22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT ••••••••••a 18 Ekim 1966 CUMHURİYET James Bond Dr. NO kaplumbağalar mez elimden...» 45 Rıza bir bozum oldu ki: Köy, günlerce şıra koktu. Şa«Valla çocuk gibisin Abbas emrap pekmez koktu. Sinekler çoğaldı. Bir sinek oldu köyde, toz du mi!» dedi. «Bunların evlerinde raac gibi savruldu. Ama küpler, bekmez dolu be! Küpleri ş&rap dotestiler de doldu. Ağızlan kapa lou. Damlannın merteklerinde gö zel asmalar asılı. Bu devletleri tılıp sıvandı. Uzun süre bunları koyacak köşe bulamadılar evle onlarm nineleri mı, dedeleri mi rinde. «Her is dengini alana ka gördü Abbas emmi? Ne tasalanıyorsun...?» dar biraz bocalarız!» diyorlardı. «Yoooo yoooo!..» dedi Kır AbRıza bir gün çocukları topladı. bas. «Öyle değıl, oy!e değil Irıza! kışer ıkışer el ele tutturdu. Bir çengi, bir çığlıkla köy içini do Çocuğu sevüıdıreceksin. Heç olmazsa evlerinden bır smı getırt, laştırdı. Her yıl bövle yapıyorlarbır bakraç da bekmez... Birer kudı. Alısmışlardı. Öfrendikleri bir pa şerbet ver kı, «okulun açıldıiki marş eskisıni, bir iki sarkıyı ğı gun şerbet ıçtık!» desinlner. boza boza söyleyip köy sokaklaSonra da tatlı tatlı akıllanna gerını dolaşıyorlardı. Marşlar çotırsınler... Çocukluk dediğin ne cuklara değil, yaşlı erkeklere bir zati? Teze buzağı gibi gelir... geşeyler söylüyordu asıl. Çocuklaçer. Ardından gençlık gelır, o da rın sesini duyunca Kır Abbas'ın geçer. Geçer namussuz!...» ıçi alt üst oluyordu Gözleri dolu«Olur Abbas emmı.» dedi Rıza. yordu. «Eyi soyledın. Hemen yapayun. Rıza çocukları çekıp getırdiğınŞimdi eyvallah!...» de, kuyudan su çekmiş, elinı yu«Güle güle yeğenim. Hayır ola! zünü yuyuyordu Kır Abbas İnce üğur ola! Yani güle güle!...» ince çığlıklan duydu, ısl&k el'erinı Rıza çocuklara döndü: sildi, kapıya doğru koştu. Hızlı «Surer Eker Bıçenz'i söyleyehızh yurüyen gecıkmiş bir kap rekten okulun önüne'» lumbağayı görmeden ge"tı. KapıÇocuklar kaynaştılar döndüier . run çatmasına tutunup bekiedı. Rıza ellerini kollarını sallıvarak Çocuklar el ele tutuşrauşlar, ortayanları sıra yürüyordu. lığı çınlatarak geliyorlardı. Kimi Kızların oğlanlann ince sesleri saçını kestirmiş, kimi ördürmüşhavada dalgalanıyordu: tü. Hiç birinin önlügü, yakası toSürer eker biçerlz kası yoktu. Alacalı basmalar, doGüvenip ötesine kumalar içine, yamalı, ekli, ulakMilletin her kazanci hydılar. Ak dişleriyle büyüyen Milletin kesesine. gozleriyle haykınp geliyorlardı. Toplandık baş çlftçinin Baştan ayağa bir şarkı, bir çığAtatürk'ün sesine... lıktılar. Kır Abbas: Rıza: «Duuuuuur!..» diye bağırdı «Helbeeet!... Helbet!...» dedi searkalanndan. si titriyerek. Hiç büi dunnadı. Hiç biri durBir ulusal varlığın muyor, dinlenmiyordu. TemeUyiz köküyüz «Dur dedim ulaaa! Dur, dw!..» Bız yurdun öz sahabl Baktı olacak gibi dtğil, koşup Efendisi köylüyuz... önlerine geçti Rıza. Kollarını ha«Helbet!...» dedi Kır Abbas. vada salladı: «Duuur!...» «Helbet köylüyuz, helbet Gqzı Durdular. Hazretlerinin sesini duyuyonw. Rıza, Kır Abbas'ın yanına gel helbet!...» dı: Çocuklar okulun önüne geldürr. «Nassın Abbas emtni? Eyi mlRıza: sin?» «Şimdi paydos veriyorum. E .*' «Kim, ben mi? Demir glblyim, lerinize gideceksiniz. Ekmeklerıdemir gibi...» dedi Kır Abbas. He nizi yiyip hemen gelecekslniz.» demen ellerini kenetledi. «Demir gidi. çocuklan dağıttı. Seçtiği üç biyim yeğenim Irıza! Gayrı evikızı şerbet işiyle görevlendlrdı. ce alıştım bu bağm havasına. OIŞerbetin pekmezi Rıza'nın evden dügum zaman mezerimı bağın bir gelecekti... Kızlar «Yaparız Inza kıjısına eşin benim. Valla öyle a emmı!» dediler. lıştım ki!..» Güzün güzel günleriydi. Köylü«Ben de çocuklan topluyorum ler an gibi oradan buraya uçuçuartık Abbas emmı! oyle sokaklan yorlardı hâlâ Cevizleri yoktu crbir dolaştırdım, hızlarını alamadıpılacak, kabakları yoktu darnİBnn lar, çekip buraya kadar getirdim.» başına serilecek. Ama işleri vardı. «Eyi ettin yeğenim, gözel ettin! İşleri bitip tükenecek gibi değildi Emme bağlarda üzüm kalmadı. Kadınlar kuyunun başında vemeBu köylünün ağnna tuküreyim: lik arpa buğday yuyorlardı. ErBuraya bir küp bekmezle. beş on kekler kağnilan koşup değirmekupa koysalar, gelenime gidenime ne gidiyorlardı. Avşar deresindeki şerbet yapıp sunsam eyi olmaz değirmende sıra bekliyorlar, ü^utüp geliyorlardı. Ak toprak getimı? Şimdi şu çocuklara birer kuriyorlardı Geven kazıyorlar, diken pa şerbet gerekmez miydı? Emme biçiyorlardı. Bu iş bitse, öteki ış akıl etmezler yefenim, Eyi işleri ağzını açıyordu. akıl etmezler Ben bureyı bir akBir akşam Battal, beş on kiş:yi buba kuşu gibi bekleyip hılzediyorum, emme onlar beni adam topladı köy İçinde: yerine koymazlar. Ne yapalım In«Koç kattmını da yapabm* KSSK za, çocukları topladın okula, ha şular...» dedi. yırlı olsun, «kuru kuru» hayırlı Tam vaktiydi koç katımınm. olsun yeğenim. Başka bir is gelKoyun sahipleri koçlan kınalamağa başladılar hemen. Tozak'ta herkesın üç beş koyunu vardı ama herkesin koçu ynk tu. Olmıyanlann koyunlan olanların koçundan geçiniyordu. Kınalı koçlan çekıp Seyranlı'ciaki ağıllara gidiyorlardı. Kadmlnr katmer hazırlardı akşamdan Tavuk kesen, yumurta kaynatan, kay mak biriktiren olurdu. Seyranl:'nın başında geniş bir halka oiurlar, getirdiklermı ortaya korlar hep bir ağızdan duaiarmı okuyup lokmalarmı paylaşırlardı. «Bı&mişâh, Allah Allah!...» çekerek koçlan koyunlara katarlardı Sonra gülmeye eğlenmeye geçerierdl Battal kalktı, Rıza'ya gıttı Rıza tıraş oluyordu Çukurvıranlı Sefer yine gelmıştı Hem «oınşulan tıraş edecek, hem kaiao «hak»larım toplayıp gıdecektı Rı za'nın sakalları köpük ıçındeydı. «Irıza, kardaşlığım!» dedi Bartal. «Sefer usta tam sırasında e,eıdi. Şu ensemi kulağımı ben de bır biçime sokturayım. Efenditne söyliyeyim, yiızümü de kazıtayım...» Rıza: «Yavu Battal ağa, koç katımı demişsin, iki gün ertelesen de pazara raslatsak şunu, ha?» dedi. Battal, bıyıklannı burdu, buktü: «Bırak yavu!» dedi. «Pazan mazan beklemiyelim. O da bır ierstır be kardaşun. Hemi de böyük bir ders, bilene! Tevtere yazarsın, kıra gettik deyi. îstersen yapragın altına ben de koca mühürü basanm...» Rıza. «Pekey pekey...» dedi, uzatmadı. «Kızlar oğlanlar koç katımını görmekten yoksun kalmasmlar.» Güldü. Berber Sefer, Rıza'yı bitirdıkten sonra Battal'ı aldı ele. Battal: «Gelmışken okul çocuklannı da yeni baştan bir ele al Sefer u=ta» dedi. «Olur, alayım.» ded» Sefer. Rıza'mn karısı içerden hırer bardak ayran yolladı Naciye'yle. f\ÂJ^İJİ' fakir baykurt Içtiler, ağızlannı sildiler. Battal: «Sana bir ış havale edeyim de aklında olsun Irıza.» dedj «Yarın Kır Abbas'ı Seyranh'ya getinnels senin görevin Beni unuttular!..j» diye kulağımızdan gebe eder sonra. Aman ha...» «Olur.» dedi Rıza. «Başka ışin varsa onları da sar başıma. Kurul üyesi olacak durzüler de kurula kurula gezsuıler köyün içinde. Varlıklanyla yokluklan beUrsiz...» «Haa ula eyi akıl ettin, sarayım bu ışı Kel Bektaş'ın başına. Dürzü, alıp gelsin Kır Abbas'ı oraya. Valla eyi akıl ettin Irıza. Ben onlar için eyi bir işbolümü yaparım akşam...» Ertesi gün kuşluk olmadan yola çıktılar Her koçtan bir delikanlı sorumluydu. tplerinl ellerine almışlardı koçlarm. Koçlar birbırlerıne saldırmak için iplerini tartıyorlardı. Çocuklar yokuş yukan koşuyorlar, zıphyorlardı. Kır Abbas*) bir eşeğe bindirmlslerdi. Kel Bektaş onun yani sıra gidivordu. «Herkes gidiyor koç kahma», eyi. Emme seni neye götürüyorlar Abbas emmi? Valla anlamıyorum, anlamıyorum!» diyordu Bektaş. Kır Abbas: «Anlamıyacak ne var Kel veğen? Yüğrülecek koyunların başını ben tutacağım ki tadını eyi çıkarsınlar...» dedi. Gülüştüler. «Bugünler köylerin belli günleri! Bugünleri görmek bir devlet. Helbet ben de geleceğim. Yaranımla yoldaşlanmla gülüp oynayacağun. veyip ıçeceöım...» «Hakkın var: Çennet abam ne katmerler nazırladı fcımbülr!» «Benim herkesın katmennde nak kım var. Ben bu köyün bubasıyım. Sufrada senin avrartın yanına oturacağım ki peşkırınde ne var, ne yok süpürmek ıçın.» (Arkan v«ı, DB.NONUH SOtJUhlDA. OLUM MU TA&II ee MalkOÇOğlU | konu ve resim: AYHAN B Ş Ğ U | | KIZIL KULE AO L AYSEİLE ALf i 1962 Ocağmda aracılardan biriy le yaptığı bir buluşmada gözetlen diğinden şüphelenince, Penkovski, bundan böyle temasları keserek sadece deaddrop metodunu kullanmaya başladı. Bununla beraber Batıya istihbarat bilgileri iletmeye ve kendi gözlemlerini yazmaya devam etti. Komitedeki arkadaş ve âmirlerinin kendisine güveni devam ediyordu. Kendini sadece Arbat'taki GJt.U. bürolannda emniyette hissediyordu. Mutlaka bir tehlike gelecekse, bu ntın, babasının Beyaz Ordu suba yı oluşunun keşfinden beri dosyası üzerinde çahşmakta bulunan K.G.B. den geleceğini biliyordn. K.G.B. nin, Penkovski'ye nasıl cephe aldığını anlamak güç değfldir. Moskovadaki K.G.B. ajanlarının da dışarıdakiler gihi her hangi bir Sovyet subayının yaban cılarla yaptığı temasları izleroeleri olağan görevlerdendir. 1962 baharına kadar Penkovski'nin Wynne ve diğer yabancılarla yaptığı buluşmalar, zaten K.G.B. de hakkında kabank bir dosya açılmasına sebep olmuştu. Bu dosya, görevinin mahiyeti ile açıklanabilirdiyse de kabarıkhhğı beUrli ölçüde dikkati çekmeye kâfi gelmişti. sa K.G.B. nin, Wynne'a bir tngiliz casususu nazariyle baktığı ve yabaneı bir istihbarat subayı ile (yani Wynne ile) yapüan herhanpi bir temasın, mahiyeti ne olursa olsun, bir Sovyet vatandaşını K.G.B. gözünde şüphe altında bırakacağı muhakkaktı. Penkovski, Savunma Bakanlığındaki kütüphanelere gitmeye ve evvelce kendisinin her zamanki mevzuuna ğirmiyen bir çok konuda gizli doküman okumaya devam etti. Batıya geçirdiği istih barat bugilerinin bacmi düşünülecek olursa, kendisini kütüpbane lerde görenlerin aleyhindeki dosyaya yeni bir işaret koymuş olabilecekleri muhtemeldir. Penkovski. son çare olarak her zaman olduğu gibi Mareşal Varentsov ve General Serov gibi yüksek mevkilerdeki dostlarına güveniyordu. Oysa bu dostluklar da kendisi aleyhinde şüphe uyandırabilirdi. İlk şüphe işaretinde, K.G.B. zanlının evinde gizli bir araştırma yapar. Bir K.G.B. mePenkovski'nin Batıdan getirdiği murunun Penkovski'nin evini ahediye yığınlan da, ço^u âmirle ramış ve çalışma masasını incerine ve meslekdaşlarına verflmiş lemiş olması lâzımdır. Gizli çekolmasına rağmen, K.G.B. nin şüp mece bir kere bulunduktan sonra hesini uyandırmıştı. Bu hediyele» zaten her sey bitmiş demek oluAncak bunun ne zaman rin Penkovski'nin seyahat harcı yordu rahı ile ahnamıyacağı aşikârdı. olduğunu bilmiyoruz. Bu da, hakkındaki şüpheleri biBununla beraber Penkovski'nin raz daha arttırmak üzere, sicili Temmuz ayında Wynne üe buluş ne yeni bir soru eklemişti. masının fotoğratla tesbit pdildiğiönemli faktörlerden biri de; ni ve zapta geçirildiğini biliyoruz. 1962 babarı ve yazında Batıyla Wyne kendi duruşmasmı hatırolan gerginliğin artmasiyle K.G. larken şöyle demektedir: «Bir B. nin Moskovadaki yabancılan teyp alıcısı kuDanarak Penkovski gbzeltemesinin arttınlmış olmasıy nin ve benim seslerimizi kaydetdı. Bnnun için Penkovski'nin Mos tnişlerdi. Konuşma esnasmda bekovadaki İngiliz ve Amerikan a nim şöyle dediğim işitiliyordu: taseleriyle yaptığı çerçekten te «Sana başarılar dilerim Aleks» sadüfi temaslar hile daha yakın ve «Onlardan sana bir mektup getirdim» ve Penkovski'nin sesi: dan izleniyordu. Penkovski, VV'ynnela buluşma «Evet. mektupta çok iyi haberler larında kendini rahat hissetmeve var.. » devam ediyordu; çünkii Wynne'in Ya Wynne'ın odasına. Moskova bir istihbarat subayı desil kart daki bir çok vabancılarm odasın vizitinde varılı olduğu gibi bir da olduğu gibi. bir dinleme cihaiş adamı olduğunu büiyordu. Oy zı konmus ve duyulanlar Penkovs UAFİF 7 A wm 1 istanbul NBC Okul Komutanlığından Adet: Bir) Branşı: Sıhhî tesisat vc Elektrik ustası Ü«et veya maaşı: Tesis edilen Brl.: Tahsil derecesi ve NBC Okul K. lığıimtihan neticesine na Sarayburnu göre İSTANBUL, a) İsteklilerin en aşağı İlkokul mezunu olması, b) Sıhhî Tesisat ustasının Elektrik bilgisi bulunması, c) İmtihan üç kişilik bir heyet huzurunda yapüacak ve not takdiri 100 puvan üzerınden verilecektir. d) İmtihana girenlerden en yükseek puvanı alanın evrakları gönderilecektir. d) imtihana girenlerden en yüksek puvanı alanm evrakrilir. 7584 puvan alanlara intibaklarınm 2 üst derecesi verıliı. 75 puvandan az alanlara ise kazandıklari takdirde bir ust derece verilir. Bundan başka ayrıca 75 00 lira tayin bedeli verilecektir. Syı»JI«»t«. lltc. 1966. World'n«ht« Yok içerde, dışarı gitti. Hani «İyi hizmctlerine karşılık armağan» verdiniz ya demin, ona müşteri anyor. T. PARLA ki'nin evinin aranmasma yol aç la ne kazanacağız ki? Andlaşma mıştı; ya da Penkovski'nin evi a (banş andlaşması) olmadan on ranmış ve bu, K.G.B. nin nazar altı sene yaşadık ve hiç bir şey larının H'ynne'in odasına çcvril de ounadı? Niçin şimdi her şeyi mesine sebep olmuştu. Bunların değiştirclim? Almanyanın canı hangisinin daha önce yapıldığını cehenneme » bilmediğimiz gihi. katt olarak ne Münevverler zümresi de hemen zaman olduğunu da tâyin edenıi hemen aynı görüştedir. yoruz. Her halde Temmuzdan son Küba için de benzer duygular raydı. Biz, Penkovski'nin Notlamevcuttur: «Ya Kübaya ne derrın son bölümünü yazdığı Ağustos ayının sonlarına kadar Batıya is siniz? Bizden binlerce kflometre tihbarat bilgileri çönderdiğini bi uzakta bir yer. Daha önce Kübaliyoruz. Küba'daki füze üsleri in nin adını bile dnymamışken ve şaatının o tarihlerde yarattığı ger halen kendimiz giyecek ve ekmek ginlik düşünülecek olursa, Pen sıkıntısı çekerken, şimdi bir de kovski kadar önemli birisinin K. Kastro'yu beslemek zorundayız.» G.B. nin haberi olup da Batıya Herkes biliyor ki Kruçef et, süt bilgi göndermesine çöz vumula vs. üretiminde Amerikaya vetişecağına inanmıyoruz, kendisi ile ceğimizi iddia ederken demagojl isbirliği edenleri yakalamak ama vapraaktadır. Moskova kuyrnklar cı güdülmüş oLsa bile. Çünkii dan geçümez hale gelmiştir. taşPenkovski, daha önemli birisinin rada ne et, ne de süt bulunabilyakalanmasmda kullanılacak bir mektedir. Halk tavşanlaraı ve at«yem» olarak addedilemivecek ka lan kesiyor, bir lokma et tçin... dar önemli bir kirasevdi. Halkın mâneviyatının çok boSo\7et bürokrasisinin normal zuk olduğunu Varentsov da doğverimlilik derecesi de bUindiğine rular. Halk Kruçere de, hükümegöre, Penkovski ve Wynne'a kar te de inanmamaktadır ve eskisi şı toplanan deliUerin agfli ma kadar açtır.. Bugün Moskova ve kamlara verilmesi ile tevkif ta Leningrad bile votka sıkıntısı çek rihi arasında bir iki ay geçmis ol mektedir. Alkol. artık füze progduğunu kabul etmek vanlış bir ramında kullanılmak üzere birik düsünce sayılmaz. Kısaca özetle tirildiği için, çarsıda satılan votmek istenirse. Penkovski'nin faa ka eski vedek stoklaraıdan gelen liyetlerinin 1962 vılmda Afustos dir. Bugün halk konyak ve şarap veya Eylül ayında K.G.B. tarafın içmeye baslamıştır. Ne zaman ve dan tesbit edildiği lcnvvetle muh ni bir votka stoku satışa çıkarıltemeldir. sa, dükkânlann önünde uzun kuy PE?fKOVSKİ'NİN NOTLARI rııklar mevdana gelir ve halk bir Yiyecek durumu: sişe alabilmek için kavga edecek Sokaktaki basit Sovyet adamı hale çelir... yüksek sesle konuşabilmeyi biraz DtN: öğrendi. Daha az korkuyoruz. Lo kantalarda bile artık Kruçef'in Değuştan dindar bir insan de U tenkid edilğini duymak mümkiin: ğilirn. Kiliseye gitmem ama kü M «Neden gene Berlinle uğraşıyor? çük bir çocukken annemin ben) p, Almanyaya ne ihtiyacımız var san oraya götürdüğünü hatırlaran. '1 ki? Esasen bu yüz yıl içinde A Annem vaftiz edildiğimi sövlemiş M l manlarla iki kere savastık, tek ti. Annem cok dindardır; her pa Û rar (ridip ölmeye ne mecburiyeti zar ve dinî zünlerde kiliseye gi p miz var? Bugüne kadar az mı ö der. Benim parti üyesi ve bir Is ^ lü verdik? Yan açız; her yerde tihbarat subayı olduğumu bilir. p kıtlık var. Berlin için savaşmak(Arhast rar) p (Basın 1801 21824) 12222 Bahkesir Ordonat Okulu ve Eğitim Merkez Kumandanlığı Askerî Salın Alma Komisyon Başkanlığından K A RA R GEBEĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Bursa Ü Mrk. J. Birliğinde er iken terhis edilen Denizli Honoz Bucağı Yokuşbaşı köyünde nüfusa kayıth Mehmet oğlu 1943 D. lu Mehmet Ali URGAÇ hakkında Ord. Ok. ve Eğ. Mrk. K. As. Mahkemesince; Mahkumun kaçmasma sebebiyet vermek suçundan dolayı ittihaz olunan 15.7.1966 ffün Esas 1966/97 karar 1966/150 sayılı tecilli mahkumiyet karannın mezkür tarihten bugüne kadar yapılan tahkik ve aramalara rağmen sanığa tebliğ edilmediği ve adresinin meçhul olduğu dosyadaki işlemli evrak münderecatından anlaşılmakla 7201 sayıh teblıgat kanununun ayrı ayrı ilân edilmek suretiyle tebliğine ittifakla karar verildL (Basm 1780 21698) 12223 2 3 4 123456789 I II I!II 1 • ^ Ü<«i 6 S J • •m M Mr \ SOLDAN SAĞA: 1 Artistlerin sahnede yalnız el \e yuz işaretleriyle oynadıklan oyun. 2 Çok kuçük yaştaki çocukiarın gittikleıi egitim müessesesi (karma söz). 3 Tersi temizliğin düşmanıdır, her hangi bir işl yapmaya hazır durumda (Osmanlıca). 4 Bir erkeic adı, Yugoslavyada bir şebir. 5 «Kol ucu fazla uzun değil» anlarnına iki söz. 6 Terei «herhangi bir tak. dıre lâyık. raânasına gelir. kaba insanlar bırşeyi parmaklariyle gostenr. lerken bu sozü de berabeı «oylerler. 9 l I i 7 «Duzıneden iki eksik konut» karşıhğj iki soz. okullarda öğrcncilenn üstlermde yer aldıkları. 8 Günlerden biri, dağ kovuğu. 9 Derdinin ilâcını bulamamış kişi. VLKARIDAN AŞAĞFVA: 1 Eski Yunanlılardan kalma büyuk sanat eseri Tanrı evınio adı. 2 Bırdenbıre kapan (iki soz). 3 Taşıma işleri müteahlıidl. 4 Çevrüınce hayvan yemlerinden olur, cbo. yaı el ayası» anlamın» iki soz. 5 «Yajla kullanıları sılâhı fırlatış mâ. nasına iki soz. «çocuk yemeği» nin zan insan sevgı^ ^ 1 eU°deD kaÇinr da sonra onu bununla arar, Almanyada bir bölge (söylen diğl gıbl yazılmıştır). 7 «fierkese bildir. Dunno oulmacanın me zamanı» kar(ulledlbnl; wklt şilıgı iki söz. 8 Eski den bankaya para yatıranlara boyle derlerdi, Hint Avrupa ırkı mensubu. 9 «Karısı veya tcocası nerede,« anlamına iki sozJu bir soru. RAKAMLl BULMACA 8HlxiiH j i i r ? Çifteler Harası Miidiirliiğiinden (Halk Damızlığı At ve Sığır Satılacaktır) 1 Kadro fazlamız, koşulara ve damızlığa elverişll (37) baş safkan ve yarımkan Arap tay ve kısrak ile bir kısmı yüksek verimli damızlık, dığerlerl kasaplık (85) baş montofon, yarımkan montofon ve boz ırk inek, düğe ve danslar açık artırma ile satış edilecektır. 2 Tay ve kısraklann 24 Ekim 1966 Pazartesi ve SıSırlann da 25 Ekim 1968 Salı günü Mahmudıve'de Çifteler Harası Merkezınde saat 10 da teker teker catılacagı ilân olunur. OOnkD aaınunnif «ıne<nımı> *e*t NASO. HALLEUİLECEKT Yukarıdaki rakamlı Oulmacada sadect 6 taoe aııabtaı (ipucu) ve S tane sonuc vardıt Bos olan 1 karenic 2 tçine I deo 9 a kadaı uygun bıreı rakam koyarak ?e toplama çarpm» cıkartma, bölme l$aretlerme dikJtaı ederetı toldan <ais ve vukandan a^ağıya bulmacada gostenlen sonuçlan bnlanuz Biraı »aktintzJ «lu amma bos vaktlnizl hosça Keçirmij olursunaı (Basın: E 674 21771/12216
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear