Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE DÖRT CTJMHÜRtYET 20 Kasım 1966 Raaf Mustafa Kemal de, ben de müteessir olmuştum. Hayallerimiz tahakkuk etmemişti. Hevesimiz kursağımızda kalmıstı. Seraskerlik Dairesinden ayrüdıktan sonra, bir faytona atlıyarak Galataya çelmiştik. Yolda hiç konuşmamıştık. Arkadaşım: Haydi, Beyoğluna çıkahm, Zenc'nin birahanesine uğnyalım. Dedi. Ben: Bizim eve gidelim. Diye ısrar ettim. İtiraz etmedi. Fakat üzgün hali devam ediyordu. Tünelin ağzındaki Con Paşamn bakkaliye dükkânından bir şişe Skoç riskisi ile dört beş şişe İngiliz sodası ve biraz da çerez satın aldık. Vapurla karşıya geçtik. Masayı Mustafa Kemal üe beraber hazırladık. Viskilerimizi yudumlamaya başladık. Artık limonata kamışlarına ihtiyaç yoktu. Iki kafa dengi arkadaş, dertleşiyor, ordu saflarında başbyacak olan staj devresinde neler yapabileceğimizi konuşnyorduk. 5 inci ordu mıntakasını hürriyet hareketlerine müsait bir ıklim olarak förmüyorduk. Esasen Harb Okulundan mezun oldnktan sonra Mustafa Kemalin, bizzat gittikleri yerde vasat hazırlamalarını tav siye ettiği sınıf arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğu Rumelide bulunuyorlardı. Bunlar arasında Ömer Naci de vardı. Önce vapurla Beyruta gidecektik. O tarüılerde eğlence yerleri bol. güzel bir şehir olduğunu duy muştuk. Mustafa Kemal: Oldu, olacak, Beyrutta bir kaç gün kalırız. Diyordu. Bizim içüı en büyük Orbay saadet kurmay stajını aynı birlikTolda, Harb Akademisinden rae te yapmak olacaktı. Acaba buna zun otduktan sonra annesine yaimkân bulabilecek mi idik? kmda Selâniğe geleceğini yazdığıSaatin nasıl geçtiğini bilmiyornı söyledi. duk. Babamla annem eve gelmiş Zavallı anneciğim, beni çok ler, fakat bizi rahatsız etmemek bekliyecek. için sessizce üst kata çıkmış, yatmışlardı. Derken, gözlerinin nemlendiğini gördüm. Eve geldiğimiz zaman Sobbet gece yansına kadar sür aksam olmak üzere idi. Hava oldü. Mustafa Kemal: dukça soğtıktu. Allahtan emektar Ben, burada yatayım, sabahuşağımız. Boğaza ve tstanbula naleyin erken kalkar, doya doya zır olan alt kattaki büyük odanın Boğazı ve Marmarayı seyirederinı. çini sobasını daha önce yakmışKöşede bir sedir \ardı. Yatağı tı. Babam evde yoktu. Bizim taoraya yaptırdım. Arkadaşunı yalrafta oturan Genel Kurmayda benız bırakarak üst kata çıktım. Alraber çalıştıkları bir paşa arkakoliin verdiği gevşeklikle hemen daşımn evine misafirliğe gitmişti. uyumuşum. Annem de kendisiyle beraberdi. Ertesi sabah uyanır uyanmaz Akşam yemeğini orada yiyecekler babamı ziyaret ettim. 5 inci ordudi. ya tâyin edildiğimizi bizden önce Kuzguncukta geçirdiğimiz son gece öğrenmişti. Mustafa Kemalin de, benim de müteessir oldugumuzu, moralimizin bozulduğunu, söyledim. Teselli etti. Bir an önce Rumelideki ordulardan birine gönderilmemiz için çalışacağı vaadinde bulundu. 5 inci ordu Müşiri Hakkı Paşanm namuslu ve vicdanlı bir asker olduğundan bahsetti. Bir kaç gün sonra görevimizin başma bareket edeceğimiz için, Mustafa Kemali de görmek istiyor du. Zaten arkadaşım. dün akşam: Paşa babanın elini öpeceğim ve veda edeceğim. Demişti. Aşağıya indim. Mustafa Kemal kalkmış, traş olmuş ve elbiselerini giymisti. Yanmdaki odaya geçerek beraberce kahvaltı ettik. Babam Udmize de başarılar diledi. Mektep sıralanndaki yakın dostluğunuzu ve arkadaşlığınızı ordu saflarında da devam ettirirsiniz, dedi. tupta: «Mustafa Kemal, büyük bir asker olduğunu ispat etmiştir» diye uzun uzun ondan bahsetmişti. Mütareke yıUarının felâketli günlerinde Mustafa Kemal, vatanın kurtuluşu mücadelesine atılmak için Anadoluya geçmek çarelerini aradığı sıralarda: Mustafa Kemal Paşa, beni çağırdığm anda gelmez ve emrine girmezsem, nâmerdim. Demişti. Mustafa Kemalin de, o gün bu mülâkatta hazır bulunan Hüseyin Rauf'un (rahmetli Başvekil ve Büyükelçi Rauf Orbay) da gÖ7İeri dolu dolu olmuştu. Rauf, Mustafa Kemal ile beraber ts tanbu'dan aynlmaya çoktan karar vermişti. 19 Mayıs 1919 da Samsuna çıkan Mustafa Kemal, roillî kurtuluş tlâvasının öncüsü oImu.>, mukaddes ihtilâlin bayrağını kuvvetli elleri arasma almıştı. Ben, Ankarada önce 20 nci Kolordu. daha sonra Batı Anadolu Milli Kuvvetler Başkumandanı olarak bütiin samimiyetim ile, inanışım ile ve bütün mevcut imkânlanmla kendisini destekliyor ve onu lider olarak tanıyordnm. Doğuda da aynı desteği şimdi Tanrının rahmetine kavuşmuş olan Kâzım Karabekir yapıyordu. Sivas kongresi toplanmak üzere idi. Kongreye katümak için Sivasa giden arkadaşlar Ankaraya da uğruyorlardı. 29 Temmuz 1919 da hiç beklemediğim bir olayla karşılaştım. 20 nci Kolordu karargâhının kumandanlık odasında idim. Birdenbire içeriye kurmay başkamm binbaşı Ömer Halis Bey (rahmetli fstanbul Kumandanı Korgeneral Ömer Halis Bıyıktay) girdi. istanbuldan eski bir asker geldi. Sizi görmek istiyor. Dedi. Kim olduğunu sordum. Babanız îsmail Fazü Paşa Hazretleri. Ben hayretler içinde îken paşa babam da içeriye girmiş bulumıyordu. Onun tstanbulda verdiği söze sadık kalarak mücadele ve millî mukavemet hareketlerinde bilfiil yer almış olması bizim için çok önemli bir kazançtı. Bu eelisten en zîyade memmın olacak Mustafa Kemaldi. Diğer taraftan rahatını düşünen, meşakkate katlanmak istemiyen. bu yüzden de İstanbuldan aynlmayı eöze alamı yan pavitahttaki devlet ricaline de bir fedakârhk örneği olmuştu. Ancak babam altmış dokuz vaşında idi. Dinç görünmesine rağmen girdiği savaşlarda, istibdat devrinde geçen ve uzun yıllar süren menfa hayatında bir hayli yıpranmıştı. Bunu vakından bilivordum. Sonra ailemizin reisi idi. Anadoluya geçmekle ihtiyar anneciğimi yalnız bırakmış olacaktı. ATHTURK Paşa babam Mustafa Kemali öz evlâdı kadar severdi Babam, Mustafa Kemali sever ve bizlerden ayırd etmezdi. Bn sevgi, babam ölünceye kadar sarsıunadan devam etmiştir. Onu genç yaşmda tanımış olmaktan iftihar duyduğunu her vesile ile söylerdi. Birinci Dünya Savaşında Mustafa Kemalin yaptığl Çanakkale savaşlarını çok yakmdan izlemiş, ben Filistin cephcsinde iken İstanbuldan yazdığı bir mek Ismail Fazıl Paşa 8 9 10 111213141516 Disi Bond MODESTY BLAISE GUMLUC ElU DOLAC.I TUKET TIKA, ÎV4 D E 16 Endişelerimi kendisine söyledim. Bu?ün çibi hatırlarun. kaslarını çatarak şu ihtarda bnlunmustu: Milletin istiklâli bahis mer7iıu olurken, aile endisesi naıan itibara alınmaz. Çünkü ailenin huzur ve rahatı ancak tnilletinin huzur ve kurtuluşu ile kaimdir. Sonra ilâve etmisti: Ben. Mustafa Kemal ile beraber. onun emrinde, onun ei'tiği volda sonuna kadar vürüveceğim. Bu kararı İstanbuldan ayrılmadan çok evvel vermiştim. GSzlerimde yaşlar tanelenmisti. Babam üç beş gün Ankarada kaidı. Sonra konerede murahhas olarak bulunmak üzere Sivasa hareket etti. Veda ederken: Biliyor musun Fuat. dedi. Mustafa Kemal Pasayi ne kadar göreceğim geldi. Bir oğlumu tstanbulda bıraknuştun. İkincisini Ankarada buldum. üçüncüsüne Sivasta kavuşacağım. Babamın birinci oğlum dediği tstanbulda irtibat subavı olarak hıraktı»ım ağabevim vÜ7başı Meh met \li. ikinci de bendim. Sivasta kavuşacağım sövlediğl üçüncü oğlu ise Mustafa Kemaldi Ismail Fazıl Paşa. flk millî hflkümetin Nafıa Vekili. vani Bavındırlik Bakanı olmuştur. Yukarıda vazdıklanma benim Irin ha7in olan ufak bir hâtiramı da ekliverek bu bahsi kapatacağım. Batı Cephesi Kumandanbtından ayrılmıs. 21 Kasım 1920 de Moskova Büvükelciliğine tâvin olunmustum. Hasta hahamı valnız hasına bırakacaktım. ttiraf etmelivim ki. işlerimin fazlalığından kendisiyle Kizumu kadar olamamıştun. üoktorlar damar sertliği hastabğının Ankaranın sert havasiyle bağdasamıyacağını, Avrupayi ve İstanbulu arzu etme* diğine göre, Antalyaya giderek bir müddet istirahat etmesl tavsiyesinde bulunmuşlardı. Arkadaş ları da Almanyaya çönderilmesi fikrini ileri sürmüşlerdi. Mustafa Kemal, bir kabine toplantısından sonra beni bir kenara çekerek: İsmail Fazıl Paşamn sıhhî durumunu ivi görmüyorum. tstirahata çok ihtiyacı var. Fakat Ankaradan avrılmak istemiyor. Bir kere de siz ısrar ediniz. Demişti. Aynı ricayı babama iki üç defa tekrarlamıştım. Fakat bep sindc de red cevabı almıştım. Bununla> beraber Mustafa Kemal Pasanın emrini verine getirmek için son bir defa daha müracaate karar verdim. Akşam buluştugumuz zaman muhakkak surette AI manyava gitmesini, annem) de va nına almasını sövledim. Biraz dü şündü. sonra: Havır. dedi. Ankaradan aynlmıyacağım. Sordum: Neden babacığnn? Ankarada oturmaktan büvük «evk duvuvorum. Hastalıgrmı ben de bfliyorum. Fakat ısrar etme ve artık bir şev sorma. Rica ve ısrarlartm ylne boşa çıkmıştı. Ankaradan ayrılaeıjrım gün veda ziyaretine gittiğim zaman. habaoiı fazla hevecanlı bu'dum Vüzümden. gözümden öptü. tfte o zaman neden Ankarada katmak istedifini ilk defa açıkladı: Bu mukaddes mücadelenin zaferle neticelenmesini eörmek is tiyorum. Fuat. Eğer görmek müyesser olmazsa. beni bu millî idnrenin merkezinde bir vere efim«>rsiniz. Bu arzumu Mustafa Kemale de sövle. Bir oğlum sen i«en. bir oğlum da odur Başımı önüme eğdim. 4ğlamamak irin dııriaklaimı ısırıvordnm. Miitee»!«iir oldufıımn anlar an'amaz konuvn değiştirdi. Babam tsmail Fazıl Paşa. büvük zafer» rnrmeden 1921 nll Nîsan aymda fildü. Onu Ankarada ebedî istîrahateâhına tevdi eder. Ierken. ben Moskovada bulunuyordum. Nur içinde vatsm. YARIN İstanbul'dan 5 inci Orduya tKTİBAS VE BDİLMEZ Garth ^M I965> VıUUOA. TUM DCMKAIL.LETLEJ2lM.IN İ C C T mMmmmm TIFFANY JONES /"B&1İVA ~~*""\ / Egİ»2. <|M j 1 OLUBSUMUZ v^ MallCOÇOğlU • f ftn. ••• s i z i nEh4ASA LEEUE MUCEI/MEEJEEJE PDMA* ^ O f ı p p v E MQCEVUEE.V !E.t2...TıPPAKjV rOMES > EAŞ<l4ik VU12DU/ 'tk 1 ^^M ^Ş 'n ^ V SE. B E . 3 E. rıh m (IV I '7/ 1 vi | konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU [ | KIZIL KULE SOLDAN SAGA : 1) Geçea haftaiçlnde yapılan seçımierde Cumhurıyet Partıden Kalıfornıya Valısi olarak seçilen Hollywood aktorunun ısmı; Sıcak aylarda esen bir rüzgâr. 2) Tersı: Bir geometrık sekıl; Kuzey kutbu cıvarmdaki bdlgede yaşayan bir ırk; Kimyada kalsıyumun simgesi. 3) Muzikte bazı kısımların çok kuvvetli çahnmasını ıfade eden rîevim; Devam ettırme. 4) Masallarda adı geçen korkunç canavar; Tersı: Bir kurk hayvanı; Tersı: El yatkınlıgı, alışıklık. 5) Hakıki (Fr ); Tersı: Askerî merkez, karargâh; Ayının evı; Fakat. 6) Soyadı Margareth olan ve vucudunun güzelliği ile •iohret yapar. Hollywood'la bir kadın sanatkârın ön adı: Almanyada en yüksek askeıi lutbe. 7) Bir resimlı roman kahramanı detektıf; Insaatta veya tarlada kullanılan bir araç; Tersı: Tepsı. 8) Tersi: Pek uçta ve kenarda bulunan; Tcrsi: Isın; Sıcağa ve ateşe dayanıklı, ince ve esnek yapraklara ayrılır bir taş. 9) Bir gıda maddesi; Selâhiyet (yenı dıl); Altın. 10) Tesır altında olan; Tersı: Doğu Anadoluda bir dağ; Afrıkada bırdevlet. 11) Tersi: Yardım; Bir renk (değişik söyle,nişi ile). 12) Kadınların suslenme esyalarından; Vine kadın parfümeri malzemesinden ve basına bir krem kehmesı eklenerek kullanılan şey; Tersı: Tekrarlandığı zaman bir şeyi hararetle ve tclâşla aramak mânasına gelır. 13) Sovyet Rusyada Ermenistan Cumhurıyetinin başkenti; Birınin işıni görmesi için yenne bıraktığı veya yetki verdiği kırase; Bir erkek ismmin kısaltılmış şekli. 14) Bir beynelmilel havayolu sırketının rumuzu: tstanbulda bir semt; Kışın beyaz örtüsü. 15) Bir ıstıkamet; Ter«i: SSz. 16) Tersi: Bir ay, yiğit, sıddetli paylama YUKARIDAN ASAGlTA : 1) Kamu yararma dokunan önemlı meseleler için yurttaşların doğrudan doğruya oy vermelen; Tek basına, kendi kararı ile. 2) Jeoloude dağlarm olusumunu ızah eden branş: Bir insanın 5'apılış özellığı, ıç nıtelığı. 3) Nar. erık, kızılcık gıbi meyvalardan yapılan pekmez; Sınemada veya tjyatroda yonetmen. 4) Saçlarda görülen yashlığın ılk habercısı; Mezopotamyada yaşamış olan bir devlet; Tersı: Bır emır. 5) Kıra'nın ortası; Mavı renklı değerli bir taş, kuyumculukta daha çok kupe ve yuzuk gıbı esyanın susleme, bezeme işlermde kullanıhr; Bır spor ekıbinde gbzde eleman. 6) Tersi: Rüzgâra emır; Kimyada klorun simgesi; Tersi: Dünya. 7) Osmanlı Imparatorluğunda Tanzimattan evvel Dışişleri Bakanına verılen ısim. 8) Isimler (eski dıl); Tersı: Isım; Tersi: Danışıklık. 9) Takoz'un ortası; Bır kimsenin kendi elı ile ve her zaman aynı şekilde yazageldığı adı; Arkadaşlar (eski dil). 10) Gibı' nin ilk yarısı; Tersi: Suçsuz, gunah^ız olarak: Yuksek ve ekserıyetle silindir bıçimındekı bına. 11) Guney Anadoluda Hatay Vılâyetinın sınırları içindekı verimli bır ova; Tersi: tngilterede 12. asırda • Aslan yureklı» lâkabı ile anılan bır hükümdar (Türkçe yazılışı ıle); Gıda maddelerinin saklandığı oda veya büyük dolap. 12) Tersi: Bır çocuk maması markası; Bır kimsenin van yoğunun toplamına verilen isım. 13) Madenlerm ergime yoluyla birleşmesi, halita; Bır renk. 14) Bütun olavlan hareketlere çevirerek açıklamaya çalışan bır felsefe çığırı. 15) Bır işin yenisi olmak, ustalıktan uzak bulunmak; Tersi: Bır körfez. 16) Su; Futbolda bir mevkı. I S T A N B Ü l 6 25 A ç ı h ş 6.30 Turküler e e . çidi 7.00 Köye haberler 7.05 Köyden kente müzik 7.30 Haberler 7 45 İstanbulda bugıın 7 50 Stüdyo G'den 8 00 Oyun havaları 8 15 Sabah v e müzik 8 45 Sabah türkııleri 9 00 İstekleriniz • 30 ) Cocukların ko«esi 10 00 PlAklar dönuyor 10.30 Pazar skeçi 10 35 Kısa haberler 11 00 tstanbul Belediyesi Konservaruarı konserlnin naklen yayını 12 00 Üç cızgi. ııç plâk 12 25 Küçük ilânlar 12J5O Yurdun sesi kadınlar koroaı 13 00 Haberler 13.15 San sololan 13 30 Reklâm programları 15 00 Opera konseri 15 35 Kayıp mektuclan 15 40 Recep Birgit'ten sar. kıiar İB 00 Maç vaytnı 16 45 Plâklarla orkestralar 17.15 Kitaolar arasında 17 30 Metin Ervıırek'ten turküler 17 50 Reklâm programları 19 00 Haberler 19 40 Kuçuk orkestra 20.00 Turküler v e sazlar gecidi 2015 Sizin Için seçtiklerimlz 20.40 Alâaddjn Yavasçadan şarkılar 20 55 24 saatin olayları 21 00 Beraber eğlenelım 22 00 Reklâm programları 22.40 Küçuk ilânlar 22.45 Haberler 23.00 Sizlerle beraber 24 00 Kapa. nış. tSTAVBÜL İL RADYOSU 9 35 Açılıs 10 00 Sizin için 10 30 Minyatür müzik 1100 Hafif Şarkılar 11 30 Akordeonla melodiler 11 45 Piyano sololan 12 r»0 Geçmis ffünlerin sevilen sesleri 12 30 Ögle konseri 13 00 Tatil melodıleri 13 30 Koneerto saati 14 00 Pazar melodileri 14 30 Fıkralar ve mfızik 15 00 Gencler İçin 15 30 Caz müziği 16 00 Pazar konseri 17.00 Çay saati 17 30 Küçük konser 18 00 İyi akşamlar 18 30 Senfomk m jzik 19 00 Ara müziği 19 10 Asya Vayın Btrliği Etnik müzik fes. tivali 19 30 Aksam konseri 2015 Gençlerin sevdikleri 21 00 Mıi7ik demeti 21 45 Hafif müzik 22 !>0 İzahlı ca7 müziSi 23 00 Gece konseri 23 30 Tatil aksamı için 24 00 İstanbul'da gece varısı 00 30 Hafıf müzik 1 00 Kapanış. TSJ K A R A 6.25 Açıhş 6 30 Günaydm çes! 14 15 Reklâmlar 15.15 Kısa 7 00 Köye baberler 7 05 Mustafa haberler 15 20 Müzehher Güyer'Seyran'dan sarkılar 7.30 Haberler den şarkılar 15.40 Dilek kutusu 16 40 Sarkılar 16 55 Kısa ha 7.45 Sabah müziği 8.00 Ankaberler 17 00 Kadınlar toplulugunra'da bugün 8 05 Oyun havaları dan türküler 17 30 Kby odası 8.20 Küçük ilânlar 855 Turk 17.50 Reklâmlar 19 00 Haberler müziği dinleyici istekleri 9 00 19 30 Müzik demeti 20 00 Sür Trafik 9.20 Hafif Batı müziği dunyasında çocuk 20.05 Solmaz dinleyici istekleri 10 00 Pazardan pazara 10J0 Beşınci sayfa 10.50 Teğmen den şarkılar 2055 Müzik dünyasından haberler 21.00 24 Kjsa haberler 10^5 Özel eğlence 11.55 Küçük ilânlar 12 00 Ey. saatin olayları 2105 Geçen hafta 21.20 Spor derglsi 21.50 Caz fel'den müzik 12.30 Halk müzigl müziği 22 25 Sarkılar 22.45 Ha. dinleyici isteklerl 13.00 Haberler 13 15 Çocukların gozüyle 13 35 berler 23.00 Hafif müzlk dünyave müzik 1 00 Kapanıs. Sevdığıniz sesler 14 00 Çoctık bah cKim alıyorT» • Hazıne.» Battal, hâlâ Kır Abbas'ın ya«Nasıl alıyor, neden aîıyor?» nındaydı. Bıdır bıdır anlatıyor«O purluk hazinenın 'îlasıymış du. Ama Kır Abbas dmlemiyorhocam...» du. Konuşmuyordu da. Elınde «Nasıl hazinenin oluvormuş? bir tas; tasla oynuyor, Yeser'i Kim demış? Gidıp bir fişek s o okşuyor, ara sıra da uzaktaki kan mı olmuş?» dağlara bakıyordu. «Kadastrocular gelıp gittilerRıza'nın azık torbasını akşam EU içti. Kalktı yine yürüdü* A lardı. Hamdl beyin yanında bir di ya, onların kararıymış.» dan hazır etti Döndu. Yuraurta, yaklarının yanmasına, pısmesine tek köylüden başka kimse yok• Kim demiş onlare, öyle karar tu. tuz, ekmek kattı. Katmer filân bakmadan, sabırla yürüdü. alın diye?» îyice akşam oluyordu. Sığır Gün ınerken Sarıkızlı görünetmedi. Suzme voğurt koydu a«Hocam. bizim anladıgımız mj du. Taşlann dibınde rökup du sıpa gelıyordu köye. Yanık yağ zıcık. ruyordu. önünden bir küçük a kokusu, koca bulgurun her köy var? Birkaç sefer böyle tş mi «Kim yiyecek?» dedi Rıza. «Se karsu geçıyordu. Suyun ıki ya de aynı olan kokusu havayı dol geldi başımıza? Bilirki«ilerden de tuz ekmek koy, o da yeter..» nında küçülmüş tarlalar yatıyor duruyordu. Sarıkızlı'ya karan sorup sorup yazdılardı. Ne sorGun doğmadan yola çıktı. Sa du. Çok sögüt dıkmışletdi Çok lık çöküyordu. duklannı, neden sorduklarını rıkızlı uzak, uzaak blr köydü. budamışlar, çok kesmışlerdi aanlavamıyor kı ln<îsn! Hazine«Merhaba Hamdl beyim..» Tepelerı aşacaktııı. Sığ bır yeri ğaçları. Gövdelen kütükleşmışnin deye karar vermişler. CaroHamdi bey dönüp baktı: ni bulup ırmağı geçecektın. Gi ti. «Yavu Rıza! Rıza! Hayrola göz malmüdürü gelip blldirım de gıde bu seksen. vuz evll köyaptı. Battalgil kasabaya endi Sarıkızlılar ekinlerini taşımış ula! Bir terslik mi var köyde?» ye varacaktın. Rıja'nm bildığı «Hayır deyelim de hayır ol çıktı, vok bir çare Takıldık kal lardı harman yerıne. Kiml de yer, bildiği yol değıldi Hiç işı dık çalıların çamurlann içinde anızları bozup gök mısır ekmış sun Hamdi beyim.«» düşmemişti bugüne Kadar. hocam...» tı. Bazı küçük çevnklerde doma «Kır Abbas aramış birkaç gün Terledım, usandım demeden tes, biber yesilliâi tütüvordu. «ttiraz etmediniz ml kararlaönce, ben de Ankara'daydım. An yürüdü. Kara lâstıklerını takrına?» Okul yapısı da ancak subas lan hele ula. ne var?» mıştı ayaklarma. Hamdl beyın man'a çıkabilmışti Yığılmıs taş «Vakti geçmis hocam. Şimdi Rıza'nın dili tutulmus gibiydl. yanına çarıkla varmak tstemı lar, süzülmüş kumlar, klreç ku Ayakta durmaya dermanı da ev başma 650 lire icar lstiyoryordu Parmak aralan terden vı s'usu, harç tenekeleri, tuğlala voktu yorgunluktan. larmış. Köyiü kan ağlıvor hocık vıcık olmuştu. Kızgın topra rıvla değişik. hattâ vabancı bir «Bu yanımdakı arkada". Sarı cam.. ğa bastıkça ayakları kaynıyor vapı Hiydı bu. balçık Sarıkızlı kızlı'nm muhtandır, çekinmeHamdi bey elini alnına koydu: du. Kara lâstıkler ayaklarını kovünün ete§inde. den konuş...» «Heç böyle bır iş duymamışım haşhyordu «Hocam bızım baglar gıdiyor.» bugüne kadar!» dedL «Ula, nasıl Hamdı bey yapının ortasında «Nere gidiyor sizin baglar7> Kırların ortasında. blr derede sezınıyordu. Basında yazlık şap yaparlar bunu? Nasıl elleri, dille «Ahyorlar bağlaıı elımızden ri varır?» ince ince akan bır çeşmenın ba kası, kıçında golf pantalonu var (Arkası var) şında karnını doyurdu. tkı avuç dı. Ustalar, işçiler işı btrakmış hocam.» 78 kaplumbağalar fakir baykurt