25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE İKİ CUMHURÎYET 1 Kasım 1966 IKIBUYUKIERIN AIOM GİİCÜ İİCÜ Feridun ÂKKOR y agımsız ülkelerin ve Birlesmiş Milletlerin JL3 bfltün çabalanna rağmen stom denemelerini önlemek raümkün olamadığı gibi, Kremlinin •yak diremesiyle ciddi bir kontrol sistemi de knnüamamıstır. Modern endüstriye sahip iki büyükler, bfitün maddi güçlükleri yenerek nükleer silâh yapımındaki tempoyn artırmaları ile aralarında bir anlaşma söz konosu olmussa da, bngüne kadar müspet bir sonnca varamamışlardır. Atom* silâhlarının yasaklanması üzerindeki milletlerarası çalışmalar da bir basarıya ulaşamadığmdan şu anda ümit verici herhançi bir belirtiye raslamak mümkün degildir. Aksine olarak gon aylar içinde atom denemelerine gizlice deTam eden Amerika ile Sovyet Rusya nükleer alanda büyük bir silâhlanmaya doğm hız alraış darumdadırlar. rilen rakamın doğruluğuna inanmak oldukça güçtür. Bununla beraber, Ruslar ba yıhn başlarında SEMİPALALİNSK bölgesinde yaptığı iki yeraltı denemesinde 400.000 ton TNT gücündeki bir atom başlığını patlatarak ba alanda büyük bir gelişme göstererek Amerikalılara yaklaştığını ispatlamıstır. •••• Gumhurbaşkanımızın Doğu gezisi ve İlkögretim dâvamız ayın Cumhurbaşkanımız, dost İran ve Pakistan Devletlerine yapüklan gezilerden sonra, deprem bölgemiz ve bazı Doğu illerine geçerek gerçekleri yerlerinde izlediler. Bu aiıda 20 ekim 1966 günü Sivas ilimize de uğradıklarında, bir öğretmenler grupunu kabul ederek, dileklerini dinlemek bahtiyarhğında bulundular. Ancak, öğretmenlerin, (Çeşitli okullardan mezun olanların öğretmenlik mesleğine getirilerek, mesleğin kutsiyetinin kaçırıldığı../ yolundaki gerçek beyanlanna «YANIL1YORSUNUZ» şeklindeki cevaplarmı eleştirmeyi, bir öğretmen olarak ken dime vazife addettim. Gerçek odur ki, bir iki yıldanberi îlköğretim Dâvamız tam bir çıkmaza yöneltilmiştir. Hükumetlerin ve aydmlanmızın da görüşleri bu gerçeğin ışığında birleştiği halde esaslı bir çözüm yolu düşünülememektedir. Şayet meslekten olmasa da, öğretmen kadrosu kabartıldığmda, çıkmazda bulunan dâvamızın kurtarılacağı veya hafifletileceği zehabına kapılmırsa. hemcn söyleyelim ki dâvamız daha çıkmaza sürüklenir. ••••••••••••a Yine Teknikerler için tkl gündür teknikerlerin dâvasını sosyal ve iktisadi anlamı bakımından inceliyordok. Bugün teknikerlerin Millî Eğitim Bakanlığından ne istediklerini ele alacağız. Bizim basımmızın tahaf bir tutumu vardır. Her gün gazetelerde teknikerlere değinen çesitli haberler oknrnz: Teknikerler yürüdü, Teknikerler basın toplantısı yaptı, Teknikerler 61üm orucuna başladı, Teknikerler haklarını istedi... Ne var ki, bu haberleri okuyan kişi, tekniker dâvasının ne oldnğvna bir türlu anlıyamaz. Çünkü haber veriş biçimi eksik, ve sayfalarımız yetersizdir. Tekniker dâvasından şn kadar zamandan beri gazetelerde s5z açıhyor. Yakalayın bir gazete okuyncusunu ve sorun : Teknikerler ne istiyor? Cevapsız yüzünüze bakacaktır. Gerçekte tekniker dâvasının tarihçesi bizim millî eğitim politikamızın ne kadar çapaçal, ne kadar zikzaklı oldugunu ortaya koymak bakımından birebirdir : Tekniker Okullan 1911'de Kondüktör Fen Mektebi Âlisi adı ile kurulmuştur. 1922'de Nafia Fen Mektebi adını almıstır. 1937'de Teknikerlik ve Mühendislik Yıldız Teknik Okulu haline getirilmiştir. 1953'te Yıldız Teknik Okulundan Teknikerlik kaldınlmıştır. 195556 yıllarında Ankara. Istanbul, Kmkkale, lzmir ve Erzurum'da Tekniker Okullan açılmıştır. 1959 yılında Tekniker Okulu sayısı 22'ye ulasmıstır. Daha sonra özel okullar da açılmak suretiyle Tekniker Okulu sayısı 28'e ulasmıştır. 1966 vılmda Ankara ve Istanbulda olmak üzere 2 Yüksek Tekniker Okulu açılmıştır. 1957 yıh 13 Haziranında teknikerlerin hak ve yetkileri Resmî Gazetede yavınlanmıştır. 1 Mart 1960 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan talimatname ile yetkılerin ço5u teknıkerlerin elinden alınmıştır. Şimdi su tarihçede ortaya çıkan gerçek, açık ve seçiktir: Çağıraızda hızla gelisen mühendislik hizmetlerini desteklemek için milli ejitimi ayarlamak gerekiyor. Teknik hizmetlerdeki büyük boslusu doldnracak tekniker okullan açılıyor. Halk çocukları teknik egitime davet ediliyor. 195? yılında devletin teknikerlere tanıdığı birtakım haklar vardır. Babalar ve aııalar çocnklarmı elbette tekniker diplomasının kazandıracaklarını hesap ederek bn okullara yollamışlardır. Ama 1956'da okula giren bir çocuk tam mezun olacaih zaman Resmî Gazetede yayınlanan bir talimatname, tekniker sıfatının vereceği yetkileri kaldırıyor. Çalışıp çabalayıp okulu bitiren. ya da okulda bulunan gençlerin «müktesep hakları» ellerinden alınıvor. Bu davranıs huknk anlayısına sığarak soydan değildir. 1956'da okullar açıp memleket çocnklarmı belirli bir istikbal vaadiyle kaydetmek, sonra «müktesep haklarını» ellerinden alıp açıkta bırakmak düpedüz bir aldatmacadır kl, devlet yönetimi ve milli eğitim politikasının ciddiyetivle bağdaşamaz. Bngün 30 kadar Tekniker Okula. 10.000'e yakın tekniker mezunu vardır. Tekniker Cemiyetinin. 80'e yakın il ve ilçede fnbe ve temsilcilikleri bulunmaktadır. Tekniker dâvası Meclise getirilraistir. Teknikerlerin istekleri özetle şunlardır : 1 Teknikerlerın hak ve vetkileri teminat altına alınmalı. 2 Mühendisliğe giden eğitim imkân ve yollan Tekniker Okullarının çatısı altında açılmalı. Teknikerlerin bn dileklerinin karşısında mühendisler de bir eephe meydana getirmislerdir. Mühendislerin iddialarına göre mühendislik bir ayrı «formasyon. ister. Bn nitetige kavuşmak için vollar bellidir. Ve o yollann dısından unvanlara sabip olmaya çalışmak rararlı etkiier yaratacaktır. Bngün dünyada Szellikle toplnmcn anlayışı sürdüren Olkelerde ber vatandasa esit eğitim imkânian «aglamak yoln tntnlmnstnr. Ba esit efitim imkânları da insanın her yaşında ve dnrnmnnda kendisine imkân yaratmakla perçinleniyor. Sosyal adalete inanıyorsak bir isçinin teknikerlige, ve bir teknikerin mfihendislige eiden yollarda kendisini sınamasını kabul etmeliyiz. Ba arada teknikerin sonradan kaldınlan müktesep haklan'nm kendisine verilmesi süphesiz hukuk mantıîına nvfnn olacaktır. Ne var ki, bütün banlara karar verecek iktidarı, tekniker öğrenci ve mezanları iyi tanımalıdırlar. Biz tekniker Bğrencilerinin birbiriyle çelişmeli düşüncelerine çok rasladık. Bir tekniker ögrenclsi bem «Egitimde so«yal adalet isteriz» der, ve bem de «sola ;Xf,Şosytlİ7mft karşıjHj» derse, daha bastaa karanlığm çakarana düşmüs olnr. Toplnmdaki sınıf farklannı bilmiyen, sörnürücü emperyalizme kargı millî kaynaklarımızı koruma savaşma katılmıyan, ve az geliçmiş bir ülkede teknikerliğin ve roühendisligin görevini kavnyamıyan kişi bilinçsiz demektir. Kendi dâvasının anlamını kavnyamıyan teknikerli genç, «mühendis* unvanına da kavoşsa ynrt Için yarariı olacak mıdır? tşte teknikerli gençlerin dâvalannı savnnorken bo foraya da cevap vermelerini isteriz. •••• •••• S Atom silahları esmî çevrelerin son açıklamalanna göre Amerika ile Sovyet Rusyanın atom gücü itibariyle birbirlerine yaklaştıkları ve aralannda 1/2 oranında bir fark olduğu anlaşılmaktadır. Amerika 25.000 Megaton (bir megaton bir milyon TNT) Sovyet Rusya 12.000 Megaton. Son zamanlarda atom gücünde büyük bir değisiklik yapmıyan Amerikalılar, bugünkü durumlarını muhafaza etmekle beraber, silâh taşıyıcılarının teknik niteliklerini arttırmak suretiyle bunlan daha etkili bir bale sokma çabasındadırlar. Atom taşıyan uçaklardaki noksanlığı kıtalararası roket (Minüteman) ve Polaris denizaltılariyle kapainaya çalışan Amerikalılar ba silâhlann arttırılmasını kendi stratejilerine daha uygun bulmaktadırlar. Sovyet Rnsyadaki artıs ise daha ziyıde atom başbklı orta mesafe roketlerin yapımında olup, uçak ve denizaltılarda önenüi bir değişiklik dikkati çekmemektedir. İki büyüklerin nükleer silahları aşağıdaki tabloda gösterilmistir: Amerika Sovyet Rusya TJzak mesafe roketi 925 250 Orta mesafe roketi 650 750 Atom taşıyan uçaklar 250 100 Polaris denizaltısı 37 25 denemeleri imdiye kadar yapılan atom denemelerini üç safhaya ayırmak mümkündür. îngilizlerin 1952 yılında giriştikleri atom denemesiyle birinci safha sona ermiştir (Amerikalılar atomu 1945 te, Rnslar da 1949 da patlatmışlardır). tkinri safha tngilizlerin ilk hidrojen bombasını patlatmalariyle başlamış (Amerikalılar 1952 de, Rnslar 1953 te patlatmışlardır), Fransa ve Kızıl Çin' in atom silâbına sahip olmalariyle uçüncü safhaya girilmistir. Ba arada Sovyet Rusya ile Amerika ve tneiltere arasında atom silâhlarını yasaklayan üçlü bir anlaşma ile 1958 den 1961 yılına kadar bir duraklama devresi göze çarpmakta ise de ba tarihin bitiminde yeniden bareket serbestisini ellerine geçiren taraflar yeraltı ve atmosferde gizlice denemelere devam ederek atom güclerini geliştirmislerdir. Moskova NOWA SEMLJA bölgesinde ve merkezî Asya'da 40 a yakın atom denemeleri yaparken, Knzey Bnz Denizinde de atom başlıklı 60 rnegatonluk (60 milyon ton TNT) süper bir bombayı ateslemislerdir. Daha sonraları Sovyetlerin Gfiney Kutbunda ve Kuzey Kazakistanda yaptıgı 20 :150 mecatonluk denemelerde de 38 patlama kavdedilmistir. >'•' sonuna kadar Amerikalılar 125 megatonluk 216 deneme ile Rusları bir hayli geride bırakmıslarsa da. halen aradaki bn mesafe bir havli azalmıstır. Son zamanlarda tngilterede 22. Fransada 5, Kızıl Çinde ise 3 deneme yapılmıştır. Yapılan denemeleri yıllar ltibaıiyle söyle Sıetliyebiliriz : 1961 1962 1963 1964 1965 Amerika 8fi 216 23 29 27 Rusya 40 38 * 5 8 Ingiltere 2 4 3 8 1 Fransa 1 2 2 Kızıl Çin 1 1 1 Şnrası da bir gerçektir kl, Amerikalılar yaptıkları denemeleri dünya kamu oyuna açıkladıkları halde Rnslar bn konaya tamamiyle gizli tnttoklaruıdan kesin bir bilgiye raslamak mümkün değildir. Ancak Rnsyada yapılan denemeleri Amerikan Atom Enerjisi Koraisyono ile civar filkeler, Szellikle İsveç UPPSALA Üniversitesi tarafmdan yapılan yayınlardan öŞrenmekteyiz. Bo bakımdan ynkardaki tabloda Rnslar hakkında ve •••• • >•• •••• •••• •«•• ralayabiliriz: • Halkın ve Hükumetin 6iretmenlere gereken ilgiyl göstermeyisi. Bilhassa particilerin •özleriyle yersiz olarak; tâyin, nakil ve i; basına, Istediklerlni getirmeleri. • Bilhassa, llköğretimde: llköğrethn Müfettislerinin, öğretmenlerin çalışmalarına yardımcı olmayışlan. Bir öğretim yılında bir müfettis öğretmeni en az 3 defa teftiş ermesi gerekirken okalann kapanmasma on gün kala on dakikalık bir zaman için de teftiş edip gitmeleri. Mi'fettişlerin öğretmenlere bilmedikleri hususlan öğretmeleri, yol göstermeleri gerekir. • Eeitim ve öğretim araçlarının yokluğu. • Öğrencilerin; kitap, defter, kalcm gibi araçlarının pahalı oluşu. Ve buna benzer bir sürü dertlerimizin oluşunu da sıralayabiliriz. Selâmlar. N. Bülent İ'IL>1AZ Öğretmen *** manlar bahsi geçen mall görev tazminatının verilmesi devlete çok az kaybettirir. Kazandıracağı ise muhakkak ki büyüktür. Bu itibarla; Zeki Kuruca'nın bahsettiği hususlar yanında bu gibi aksaklıklar da giderilmezse mevcut vergileri tam alma yerine hava alacağımızı tahmin ediyorum. Y. Abdullab ER Defterdarlıkta stajyer *" GtRESUN Â HERKES KAŞIK YAPAR AMA... erkes kaşık yapar ama sapını denk düşüremez» Atalar sözünü Sayın Cumhurbaskanıma hatırlatsam, bilmem beni mazur görürler mi? Bu Atasözünü duymamış olsa idim, belkı meslektaşlarıma verilen «YANILIYORSUNUZ» cevaplannı benimserdim amma, sundi Zâtıdevletlerinden özür dileyerek ksbul edemiyeceğimi belirtmek isterim. Rendesiz, ıskarpelâsız ve gönyesiz tahta yontmaya kalkışanlara nasıl ki marangoz denemiyecekse, insan psikolojisi. metod, teşkilât ve idare bilmiyen okul göreviilerine müsaadeleri ile öğretmen demiyelim. Çünkü öğretmen: Eğitim ve öğretimde çocuğa yalnız bilgi satan değildir. Öğretmen: Değişik ruhlara sahip çocuk ve yetişkinleri seze rek metodlanm uygulayabilendir. Öğretmen icabında çocuğa anababa. icabmda arkadaş olabilen ve bir psikolog gibi hareket edebilendir. Işte öğretmenliğin ulviyeti ve kutsi'eti buradadır. eşitli branslardak! okullardan mezun veya terkedllmişleri kadirşinaslıkla öğretmenlik meslcğinde depo ederek dâvamızda randıman beklemeye kalkışmak keciboynuzundan bal Istihsal etmeye benzer. ^ Sayın Cumhurbask'ifcumızın, deprem bölgesi incelemelerinde, yeni yapılmış fakat depremde yerle bir olmuş betonarme bir iikokulun önünde haklı olarak isyan edip •Boyle müteahhitleri Allah kahrrtsin» cümleleri, radyo ve basmda duyduğumdanberi kulaklanmda çin lıyor. İleri öğrenimin temeli olan ilkokularımızda yetişen nesil tam olarak yoğurulup ileri öğrenime hazırlanamazsa ve bu kıvamsız bilgi ile «5 sınıflı ilkokul mezunudur» diploması verilerek cemiyete atıldığında aynı isyana öğretmenlik mesleğınde maruz kalmaz mı? H Sonuç ukarıdaki açıklamamızdan da anlaşılacağı üzere aralarında 1/2 oranında bir atom gücü farkı ile karşımıza çıkao iki büyüklerin durmadan nükleer silâh yaptıklan bir gerçektir. Bunun nereye ve ne zamana kadar devam edeceği konusu dünya kamu oyunu fazlasiyle ilgilendinnekte ve bu dururaıın bir gün kötüye gideceğinden korkulmaktadır. Bağımsız ülkelerin bu haklı görüşüne aldırış etmiyen Sovyet Rusya ile Amerika, atomdan insanî alanda yararlanacağım, kanallar açılıp limanlar inşa edileceğini, maden, petrol ve tabiî gazların aramlmasında kullamlacağını söylemeleri de geçmişte büyük felâketler görmüs ve ıstuaplar çekmiş insanları pek tatmin etmemektedir. Şurası da bir gerçektir ki. son zamanlarda dünyanın başına gelen bütün felâketlerin asıl sebebi Doğu ile Batı arasında çok hızb bir tempo ile devam eden bu silâh yanşmasıdır. Silâh yapımı bu sekilde devam ettiği müddetçe dünya barışını sağlamaya imkân yoktur. Nitekim son sivasi ve askeri olaylara bakacak olursak bu gerçeji daha iyi antamtş oluruz. Halbuki veni bağımsızlıklarına kavuşan ve gelişmekte olan ölkeler iktisaden kalkınmaları için dünya barışına inanmaktadırlar. ıllardanberi bir türlü huzur ve süküna kavuşamıyan dünya insanbğı ultra bir medeniyetten ziyade barışın mnhafazasmı her şeyin üstünde tutmakta, Aya gitmenin kendilerine büyük bir kazanç sağlamıyacağını bilmektedirler. Buna ragrnen silâh yapımında ısrar eden iki büyüklerin geleeek genel bir savaşın sorumlusu olduklarını görmekte, buna karşı ciddi tedbirler aimak zorunluluğundayız. •••• *••• •••• :::: esap Uzmanı Zeki Kuruca'nın «Yeni Vergiler» başlıklı yazısını okudum, hakikaten günun, üzennde durulması ve ilgililerin önemle ele alması gereken konularından biri olduğu kanaatıne vardım. Sayın Hesap Uzmanımız, yeni vergiler arama yerine: mevcut vergi rezervlerini ele almak ve vergi kaçakçılığım önlemek yani mevcut vergileri tam alma yoluna gitmek gerektiğini belirtmektedir. Fakat mevcut vergileri tam almanın ne gibi sartlarla mümkün olacağını belirtmekle beraber, bunu noksansız olarak izah edememiştir. Zira, memleket gerçeklerini anlamak biraz da içinde bulunduğumuz şartların arzettiği duruma bağlıdır. Mevcut vergileri tam alabilmek için şimdi bahsedeceğim aksaklıklann giderilmesi elzemdir. Meselemiz; bütün maliyecileri ilgilendirmekle beraber daha çok devlet bütçesini ilgilendirmektedir. Bir maliye memuru her zaman zimmet korkusu ve sıkısık işler altında günün altı buçuk *aatinde bocalarken ekseri saatin bes olmasıyla daireyi terkeder. Hattâ saatin bes olmasuıı sabırjızlıkla beklemektedir. Çünkü huzursuzdur. saat beşten sonra çaIısmak canını «ıkar. Bir fayda temin etmiveceŞi i"in fazla çalısmayı düsünmez. Işte, vergi kaçakçılığım önlemenin çarelerinden birini, memuru fazla çalısmaya tesvik ve normal mesai saatinde de isinden başka şeyleri düşünmemesini teminle bulmus oluruz. Zira, vergi daireleri personelinin ve inceleme elemanlannın fazla çalışmaları neticesinde daha fazla dosya elden geçirilmiş, daha çok mükellefin hesapları incelenmiş olacaktır. Diğer yandan bugün sayılan 500 kadar olan vergi kontrol memurlannın da artırılması, geniş ölçüde mükellef hesaplsrının incelenmesini temin edecek ve daha sıkı kontrola tâbi olduğunu anlavan mükelleflerin vergi kaçırmalan o nispette önîenmiş olacaktır. Hâ diseler sunu gösterivor ki, vergi kaçakçılığı ancak yapılan inceleme sonunda tesbit edilmektedir. Demek ki, vergi incelemelerinln artırılma'i kaçakçılığı önlevebiliyor. Incelemelerin sıklastırılması ise yukarda da deyindiğimiz gibi inceleme elemanlarımn sayılarını artırmakla beraber maddi yönden de huzuru temin etmeye bağhdır. Avrıca, bugün öyle vergilerimiz var ki. bunların hakikî miktarlarını bulmak ancak versi memurunun gavretli çalısmasivle mümkündür. Kaldı ki. versi memuru günlük isleri yanında yıgılagelmiş bir sürü islerle de hasir nesirdir. Bir de huzursuzluğumı hesaba katacak olursak neticenin nerelere vardıgım anlamıs oluruz. îste bu gibi aksaklıkları eidermenin çarelerini aramalıdır. Ta ki. buluncaya kadar... Bir ?a H Yeni vergiler ltı yıl içinde yozlaştınlması için başvurulmadık yol kalmayan 27 Mayıs devrimının «Idamlar» konusu ortaya çıktığından bu yana, en bihnçlı cesur davranışı Sayın tlhan Selçuk göstermiştir. Açıklamalarda görüleceğı gibi, herkes Menderes' in asılmasmda rolüm olmamıştır demek zorunluğunu duymaktadır. Bu tutum her yönüyle yanlıç ve düşündüriicüdür. MENDERES'I ben astırdım ÖLÜM CEZASI Ölüm cezasının karşısmda olmak ve Menderes'in ıdamı üzerine konuşmak iki ayrı konudur. Basındaki açıklamalar kimın neyi »avunmak istedığını belırtmekten uzaktır. Tartışılmakta olan konunun ölüm cezasıyla ilgisi görünmemekte; bir yanda devrim düşmanları bütün niyetle rini açığa vurmakta diğer yanda üzerlerine politika kokusu sinmiş Atatürkçü devrimcıler Yas^ıadada apaçık yapılan duruşmalar sonunda verilen ölüm cezalarının infazından pışmanlık duy muşcasına demeçler vermektedir ler. Tartışmanın özellikle Menderes için yapılması 27 Mayıs'a indirilmek istenen bir balyozdur. Bu gidişle. saldırılar Istiklâl Mahkemelerine kadar uzanacaktır. KONUYA IŞIK Ç S ISUNBU1 BEIEDİYESİ ve PftSO HESEIESİ Muammer Yahya iSLÂMCIOGLU lektrik ve havagazı fiyatlarına; otobüs ve troleybüs, tünel ücretlerine zam söylentilerinin gazete sütunlarına geçtiği bu günlerde; Istanbul Belediyesi ve t.E.T.T. Genel Müdürlüğü dert ve sorunlarından biri olan «Ücretsiz YolcuJuk» konusuna dokunmayı ve buna da bir çözüm yoln bulraayı yarariı görmekteyiz. ayın llhan Selçuk makalesiyle konuya cesaretle eğilmiştir. Bir devire, yabancılara verilen ımtiyazlar, her mahallede yetiştirilen milyonerlerle damgasını vuran kişileri savunmak yerine; yargı, uvunma, posta, gümrük, üc«rot, eğitim, canayi alanlarında ,, eğemenliğimizle bağdaşamaz görünen, anlaşmaları imzalayan kahramanları! halefleri olmak hevesindeki kisileri tanımaya çalışmalıyız. Çünkü asılan bir Menderes vardır, ama Amerikalılarca çiğnene rek ölen Türk asker, Türk çocuğu. yırtılan Türk bayrağı çoktur. Yeraltı, yerüstü kaynaklarıyla, insanıyla yağma edilmek, sömürülmek istenen Türkiye'de yaşıyoruz. Kompradorlar tnsan sevgilerini bır Menderes'e ve ken di çıkarlarına bağladıklan için onlardan başka bir davranıs 2aten beklenemez. SONUÇ ütün bu düşünüş ve deyişlerimden sonra, dâvamızın halll hususundaki görüşlerimi şöyle nralayabilirim: O Artan nüfn« ve değişen teknolojiye paralel olarak öğretmen meslek okularınm genişletilip ffeliştirilmesi. d Mevcut öğretmen kadrosunun ıslahı ve sıkı denetimlerle kozmopolitikten kurtanlması. & Öğretmenliğin cazip bir meslek haline getirilip, mânen ve maddeteıı desteklenmesi. O Öğretmen mesken probleminin geniş olarak ele alınması. â Yeni ilkokullar yönetmeliğinin tekrar ele alınarak incelenmesl. & Ders kitaplannm para metaı olmaktan kurtarılarak bilgi dagarcığı haline getirilmesi. O Bilhassa köyler için illerde, sart lar müsait oldukça ilçelerde her türlü teknolojik materyale sahip «İlkokullar Birliği Kervanı» nın teşekkül ettirilmesi. Q Yeni inşa edilecek ilkokul binalanndaki derslik sayılannuı 10 sene sonrasına göre hesap edilmesi. Bir öğretmen olarak, düşünce ve görüşlerimi arzedebildiysem ne ! mutlu!. Hasan KUZUCU Öğretmen Uzunköprü *** E Meccanî seyahat pasolannın durumu; yıllar yılı Idare ile, Içişleri, Sanavi, Enerji Bakanlıkları ve tstanbul Belediyesi arasında savısız yazışmalara sebebiyet vermiş, günümüze kadar sürüp gtlmiştir. thtilâf ve anlaşmazlıjın kaynağı; muhtelif tarihlerde, Belediye Meclisince alınan kararlarla, 3645 sayılı Kanunun 6. maddesinde belirtilen, «tramvay pasolarındaki 300 adetlık limitın» üstüne çıkılması; «Vilâyet, Belediye Topluluğu ve bazı DevSet Daıresi Mensuplarının. hüviyet kartları ile t.E.T.T. araçlarında seyahat etmeleri olayıdır. Biri ötekine karşıt İdaresi ile, Belediye Meclisinin istek ve arzuları. ba alanda birbirine uygun düşmemekte; bilâkis, biri ötekine karsıt gelmektedir. Şöyle ki : Müessese (İETT), 3645 sayılı Kanunun sınırladıği 300 paso taşıyıcısı ile; hususi kanunlar hiikümlerine göre, kimlik kartlariyle ücretsiz seyahat etmeleri kabul edilen. «Polis, Jandarma, Merkez Komntanlıîı mensupları, PTT müvezzileri ve Fen memurları, tdare personeli» hariç olmak üzere; diğer kisilerin, ücretsiz yolculuk usulünün ortadan kaldırılmasını istemektedir, Genel Müdürlük yetkililerinin iddialarına göre, tstanbnlda, 77 çesit paso mevcuttur. fdare memurları. bunları takip ve tefrik edemediklerinden; paso hâmili olmayan kötü niyet sahibi kişiler de, bu durumdan yararlanmaktadır. Meccani seyahat pasolanndan ötürü, Idare kayıp ve zaran, yılda, «25 35 milyon» liraya yfikselmektedir. una karşılık. Belediye Meclisi. bir kısım memurlara taviz vermekte; tETT tsletmelerine külfet tahmilinde bir sakınca görmemektedir. Bu konuda, asağıda yazılı iki örnek, bardağı tasıran damla nitelijindedir : • «Yaptıklan hizmetin önemine binaen, Belediyede görevli doktorların, jandarma subay, assubay ve eratı ile, Türk Silâhlı Kuvvetleri mâlulleri ve Istiklâl Kahramanı Ahmet Yılmaz'ın; tstanbul ili smırı içinde vazife gören kaymakamların, bu il'e bağlı müstakil Belediye Reislerinin»; (1) # «Belediye hizmetierinin aksamadan ifasını sağlamak ve çeşitli gelirlerin takip. tahsil ve intacı amaciyle, Belediye Meclisi ve Encümen murakıplarının, tktisadi Murakabe Denetçilerinin, Belediye Hukuk tşleri avukatlarının ve muakkip'erinln»; (2) ÎKTT MALtYE BAŞMÜFETTÎŞİ tETT tdaresinin bilumum araçlannda kimlik kartlan ile meccanen seyahat etmelerine iliskin olan Belediye Meclisi kararlarına itiraz edilmis; ihtilâf Danıştay'a intikal ettirilmiş; hukuki anlaşmazlık, zikri geçen kararlann Müessese lehine iptali ile neticelenmiştir. ÎETT tşletmeleri Lmum Müdürlüçünün bu hususta ileri sürdüğü gerekçeler şunlardır : 0 Parasız yolcnluklar, 3645 sayılı Kanunnn 6. maddesinde (300) adediyle sınırlandınlmıstır. Bu sarih ve âmir hükme çiire; paso adedi (300) ü geçemiyecektir. Parasız yolculuk ise, yalnız, «tramvay» aracına münhasır kalacaktır. 3645 sayılı Kanunun hazırlanması ve yayını sırasmda, «Tünel» ve «Otobüs» tşletmeleri mevcut oldugu halde: Kanun Koyucusu. parasız tasıma statüsünü bu isletmelere teşmil etmemistir. 0 Aynı kanunun 3. madde (B) fıkrası, tdareyi, «Troleybüs Serviçi» ihdası ile de yükümlü kılmıstır. Bu itibarla, Troleybüs aracındaki parasız yolculuklardan yararlanma konusunda da yine aynı kanun hükümleri gözönünde tutulacaktır. 0 Paso ve kimlik kartlan ile yapılmakta olan parasız yolculuklar; tdare bütçesinde, yılda, yaklaşık olarak, 25 35 milyon liralık menfi bir malî yüke sebebiyet vermektedir. Böylece, 300 ü geçmemesi icabeden paso miktarı (8000) adedine yükselmektedir. 0 3645 sayjlı Kanunnn 6. maddesi dısında, 8zel kanunlarla da kabul edilmis parasız yolculuklar sistemi ve yararlananlan mevcuttur. Bunlar da. (Basın kartı hâmilleri: posta tasıyıcı ve daeıtıcıları: Telçraf ve Telefon müvezzileri. hat cavnslan. amelesi ve Fen memurları ile: tETT tsletmeleri personelidir.) 0 Durum, 1961 yılında tçisleri Bakanlıgına intikal ettirilmiş; Bakanlıktan tstanbul Valiliçine gönderilen yazida, «pa?o miktannm 300 olan lcanuni hadde indırilme'si» emredilmistir. 0 Basbakanlıktan, tçisleri Bakanlıgına sönderilen 961 tarihli tezkerede; «tETT tdaresine her yeni yılda büyük bir külfet tahmil ettiîi anlasılan ücretsiz sevahatlerin kanuni hadde indirilmesi» telkin ve tavsiyeslnde bulnnulmustur. 0 Nihayet, olava tstanbul Valilitince de el konulmus; «Belediye Meclisinin kanuni hadler dısında paso vermek yolunda aldıSı kararlann vergi isti'=naiveti yarattıçı» belirtilerek: 1965 yılı tETT Bütçesi, parasız volculukların malî portesi de hesaplanmak suretiyle (değistirilerek) tasdik edi'mistir. (1) tstanbul Beledive Meclisinin 965'85 965/88, 965'92 sayılı kararları. (2) Istanbul Beledive Meclisinin 26'2/1965 T. ve 985 '60 sayılı kararı. (3) Danıstav 3. Dairesinin 29/3'19fi5 B'Jn re 87 'fifi ve 30 V1965 gün 128'11« sayılı kararları. B ONLAR DA ASARDI îhtilâl yönetimi, Aydemir'in hâtıraları dolayısıyla fırtına koparmaya çalışanları çağırsaydı, inanınız bu ucuz kahramanların hepsı Menderes'i asmak için seve seve koşarlardı. Bugünkü tuturplarının böyle devam edeceği de kesin değildir. Belkl bir süre sonra bu adalet hastalan Menderes'in asılmasındakı isabeti ortaya koymak tçin kitaplar çıkarırlar. Rüzgâra göre yön değiştiren kişiler böyledir. Saym doktor ve.eczacılara Öksürük/grip ve soğuk algınlıgında SONUÇ Mayıs her fırsatta saldınya uğramakta iken, o devnn ıcraatında görev almış ilgililere mınnet ve saygılar sunmak benım ıçın bir ödevdir. Kötü gidişe Atatürkçüler ergeç dur diyecekler. Nasıl mı? Atatürk gibi hareket etmekle.. Men• ı ben astırdım « diyebılen yazarın davranısına katılmaktayım. Herhalde 27 Mayıscıyım diyebilmenin bir sartı da bu olmak dır. Evet Menderesi ben astırdım. Dr. Gültekin TOLGA ANKARA DRAJE piyasaya arzedilmiştir. Şurubu bol mıktarda mevcuttur. D.E.V.A. SANAYİ ve TİCARET A.Ş. İSTANBUL YILDIZ DtLBAZ (ATAÇ) ile KEMAL DtLBAZ Evlendilcr 30.10.1966 Ist. Orduevl Cumhuriyet 12757 KAYTP Şebekemi Hükümsüzdür. knybcttim. Cumhuriyet 12748 ile NEJAT GÜRKAN Evlendiler 31.10.19S6 Ankara Turna göçü gibi., S ayın Fakir Baykurt'un «Turna Göçü Gibi» yazısını ilgiyle okudum. Yazar: Eğitim sisteminin politikacılığa dayatıldığuıı ileri sür mekte ve hakikati söylemektedir. Sayın Fakir Beyin yazısına değinerek bazı hususlan ilâve etmek istedim. Bizdeki eğitimin: «En büyüğümüzden en küçüğümüze kadar bozuk bir yola yürütüldüğü doğru ' dur.» Bunun nedenlerini şöyle sı Reklâmcılık (4287) 12793 Ünal Salih Cumhuriyet 12761 ÖLÜM Şirketimizin uzun yülar Murahhas Âzalığını ve İdare Meclisi Başkan Vekilliğini yaptıktan sonra memleketimizden bir ay evvel ayrılarak teşkilâtımızm Avrupa merkezinde bir vazife deruhte eden ve pek sevgili eski Umum Müdürümüz ve mümtaz mesai arkadaşırmz İ L Â N Bakırköy Birinci Asliye Hukuk Hâkimliğinden 966/668 Dâvacı Etibank Genel Müdürlüğü Vekili Avukat Emin Aydın tarafmdan dâvalı Fatma Ateş Susever. Aleyhine açılan tescil dâvasının yapılan muhakemesinde. Dâvalının adresi tesbit edilemediğinden, Üânen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Dâva basit usulü muhakemeye tâbi olup duruşma günü olan 22/11 y'966 günü saat 9<'3O da rnahkemeye gelmesi veya kendisini bir vekille temsil ettirmediği takdirde H. U. M. K. nun 507 ve müteakip maddeleri tatbik olunacağı hususu tebligat makanuna kaim olmak üzere ilânen teblig olunur. 26 Ekim 19M (Baıın 23SS1) WILL1AM W. EtTNER'in 28 Ekim 3966 tarihinde Paris'te âniden vefatmı derin teessürle bildirir, kederli eşi ve çocuklarma başsağhğı dileriz. E. R. SQUJBB & SONS İLÂÇLAR1 A. Ş. Umum Müdürlüğü A d r e s: JLrs. W. W. Eitner C/O OMESA 17 Avenue Matignon Paris 8 FRANCE Cumhuriyet 12759 Çıktı lttU sayfa, 3 lir« İiânoiık 6750 12747
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear