25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
şsg^ggagggggggiggg^gg^^^ yıııııııııııııı¥ıııııiHiMiıııııııınnııııiiiıııııııiMiıııııııııııımımınıııııııı.Miııııı«mMiıııııııııılııııııiMiııim £ Şehir operası ge.işiyor 19621963 mevsiminı yeni bır hamle, ciaha güçlü bir sanatçı kadrosu ve yenilikler ile açmaya hazırlanan İstanbul Belediyesı Şehır Operasına kısa bır süre ıçın misafir sanatçı olarak dâvet edılen tanınmış îtalyan Orkestra Şefı PİNO TROST evvelki gece geç vakıt şehrımıze geimiştır. Îtalyan Şef dün sabalı vakıt kaybetrneden. provalara katılarak bır süre içın orkestranin idaresini üzerine alnııştır. Kendisiyle görüştüğümüz Pıno Trost, bize şunları söylemiştir: , Orkestranız ile ılk lemasım henüz bu sabah (dün) olmasına ragmen, derhal belirtebilîrım ki. orkestranızı eserlere kolay ıntibak edebilen, vumuşak ve iyi çalışmıs bir durutnda buldum. Bu husurta genç ve değerli Orkestra Şefiniz Demırhan Altuğ'un gayretıni övmek isterim.' Evvelce Türk solistlerını tanıdınız mı? • Trieste'de ünlü sopıanonuz Leylâ Gencer'in bas rolü oynadığı temsilleri idare etmekten büyük zevk duydum!» Dünyada rahathkla çahşabildiğiniz ünlü solistleri sayabilir misiniz? « Doğrusu Orkestra Şefini yormıyan solist bulmak zordur. İsim veremem. Ancak ben genç lerle çahşmaktan çok sevinç duymaktayım. özellikîe onların ilerlemesine yardım etmek çok zevk verir insana. Bu sebeple İstanbul Şehir Operasının dâvetini hemen tercıh ettim. Bu yüzden Lozanda yapılacak îtalyan Opera Festivali" ni ve Bolonya Operası temsillerini iptal ettim. Yeni bir memleketi, yeni bif orkestrayı ve genç elemanlarla çalışmayı teTcih ettim» dedi. Pino Trost, operanın basanya ulaşabilmesinin jartı olarak orkestra şefi ile rejısor arasında zincirleme bir kaynaşmamn varhğını gerekli görüyor. Diğer taraftan Şehir Operasının değerli yöneticisi Aydın Gün ise repertuarın «Rigoletto>, «Cavalleria Rusticana Pagliacci», «Figaro'nun Düğünü», «La Boheme» ve tekrar olarak «Tosca», «Butterfly» ve «Sevil Berberı» operalarından kurulu olduğunu belirttikten sonra, bu yıl Şef Pino Trost'tan başka, ünlü bır Îtalyan tenoru ile anlaşmak üzere olduklarını söylemiş, Türk Operasının yük sek değerleri Orhan Günek, Ferhan Onat. Doğan Onat ve diğerleri gibi sanatçıların kadroyu kuvvetlendirfniş olduklarını açıklamıştır. Aydın gün, amacının genç elemanları ünlü elemanlarla önceden kaynaştırarak yetiştirmek, sonra da kendilerine aynı partısyonlarla temsıllerde müs takil roller bırakmak olduğunu söyledikten sonra, İstanbul Şehir Operasının bu yıl emin adsmlarla ve yeniliklerle gelişme yolunda yürüyebileceği ümitlerini artıran sebepleri şöylece özetlemiştir: 1 Koronun 60 kişiye çıkarılmış olması, 2 Misafir sanatçılar, 3 özellikle 3 ayrı şan öğretmeninin çahşmaları 'Başta ünlü Îtalyan Tenoru Vasco Campagnano'nun çok değerli ögretimi yanında, Ren Gelenbevi ve Zavaroş'un çalışmaları Operaya ayrıca bir okul hüviyeti kazandırmaktadır). 4 Devlet Operası sanatçılarının yakın ilgisi ve dâvetli olarak temsillere katılmaları. 5 Tam kadrolu bir opera orkestrası yolunda 50 sanatçının bir araya gelmiş olması. 6 Solistlerin ve genç istidatların artmış olması... Bütün bunlar Şehir Operasının ilerisi için başlıca güven faktörleri sayılabilir. Selmi ANDAK 1= Avrupa'da detektif modası Oğleden sonra... Araba Orlydedir şimdi. Kısa bir uçuş. Bu sefer tersine tabiî, hanımefendi Paristen Milânoya dönüyoı. Milânoda yarım saat berbere uğruyor, çarşıda iki mağazaya îirip çıkıyor, şoför saat tam yedide terzinin önündedir. Avukat evine döndüğü vakit kansını her zamanki gıbi.kendini en tatlı gülüşleriyle karşılar huluyor. Günün nasıl geçtiğini anlatıyor ona kadın. Bir alay gevezelik, filâncayı görmüş de, falancaya rastlamış da... fakat kocasının suratı asıktır, tek söz çıkmaz ağzından. karısının • masal» ını bitirmesini bekler. sonra çantasını açar, bir kaç fotoğraf çıkarır içinden: «Ya bunlar, bunlar ne?« Kadın neredeyse bayılacak, çünkü bunlar kendi resimleri; işte Milâno hava alanında, Orly'de, Gaston'a sarılırken, Gaston'un arabasma binerken, Fransız dostunun apartımanında... ozel | Hastaya çicek Yazan : Mevlut Baysal « Bahçe Mimarı Bu modaya uygun olarak evli çiftlerin eşlerini özel detektiflere tâkip ettirmeleri âdet haline geldi. Tâkipler sonunda ilgi çekici aile sırları da meydana çıkıyor Milânu cıvarında mesut bır aıle yaşıyor: Zengın, orta yaşlı bir avukatla, güzel ve kendinden çok genç karısı. Dörl başı mâmur bir yaşayış: Ahçılaıı, şoförleri, uçakları var. Haziranda bir sabah, saat sekiz. Hanım keyifli, canlı, her zamanki gibi, işe giden kocasını kapıya kadar uğurluyor, her günkü gibi gününün programını çiziyor ona. Bjrazdan dışarı çıkacak, berbere alış verişe gidecek, yemeğini dışarıda yiyecek, arada terzisine de uğrayacak. Sonra tabiî akşam yemeğinden önce de evinde olacak, hattâ kocasmdan daha erken. Günün plânı bitince tatlı bir uğurlama faslı: Avukat arabasına biniyor, karısı eşikte rlurmuş gülerek el sallıyor. HERŞEY ORTAYA ÇIKMIŞTI Avukat ne zamandır kansının kendisini aldattığını seziyordu, ama bir türlü ispata muvaffak olamamıştı. Sonra akhna Avrupanın en meşhur detektif bürosuna başvurmak gelmişti. Ponzi acentası da araştırmalarına başlamış, işte her şeyi ortaya koymuştu. Bir detektif Paris uçağındâ yer ayırttığını öğrenmiş, Orly'de bekliyen bir Fransız detektif de kadının bütün hareketlerini takip etmişti. Fotoğrafların negatifi kadınla beraber Milânoya aynı uçakla gelmişti. ı= M.S.B. İst. Sirkeci D. Kapı 2 No.lı Sat. Al. \ Kom. Bşk. lığından: Askerî ihtiyaç için 270000 lira ödeneği dahilinde 40/12 mımara yerli veya bilfiil ithal malı tahminen 3000 kilogram iplik kapalı zarfla 8 ekim 962 pazartesi eünü saat 15 de satın alınacaktır. Odeneği kâfi gelmediği takdirde miktardan indirme yapılabilir. Geçici teminatı 21750 liradır. Teklif mektuplarının bir saat evvel Kom. na verilmesi şarttır. Postada vukua gelecek gecikmeler hiçbır suretle kabul edilmez. Evsaf ve şartnamesi Ankarada Lv. Â. de, İzmirde Lv. Â. Sat. Al. Kom. Bşk. da, nümune evsaf ve şartnamesi Kom. muzda görülebilir. Tamamı bir istekliye ihale edilebileceği gibi 1/4 nispetinden aşağı olmamak şartile ayrı ayrı isteklilere dc ihale edilebilir. (1533 Basın 15689/11934) \Ş Beş dakika geçmiş, geçmemiştir, kadın hazırdır. Giyinmiş, süslenmiş, kapıdadır. Şoför zaten hazır bekliyor arabada, hanımefendiyi şehre indırtnesi lâzım, berber bekliyor. Işte geldi bile hanımefendi, biniyor, doğru şehre... Otomobil berberin kapısmda duruyor, şoför saat yedide terzinin önünde bulunması emrini alıyor. Manım bütün gün alış verişle meşgul olacağı için arabaya ihtiyacı yok, olsa da taksiye binebilir. Berbere girmesi ile çıkması bir oluyor kadının. bir taksiye atlıyor, ver elini hava alanı. Parise gidecek tayyareye daradar yetişmiştir. İşte Orly meydanı. Fransanın bu hava alanında bir başka arada bekliyor, hanımefendiyi ve içinden ve içinden bir başka erkek iniyor, yeni Fransız sevgilisi Gaston. Karşılaşma heyecanh oluyor. başbaşa saatler çok tatlı geçiyor. BERBERDEN SONRA HAVA ALANINA EŞLERİNİ TAKİP ETTİRMEK MODA OLDU Daha bunun gibi neler var Ponzi detektif Bürosunun dağarcığında. ama müşterilerinin sırlarına ihanet etmemek için söylemiyorlar. Tom Ponzi'ye her çeşit adam müracaat eder. şimdi karısını veva kocasını tatil boyunca takip ettirmek^ Avrupada moda oldu. Bilhassa S iş adamları karılarını en çok • ; takip ettirenler arasında. dük Ş kânı kapayamadıkları için karı Z koca seyahate beraber çıka 3 mıyorlar. Bu yüzden de bir ^ İSTANBUL birlerini sırayla takip ettiriyor 7.27 Açıhş 7.30 Melodiden Iar. özel detektif her türlü ^ modern araçtan faydalanıyor melodiye 8.00 Haberler 8.15 Avrupada genis şöhrete ulaşan Ponzi acentesinin elemanlanndan bir özel detektlr Iş başında, fotoğraf makineslyle resim çekerken ya yanaşıy° r . D ' r iki dakika bu takiplerde: Radyo ile merkahyor kalmıyor lekrar binip keze bağlı otomobilleri, on denize açılıyordu. Denizde kametre uzaktan işe yarar konuşradan bakıhnca ne yaptığını maları zapteden telemikrofongormek gayet kolaydı, iki saat ları, kol saati gibi bilekte tayapayalnız denize girip çıkıyor, şınan çok haspas fotoğraf magüneşleniyordu. Sanayici bunu kineleri, mıkroskop taypleri, pencereden dürbünle takip etçok kuvvetli teleobjektifleri, tiği için sonunda kızın masuher türlü diğer modern araçmiyetine kanaat getirdi. Ama ları var. gerçekte, her şey bambaşka KAYALIKLARA YANAtürlü oluyordu, kız kayalara ŞAN MOTÖRÜN ESRARİ indiği zaman orada kendisini bekliyen se\gilisi ile buluşuBu da deminki kadar eşine yor. motöte de kendisi değil. az rastlanır bir olay: Yine Mikendisi ile eş giyinmiş, tıpkı lânolu bir sanayici sevgilisine benzeri bir başka kız biniyordeniz kıyısında bir villâ satın dıı. dönüste benzeri kayalara almıştı, yalnız çok kıskanç olyanaşıyordu, onunla yer değiştluğu için kendi kendine hayatı tiriyordu. zehir ediyordu. Genç kadın ise onu o kadar kurnazca, inanılSADECE TAKİP DEĞİL fnaz bir yolla aldatıyordu ki Tom Ponzi acentaşı sadece adamı inandırmak için bir gün takip etmekle kalmıyor. sonunolayı bizzat seyre çagırdılar. da ayrılmak istiyen olduğu tak Genç kadfnın her gün iki ssat dirde mahkemeye bütün delilkadar yalntz başına denize gitleri vprecek duruma da getirime âdeti vardı. Villânın küçük yor. Eğer mahkemeye gidilmirıhtırnına iniyor. motöre biniyecekse dökümanlar hemen yor, açılıyordu. Rıhtımdan bir yok ediliyor. Ufak tefek olay kaç VÜE metre kadar ötede bir lafda acenta müşterilerini bakayalık vardı. rm.törü ile orarıstırmavı da üstüne alıvor. RadyodâjfBüglirî on dakika 10.30 Kapanış. 11.57 Açıhş 12.00 Çeşitli müzik 12.30 Kutlu Payash'dan şarkılar 12.50 Saz eserleri 13.00 Haberler 13.15 Küçük konser 13.40 Gönül Söyler'den şarkılar 14.00 Pat Boone ile onbeş dakika 14.15 Nevin Akol'dan t ü r k ü l e r 14.30 Broadvvay'den müzik 14.45 Saz eserleri 15.00 Kapanış. 16.57 Açıhş 17.00 Nevzat Güyer'den şarkılar 17.20 Çeşitli müzik 17.40 Müzeyyen Yıldızdoğan'dan 'şarkılar 19.00 Haberler 19.15 Yaşadığımız günler 19.30 Tambur soloları 19.45 Din ve ahlâk üzerine konuşfna 19.55 Küçük dinleyicilere masal 20.00 Erol Pekcan Caz Toplulugu 20.15 Olaylar ve yankıları 20.30 Solmaz Teğmen'den şarkılar 20.50 Büyük Nutuk 21.00 Sizin plâklarınızla 21.15 Açık oturum 21.30 Radyo Erkekler Toplulugu 22.00 T.B.M.M. saati 22.15 Bizim solistler 22.45 Haberler 23.00 Bir besteci ve eseri 24.00 Geç yatanlar için müzik 00.30 Kapanış. ANKARA İ L RADYOSU 17.57 Açıhş 18.00 Fransız ve Îtalyan melodileri 18.30 Hafif müzik 18.45 Twistler 19.00 • Fabulous Fifties. albümünden müzik 19.15 Nelson Riddle Orkestrası refakatinde «Peggy Lee» 19.30 Cha cha, mambo ve bolero'lar 20.00 Bu akşamın konseri 20.30 İki solist 21.00 Caz 21.30 Hafif melodiler 22.00 Operalardan kısımlar 22.45 Chopin piyano eserleri 23.00 Kapanış. " lllIIMIIIIIIItlMMIItlll .llllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllliT BAY OSCAB: PROF. NIMBÜS'ÜN MACE RALARi: Sabah şarkıları 8.30 Unlü besteciler 9.00 Kapanış. 11.57 Açıhş 12.00 Şarkılar 12.20 Sevılen melodiler 13.00 Türküler 13.15 Haberler 13.30 Valsler 13.40 Şarkılar 14.00 öğle konseri 14.30 Kadın saati 14.40 Hafif müzik 15.00 Kapanı 5 . 16.57 Açıhş 17.00 Diskotekten mikrofona 17.20 Hafif müzik 17.30 Yurdun sesi 17.50 Les B r o u n ve Güney Pasifik 18.15 Radyo Erkekler Faslı 18.45 Haberler 19.40 Radyo Salon Orkestrası 20.00 T ü r k ü l e r 20.15 Olaylar ve yankıları 20.30 Şarkılar 20.45 Hukuk sohbetleri 21.00 Radyo TiyaUosu 2230 Radyo Oda Orkestrası 23.00 Haberler 23.15 Dans ve caz müziği 24.00 Kapanış. Î S T A N B t L t L RADÎO8TJ 17.58 «İyi Akşamlaf» 18.00 Sevılen sesler 18.20 Dans müziği 19.00 Küçük konser 19.30 Yemek rnüziği 20.00 Karışık sololar 20.20 P l â k l a r arasında 21.00 Unutulmuş mu5İki 21.30 Opera ve operetlerden sahneler 22.15 Günün plâklarından 22.30 Sonat saati 23.00 Çeşitli müzik 24.00 «İyi Geceler». ANKARA 6.57 Açıhş 7.00 Yurftan sesler 7.20 Müzikle jimnastik 7.30 Haberler 7.45 Karışık şarkılar 8.15 Çeşitli melodiler 8.45 Türk müziği 9.15 Sabah konseri 9.45 Fatfna T ü r k â n ' dan t ü r k ü l e r 10.00 Devamı yarın sabah İ0.20 Peggy Lee ile """"" "« MIHI1IIIIH JANEİM K1ZJ 266 mek niyetinde değilim» dedi 5 lrade ve iktidara sahip oldugl meşhurdur. % ğu zaman, isteırti.verek ve hatKeza, hastalaia kokulu çi 5 tâ elinde olmıyarak sert ve çek gönderemiyecc|irhizi de R haşirl olaıı insan; zaafa düçar bilmeıniz lâzım gelir. Güzcl g oluveriııce yumUşar vc melekkokunun bile, bir hastayı ra § leşif. Vazife ve salâhivet devlıatsız edebileceğini ve hasta a rini takip cden ertıeklilik halodasının nâvâsını afırlastıra g leri; gençlik çaSi"'" peşinden cağını düşünıtıeliyiz. a habefsizce çıkaşelen ihtiyarlık, sıhhat ve âfiyct vıllarından Hasta odasında fazla yer is Ş sonraki hastalık zamanları, çal edebilecek çiçek sepeti. ö bövle misallerle doludur. Parter, Kordon »ibi araııjmaiı S Iar (Arangements) da gonde Qk Bunun dışında kalan istisnarilemez. Ve helc ne kadar kıvlar ise, parmakla sösterilecek metli ve nadide olursa olsun, kadar a/.dır. hastahaneve saksı çöndermek. Kim ne derse desin: insanhüyük bir çaf teşkil eder. oğlunun hamuru da. çamuru Bir defa bu: hastanın uznn da budur ve buııdaıı ibarettir. bir süre hastahanede kalahiAtıcak hastalık anlarındadır Iecejiııi imâ etmek cibi Iıir5 ki. sefkat ve merhametleri son mâna ifade ettikten maada. haddini bulur. af ve müsamahastahane personelinin ba!>ı halârı. cn vüksck mertebeye na, hiç yoktan faile açmak deerişir; kin ve nefrct hislcriııi mektir. sevgi bulutları ile örtmeslni bilirler. Ayrıca. bu topraklı saitsı ile birlikte. hastahaneve. tetanoz Tezatlarla dolu olan insan kalbi ve insan sevçisi; bu %a veya sair mikropların sokulması, solucan çıkması, saksıya S rip yaradılışını. viçekleri ko nuşturmak suretivlp de ifade münasip bir yer aranması gi 5 ptmesini bilmis ve bunıian da bi mahzurları ihtiva eder ve 5 bazı husuıti kurallar meydana hemşireleri miişkUl duruma so u gelmiştir. kar, nâhoş tesirler yarvtır. 2 Şayet hastayı ziyarete gider v Hangi ahval ve serait altınken çiçegimizl bızzat çütürü S da nlursa olsuıı; bir yere ve vorsak. çiçek demetini hasta 5 bir kimseye çiçek çönderme nın vatağı üzerine bırakmak, Y nin kendine mahsus âdâbı ve mezara konulan çiçekleri ha ş bir sürü muaseret usulleri oltırlaltıiından bilhassa meşum du^u sör ırMurmez bir haki kattir. addedilir ve büyük kabalık sayılır. Hastanın moralini bozar. Bilhassa hastalık hallcrinde, Aslında çiçek ırötürmeııin vebU kevfivet daha da nazikleya göndermenin en münasip şlr ve hususî bir önem peyd» zamanı; hastahaneden yuvaya eder. dönüste yapılan takdimlerdir. Rikkat. teessür ve hassasiyet tellerinin en gergin olduğu tyileşmiş ve nekahat devri hastalık devrelerinde; bir hasne erişmiş hastalar, evierine la veya lohusaya çiçek gönderdönüşlerinde, odalarını çiçek mck, işte bu yüzdendir ki; diklerle donanmış görünce, dostkat ve itinaya muhtaç bir kolarının ve ahbaplarının, sevınç nu haline girmiştir. ve saadetlerine bSylesine ca.ıdan bir dikkat ve nezaketle i§Hiçbir şey düçünmeden ve tiraklerinden son derece mesut Itiçbir şey gözetmeden; ulu orta bir davranışla çiçek yollave mütehassis olurlar. makta acele etmek, medenî haRomatiıma, felç ve benıeri limiz hakkında şiiphelere ve hastalıklara müptelâ olııp da menfî yorumlara yol açabilir, yatalak hale selmiş, kendine g hastayı ve hasta ailesini sevinve suuruna sahip kimselere, $ direcek yerde. can «ıkıntısı ve ahbapları, yakınları ve arka a teessür yaratabilir. daşları tarafından sık sık çi ğ Bu «ebeplerle; doğumda olçek göndermek kadar ısil ve 3 SHn, hastalıkta olsun, hastahainsanî bir davranıs olamaz. « neye çiçek göndefmeden evvel, Dogumlar için gSnderilerek korku; telâş ve heyeean anlaçiçeklerde, aileye katı\an \avrının geçmesini, dofium ve a ru şayet kız ise, pembe renklı mellyatın milsbet sonuncunu riçekler ve eğer oğlansa mavi beklemek, sıhhat ve âfirete renkli çiçekleri tercih etmek dojtru gidildifine dair kesin de hoşa giden bir dikkat sa hlr kanaate varmak lâıım geyılabilir. lir. Dogum yapan hanım, dünyaBunun içindir ki. gerek has ya Ilk defa bebek geiiriTnrsa, tanın ve gerekse hasta ailesibu reıık, çiçeklerden yapılmıs ni ?ı yiizU rülmeden. kritik sahafif ve zarif »klıller yaptıratlef »eçmeden, çiçek yolla mak ve bunu bir taç gib| genc $ mağa kalkışmak, (koyun can lotıusanın saçlarına iîistirmek S ('erdinde. kasap et derdinde) hıle eici ve natlh bir hareket $ kabilinden bir hafiflik olur. olarak karşılanabllir. Ne kadar £ Afiyet ve nekahat zamanını yakini olursa olsun, kim tara g kellamak ve sonra da yollanafından yoilândıgımıı meçhu! 9 cak çlçeği tayin etmek, bu mükalması, hastayı düşündürüp § lâhaıalardan sonra geür. ŞÖTüzebilecejinden, hastahanelere 3 le ki: Rönderilen çiçeklere bilhassa Z Evvelâ hastaya beyaz çiçek vo behemehal kartvizit illstir 3 gönderilemiyecefi, gelin bnmek, asla ihmal edilemez, § ketleri hariç beyaı rengin öSırası gelmişken ve baska 5 lüm ve mezarlik renfi oldn lıir vesile behlemptle;ı sunu d ı § ğunun bilinmesi icap eder. ilâve etmeliyim ki; kartvizit ö kullanmadan bir kimsoye çi § Bernar Şovun, (Bernard çclr eöndermek, »ÜT?Ü knide O Shaw) 80 yaşında seçirdigi bir lerine göre küstabMk lelâkki ^ hastalık sırasında, kendisine edılir ve eonderilen tarafın a beyaz güller tönderen bir madama: « Daha 20 sene bekdan teredclütsü* iade olanabi 3 leyiniz. Çünkü, şimdilik öl lir. X ' £KHK«HKHHKH>MHKHKHKHHHHKH^^ llllltMIHIIIIIIM •llllllllllllllllllllllllllllllllllllllıniHHIMIIIIIIMMIII llllllllllliri ın Udebî letrikası: 117^ Koüuuu 321 YVES SAYOL Cevirer Mazhar KUN1 Juüe hemen doktoru çağırdı. Hekiııı: Adamrağız yumruklarını sıkarak oğluSonra biraz doğrularak yalvardı: O yaralıyı muayene ettikten sonra babasınm nun yanına geldi. Lucien biraz kendine gel kadlnı bu işe karıstırmamağa söz veriniz yanına Taklaşarak: Pek ümit yok; dedi. mişti. Bnbası: «Oğlum; bana olan biteni söy baba.. Bir aniaşmazllk oldu. Kocası bizi Kurşunlardan biri omuza. öteki göğse gir le dedi. Seni kim vurdu? Babacığım onu suçlu sandı. Demek slzi o vurdü? Bavm% çıkarncak olsak ölUmü tâcil etmiş olu* tâkip etmek nâlile. O da benim gibi bir ha kimseye karşı tâkibat açmayın. Söz veruz." Ne diyöTSunuz? Oğltım olecek mi? tertibln kurbanı oldu... Onu görnıemcli ıin... Asıl mesul. başka bir kadın. Galiba Maalesef kurtulur. Onu, ancak bir mıı idim. Kimi görmemeli idin? Kimden bah yaplıu'i fenalığı takdir edemedi. Hayır... cize l.urtarabilir. sediyorsun V'alentln'den bahsediyorunı.. Olmaz... Kont de Bussitre'in cinayeti hakMarfam de Bussicre'den... kında kararmı verecek olan mahkemedir. O kadar..(Arkası var) Neler sayıp döküyordu daha . Akhm Istanbulda. Çiftehavuzlsrl yuldu. Ilk iş beni kolayca doğur parlıyor inceden. Geç kaltnış ciük« Ben bütün gece pencerele!r•jurdum veriyor, kâncıjar yofrgun telâşlı kepenkle ae, kapılarda dövünüp daki eV denize açılmış kapıUrı, tuyor, çocuğumu elime vallahi! Küçük hanım daha evvtlbahçesi, beyaz aydmh.'c terasları daha doğrusu annemin eline. O rıni inciriyorlar. serleri. saksıları, vaioîarı doldu oturup bakarmış, ben çalışırmıYürürken Havayı deîin derin sl gün geldi Ankaraya. bugütı tedcrüran ağır sıcak kokulu tuberosala şım. Çok iyi öğtetmen olacağıma, içime çekij'ofrum, gökyüzüne, ağaç lâmsız sabahsız İstanbula kaşı rı ile yaklaşıyor y^klnşıyor. Ya işitni seveceğime inancı var. Ken lara, ıslak kaldmmlara bakıyorum. >or! Ne olscağız elâleme tak odasını, mavi l'aten örtülsrin dini örnek gösteriyor öğretmenin Böyle bir mevsimde Istanbula biz şimdi? Yabancı bir adım, rıaltmda mutlu, sıcak çıplakhğımı insan yetiştitmenin sevincini, tatlı dönmüştük onunla. Kendi diyisiy sanlısının kardeşi! Ne derleır bigörüyorum. Hava sıcak, pencereler yorgunluğunu, aklı bileyen geliş le, yağmur, çamur ortasında kız ze!» açık. Kısacık beyaz donlu yarı tiren kavgasmı anlatıyor. Sonun kaçırmıştı Ankatadan. Dedemi, kocasını, o çok şanlı ?e cıplak bir adam dola?ıyor odada. da sıküdığımı, dinlemedi|irni, ak ftfli geçmişini sayıp dökerek cğün Evet, böyle bir sonbaharüı. Tunç gibi sarı sıcak parlıyor yü hmın başka yetlerde olduğunu se Otelden sabah eve dönüşümü ha müstü bir süre karşımda. Sa'.lai.a zü, kumral saçları, omuzları. bü zip kızar gibi oldu. Akşama Cez! tırlıyorum. Camlara bakıyordum, sallana, kendi diyişiyle (baoaurı tün bedeni! Uçları tütün kokan u mi ile sinemaya gideceklermiş gü gölgemi kovalıyordum. Kendimi tutmuş) söylene söylene ağiıycrzun esmer parmaKlan çenemde, zel bir Fransız filmi oynuyormuş, arıyotdum. Etimde onun sıcaklığı du. Onu yatıştırmaya vakıt yokalay ediyor, saçlarımı çekiştiriyor. Ellerime tu. Pek yüreksizce olmi'stu tu~ubeni de götürmek için zorlamaya buhar gibi tütüyordu. « Bu kıza söyle Kirpiciğim, 0 başladı. Gülmeye, şakalaşmaya ça bakıyordum, kaldırımlarda uçar gi mum. Kulağım siyah arabanın *e daracık bluzları giymekten vaz bahyorum: bi koşan ayaklarıma, dağılan saç sinde odadan odaya koşuyordum. geçsin. Memeleri taşıyor süt ninelatıma O sevdiği, o beğendiği için Bir iki parça giyeceği, sevdi^im Aranıza bilr kara kedi sokmak çalıIer gibi dışarı. bir rezalet yani!» kendimi beğeniyor, seviyordum. kitapları çantama tıkmaya neden? Başbaşa git sen sevgilinle Sonra birden bire bodrum katı şıyor, duvardan indirdi|im bir tes Handan edepsizce memelerinden kızıfn. Hem ben bu yükle sinema nın karanlık merdivenleri, nçılsn ml elbiselerin arasına kaydırıyjr, söz ettiğimizi, güldüğümüzü, onu büyük parkm çamlarına tırmanan koltuklarında oturmaktan yorul kapısı, anhemin bozgun, ağlamıj banyodan diş fırçamı alıp teiâşr.Ti dan bardağı kürıyordum. kedilere benzettiğimizi, Cihangire maya başladım artık.. gebeleştim yüzü!., olan düşkünlüğünü alaya aldığımı iyice görmüyor musun? « Ne olursa olsun anrii! Onu Kolay olmamıştı onun sinir kriYorgunluğumu öne süirünce üs zini geçirmek. Gücünü gö'stermek seviyorum anne! Onunla evlenezı bilmiş olsa! Dünyâdan habersiz Handan! Ev1 telemedi. Cezmi gelir gelmez kalk istiyordu bana. Kanapeye yatır ceğim anne!..» lenmeye karalr vereli anlayışma tım. Adamm bakışlarından benim mak, kolanyalar sularla açılmasıfieni dinlemiyor, Kurulmuş b:r gibi makine gibi tekrarlayıp duruvctbir kısırlık geldi sanki. Cezmi be üzerime çok şey bildiği belli. Hem na yardım etmek, çocuklafr ye benzedi. Insanlara, olaylara üstün, ağır görünüşünü, insandan kandırıp avııtmak gerekmişti. Te du: bjğen lâşımın, korkumun gösteriş oldukarşı dalgm, üstün tavırlar alma cüzierini kaçırıp kendilıi « Rezil olduk! Bütün Ankaya başladı. Sesini de yeni rolüne mışcesine susuşlarını s»vmi«'*üm ğunu sezdirmeden sanırım. Muüu raya, dosta düşmana!» onun. Nerdeyse o edepsi/., yalancı luğumu, sevincimi saklamsya çauyduJrmuş Artık konuşurken esÖdanm içinde ellerini uğuşturakisi gibi elleri omuzları oynafnı ZEmparayı, Rifat beyi arıyaeağım! bahyordum ondan. Sonunda gnr rak, faşkın, bitkin oradan oraya yor. Scsi alçak, daha da yumuAksam iniyor Ankaranm üzeri dü engel olamıyacağını, gidece|i peşimden geliyordu. şak. Bu yeni oyunu ne kadar oy ne. Büyük yapıların gerisinds gök I mi, duirduramıyacağını. Ağlarna Peki ben ne yapacağım, ben nsr onu Allah bilir artık. yür.ü kaHanlık. Parklarm yurhu ya, tekrar bayılmaya özendi. « Büsbütün mü? Nasıl olur? ne olacağım: Ikinci çayını yudumlarken gele şa* ıslak yapraklarla dolu yolla(Arkası var). cek üzerine havalleir kıırmava Im. rnrta ki7il vesil karısıcı renkler O evli bir adam! Ben Handanı a tfazan: PERIDE CELAL yıplarken başıma gelene bakm dostlar!..» Yaşh, şaşkin gözlerini, ellîri iie dizlerini dövüşünü gofrür gibiy.;n. « Sen benira kızım değil mısln? Sen o akılh, uslu, yaptrimı bilen Macide değil misin? Esbıpçı başının torunu, iftihar levhslaııni geçen, herkesin hayran olduçu çocuk!..»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear