Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 Ocak CUMHURfYET Uzayda sentetik yemek Mariner II füzesinin yapıcısı. daha doğrusu babası Prof. M. Picke ring (sağda) ve füzenin Veaüse sürtündüğü sırada gözlenıe yonuna gönderdiği »inyallerin televizyon ekrsmndaki görünüşü (soida) istas Politika deıtize düştü eüöbiriîğine tırizm Kötü lohum ekiliyor Ölürn gelince cihâne Kazaya hazır Gidenler, kalanlar Hastalanan balıklar Politika denize düştü zamanlar, cami avlusunda, abdest alırŞ Birresimlerini çektiren Kasım Gülek ahbaken n politika insanlara neler, neler yaptırmıyor. yaşamanın, sırrını bulacakları sırada kendi Ömürleri vefa etmiyor, cızlamı çekiyorlar. Geçen hafta foinde iki «uzun yaşama» sırn daha çıkageldi. Biri Bitlisli bir vatandajımız |J dan. 97 yaşmdaymış, günde 40 bardak çay içi % yormuş. «Çok çay içen, çok yaşar» diyor. (| tkincisi bir Fransız profesörden. O da, çok yaşamak için «nefes jimnastigi» yapmayı tavsiye ediyor. Bu «nefes jimnastigi» dedigi şey, her halde. derin derin nefes almak olmalı. Demek. iş bir hayli kolaylaştı. 40 tane çay, ^ bol bol nefes. Ve yasa yaşıyahildiğin kadar. Heyhat. çaylı ve bol nefesli. yahut. çaysız ve az nefesli. insanlar, eninde sonunda, zaten, yaşıyabildiği kadar yaşıyor. bımız, bn settr de Adanada denize jirmij. Orak ayında denize girilir mi? Üstat girmiş, ve <iste, demiş, ocak ayında da denize girilebileceğini ispat ettim.» « Tabii anlamışsmızdır. Asıl ispat etmek istediği, ocak ayında denize girmek degil, (şimdi ,.ze de yaptırdığı gibi) kendisinden bahsettirmek. Zira, ait tarafı. deniz bu. Açık hava gazınosu detil ki, kışın kapılannı kapıyalım da, kimse gireroesin. Denize, kim ne zaman isterse, girer. Bir zamanların yüzme şampiy»nu arkada sım Galatasaraylı Talât, ocak demez, subat demez, kar demez, yagmur demez, aklına esince, denize dalardı. Ama o, şampiyondu. Rekorları, zannederim, bâlâ kırılmamıştır. öyle politika ile, reklâmla filân alâkası yoktu. Bizim Gülek, olsa olsa, çivileme üstadı Faşa ile. bn lahada d«, bir rekabrte hazırlanıyor olmalı. öyleyse, bu yaz, hayli ilgi çekici, deniz sporları seyrrdecegiz, demektir, *** gazetelerde hiç eksik olmuyor. Geçen gün ayı Turizme dair haberler yine vardı. Şubatdört içinde dört büyuk transatlantik, Istanbula Mariner II füzesi Venüse "Sürtündü,, II îliffl, fezayı fetihte her giin yeni bir adım atıyor « •ı$;$ Füzenin yapıcısı ve babası Prof. Piekering, olayı şöyle anlatıyor: «Dört ay hep bu dakika için yaşamıştım. Badyometreleri harekete geçirerek, füzeye mesajı gönderdim Işık hızı ile gidn mesaj 3 dakika 15 saniye sonra, Venüsün yanındaki fiizeye ulaşmış ve az sonra da Mariner II o garip dili ile cevap vermişti: «Emirlerinizi aldım, sizi işitiyorum» Geçen aguftosıın 21 linde Cap Caneversl'den fezaya fırlatılan Mariner II füzesi hedefine ulastı. Fezada 290 m/lyon kllometrelik bir yolcalnk yaptıktan sonra, füze 34.500 kilometre uzagmdan geçerken Venüs'e «jürtündü». O dakikada füzeye Kalifornia'daki Goldsion raıathanesinden •gördükleıi» ıti sö'ylemesi için «emir» verildi. Ve füze, geçtn ayın 14 ünde aaat 14,45 te birkaç denemeden aenra, eevap verdi. 4 eylülde bir larsıntı füzeyi yolundan çıkarmıstır. Venüs'ün 200,000 kilometre uzağından geçecekti az kalsın. Dünyadan radyo ile idare edilen bir küçulc motor ıaye<inde Mariner TI. doğru yola girdi. Fezaya atıhşının 109 uncu gününde geçen bu harikulâdc olayı, füzenin baban ProfeJÖr Piekering friyle anlatıyor : yecanımdan iki büklüm olmuştum. Nihayet Mariner II durumunu bize anlattı. Hızlandığını «gördük». Harikulâde seydi bu. Eylülde, asistanımdan telâş içinde bir haber aldım: «Mariner'in sinyalleri gittikçe zayıflıyor» diyordu. Çabucak anlajılmaz oldu sinyaller. Füzenin vericisi 2 Watt 89 kudretindedir. 58 milyon kilometre yol yaptıktan sonra sinyaller Goldston'a geldikleri vakit, kuvvetleri bir Watt'ın milyarda birinin milyarda biri bile değildir. Biliyorduk ki verici biraz daha zayıflarsa Mariner'i bütün bütün kaybedecektik. Münih'e gitmek zorunda idim o sıra. Istırap içinde gittim. Işte orada asistanımdan telefon geldi: «Mariner her şeyi kendi basına düzeltmişti. Yeniden dili açılmıştı.» Böylesine zeki bir feza gemim olduğu için Tanrıya şükrettim. Venüs'e yaklaştıkça sinirlerimizin gergınligi artıyordu. Füze bataryalarının anormal sekilde ısındığını haber verdiği gün bir dram yaşadjk âdeta. Her dakika patlama tehlikesi içinde idi. Bataryaları yerlestiren Japon mühendise sordum: • Dayamrlar mı dersiniz?..» Doğunun bütün rahatlığı ile cevap verdi: «Ne bileyim?..» O günden sonra her sabah, ya bataryalar infılâk etti ise diye uyandım. Ama bataryalar dayanıyorlar, Mariner hedefine yaklaşıyordu. Kararlaştırdığımız saat gelince bir elektronik beyin iki radyometreyı harekete geçirecekti. Bunların vazifesi Venüs'ün yüzeyini «sıyırarak» atmosferi ve ısısı hakkında bilgi vermekti. 9C" 1 9$8 " " 9 . (**) n $/XKXKXK2L 9 9( $/"j/5 > / , C " i $ ,•$ n * " 9 (" ) $ / " • 4 w W ft 1» * • (C ( 1 / //( ) / $ " 41 n 9( **) $ / " ; /? "> / / / $4 fttf n» H "99(" ) .n > 9/ / ( / / / 1\ 1 13 n , / ' 5" 5 ; 9 ( " 1 $ ;s " W 9i3 i nnn Mariner, herşeyi kendi başma düzeltmişti U 1/ *» // C/C Dünyanın her tarafından gelen 1000 kadar uzay uçuşu uzmanı ile bilgini. bundan bir müddet önce Federal Almanya'nın Braunschweig şehrinde toplanmışlardır. Bu kongrede uzay uçuşları alanındaki teknik gelişmeler hakkında fikir teatisinde bulunulmuş, yeni bazı kararlar almmıştır. Üzerinde çok durulan bir konu da, insanın uzayda nasıl yaşıyabileceği ve hangi Cidaların eiverişii olduğu. yıldızlarda ve Ay'da neler bulacağı meselesiydi. Bu arada, uzay uruşları alanındaki derin tetkikleriyle şohret kazanmış olan Profesör Briegleb, Avrupa. Amerika ve Sovyetler Birliğinde uzay pilotlarının gıda meselesi hakkında yapılan araştırmaların dikkate değer netıcelerinı açıklamıştır. Buna göre, geleceğın uzay pilotları ile uzay yolcuları için en munasıp gıda maddelerı, göllerde ve denizlerde bol bol bulunan az hücreli, eşmiye denilen yosun fasilesine ait nebatlardır. Bu scbeple, uzaydaki bütün yemeklerin esasını bunlar teskıl edecektir. Yemekler hap şeklinde olabileceği gıbi. mesela, «Ay salatası» veya «Venüs cocktaili» gibi çeşitli ve «lezzetli» şekillerde de hazırlanabilir. Bu münasebetle açıklandığına göre, Federal Almanya'dakı Uzay Uçuşları Araştırma Enstitüsü, «yüksek kaliteli» yeni bir yosun cinsi yetistırmis ve bunlardan hazırlanan bazı yemeklerle hapları başarı ile tec rübe etmiştır. Bu yeni gıda maddesi ekmeğin, etin ve sütün yerini tuttuğu gibi oksijen temin etmesi bakımından da uzayda büj'ük bir önem taşıyacaktır. Her ne olursa olsun, uzay piiotları ile uzay yolcularının ileride aç kalmaları bahis konusu değildir. Kazaya hazır gidiyonız. Taksimde Yolda bir kazanın, yahut, bizim arabanın 5nüne bir taksi geçti. Her tarafında geçirmiş olduğu kazalann izleri Çamurlnklar yamrı yumrn. Kapılar, düzeltilmeye ve boyamaya çalışılmış ama. yine de eziklikieri beiIi.Hele arkası bir âlem. «Dur!» i.şareti veren, saga veya sola sapacağını pır pır ederek bildiren kırmızı lâmbalar yok. Var da yanmıyer değil, düpedüz, yok. Bu küçiik ampnllerin yerleri, kimbilir hangi carpmadan kal mı?. birer boş delik olarak duruyor. Böylece, o onde, biz arkada, Eminönüne kadar geldik. Söylemeye lüzam bile yok ki, ba mesafe süresince, bn bozukdüzen taksi, en az, 24 tane tra/ik memnrunıın lâkayt bakıslan önünden salına salına geçti. Bir tanesi olsnn çıkıp da şoförüne, hiç değilse, bir ihtarda bnlnnmadı. Batı memleketlerinde şehirlerarası böyük volların trafik kontrolu şebirlerin içinden, ve (!ış kapılanndan baglar. O gün önümüıe düşen arabanın, fren bozuklugu, direksiyon boslutu gibi, uzaktan çörünmiyen daha kimbilir ne kusnrlan vardı! var: Günübirliğine turizm Mariner II füzesinin yeryüzüne garip bir dille gönderdiği sifrelerden bir pasaj bini aşkııı turist getirecekmiş. Bunlar için «özel karşılama!» programları hazırlanıyormuş. Böyle havadisleri okndukça, ne yalan söyliyeyim. içimden gülmek geliyor. Bin defa yazdık: Bunlar bizim ihtiyacımız olan mânada, turist değildir. Türkiyenin turizm dâvası bunlarla halledilmez. Haİledilmiş olsaydı, zaten, ortada mesele kalmazdı. Çünkü, bu cins turistler, götürü bir üeret karşılıçında. toplu olarak vapurlara binerler, o limanda bir gün, bu limanda yarım gün kalır, şehirleri üstünkörü şöyle bir gezdikten sonra. çekip giderler. özel snrette karşılama (!) şöyle dnrsnn, onlardan, bahse bile degmez. Bize, memlekette en azından on. on beş gün kalacak. otelleri, Iokantalan, çarsılan. e|Ience yerlerini eanlandıraeak çeşitten tarist lazım. Anlaşılıyor ki, böylesini celbedemeyince, ötekilerle avnnop gidiyonıı. *** Gidenler, kalanlar bir takım ikonlar, yani hıristiyan «aziz» lerinin resimlerini, tasıyormnş. Tabkikat neticesinde bn tabloların, Bizanı devrine ait oldukları tesbit edilmiş. Bizans deyince de, Avusturya polisinin aklına, tstanbul gelmiş ve bizim polise vaziyeti bildirmişler. Gelgelelim, biıimkilerde haber yok. Avusturyalılann ikazı üzerine, şimdi şimdi, Istanbul polisi de işe el koymuş ve Avusturyalılann ismini bildirdikleri bir Kum meyhaneciyi sorguya çekmişler. Bakalım netice ne çıkacak? Memleketimizden tarifaî eser kaçırmak, neredeyse. normal bir ticaret baline geldi. Altı ve üstü, bastan başa tarih olan Anadoludan, hosusiyle, £ge ve Antalya sahillerindetı mabet taşlarının, sütunların, hattâ heykellerin. kayıklarla, motorlarla yurt dışına kaçınldtğını itişip duruyoruz. Bakanı edeni yoktur bnnun. Onun yoktnr da, hele bir Hereke halısı çıkarmaya kalkın da. göreyim. sizi. *** Avnstorya polisi, Tnnaa yakalamış. Çünkü Efendim, tebaalı bir adamıtarihîşüphe üzerine, ba adam, yanında büyük kıymeti baiz Kötü tohum ekiliyor iç, olmadıgımız Hhemama hiç, mesgul menelemi» debir büyük, de pek büyük, cocuk yaymlarıdır. Tasarruflarınızı küp içinde saklarsanız, küflenir ve çoğatmaz bilmediğiniz, sonu meçhul ticarî işlere yatırmaya kalkarsanız hem paranızı, hem de itibarınızı kaybetmeniz tehlikesi her an mevcurtur. «O gece, Güney Kalifornia' nın muazzam Mojave çölünde yıldızlar her vakitten daha parlak görünüyorlardı. Kumlar fosforlanmışa benziyorlardı. Ve gökte çok yukarlarda Venüs pırıldıyordu. Bu gece, gezegen, dünyadan gönderilmiş harikulâde bir feza gemisi ile hafifçe sürtünecekli: Mariner II. füzesi ile. G o 1 d s t a n Rasathanesinin kontrol salonunda 25 kifi... Beyaz duvarlar, yerde yeşil halı, üç televizyon... Ve, suyun çöl kamyonlan ile taşındığı bir çölün göbeğinde kaybolmuş on beş erkek. O dakikada gürültü ile gülüşüyorlar, birbirlerinin arkalarına vuruyorlar. Içlerinden bir tanesi onbes telefondan birinde bağırıyor : «Tamam! Mister Pichering! Oldu! Radyometreler işliyor. Venüs'le temastayız.» Goldston rasathanesi kontrol salonunda 15 kişi Bataryalar dayanıyordu Amerikada bu is mnazzam bir sosyal dâva halinde. Birçok eyaletler. birçok yayınların »atısını yasak ederler. Hattâ, aralarında, yalnız bunların kontrolu için kurulmns hususi komisyonları olanları vardır. Bize gelince. onların satıştan mencttikleri mecmualar ve resimli romanlar dahi, memleketimizde. maşallah, ekmek peynir gibi sürülüyor. Körpe dimagları allak bullak eden bu neşrivatı yapanların han, hamam sahibi olduklarını duyuyoruz. Ba arada, akıntıya kürrk ksbilinden, elimizde, binbir emek ve fcdakârlıkla yayınlarına devam eden «Doğan Kardeş» müesseseal vgtp. Fakat TapıKredi Bankasının bimmeti ve Vedat Nedlm Tör dostumuzan idealistllgi, hiç şDphe5İ7, bu büyük mrsclenin üstesinden gelemez. Size bir *ey söyliyeyim: Ben poliü olsam, genç bir suçluyu bulmak için, evvelâ o mecmuaların abone listelerine basvururdum. Çünkü, bu bahiste «ne ckersen, onu biçersin» sözünü. «ne okursan o olursnn» şekline çevirmek pek doğru olur. Çok yazıldı ama, harekete feçmek için, M»srif Vekâletinin ne bekledigi hâli bllinmiyor. *** Hastalanan balıklar Ölüm gelince cihâne |nsanlar, oldum olasıya, iki seyle çok nğraşır*• lar: Biri uzun yaşamanın, öteki çabuk ölmenin çaresi. Çabuk ölmenin çaresini bnlmnşlar. Bir harb çıkarıveriyorlar, mllyonlan alıp götürüyor. Uzun yaşamanın çaresini bulmak e kadar kolay olmıyacak ki, her kafadan bir ses çıktı*ı halde, bunca «fnedir, bir netice alınamadı. Bu bahiste ugraşan ulema sınıfı, biraz da, Nasrattin Hocanın eşefinc benziyor. Tam, uzun anladık, kokmnş balık, anladık. Ama balık nasıl hasta olur? Dogrusu, veterinerlikte böyle bir şube olduğunu, beu dnymamıştım. Gelgelelim, hafta içinde Giresnndan tstanbula gönderilen, 238 sandık dolasu hamsi «hastahklı gdrüldiiğtinden» satıştan raenedilmiş, ve denize dökülmüş. 228 sandık hamsi, hep birden hasta oldnklarına göre, anlaşılan Giresnnln hamsiler arasında salgın bir illet var. Grip mi, kızamık mı, nedir acaba? Sonra, hasta balıkların tedavisi karada yapılamıyacafına göre, doktorlardan «balık adam* 1ar teşkil etmeli ve denize indirmeli zâhir. Herhalde mühim bir mesele. Mütehassıs dostnm, Esref Sefik'e raslasam, kendisinden. işin içyüziınü ögrenmek kolay olnrdn. Hattâ zahmet edip, sevirali radyo konnşmalanndan birinde, «bn mektubu da böylece cevaplandırmıs olsa» bizi bir meraktan kurtarmış olnr. hiçbir balıfın haaT» Udafnrra duydnnnz Siz,mn? Lodos balıgı, anladık. Bayat balık, William Pickering Washington'daki Cosmos kulübündeki odasmda zaferinin müjdesini aldığı vakit heyecamnı gizlemeye çahşmıştı ama yakınları bu heyecanın büyüklüğünü çok iyi anlamışlardı, Koca bügin, yatakta bile yanından eyırmadığı şapkasını bir gözlerine kadar çckiyor. bir ensesine itiyordu. Nasıl heyecanlı olmazdı?. Dört aydır hep bu dakika için, yaşamıştı. Profesör söyle devam ediyor : «27 ağustosta ekipimizde sinırlı bir hava başlamıştı. Her teîefonda kulak kesiliyordu herkes. Basit bir küçücük şeyin, bir parçacığın yerine oturmayışının. bir kapağın takıhşının bu büyük tecrübeyi daha başlamadan mahvedeceğini biiiyorduk. İş arkadaşlarımızdan, çilii yüz'.ü, güzel bir sarışın kızın heyecandan yerinde duramadığım görüyordum. Mariner II de bir şeylerin aksadıSını anladığımız vakit o 1 milyon 600 bın kilometre yol almıştı bile. Yörüngesinden çıkmıştı Bu gidişle Venüs'ün çok uzağından (372.000 kilometre) geçecek, vazıfesini yapamıyacaktı Ama 4 eylüle kadar hiçbir sey yapamıyacaktık. Dört aydır hep bu an için yaşamıştı Teknisiyenler, eiektronık beyni işletmeye çalıştılar. Telefona yapı?mıştım. Hiç ses yok. Hiç... Bir tek çare kalıyordu elimizde : Füzeye doğrudan doğruya elektronik beyni işe kanştırmadan mesaj göndererek radyometreleri harekete geçirmek. Hemen emir verdim. Goldston'dan bir çizgiler ve noktalar serisi Mariner'e doğru yola çıktılar ve fezayı ıçık hızı ile (saniyede 300.000 Km.) geçtiler, Mariner'e ulaşmaları (58.750.000 Km.) üç dakika onbeş saniye sürdü. Üç dakika onbeş saniyede de bize kadar döndüler. Bıtmez tükenmez bir bekleyişti bu. «Mutlaka yürüyecek bu iş» dedim arkadaşlarıma. Mariner o garip dili ile cevap verdi: «Emirlerinizi mükemmelen aldım. Radyometreleri işlettim» Radyometreler. gezegenin etrafını saran bulutlardan kolayca geçecek, dikey ve yatay 42 dakika «sıyırdılar» ve dünyaya bir yığın değerli bilgiler gönderdiler. Xeler?.. Söyliyemem. Onların şifresini çözüp aydmlığa çıkarmak işi bilginlere düşüyor artık. Mariner şimdi Venüs'ten uzaklaşıyor. Kendisine sorulduğu vakit şu cevabı veriyor : «Sizi işitiyorum.» Eğer güneşin yakmmdan tehlikeli bir şekilde geçerken bataryaları patlamazsa cevap vermeye devam edecektir. Daha yüz gün kadar, belki. Yani elinde kalan 750 gram yakıtla, bataryalarını güneşin iyi yönüne göstermek fırsatını bulup da onları doldurana kadar. Ama daha şimdiden kendisinden beklenen vazifeyi yapmış bulunuyor. Üç dakika 15 saniyede 58.750.000 kilometre halbuki Batılı milletlerin yaptığı gibi, hisse senedi alarak toplu yatırım faaliyetine katıbrsanız en isabetli hareketi yapmış... Türk Amerikan sermayesi ile kurulmuş olan, memleketimizin en büyük özel teşebbüsü Ereğli Hisse Senetlerl, Ftbrika I965'te imalâta geçinceye kadar dahi brüt %6 temettil sağlar. ILLER BANKASINDAN Beton Dirakli G«çid Malî Demir direkli Keşif Bedeli Teminat Keşif Bedeli Yeterlik TL. TL. TL. TL. 3.036.316, 104.840, Bergama (İzmit) Y. G. ve A. G. 3.082.947, 308.000, şebekesi tevsi ve islâhı 1) Yukanda işin mahiyeti. kejif bedeli ve teminah yaalı elektrik tesisi birün fiat esan ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2) Tekliflerde gün başına 175, TL. avantaj ka bul edilecektir. 3) Teklif mektupları, ihale evrakı içindeki örneğe göre hazırlanaeaktır. KapaL teklif zarfları en geç 21.1.1963 pazartesi günü saat 17 ye kadar makbuz mukabilinde Bankaya teslim edilecektir. Tesisin Adı İşin Mahiyeti 4) Zarflar 22.1.1963 salı günü saat 15 de Banka mız Satınalma Komisyonu tarafından açılacaktır. 5) Postada vâki gecikmeler nazarı itibare alın maz. g azarı tibare alı maz. 6 ) İhale ovrakiarı 50, şer TL. mı«abilinde Sanka Muhasebe Md. den temin edilecektir. İhl ki 7) Bu ihaleye ait her türlü vergi ve resimler m üteahhide aittir. 8) Eksiltmeye iştirak edebilmek için: a) Gençl Müdürlükten müteahhitlik karnesi alanlar karnelerini, almayanlar yaptıkları şlere ait vesikaları, b) Malî yeterliklerüıi tevsik etmek üzere, y ukarıda yazıiı miktarda varhk veya krediye sahip olduklarına dair teminat mektubu ve rmeye selâhiyetli Bankalardan biri tarafından ve ilk eksiltme ilân tarihinden sonra verıl miş bir referans mektubu, O tarihte taahhüdü altında bulunan bilu mum işlere ait ihale evrakı içindeki örneğe uygun taehhüt beyannamesi ile birlikte 17.1.963 perşembe günü saat 17 ye kadar Bankaya müracaat edilip fYETERLİK BELGESI) alınması şarttır. Bu tarihten sonra yapılacak BELGE talepleri nazarı itibare alınmaz. 9) Talep vukııunda her iş için ihale bedelinin % 20 si nispetinde, Banka teminat mektubu karşılığmda vc bu hususta ayrıca tanzim edilecek örneği ihale evrakı meyanında bulunan mukavele hükümleri dairesinde ve kanunî nispet dahi Ünde ticarî /aize tâbi olmak üzere avans verilir. 1 0) £ & J £ & & ^ serbesttir^nBasın 109 A. 55/617) ELEKTRİK TESİSATI YAPTIRILACAKTIR. m Ereğli Çetlk Sanayiinin kıymeti arttıkça, hisse senetterinin değeri de pek tabii olarak yükselecektir. m Ereğli Hisse Senetleri, Şirket Merkeztnde, Bankalarda ve fsianbul Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsasında satılmaktadtr. Mariner'in cevabı: «Sizi işitiyorum» EREĞLİ DEMİR VE ÇELÎK FABRİKALAR1 T.A.Ş. (Sermayesi 600 Milyon TL Tesisleri 2,5 MilyarTL) m Tamamlayıcı bilgi almak için aşağıdaki kuponu kesip göndermeniz kâfidir hisse senetlerinden satın alırsanız, tasarruflarınızj Heyecandan iki büklünı olmuştum U güne kadar Marıner'i dogTU yoia getırmek için gereken iıer şeyı tamamladık. 195 ton aKirlıgınöakı ağır antenin yöııu degıştiriidı. Yapılacak bir tck şey kalıyordu. Füzeyi isterlığımız yola sokacak olan bir KLİçük motoru radyo ile idare etmek. Motorun 27 saniyeden fazla çalışmaması gerekiyordu. Bütün bu iş dört saat sürdü. Son 18 dakika, motorun işlemeye başlayıp başlamadığını bümi.vorduk. Hiç unutmam he çok sağlam ve kârlı bir işe yatırmış olursunuz EREĞLİ D E M İ R V E ÇELİK FABRİKALARI T.A.Ş. tsmir Caddesi JVo. 13, ANKARA ELEKTRİK SÜPCRGESt Ben de Ereğli Demir ve Çelik Fabrilcalan T. A.'Ş.nin hissedarlan arasma kafılmayı düşünmekfeyim. Bu hususta kat'i bir karar almadan önce daha mufassal malumat ihtiyacını duymaktayım. Bu malumatı aşağıdaki göndermenizi rica ederirn. Isim ve \lrtr o / 4 <H g Devlet Hava Meydanları îslefmess Genel Müdürlüğünden: HPR Istanbul'da toptan satıs ycrı: Sabuncu Hnn Caâ. Fındiücılar Sok. Gençay Han 3 SAGKOL MÜESSESESİ Telefon: 22 04 08 (llâncıhk; 93E8/583) P I L O T llâncıhk »454bl5 KAYIP Istanbul 39173 No lu ehkiybettim Hüküm^üzdür. Turhan Sinendf Cumhuriyet 601 L Ingilizce bilir elektronik Yüksek Mühendisi veya Mühendislori ile sıhhî tesisat ve havalandırma projele r i n d e tecrübeli makina Yüksek Mühendisi veya MühenHisleri ii e inşaat Mühendi?ı ve Mimar ilc Tapu Kadastro Okıılu mczunu trcrübeli Tapii ve İstimlâk Memııru ve Yapı Enstitüsü mpzunu RpsjHm alınacaktır. Teknik eleman talimatnamesindeki bütün haklar verilecektir. îstekiilerin en geç 10 gün zarfında Genel Müdürlügümüz Personel Müdürlüğüne sözlü ve yazıiı olarak müracaatları rica olunur. (Basın: 560 A. 239/609) M