25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE DÖR1 CTTMHTJRÎYET 18 Kasım 1966 DîflTURK BIR KURMAY YUZBAŞI (rahmetli Binbaaı), Onnnen Sfileyman Şevket tzmir (rahmetli Praf aefiri), On birinci Sedat Üsküdar .rahmetli General), On ikinci Kemal Ohri, On üçüncü Müfit Kırsehir (Cnmboriyet devrinde milletvekili Müfit Özdeş). Efer derece son ıınıfta alman notlara göre olsaydı, Mustafa Kemal birinci idi. Ne önemi var, oknlda olmadı ama, hayatta birinci, en birinci oldn. Diğer arkadaşlar mümtaz yüzbajı olarak meznn oldnlar. Arif Adana ile Halil Yenimahalle çok üzOldüler, fakat bizleri kardeıçe ve arkadaşça tebrik ettiler. Üç, dört yıl sonra onlar da genel bir imtihana girerek knrmay oldnlar. Üçüncü sınıfa geeen Nori Conker'in, yaşlı gözlerle Mnstafa Kemalin boynnna ssrılarak tebrik ettiğini hatırlarım. rfir, fince Mustafa Kemalin sonra da benim yuzümden gözümden öperdi. Yemekleri mohakkak bizimle beraber yer, hattâ bir iki kadeh bir şey içmemize de izin verirdi. Annem, bunu bildiği için biz eve gelir gelmez uşağı gönderir, bakkaldan bir kaç çeşit Içki getirtirdi. Mustafa Kemal ve tâyinlerini bekliyen bir kaç arkadaş Sirkecide bir pansiyon kiraladılar. A * ra sıra bu pansiyonda toplanıyor, memleket meselekri üzerinde konuşuyorduk. Başüca konumuz, rejim meselesi idi. Memleketin kurtuluşu için meşruti bir idare kurulması şarttı. Hükümdarı meşruti idareye ancak ordu zorlıyabilirdi. Arkadaşlar gidecekleri yerlerde bunu telkin etmeiiydiler ve gizli birer teşkilât kurmabydılar. Bizden evvel Harb Okulundan kıta subayı olarak mtzun olan sınıf arkadaşlarımız, oralarda bize bir vasat hazırlıyacaldardı. Kendimizi yalnız hisset miyecektik. Mustafa Kemal yine tekrar ediyordu: Bizim için en müsait iklim Makedonyadır. Bu toplantılara katılan arkadaş lar arasında bir de sivil vardı. Fethi adında olan bu zatı tammıyordum. Mustafa Kemale sordum, askerUkten çıkanldığmı. ratacak yeri ve parası olmadığı için burada kaldığinı söyledi. Ma zisi hakkında bir bilgisi yoktu. Yolculuk hazırlıklan çoktan başlanustı. Yeni elbiseler yaptırıyorduk. Mustafa Kemal ile birlikte Mercan yokusunda o zamanın en iyi askeri terzisi olan Altın Makasa birer elbise ısmarlaınıştık. lkinci provasını da yaptırmıstık. Bir salı günü almaya gittim. General Ali Ihsan Sâbis Hakikaten güzel dikilmişti. Oracıkta giyindim, kussndım, eski elbiselerimi de bilâhare almak ttzere orada bıraktınt. Makasdar: Arkadasınız yflzbası Mustafa Kemal Bey de dün gelip ellbisesini alacaktı. Fakat uğramadı. Dedi, Aklıma fena bir şey gelmedi. Dört giindür Kuzguncuktan Istanbnla inmediginı için arkadaşımı da görmemistim. Perşembe günü ona uğrıyacak, bize götürecektim. Kâzım Zeyrek General Ka rabekir) de gelecekti. Altın Makastan çıktım, meydan muharebesi kazanmıs bir mareşal edasiyle ve kılıcımı şakırdatarak Mercan yokusundan indim. Hayallerim gerçekleşmiş, yirmi iki yaşında parlak bir kurmay subay olmuştum. Köprüye geldiğim zaman, birdenbire yanımda atlı bir araba dunnerdi. tçinde sarayın eczacıbaşısı Ahmet Refik Paşa vardı. Bu zat büyükannemin âhretliği Munise Hanımın oğlu idi. Kendisini tanıyarak selâmladım. Ne ivi tesadüf. buyurmaz mı sınız? Diye beni arabasına aldı. Hal hatır sordu. Sonra birdenbire kuUğuna eğildi: Sizi büyuk bir felâketten kur tarmak istiyorum .oğlum. Bu yıl Erkânı Harbiye Mektebinden çıkan erkânı harb ve mümtaz vuzbaşılardan bazıları bir komite teş kil ctrnişler, bu komitenin başında hatınmda yalnız ismi kalan Selânikli Mustafa Kemal Efendi varmış. Siz de komiteye dahilmiş siniz. Aranızda para toplamışsınız. Padişahımız Efendimize Ramazanın on beşinde Topkapı Sarayındaki Hırkai Şerif ziyaretine gideceği sırada arabasına bomba atılmak Szere bir suikast hazırlanmıs. Derhal aUuna geldi. Bu zat »adece sarayın Basecıacuı değil, aynı zamanda baş hafiyelerinden biri idi. Sözünü kestim. Bu soylediklerinlzin hepsi, ama hepsl yalan. Gayet sâkindi. Ben de pek ihtimal vermiyorum, diye sözüne devam etti. Mustafa Kemal Efendiyle diğer bir kaç yüzbası tevkif edüdiler. Tevkif sebepleri de malum, şimdi beni dinleyiniz. Ben sizin büyükannenizin yetiştirdiği bir kimse ve ailenizin bir mensubuyum. Bana itimat ediniz. Bu sırada arabamız Beşiktaş yolunıı tutmuştu. Sordum: Ne yapmamı, nasıl hareket etmemi emrediyorsunuz? Genis bir nefes aldı. Budala. avını tuzağa düşürdüğünü sanıyordu. Sesine daha mülâyim bir ton verdi: Kurtulmanız, hattâ askerlik mesleğinde süratle yükselmeniz pek kolav ve çok basit. Işin esasını ve doğrusunu bana anlatırsımz, biz de bunu Padişahımız Efendimize arzederiz. Her ikimizin de yani senin de, benim de sadakatimizden dolayı riitbemizi birer derece yükseltirler. Meseli siz derhal blnbaşi olabilir ve tstanbulda kalabilirsiniz. Peşinen söyIiveyim ki. sarava jurnal edilen bu hâdise belki de doğrn olmıyabilir. Ancak bunu ciddi imiş gibi anlatmak bir hamiyet iktizasıdır. Çünkü aslı oünıyan bu gibi haberlerin arkasında mutlaka bir hakikat saklıdır. Bu sözler o devir ve o devrin hafiyeleri hakkında bir fikir vermeye yeter sanırım. Bunlann mevki için, rütbe irin ve para için yapmıyacajh fenalık yoktu. Bunlann kendi çıkarlan için nydurduklan yalanlar, bir çok namuslu ve vatanperver insanların ocagına incir dikmif, nice aiie yuvası vıkmıgtı. Aziz arkadaşıın Mustafa Kemalin tevkif edilenler arasında bulunması beni pek mfıteessir etmişti. Demek hapsedlldlgi fçin terziye ugnyamamış, mevzun <ücudüne o çok yakışacak olan elbisesinl alamamışti. Baştmdan neler gelip geçtiğini o sırada kestiremivordum. Harb Akademisinden başan ile meznn oluşumun. veni tİTdifim üniforraanm bana verdlfi ftınır ne^e ve zevk birdenbire hüzne inkılâp etti. Fakat kendimi çahuk topladım ve sesimi yükselttim: Paşa Hazretleri, babam t * mail Fazıl Paşanın arzusu hilifına atker ocagına rirdim. sebat ettim. çalıştım. Erkânı harb yüzbaşısı olarak orduya katıldım. Mesleğimdeki tecrübe ve kabiliye timi arttırarak memleketime vs Padişahıma hizmet etmeye karar verdim. Sizin de pekâlâ takdir e» deceğiniz gibi bu muvaffakıyet, ancak Başkumandanmıız Padisahımızın emirlerinde doğrulukla, sadakatle hizmet etmekle ve çalışmakla mümkündür. Askeri vazifeme başlarken bu voldan hususî bir menfaat için uzaklasmak, vaptı&ım sadakat veminine de ay kinriır. Bnna Padişahımız Efendimizin razı olamıyacajma bütün kalbimle inamyorum. Ahmet Refik Pasa. gözlerinl kısarak beni dinlivor. beni nereden Takalıyacağını ve nasıl vere vuracağını dflşünüyordu. Yakalamak istedifr' an tuzağa dttşüremediüni anlamıştı. Bir an arabadan inmeyi ve bu iblisi valnız başıns bırakmavi düşündüm. sonra vazgeçtim. Bu hareket tarzı belki benim aleyhimde olabilirdi. Birden gözlerini açtı: Seni dinliyorum, devam ediniz. Dedi. Ben devam ettim: Anlattiklannınn hiç btri dof nı dpfilriir. Arkadaşlanmdan hiç biri^inin ve hilhassa vakin arkadtgım Mustafa Kemalin hatır ve hayalinden gececek şevler degfldlr. Benim bildifim bazı bek»r arkadaşlar üç avda bir maaş alabiidikleri için ailelerinden relen paralan aralannda itimat ettikleri bir iki arkadaşa saklattırırlar, lüzıım eördükçe oradan para çekerler. tşte «izin aralannda par* topladılar dive sövledieiniz hâdise budur. Benim ise ailem tstanbulda buhmduiu. hal ve vaktim •erinde oldueıı için Myle bir rnee burivetim voktur. Refik Pa^a. benden fazla bir şey 5ğren»"»ıivprpeini anlavınca: Siz bilirsinİ7. dedi. Korkanm ki. hem kendinizi. hem de ailenizi reni bir felâkete sokacaksınız. Bu sözlerle babamın ve annemin vaktiyle basından geçenlerl hatırlatmak Istemişti. 1904 Aralık ayınds Harb Akademisini bitirerek Kurmay Yüzbaşı olarsk diploma aldık. Mustafa Kemalin 11 ocak 1905 te meznn oldufuna dair yazılan biyojrafiler doğrn olmasa jerektir. Harb Akademisinin birinci cınıfında kırk üç kişi idik, yalnıı on üç arkadaı, knrmay olmak taakkını kaıandı. Hatınmda yanlıs kalmadı lıe, üç yıllık ders notlanna göre, sıra söyle idi: Birinci Ihsan Cihangir (Birinci Dünya Savası aonlannda 6 ncı, îstiklâl Sa\asında Büyük Taarrnzdan kua bir müddet önce 1 inci Ordu Knmandanlıklannda bolnnan Genersl Ali thsan SSbis). m Sedat Fa#a tkinci Asım Kütahya (Genel Karmay lkinci Başkanlığından emekli Orgeneral Asım Gündüz), Üçüncfl Tevfik SeHnik (Mus tafa Ktmalin ve benim en yakın arkadaşlanmızdan biri olan pek degerll bir knrmay snbaydı. G«nç yaşında Selinikte vefat etti). Dördfincfi Hayri Davut (rah metli General), Besinei Mustafa Kemal SeUnik (Atstürk), Altıncı Mustafa tnct Çanakkale (rahmetli emekli AlTedinei Ali Seydl Kavak (rahraetli Albay). Seklzinci Ali Pnat Salaeak (General Ali Fnst Cebesoy), Dokuzuncu Şevki Kıztası Harb Akademisinden zindana Harb Akademlsini bitirdikten »onra Mustafa Kemal, bir kaç gun bizde kaldı. Biz Kuzguncuğa geldiğimiz zaman annem Zekiye Hanun: Paşa, erklnı harb zabitleri teşrif ettiler. Diye bağırarak yukan katta © • turan babama haber verlr, b«bam da: Buynrsunlar, simdi geliyonım. Diye aşağıya iner, elini öptü 123456789 Bond MOOESTV BLA1SE UİÇ OVUM OVSTEVE ? Garth SOLDAN SAGA: 1 Gokten yere atlama uzmanı. 2 Bırınin ustune çullanan, boyle bırakılan çocuk artız olur derler. 3 Herhangı bir takdıre hak kazanmıs durumda, bir emır. 4 Her doğan çocuğa konulmaıı gerekenlerden, c... Peynır gemısı yurumez» atalar lozunun başındaki iki kelime. 5 Anne ve babaların kuçıilt çocuklara yalancıların da herkese anlattıkları, budala insanın uzennd^ ıken kestığı. 6 Ekmek yapacak madde bulmaya çalışmak (ıkı söz). 7 Kıdemli ve kıdemsiz subaylar arasında buna ait fark bulunur. 8 Ne vazık ki her derde karsı bulunamayan, olta balığı bununla tutulana gore daha makbuldur. 9 cYakında bulunmıyan kaynak ve gelı^me yerı» mânasına ıkı «oz. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1 Yurdumuzda çok tutulan bir balık cinsının satışı ile geçinen kişi. 2 Irandakı bır lıman, boyle veren candan verır derler ama bılmem doğru mudur. 3 Tramvaylara aıt olanlar sokulup çıkanldı, gemılerın fazla ağır j ukten tehlıkeh duruma duştuklerı ânda kaldırıp attıkları. 4 Hâtıralar (çoğul), ılâve edilmiş parça. 5 Samımî arkadaşlar arasında sık sık yapılanlar (çoğul). 6 Buyuk işler başa12345 ranlann kazan dıkları, içinde eski eserler sak lanan bina. 7 Herhangi bır kurula muayyen zamanlarda ödenen paralar DOnkfl bDİmacanıa («ski usul çoğul). 8 «Ke> mığınde yarık eseri bulunan kafa» karşılığı iki soz. 9 Bir «ayı, yabancı, yurdumuzda bir bol YARIN SOXRA SEN ZARARLI ÇIKARSIN İKTfBAS VE TERCCME EDfLMEZ RAKAMLI BULMACA • B 1 E IB 3 3 Bu «OZ.'PuA.taı TlfFANY JONES M a n •aımacaaif «•n^Aiım» »•* NASU. HALLEUlLECtKV Vukandalü rakamlı ealmacad* « İ K « I cane ananuu (lpacıı> vt • taa* mau« rmrdu ttaı alao U kareate lcinf I deo t • kadat oycno blreı rakam koyarak ve toplamm carpma cıkartnna bölm» ısaretlertn* dikkaı cderek «oldao <«t> »« rnkandao aşağıya bolmacada gostenlerj tonaclan öulonu» Bir» rakttntad *ln tmmı bos vaktinlzf ho»cı> eeclrm)» olanranam 6 23 Açıhş 6.30 Kur'an ve Turkçe açıklaması 6 45 Saz eserlerl 7 00 Köye haberler 7 05 Türkuler geçidi 7 30 Haberler 7 45 İstanbuld» bugün 7 50 Stüdyo G'den 7 55 Küçük ilânlar 8 00 Hafif müzlk 8 20 Avl» Buvukataman'dan «arkılor 8 40 Keman so. loları 9 00 Sorunlanmız 915 Orhan Avşar orkestrası 9 30 Çocuk bahçesı 9 45 Trof iğe dikkat 9 30 Çocuk yayınları 10 00 Muzik kutusu 1015 Bozkır ruı. girı 10 25 Saz eserleri 10 40 ,Arkası yarın 11 00 Kısa haberler 11 05 Sabah konseri 11 45 Man tovani orkestrası 12 00 Valsler 12.10 Küçuk ilânlar 1215 Selma Eraoz'den «arkılar 12 30 BUlent Oral'dan sarkılar 12 45 Fatma Turkândan turkuler 13 00 Haberler 13.20 Studyo G'den 13J0 Bir reklâm 13 40 Rahml Sönmezocaktan jorkılar 14 00 Kapanış. 15 55 Acılıj 16 00 Eğıtim radyo İSTANBUL su 16 53 Ara mflziei 17 00 tlhan Feyman orkestrası 17 20 Kadınlar fasıi toplulujıı 17 S0 RekI=m projrramlan 19 00 Hab«rler 19 40 Stücho G'den 19 5S KUcük llânlar 20 00 Aile sohbeti 20 10 Muzık v e hıkâye 20 35 Muzaffer Bırtan'dan çarkılar 20 55 24 saatin olayları 21.00 Açık oturum 2140 Kücük ilân!ar 2143 Özdal Rale'den sarkıiar 22 00 Reklâm proeramlan 22 45 Haberler 2? 00 Her mman Istenen plSklar 24 00 Kapnnıj. ISTANBVL İL RADYOSU 16.55 Aeılıs 17 00 Sizin için 17 30 Kuçuk konser 18 00 İyi ak. samlar 18.30 Senfonik muzlk 19 00 Ceşltli melodiler 19'30 Ak. $am konserl 20.15 Gençlerle beraber 21 00 Oda mfmği 21 30 Gökkuşsğı 22 00 Gece konseri 23 00 Caz mOziJİ 23 30 Operetler 24 00 Çesıtli müzik 00 30 Hafif muzjk 100 Kapanif. 19 00 Haberler 19 45 Nurethn Dadaloğlu'dan ttırktller 20 00 Uykudan ötıce 20 05 Gtıler Goksel'den sarkılar 20 25 Bedia Ak»rturk'ten turkuler 20 40 Vural Doğu'dan çıgan muzijl 2100 24 saatin olavları 2105 Studyo konseri 22.05 T.B M.'ttl. saati 22.25 Mustafa Erses'ten sarkılar 22 45 Haberler 23 00 Haftanın bestecısı 23 45 Gece yarısına doğru 24 00 Kapanıs. ANKARA tL RADYOSU 16 55 Açılış 17.00 Sevilen vo. kais z melodiler 17 30 Piyano soloları 18 00 Hafif melodiler 18 30 Ikı Italyan bestecisi 19 00 Johnny Dankworth orkestrası eşliğmde Çleo Lame söyluyor 19 30 Gımun melodileri 20 00 Akşam konseri 21 00 Dilek pınarı 22 00 Opera saati 23 00 Dünyanın dort bucagından 23 30 Gece yarısına doğru 24 00 Gece v e muzık 1.00 Kapanış. A N K A R A 8.25 Açılıs 6 30 Kur'anı Kenm ve Tıirkçe açıklaması 6 45 Oyun havaları 7 00 Köye Haberler 7 05 Gunaydın 7 30 Haberler 7.45 Sabah müziği 8 00 Ankara'da bugun 8 05 Her telden 8 40 Kuçkk ilinlar 8 45 Necati Çoşkund«n turküler 9 00 Sorunlanmız 9^0 Sabah konseri 9 35 Kısa haberler 9 40 Arkası yarın 10 00 Eğitim radyosu 10 55 Melodiden melodiye 11.15 Çocuk bahçesi 11 30 Konser saati 12 00 Ögle müziği 12.15 Klbrıs saatı 12 25 Kuçuk ilânlar 12.30 Sarkılar 13 00 Haberler 13 20 Plâklar 13.30 Reklâmlar 14.00 Çocuk bah çesl 1415 Müzik dinliyelim 14 55 Kısa haberler 15 00 Eğıtim radyosu 15 55 Yıldız Ayhan'dan turkuler 16.10 Plâklar arasında 16 20 Sevlm Deran'dan sarkılar 16 40 Yerli orkestralar 16 55 Kısa haberler 17 00 Yurttan sesler 17 30 Koy odası 17.50 Reklâmlar Mühendis Alınacaktır konu veresim: AYHAN BAŞOĞLÜ KIZIL KULE Merkez resJdifttında çaüstmlmak Ozera luzumu Uâar Insaat ve Makıne YUksek Uü'iendlsl veya MUbendlslen alınacaktır. tsteklUenn Genel MüdürlüJUmuze tnUracaatlan rlca olunur. 1 ET ve BAUK KURUMD Genel Müdürlügfl (Basın 22394 A. 14180 13439) 76 Yüzbir. Bizim Oraklann sapına yapısalım. Akşam ola, hayır ola. Komşuları cem edelim. Bağlar mı? Karşıda yemyeşil. Emme ba sımı o yana döndürüp bakamıyorum. Yureğim dayanmıyor... Hadi güle güle arkadaşlar. gule güle... Rıza hemen Battal'ın tarlaya gel«Anlat gele gözünü seveyim!» «Bağlardan umudu kes Irıza! Herkes kanun diyor, kanun kanun kanun .» Rıza'nın karısı Ddndü çıktı geldı. Oğlu geldi, kızı geldi. «Ddnüm başma 330, ıkl dönüme jTjvarlak 650 lire para!..» On kadar komşu çıktı geldi. Ogluyla, geliniyle Hörü ebe çıktı geldi. «Bir eyilık olmak Uzere pciri misil'den vazgeçiyorlar...» Yirml kadar daha komşu geldi, ellerinde oraklar çoğunun. Battal hâlâ ekinin ardında, ayaküstü anlatıyor. Komşuları sessiz sesslz dınliyorlardı. Yalama dudaklarıyla habire gellyorlardı. Kavrulmuşlardı meraktan. Koyunların tuza geldiği gibi geliyorlardı. Belki bir hayır haber vardı Battal'da. Hayır şer bir haber vardı nasıl olsa. Battal, orak ellnde, biçilmiş bir yere oturdu. Komşuları da oturdul&r. K«l Bektaa'ın o}lu, kızı, karuı kaplumbağalar fakir baykurt geldi. Ali geldi, Veli geldi, Hasan geldi. Karılan, kızları, oğullanyla geldıler. Battal da kınk kırık anlatıyordu: «Dilekçeyı lşleme koyacaklar. Camgöz de bagları açık artırmaya çıkaracak kasabada...» Cennet kan, Yusul, Senem, Hay dar, Fatma geldiler. Kır Abbas gelmedi. YUz adım yoktu aralarn. Gelmedi. Oturdu gölgeligin altına. ı'orunu Yeşer'i aldı yanına. Bekledi. Yeşer'in elleri pıtıraktan, başka dikenlerden kanamıştı, çizilmişti Dudakları da çatlamıştı. Kır Abbas'ın dudakları da çatlaktı. Beti benzi uçmuştu. Bağlardan yana baktıkça lçine kanlar üğünüyordu. Kansına, oğluna, gelinine bir şey demiyordu. Kanlarını içine üğütüyordu. Torununu ckşuyordu. Okşarken elleriyle, öperken dudaklarıyl bir şeyler anlatmaga çalışıyordu. Bakarken de gözleriyla döküyordu içindekl derdin bir pnrçasını eUşan... «Halden anlıyan tek kişi yok komşular. Tahriratçıyı dersenız onun derdı başka Bilmedik ne var Camgözle aralannda. Bizl ıfadeye çekiyor ki, nedır bu bozuk para, butün para sozunun aslı? «Benim bozuk paraya aklım ermez'» deye deye kabardıydı ya bize! Abbas emmi de yazdırıruş HEPSİNİ. önünden gidivermış emmtnın. Bizim de gıtti önümuzden. Dahi mühür bıle bastırdı. Bastık. Basmasan ne yapacaksm? Cahalsm bir kere. Bu sözün ardından ne söz geleceğini, bir takka sonra ne olacağını bilemıyorsun. sun. Heriflerin lugatları da bir lugat kı... Abbas emmınm yerden göğe hakkı var: Bu ısten ümut bıtmıştir. Nerde Abbas emmi? Gelmedi mi? Herkes geldi, o gelmedi! Hakh, ne yapsın gelsin de? Bılıyor bızım ne getırdığimizi...» Karı kız, kızan, genç koca, yuvalanndan uğramıs gözlerle dmledıler Battal'ı. Hiçbiri ko nusmuyordu. Alınmış gıbiydi dilleri... «Eğer derseniz ki dedikleri icarı verelim, bozahm bağları. gıtsin bu duzen boyle, nefsıme ben veremem 650 istıyorlar ev basına: Kuruş ısteseler belki, emme lire ıstıvorlar. Eğer dersenız kı, Koroğlu aleyhusselâm gibi çıkalım dağlara, furu^alım, doğüsehm, ben onda da yoğum. Eenim elımde bir av tüfeği, onur. elmde makıneli, cip cephar.e. Üç gu'n demeden yakahyor Siz furuşun. ben furusamam. Efendime söyleyım, herhalde bu isın çıkan yoktur. Ensemizdekı devlettir. Eğer derseniz kı, kanun kanun dıyorlar, belki bızden yana da bir kanun vardır, bak Hamdı bevı bulamamışsınız, abukatlara sormamışsınız, bir de bu yolları denesek eyi olur .. Benim hiç umudum yoktur emme gine de karar sizindır. Git derseniz Eİderim. Köy bızım, çıle bızım Ben bu konuş malan ak=ama yaparım diyordum Sımdı vaptık daha eyı oldu. Bir cuvap verın bana ki. efendime sövleyim, ben de ona gore hazırhğa bakayım » Başını yere eğdı. Konuşmayı kesti. Sesi bir hoş olmuştu. (Arkası \ar)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear