02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE DÖRT 3 Ekim 1966 CUMHURtYET !?:::::::::::.::: •«••»Mİ'^B s L: :::::: « l a l l i t S :a::::: Bond • • « • « • • * • •• •• • • HHMMIM«H«WMtM» >•••»«••*• • • • • • ••••« « « • • • a •• • • • fakir baykurt 30 Şu zibidi Yusuf hastalandığında sırtına furup da tâ Hubuyar tekkesi ne goturdum Sen hasta olduğunda, senı de sırttma furup susa \oluna endirdim. Oradan da Garkın koyune daşıdım ki parpüatıp kurtarayım deyi. Sıı eyılık mı bıldınız? Siz rübbeler 1 mı verdınız koluma, omuzuma' Versenız bıle kim ıster sizin rubbemzı? Ben ne sızden, ne komsudan, kar sılık beklemıyorum. Ben kuru \a\an yemeye, ben eskı ge%sı gevmeye, ben basında poçuvla, a\aklarında tahta nalınlarla gezmeve, sırtı onbesten onbeşe yunmaya fıt bir adamım! Ambara kattığınız buğdayın yarım okkacığıni çalıp tutune değişmış değilım. Şukur beni yaradana ki oyIe huylarım yok. Kar parçası gıbi bır insanım ben. Butün dabıyatımı adı gozel Hazretı Alı bubamızdan almışım. SabırhyımKırk gun bır tavşan derisının altında yatarvn. Dayamklıyım. Daha ne ıstıyorsunuz benden?» Ana oğul biribirlerini tutup oturluyorlardı: «Dur, heç seslenme! Delirmiş bu!... •Sakın uyma!.. Şimdi bayılıp gidecek. Disleri kitlenip kalacak...» «Aman anam, uyma Yusurum! Ossuruğu cinli, ba^ımıza ig açacak, karıların ağzına turkü olacağız!» Cennet kan ellerini havada salla yıp: «Git git, senden bir jey istemiyoruz. Aman git, çabuk git!.^ diyordu. Oylece köy içinden a$ağı yürüyor, musallayı geçiyor, purluğa varip bağlann içine dahyordu. Ellerini kıçına vuruyor, gezine gezine ak jamı ediyordu. Oralarda çoban çocuk vuıt, yan larına gidiyor: «Hişt, adı Musa, boyu kııa! Sakın şu danaları bağlara sokayım deme, yirim senin kulaklannı, dudaklarını!» diyor, başka bir çocuğa geçiyordu: <Kıuız Hörü, birez çabuk yörü! Önündeki mallara eyi bak. Eğer bir tekini bağlarda görürsem, oyarım se nin gözlerini!» diye gözdağı veriyordu. «Duyduk Abbas emmi duyduk! Ta salanma. Biz bu mallan gözel gözel, dıkkatlı dıkkath güderiz.. diyorlar, basıhyorlardı. • Eferim ula! Öerım kız! Siz ne terbiyeli, ne akıllı çocuklarsınız! Ben sizin tatlı dıllerinize, gözel goz lerinize kurban olayım. Sizi böyle temiz pak yaradanlara, temız pak böyudenlere, suların topraklann huylarım verenlere kurbanlar olayım'• dıyor, seviyor okşuyor, sonra: • Hlst' Adı Musa. boyu kısa! Hörü, birez çabuk >oru' Ne kattı analannız torbalarınıza? Tatlı katıklannız var mı?a dıye soruyordu. Çocuklar da torbalanndan kuru ekmek, haslanmış yumurta, ya da bir ka'ik kadar süzme yoğurt çıka np. «Bunlar var Abbas emmi. anala rımız bunları kattı torbalarunıza.» diyorlardı. «Eee, beklemeyin, yiyin' Öğlen oldu, görmuyor musunuz?» dıyordu. Çocuklar da utanıyorlar' • Buyur Abbas emmei bırlık yljelim.» diye onu da çağırıvorlardı Hıç çaktırmadan: «Yok, benim azık torbam kuyunun başında Siz yıyin . Emme isterseniz birer lokma da sizinkilerden alayım.> dıyor, bir lokma Musa'nmkınden, bir lokma Höru'nünkinden... karnını doyuruyordu. Tarlalarda «kinler olmuj, orak başlamıştı. Kır Abbas ekine, orağa gitmiyor du. Hep bağlann içinde, bağlann dolayında geziyordu. Gelingüvey otlannın, kuşekmeklerinin çobançantalannın, koyungözlerinin kurumuş tohumlanndan, ufacık ufacık böceklerden topluyor, çocuklann arasma dalıyor, «Buna ne denir? di ye onları smava çekiyor, bir bir bü tün otlann, bütün böceklerin admı belletiyordu. Admı bellettiği otu atıyor, böceği uçuruyor, her güne yeni bir oyun, yeni bir eğlence buluyordu. Bir gün kuyunun başına bir talvar kurmayı düşündü: • Hemen tnıraya, truraya!» dedi. Ya taklanmı getireyim. Bir ırbık, bir iki çanak getireyim. Yatağımı sereyim üstüne. Yatıp uyuyayım. Ne işim var boklu Cenneün yanında? Zibidi Yusufun yüzüne mi fişığun? Göde Scnem'i görmesem ne çıkar? Tonınlanmsa. eh onlar gelip beni görsünler... Gece günüz burada bir bekçi kuş gibi vaşarım, öterim Hop layıp, ossurup kimseyi ırâtsız etmeden, «çok yedin, çok içtın, emme az işledin'..> gibisine kimsenin gözüne V/ıünadan. kendı b=»sıma gelen olursa «Ho; geldin, safa geldin!», giden olursa «Uğurola!».. asmalann bir tekıne zıyan verdirmeden, bostan ları çığnetmeden, bulursam yiyip, bulmazsam yiyip içmiş gibi ağzımı sılerek, bır çöp bulup dişlerımi kurcalıyarak geçinir giderim...» Bir ikindi vaktıydı. Çocuklara bır bır oğut verdi. Gidip geliverecektı. Çok önemli bir işi vardı. Kalktı, doğruca Rıza'yı görmeğe gıtti. Evıne vardı, evınde yoktu. Evinde kımsecıkler yoktu. Okul? Kapahydı. Köyde kimsecikler yoktu. «(Arpalar erı?ti, orak biçiyordur bu uzun herıf!)» dedi. Yurüdu. Sel yanntılarmı, kerpiç çukurlarını geçti. Arpalıklarda herkes dört buklum. davrana davrana orak bıçıyordu. Kardeşi Pat Ali gıl, Muhtar Battal gil, yambaşlarında Çennet karı, Yusuf, Senem, Haydar... Üç ayak golgelikleri, eşekleri .. Hiç o yana bakmadı. Doğruca Rıza'nın tarlasına vardı. Rıza'nın karısı Dondü, kurk tavuk gibi çocuklannı sağına soluna almıj, habire çırpınıyordu. Sarı yüzü. yeşil gözleri tozun toprağın içinde kalmıştı. Rıza da en sağdan eğneli alıp götürüyordu. O da kavrulmustu. Dudakları yalama olmustu. Tarlanın başında durdu Kır Abbas. Elleri kıçındaydı. Çözdü, sağ elini sallayıp selâm verdi. Hem selâm verdi, hem de «gel biraz» işareti yaptı. Rıza, orağı koluna takıp geldi: «fHayır mı, şer mi bu vakit? Aca v j. ba Hamdi bey mi geldı? Validen kaymakanıdan bırı mi geldı?)» Belkiçok sakh bır isti Kır Abbas'ın ko nuşacağı. Fısıltıyla sordu: «Hayrola Abbas emmi?> Kır Abbas'ın kaşları çatıktı: • Hayır de de hayır olsun ula Inza'. dedi. «Çök söyle yamacuna!> Kendisi çöktü tarlanın smınna. Ku şağından tutup Rıza'yı da çöktürdu: «Dinle beni Irıza! Eyi dinle...» dedi. «Söyle Abbas emmi.» dedi Rıza. «Ben bu köyün bağlarma kendim tarafından, haksız huksuz bekçi dur dum mu Inza?» «Durdun Abbas emmi.» «Dinine, ımanma, tâ özünden, yü reğinden söyle. Bu bağlann benim gibi eli boş, gönlü hoş bir adama eytaçlığı varmı, yok mu?» •Var mı ne demek Abbas emmi? Farz farz! Öteygün Battal'la konuşuyorduk. «Her ne kadar kendisi hak huk istemem diyorsa da, ev başına yarunşar ölçek buğday verelim, şeker çay giderini karşılasın» dıyorduk. Komşular çıra yakıp ara salar senin gibisini bulamazlar, gat ti bulamazlar Abbas emmi...» (Arka» var) t a a« s •i:::::::i::i::İİTlffany TIFFANY JONES DtVELlM (d AU»İAME N JM, BU (SUMLECJ •aaarıaaa ma aaa •HaEBD O OBE BHD GJQQQ aa aaaaaa ofan c • naaa •• ntsaars İC CEŞfT cxıVu I H ( SEV •SdDClö J3B H S OB HAFTALIK BULMACAMN HALLEDlLMİŞ ŞEKU AYSEiLE Ali konu ve resim: Ayhan Başoglu \ KIZILKULE edat. 7 Çevrihnce ruzgârın adamakıllı çisirdiği yelkenın hali belirir, kudurmuş durumda (eski terım). 8 Bır soru edatı, tıcaret ve sanayi erbabınm fabnkası burosu veya atolyesı. (Karma söz). 9 «Sırtına vurulmuş eşya fazla değil» karsılığı iki söz. TUKARIDAN AŞAGlYA 1 Yüzü asık durumda olan. 2 Oldukça tena değil, bir alıs veristen önce verilen avans. 3 Doğru ve serefine leke sürülmemis vaziyette. 4 «Çok mükemmel göz kenarı kılları» anlamına iki söz. 5 Saçlanmıza tatbik ettığımiz hareketlerden, tersi bir SOLDAN SAĞA: 1 Bu defa ıkınci kızı da ?ar emır. 6 ldare bolümlerımızden, büyük taş parkıcı olan uluslararası tanınmış bır erkek şarkıcı. 2 tBugun H34S6789 çaiarından. 7 git, yarın gel sozıyle vakit geç • Bır çesıt kardemesmı sağla!» mânasına bır e şın yarısı, bır mır, içki içıten yerlerden. 3 renk, eskı • deGuzel Sanatlar Akademisınin bir fa» nın yerıne bolumü, tas yıirekü ezıyetçi adakullanılan soz. mın ild baçı. 4 «Bir aracın 8 Tanınmı» Sirdiği yerden kendisi çıkıp son bır Fransız ernoktası içeride hapı» olan» mâkek şarkıcısı. nasına iki söz. 5 Güzel sanat OttairB buJauKanta 9 Bu veril lardan fırçanın hâkim olduğu bö(uUledUmi» (»Ul meden çalışılma lüm, masallann tanınmış dağı, ıa insan çok yorulur, vaktıyie 6 Tersi eski Alman tmparator«Sevres» anlaşmasını imzalatnıj lanndan bazılarının ismidir, bir Sadrazam. 234 RAKAMU BULMACA © Rtaı ttvrvmt Smdfcnt Tabii öğrenemeyiz neler olup bittiğini. Bu kız dedikodunun en koyusuna sokar böyle burnunu, ama, dışarı çıktı mı söyletebilirsen söylet. OSnkfl ftnmuctuır» Giresun Valiliğinden Gıresun Tayyaredüza mahallinde bulunan Yeni Cezaevi bınasuıda yapürılacak 73753 lıra keşif bedelli elektrik tesisatı yepmı işi 2490 sayılı kanuna gore kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuçtur. Eksıltme 10/10/1966 pazartesı gunü saat 15.00 de Bayındırbk Mudürluğünde toplanacak Komısyonca yapılacaktır. Bu işe ait keşif, şartname ve sözleşme ve diğer evraklar her RÜn mesaî saatleri dabilinde Bayındırlık Mudürluğünde görülebilir. Eksiltmeye iştirak için plân, teçhizat, Teknik Personel Beyannameleri, 5900 liralık Banka Referansı ile keşif bedelinden az olmamak üzere buna benzer işleri yaptığmı gösterir iş bitirme belgesi eklenmek suretiyle en geç ihale tarihinden 3 gün evvel dilekçe ile müracaat edilerek yeterlik belgesi ahnması ve bu belge ile 4937.65 liralık geçici teminat mektup veya makbuzu, 1966 yüı Ticaret Odası belgesi ve teklif mektubunu ihtiva etmek üzere hazırlanacak zarfları ihale günü saat 14.00 de kadar Komisyon Başkanlıgına verilmesi gerekmektedir. Keyfıyet Uân olunur. (Basın 20485/11546) NASIL HALLEDİLECEK? Ynkandald rakamb bulmacada sadece 6 tane anahtar (ipucu) ve 6 tane sonuç vardır. Boş olan 12 karenio içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve toplama, çarpma. çıkartma, bölme işaretlerine dikkat ederek soldan sağa ve yukarıdan asağıya bulmacada gösterilen sonuçlan balanuz. Biraz vaktinizi alu amma bos vaktinizi hosça jeçirmij olursunnz. Metropol Otelindekl odssmda ziyaret etmiş, yeni filimler, bir kaç paket enformasyon ve kırılan Minos fotograf makinesini vermişti. Makine bir gece gizlice fotoğraf çekerken düşüp kırılmıştı. VVynne ise Penkovski' ye yeni bir makine, küçük bir kntn ilâç şeklinde şsker vermis ve çocuklar vasıtasıyla Mrs. Chisholm ile bulasmasında dikkat edeceçi noktaları bildirmişti. Kutunun içine dört rulo filim sığıyordn. Mrs. Chisholm ile buluşma, Penkovski'nin VVynııe'den baska yaptığı ilk temastı. Mosko\a gibi yabancıların fevkalâde yakından göz hapsinde tutnldukları bir şehirde «temasın güçlüğü bunn hazırlamalarıııdaki dik. katin derecesinden anlasılabilir. Oysa Penkovski, VVynne'ı bemen her istedifi vakit süphe rekme kaygusu olmadan görebilirdi. Hem Penkovski, VVynne'ın Komite tarafından memıır edilnıis mihmandarı idi hem de GRU VVynne ile bir tngiliz is adamı ve müstakbel bir ajan olarak ilçileniyordu. Askeri istihbarat âmirleri Penkovski'nin VVynne'ı «islemekte» oldnğanu zannedıyorlardı. Penkovski, Ağnstosta VVynee'ı gördüğü zaman, ona Sov yet Sanayi Sergi'siııde bnlunmak üzere baska bir Sovyet tıcaret rirlegasyonn ile Paris'e bir sahavat yapmak üzere oldngnnn ANKARA'rin PENKOVSKİ barat arkadaşlanyla çok sıkı ça söyledi. Penkovski 20 Eyiul 1961 tari hştı. Ayrıntılı istihbarat bilgihinde Paris yakınındaki Le Bour leri vermekle kalmayıp ileride get Havs Alanı'na vardıfı za asgar! risk İle bilgi iletmek ve man VVynne kendisini karsıladı talimat alabilmek için Moskova* ve oteline götürdü. VVynne, onıın da kurulabilecek bir temas sisgelif giinünü kesin olarak bil teminin ana hatlannı tesbit et> mediği için iki haita miiddetle ti. Durusma zabıtları, bn çok ba hava alanına laşınmış ve Mos sarılı istihbarat görevini kısa kova'dan gelen bütön nçakları ve açık bir şekilde izah etmekte gözlemisti. Nöbeti iyi sonnc ver dir: memişti; Penkovski beraberin«Penkovski Paris'teyken fistüs de en az on beş rulo banyo edil te hazırlanan gizli randevularmiş filim (gizli ve çok giıli do da Ingiliz ve Amerikan istihbakümanlann, füze projrlerinln, rat teskilâtlarııyn temsilcıleriygizli askerî zabıtların (ilimleri) le bnlusmnşta. Bu kimselere ile bilimsel ve teknik Istihbarat Fransa'da bnlandagn sırada ken la ilgili başka evrak getirmi.şti. disine verilen resmî görevi açık Penkovski'nin Paris'e gelisin ladı, Paris'teki Sovyet Elçiliği' den üç gün sonra, VVynne ona nde Batılı istihbarat subaylarıSeine Nehri iizerindeki köprüler nın ilgilendikleri bir kaç kisi den birine götürdü ve birkaç da hakkında ayrıntılı bilgi verdi. kiks sonra Ingiliz • Amerikan is bu kimselerin foto|rafları üzetihbarat sobaylarından biriylc rinde adlarını ve kısa biyografi bnlnstular. Dört kisüik Ineiliz • lerini bildirdi; Sovyet Elçiligi' Amerikan istihbarat ekibinin ö nin plânı Uzerinde bn kimielerin yeleri o ay içinde Penkovskiyi, hangi odalarda çalıstıklannı gös Sovyet Elçiliginde toplantıda terdi. Ayrıca Batılı istihbarat bnlondoğu veya Paris'teki Sov teşkilâtlarının ilgilenditi başka yet serçisini gezdigi zamanlar «Sovyet vatandaslannı» da fotoğ harlç, tık sık gördüler. raflarından tesbit ederek onlar Penkovskl Batı'ra vsptigı bn hakkında ds Bnetnll btlgiler *terttçflnefl liyaret ıflreılnde istih dl. Casnılnk faaliyetleri ile ilgl Hacetfepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlığından: 1 Fakülte Öğrenci İşlerine bağlı Öğretim, Rehberlik Danışma, Araştırma Yayuı Büroları ile Ders Axaçları ve Ders Kılavuzlan servisleriru yönetmek üzere bir idareci aranmaktadır2 Eğitim, İdarecilik, Sosyal veya Siyarf Bilimlerde Yuksek Oğrenim görmüş ve tecrübe kazanmiş, yabancı dil (tercıhan Ingilizce) bilen erkek adayların kısa hâJ tercümeleri ile yazalı olarak Fakülte Dekanhğına müracaatlan ilân olunur 3 Müracaatlar gizli tutulacak ve seçilen adaylar mülâkat için ayrıca çağrüacaktir. (Basın 21017 A. 12852/11548) O. PENKOVSKİ ÇtYİren : T. PARLA Ii olarak talimat aldı ve kendisinden gizlilik derecesi taşıyan dokümanların fotoğraflarını çek meye devam etmesi istendi. Avn ca Moskova'daki Batılı istihbarat subaylanyla gayri sahsi temaslar knrnlmasına yararlı buluşma yerleri (dead • drop) seçmek ve bnnları ayrıntılanyla tesbit etmek, Bilimsel Araştırraa Çalışmalarını Koordinasyon Resmî Komitesi üye ve memnrları arasmda yeni Oostlar edinmek, bnnlardan espivonaj bilgi leri elde etme imkânlarmı aramak, fflze blrliklerlne mensnp kimselerle ahpaplık knrmak taretiyle yeni Sovyet zskert teçblzatı hakkında bilgi toplamak flzere de direktifler aldı. öte yan dan, Penkovski, Paris'te kaldıgı sırada, istihbarat sabaylarının kendislne VVynne veys Anne Chisholm ile Moskova'ya gnndereceklerini vaat ettlkleri radyo mnhabere eihazlarını ineeledi, bnnlar hakkında bllgiler edindij (Arkao rar) Deniz Kavvefleri Knmnlanlığı Seyir ve Hidrograü Dairesi Bajkanlığındaıı bildirilmiştir. DENİZCİLERE VE HAVACILARA 89 SAYILI BİLDİRI 4 Uâ 14 ekim 1966 tanhlerinde 07.00 ile 16.00 saatleri arasında aşağıdaki noktalan birleştiren saha içinde seyretme, demirleme, dvlanma ve bu »ahanin 8000 metreye kadar olan jrüksekliği can ve mal emniyeti bakınundan tehlikelidir. AKOENİZ İSKENDERUN KÖRFEZt 1 nci nokta : E. 5912 No. lu İskenderun fenerinden 334 derece ve 6 mil mesaiedeki enlemi 36 derece 41 dakıka Kuzey, boylamı 36 derece 06 dakika Doğu olan nokta. 2 nci nokta : Enlemi 36 d«.rece 48 dakika Kuzey Boylamı 36 derece 06 dakika Doğu 3 ncü nokta : Enlemi 36 derece 48 dakika Kuzey Boylamı 36 derece 13 dakika Doğu 4 ncü nokta : Enlemi 36 derece 41 dakika Kuzey Boylamı 36 derece 13 dakika Doğu. DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURULUK. (Basın 21116/11543) t L  JS 1 Kurumumuz Radyolan için, 20.000 adet 600 fitlik, 40.000 adet 1.200 fitlik, 12000 adet 2.400 fiüik manyetık ses kayıt bandı, şartnamesine göre, kapalı zarfla teklif alma suretiyle satınalmacaktır 2 Teklifler, en geç 10 kasun 1966 perşembe günü saat 14.00 de kadar, TRT Kurumu Genel MüdürlüğO Genel Cıvrak Müdürlüğü Mithatpaşa caddesi No. 37 Ankara adresine, makbuz mukabilinde teslim edilmiş veya iadeli taahhütlt olarak posts ile gönderilmvş olacakür. 3 Şartnameler, TL. 50. mukabilinde, mümessillik belgesinin ibrazı şartiyle: Genel Müdürlük Malzeme Şubesinden temin edilebüir 4 Kurumumuz 2490 sayıb kanuna tâbi olmadığından, ifaaleyi yapıp yapmamakta, kısmen veya dilediğıne yapmakta serbesttir. (Basın 21124 A. 12920/11542)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear