Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
DÖRT CUMHURIYET 28 Tnıumız 1962 İMIIIIIINIIIIIIIIim' ııııııııııııııııııııııu Gecekondu üâvası Suadıve den bir oknnunuz ya«ıyor : hrsakoy ıstasyonunda, teneke ve tahta parçalanndan yapıltnış pek sefıl gorunuşlu birkaç geceisondu var. Bu gecekondular, yıllardanberı çırkef ve lâğım sularını tren yoluna akıtmak suretiyle cıvann sağlığını tehdit etmektedırler. Aca ba Beledıye, bu iğrenç manzarayı, bu gecekondular yuzünden üreyen sınek ve sivnsinek ordusunu gormuyor mn'. CEVABIM1Z : Beledıye bunları gormez olur mu, goruyor ama, « Bu mahallede musluman yok mu? » sorusuna Bek taşının verdiğı cevap gıbı, goruyor da bırşey yapamıyor. Çünku artık memlekeümude gecekondu dâvası, partılerustü bır hukumet dâvası olarak ele alınması gereken bir prob lem halıni aldı. İ «• Tansiyon ölçüsü Bu Amerıkah profesor, çok gurultulu bir fabrıkamn ışçılerı uzerınd" muayeneler ve uzun uzun incelemeler yaptıktan son ra şu neticeye varmış: Bu ışçıler içinde ne kadar sagır varsa hepsınin tansiyonu normal, sağır olrrıyanların hepsı de yuk sek tansıyonlu. Tekirdajdan Mehmet Dongür E yazıyor. 3 Emekli Sandığı metnurlara, ma Ş aşlarının 15 mıslı tutarında borç = para vermektedir. Sandık yonet s mehğıne gore borç alacak veya E kefıl olacak memurların, emekli lığe esas memurluk surelerinin 5 ^ yıldan aşağı olmaması, iki kişiden = fazlasma kefaleti bulunmaması. ~ maaş dereceleri arasmdakı farkın E ikiden fazla olmaması gerekmek «; tedir. Bu duruma gore bir daire Ş de 15, 30, 50. 80 lira asîî maaşlı j= dört memur bulunduğunu farze = delim. Mevzuata göre bunlardan E yalmz 30 lira asli maaşlı memur E B ü L M A C A borç para alabilir.. Emekli Sandı S ğı fktisadî Devlet teşekkülüdür. = ! 2 Varhğını, memur maaşlarındaiı 3 kesilen oidatlara borçludur. Me ~ murlara borç olarak verilen para, ^ memurun öz parasıdır. Bu duru ^ osa göre: 1 Beş seneyi dolduran = bir memurun Emekli Şandığında ş biriken parası, verilen borçtan az olmadığma göre kefile ne luzum E var? Memur ışınden ayrılırsa. E ^ mekli Sandığındaki parası borcu S nu ödemeğe bol bol yeter. Memur = luğuna devam ederse, borç aida : ; tl nasıl olsa maaşından kesiür. 2) Memurun, her türlü riski göze ^ alarak borcunu ödemediğini kabul = SOLDAV S<\ĞA: edelim, bir kefil yetmiyor mu? = 1 Onuncu günü Kurban Bayra 3) Mademki kefalet üzerine borç ş mı yapılan Hıcrl ay. J Her hangl para verilıyor, beş seneyi doldur JŞ bir suçu icra. bir kadın adı. 3 3 Tersi hıç de ağır degildlr. yerlesip tnus olmağa ne luzum var? CEVABIMIZ: = kalmış tesir. 4 «Üzertnde baskı vap:» mânasına mürekkep bir emlr. Bugün memleketimizde, kuru • Fransarta bir şehlr. kısa çorap luş ve mahiyet bakımından Emek = 5 s Kol ucunu llerletlp parmakla li Şandıgından daha antidemoki ş rlyle tutan liki kelıme), bir harfin okunuşu. 7 Tersl bir okuyucumu ratik bir müessese gösterileroez! hizmetinde Ş[ zun soyadıdır, tekstil eşyasından. 8 Kendisi memurların Çoban mantosu 9 Yabancı uy olmak gerekirken, memurlar o = rukta olanlar (çoğult nun emrinde ve hizmetindedir. Bu = YÜKARID4N A9AÖIY*tnüessesenin tüzüğünün baştan ba ; : 1 Asfalt ıle kaplanma ışı vahut şa hem de tez elden degişti 3 meşru olmıyarak bir taraftan hararo rilmesi şerekir. ş yerne hareketi. 2 «Çlft sayıda !»mllva» karşıitgı iki kellme. 3 Söz. Mahkemelerde işler = ler ve lâkırdı!»r (çoğuli. 4 Zaman ağır yürüyor!. E kısımlarındap. vp«a parçası. 5 Eozguna uğrama durumu. 6 Bir Izmir'den Akın Olcay yazıyor : = ahş verişten Temyız Dorduncu Hukuk Daıre = «onra bedava olarak fazladan sine temyizen gonderilmiş olan dos = verilen mikta yamın mürafaa sırası 8 aydır gel nn yarısT. »uçaı memış bulunuyor. A\ukatırnm ıfa Şj hsyvanlann yap desine göre, bu dairede mürafaa sı r: tıfcı glbl ter*. rası bir yıldan once gelmezmış. den lnme olarak Temyiz dairelerinin sayısını artır 3 yerleş!î> mâna mak, ya da daırelerdeki üye sa = sına bir pmlr. yısmı çoğaltmakla bu iş kökünden Oiinka mıımaeanuı bir takl. 7 çözülebilir. Memleketimizde yetiş Ş halledilmts »ekll Kaatillenn yap. tık'.annın ikl bası. llâve pftrçs. vücu. miş binlerce değerh hukukçumuz 3 r'un en dar kısmı. 8 Çabuk is gö var. 1520 yeni üyeye verilecek z: ren çoruk doğurtma ıtıütehassısı. 9 maaş miktan, mılyarlık devlet büt Şj Bir emir. Abdfllhak Hâmld'ln bir çesine fazla bir yük e^kil etme'e = pıyesi gerek. Emekli Sandığının me = murlara verdiği borç E para E Tansiyon ölçüsü Japon işi Çin işi Bir garip kulüp Geçiş usulleri En pahalı kitap Ördek sesi Psikolojik banyo Küçücük fıkralar tut tavjana kaç »iya»etine benzıyor Butun memurlar, demış, y..çı ve mevkii n» olursa olsun, haftada bir ?un, gençlik şantiyelerınde çahşacaklar. Bu mükeUefıyetten kaçınanların, meşru ma zeret gostermedikleri takdirde, vazifelerıne re'sen son verilecek. Mazeretleri meşru olanlar, vani gençlik kamplarında çalısmağa durumları müsaıt olmı1 anlar emekliye »yrılacak. karşıdan karşıya geçmenın »sullerinı ve çarelerini ineelemisler, şunları bulmuslar: îtalyada bir sarışın kadının koluna gırmeliymış. Fransada, elin e beyaz bir kör değneği almalıymış. tngiltejcede tasmalı bir köpek taşımalı, Amerikada, yanında, en azından üç çocuk bulundurmalı, tspanyada bir ce naze alayına takılmalı, Almanyada bir general ünıformaçı giy meliymiş. müessese kurulmuı. Bu i;i ieat •d«n zat «tam hürriyet ıtüdyo ıu> diye isimlendirdiği bir kapalı yer hazırlamış. Birisine kız dımz, 3'ahut bir hâdiseye sinirlaodinu, degil mi? Oraya girı OIü taş Yazan: İsmet AKAKINCI Ülü tss, nobetçi taş, beklemek zornnda olan tas deyimleri satrançta htyncn aynı anlamlan ta.sır. Bu deyimlerin anlamı da bareket yolları kapalı oldugu i(in oyan k«ralı gereğince oynanamıyan veya arkasında kendi şahı bulandeğu için açmazda kalıp çivilenmis taş demek değildir. ö l ü tas görünüse ;dre gidebilecegi her yere çidebüir, aneak o taşın oradan aynlmamasını gerektiren önemli bir sebep (meselâ mat.) varsa işte o tas o zaman nobetçi taştır, satrançtaki mantık ve anlayışa çöre ölü ta$ diye adlandırmak yerindedir. O t»\ o ödev veya sebepten b»tlıdır. bir yere gidemez, baska bir iş göremez. Birinci durnma bakın: (Beyaılar: Sh2, VfS, Kfi, Fc3, Aei, Pa4, d4, e3, ti. %2, toplam on tas. Siyahlar: Şgv. Vb7, Ka8, Kht, Fe4. Pa7. ds n, g« h7, toplam on tas.) radan aynlamaı, nöbetçidir. Sivah vezirin yedinci yatık tıradan ayrılmadan gidebilecegi evlcre bakalım: e7 evini be\az vczir tutuyor, d7 evi atın ayağı altında. Kala kala tek ev kaldı siyah vezire; e* evi. 1 .' Vb7 ei ; Fc3 a5 Beyazların nöbetçiye bn kex rille saldırısı aynı fikre dayanıyer. Aneak siyah vezirin de yedinci yatık sırada kaçabileeeİ\ yer artık kalmamısür. Sivahlar ya mat olaeaklsr ya da vezirlerinin kaybına göz yuma raklardır. Teslim bayragını çekmek en kestirrnesi. Bir garip kulüp: Deraek oluyor ki, dıyorlar, gurultü. kulli ayıbından bişka ustelik d« tansiyonu yukseltiyor. Washıngtonda bır kulup var Adı «isımsiz şişman kadınlar> kuîubü. Kulüp âzası «Pete\> adı taktıkları bir mtskot seçmış !er. Semiz, pespembe bir domuz En pahalı kitap . Geçen hafta Osio'da yapılan bır müzayedede, bir Robenjon Crusoe kitabımn iki milyon bes yuz bin Fransız frangına satıldıgını haber veriyorlar. Kitabı satın alan Norveçli bir avukat. Kitap mer«klısı bir adammıs, son derecede renfinmis. lnsan ne kadar kitap meraklı sı olursa olsun, ne kadar zengın olursa olsun. bir kitafca bu kadar ptra verilmer, demiılcr. Avukat: Robenson Cruzoe'nin raaceralan benim çocukluk ça|larımı süslemistir, diye cevap vermis. Onu kitaplığıraın seref mevkiine oturtmak benim için vazife idi. 5u da v*r ki bu kitap. Robenson Cruzos'nin tek asıl nu< hası imis. Japon işi: Japon hukumetı. geçenlerde olen meşhur piyanıst Cortoı' nun hatırasını ihya. makscidıyle Tokyo açıklarındakı Shimomoseki adasınm adını Cortot adası olarak değıştirmeğe kirar vermiştir, Ada çok guzel fakat vahşi ve ıssız bır yerdır. Onun içın, bu karar hayret uyandırmış. Japon Güzel Sanatlar Bakamna bu garip kararın sebeoını sormuşlar. yonunuz. Emrinize bır alay tabak çanak veriyorlar, istedığiniz gibi kırıyor, öfkenizi onlardan alıyorsunuz. Bir mikrofon uzatıyorlar, bağıra bığıra »gzınıza geleni söykiyor, en ya kası açılmadık kürürleri savuruyorsunuz. Bütün sangırtılar, bütün küfürler bir banda alınıyor, sonradan tize dinletiliyor. Hem ılnirleriniz dinleniyor, hem de kendi sesinizi dinliyerek gülüyor, yavas yavaj öfkecilikten vazgeçiyorsunuz. Küçücük fıkralar Kontrol memuru: Bu bilet sürat katannda geçmez, efendim. Fark vereeek sıniı. H tkinci diyagrama bakın. (Be yazlar: Şgl, Vh5, Kel, Kf3, Fb^. Fb4, Pa2. bz, e4, f2, %Z, toplam 11 tas. Siyahlar: Sf/7, Ve7, Kc8. Kf8, Fd7, Ac5, Pa6, b5, e5, f7, SJ. toplam on bir taş.) e7 evinde duran siyab tezır vifte ödev >üklenmis: Hem %••> evinden çelecek bir saldıriM önlüyor, hem de c5 evinde fil \t kale tarafından istenmekte olan atı koruyor. Bn yüzden si >ahlar oyunu kaybedeeeklerdir. Oynnu isllyelim ve görelim bakalım: 1 Kcl : c5 Kc« : c5 2 FM : c5 Şimdi liyabtar gS piyadesinı rözden çıkarmış olaeaklar ki, onu kaderiyle başbaaa bırakıp c5 deki fili kırıyorlar. Ama gâ piyadesini verince matın yakın oldugunu görmeleri gerekirdi. î Ve7 : c3 3 Vh5 : gö kış. Sj7 bT 4 Vgö h4 kıs. !jh7 g7 5 Kf3 • g3 kış. Fd7 g4 6 K{3 : f4 kış ve mat. heykelcıiı. Bu heykelcik bır kumbara. Üstunde «Ben eskıden minımını bir domuzdum» diye yazılı. Bu domuz heykelcıği kulupteki yemek masasının üstunde duruyor. Vazifesi, kulup uyeleııne. fazla yenvek yememeleri serektığım her an hatırlatmak. Kulub üyesi kadınlar, kaybetmelen ıcap etti#ı halde kaybetmtdıkleri her kilo bajıni, kumoaraya en »z bir doKr para cezası atıyorlar. Ördek sesi: Hayvan sesleri, her memleketin diline göre, ora halkı tarafından başka başka ahenkler > taklit edıhr. ördek sesi muhtehf memleketlerde nasıl taklit edıliyor di ye merak eden birisi, ördek sesı üzerinde incelemeler yapmıs, su sonuca varmıs: Bızim vakvak diye taklit ettiğimiz ördek sesıne Fransızlar coin coın'i yıraştırıyorlar. Danımarkahlar rap rap derlermi;Romanyahlar mak mak dıyorlar. tspanyollar da ka ka Bu araştırmayı yapan adam lafı şöyle bağhyor: Bir de havvanlar bizim dilımizi niçin anlamıyorlar acaba diye sasarız. Onların dılini taklit bahsınde bıle ker.dı aramızda biz anîaşamassak onlar bu ıjin içınden nasıl çıksınlar? F G H b7 evinde duran siyah bir velir görüyorsunuz >a, işte o tas, f7 evinden beyaıların yapaca| ı matı önlemek için 7. ei sırada kalmak sorondadır. oradan aynlamaz. Tedinet yattk sıradan vezir ayrılır ayrılmaı. Vft : n He kış ve mat olur siyahlar. b7 evinde duran siyab \ezirin önemli bir ödevi var ve bu vaıife dısında başka bir iş göremeı lavallıcık. Beyaıiar işte bu nöbetçinın yedinci *ıradan a> rılamıyacafını görerek korkusuzca saldırıyorlar : 1 Kfl bl Elbetteki siyah tezir bl kalesini alabilir ama neylersiniz ki o koskoca veıir vedinei sı Geçiş usulleri: Bu adaya hıç kimse uğramaz, demiş. Onun içın. bütun tabıî güzelliğini olduğu gibı muhafaza eder. Hiç bir yabancının falsosuna maruz kalamı\acağını bildigımiz içindir ki bu buyuk sanatçının ismini orava vermeğı duşünduk1 Trafik teknisyenleri, gıdış ge iışın çok fazla olduğu yerlerde, iazla beklemeden ve ezilmeden, Çin işi: Çin, komünist olal'berı, dev1ît memurlarının sayısı uç mislı artmış. Mao Tse Tung, bu sa> ıyı azaltmak ıçın bir çare dusunmuş. Hıç değilse memur sayısını dörtte bir indirelim, demiş. Bulduğu bu çare, tazna Psikolojik banyo: New York'ta «Psikolojik buhar ban\«su» adı verilen bir Ya! E, maıcinute söyleyın, bıraz daha yavas gitsın. *** Yureğım çok yufkadır. Bır fakır bana avuç açtı mıydı ejmı mutlaka cebime sokarım Sokarsın ama bir daha da çıkaımazsın, değıl mı? * * * Şu bızim Mu«1afanın nasıl olduğu anlasılamadı gıtti, yahu! Onun nasıi yasadığı da pek anlaşılamdmiîtı, zaten. Ne o? Tuhaf bir halın var, ne oldu' Bılmem. galiba sarhos olmusum. Bıraz evvel masanın altına baktım, oradaydım. Radyodâf Bugün 7 27 Açılıs ve prograaa 7.30 Melpdıden melodiye SJM Haberler 8.Î5 Oyun havaları 8.30 Sabah konseri 9.00 Kapanış. 1157 AçıUş ve pıogram lî.00 Şarkılar 12J0 Hafıf muzik 12.30 Kuçuk Orkestra 12.50 Lâtın Amerıka muzığı 13.00 Saz eserlerı 13.15 Haberler 13.30 Hans Conzelmann Orkestrası 13.40 Şarkılar (Meral Armagan) 14 00 Sevılen eserler 14.40 Şarkılar 15.00 Gençler için 15.25 Kayıp mektupları 15.30 Turküler 15.50 Senfonik muzık 16.00 Caz saati 15.30 Şarküar \ e sar eserlerı 17.00 Dans muzıgı 17.15 Bır varmış b;r yokmus 17.30 Turküler (Ahter Eren) 17.50 Çeşitli muzık 18.15 Radyo Karma Fash 18 45 Haberler 19.00 Reklâmlar geçidi 19 40 Sarkılar (Mulkıye Ecevıt) 20.00 Dans muzığı 20.15 Olavlar ve yankıları 20.30 Her zaman sevılen plaklar 20.45 Şiir ve melodı 21.00 Şarkılar (Radife Erten) 21.20 Piyanist Paul Lefevre 21.30 Orhan Boran ve haftanın plâkları 22.00 Reklâmlar geçidi 22.30 Neveser Kökteş'ten şarkılar 22.45 Dans muziği 23.00 Haberler 23.15 Tatil gecesi 23.40 L&tin Amerika ntmi 23.55 Program 24 00 Kapanıs. ISTANBUL İL RADTOSTJ 17.58 Program 18.00 Sevılen melodiler 18.45 Operetlerden seçmeler 19.15 Franck Purcell Orkestrası 19.30 Yemek müziğı 20.00 Three Suns Triosu 20.15 Plâklar arasında 20.45 Rose On Broadway albümümüzden 21.00 Senfonik müzik 2135 Hafif muzik 22.00 Bale muziği 22.50 Çeşitli müzik 24 00 Kap«nı;. 1 ISTANBUL BAY OSCAB: VVafner müziği viski tükttimini artınyormus. Londra Operası barmenleri gördüklerine dayanarak bu iddiayı ortaya attılar. Çalınan parça ne kadar heyeeanlı olarsa, dinleyicilerde o kadar büyük bir içki arznsn başlıyormuş. Fazîa uykuoun vucutta ;. iglann bırikmesine sebep olduğu anlasıldı. Bu da kalb krizlerine yol açı\ or. îddiayı, Paris «Bichot» Hastanesinm kalb uzmanları yayınladı. Parisli uzmanlara gore, gece uykusu bır ınsana yeter. öğle uykularından tamamiyle vazgeçmelidır. • Havuçta büyümeye yardım eden bir hormon bulandu. Hayvanlara tatbik edildi, bovlannın birkaç santimetre uzadığı görüldü. Sonra, çok kesif bir havuç suyu tedavisi yapıldı. Onlarda da aynı sonuca vajaldı. Uzmanlar simdi, boylannın kısalığına üzülenlere bol bol havuç yemeyi salıkhyorlar. Daba 25 yaşına jelmemiş delikanhlarla kızların bu son bulugtan en az birkaç santimetre kazanabileceklerini haber veriyorlar. • PROF. NlMBUS'un Uacnralan: lık bakımından bir düşman âdeta. Modern tıp durmadan onunla mticadele etmede. Bnnu da hep biliyoruı. Ama, >alnıı Fransada tam S82 tane layıflama ilâcı icat edüdiğini bilir, ya da tahmin edebilir mi i iiniı?.. Böylece Fransa raoda jibi (Uzellik rekorunu da kırdı. • Londrada evlerı tılsım gıbi sessizlestırıveren bır buluş: Bır plâstık duvar kâğıdı. Bıldiğiniz duvar kâğıtlarmdan iki katının arasına yayınca odaja en ufak gurultu gırmıyor. • Kalifornivalı Profesör Libby. Ay kraterlerinde petrol bulnndujunu iddia ediyor. Yeni Zelandalı iki hekim, burunlar: koku almaz olmu? ınsanları yeniden bu duyuya kavuşturuyorlar. Kullandıklan ı!iç /• vıtaminı enjeksiyonu. Tedavı sonunda hastalardan Oo90 ının tamamiyle ıyılestıkleri gorülmüstür. Kadınlann güıellik ufrnna föaterdikleri sabra hiç diyeeek voktur, ama saç boyası için saatleree beklemekten onlann bile eanı >anık. Aksine de moda gün (feçtikçe bu işin üstiine düsüyor. Paris su son günlerde bana da bir kolaylık buldu, nihayet. Teni ioat edilen bir boya saçlara birkaç dakikada islenilen rengi veriycr. • • JANE'IN Kffl 219 • Telefonda cevap beklerken sabrınızın tükenmemesı için çok hos bir buluş: «Melodyphon>. Bu küçucuk alet üç dakika tath bir müzik çalarak sızi avutuyor. Karşı taraftan ses gelir gelmez susuyor. lnsanların, hele son yıllarda şis• manlıktan yıldıkları bilinen şey. Stokholm'de, bısiklet hevMİ bu Bnnda hakları da yok değil.. Faz yıl her zamandan daha kuvvetli : la kilolar hem giizellik hem de sa| Satı? sayısı: 150.000. • «.37 Açıhş ve günün prairarr.ları 7.00 Günaydın 7.20 Muzıkle jimnastık 7.30 Haberleı 8.15 Melodiler 8 45 Solistlerımızden ikisi 9.15 Sabah konseri 10.00 Devamı yarın sabah 10.20 Çeşitli melodiler 10.30 Kapanış. 12.00 Gul Batu'dan şarkılar 12.25 Kuçuk ılânlar 12.30 Haiıt melodıler 13.00 Haberler 13.15 Radyo Kadınlar Topluluğu 13.4o Bu hafta nereye gıdc lım? 13.55 Oyun havaları 14.10 Kayıp mektupları 14.1a Reklam programları 14.45 Yıl. dız Ayhan'dan turküler 15.0ü Cumhurbaşkanlığı Armonı Mızıkası 15.30 Zıya Taşkent'ten şarkılar 16.00 Genjlığin koşesi 16.20 Cevrıye Ceyhun'dan şarkılar 16 45 Radyo Öğrenc: Orkestrası 17.00 Çocuk saatı 18,00 Spor sdyfası 18.10 Ku«,uk ılânlar 18.15 Reklâm programları 19.00 Haberler 19.15 Yaşadıgımız gunler 19.30 Muzehher Guyer'den şarkılar 19.55 Kuçuk dinleyicıiere ma^a' 20.00 Zehra Eren^den Turk^e dans şarkıları 20.15 Olaylaı ve yankıları 20.25 Kuçuk ılaiı lar 20.30 Cevdet Bolvadin'derı tarkılar 20.50 Buyuk Nutuk 21.00 Bejaz perdeden 21.3ü Celal Şahin mıkrofonumuzda 21.40 Gonul Soyler'den şarkılaı 22.10 Dans muziğl 22.45 Haberler 23.00 Dans müziği 24 00 Hafıf melodıler 00 30 Kapanış ANKAKA İL RADYOM 13.00 Çeşitli muzik 18.30 Melodıler 18.45 Ella Fıtzgerald sovluyor 19.00 Yemek muzığı 19.30 Sevilen solıstler 19 4."ı «Bır damla« 20.00 Bu akshmın konserı 21.00 Bale müziğt 21.30 Diskoteğimizden 2 2 * Gece konserı 23.00 Kapanış ANKASA «CUMHURİYET» in ZABITA ROMANI: 7 YAZAN:H.MC CUTCHEON CEVİREN: K«Mnılı Koman: 266 M Ü L Ü N K I Z B •D Cizen: FVES SAYOL Ceviren' Mazhar KUNT François hayretle sordu : < Ne diye bu kadar zahmet ediyoruz? Taşa hacet var mı? Birkaç dakikaya kadar nasıl olsa bofulup gidecek. Fakat babası : «Bndala, dedi. Bu taşın düşürülmesi lâzım. Ancak böylelikle ise bir kaza süsü verebiliriz». « Sahi baba. Hiç bnnu dUşünmemiştim ». Bannn üzerine baba oğul çabalarını birleştirerek kuyunuıı ağzındaki taşı oynattılar. Nerede ise aşağı atacaklardı. Birden Parisel geri sıçradı. Oğlu da onu taklit etti. Ellerinde (uttnkları taş gürültü ile yere yuvarlandı. Karanlıkta karşılarında beliren bir çölge üzerlerine hücum edijordu. Ay ısıjında bir kadının renksiz yüzü göre çarpıvordu. Karmakarısık uznn saçlı olan kadın : « Kaatiller. kaatiller ! » diye bağırdı. sonra : « tmdat, imdat » diye ha> kırmaya devam elti. Parisel'ler akıllarını kaybeder çibi oldular. François : « Hortlak » diyebildi. O sırada kuyudan boğnk ve korknnç bir inilti dııyuldu. Rouvenat da : « Imdat !» diye ba|ırıyordu. Bu kadarı fazla idi. Parisel ve oflu arkalarmda o kadın oldnfu halde kaçmava başladılar. Kadın da avazı çıktığı kadar ba^ırıvor, jmdat istiyordu. ( Arkası var ) Delıkanlı bu teklıiıyle ılgıh o derece cazıp tafsılâta girıştı ki, John, «Adam nıye olmasın?» dij'e duşundu. Hıç olmazsa Harry'yi bulacağı saate kadar vakit geçırmış olurdu. Bu duşunce ıle rehberine. Kerede bu anlattıklarımz? üı> e sordu. Hemen şuracıkta. Yırmi adım otemizde. Ben onden gidıp size yolu gtistereyim.. Arap gencı adımlarını sıklaştırarak yürümeğe başlamıştı. Simdi birtakım iğri buğru daracık sokaklardan geçıyorlardı. Etrafa nane ıle karışık bir bulaşık suyu kokusu sinmişti. Kapılarının onune çomelmiş bornuzlu yerliler karanlık nazarlarla onlennden geçen bu yaban cıya bakıyorlardı. Yurüduklerı mesafe yirmi değil, ferah ferah ıkiyüz adımı geçtikten sonra rehber, nıspeten tenha ve sakin bir sokağa sapmadan durup arkasına baktı. Bu sokak şımdıye kadar gırıp çıktıklarından da daha dardı. O ka dar kı karşılıkh evıerın çatı kenarlan âdeta bırbırıne değıvordu Sokağa gırdikten sonra hemen birkaç ev otede b.r kapmın onünde durup beklıyen verli rehber, John'un da sokağa saptığını gorunce başı ıle ışaret ettıkten sonra ka pıdan ıçerı gırıp kayboldu. | va Meydanmdan havalanrin uçak, John aynı kapıdan içeri gırınce i guneye doğru ilerledikçe, karanlık avluda beyaz meşlahlı, bır kenara , bulutların arasından s ı y n l ı p günebağdaş kurmuş, kamburu çıkmış, j şin suaları altırtda parhyan mavi saçı sakahna karışmış ihtiyar bir ı bır ufka doğru süzuluyordu Arabın uyukladığını gördu. Adam, Yolcularının ekserisi yaz tatılleonun önünden geçtiğinin farkında rini geçirmek üzere Güney Ispanbile oimamıştı. ya, Cibralta ve Tanca ya uçan tayRehberi, dar tahta bir merdiven yare tamamen dolu idi. den yukarı doğru süzulmuştu. ŞimBill Martin uçaktaki verini aldığı di donüp donup ona sesini çıkar andan b e n uzun bacaklarını soyle madan kendısını takibetmesıni işa bir yerleştirip rahat edebilmek içın ret ediyordu. Içine garip bir his bir hayli muşkulat çekmiftı Uçaçokmekle beraber John onu takip ğın k o l t u k l a n ne derece rahat oluretti sa olsunlar, boyu 1.85 ı bulan bır Bu esnada kapının yanında ujuk ınsanın bunlara sığması yıne bır lıyan adam yerınden doğrulmuj, mesele idi. Yanlarına i=abet eden koltuklarbir kedi çevikliğı ile sessizce John' un arkasından merdivenleri tırman dakı ıkı sarışın guzel derın bir uymağa başlamiîtı. Bıraz evvelki mıs kuya dalmış görünüyorlardı. Tesakin ve kambur halınden eser kal düfün bu uçakta bir araya getirdimıyan Arabın sağ elı bornuzunun ği bu iki güzel, renk ve endam bakımından ne kadar da birbirlerine içinde saklı bulunuyordu. John Meredıth, ayağını son basa benziyorlardı. Bill. bunlardan birine uzun senemaktan önündekı merdiven sahanlerden beri gonlunu kaptırmışti. lığma atmak fırsatını bulamadı. O anda başına yediği muthiş bır Dığerı ise tesadufen yanına düşmüş darbenin tesıriyle şuurunu kaybet bulunuyordu. Bill Martin'ın sevdıği kadının amıs ve biraz evvel tırmandığı merdivenden tepe taklak aşağı yuvar dı Penelope ıd:. Fakat ne yazık kı, Penelope Martin değil de Penelope lanmıştı. Meredith . Mimar John Meredith + Fırtınalı bır ha\ada Londra Ha onu eskı mektep arkadaşı ve yaşı nın gençlığıne rağmen Londra barosunda şohret v e mevki sahıbı Bill Martınin âdeta elinden kapmıştı. Genç adam bunu duşünürken sevr diği kadın evvelâ kunıldamış, sonra içini çekerek gözlerini açmıstı. Bunlar ıçierı lacivert menevişli her zaman gulen gozlerdi. Fakat şimdı bunlarm her zamanki parlaklığmdan eser kalmarmş, kapakları sışmiş v e ıçleri de kazarmışlardı. Biil bunun sebebini biliyordu. Penny butun gece durmadan ağlamış, kocasma uzulmüştü. Bu sabah burosuna geldiğı za man onu orada kendisine muntazır bulmustu. Penny her zamanki gıbı zarıf v e güzeldi. Fakat genç a\ ukatın gozleri bu güzelliğı bir k e ı e daha teraaşa etmeğe fırsat buiamadan Penny onun boynuna sarılmıç ve goğsune koyduğu güzel bası hıçkırıklarla sarsılmağa başlamıştı Biliyor musun başımıza geleıı felâketi Bill Az kalsın John'u oldureceklermiş. John'u oldürecekler miymıs? Benim bildiğim kadar John şu anda Tanca'da bulunmuyor mu? Genç kadın cebinden çıkardığı etrafı danteüi parföm kokan küçucuk bır mendille gözlennden akan yaşları kurutmağa çahşıyordu îşte orada olmuş bu Jş ya zaten . Dün gece John'un kaldığı otel ıdaresınden bir telgraf aldım Zavallıyı hastaneye kaldırmıslar. Şimdi benim de hemen oraya gıtmem lazım. llk vasıta ıle Tanca'j a hareket etmelijım. (Arkası var)