23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ALT1 ClflJfHURİYET 4 Ağustos 1964 Berlin Festivalı ve sanat yönü... Başta Batı Berlin Belediye Baş Tanınmış Alman kadın roraancı LİNDA STRAUSS; arkada kanı Willy Brandt ve Festival Komitesinin Başkanı Dr. A. Bauer şunız Selmi Andak ile Festivalin sanat seviyesini tartı.şıyor. olmak üzere yetkililer, Berlin 1 Film Pestivailerinin istenilen seviyeye çıkabümesi için bütün jüçleri ve bütün imkânlarıyla muızzam bir seferberliğe koyulmuş lar.. Her yıl bu böyle.. Hele «İn ternationale Filmfestspiele Ber lin» in Basın ve Yayın direksiyo nu, komiteleri, seksiyonları, sek reterlikleri çok muntazam ve di siplinli bir kadro ve her türlv teknik elemanlarla Festivalin çot tincesinden ve açılışından sonu na kadar, her ihtiyacı ve imkânı dâvetli sanat adamlan, sinema ki şüeri ve basına sağlamağa dur •nadan çalışıyorlar. Öylesine ki, Berlin Film Festi vralinin başlama tarihi olan 2f Hazirandan çok önce (hattâ biı festival kapanırken derhal yeni sinin), organizasyon hazırlıklan na baslanır. Nisan ayından itiba ren dünyanın dört bucağındak dâvetli basına ve sinema yazarla ve O» da ise Sachiko rına bültenler, dökümanlar ve 15 gün kala da çağrılan kişilerin ad lanna. doldurularak cevap veril raek üzere, formüller gönderilir O kadar ince düşünülür ki, ik' ~.üsha gönderilen bu formüllerir ırasına karbon kâğıdı bile koy •nağı ihmal etmezler! yardımcı ve arkadaş olur! Işte bir Festival ancak böyle hazırlandıktan ve böyle rahat ça lışmanız imkânı sağlandıktan sonradır ki, yapılmış sayılır! Otgafiizasgron Harcanan paralar Kısa bir bilgi verebilmek üze re, sadece Festivalin resmi listelerinde yer alan ülkelerin ve ki leri) geldiler. Gene dünyanın her tarafından 154 gazeteci katıldı Ve bütün bu dâvetliler Berlin'in en muhteşem ve konforlu otelleri olan Kempinski, Hilton, Park, Savoy, Hotel Am Zoo, Steinplatz, Tusculum, Thober, Rozy ve diğerlerine yerleştirildiler. Artık Festivalde beğenibniyen ve tenkide uğrıyan filmierden biri de «Bocek Kadın» adlı Japon kordelâsı idi : = siz düşünün bu işe Federal Al panın bu iki Düyük prodüktöı rekse alışveriş ev diğer suretler hattâ Festival yöneticilerinin de manyanm harcadığı paranın mik le bıraktığı döviz mikdarını dü ğişeceğinden bile söz ediliyor! Komemleketine karşı, Almanya'nırj başa çıkabümesi bu yüzden im şünün. Üstelik herşeyden önce pan fırtmanın esintisi buralara kadar geliyor. Durum ilerde an kânsız oluyor Bu sebeple Alman Berlin ve dolayısıyla Batı Alman prodüktörleri de uzun süreden yanın diğer şehirlerinin gezüme laşılacak. Şimdi biz gelelim Ber lin'in sinema sanatı yönünden beri İtalya ve Fransa ile copro si ve incelenmesiyle elde edilen yoksunlugunda başlıca rol alan düksiyon (ortak yapım) şekUndf tanıtma kazancını ve turistik de âmillere : çalışmak istemektedirler. *eri düşünün? Bu fikre ise Alman sinema sa Şu halde sonunda asıl kârlı çıhipleri muhaliTtirler. Sebep ola kan, bu muazzam külfete girişeÖnce, «Alman sinemasmdaki rak da; yer tarifelerinin ve dola rek her yıl Film Festivali düzen kriz» diğer ülkelerde olanından yısıyla rüsumlann artacağını gös liyen Berlin olmuyor mu? çok daha şiddetli ve yaygındır termektedirler. Dünyanın diğer festival düzenliyen memleketleri (artistik yöne Bunun da başlıca sebepleri: 1 Alman millî sinema prodüksiyodaha fazla önem verenler de da nunun şimdi ortadan da aşağı kahil) bu şekilde düşünerek, kafalannı, emeklerini ve keselerini bu litede ve diisük seviyede bulunu Kriz Parlâmentonun karan ganp = : SeviyeK bir film olan Japon filmi Hidari, en iyi akfris armağanını kazandı. ^ Arjantin filminde ele alınnn cııısel konu da etki uyandıınıadı Berlin'e ayak bastığııuzda, he •nen karşınızda direktör Dr. AV r ed Bauer'in yardımcıları olar Basm bürosu yöneticileri çok na uk Dr. Hans Borgelt ile bayar Traute Hildebrandt'ı saat gibi ÇP 'ışan bir organizasyonun başın ia bulursunuz. Bütün organizas von büroları, sekreterlikler, pro okol, basın, döküman, foto, ula? "ırma, enformasyon ve en ufal eferrautı saglayabilen çalışmeşkilâtı ve odaları Kurfürsten iamm caddesinde her yıl Festi rale aynlan Hotel Am Zoo'da bu unur. Uğramanızla birlikte, birFestivali. hayal kırıkhğma ı;ğratan filmlerden «Humanı xaç dakika içinde elinize otel Bondage» d< t ' k basına göz kamaştıran Şuh Kim Novak; söezervasyonlarınız, yemek kupon 'arınız, basın kartınız, film ve nük Laurence Harvey ile birlikte. 'österi davetiyeleriniz, kısaca ge şilerin adedini söyleyeyim: Bu tannı! Evet amnıa, bir de madalekli herşey elinizdedir! Günün yıl 41 memleketin (Dogu bloku yonun tersini görün? Zannediyor her saatinde yayınlanan dökühariç, Yugoslavya, Cezayir, B. musunuz ki, sadece Almanya man, haber ve diğer özel vesaiki Arap Cumhuriyeti dahil) 348 tem sarfediyor ve sadece yabancı bu içinde bulacağımz numaralı «ba silcisi (bunlar içinde ünlü simaişten faydalanıyor? Aksine. Bir sm kutunuzun» anahtan da size lar, sinema yıldızlan, sanat adam festiva! süresince gene bu dâvetli Festival başmdan sonuna kadar lan ve film piyasasınm otorite yabancıların gerek eğlence, ge gerekli yolda verimli kılmağa çalışmıyorlar mı? Dansı bizim gibi lerinin basına? Evet Berlin böyle çalışıyor, böyle tanıtıyor kendin* ve böyle gayret sarfediyor. Amma, bütün bu emeğe ve har camağa rağmen, acaba bu Festi val henüz istenilen sanat seviye sine ve 1 inci sınıf Festival olma değerine, uluslararası açıdan ulaşabilmiş midir? Burada duralım. Bu başka mesele! Sanat yetersizliği Berlin Film Festivallerinin ku rulduğu yıldan bu yana, «sinemi sanatı» yönünden gerçek anlam da tam bir «kalite» ye varamamasının ve özellikle bu yolda dengesizliğinin sebeplerini anlayabilmek için bir başka yöne bakmak gerekiyor. Niçin, Berlin Festivali, bazı yıllar üstün değerde filmler, sözün gelişi bazı güçlü yönetici lerin «büyük yapımlan» nı perde sine yansıtabildigi halde, gene de yeterli olamıyor? Neden bir yılı bir yılma uymuyor bu Festivalin? Sadece gösterilen filmler bakı mından değil, sinema sanatında söz sahibi olan kişilerin, katılmaları bakımından da niçin is tikrarsız? Hattâ beklenen «yıldızlar» bile niçin Berlin'i sansasyondan mahrum bırakıyorlar, çok kere? Hele bu yıl «Skandal» dan ve şu, 2 Televizyonun büyük etkisi (Çünkü Almanyanın ekonomik yönden kalkınması, Televizyonun gerek sinema, gerekse ti yatro aleyhine yayılmasına imkân vermiştir) Ortak pazarın rolü Film prodüksiyonu üzerinde, Ortak Pazar, «altılar» arasında ekonomik yönden halli çok zor bir mesele çıkarmıştır. Altılann rejimlerini ve aralanndaki bugün kü farklan birleştirmek, uziaştır mak gerekçesi «sinema prodüksiyonu» nu da güç duruma sokmak tadır. Şöyle k' Almanyada film prodüksiyonu «serbest» tir. Yani kendi ekonomisinin klâsik kurallarını takip etmektedir. Bu da «bağımsızhk plâm» içinde yürütül mektedir. Halbuki «altılar» içinde Avrupa sinemasınm «Üç Büyükler» inden İtalya ve Fransada, yıllardanberi sinema Devletin yardımını sağlamaktadır. İşte Avru Alman sinemasına devletin yar dım tasansı, uzun süredenben parlâmento çevrelerinde tartışıl maktaydı. Hattâ bu tasannın ha zırlayıcısı Dr. Berthold Martin birkaç defa bu teklifinde bazı de ğişiklikler yapmak zorunda kal mıştı. Birkaç hafta önce de, Ber lin Festivali dolajısıyla, Federa) Almanya Parlâmentosu (Bundes tagVın bu tasarıyı kabul ederek Alman sinema prodüksiyonuna bir hediyede bulunacağı haber ve rilmekteydi? Fakat evdeki pazar lık çarşıya uymadı ve bir andi bütün ümidler söndü. Bundestagv yaptığı özel oturumda bu «yardur tasansı» nı reddetti. Sürpriz ol dukça şiddetli tepkiler uyandır dı. Tasannın reddedileceğine ih timal veren çe\Teler yok gibi idi Bu yüzden şaşkınlık genel oldu Şu halde, demek ki bu arads beklenmedik bir olay cereyan et miş olacaktı? Sonradan anlaşıl dı... Katolik ve protestan kilisf çevreleri bu tasanya karşı pozis yon almışlardı. Sinemaya yardım tasarısmın kanunlasmasına engeı olmak için de öne sürdükleri ge rekçe şu idi: Filmler, sinema pro düksiyonunun teşvik edilemiyece ği kadar. «gayrîahlâki» bir se\1 ^ ^ SIS : ^ ^ ^ ^S = == ^= == ^= ^ ; =n ^ ^ ^ ^ = ^^= = ; = == ^= ^z ^^ ^ ^ ^= :sş = = yeye gelmişlerdir!? ^= YARIN: «ÜNLÜ KİŞİLER EĞJ,ENCELER» = = Kiliselerin geliri milyarları aşıyor P a p a l ı ğ ı n yıllık b ü t ç e s i 1 5 0 m i l y a r l i r a «Nanköı yaratıklar. Pro testanlık tıaram olsun size. Anlanuyorsanız, vaaz et mekten vazgeçerim. Domuzların önüne mücevher atacak değilim.» Kilise devrimcisi Martin Lut her, 425 yıl önce, cimrilik eden cemaate. bunlan söylüyordu. 425 yü önce yöneticiler ise kanşmış ve kilisenin kasasında şakırdı yan para sesleri, «mümin» leri cennet yolunu kaybetmekten ko rumuştu Durum bugün de de ğişmemiştir. Avrupa ve Amerikada, kanunun yardım eli yine kilisenin kasası na uzanmaktadır. Bu konuda bi ze en açık örneği Almanya vere bilir Orada, yurttaşlann yüzde 96 sı kiliseye vergi ödemektedir Ekonominin, doruga yaklaşmasi le ölçüsü artan bu paralar, gelir ve kazanç vergilerinin vüzde se kiziyle onu demektir Vergi miktan, son 14 yılda, 5'.) milyar marka yükselmiş ve kili se vergisi de buna paralel olarah 252 milyon raarkken. 224 milyon mark olmüştur. Bu sekiz katlık bir artıştır. Geçen yıl, resmî makamlarca kiliseye 200 milyon mark ödenek verilmiş ve bağışlarla gayrimenkullerden elde edilen gelirin toplamı. 3 milyar markı bulmuştur Verilen paranın. Alman yurttaşı basına rastlıyan miktan 1945 te, yıllık ikiyle üç mark arasıııdayken, şimdi 45 marka çıkmıştır .tlilyarderlerin. hulunriuşvı bölgelerde ba ortalama daha da farklıdır. ftrneğin Köln'de 62^5 mark. Diisseldorfta 1U8 marktır. Alfried Krupp, Ho esch gibi büyük işverenler içi.'i ayrı bir tarifenin bulunduğundan söz edilebüir. En zengin piskoposluk bölgesi olan Köln'ün, geliri 130 milyon markı bulmaktadır. Geçen yüz yılda, malının devletleştirilmesi ne rağmen, kilise yine, ufukları kaplıyan bütün alanlaru. sahibi dir. Adı geçen alanlar, Batı Al manyada 350,000, Fransada 500,000, Amerikadayse 1,1 milyon hektan bulmaktadır. Öte yandan, kaldığınız bir otelin, içtiğiniz bir bardak biranın kiliseye ait oldu ğunu öğrenince şaşmamanız ge rekir. Bu arada, Papalığın, bütün borsaları sarsacak ölçüde gücü ve etkisi olduğunu söylemek yerinde olur. Gerçekteyse, Papalı ğın borsa oyunlanna girmesi, iş bilir bir papanın emir vermesi için gerçek birkaç dakikaya bağlıdır. Yapılan sayılara göre Vati kanın, ortalama yıllık geliri 150 milyar T.L. dır. Bu paranın bir bölümü, dünyanın dört bucağın daki kardinalliklerden gelir. Ör neğin Batı Almanya 1 milyon mark göndermektedir. Banca Comerciale, Banca dı Roma, Banca di Santo Spirito gibi büyük bankalar başta gel • mek üzere bir sürü bankanın or taklık senetlerinden çoğu papalığın elindedir. Bu yetmezmiş gi bi, gaz, elektrik, su telefon, trolej'büs, otobüs işletmelerinin, bir takım otellerin. sigorta şirketlerini de yine ortaklık aracılığı ile Papalık denetlemektedir. İtalya dışındaki gelirler, dünya para politikasının düzenlendi ği Wallsireet'te toplanır. Ameri kanm ünlü kardinali Spellman'ı, kardinallik makammdan çok, VVallstreet'te görmek mümkün dür. Aynca, çeşitli yayın organlan ile, manevi etki yanında gelir de sağlanmaktadır. Paralann önemli bir bolümü İsviçre ban kalannda durur. Papanın 1938 yılında Morgan Bankasının (Zürih) genel müdürüne, en yüksek papa lık nişanmı takması, uzun dedi kodulara yol açmıştır. Vatikanm, sözünü ettiğimiz ti cari işleri, üç kardinalin omuz lan üstündedir. Kardinallerin a rabasmda bulunan ve Vatikan devletinin kardinali anlamma gelen SCV harfleri, işin içyüzünü bilen halkın zekâşı ile «Se Cristo Vedesse», yani «İsa Bir Görse» biçiminde yorumlanmaktadır. Protestanların geliri de azun sanacak ölçüde değildir. Onlar, Batı Almanyanın yalnız iki bölgesinden. ortalama 131 milyon mark gelir sağlamaktadırlar. Ayrıca, Alman Millet Meclisi Baş kanının yönetiminde kurulan bu kooperatifin sermayesi. 6,7 milyon markı buhnaktadır. Yarar landıkları topraklann yüz ölçümü ise, 70,000 hektan geçer. Protestaniar, ellerindeki parayı, faiz getirecek, işlere yattrmayı tercib etmişlerdir. Geçen yıl böylelikle sağladıkları kazanç. 1.610,850 markı bulmuştur. Württemberg'teki protestan kilisesi, yaymladığı bir bildiride, bu imkânlarla yaptığı işleri şöyle sıralamaktadır: 101 dinlenme evi, 88 tatil evi, 11 yurt, 14 bakımevi, 29 küçük sanat okulu, 11 hastane (hastanelerin en yenisi Hamburg'tadı» ve 15 milyon marka mal olmuşrur). Katoliklerin yaptığı işler de aynı türdendir. Fakat onlarda, okul, hastane, ço cuk yuvalan başta gelir. Hristiyanlığın ilk yıllarında, din adamlan, yapılan bağışlarla ve sungularla yetinirlerdi. VI. yüzyıldan başlıyarak, kendilerine bir gelir kavnağı edinmek yoluna girdiler. Buna göre, toprak ü rünlerinin, meyvaların, elde edi len içkilerin, büyük baş hayvanlann onda birini, küçük ve büyük baş hayvanlann ilk yavru larmı alacafüardı. Katolikleri, al dıklan paralar yüzünden iyice hırpalıyan Luther bile, «onda bir» i savunmaktan geri durma mıştı. Birinci Napolyon'un, prens lere, kilise malmdan bağışlarda bulunmasiyle gelişen davranış 1850 yıunda, «onda bim lerin orta dan kalkması Ue son buldu. Böy lece, balktan para toplanmaya başlandı. Ve sonradan bu işin y& rini, Almanyada kilise vergisi aldi. Ne bir din, ne bir felsefe ne de beden eğitimi olan YOGA Bu bir büyü veya akrobasi değildir nerede, ne zaman olursa olsun tatbik edilebüir l'oga ne bir din, ne bir felsefe, ne de bir jimnastiktir. Bir antrenman, bir sistem, her ikisinin de melekelerini geliştirmek için vücudün hareketleri ile bağdaştırılmış bir rnb balidir. Hindistanda yüzyıllardanberi tatbik ediliyor. Yorganın çeşitli dereceleri var dır. Bu derecelen tıpkı bir ağacın dalları gibi aşağıdan yukanya doğru düşünürsek en ait dallarda fizik rahatlıkla başlayan yoga. ağacın tepesinde mutlak huzura ulaşır. Yoganın, baı\ batıhların mütevazı bir şekille başarmaya çahştıklan ait baamağı gündelik hayatı kolayi?.?tırmada faydalı olur. Kendinizi bir bulut üzerine uzanmış eidivor farzedin. Adalelerınizin tamamen dınlendiğini hissettiğiniz zaraan «Başımı, alnımı, şakaklarımı, gözlerimı dinlendiriyorura» diye düşünün. Bu usul zihninizi çeşitli düşüncelerden kurtarmaya yarayacak. Yorgunluklarınızm hafiflediğini, üzüntülerinizin es ki kuvvetini kaybettiğini farkedeceksiniz. tçınizde yeni bir enerji duyacaksınız. Bunu hissettiğiniz an tıpkı bir kedi gibi çeşitli yönlere doğru gerinin. Soluk alma mucizesi Soluk almayı bilmek sızı küçük fizyolojik sıkıntılardan kuı tanr, yaşamanın zevkinı daha çok duyurur. Yoga: «İyı soluk al, ağrılarını daha az duyacak sın» der. Başınız döndü. ıçınızde âni bir fenalık mı duydunuz, oturun. Bir elinizle burnunuzun sağ kanadını kapayıp, yalnız sol ile nefes alın. Sonra da soluğu süratle sağ burun deliğir.den verin. Aynı şeyin aksinı tekrarlaym. Bunu beş altı defa yaptıktan sonra kendinizi daha canlı, zihninizi daha berrak bulacaksınız. Ateşiniz varsa. susuzluktan bayılıyorsanız, uykunuz kaıtı ise, üşiiyorsanız ağzınızı açın, dişlerinizi bafifçe sıkın, havayı ağzınızla içeri çekin, sonra burun deliklerinizden dışarıya verin. Aynı şeyi on defa tekrarladıktan sonra en soğuk havada sofufu bile eskisi kadar dnymadığınızı farkedeceksiniz. Vücudun ve zihnin kontrolu Yoga bir büyü veya akrobasi değildir. Nerede, ne zaman olursa olsun yogayı tatbik edebilirsiniz. Bunun için çiviler üzerinde yatmanıza, Hint fakirleri gibi kollarınızı, bacaklannızı birhirine dolamanıza lüzum yoktur. Vücutla beyin birbirinin desteğıdırler Birinin rahatlıgı ötekinde de kendini hissettirir. Yoga iki temel prensipe. dinlenmeve soluk almaya dayanarak zihii ve viicudu kontrola hazırlar. İ LÂ N Oarp Linyitleri İşletmesi Müessesesinden Otobüs Karöseri Yaotırılacaktır Müessesemize sit 2 adet 10 ton ve 120 P.S. lik 6000 S. modeli Büssing kamyon şasisi üzerine yapılacak işçi otobüs Karöseri kapatılrmş Zî.rflar içinde serbest teklif ahnmak suretivle imâl ettirilecektir. Teklif zarflanmn 24 ağustos 1964 tarihine tesadüf eden pazartesi şünü saat 15.00 e kadar Tavşanlıda Müessesemiz Mahaberat Servisinde bulundurulması lâzundır. Postadaki vâki gecikmeler kabu) edilmez. Buna ait şartnatne ve şema iicretsiz olarak: a) Bursa ve Adapazarı Ticaret Odalarından, b) tstanbulda T.K.İ Kurumu Satmalma Müdürlüğii (!stiklâl Cad Piremici Sok. Baro Han kat: 2 Beyoğlu). c) Ta\san!ıda Müessese Ticaret Grup Şefliğinden, temin edilir. Müessesemiz ArtırmaEksiltme ve İhale Kanununa tâbi olmayıp ihaleyi kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta veya d''Hiğine vermekre serbesttir. (Basın 14204/8933) Adalelerin dinlenmesi Üendınızı Dir makme gibi düunun Tıpkı bütün parçalan .ujulmuş, dınlendirilmesı gere;en bir raakine gibi. Eğer bu linlendırmeyi gerektiği gibi yajarsanız biı çeyrek saatte, bir :aç saatlik uykunun kazandıraağı rahatlıktan faydalanabilirnız. Kvinızde ıseniz uzanın. Dısa.da iseniz oturup, ayaklarınızı ii7 olarah yere basın. Ağır ağır . e derin derin bir çok defalar ıeles alın. Esneyin Sanki banvonuzda imişçesine vücudunüzu serbest bırakarak dinlendirin. Gözler için güneş Gözleriniz yorgunsa bakışlarınızı odamzın veya otobüsünüzün penceresinden uzakta bir noktaya çevirin. Veyahut bakıslarınız buğulanıncaya kadar hiç çözlerinizi kırpmadan küçük bir eşyaya bakın. Bir kaç dakika kadar güneşin doğuş ve batışmı da böyle seyredebilirsiniz. Aynı şey ay için de tavsiye edilebilir. gundelık meşgullyetlerınizın tamamen dışında bir şeye teksit etmelisiniz; bir çiçeğe, bir şiseye, bir kitaba. Veyahut yürümeniz gereken bir yolu düşünün. Bu yolda yürürken yapmanız gerekli bütün hareketleri zihnen kendi kendinize anlatın. BaşlanEiçta fünde otuz saniye kadar zihni belirli bir noktaya teksif etmek yeter. Bu zaman siiresince önemli olan zihnin başka bir noktaya kaymasıııı önlemektir. Eğzersizleri sabab ve akşam saatlerinde yapmayı tercih etmelisiniz. Ama günün herbangi bir saatinde de yapabilirsiniz. Önceleri 30 saniye de olsa zihninizi bir noktaya teksif etmekte belki giiçlük çekecehsiniz. Ama sonraları daha uzun süreler iein de başan sağladıjpnızı göreceksiniz. EŞzersizin çayesi düsüncevi disipline sokmak, pner.iivi harcamamayı öîrenmektir. dığını fark ettiğiniz anda aynı egzersizden faydalanın: «Artık kızmıyorum, artık kıskanmıyo rum, artık k:mseden nefret etmiyorum,» deyin, Tıpkı tohum eker gibi Zihninizi bütün kötü, üzücü düşüncelerden temızleyin. Tıpkı bir toprağı kötü, zararlı otlar dan lemızler gibi. Sonra kafanıza müspet düşünceler aşılayın Bağdaş kurarak oturun. Ellerı nizi, avuçlannız yukarıya gelecek şekilde dizlerinizin üzerine koyun. Normal bir şekilde nefes alın. Sonra durumunuza u yan cümleleri kendi kendinize tekrar edin. Meselâ aşın mahçupsanız; «Kafamdan ve vücu dumdaıı tabii göcümü artırmak için faydalanıyorum, deyin. Onları bana ihanet etmirecek sadık âletler gibi kullanıyorum öyleyse istediğimı söyleyebilirim, yapabilirimj Yoganın iyiliklerinden fayda lanmak için komplike etüdlere dalmanız hıç de gerekli değildiı Bilhassa sabahlan, zihninizin yorgun olmadığı saatlerde ken dinize ayıracağınız bir çeyrek beyninizi sağhğınıza zararlı düşüncelerden sıyırıp. size huzur dınamizm. yaşama zevki ver raekte faydalı olacaktır Bir çeyrek saat, biraz sebat... Denemeye değmez mi? Artık ağlamayın. Soluk alın Yogiler önemli sinir merkezleri üzerinde kontrol sağlayabilmek için nefeslerinden faydalanırlar Meselâ sebepli sebepsiz ağhyorsanız, gözlerinizin dolduğunu hissedince derin derin soluk alın Sonra: «Artık ağlamıyorum, diye düşünün Soluk alıyorum Artık ağlamak istemiya rum.» Arzu etmediğiniz duygulann benliğinizi sarmaya başla Dikkatinizi bir noktaya toplayın Zihin sağlığı hayal kınklıklarınızı, iizüntülerinizi yenmekte yardımcı olacaktır. Zihninizi «Yoga» ile meşEul olan üç ünlü kişi: Eisenhower, Ben Gnrion ve Pascale Petit
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear