Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
pencere ıııı§ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııi!iıııııııııııııııııııı=ıııı Uç hikâye Belediye et fiatları için Hükümete başvurdu Doğudakı kuraklık, yem fıyatlarının kontrolsuzluğu ve Guneydoğu ıllerınden hayvan kaçırılmasının bır sonucu olarak 1963 yılında îstanbulun et sıkmtısıyla karşı karşıya kalacağı lahmın edılmektedır. Bu cumleden olarak tstanbul Be ledıyesi dun Ekenomi ve Tıcaret Bakanhğına bır yazı goniererek, tedbır ahnmasınj ıstemıstir. Ted. bır olarak yem fıyatlarının kontrol altına alınması ve hayvan ıhracının durdurulması 'alep edılmektedir. Aksı takdırde et fıyatlarının 15 lıraya Kadar çıkması b e s lenmektedır Tıcaret Bakanlığının Guneydoğu ıllerınde »apılan kaçakçılığı onlemesi ve doğuddki ku raklığın giderılmesıne çalışacağı hıldırılmektedır | DÜŞÜNCELER | ııııiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiıııı Geçenlerde yeniden vanan Oemirci ilçesinin Sımav Kütahya yolunda on dakika yürüyünüz. Sehre hâkira tepelerden birine kurulmuş muazzam bir beton iskeleti göreceksiniz. Bu iskelet, \aktivle tasarlanmıs bir assubay okulnnun Demirci toprakları üzerinde kalraış hâtırasıdır. Şimdiye kadar harcanmıs juzbinler ve bundan sonra sarfedilecek olanlar, düşüncesizlik bankasına yatırdığımız milli tasarrufurauzdan başka bir şey dcğildır. Niçin böjle olmuştur. Çünkıi vakti evvelin Demirci partizanları, zamanın JUiIlî Savunma Bakanını zorhyarak ilçelerinde bir Assubay Okulu açılmasını temin etmislerdır. Ama, Demirci öjle bir coğrafja kurulusundadır kı, o topraklarda yetisecek oğrenci, de\lete iki kat pahalıya mal olacakmıs Olsurı. Okulun taahhüt islerini pavlasan partızanların hesabında böyle memleket açısından düşuncelere ver yoktur. üerken efendim, 27 Mayıs gelır, yeni Savunma Bakanlığı Demircinin sartlarını bir Assubay Okulu açılmasına uygun bulmaz, karar değistirilir. Ve bu hikâ>cnin bü\ük delili beton iskelet, sımdi oralarda çece gunduz ovuk gozlerle sırıtmaktadır. Hem de kimbilir ne bakıra masrafları da vijerek Atsan atılmaz, satsan satılmaz. Geçen gun bir mimar dostumuz da şunu anlattı : Brüksel Sergisindeki Türk Pavyonu sökülür takılır einstenmiş Düşünulmüş, karar vcrilmiş ve denmiş ki : Biz bu güzelim bınavı sökelim tstanbul Belediyesine verelinı. O, sehrin bir yerine kurup ıstedıği gibi (aydalansın. Sen misin bunu diven Çuııkü, bunu işiten Gümrük ve Tekel Bakanlığı : Bu binayı huduttan geçirmek isthen şu kadar bın lira gumruk verir d n e dıkilmis zavallı Belediyenin karsısına . Mevzuat hazretleri bu Ama Belediyede de mevzuat hazretlerine verecek bir metelık yok. Ve şimdi o guzelira bina kimbilir nerelerde çürür durur mus Bir üçüncü olay . Bir vüksek mühendis okuyucumuz mektubunda divor ki : Ankarada\ım. Her defasında işimc gider gelirken gözüme ılisen «Aerodinamik Tüneli» yani ha\a tünelini leyrederim. Türkivede bu tünelin ismini duvmuş \e>a mevcudivetinden haberdar bilmnorum kaç kisi \ardır? Ankara Gazi Terbive Enstıtüsünün karşısında koskoca bir sarı binadır bu Vaktivle (belki 20 >ıl evvel) yapılmış. O zamanlar Türkijcde bir ba\a endüstrısi kurulması düşünülmuş (Yani uçak sana>ii) \e böjle bir endustrinin en önemli ilk adımuıı teşkil edcn ha\a tüneli de insa edilmis. Tunel, riva>ete göre, o zamanın parasiyle birkaç milyona mal olmuş, fakat bugüne kadar bu muazzam lâboratuvarda tek tecrübe \apılmamıs ve bına da kırlasijc dcposu olarak kullamlmış . • Bu üç misali neden yazdık? Nurlu ufuklardır, programdır, kalkınmadır, şudur, budur dcrken içinde bulunduğumuz hali pürmelâli bir dalıa hatırlamak için belki Belki de bu varını kalraış tesebbuslerle biri çıkar ilgilcnir de, bir fayda yaratır diye .. Ama açıkcasını sojlijelim, pek de umıdımız \ok .. Cünkü bu isler böyle gelmiş, böyle gıder .. Çünkü biz böyleyiz. Dedelerimiz de bojleydi. Babalarımız da Bırsktıkları emanetin bekçisiyil. Hopa, Karadenızın son lskelesuhr. Orada hızımzı alamazsanız Dir durak sonra kendmızı Batumda bulur Sarp ve Maradit Sembolü ve Ayı yavrusu HEM «Yeter artık, yeter!» j jf t1 azılacak k«nn çok, fakat dograın tereddüt ediyorum. tstanbullu bir okuyucumun Beyoğlundan postaya verdigi mektup maıamın tiıtünde durujor. Ona bakıp bakıp kararıızlığa düşüyorum. Okuvucum yazılarımı beğendiğini, gazetede oniarı muntazaman takip ettiğini, fakat dertlerimizi, gosyal yaralarımın desen bu yazılan okuya okuya karamsar olup çıktığını söylüyor ve: Teter artık, Allah rızası için yeter. Bize de yazık! diyor. Bu mektup olmasaydı aktüel konu olarak dünkfi ga^etelerin yazdığı Ankaradaki tacıayı ele alacaktım. Şehrin göbeğinde 8 zorbanın bir otomobili dnrdurarak içindeki genç kızı nişanlnının elinden atdıklarını ve biçareye sektzinin birden lecavüı ettiklerini >azacak, bu barbarlığın bizden baska hangi Batılı memleketin basşehrinde cere^an edebileceğini soracaktım. Eğer bu mektup olmasaydı sktüel konu olarak Bolu cıvarındaki kaza.M ele alaraktfm. Vasıtaların ve şoförlerinin tıkı bıı kontrola tâbi tutulmamaları yüzünden yeniden 10 vatandaş k a v bettiğimizi yazacak, ihmalin, lâkaydinin bizden başka hangi Batılı memleketin yollarındı bu kadar kan döktfigfinü soracaktım. Efer bu raektup olmasaydı aktüel konu olarak jandarma dayağından bahaeden bir fıkrayı, istiâp haddi 1200 olduğu halde 55O0 yolcu ile Karadenizden dönen gemi meselesini, bir ıporcunun islettiği kulübün kumar oynatıldığı için poliı tarafından baiilmasını ele alacak ve bunlar bisden bs^Ua hangi Batılı memlekette olur, diye soracaktım. Fakat okuyucumun sesi kulaklarımda çın çın ötüyor: Yeter artık, Allab rızası için yeter. Bize de yazık! Onun için gazetelerın dünktt yazdıkları hele yerlerinde dursunlar, ben sizlere bugün iç açıcı konulardan söz açayım. Bunaltıcı sıcaklar geçti. Îstanbulun en güzel mevsimi olan •onbahar baslıyor. Mümkün olduğu kadar ıık yürüyüse çıkınız. Meselâ Boğaz bugünlerde ne güzeldir. Emirgânda tavşan kanı bir çay için. Ha, sakın kâğıt helvası almayı da unutmayın. Sc(ayi hatır ile yersiniz. Nenize Uzım lizin ahlâkımız, emniyetimiı, ruh ve beden sağlıfımız, bugünümüz, yarınımız... Boş verin efendim, bos verin... Cevat Fehmi B A Ş K t T r Yazan: Cihad Baba n gular onların g o z unde buyuyor I s ı k istıyorlar. N'amuslu vatandaslar olarak sılahlarını hukumete OLUM Dul Bayan G. Tovi, Bay \ e Bayan İsaac Marıe Eskenazı ve mahdumları Maurice; Bay ve Bayan Davut Tovi ve mahdumları Tunç ve Metin (Stokholm), Bay ve Bayan Albert Tovi (Stokholm), Bay ve Bayan Eli Tovi ve çocukları (Macon), Bay ve Bayan Jacques Tovi ve çocuklan (Lyon); Bay ve Bayan İsrael Gabai, Bay ve Bayan İzidore Kamhi, Bay ve Bayan Dr. Victor Kamhi ve kerimeleri Corrinne, Bay ve Bayan Sabıt Kamhi ve mahdumları Dori, Bay ve Bayan Dr. Sabit Gabay ve çocukları (USA), Bay ve Bayan Çetın Gabay, Hassıd; Tovi (Yunaniatan); Eskenazi; Cıvre aıleleri ile akra baları Zevç; baba; büyük baba; kayınpeder; kardej ve akrabaları NlSSlM JOSEPH TOVİ'nin vefatını en derın teessürleriyle bildırirken; bugün saat 12.30 da Neve Şalom Sinagogunda yapılacak cenaze merasımine t e ş riflerinizi rica ederler (İşbu ilân hususî dâvetive yerine kaimdir). Faal 5643/11530 Karahuk Demir Çelik Fabrikaları mamullerinden S A eksiğine satışa başlanııştır Ç sunuz. Hudut karakollarında Suv sısh ve puslu olmazsa Batumu ha teshm ettıklerı için ayı ıle domuyet askerı, karasularında Sovyet yalet hahnde goru>orsunuz. Bura zun karşısında acız kalmışlar, ayı karakol gemılerı rejıme has lıir sı 300 bın kışılık buyuk bır şehır yavruları ıle bırlıkte tarlaya gırdı dıkkatle smeklerı bıle takıp ettjk olmuş.. Hemşınlı fırıncı, Hopalı ge mı, bır gecede bır donum mısırı lerı ıçın 1938 yılına kadar ışleyen | mıcı, ellısını a»mış Art\ınh vatan I yiiip bıtırıverıyor, ana a>ı fmdıkpasavan sıstemı artık, tıpkı Berhn das, hep Batumun hasretını duyu ! ların uzerme çıkıp dalları eğıyor, dekı utanç duvarının onunde oldu yor bu boTgede .. Bıraz yaşhlar, | yavrular da asağıda oniarı sevımlı ğu gıbı Turk Rus Hududunda 14e durbunün ıç'.ndekı sısı delerek sıze i se\ımh toplu; orlarmış. Domuz dayaramaz hale gelmiş .. anlatıyor. Şu görduğunuz çıfte ku [ ha berbattıt ve bunlara karşı muş Hopadan guzel bir dağ yolunu le buyuk kıhsedır. Şuradakı ağaç tahsıl vatandaş, devlet elıyle âcız tâkıp ederek tam sınırdakı Sarp lık parktır, hman arkada kalır, ıln. hale getırılmış dovunup duruyor. ko>une gıdersınız, eğer yanılmı Artvın, Batumun yazlığı imıs. Rus Orada yaçayan munevver bır aryorsam bu yol 18 kılometre tutar ya ıla asırlarca boğuşmuş olan Os kadas anlattı: ve sızı her vırajda değışen yemje" manlı Imparatorluğundan ders a«Şu ormanlarla kucaklaşan plâjsıl bır manzara'. a sararak ve tabıi lan Mustafa Kemal devri, Turkl lar, şu yemyeşıl vâdıler, şu baltaya dağ komışlerının lezzetıyle başı yeyi rahata ulaştırmak için Rusya me\dan okuyan ormanlar, şu bolnızı dondurerek hududa ulaştırır. nın bu topraklar uzerınde gozunün gede yaşıyan ıyı ruhlu, medeni ınSarp o şırın yalı ko>unun adıdır, kalmasını ıstememıs.. İstemış kı, sanlarla. şu vatan parçası herkesin hem de oradan denıze dokulen hır aramızda hıç bır ıhtılâflı nokta merak edeceğı bir jerdır. Buralakalmasın. Yemyeşıl Sarp koyunu rını turızme açmahjız Sarp'ta Bıçın derenın ismıdır. Batumu Rusyada bırakarak ikiye kınılı Rus kadınlarmı gordunuz! Sarp'a vardığımız zaman, karabolmuş, hudut böyle bır fıkrın Sarp'a gelmeden enfes bır plaj kol Kumandanı guzel kamerıjesınmahsulü olmuş . vardır. Orada kurulacak bır kamde bıze hem grupu seyrettirdı, hem pa memleketın her tarafından ınMARADtTE DOGRU .. Mensucat piyasası hareket de kokulu Rıze çayından ikram Borçka. kuze>e doğru Hopadan san akabılır. Sovyet kompleksı ıçın etti. Koy dikenlı telle ıkiye bolunlenmeğe başladı n u ; Tabıi plâjı da oyle, obur ta 38 kılometredir. Oraya virajları do de yaşıvan ecnebıler daha çok koMevsım dolayısıyle yunlu ve pa rafta gahba Batumdan gelmiş Rus ne done ve ormanların hışırtısını şarlar. Bılhassa onlar buralara gıtmuklu mensucat pıyasasında ışler turıstlerı denıze gırıyorlardı. Bıkı dınlıye dınlıye çıkarsınız. Bır hu melı, ve sukun ıçınde yaşıyan bır açılmağa baslamıştır. Fabrikalar nili bayanlal, babalarının omzunda dut karakolumuz da Borçkanın do mılletın vekarını gozlerı ıle gorey»nı ımalâtlarını piyasaya sür denizin derınliğine doğru gıden ÇQ" ğusunda yatar. Burası Maradit ko rek Turku sevmehdırler.» mektedırlcr. yudur. Maradıt'e Çoruhun vâdısıni cuklar neşe Ue bağnsıyorlardı. Bılır mısınız kı buraları Artvın Eu arada bır kısım fabrıkalar Sarp suyunun sesı olmasa, koy takıp ederek ulaşırsınız. Koyü şo vılâ>etıne aıttır; ve Sovyet huduparauklu ve yunlü mamullennın derın bır uykuya dalmıs sanılırdı, seye asma koprvi bağlar. Çoruhun dundakı bu serhad şehrinde mıllî metre başma 5 kuruşluk bir z»m bizim taraitakı meydanın kahve ustunden boylece âdeta sallanarak eğıtım meselesı hemen hemen haljapmıslardır. sınde dertlesen bır kaç vatandaş ıle ve yalpa yaparak geçersınız. Mara ledılmış gibıdır. Bılirmısıniz kı bu Yuzde yuz Avrupa yununden selâmlastık.. gofuştuk, crahatız, hiç dıt'ın jeneratorü be? senedir sus vılâyetın okul olmıyan koyü yokmamul maııtolukların metresi 30, bir vaka olmuyor» dediler, Ruslar muş, oraya elektrik verıyormuş, tur, ve meselâ Şavşat gıbı yıne 1 yuzde \uz tvıdler 50 liradan satıl kbyü ıkıy e bolen, sınıra saygı vatandasların kaygusu buyuk, e ; bır sınır kazasının nufusu 2000 cıkıden dıyorlar kar^ı taraf da zıfıri varında ıken onun orta mektebınmaktadır. gosterıyorlarmış . tlkokulların açılması yaklaşmış Ne var ki bu bölunme köyün ru karanhktı, biz motoru isletip de de 1000 talebe okur.. olduğundan sıjah saten satışları hunu da söndürmü*, bundan yırmi buraları nura boğunca, çok zaman Sarp da Maradit de ikiye bolunbır havlı aıtmıstır. bes yıl evvel yani tkınci Dunva Sa geçmedı. Ruslar da o tarafı aydın mus birer serhad koyudurler, bu vasına bır yıl kala bır gece, tel dr lığa kavuşturdular. Fakat, bır za hallerı ıle bugunku dunyayı temİncir ağacından diişerek sıl eden bırer semboldurler. bu boguler ıkı tarafı birbirinden ayırı man sonra bızim jenerator bıze yaralandı vermiş, cami bızde kalmış, imam oyun etti. Btz karanlıkta kaldık. lunmus köylerin otesınde ve beriArnavutkoyunde Kıreçhane soka efendı obur tarafta .. Zavallı adam onlar ışıklarını yakmakta devam sınde barıştan başka hıç bır kayğinda oturan 40 yaşlarındaki Ar bır daha bu tarafa gelememıs... edıyorlar. Şimdi tller Bankasının gusu olmıyan, çoluk çocuklan ıle tin Zarfçı, dun bahçesindeki incir Kardesler, akrabalar, mesud olmaktan başka hıç bır şey ahbaplar, yardımını beklıyoruz. ağacından mısafırleri ıçın meyva sevgilıler, tıpkı Berlındekı utanç VATANDASLARIN KAYGULARI duşunmiyen insanlar yaşar. Buna toplark»n muvazenesini kaybede duvarının yaptığı marıfet gıbi, birrağmen dıkenli teller, tarassut kuBir buradaki vatandaşlara bakrek yere duşmuş ve basından ağır birinden boylece uzaklaşmışlar. tım, bir de Istanbula gelip dc, he lelerı, radyo muharebeleri, utanç surette varalanarak tlkyardım Dağın daga kavuşması ihtimalıni duvarları ile yarınımızı zehirlemek yecanla Karadenizi gormek için Hastahanesıne kaldırılmıştır. insan duşünur de, yalnız sınırları Kılyosa giden Amerikalı turı<;tleri için elımızden geleni yapı\oruz. değıl, aileleri, hattâ insanhk duy gozumun onune getirdim. Onlar, Içerde ıncır çekirdeğı doldurmıyan Cezaevine esrar sokarken gularını parçalayan bu dıkenli tel Karadenizın dalgalannda Sıvasto i sebeplerle partı kavgalarına dokulyakalandı lerin bır gun ortadan kalkacağı pol'dan, Odesa'dan gelen bir şey musuz. Bıraz aklımız ıjlese, bıraz gunluk duygularımıza kendimizi Yalova Ozaevındeki bir hem nedense hatıra gelmıyor... lcr sezınerek heyecan daymak ısşehrısını ziyarete gelen 22 yaşlaZaman zaman bizım tarafta bir temektedirler. Bizimkıler ise yeşıl versek ne kadar mesut olacağız. rında Turan Çakmak'ın durumun evde bırdenbire bir matem havası iıklerin arasında kaybolan Rus ta Sarp karakolundan donerken bir dan süphe edılmis ve uzeri aran estiği olurmuş, vatandaşlarımız, rassut kulelerine kayıtsızca baka boluk karargâhında kumandanın dığı sırada bir miktar e«rar bulun sessiz, sadasız ağlarlar, gece devır rak, basıt hayatlarını ya^arlar .. dağdan tuttuğu ve boluğun maskomustur. Cezaevine esrar sokmak hatmı yaparlarmış O zaman koyun Kaygularının boyu da büyuk değıl, tu haline getırdiği sevımli bir ayı istiyen *anık hakkında soruşturma diğer sâkınleri birbirlerine bir sey fakat sesleri Ankaraya kadar ula yavrusu gorduk, bolukteki köpek açılmıstır. sormadan anlarlarmış ki, obur ta şamadığı için bu kısa boylu kay ve kedi ile tatlı tatlı şakalasıp oynaşıyordu. raftaki akrabalardan veya yakın16 yaşında bir genç 100 larından biri hayata gozlerinı kaAkşam vakti oradan Hopaya indlhektarlık araziyi yaktı pamıştır. Bunu hangi yoldan oğreğimiz zaman, kahvede vatandaşları 18 yaşındaki bir çocuk, 100 heknirler, hangi sezişle kavrarlar, kım muhalıf gazetelerın yazılarını teftlr tarlık fundahğın yanmasına sebep se bilmiyor. Fakat zaman ilerleGÜNEGÜL tJLUÇ ® j ' etmekle meşgul bulduk. Bırbirleolmuîtur. dıkçe evler e çoken matem de seyile riyle sert konuşuyorlar, kalb kıncı Çatalcanın Inceyij köyünde U rekleşiyofmus. Anlaşılan kusaklar sozler soyluyorlardı, o gazetelerjn Op. Dr. KENAN AKTAN murtpe mevkiinde orrr.an yangı değişiyor ve köyun bu yarısı yasutunlarında devlet adamı olmak Nisanlandılar PI çıkt'.ğı gorülmüş ve temin edi va? yavas dbur yarısına yabancı için yola çıkmıs bazı insanların, len vasıtalarla yardım ekıpleri olmaya baslıyor. Antalya 3.9.1962 yalnız muır tarlalarını değü, milli vançını geni'lemeden sondurmuşmorali tahrip ettıklenne şahit o*** lerdir lunca gayriıhtiyari boluk karargiDürbününüzü Sarp'tan ileriye Yapılan inceleme sıra«ında, köy hında bitbirlerıyle şakalaşan havCumhurıyet 11541 halkından 16 yasmdaki Raşıt DoJ doğru çevırdığınız zaman, hava vanların karsısında kuçükluk duyrunun otlan ateşlediğı ve yangıgusuna suruklendık. nın bu suretle çıktığı anla?ılmıv tır. Sanık hakkında soruşturma açılm.«itır. j Maliye Bakanlığından: 11 sayılı kanunla ıhraç edllen • 6 faizli Hurrlyet Istıkrazı Mu» vakkat Tahvıllerinın asıl tahvillerle tebdılıne 15.9.1962 taHhınden ıtıbaren başlanacak ve tebdil muamelesi bır gene muddetle devam edecektır. Bınaenaleyh haraıllerın bu muddet içinde Turkiye Cumhurıyet Merkez Bankasının bulunduğu yerlerde bu Bankaya, bulun madığı yerlerde de Turkiye Cumhuriyeti Zıraat Bankası sube ve Ajanslatrına muracaatla ellerindeki muvakkat tahvillerı makbuz mukabilınde teshm etmeleri rica olunur. Asıl tahvıller bu bankalar mârıfetiyle ve pek kısa bir zamanda sahiplerine teshm olunacaktır. Bır senehk muddetın bıtımınden sonra tebdil muamelesi yalnız Turkne Cumhurıyet Merkez Bankası Genel Mudurluğunde ıcra edılecektır. (Basın: 15233) A. 9717 11547 Beyaz çamaşırlarırtîza yünlü^ipeklT nylon vs orlonlannızı DAHA PARLAK BİR BEYAZUK vi RENKLERİNE CANLILIK VERİR.) Deterjan SJAR k AMERIKAN ERKEK DERSHANESİ 39 uncu hizmet yılı ALMANCA FRANSIZCA her kalınlıkta fabrika fiatından tonunda Yeni tahliye ohınan bir mahkum hırsızlık yaparken yakalandı Zevtinburnunda 20 nci sokakta 14 sayılı Sait Özkar'a aıt kahveye kapısını knmak suretiyle bir hırsızın girerek 50 deste oyun kâğıdı, 30 gramofon plâgı ve bazı e«yalar çaldığı polise bildirilmıstir. Yapılan ınceleme sonunda, Ankara Cezaevınden yeni tahhye olan 36 ya.slarındaki Ibrahım Coskunun yaptığı anlasılmıs, sanık yskalanmıs. çaldıtı mallar mus*dere edi'mi'îtir AÇIK TEŞEKKÜR HAMt KARAYAKA (Ali Çavuşzade) nin İNGİLİZCE MUHASEBE Cok »evgill kıymetll büyügümüz 1 3 0 . LİRA UMUMÎ MAĞAZALAR T. A. Ş. i (Basın 15383/11553) ve SPOR dersleri için kayıtlara başlanmıstır. Lisan dersleri 6 çesitli seviyeye gore tertiplenmekte ve Lsan lâboratuarı yolu ile pratık kuvvetlendirilmektedır. Sultanahmet Alemdar caddesi No. 23 Telefon: 22 17 37 Ilâncılık 6379/11539 TARLAN DIŞ MACUNU SIZLAYAN, KANAYAN, ÇEKİLEN DİŞ ETLERİNE ve DİŞLERİN ÇÜRÜKSÜZ AĞRISINA KARŞI •. FAYDALIDIR. DİŞLERİ TEMİZLER, KORUR. Ilâncılık 6227/11535 Eylul 11 Rebiülâhır 12 \ns\ cepheli ŞAHANE LEBİDERYA a V. E. | 6 35 13 11 16 45 19 2 t 20 59 f ]11 06 5 42 9 17 12 00 1 33 4 49 9 21 tas'ta Ucuzluk ve zerafetın bırleştığı yer Evet Emlâk*48 7 63 G Reklâmcılık 3827/11528 Kerek hastalıgında. gerek veffttında yakın alâkalarını enlrgeml%en Ord Prof. EKREM ŞERtF EGELt ve Doç Dr Reha Uzel. Teda\i Klmlğl doktorlarından Ord Prof. SEDAT T^VAT. Prof Resat Garnn. Doç. Dr. F»hır Gökael. Doç Dr Leml Demlroglu, Doç Dr Celâl öker, Başaslstan Orhan Özdeş. Müt Dr. Muhlls Tuzlacı, Müt. Dr Gültekin Sınav, Müt. Dr. Narıf Bağrıaçık ve hastahane perso. nellne. son vazlfeyı lfa etmek üzere cenazesınc ıçtirak eder.. blzzat evlmlze gelerek veja telefon ve telgrafla büvük acımızı paylaçan bütün akraba ve dostlara a y n av rı tesekküre teessürılmüz mâni olduğundan gazetenlzın tavassutunu rlca ederiz. KARAYAKA AİLESt (Reklârrcılık 3831 11531) evet DETERJAN STAR şimdi her zamandan daha tesirli daha kuv. vetlidir. B,t mamulâfıdır Tel: 2123 56 • 22 05 73 İlâncılık 61UU/11534 llllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll .CUMHUBİYET. in EDEBİ TEFRİKASL31 lllllllllllllllllllllllllllll!^ demir YASAR KEA1AL] Gök ba kır VAZAH: Vıirür boyuna. Bir elınde geccsi. bir elinde ucu ısıltılı bir bıçak. Gecesini keserek yürür. l'olunda böylecene yürürken, a.tağına sıcacık, >umuşak bir oanlı değer. tlıni uzatır alır. Bakar ki bır kus. Kuş dediğin uçar. Bunun da basına bir hal gelmıstır. Bunun da omuzlarında taş gibi ağır bir gece. Ne olmustur ki, buna? Kuşu kucağına alır, bir köye gırer. Köylüler onun basına birikirler. Abdal sorar: Bu ne kuşudur? Ne bal jelmistir başı11 a? Köylüler Abdaiın kucağında sıkı sıkıya tuttuğu, bağrına bastığı kuşa bakarlar. Bu bir turnadır, derler. Bunun bir kanadı yaralı, bir kanadının da ucu kopmus, derler. Bu artık ölünceye kadar uçamaz. Bu hal Abdala çok koyar. Demek ki bdyle ha, der. Benim gözlerim yok, göremem. Onun kanatları yok uçamaz. Bu dunya dolu dünya. Gözlerim olsa, çıçeklerini açtırırdım. Denizlerinı daigalandırır, yaçmurlarını yağdırırdım. Yıldızlarını parlatır, gününü doğurturdum. Karlı dağlarına ben karım, ışıltısını verirdim. Böceklerine kanat açtırır, renk verirdim. l van kuslarına yuva yapar, yu%a1arına ben \em verirdim. Hal bukı omuzlarımda bir karanlık, açır gece. Karanlık içinde dönüp durmaktır isim. Kanatları o l ı s turnanın, ozak, derin suların üstünden geçerdi. Böyük şehirlerin göğündc kanat çırpar salınırdı. Van gölü onun kanadı olurdu. Çakmak tasından bir dag var derler, onun üıtüne gider konardı. Bu turnalar bir ömür bo>u bahar vaşarlar. Nerde bahar, oraya tasınırlar. Kıs yttıü, yaz >üzü görmezler. Tü>leri bahar kokar. l.şte şiradi, belki ilk olarak kışı görecek. karı, loğvfu tanıyacak. İki kader bir ycrde birlesmistir. Abdal turnayı alır, bir dağa çekilir. Taz bitmek ttzere, güz gelmek üzeredir. Cstlerinden turna katarları çekilir, süzülür, bahar ülkesine gider. Abdal gör mez ama, cıglık çığlığa turnaların geçisini duyar. Abdal turnayı karsısına koyar. Gün batarken türküıtine baslar. Günün battıgı nasıl bilinir? Abdal bilir. Gözii görmez, etinde duyar. Gün batarken, artık türküye sevgilisiyle baslamaz. Turnavla baslar, turnavla bitirir. Abdal sabahlsra kadar, gün atıncıya kadar turna üstüne sövlpr. Turna için, insanlara, ulu daglara, anamız topraga, akar sulara, verdeki karınca^a. •udaki balığa, gökteki >ı1dıza dal onu uçsuz buoaksız gökte, bir nokta kalıncaya kadar gözler, sonra turnayı gözden yitirir. Gün atıyordu. Kel âşık sazına son bir kere daha dokundu. «Heheeey, tellice turnalar, Ab dalın turnaları,» dedi. «Bu kıssadan da hisse alanlar övünsün. Dedem Abdal'ın hikâyesidir bu. tste bundan sonra dedem Kürt Abdal ölünceye kadar ısık üssöyler, Karanlık gectsine söytüne türkü söylemis. Karanhğı ler. lânetlemiş. Dedem Kürt AbdalTurna karşısında enu dinler. dan, bu kıssadan hisse alan öBir gün, bes gün, bir ay, iki vünsün. Heheey ışıklar, heheeey, ay söyler. Durmadan söyler. Atellice turnalar. Heheeeyt . Inğaçlar, çiçekler, böcekler, anasanoğlu övünsün.» mız toprak dile gelir. «Övünsün,* diye bağırdı kaBir sabah, gün doğar, Abdalın labalık. türküsü biterken, bir acayip hal Kel âşık yorulmustu. Sazını olur. Birdenbire Abdalın gözleöptü, yanına koydu. Saz asağırinin önünde bir ısık parlar. Ab lara. dizinin oraya aşaçı kaydı. dal ısığın şiddetine dayanamaz. 15 Tıllardır içinden çıkamadığı, Daha gün atmadan, tan yerdönüp durdu|u karanlıfının paIeri ısıyıp gelir, ak karın üstüramparça olup yere dükülmesine kırmızı ısıklarını salarken ne dayanamaz, toprağa kapakla kövlü tüm uyanmıstı. nır. Korkusundan gözlerini açaSanki bir bayramı, Hıdırelmaz. Bir süre cansızcasına toplezi karsılıvorlardı. rağa kapaklanmış kalır. Sonra Meryemcenin böyle giyinmesi, usul usul doğrulur, gözlerini aöteki kadınlara örnek olmustu. çar. önünde dünya açılır. llkin Hepsi Meryemce gibi en güzel uçsuı bucaksız mavi gökyüzünü giyitlerini giymisler, takıp tagörür. Hayran kalır. Lâl ü ebkıştırmıslar, köyün alanına dokem kalır. Sonra gözünü indilusmuşlardı. rir toprağa bakar. Toprakta hiç Gün atarken, köyün Içinin görmediği karmcalar, çiçekler, renk renk olduğu eörülüyordu. otlar. Toprak doğurgan bir ana Kızlar baslarına küçük aynalar gibi zengin, sehvetli . Toprağa takmıslardı ve doğan günün ısın da hayran bakarlar. ESilir toplarıyla aynalar savkıyordu. rağa, ışığı öper. Delikanhlar kol kola girip UBu arada, turna önündedir, zun Aliye çitmisler: onu hic görmez. Sonra bir de «Çıkar düdüğünü de bize bir bakar ki, telli turııası önünde iki hava çal, Ali emmi.» demişdurup durur. Güzel tellı turna. lerdi. Onu tutmak, oksamak, öpmek Ali de hemen \crindcn fırlaiçin elini uzatır. O elini uzatır mıs, köviin alanına «elince dııuzatmaz turna kanat çırpar, hadıuıınü belinden cıkarıp calmavalanır, uzak göklere gider. Abfca baslamıstı. \ e delikanlılar halaya durmuslardı. Kızlar da tef çalıp, türkü «öyliyerek bafka bir kösede oynuyorlardı. Dün gece »ürküsünü söyle>ip bitirmiş Kel Asık d» daha hızını alamamış, o da yaslıları başına toplamıs onlar» umutlu. güçlü, gürül gürül eski bir destanı çalıp söylüyordu. Köylü bunea aylık acısını nnutmus, sıkıntısını üstünden atmış gibiydi. Bu, ikinet bekleylsin sonuydu. Artık herkes bugün Adil Efendinin gelecegine yüzde yüz inanıyordu. Herkesin malını saklı yerden çıkardığını Adil Efendl duymamış olamazdı. Sakladıklarmı o gün duyar da, çıkar(Iıklarını niçin o gün duymasındı! Duyar duymaz da. arkasında candarmaları niçin köye damlamasın?. Muhtar Sefer diyordu ki: «Bizim köylü gibi asîl bir köylü yok. Ve de yervüzüne böjle güzel bir köylü milleti, böyle candan insanlar hlç mi hiç gelmemistir. Canım kurban olsun bu köyün yoluna. Simdi o, sımdi o Adil gelince ne göreeek? Köylüjü iki gözü iki çesme göreceğine, böyle sevinç içinde gorecek.» Arada sırada da içinden bır kö tü düsünce geçirivordu. Ya Adil gelmezse, ya bugun, kö>lünuıı mallarını saklı yerden çıkardığını du>mamıssa. Hu düsunce\i hemencecik kafasın dan koğuyordu. Gelmemek olmaz. (Arkası var AZMİ TIGRAK AKÜ PL FABRİKASI Fıat: Muspet, tnenfı 250 kuruştur. Adres: Aksaray, Kuçük Lânga Pervane Dede Sok. No. 8 Istanbul. Tel: 21 40 35 Cumhuriyet 11556 Dikkat Mühimdir Doğru; emniyetli ve işinin ehli olarak şohret kazanan herkesin endışesiz itimat edebıldıği müessesemizın her turlu FMLÂK; İPOTEK ve İdarî muameleler takibi işlerınizde rakıpsız olarak hızmetinizde bulunduğunu saygılarla arzederiz. Herkesin uğradığı GÜLSÜN EMLÂK Beyoğlu İstiklâl Cad. Mis sokak Mıs han. Tel: 44 17 28 Reklâmcılık 2778/115J5 CUMHURIYET Nüshası 25 Kuruj. Senehk 6 aylık 3 aylık Turkiye Haricl Lira Kr. Lir» Kr. 75 00 150 00 «00 80 00 22 00 44 00 Basan ve Yayan Cumhunyet Matbaaeılık ve Gazetecılık Türk Anonım S" 1 ! Cagaloğlu Halkevl Sokak No. 3941 Sahıbl Yazı ışlennı fıılen ldare eden Mesul Müdür İnşaat Yiiksek Mühendisi Alınacaktır Turkiye Şeker Fabrikaları A. Ş. Genel Müdürüjğünd&n. 1 Şirketimizin inşaat işlerinde görevlendinlmek üzeıe yevmiyeli Teknik Personel Kararnamesi esaslarına gore İnşaat Yiiksek Mühendisi alınacaktır 2 Taliplerin Ankara Mithat Paşa caddesi 14 No. daki Genel Müdürlük binamızda İnşaat Mudurlıipune şahsen müracaatları rica olunur. (Basuı 15240 A. 9698/11524 NÂZİME NADİ VECDI KIZILDEMİR ANKARA BÜROSU: »taturk Bulvarı Yener Ap Kızılay Telefon: 12 95 44, 12 09 20, 12 09 6f>. 17 " 7 75 1 DOĞU İLLERİ BÜROSU: înonu Caddes! Işmen Han Dıyarbakır Telefon 1061 G^zetem.ze gonderılen vazılaı konulsun. konulmasın iade edılmez Ilânlardan mesulıvet kabu) olunmaz * Abone ve HAn ışlerl ıçın. zariın Ustune «Abonea veja «îlân Servısv» hs^dının konması lâzımdır. BU V^SA.°INA ETMİŞTİR. T L B A UYMAY1 l TAAHHL T Muhtelif Oto yedeği alınacaktır. Ereğli Kömürleri İşletmesi Ticaret Müdürlüğü İstanbul Satınalma Bürosu Buna aıt lıste ve şartname; her gun Satınalma Servisınde gorulebılır. . ... ; Tekhfler; en geç 1891962 gunü akşamına kadar stıklal caddesi Pıremeci sokak 1 ıncı Baro Hanl kat 2 dekı teklıf kutusuna atılması lâzımdır. Buromuz; sıpar.sı kısmen veya tamamen dıledıgıne vermemckte serbesttır. vcrıp ^ılllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllimillimilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll IIIIII!IIIII!IIIIIIIII1IIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIII!IIMIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIII!IIIIIIIIIIII!II1IIII# ™7^"