28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TT ııııııııııııııınııılllillllllir ıııı=ııııiMiııııııııııııııııımııııııııııııııııııııııııııııııııııuıııııımııııııııııııııııi!iıııııııııııııııııımııı|Niı | D Ü Ş Ü N C E L E R | Tarih Konulan Bilim ve gerıcilik Sayın Baha Ankan'ın dünkii gazetemizde «fllm ve GericlIlk» başlıklı bir makalesi yayınlandı. Makalenin konusu bizim bir fıkraraızda ortaya attıgımıs fikrin tahlUidSr. Okuyucularıraız hatırlıyacaklardır. «Korfcunç» başliklı bir yazıyla tmzm ve Hatip Oknllarında öğretilen «Şeriatçılık» mesleğini yerrniştik. Milli Efitim Bakanlığının kontro18 altınds ve lâik devletin hazinesinden ödenen paralarl» »rt» öğretim seviyesindekı çocuklarımıza: Emir ve yasağı. ceza ve mükâfatı tâyin eden, hüküm veren »eriattır. Akıl müstakil olarak hüküm veremez. Bir şeyi harsm ve helâl kıiaraaz... diye ortaçag eğitirai verilmesitıin dognracağı korknnç sonuçlar üstâne dikkati çekmiştik. Saym Arıkan bu fikri Uhlil ederken »aeUe diyar ki: 1 traam ve Hatip Okullarının memleket hayatında lüzuralu olup olmadiğı bir ayrı konudur. ö o c e bunu ayıralım. 2 Kelâm ve Fıkıh tslâm ilimlerindendir. Bunlar «fslâmî bilgıler içinde ılım olarak kaldıkça» »kutulmaları, •grelilmeleri gerekir. 3 Ancak asıl raescle. bn bilgüerin «islâm ilimleri» öğrenmek istiyenlere ögretilmesi degil, ögrenilenlerin bufunkü cemiyete tatbik edilmek istennıesı meselesidir. . Ve yazar sonuçta diyor ki: « Şunu demek ıstiyoruz. Islâmi iümleri öğretmek isteyen bir bilim müessesesı, bu bilimın gerektirdiğı butun bilgüeri olduğu gibi öğretmek mecburiyetindedir. Bu bilgileri öğrenenler, öğrendiklerinin yardımiyle cemiyeti on dört asır geriye götürmeğe kalkıştıkları anda, karşılarında büyük Atamn manevî ruhunu göreceklerdir. Şimdi bütün ba fikırleri teker teker ele alarak kısaea jöıden geçirelim. Her şeyden önee söylemeliyim ki, b> koom, bir fıkra çerçevesi dışında incelenmeğe değer. Ancsk bir fıkranın keakin öslubuyla ortsym konacak dereeede »çık gerçeklerde bolnşmamız ön meseledir: 1 tmam ve Hatip Oknllannıo gerekll «lap «lmadj{ı bir ayrı konudur. Onn sayın Baha Ankan'la bir a y n samanda kenuşuruz. Bu noktada beraberiz. 2 Kelâm, tefsir. hâdis, fıkıh gibi dertlerin »ilim» «lafa iddiagına gelinee . Eskilerin «Düstnri ilimler» dediği cinsten disiplinler, medern ve mfispet anlamda bilim değildir. tlim artık târifi yapılmış, metodlan tesbit edilmiş ve bn târif ile metodlar çerçevesinde bütün yeryüzü üniversitelerinde ortaya kenan bellrli bir nesnedir. Kendi keyfimize göre ilim icat edemeyi*. Fıkıh, kelâm gibi nesoeler, Yirminei Yüzyü kafasına göre bilim olamaz. Ancak bilime konu olnr. Dalıa açık söyliyelim: Müslümanlığın esasları ve bilgileri lki biçimde incelenir ve öğretilir: Ya bir inanç efitimi olarak, ya da bir bilim eğitimi olarak... Bilim eğitiminde kelâm ve fıkıh inceleyenler, hangi dinden olnrlarsa olsanlar ebjektif bir gözle konnya eğilmek, ve ilim metodlarıyla araştırmak zorundadırlar. Bir Müslüman, bir Mnsevî, bir tsevi. bir Ateist de bilim rözüyle tslâmiyeti ıneeleyip araştırabilir ve flstüne cilt cilt kitap yazabilir... Bu bir a y n konudur. cEmır ve yasağı, ceza ve mükafatı tâyin eden, hüküm veren şeriattır. Akıl müstakil olarak hüküm veremez.» diye ise ffirip, aklı bir köşeye iten inanıslann bilim oldnfunu iddia etmek, bilim mantığına aykın o)ur. Bilim, kendi metodolojisi içinde gerçekleri araştırmak zorundadır. 3 Bu noktaya vardıktan sonra tnesele kendiliğinden aydın • lanır. Ortaoknl çağındaki çocuk, bilim ineelemesine giremez. öğrendiklerinin tenkidine ancak lise son sınıfta mantık ve felsefe ile başlamak seviyesine erısebilir insan katası... Bütün yeryüzünde de böyledir bu! tmam ve Hatip Oknlları cocuklara pratik bilgiler veren bir meslek okulu mudur? Yoksa Islâmiyet fistüne incelemeler yapan üniversite seviyesinde bir ilim kurumu mn? tnanç egitimi mi yapmaktadır? Toksa objektif bir ilim araştınnası mı? Fakültelerimizde de tslâm hnkuku ve felsefesi. okutnlmaktadır. O bir ayrı hikâye... Ve Baba Arıkanın, «İlim bürriyeti mutlaktır» dedigi prenıibe giren konu Ama ortaokul çagındaki çocnklara iskolâstik bilgileri ve seriatçılık düzenini bütün inançlanyla verip, on binlerce gencimizi bu kafayla toplnm içinde gBrevlendirdikten sonra «Büyük Atamn manevl ruhundan» medet ummak, arpa tohumu saçtığımız tarladan buğday filizleri beklemektir. ııııİırtııtııııımtıuııııııııumııııııımınmııııııııııııııııiiiıınıiHiııııııııııııııııııııımıııiHiııııııııııiıııı Istanbul Defterdarlığından bildirildlğine göre motnrlii kara taşıtlari vergisinin birinci taksitinin haziran, ikinci' taksitinin aralık avında Sdenmssi gerekmektedir. Mükellefler 1964 vıli birinci taksitlerini bu ayın sonuna kadar verçi dairelerine yatıracaklardır. 30 haziran salı günü aksanuoa kadar birinci taksitlerini ödemeyen mükelieflerden bu taksit ilk ay için yüzde 10 ve müteakip he ay için yüzde 2 gecikme zammı ile birlikte ahnacaktır. Tasıt vergilerinin birinci taksiti bu ay ödenecek Türkiyede sermaye emek çat şması Yeni Sendikalar, Toplu Sözleş me ve Grev ve Lokavt Kanunları yürürlüğe gir dikten sonra Tür. kiyede şimdiye kadar sadece fikri alanda kalan sermaye emek çatışması ıktisadi ve sosyal hayatımızın günlük olaylan arasına girmeğe başlamış görünmektedir. İşçi Sendikaları toplu sözleşme hakkının kendilerine tanınraası ile derhal harekete geçmiş ler, karsı tarafı, işveren veya iş veren sendikalannı, toplu sözlesme yapmaya dâvet etmeğe başlamışlardır. Böylece, toplu sözleşme masalarında, taraflardan biri istemek, diğeri de vermemek için mücadeleye girişmi; tir. Bu mücadeleden acaba kim galip çıkacaktır? Tabii, bu işlet meden işletmeye, sektörden sek töre cevabı değişik olacak bir sorudur. Bununla beraber Türkiyemizin şartlan gözetildiğinde. bazı neticelere varmamız, bu suale cevap sayılabilecek bazı yorumlar yapmamız mümkündür. Işte bu yazıda adı geçen mevzuda bazı neticelere v»rmak ve yorumlar yapmak suretiyle suali cevaplandırmaya çalışaca İstanbul ve İhtisab Ağası (*) Yazan: Elif Naci «lıtanbnl'n dinllyomm gSılerira kapah». ŞİIr ve tarih konüşnr, bogazın lyot koknlan, ezan lesleri ve gflverein kanatl»n, kıyılarda yslanan Mannara. Istanbnl'n gdzlerl kapalt dinlemek grOzel. Ama blr de gBılerimiıt açıyemı, sokaklar perişan. KSblk blr apartıman yanınds coval Brtnlfl blr knlübe, pencerelerinden klrll çamaşırlar sallanan evler, çirkefli btrlklntlIerdr oynayan yalmayak, çocnklar. Ve en Bnemllsl tariht eserlerin dnvarlan dibinde yatan ayltk lnsanlar.» Tarlhten okuyalım tstanbnl'u. 1242 tarihli Topkapı Sarayı arşlvinde E. 1399 numarada kavıtlı eskl bir veslka karsımızda. Bo, Mahnmd II devrlnde lhti§ap aŞalannın vazlfelerine ait bazı işaretler bnlnnan blr defterdir. Urnn Tazıtmış, bnndan aneak blrkaç pareannı alablllrlz: «tstanbvlda nfifnmn coklnfn, bazı mahznrlan gSzSnflnde tntarak bası boş ve aenerl maknlesinden bnraya gelenlerln dlkkatie eSzden reçirllmesl. ve tstanbnl mahallelerindekl fhaünin tahrlr ve bir deftere yazılması rerfkmektrdir. t»tanbnla relrcek esha« ya masiahatının trörfllmesl ve yahüt tstanbulda blr is balmak icin eelecefine e5re en evvel tstanbnl Galata ve BoJrazı'ri ve Ütkfldar iskelelerinde ne mikdar hamal, kayikeı ve hamamlarda ne mikdar dellâk ve natır veya kücök esnaf erbabı ve oırakian varsa onlann tesbitl mntempd adamlar tavinl ve her hlr e»nafın ketbflda ve viiHt başılan marlfetl He kefilieri alınıp Isim ve esk«! ve v e l l v e t ve keflll tasrifi ile defter olnnarak vaz'ı mürur maddesine kemallle Hlna ve dikkat olnnması ve ejer bir kimsenin tstanbul'a eelmesl Iktiza ederse mahaUinden alacafı murur tezkeresi (recme mflsaadesi) ve ne için ıre1dl|lnln (maslahat. (iearet, askerllk) gihi va7ilması icap eder.» GSrfllflyor kl Anadalnmın her hançf hlr yerinden. blr kByflndfn kalkın keyfinee fstanbal'a gelip sokaklannda evinln yatak odannda imi? jrfbl İç çamatırlan ile veva ayakfarında taknnyalarla dolaşmak ve toristlere model olmak vasakmıs. Bu Iş o kadar kontrol ve Inzibats alınmıs kl «Hanltrta, bekfir odalannda kaç M«f var? Denlzo>n re karadan releeeklerin h*l *• aanlartna «ertHH pfbl dikkat olnna» »eklinde kılık kıyafetlerine kadar nzanan flOknmaga devam edelim: «thtlsap Aftaiı marifetl He ol hanlara gSnderillp andan fireeeçi 1?, her ne Ite Ibtlda hemşerilerlnden evrelee keHll alınmiş takimdan kendnye kefil bnlnp thtUap Agam hncnrnna fornrerek onnn dahl knvvetH kefill ve e | e r «lUhı var«ı kendinde kalıp fakat mevcnt fiseklerl alındıktan sonra hanpri OflkkSna girecek veyahnt banfl i*keleye hamal olaeak veya hanrl hamamdî» Işlfveeekse ol mahallih evrelce defter* vnnlmı? olan adamları altıns yazılıp '*• kin lstedl»! mahallln adamları derece1 klfayede ise «^vap vprilerek ya»ilmama»ı hn»n»ii"» Ihtisan ASasının kemâll «e dikkat eylemesi.» Bnndan başk» hanlar ve hekâr odalarma yerlertlrllen ta<ralılar «aksam fsleri blttikten sonra hanlanna dBnmeıf ve « hahları tekrar işierine «itmf'»'i ve handa silâb ve eenhane »!»|tlayın saklamadıklan sık "k araştırm» vapılarak mBnta'sm blr seklide» kontrol edllmrleri sa*lanmaktadır. Her satınnda a y n hir end<<e bnlnnan bn defter, ilerde blr taHma*name hasırlayaeakiar icin eok favdaiı bllei ve kavgıl a n toplamii hninnmaktadir. Ve meselfl blr iki satiT daha oknvalım: «Arnavnt talfeslnden ah*d ve asafll maknlelerintn kfl't mi"etl flbl hlc blr raman t«tanhnlda C8?alma»ı ve otnrtnlm!».*1"» İ7in verfimemesf lârımdır. Simdlkl halde mevcnt arnavntlstnn Yedlknle haHcfndfkl kasanna*ı afa tarafından defter olnnarak çotalmamasına, ekmekçl ve «Imitri ve paracı dSkk5nl»ri"i'^ ve hrınlards Idareye elvererek kadanndnn zlvade fazlala«mamasına tstanhnla koynn srvk eden Cihanbevll ve AINanlı kBrtlerlnden başka Kflrt taifesinden blr nebeple fstanhnla finnemeslne thtlsap memnriarı kemâtile «ekavvflt eyleye...» Efer bi», tarihl eserlerimizin Bnlerinde valınayak, flstfl bası perişan knfeellerin boyln hoynnea azanıp vatmıs resimlerlnl yabaneı derfllerde gSnnek Ntemivorsak bn derbederll»! blr nlzam ve kontrol altina «Im a l m z . Ama ihtltap ajfam fetlrerek defll. C) îhtisap Ağası Beledfye I?1eri1e meşgul bir memurdur ama Kadı'nm verdigl hükflmleri icra ile mükellef, aynı zamanda urtl ve Idart şekllde de vazife gSrür. Beltdryı'nîn blr nevi zakoludur. Yazan: Doç. Dr. Haydar Kazgan nında yüksek kâr hadlerine ula şabilmekte, bunun aksi ise ancak istisnayı teşkil etmektedir. Fakat Türkiyenin bu konudaki asıl büyük derdi gerek devlet sektöründe ve gerekse özel sektörde yatırımların ekseriyeti nin iktisadi düşünceden yoksun zihniyet ve davranışlarla kararlaştırılmı» olması ve yönetilmesi dir. Bu sebepledir ki, birçok hal lerde sermaye kıt faktör olmasına rağmen, nispi olarak yüksek randıman arzetmekte ve işgücü de bu netice dolayısiyle mağdur olmaktadır. Nitekim bir işletmeye yatırılmış olan serma yenin teknik ve reel olarak prodaktiviyesi muayyen sermayenin çok jayıda emekle kombine edil mesi dolayısiyle yüksek olmak lâzımken, kötü yönetim ve orga nizasyon yüzünden yükselmemektedir. Oysa ki, memleketimizde sermaye kıt ve bu sebeple de fiyatı yüksek olduğu için, sermayenin işletmelerdeki düşük prodaktivitesine rağmen ser mayeci ve müteşebbislere yüksek bir fiyat yâni faiz ve kârlar ödenmeğe devam edilmekte ve neticede hâsılatın büyük bir kısmı sermayeye gidince, zaten bol olan iş gücüne düsen pay da küçük kalmaktadır. Bu itibarla memleketimizde işgücü prodakti vitesinin ve dolayısiyle ücretlerin düşük kalması sermayenin kıt olmasından ziyade işletmele rin kötü yönetimi ve organiıasyonu yüzündendir. Nitekim birçok işletmelerde teknik olarak sermayenin entansif olmasına. başka bir deyişle, işgücü sermaye oranı düşük olmasına rağmen, yönetme ve organizasyon aksak Iıklan sebebi ile düşük kalan hâsılat dolayısiyle, piyasa râyiç lerinin üstünde ücretler ödenme si mümkün olmamaktadır. Bu dbrum karşısında sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkının kullamlmasiyle işçilerin gerek milli refahtan hak ettikleri hisseyi alması, gerek bu hissenin milli refahın da artması dolayısiyle artmasını temin edebilmek için Türkiye'de lermaye teşekkülü ve teşekkül eden ser mayenin işletmelerde iktisadi dü şünceye, iktisadi davranışlara ve ilmin gösterdiği yollara göre kullamlması zoru içinde bulunmaktayız. Bundan ötürü sendika cılığımız sadece koruyucu olmak, işçi haklarının istihsali ile yetinmekle kalmayıp yapıcı olmak zorundadır. Zira sermaye süratle teşekkül etmez, teşekkül eden sermaye de hesapsız ve den gesiz 'zihfiiyeV ve oTavranişIarla idaı* «dîlirkeri nüfus ve buna bağlı olarak da işçi sayısı (rtar sa, çalışanlara daha yüksek bir hayat seviyesinin temini büsbütün zorlaşabilir. Sermaye ve emek münasebetlerinin diğer bir meselesi de memleketimizin bir özelliği olan zarar eden devlet işletmele rinde karşımıza çıkmaktadır. Ba zı devlet işletmeleri, sosyal fayda istihsalini gaye edinmiş olma ları dolayısiyle, muhasebe anla mında zararlar kaydetmekte ve bu zararlar genellikle devlet büt çesinden karşılanmaktadır. Zarar eden bu gibi işletmelerde ücret seviyesinin artırılması ko • Kıbns Türk İşçi Birliffi Başkanı Cenevreye ffitti Bir süreden beri Istanbul'da bu lunan Kıbrıs Türk tşçi Sendikalar Birliği Başkanı Necati Taskın, bu sabah uçakla Cenevre'ye gitmiştir. DERN SANAYI'IN AS'LARI İ ^^KJB , '' • Optlk Koordinatlı HURTH Delik ve Freze Tezgâhı Kopyş Tertibatlı VOf Torna Tezgâhı BLOHM Satıh Rektıfıye ve Oüşey Freze Tezgahrmız Gelmiştir CELAL IMRE ne. LW ştı. ANKAKA , Atatürk Bulw< 7T/7 T.l : 12 38 16 VTANflut. . Galata, Perç^mlı Sok. Cemaal Han Td : 44 37 64 • 44 40 21 İlk olarak memleketimizde ser maye ve emeğin durumunu, içinde bulunduklan şartlan ele alacağız. Bilindiği gibi, Türkiyede sermaye kıt bir istihsal faktörüdür ve artırılması için gerek li olan tasarrufun teşkilini engellıyen birçok sebepler mevcut tur. Ayrıca tasarrufun şimdiye kadar mühim bir kaynağını teşkil eden enflasyonun ve emek si tismarının. sendikalaşma ve top lu sözleşme dolayısiyle artık mil 11 tasarrufu artırma fonksiyonu nu yerine getiremiyeceğini kabul etmek zorundayız. Bundan piyasasına bağlı Yeni bir özel okul açılıyor başka, sermayetipi henüz memle anonim şirket tstanbulun eğitim meselesini ketimizde yayümamış olduğu içözmek atnacı ile Milli Eğitim Baçin, firma seviyesinde otofinans kanlığı çalışmalarının yanı sıra, man ile. yâni bir bakıma cebrî yeni özel okulların açılması da de tasarruf yolu ile sermaye teşek vam etmektedir. külünden bahsetmek de mümkün değildir. Bunun yanında önümüzdeki ders yılında Leventbankacılığımızın toplumda teEtiler yolu üzerinde bir özel okul şekkül eden tasarrufları gerekti aaliyete geçecektir. Yıldız Koleji ği gibi kullandırmak görevini ye adını taşıyan ve eğitim için gerekrine getirdiğinı de söyleyemeyiz. i tesislerle konforu havi buluoan Bütün bu sebeplerden ötürü okulda ilk. orta ve lise bölümleri memleketimizde sermaye teşekfaaliyet gösterecektir. külünün tasarruflara bağlı olaMotörle çarpışan sandal rak »rtabileceğini iddia edemebattı, içindekiler kurtarıldı mekteyiz. Nihayet, dıs ticaret tı kanıklıkları da, iç tasarrufların Evveki akşatn Eyüp ile Sütlüce kapital eşyası olarak değerlendi arasında bir deniz kazatı olmu; rilmesini engelleyen bir faktör motorla çarpışan ve içinde dört olarak ayrıca üzerinde durulma yolcusu bulunan bir sandal parça yı gerektirmektedir. anarak batmıstır. 16 yaşındaki trEmeğe gelince; durum tam ak. !an Yaşaroğlu sandalla ,aldığı yol sine bir seyir takip etmektedir. uları Eyüp iskelerçine götürmelc Nüfus artışl, "ka*ba işçi ve vasıfh ' •stero^tır. Bu sıtada tsmail Bulut işçi olntak için gerekli eğitim önetimindeki Haliloğlu motoru müesseselerinin ve bu arada ilk andala çarpmıştır. Sandalda bulu eğitimin memleket sathına gün an yolculardan Yeter Celep, Gül geçtikçe yayılması, ulaştırma vâ sıtalarının gelişmesinin işgücüü Celep, Muhittin Yeniaydın ve abri Karatepe denize düşmüşler nün mobilitesini artırması, iş ar ir. Etraftan yetişen diğer sandal zında bir bolluk yaratmaktadır. ar tarafından gerek yolcular ve Tabil, sermaye ve teşebbüs kudreti aynı oranda gelişmediği iek«p sandaln »urtanlmıştjr. çin, işçi talebi arzın altında kalmakta ve bu sebeple de işçi ücretleri devletin asgari ücretler konusundaki müdahalesl ve işçi sendikalarının direnmesine rağmen işçiye milli refahtan haket tiği payı verecek bir seviyeye Yağışlı ve rüzgârlı gelememektedir. Şöyle ki, kıt olan sermaye, bol olan emeğin y» geçecek Ocak ayından mayıs sonuna ka dar Batı Almanyaya 1609'u kadın oknak üzere 21 bin 138. Avustur ya'ya 30'u kadm 2910 işçi gönderil miştir. öte yandan, Ocak ayından mayıs sonuna kadar îstanbul tş ve tsçi Bulma Kurumuna 13 bin 454'ü erkek, 3 bin 172Sİ kadın olmak üzere 16 bin 626 kisi başvurarak is istemiştir. Bunlardan 4 bin 997 si erkek 1321"i kadın olmak üzere 8 bin 318'i ise yerleştirilmiştir Ocak ayından mayıs sonuna kadar isyerleri bes bin 596sı erkek, 1464'ü kadm olmak üzere 7000 işçi talebinde bulunnıuştur. Beş ay içinde yurt dışma 24 bin işçi RÖnderildi nu edilince, lararın daha yüksek ücretlerin ödenmesine mini teskil ettiği etrafında bir görilş btrliği hâsıl olmaktadır. Kanaatimizce bu çok yanlıştır. O kadar ki, zarar eden işletmelerde düşük kalan ücretler bu işletmelerde çalışanlardan munzam bir ver gi almak gibi bir netice yaratmaktadır. Nitekim, bir devle* iş letmesi, bütün memlekete munzam bir fayda sağlamak maksadı ile zarar ediyorsa, bu zararın yükünü kısmen burada çalışan lara yüklemeğe kimsenin hakkı yoktur. Başka bir deyişle, sosyal faydanın istihsalinde çalışanlar düşük ücretler aldıklarında, is tihsal edilen sosyal faydadan bü tün vatandaşlar gibi, yâni aynı oranda faydalandıkları halde faydanın maliyetine diğerlerinden daha fazla iştirak etmiş ol maktadırlar. tşte bu arada fark bu işçi ve memurlardan alınan munzam bir vergiden başka bir şey olamaz. Tabii zarar eden dev let işletmelerinde işgücünün tek nik ve reel mânâda prodüktivitesine uygun ücretler ödendiğinde, büyük bir ihtimalle zararlar daha da artacaktır. Fakat bunun mânâsı istihsal edilen sosyal fay danın maliyetinin de artması şeklinde anlaşılmak lâzımdır. [ Bu itibarla bu durumdaki işçi I lerin haklarını korumak görevini üzerlerine almıs bulunan işçi sendikalarının bu hususu gözet meleri ve toplu sözleşmede bu gibi devlet işletmelerinin sosyal fayda ile ilgili özelliğini belirte rek, işletme seviyesinde bir mu hasebe anlayısından, sosyal muhasebe anlayışına kaymaları gerekecektir. Tabii, gerek devlet sektöründe ve gerek özel sektörde konjüktürel sebeplerle zararlar kay dedilebilir. Bazı devlet işletmelerinde politik davranıslann sos yal faydaya atfedemiyeceğimiz zararlara sebep olduğu kötü yö netim ve organizasyonun zararlara yol açtıgı da bir gerçektir. Bu çok tarafh zararlar içinde konjüktürel olanları dahl modern işletmecilik kötü yönetim ve organizasyona atfetmektedir. Zira bugün artık her isletmenin konjüktürün seyrine kendini ayarlamı? olraası gerekmektedir Bu yolda sendikaların yönetime iştiraki büyük ehemmiyet taşımaktadır. İşçi sendikalan işletmelerin üc ret ödeme gücünü zayıflatma mak için yönetme mâkamı nezdinde tesebbüsleri ile rizokosu yüksek yatınm ve harcamalardan kaçmılmasını temin etmek mecburiyetindedirler. Buna göre njeıelâ speküiâsyon y»*n ile yüksek kârlar elde eden işletmelerde kısa bir süre için ancak ödenebilecek yüksek ücretler ten dikalarca câzip görünmemelidir. Keza işçilerin kâra iştirak ettiril mesinde de aynı husus gözetilmelidir. Politik gayelere bağlı olarak zarar eden devlet işletme leri halinde ise, »endikaların asıl hedefi politik gayelerin ortadan kaldırılması olmalıdır. Doç. Dr. Uhan F. AKIN'm MEVLİDİ ŞERİF Celal Sahir Erozan kızı çok kıymetli vefatının on ieklzlnci genel devrlyeslne müsadlf 1761964 Çarsamba füntl (bufün) lklndt namazından lonra (Sultanahmet Yerebatan) Camli Şertflnde mübarek ruhuna lthaf olmak 0zere okunacak olan Mevlldl Şerlfe ve Hatml Şertfe tevenlerln ve arzu edenlerln tesrlflert rica ölunur. Celâl Sahlr Erozan tllefl Emine NÜVEYRE'nin "Teıtıel Hak ve Özgürlükler,, • • LİBERAL ÜLKELERDE HÜRRİYET NASIL DOĞDU?. HURRIYET KAVRAMINDAKİ GELİŞMELER MARX'ÇI DÜŞÜNCEDE HÜRRİYET! HLRRİYET KAVRAMINDAKİ GELİŞMELEBİN SONLÇLARI... Fiatı: 10 liradır. Genel dağıhm yeri : TENt ESEBİ Türkiye Ziraî Donatım Kurumu İskenderun Bölge Miidürlüğünden 1 2 3 4 Marmara bölgesi ile Van, H»kkâri ve Siirt çevreleri parçalı bulutlu, diğer bölgeler parçalı çok bulutlu, yer yer sağnak ve gök gürültülü sağnak yağışlı geçecektir. Hava sıcaklıklarında düReklâmcılık 2147/6837 ne nazaran önemli bir değişiklik olmayacak, rüzgârlar batı ve kuzey yönlerden hafif zaman jaman orta kuvvette esecektir. ŞEHRtMtZDE Şehrimizde hava bnçün açık ve yağmursuz ısı en yüksek 28 en dü274,970 fcilo avaryalı % 4346 P2 05 triple granüle süperşük 20 derece olacaktır. fosfat 25/6/1964 perşemb* günü saat 10.00 da kapalı zarf usulü ile şartnamemiz esasları gereğince satılacaktır. HAZtRAN 17 • SAFER 7 Bu işe ait muvakkat teminat 4000. TL. dır. Talipler, mesaî saatleri dahilinöV avaryalı mallan Bölge s. İ J Ş a Müdürlüğümüze ait Gazioğlu depomuzda görAillrler. S o o Kurumumuz 2490 sayılı ihale kanununa tâbi olmadığmV. J 5.26|13.1517.15(20.43 22.4<i| 3.03 dan ihaleyi yapıp yapmamakta »erbesttir. (Basuı 10714/6868) 2.041 6.21 E. 1 8.44' 4.32J 8.33' 12.00 Manifatura Ve Kumaş Tiiccarlarına Terllen Tün Moline Yazlık çeşitleri desenli ve dfit renkleri ile n e u fiatla piyasava arzedilmiştir. Aşirefendi cadd. No. 48 Tel: 22 00 70 îstanbul (Basın 10766/6874) Cumhuriyet 6851 DÜNYA MATBAASI Taşraya ödemeli fönderilir. Cumhuriyet 6876 Nahit Hüzeyfc Perek 1 Sezin Dershanesi Müzik ve Bale yaz devresi kayıtlarına başîamıstır. Oğretmenler: Verdâ ÜN, Neclâ (Sanel) Karhan Erenköy Santral caddesi 7/9 Telefon: 55 47 $6 üânclıık: 933/6862 Cumhuriyet 6856 j CUMHUKlYBTtn reirlkaau « BAY OSCAR: Melih Cevdet ANOAY AYLÂKLAR 267 268 AYLÂKLAR AYLÂKLAR 269 çektim kendime. O zaman sıkı ukı sanldı bana, bem ağlıyor, bem de : Sevgılım henım, bir taoem, diye §6yleniyordu. öldürmek istedin kendini değil mi? Ama nedenV Söyle bana? Benden kurtulmak için mi? Ne yaptım ben sana? Peki, sevme beni, ayrıl istersen... Ama bu deliliği yapma! Temin ediyorum. bır saat bile yaşamam arkandan. öldürürüm kendimi... Ağlıyordu, ben de ağlıyordum, gözyaşlannıii hırbırıııe karışıyordu. Evlendigimizden beri biç bu kıdar yakın olmamıştık birbirimize. Opiislfrr boğuvordu beni. Ben de »nu öpüyordum. Açlaması bir az sonra dindi. sevinçliydi; anıa ben çıt gidf daha çok aflıvordum. Bütün siııirlrrim boşanmıştı. Altında ezildiSim baskılardan kurtulmuştum. daha iyisi valnızlıktan da Kurtulmuştum. Sıgınacak birini bnlmuştnm, çocuk eihı ajlıvordum. Başimı göfüslerinin arasına sokuyordum. bovnuna, saçlarının arasına sokuvordum. Aylâ : ArtıU hiç özülmiyeceltiı. diyorda. Bir uCursııziuk çnkmüştü üzerimize. bitti eitti artık. Bak ?öriirsün ne kadar... Ne kadar... Mesut . öpüslerimden rahat honuşamıyordu. Seviyoram. dedim. sevlyorum seni. Ben de «eni. dedi. ben de senl seviyornm. Halının üstünde nracıhta, tabaneanın yanı nasında cılçın ^ibi sevistik. Sonra tabanca ile AvlS'nın arasına devrildim Sırt üstii nzandım. Rahattım. hiç bir kaytum voktu. Bir ar ntanıvordom AylS'dan. tlk söze nasıl ve asıl Knrmiisi hantrt sesle baslıyacafımı düşiinüvordura. Bereket Aylâ beni bu sıkıntıdan knrtardı : Seni ben soyayım, yornlma, dedi. Ve yerinden sıçradı, ilk iş olarak tabancaya blr tekme attı. Ben : Tavaş, patlayabilir, dediu.. GüldO Aylâ : Ben boşaltmıştım, dedi. Sonra ayakkabılarımı çıkarmaya başladı. demek tabancayı boşaltmış . Peki ama, boş tabanca ile kendisini nasıl vnracaktı? Hoppala... Birden rahatım kaçmıştı. Yeni bir oyun karşısındaydım demek. Aylâ çoraplarımı çıkarırken : Ama, dedim, boş tabanca ile kendini öldüreceğini nasıl söyledin? Çoraplarımı öptü. sonra da : O sırada unntmuştnm tabanoanın boş olduğunu, dedi. Heyecandan unntmnştnm. Bn söz doğru da olabilirdi, yalan da. Ama ben doğru olarak almaya yatkındlm. Bn kadar gevşedikten, kendimi bıraktıktan sonra, yeniden eski durumuma çelemezdim. Bir oynn karşısında olduğum kuşkusunu, ertesi ve daha ertesi g^nler pişirip kotarmak üzere içimin çok derinliklerine attım. Kurşnnlar nerede? Avlâ: Bırak şimdi kurşunları, dedi. Bnndan sonra tabanca ile biç bir işimiz olmıyaoak... Bak gnrürsiin, rülecefi» bn hikayeye. Sen bir çocuksun. hilivor musnn? En çok da bn yanını seviyorum senin. Pantolonumu çekiyordn. Görflrsün, bir varın olsun, göriirsön. Saadetimiz yeni haştan haşlıyacak. Unntacagız olanr biteni ö v l e seviseceSiz, öyle sevişeceğiz ki... An bir yarın olsnn, efireeeksln... Ayaça ftalktım, pijamamı giyerken, Yann ne yapaeakmnT diye •ordnm. Bir şey yapmıyacagım, dedi. Yann tabah güneş bizi bambaşka bnlacak da onnn için Syle söylüyornm. Evimizin bavası değişeeek... Sonra hızla yatağın yanına gelerek ya«tıfuı altından bir şeyler çıkardı. Tabaneanın knrşnn lariydı bunlar. Knrşnnlan avnennnn içinde nktı. Tabancaya bakarak: O dnrann orda istedlfi kadar, dedi. Ben şimdi geliyornm... Böyle diyerek odadan çıktı. Nereye gidiyordn? Knrşnnlan saklıyaeaktı bir yere, ya da bir yere atacaktı. Kendi ken dime gülümsüyordnm. Aylâ gelse diye aabırsızlanıyordnm. Geeenin, mfithiş geeenin yergunluğn üstflme çöktükçe ç8kflyordu. A y l t gelsin, ona sanlaeak, uynyacaktım. BByle dfişüneelerle dalmışım... AylS yanıms nzanırken nyandım. Uyn, nyn, dVdi. Açma Byknm»... Gucel rfiyalar gör. Bn blzim lklnel evllll)flralı elacak.» «Ertesi sabah Aylâ daha uyurken kalktım. Acele acele giyindim. Glyinirken Aylâ'yı nyan dırmamaya özellikle dikkat ediyordnm. Aylâ bir uyanacak olursa geecki tatlılığı il* beynnraa sarılacaktı, belki sevişmek ijtiyecekti. Ama artık ben o geceki adam değildim. Aylâ'ya a y nı soknlganlıkla davranamazdım. Güneş dofrauştn ve bizim odamızı eskisi gibi bnlmnştn. Hiç bir değişiklik yoktu. Yapaeafımı, ne yapacaksam, tabanesns ela rak yapacaktım artık. Hızla çiyindim ve klmseye rörünmeden soka*a attrm kendimi. Dolmuş, vapur, sene dolmnş... T«baneayı bana satan avnkat arkadaşımın yazıhanesinde aldım solnfn. Eşfak Aaİı» felmemişti. Kâtibi (Arkası PROP. NtMBUS'ÜN MACERALARI: T«BJ tşleruu ftllen uura adeo Soramra Mtldtln Gazetamlu göndertlen yazıUr koouteun. teonulmamn Ude edllmea. hâolaMan m<>njllret Kmbal olanmaa. Abon* we Uau ujlerl Içls s*r> fto OrrDn* cAboneı veya cfiân Servlsi» kavdının knnman lâzımdır. ECVET GÜRESİN * Genel Yayıo MHdurO NAZtMENADt * SaolU Cumhuriyet Sayısı 25 Kuruş rurluye Ura Kr BeoeUk • •ylı* * TS.00 40 00 ANKAKA UDKIISLı Atatark Buıvmrı yıne> VGNtSealB Telefoo ı U M 44. u ÜOGU tLLKKl HfKl»SI Sokagı No 9 r«Jı»fr>n l * İLLKKI AOANA Kdlrn» nn *Mt aarld Ura Kr. 190.00 80X10 44.00 VECDİ KIZILDEMtR n.oo Basan t°ayan CUMUUKlYnn Gazetedllk I A 9 Cafalnglu Balkevt Sokak Na 5941 Bu ffazete. BASIN AHLAK YASASINA aymayı taahhOt etmlstlı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear