkgöstermek egoizmiiçinde çırpın 1er gelirlerini yabancılann değil sîljilpr makta, bir gösteriş salgını tophı yurttaşlannın yaranna kullanmamumuzu etkilemektedir. Dügünle lıdır. Konya llinin Çumra Kazasına = rin az masrafla geçiştirüerek buBu topraklardan topladıklarını bağlı Armusun Koyünü Devlet = na ayrılacak paranın gençler için smırlannnzm dışına savuranlara tarafından koy yeri eösterilerek ş bankaya yatırılması ve düğünlere servetlerini gezegenlerden getir Köyun duz araziye kurulması s çiçek, cenazelere çelenk getiren mediklerini, Türkiyede kazandık1963 yılında kararlaştırı!mıştır. = lerin bir gün sonra kuruyup atı lannı hatırlatırız. Bâzı köy sâkinleri eski köyle S lacak bu çiçekler yerine bir haCemalettin YURDAKUL yır kurumuna yapılan bağışın Ankara Anıttepe rını terkederek yeni köy ycrine = goç etmışler. E makbuzunu takdim etmeleri aca T » 7 7 f Geçen hafta memleketim olan E ba daha yararlı bir davranış sa nClSOClKClllCL CIÇIK Armusun köyüne gittim. Koylü E yılmaz mı? * lerin yarıdan fazlası eski köyle = Geçenlerde gazetelerde okudurınden goç etmedikleri anlaçılı = ğumuz «bir gecede yetmiş bin, gelinlik için de kırk bin lira har89 kasım 1965 gecesi evimiz, es yor. Bunun sebebi köyde şö>le ş canan düğün hikâyesi» nde çev valanmız kardeşimin kansı, kayın bir sayıa dolaşıyor. (Eğer Ata remizde sık sık rastladığımız validesi, 4 yaşında oğlu, 56 saat yurtlarını terkederlerse geceleri lüks ve israf örneklerinden birini lik bir oğlu daha ve benim karım Koy mezarhğından ölüler hort E daha görmüş olduk. Burada har fecî şekilde yandı. layarak Ata yurtlan olan eski = canan, burada kalan yetmiş bin iköyü dolaşıyor, şâyet yerinde E Biz iki kardeş sokakta kaldık. çin fazla bir şey söylenemezse de Yoksullara yardım yapan ve ka sülâlelerini bulamaz ise onlara Ş kırk bin TL. ödenen gelinliğin zazedelerin elinden tutan Kızılay intizar ediyor ve bu beddua z: Dior'un Beyrut şubesinde hazır ca yardım yapılması için S. ve S. alan kimse hayatı boyunca ha latılmasmı bu topraklann bir ev Yardım Bakanhğma bir dilekçe Ile yatta onmuyacağına inanıyor.) " ' ~ lâdı olarak kınamamak elde da müracaat ettik. O zamanlarda janBu kara fikri ortaya süren ve = ğü. Neden yurt dışında? Neden darma vâsıtasile köy muhtarlığına Türkiyede değü? Türkiyede terzi sorulduğunu duyduk. Aradan ge inandıran bu köy civarında hör = çen bunca zamandır ne yardım ya metle anılan bir kara sofudur. E pıldı? Ve ne de başka bir işlem. Aynı Hoca ile köy odasında o jz Deprem felâketzedelerine vaban tururken. Radyo dinliyenlerin ^ cı ülkelerden yardım yapıldığmı kulakları öbür dünyada radyo ^ 'gazetelerde okudukca yüreğima istasyonlarına kadar uzayacağı E Biz Bafra Tekel Idaresı Yap parçalanıyor. Fakat kendi açımızı nı köye inandmyor. Bunlardan E E rak Tütün Bakım ve Isleme Evi bize bir türlü unutturmuyor. E ısçileri toplu sözle?me gereğince Bu elim acıyı unutturmak, hiç baska bir çok gerici fıkirlerini Ş mahkemece kazandığimız ücret değilse bizi bir mesken sahibi kıla câhil köylüye inandıran böyle Ş = farklarmdan kesılen sigorta prım cak kadar olsun yardım yapılması din hocalarının bu fikirlerine Ş 3 lerimizin Bafra Tekel Idaresı na ilgili mercüere emirlerinizi say müdahale edümesmi saygılarım s E E Muhasebesince yapılan yanlıslık gılarımızia diler hürmetlerîmizi su la rica ediyorum. E sebebiyle bizlerden kesilen faz narız. Mehmet Malkoç Ş Niyazi Yüksel E la sigorta pnmlerinin iadesi için Kıslık Bizim Sinema yanı No. 32 i : Siyami Yüksel E müracaat ettik AKSEHİR = Kdz. Ereğli Alaplı Alioğlu köyü E Araya sendika idarecilerimiz = girerek bütün işçilerin dilekçe E vermelerıni istediler ve ıstenilen E dilekçeler verildı. Aradan altı E ay geçtiği halde bizlerden kesıE len fazla primler daha iade edıl^ medi. E Durumu sendika idarecileriSoyunan kadın, matmazel Carolinin, soyunmnj kadm tavjan ı E mize sorduğumuzda bize tatmınkızların, Fransız kavonozların ithaline müsaade var. E kâr cevap vermedikleri gıbi baBir kalb ilâcı olan Trlnitrie Dubols'nin ithaline ise müE zı sözleri ile de bizi dolandırsaade yok. E dıkları intibaını veriyorlar. Carolinin, tavjan kızların. kavonozların ithall larurî olnaE Işçi sigortaları herhangi sebepdığı gibi, yerlilerinin yetiştirilmcsi mümkün. Ş ten fazla ödeme yaptığı zaman Trinitrie Dubois'nin ise terkip itibarile emsali var !se de, E ilk ay maasımızdan tahsıl ediyor imâl hususiyeti itibariyle yerini tutacak bir ilâç yok. S da neden bizden alınan fazla Güzcllerin seyri asgari 50 lira, kavanozlann bedell 30 lira, E paraları iade etmiyor? tşçı SiTrinitrie'nin fiatı ise 6 lira. Aynca bu ilâcın hastalardan baska= gortaları Kurumu Samsun Şusuıın alması mümkün değil. S besi ilgililen ve sendika ıdareEvet hal böyle iken, neden birinciler ithal edilir de, ikinciE cilerimizin cevap vermelerini isler edilmez? Tek cevap: Keyfilik. Mahic Süman S tiyoruz. P.K. 1M6 GALATA • Isim ve adres mahfuz E Tekel isçileri BAFRA F^. 111111111111111 f 11) f 11111 f 111 f 11111 f 11 • 11111111111 r 111111T1111 f 11111111111111111111111111111111111111111111111111111111111111111111 IfT B Acı bir kayıp Merhum Taşdemir ve Göher'ın biricik kızı, Kars tuccarlanndan Tağı Karalar'ın Eşi, Ramazan ve Hasan Uysal'ın amcası kızı, Asım ve Huseyin Yenal'ın halası kızı, Muharrem. Ismaıl, Ali ve Kâmıl Aşan kardeşlerin bırıcık yengeleri vefat etmıştir. Cenazesi 8/11/ 966 (bugün) salı günü, öğle namazını mütaakıp, Sultanahmet camiinden alınarak Edirnekapı Şehıtliğindeki aile mezarhğına defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. AlLESt ESMER KARALAR SAÇ FRIKSİYONU I Cevap bekliyorus 1 O O O O Liralık VİÎRİN MÜSA6AKASI Tu'kıytnin bırtîn ECZ**f vt ıurfumf" maja niarı vıtrın'ennM »K YÛK $ı$e'er< ıle (tuzen leyectklefi kompezuytflların fttoîraf'jnm 15/Afitık /1966 ) i kadar adıesmze gondere rek b buyuk nus3takara katılabıiırler u BIRİNCİYE 5 O O O T L aynca 15 duzıne A K Y O K İKİNCİYE 3OOO TL aynca 10 duzıne A K Y O K UÇUNCUYE 2 0 0 0 TL aynca 5 duzıne A K Y O K Ithal edilenler ve edilemeyenler Adakale yi şimdi öğrencHer ziyaret ediyordu... Nehir kayıklan kürek cekmeye liiznm kalmadan akıntıkla Adaya gidiyordu... da» görünen ağaçlar ne kadar basahnesindeki dekorların içinde yü kımlı, ne kadar güzelmiş!... Halrüyorduk sanki!« buki yakınına gelince çok şey çir Sağda solda Romanya Komünist kin görünür insana!... Partisinin dövizleri görünüyor... Tunayla karışan, bu asırlık ağaç Ve bütün yazıların Romence olma ların kokusunu ciğerlerime sindıre sına rağmen etrafımızda tatlı bir sindire adada yürüyordum... Türkçe ile konuşan insanlar bu kü Mehmet Ibrahim isminde yaşlı çük adaya ayn bir hava katıyorbir Adakaleli, iskeleye adımımı at du... tığım anda benı karşılamış, auyga lu ve misafirperver haliyle o andan itibaren yanımdan aynlmamıştı... dakale. bugün Romanya hudut Amma, bütün Adakaleliler canlari içinde kalan: 1800 metre udan insanlardı. Hele misafir Istanbuldan, Türkiyeden olmasm!.. Arzunluğunda ve 4M metre enintık onu oturtacak yer, ikram edede bir küçük köydü. 13. Asırda Ra meli ıiitühatı sırasında Türkler buraya girmiş ve içerdeki kaleyi insa etmişlerdi... Daha sonraki savaşlarda harap olan kale, 1716 da Avus turyahlar tarafından tâmir edilmiş. Tunada önemli bir üs olarak kullamlmıştı... 1739 da Belgrad Sulh anlaşması imzalanınca Adakale tekrar Osmanhların eline geçti. Ve o yıllarda kale etrafma, Anadoludan ve Rumelinin diğer köşelerinden muhacir getirip yerleştirdiler . Yarım asır ada halkı huzur içinde yaşadı ama, nihayet bir gün Avusturya topçusunun bombalan hepsini perişan etti... Tekrar savaş, döğuş... Ve nihayet barıs... 1790 yılında Adakale bir de bakıldı ki yine Türklerin elinde kalmış!... Halbuki, o sıralarda Rumeli bozgunu başlamıştı... Üzerinde yüz yıllardır hükümran olduğumuz topraklar, teker teker elımizden çıkıyordu. Tuna boyundakı bü Adakale'de dovizlerden birinin altında İstanbula gelmek arzusunda tıın gamizonlar geri çekiliyor... bir Türk... Orta Avrupa ne, Balkan eteklennde bile tutunacak dalımız kalmı ne kadar güzel, ne kadar isabetli cek nesne bulamazlardı... yordu!.. Az ilerde kale kapısından itibabir sözüdür bu!.. ren daracık bir sokağa girdik... San Düşman ordularının Yeşilköye Öyle bir devirdeyiz ki; milletler ki minyatür bir kasabaydı burası... dayanıp İstanbulu tazyik ettiği gun bugün artık doğup büyüdükleri Daha doğrusu... Devlet operası velerin sabahı, küçük bir Avusturya kendi toprakları üzerinde dahi; va Tivatrolanndan birinin, eenis müfrezesinin kısmeüne de Adaka âdetlerini, ananelerini kısacası kim liklerini muhafaza edemiyorlar!.. Ya bizim Adakale ve Adakale Türkleri?. . Şu güne nasıl geidiler acaba? Nasıl, o bir avuç insan, Tuna'da bir tahta kaşık kadar adanın içinde, büyük bir milletin parçası olarak yaşadı?... «Gurbette Millet» olmak ne kadar güçse, o kadar da şerefli! A YARIN: ADAKALE TÜRKLERİ ANLATIYOR Rtklln jifkt'.mızın seçecej. lotojraflar trasında ıkrjmyt'vn çekılışı 30 / »raıık/96* flj IttınOul i Noterı UHTÛ URHAN huz»(un4ı (itnlacaktır ŞAT1ROĞLU KOZMETİK SANAYİI Taşdırek Çeşme Sok No 5 Tel.: 271454îstanbul Reklânıcılık (4366) 13056 ehrin Romanya sahilinden biııdiğimiz kayık bizi âdeta uçarcasına Adakaleye götürüyor . Halbuki ne motörümüz var, ne de kayıkçı Necati'nin küreklere sarılmasuıa ihtlyacımız!.. Tuna'nın akın tısı o derece kuvvetli ki; Insan gücüyle, motör gücti çareslz kalıyor yanında... Adakale iskelesinde üç beş kayık çı ile bir jandarma karşıladı bizi . Pasaporruma usulen baktıktan son ra, terbiyeli haliyle selâm veren bu Romen köylüsü Türkçe konuşmayı da biliyordu... Uzaktan baktığım zaman boylarını farkedemedigim «O aynı hiza N 1 Adakale cami minaresi Tunanın ortasında son bir Türk hâtırası olarak yükseliyordu...