13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
pencere I Duvar Dnvar deollm nesneyi hlç s«ytnem... Sanki yasaklann somuüaşmış temsilcisidir duvar... İnsanlan duvarlarm içine hapsederler... Ve insanian duvarlann önünde kurştına dizerler... Bir karaniık. bir sıkıntılı kelimedir duvar... Şiirlere bile bu niteliği yüziinden girer. Gcçmılerde Beyoğlundan geçerken baktım bir duvar: Genelevleri, ö'ze! evlerden ayıran duvarmış. Türkiyede İstanbul... Istanbulda Beyoğlu... Beyoğlttnda tstiklâl caddesi... Ve İstiklâl caddesinden iki adım ötede bir duvar... Bu duvann arkasında satılan. insanların haysiyetidir. İnsanlar kabahat işlemek için duvar ararlar. Gizü ve sakmcalı işler duvar diplerinde. dnvar arkalannda yapılır. Bazı duvarlarm önünden geçerken burnumuzu tikamak zorunda kalırut. Gö'zlerimiz acemi ellerin yazdığı iki kelimeye (akılır: Eşeklere mahsustur. Sanki eşekler böylesine bir 1 Için duvar ararlarmış gibi... 5 Duvar insanlarn mahsustur. İnsanoğlu göçebelikten duvar sayesinde knrtuldu. Duvar, kent demektir. Ve iki tası üstüste koyup bir duvar yaptuıız mı medeniyete ilk adımınızı attuıız demekrir. Ama bu adım sizi yalnız eve götürmez, hapishaneye de götürür. Tarihte meşbur duvarlar vardır. Galiba en ünlüsii Çin Seddldir. Çinliler istilâlara karşı yeryüıiinün en büytik duvannı cekmi$.Ierdi. Dışandan içeriye kimse girmesin diye... Şimdi bu olaydan binlerce yı) sonra: Sovyetler Berline bir duvar çektiler. İçeriden dışarıya kimse rıkmasın diye... Gazetelerde resimlerini sförmüssiinüzdiir. Soğuk. karaniık. sevimsiz. kö«*lerinde heyula gibi nöbetçiler bekliyen bir duvar... Bir utanç duvarı... Bir ülkenin sınırları özgurlüğün basjadığı çlzgi olmalıdir. İnsanlar asker olnnca hapishaneleri sayunmak eörevini yüklenroemcli... Zaten bu türlıi savunma çıkar yol dejrildir. En kiiçük bir zorlamada çöziilür ve çöker Gazetelerin yazdıgına göre Başkan Kennedy sl'tanç Duvarı» nı gezmiş. Bu duvarui arkasındaki insanlara el sallamış. Şüphesiz bu durum hiitün insanlık adına utanç verici bir şeydir. Bir sehrin, bir memlekefin insanlarını dtıvarlar arkasın» hapsermek. hangi düşünredeıi ve hangi reiimden yana olursa olsun hiç kimsenin hoş göreeeği bir şev değil. t'stelik Doğu Berlin hürriyetsizliğinin tanıjb gibi yükselen Utanç Duvarı. bîr hapishane duvarından da ktttü... Çıinkii hapishaneleıde çoğunlııkla kanunların cezalandırdığı suclular bulunur. L'tanc duvannın ardında buhınanlar fse Doinı Almanyada doğmaktan başka suçları balunmıyan masıım insanlardır. Bu arada. sırası gelmisken düşüncelerimize kendimize ait üzüntülü bir noktayı da katalım. Türkiye kanunlartna göre vatandaşlara seyahat özgürlüğü tanınmıstır. Bu demektir ki cebinde parası olan her kişi, eğer kanunların yazdıgı sakıncalardan uzaksa dilediği yere gider. Ama adl sabıkalılan bile yurt dıjuıa bırakacak kadar gevçek olan gümrtik kapılarımiM arasıra bir yazar, bir sanatçı. Mr fîkir adamı başvurduğu zaman görünmez bir duvar çıkıveriyor karsısına... Nedendir? Hangi zihniyete bizmettendir bilinmez? Son «amanlarda gene bu manasız tufumun bir ömeği verildi. Türk kürüphanesine en azından yirmi otuz eser kaıandırmıj çok ünlü bir yazanmn, hem de dâvet edildiği, halde kendi eserlerinln Avrnpa sahnelerinde oynantsınt görmekten mahrum edildi. Eğer bir insan zararb kişi ise, asü yurt içinde zararlıdır. Eğer blr insan gidip bir daha dönmemek niyetinde olsa Wle Türkiye hiç kimsenin hapishanesi olmamalı .. Dileyen gider canı isteyen ve bu yurdu seven geri döner. Bu konuda en ufak bir zorlama bizim içteki ve dıjtaki itibarımızı zedeler. Hem de düsününüz ki yukanda soziinü etriğim yazarın kitaplan memlekette peynir ekmek gibi satılır .. Diinya dillerine çevrilir... Demek ki biz ona pasaport versek de vermesek de adı her yanı dolaşıyor. Şu halde? Neden fikirlerine pasaport verdiğintiz değerlerimizin vücutlanna aynı pasaportu vernıekten kaçınırız? Bırakahm bu saçma tutumo... Düşünsek düşünsek kendim i » bondan dataa kötü propaganda vesilesi yaratamayız. Flor.vadakı Belediye plâjlarmdan son bir hafta içinde 25.471 vatandaş faydalanmıştır. Belediye Sosyal ve Kültürel Tesisler Müdürlüğü halkın Florya plâjlarmdan daha geniş çapta faydalanması için gerekli ted birleri almaktad*. • ÎKİ CUMHURtYET 28 Haziran 1963 IIIIIIIIIIIIIIIII1IIIIIIIII1IIIJ | GÜNÜN KONULARI | İKTİBASLAR ııııŞııııııııııııııııııııııııııiHiıııııınıııııııııııııiHiııııııııııııııııııııııııııııımııııııııııııııııııııııııııııEıııı Floryada bir haftada 25 bin kişi denize girdi Yeni Bakanlıkların kurulması Yaxan: «Bir Başbakan, Meclisteki bıitüıı sıralardan kendini alkışlatmak isterse, hiç kimsenin anlam ve mahiyetini bilmedi4i idari reform haberini vermesi kâlidir.» Andre Tardieu I Hükümetin Parlâmento ile münasebetlerini düzenlemek, Kabine içinde koordinasyon sağlamak ve özel önem taşıyan konularda Başbakanın işlerini kolaylaştırmak için yeniden Devlet Bakanlıklannın kurulması yoluna gıdileceğl haber verilmektedir. Bilindiği gibi, Bakanlar Kurulunun kaç Bakandan kurulacağı genel olarak Cumhurbaşkanı ile Başbakanın tesbit edeceği bir husustur. Gerçekten Hükümet programının istikamet ve mahiyetine gdre kamu hızmetlennin sevk ve idaresi Bakanlar arasında serbestçe dağıtılabilmelidir. Öteden beri bizde de kabul edilen ve yeni Anayasanın Gerekçesinde de ifadesini bulan bu goruş; Anayasanın 106 ncı maddesinde «Bakanlıkiarın Kanunun koyduğu esaslara göre kurulacağı» şeklinde bevan olunmuştur. Bu konuda mevcut olan mevzuaî Bakanlıkların nevı ve sayıUrını tesbit meselesinin «Hukuki» olmaktan ziyade «Siyasi ve Takdiri» olduğunu göstermektedir. Gerçekten Bakanhkların kuruluşu hakkındakı 13 eylül 1946 tarihli ve 4951 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde Devlet daırelerinin Başbakanm teklifi ve Cumhurbaşkanının onaylamasiyle Bakanlıklara ayrılacağ. ifade olunmuştur. Nitekim 1961 Anayasasının Gerekçesinde, Anayasanın 106 ncı maddesindeki hükmün, 4951 sayılı Kanunun koyduğu bu esası kapa İÇinlilerden şimdi korkmak lâzım Son lamanlarda, Çin satın aln ı heyetleriyle konuşmak fırUtını bulan Batılı sanayiciler, hayretler içinde kaldılar. Mao TseTnng'un temsilcileri, peşin bedel ödemeyi teklif ediyorlardı. Hem de istedikleri para ile. Satın almak istedikleri, nükleer gelişmeyi sağlıvacak olan her ceşit malzeme idi. Diledikleri herhangi bir tarafsız limanda teslim edilebilecekti. Çinlilerin teşebbüsleri, bazı tngiliz firmaları nezdinde şimdiden başarı kazanmış görünmek tedir. Bu firmalar, Londrada, Pekin'den gelen temsilcilerle yaptıklan esrarengiz müzakereler sonunda, Çinin istediği makinelerin bir kısmını, üçüncü el memleketler aracılığıyla satmayı kabul etmişlerdir Eksperler, tarih bakımından mutabakata varmış değiller. Fakat hepsi şu noktada afız birliği ediyorlar. Komünist Çin, kendi atom bombasını 1965 yılından evvfl patlatacaktır. ÇtN BOMBASI Tokyo Mill Savunma Servisleri Direktörü Kenjiro Chiga, daha bu senenin başındaki bir raporunda «Çinliler halen en az iki, belki de dört bombaya sahip bulunuyorlar» demiştir. Çok geçmeden bu iddiayı, Pasifikteki Amerikan Kuvvetleri Baskomutanı Amiral Felt teyit etti. Japon Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi bulunan Satomi Hakamada'nın verdfği haherler de bu beyanatı knvvet lendiriyordu. Hakamada. geçen ocak ayında Pekin'e yaptıgı bir seyahat dönüsünde, Komünist Çin idarccilerinin, 1965 sotıundan evvel bir nükleer bomba pathyacafını, Asya raemleketleri komünistlerinin, propagandalarını bu yolda hazırlamaları gerektiğini söylediklerini ifade etmiştir. Müttcfik istihbarat servislerinin bildirdifine çöre, Çin şimdi üç atom reaktörüne sahip bulun maktadır. Biri Chengaırg'ta. öteki Chungking'de, üçüncüsü dc Sian'da bulnnan bu reaktörlerden baska Pekinde de bir arastırma lâboratuvan vardır. Aynı kaynaklardan bildirildiğine göre, Çinin Plutonium istihsali de, Hiroşima tipinde bir kaç bomba imaüne yetecek Kjdbrdır. Çinliler. ellprinde ı.ulunan bütün propaganda \t baskı imkânlar'.iı, bir sencden fazla bir zamandanberi bir (ek hedefe tahsis edivcrlir. \e pahasına olursa olsan bfr nükl'cr potansiyel vücudç sr'irmek. Tarım alanında girişilcn denemeler durdurulmuştur. Sanayii teliştirme plânları, nükleer alandaki gayretlere hız vermek için tidil edilmiştir. BÜYÜK HEUEF Mao TscTung'uıı büyük hedefı kolavca anlasılıvor. Son yıllar zarfında, Komünist Çinin Diktatörü, bir memleketın, Çin gibi muazzam nüfas imkânlarına sahip de bnlunsa, nSkleer kuvvete sahip bnlunmadıkça, milletlerarası terazide ağır basmasına imkân olmadığmı anlamıştır. Pekin'in son zamanlardaki bütün siyaseti bu müşahedenin eseridir. Çin, hedefi «atom kulübü» nün, yani Birleşik Amerika, Sovyet Rusya ve Büyük Britanyanın teşkil ettiği üçlünün Tekeline son vermek olan bir tesebbüse atılmıstır. Mao TseTung, memleketini bir atom devleti haline getirme ye kararlıdır. Öyle bir devlet ki, dünya diplomasisini hüyük bir askerî potansiyel desteklesin. Pekin'in kurduiu plânlar tahmin edildiği sckilde gerçekleşse bile, Çinin gerçekten nükleer bir stratejik knvvete sahip olması için, aradan her halde on on beş sene geçecektir. Fakat Çinliler, atoma sahip olmanın kendilerine sağlıyacağı psikolojik kuvvet ten faydalanmak için şimdiden bir tecavüz hareketine geçmis bulunuyorlar. Komünist dünyasının iki devini çatıştıran mücadelenin gerçek perde arkası budur. Kuslar da, Çinliler de düşünüyorlar ki, hedefi yayılma olan iki devlet için ne Asyada, ne de Marksizm • Le ninizmin iki Iideri için dünyada yer vardır. Kremlindeki başlar, Pekin'Uı pek kapalı olmıyan tehditlerini azımsamıyorlar. Üç senedenberi Kusvanın ve Sibiryanın, Çin emperyalizmi tarafından göz dikilmiş bulunan sınır bölgelerin de dev ölçüde bir cihazlanma başlamıştır. Moskova, Doğu Sibiryanın nüfnsonn, on sene içinde bir misline çıkarmak ümidindedir. Ara yerde, Sovyet Rasya, Komünist Çine tatbik etmekte olduğu yardım programmı tamamiyle durdurmııştur. Pekin'e gönderilmis olan on bin Sovyet teknisyeni, iki senedenberi geri çağınlmış bulnnuyor. Memleketin gelismesi için bazırlanmış olan bütün plânlan ve dokümanları da bunlar geri götürtnüşler dir. Rusyamn Çine vermekte oldu ğu uçak ve ağır malzemenin tesHmine de son verilmiştir. Bunun neticesi olarak, Çin ağır sanayii, istihsal alanında üçüncü dereceye inmiş, tarımın ve hafif sanayün gerisinde kalmıstır. Rusyamn bu el çekişi, atom sahasında. Çin ilerlevişini son derece ağıriaştırmıstır. Moskova tarafından inşa edilen be» reaktörden yalnız bir tanesi, 1960 dan sonra, atom parçalama işine devam edebilmiştir. Bueün, Çin, bu eecikmeyi hemen hemen telâfi etmiş durnmdadır. Yedi yüz milyon insanı amansız bir sekilde ezmekte ola/ı mekanizma, simdi bir tck bedefe yönelmiştir. Bn bir numaralı hedef «nükleer kuvvet» yaratmaktır. PEKİN'İN MAKSADI Mao TseTung, gözü kapalı mü cadeleye atılmıstır. Stalin'in ye rini almak istiyen bn yetmislik Diktatör, Çin felsefesini dünyaya yayma ve komünizm iradesini fezalara kadar yükseltme emellerini nefsinde toplamak iddiasındadır. Bnndan on bes sene evvel, Çin ihtilâlini, Stalin'in kaııaati aksine zafere ulaştırmaya muvaffak olmustu. BugUn, görüşlerini dün ya komünizmine zorla kabul ettirmek için Krnçefe karşı koymaya azimlidir. Mao, bir Çin atom bombası infilâkinin dünyada, bele Aayada sebep olaeağî muatzam tcpRileri bilmivor değildir. Böyle bir ihtimal fğer gerçefctrstiği "lakdirde, ona Birleşmis Milletlerin kapılarını açacak. bn da, kıss veya uzun bir süre sonra. Milliyetçi Çinin ortadan kalkması mânasına geleeektir. Asıl mesele, Moskova ile olan ideolojik anlaşmazlıkta, Çinin durnntnnnn, son derece knvvetleneceğidir. O zamana kadar yapılacak şey, güdüleeek bir nnmaralı hedef, Sovyet Rnsya ile Birleşik Amerika arasında herhangi bir anlaşmaya mâni olmak. Çinin en son yaptığı teşebbüsün sebcbi budur. önümüzdeki ay, Moskovada Ruslarla miizakerevi kabul etmek snretiyle, Pekin idarecileri, Kmçef'le Kennedy arasında devam etmekte olan eörüşmeleri dnrdurmak ümidindedirler. (Fransız basınından) ııııııııııırııııııııııııınııııı Dr. İsmet mamak için sevkedildiği açıkça beyan edilmiştir. Ancak yeni kurulacak Bakanlıkların teskilat ve bütçesi yönünden nihai karar vermek yetkisinin T.B. M.M. ne ait olduğu unutulmamahdır. II Mevzuatımıza göre Bakanhkla. rın sayısım tesbit etme siyasî ve takdiri bir mesele olmakla beraber, Amme İdaresi İlminde ve tatbikatta Bakanlıkların sayısını lüzumun dan fazla arttırmamak gerektiği, nıodern bir hükümetin işlerini en fazla 15 20 Bakanhk vasıtasiyle görıbıleceği, Parlâmanter rejimlerde Bakan sayısını arttırmak yolunda siyasi baskıların mevcudi. yeti kabul edilse bile. lüzumundan fazla şişirilmiş bir kabinenin müessiriyetini kaybettiği, gerekli âhenk ve koordinasyonu sağiıyamadı ğı ve bu itibarla ortaya çıkan yeni ödevlerin imkân nisbetinrie mevcut Bakanhk ve Umum Müdurlüklere bağlanması gerektiğı ifade olunmaktadır (1). Nitekim A.B.D. de 1947 de Federal hükümetin yeniden düzenleıımesi ile ödevlendirilen ve eski Cumhurbaskanlarından Mr. Hoover'ın başkanlığmda yıilarca çalışan 12 kişilık «Hoover Komısyonu» nun, müessiriyet ve tasarrufu arttırmak için yaptığı 273 tavsiye arasındu Bakanhk sayısını arttırmayı tavsiye etmemesi. ve çok uzun zamandan beri dokuz B.ıkan. lıkla i'lerini yüruten ve onuncu Bakanlığı ancak 1953 yılında kurmak yoluna giden A. B. D. nin bu durum ve tutumu bir tesadüf değildir. Buna mukabil bizdeki Bakanhk sayısının şimdiden 22 yi bulduğu, 1937 deki Siyasi Müstesarlık denemesinin de başansızhğa ugradıjı unutulmamahdır. Ciritti Modern Amme Idaresinde sık sık başvurulan reorganizasyonun soyut bir değişiklik aşkından değil, fakat idari fonksiyonun artmasından ve fakat koordinasyonun azalmış olmasından ileri geldıği bir gerçektir. Bu arada en iyi niyetli reform gayretlerinin bile bir takım çıkafrcı kombinezonlarla tahrif ve felce uğradığı; memurların reformdan sadece maaşların artırılmasını beklemelerine mukabil, meselâ iş adamlannın Devletin müdahale sahasını azaltacağını umdukları da bi* başka gerçektir. (2) Amme Idaresi Teşkilâtı bir gaye değil, faaliyetlerin kolaylaştırılması ve verimin artırılması için bir vâsıtadır. Bu konuda ise perso nelin tutum ve zihniyeti birinci delrecede rol oynamaktadır. Hükümetin reorganizasyonu konusunu tetkik eden bir komisyonun raporunda da belirtildiği gibi ; Hükümet ve İdare çalışan erkek ve kadınlardan müteşekkil be şerî bir müessesedir. Bu itibarla ya'.nız mevzuat ve rakamlar üzerine değil, daha çok heyecan ve sa dakat üzerine istinad eder. Hükümet ve îdarenin yeniden düzenlenmesi bir mantık, teknik ve sevki idare işi olduğu kadar, b:T moral ve bilhassa personel me selesi olarak ele ahnmalıdır. (3) Kanaatımızca memleketitniz bakımından da esas mesele; B ıknnhklann sayısını artırmak değil. mev cut Bakanhklara Meclisler iç:nden veya dışından en uygun kişıleri bulup getirmektir. j Bu anlamda olmak üzere; tâ 1070 yılında Yusuf Ha5 Hacip tarafın dan Kasgârda yazılan ve İdare llmi bakımından büyük önem taşıyan Kutateu Bilig adlı kitapta bile (4); Vezirlerin (Bakanların' akıllı. seçkin, bilgili, doğru ve tok sozlü ve bilhassa işe yarıyan ve yafamıyan personeli ayırdedebilecek kimseler olması gerektiği ifade olunmamış mıdır? (1) A Handbook of Public Administration, Current Conceptı And Practice with Special reference to Developing Countries, U. N, New York 1961 p.20 (2) Bernard Gournay, L'Administration, Paris 1962, p.120 (3) Leonard D. White, Introduction to the Study of Public Administration, New York 1954 p. 193194 den naklen (4) O.H. Tunabaş, Kutatgu Bilig ve İdare Tarihi, İdare Dergisi. Eylul Ekım 1961, s. 17 den naklen. Belediye Başkan yardımcılan arasında yeni görev bölümii yapıldı Belediye Başkan yardımcılanmn 5 e yükseltilmesinden sonra Başkan yardımcıları arasında görev bölümii yeniden düzenlenmiştir. Buna göre Kadri llkay: Zat işleri Sivil Savunma Uzmanhğı, îtfaiye, Mezarlıklar, Konservatuar, Şehir Tiyatrolan, Şehi* Operası, kütüphane ve müzeler, sosyal ve kültürel tesisler Park ve Bahçeler ve Daire Müdürlükleri; j Kâmran Baydut: l.E.T.T. ve Sular Idaresi Genel Müdürlükleri ile Fen İşleri, Makine ve Sanayi, Mesken Plânlama, Imar Plânl.ıma. Imar ve Harita Müdürlükleri. Turhan Güırsü: Belediye ıSncümeni, Zabıt ve Muamelât. Hukuk Işleri Yazı İşleri, Hesap Işleri. Basın ve Turizm ve Teftiş Heyeti Müdürlükleri; Medih Yegül: I.evazım, Iktisat, Istatistik. Veteriner. Karaağaç Ku rumları, Emlâk ve tstimlâk ve Dajrülaceze Müdürlükleri; Burhan Güngör: Temizlik lktisadi Murakabe. Zabıta, Saglık, Haller ve Belediye Şube Miidürlükleri işlerini yürüteceklerdır. Bir tsveç firması Ticaret Odasına kredi teklifinde hulundu Isveçli bir fırmanın temsilcisi dün şehrimiz Ticaret Odasına müracaatla yüzde 3,5 faizli uzun vâdeli kredi teklifinde bulunmuştur. Bu suretle 5 vllık kalkınma plâ nına hizmet etmek isteğinde olduğunu söyleyen Isveçli mümessil şimdilik 17 milyon dolâr teklif et miştir. Bu miktarın, işlerin gelişmesi nispetinde, 50 milyon dolâra kadar çıkması mümkün görülmek tedir. Oda teklifi ilgililete duyurmustur. ACI BİR K A Y I P Mayıs ayı içinde İstanbul piyasasında sermaye hareketleri oldukça canlı geçmiştir. Ticaret Odası Neşriyat Müdurlü I t öre, ğünden verilen bilgiye göre ıraI yısta ^Istaobulda 53 şirket kurulmuştur. Bu şırketlerin sermaye tutarı 15 milyon 150 bin liradır. Aynı devre içinde 110 firma Ticaret Odasına müracaatla çeşitli iş knllarınrin hizmete girmiştif. Mayıs ayında 53 şirket kunıldu AKBANK KASIMPAŞA '•"«1 Temmıra 1963 Pazartesi gününden itibaren M E V L İ T Allemizin kıymetli rüknü HÂLfL RtFAT "EDÜN'in' vefatı «loluyıgile 1 Temmuz 1963 P»ıartesi eünll lkindl namazını müteaklp Şl?li Cftmil Şerifinde Kur'anı Kerim ve Mevlid i Şerif okunacaSından arru eden ak raba. dos* ve dln kardeslerimlzin teçriflrri rtc« olunur. EDİN AİLESİ fRekiâmcılık 3123 9830) HİZMETİNİZDEDİR Bu şubede Hesap açtıranlara Beyoğlu Tahsil Şubesi memurla rından Adnan öndeş'in kıymetli evrak ve yevmiye defterleri üzerinde hilâfı hakikat kayıt tesis etHakkın rahmetine kavuşmuştur. Kendisine lanrıdan rahmet, mek ve dip koçanlarında tahrifat kederli aile ve dostlarına başsağlığı dilerim. yapmak sulretiyle cem'an 1622 liÇUKtJEOVA İTHALÂT ve İHRACAT ra parayı zimmetine geçirdiği He • .. T.A.Ş. sap İşleri Murakıpları tarafından tesbit olunmuştur. İdare Meclisi Reisligi Bunun üzerine adı geçen memur Ilâncılık: 3356/9841 derhal Bakanhk emrine alınarak görevinden uzaklaştırılmış ve hakkında kanunî takibat yapılmak üre re evrak, Savcılığa intikal ettirilmiştir. Şirk«timiz kuruculanndsn idare meclisi azalığı, 10 yıl Merker Ştıbesi Müdürlüğü yapmış olan kıymetli ortsğunız Zimmetine para geçiren memurun işine son verildi H. İBRAHİM BURDUROĞLU HUSUSİ ÇEKİLİŞ Umumî çekilişlerde kazanma şansı M E V L I T Î9 Hazlrsn 1961 tarlhlnde ebedlyete intikal eden sevgill oğlumuz KADRt ANLI'nın »ziz ruhuna lthafcn 29 Hazlran 196.T Cumarte»l günü Şişll Camii şerifinde lkindi namazını müteaklp memieketimizin tanınmış hafızlan Hacı Hafız Ibrahim Çanakkaleli. Hafız Fevzl Mısır. Hafız Zeki Sesll. Hafız Mehmet Blgalı tarafından Kur anı Kerim ve Mevlldl Şcrif okun duahan Hafız Yahya Eskişehlrli tarafından yapılacaktır. Dost, akrab* ve arkadaslar ile arzu buyuran dln k»rdeşlerimlıln tefrlflerl rlca olunur. FİKHI ANLI RENNAN ANLI ; (Cumhurtyet 9334 ı DAVETİYE Zengin ikramiyeli PÜROFAY Müsabakasmın ikramiye çekilişi 30 Haziran 1963 pazar günü saat 10 da Puro Sabun Fabrikasında İstanbul Birinci Noteri Fahire Akman ile alâkalıların huzurunda yapılacaktır. ÇeIrilişte hazır bulunmayı arzu eden kıymetli müşterilerimizin adı geçen gün ve saatte Fabrikamızı teşrifleri rica olunur. PURO SABUN FABBİKASI Biiyükdere Cad^ Levent İstanbnl Galata, Rıhtım Caddesindeki durakta, otobüs beklemekte olan Hasan Kilimli adlı bir şahsın cebinden 100 lirasını çalan Behzat Ner! kiz adlı yankesici suçüstü yakalanmıştır. Halk tarafından yakalanarak polise teslim edilen yankesici, nezaret altına alınmış, hakkında gereken tahkikata başlanmıştır. Bir yankesici suçüstü yakalandı AKBANK Reklâmcıhk 3148,9845 961 Model F 350, 1,5 tonluk Amerikan 2 adet F O R D Kamyon Westinghouse frenli, kalorıferıi, kasalı iyi durumda Tel: 22 42 90 satıhktıı. Cumhuriyet 98J5 TUZLA PORSELEN FABRİKASINDA Seramik, Kimya Mühendisi ve teknisyenlerine ihtiyaç vardır. İş tecrübesi vc Almanca diline vâkJ olanlar tercih edilecektir. Müracaat: Tuzla'da Porselen Fabrikası Müdürlüğüne İlâncılık: 3370/9852 ranna. Bnnea yıl eşşekler gibi sağa koş. sola koş .. Bir gün hiç beklemedigi anda soçüstü yakalandı. Mah sattıfı kalın siyah kaşlı adamın yanındaki kantarcı tam zamanında kantarının başmdan (ırlamış: Seni kanun ntmına (evklf ediyorum! demişti. Şaşırmıştı Kantarcı Mnstafa. Beni mi? Niçin?. Hakkınızda ihbar var. Buyu rnn Müdüriyete kadar gidelim. Hesapta bu yoktu işte. Kantar cı titreyerek memurların önüne dnştü. Müdüriyete geldiği *aman, Nedim ağayı, Umum müdürü malları kapıdan çıkaran arabaeıvı, malları teslim ettiği kalın kaşlı adamın ortağını orda buldu. Bacakları titriyordu. Gereken soreusu sırasında bayçınlıklar çeçirerek, her şeyi birer birer itiraf etti, yalnız Topalla olan işbirliginden soz açmadı. Sorular zaten fabrikaca satın alı nan pamukların usulsüzce dısan çıkarılıp. satılmasıvdı. Daha önceki üstirpü ıskarta pamuk. bos teneke satıslan söz konnsu edilmemişti. Ertesı günkü çazeteler. memleketin bu ünlü fahrikasından vapılan hırsızlıeı ballandıra bal landıra vazmıslardı ki, Topal, solusu kpsilerek okndu ve ftrah ladı: KanUrrı hirlikte vaplıkları hırsızlıktan söz açmamıştı ney se. Açsa bile hiç Snemi yoktu Topal için. Kantarcı'nın hırsızlı fını Umum müdürle Nedim ağa yönünü çok incelemişti. Onn kaya bildirmeden önce işin hukoki rıştırsa bile, ispatlamaga yarıyacak hiç bir delil yoktu elinde. Kantareının kovnştarması eabneak lonnçlandınlmış, ceza ve tevkif evine yollanmıştı. Bu arada bankadaki paraıiyle üzerindekilere elkonmuş, evi inceden inceye aranmıştı. Nedim Ağa ancak bundan tonra Sehnazın Kantareının karısı ol duğunu anlamıştı ki, Topalın yakasına yapışmış. Ulan, demisti. Bunu benden ne diye sakladın? Topal, minareyi çalmadan kılıfını hazırladığı için, bn işe afadan çok daha şaşmış görünerek: Ben biliyor muydum ki afa? cevabını verdi. Kantareının ııerede oturduğundan bile haberim yoktu. Evet. her sabah kapısının önünü süpüren bir kadın bakıp çülümsüyordu ama, KantarcınfTı karısı oldnjunu nereden bilebilirdim? Bilsem yanasır mıydım? Biliyorsun, birbirimizin ardından kuvu kazıp duruvorduk. Kaldı ki. devyusa müstahak. Böyle hırsız, böyle yedifi çanağa sıçan bir pezcvensin karısına el atılmaz da ne yapılır? (Arkası var) Istihdam edilmek üzere HAZÎKAN 28 SAFER 6 Wf> ÇAMAŞIRLARI İlâncüjk: 3327/9840 ZARIF KAOININ SIRRI BAY OSCAB: V. ' 2.06 4.29112.17,16.17 19.43]21.48 fi 21 Faal 4808/9837 E. ^\uii!!iıııımııımıuııııııımıııııııımınıııııuıiMiıııııııııııııııımııtıııııııımııııııııiHuııııııııııııiMiMiiMiııiH r«CUMHl KİYL ın retrikası: 59 KANLI TOPRAKLAK Vazan. OKHAN KEMAL Etli. kocaman elinin bir hare ketiyle, «Bana ne?» demck istedi. «... eşek herifin en tabiî hakkı ama, hayvan. görgüsüz. cahil. Milyonların üstünde ohı ruyor, gene de eline ytixüne bnlaştıracak nerdeyse. Sanki çok mühim. Topalı perde, maske gibi kulamyor! O pezevengin çıkarı ne olabilir bunda? Knru kunıya pezevenklik mi? Toksa var mı bir çıkan?» Kendi kendine g6z kırptı. «... varsa ne? Fabrika'da calışırken de Nedim'in yakını, hattâ sır kâtibiydi. Şimdi Nedim'i büsbütün avncunnn ieine alır artık. Belki de aldı. îoksa \edim onu pamnk tüccarı mı yapacak?» Kafasında birden bu ibtirnâl ve Topal kuvvetle canlandı: Ortadan kısa boyln, geniş omnz In, kocaman elli, güçlu bir adam! « .. kadınla sBz birliji etmedik Ieri ne mâlum? Böyleyse. şıpaevdi Nedim kadının zoruvla Topal'a sermaye bile verir. O laman başlarUr pamak tüccarlı öğrendiğine «ore. üzerinde fazla ğina. Nedim ağa arkası oldnkdurmamalı, ilgili makamlara işi tan sonra, Topal çabucak toparaksettirmeliydi. lanır, çok geçmeden de piyasaGerektiği biçimde aksetlirdi. nın en knvvetli tüccarları araBütün bunlardan habersiz sına çiriverir!» Kantarcı sabahın erken saatlaElleri masanın fizerinde, kafarında tabrikadaki işinin başına sında Topal Nurl, düşünüyordn. geliyor. Oütün gün, her zamanOn yıl içinde çok değil on yıl ki gibi, koş orya, koş burya bn içinde pek âlâ e da büyük bir arada üstüpü. ıskarta pamuk, tüccar olur çıkardı. Neden olma hattâ fabrikaca işlenmek için sa sın? Adam'ın gözleri ynvalanntan alınmış pamnklan Topal'dan da fıldır fıldırdı. Ültelik, aincir . fifrendiği yollarla dı.şarı çıkarlerini kırraak Szere bir dev, ya tıp teslim ctmekte olduja kap da bendlerini yıktt yıkacak azkaççı tiiccarlara yolluyor. paragin bir su! Zekiydi pezevenk, ları çoklnk bankadaki hesabma hem de çok zekf! yatırıp, gerekli kısmını yanına aldıktan sonra. tutuyordu kebap «Çnkurova müsternlekelerine Çı Sahut'Un yolunu. avaklarının çarığıyla gelip çok tcki. bol bol yemek. artık eski geçmeden milyonların âzerine hımbılhktan kurtuldutuna inançOrektenenler»den biri olabilirmanın rahatlığı. kilo almaşa baş di belki de. lamıstı. Cebi. bankadaki câri he Bir anda bütün bnnlar kafasabı para dolnidu. İlk haharda smdan hızla geetiyse de, üzerinda Topal Sebze komisvonmlıısu de durmadı. Nedim ağa ona arişine basl.vacak. ordan da eeleka oldnjuna göre. bir de yaptıcekti oooh Haha ne ıstivnrdıı? İ> inceleme sonucundaıı anlanıı* Fakal kiro ne derse desin. su Tn tı ki. Topal, panıak calma i«inde pal çok ivi insandı. Onıın saveKantarcıyla el birligi haliınlf d ala«,mıstı busrıinkü f]Uradeçildi. Durumo Nedim »fea da PROF. NTMBUSTJN MACERALABL Sahibl NAZİME NADİ * Umuml Neşriyat MOdürü Cumhuriyet Nüshası 25 Kuruş Türkiye Haric! Lira Kr. Llra Kr. Senellk C «yillt 3 «yllk 75.00 40.00 22.00 150.00 80.00 44.00 ECVET GÜRESİN Yazı İşlerini fiilen idare eden Mesul Müdür ANKARA BÜROSU : Atatürk Bulvan, Yener Ap. YENİŞEHİR Telefon : 12 95 44. 12 09 20. 12 09 66, 17 57 35 DOGU İLLERİ BÜROSU : tnönü Caddesi Işmen Han DtYARBAKIR Telefon : 1061 GÜ.NEY ÎLLERİ BÜROSO : Küçüksaat Meydanı Edime Hanı ADANA Telefon : 4550 Bu gazet«, BASIN AHLAK YASASFna uymayı taahhüt etmlîtır • VECDİ KIZILDEMİR • Gazetemiıe gönderllen yazüar konuleun, kfr.ulmasın l»de edilmet. Ilânlardan mesuliyet kabul olunmaz. • Ahon» vr llân iFİcrl İçin. ?«rfın «'^t^ınr «Abrnp» veya «Ilân Servisi» Basan ve Yayan CUMHURÎYET Matbaaeılık v« Gazetpcılık T. A. 5. Cagaloğlu Halkrvl S^kak No. 3941
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear