23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
pencere Karapınar çölü Odun iki çesittir. Bir kısmı bildiğimiz einsten odnn. Bir kıımı da bir sabık basbakanın : Odundan aday göstersem seçilir .. dediği cinsten odnn. Ne yazık ki butıların kerestelerinden yapılmıs istiflere memleketin kaderini eraanct ettiğimiz zamanlar oldu. Ve onlar da iktidara geçer şeçmez kendilerine rekabet eder korkusu\la bütün agaçlara düşman kesildiler. Tsptıkları ilk iş, bir büyük orman katliamının Ehli Salibinde baltaları seferber etmek olıtıustur. Bugün Orta Anadolnnnn eski ovaları çöl hallne gelmek üzeredir. Kaç güııdür gazetemizde resimlerine baka baka içimiz sızlıvor; Konvamn Karapınar çölünden esen Sarn jeii jüreğimizi kavumyor. tstikbalimizin karanlığı bn çöilerde eli kulağmda gazel atraaktadır : Ta leyl .. Mcmleketin ormanlarını oy pnslalarına peskes çeken politika rarırievucularımn bu yaptıklarına demokrasi değil, si>asi fnhus demek lâzımdı. Ormanı tabrip ederek yaktığımız şey odun değil, \atan topraklanydı. Ve \arsınlar şimdi Karapınar çöllerindeki develer gibi, kum tepeleri üzerinde istedikleri kadar geviş getirsiııler o mesleğin silikleri : A atan millet . hürrijet... demokrasi.. Ne işe varar? Ama su kabrolası demagojinin sonu geldi mi sanırsınız? Hâlâ. hâlâ . ve bâlâ, bir kısım odunlar, memleketin düsünen kafalarını kendi beyinleri gibi rendelemek için çırpınmaktadırlar. Ne demokrssinin, ne devrimlerin, ne fikir hürriyetinin, hiçbir şeyin anlamını kavn>amıyan bn odnnlar, bn memleketi batırmışlardır. Hâlâ da daba dibe batırmak için çahsmaktadırlar. Bu odunlar korkunçtur. Ortaçatda düsünen kafalar bn odnnların atesinde yakılmıstır, düsünen insanlar bu odnnların falakasında tövbe ettirilmisiir. Bn odunlann kerestesinden yalnız hapishaneler insa edilir. Bu odnnların yalazında yalnız yobazlar ısınır. Ba odanlsnn ale\inde yalnız kitaplar yakılır. Ba odnnlar Avrnpada bir taribtir. Biıde ise günün politikacısı olmuşlnr: Bu odunlar Kayseri hapishanesini Anadolunnn Kâbesi haline getiren odunlardır. Ba Kibenin çöllerini aramak için Arabistana kadar uzanmays da liizura yok. Birkaç adım ötedeki Konyanın Karapınarının knm denizinden esen Sam rüzgârları Kayseridekl ağlama duvarlarında gözyaşlannı knrntmaktadır. Elimizden gelse Karapınar çölünün fotofraflarını oknllara, camilere, meydanlara, sokaklara asar, kitaplara basar ve derdik ki : Ev ahali, odnnları seçmeyiniz ve odunları kesmeyiniz. Çünkü bn odunlar baba ocağımzı ısıtmaz, söndürür. 1KI " ;;•( CUMHURÎYET A Temmuz 1962 ıııı=ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı=ıııı | DÜŞÜNCELER * | Kabzımallar hale uğramadan piyasaya domates surüyor foprağa dayanan Tanrı Adımm bin. Man| denizıni dıpten yuzerek geçtı. Bu yolculuk on sekız saat süruyormuş.. On sekız saat içinde, bilenlerden dinlediğıme gore, adam arada bir suyun üstüne çıkıyor, oksijenıni tazeliyor, belki bık ikı lokma bir şey yiyıp bir iki yudum bir şey içıyor, sonra gene dahyormuş. Ama kendisini bu yolculuk boyunca izlıyen sandal a dokunamazmı«, ayrıca sandalm ondan geride bulun ması gerekiyormus . Diyeceğim, Mans'ı dipten yuzefek geçme isini, inceden inceye derlenmiş b.r takım koşullara bağlamışlar, gucunüzü denemekte sizi keylınize bırakmıyorîar. HEM 4fc •• ••!••' •• NAUNA MIHINA • • II •• •••••• • • Gurultu ıle mucadele gurultusu Aman baba, ne yapıyorsu n, bn taatten sonra radyo çalınır mı? Rica ederim baba, e gürültö çıkaran kapıyı yavas aç kapa! 12 den sonra tuvalette lifon çekilmes ve banyo yapılmaı baba, >alvarırım unutma! Böylece konnsan kuçük oğlnmdn ve mökaleme bundan bir buçuk ay evvel Bern'de onun oturduga apartman katında cere>an ediyordu. Bizim •evjili Tttrkiyemizde oba belki bana. Ehhh aen de aznn ettin ha, esir miyim ben? Ba kadar kayıt altında yasayanam! dedlrtecek olan bn tenbihlerl sükunetle dinliyor, basımı sallayarak barfi harfine yerine fetireceğimi anlatıyordam. Çünkü oflnm: Apartman sakinlerinin yapacakları ilk sikiyette bana evvelâ yazılı bir ihtar yapılır, ikinci seferde ise apar topar bn daireyi tahliyeye mecbnr tutulurum. Geçen ay alt kaita bByle bir vak'a oldu. Yabancı kiracılar kendilerini sokakt» bnlnnca neye niradıklarını şaşırdılar. Bern'de bos ev bnlmamn ne demek oldufnnn da sen bilmezsin! demisti. ls\içre'nin baş şehrindeki bn çok sıkı kayıtlar hep Bern hemşehrisinin uykn ve iıtirahat saatlerinde mntlak bir tükuneii iemin için alınmıs tedbirlerdir ve bütün lehir halkı tarafinsan ıon dereee dikkatle tatbik edilirler. Yalnız tsviçrede mi bn bSyle? Bfitün batı memleketleri sehirlerinde aynı yasaklar câridir. Bnndan bir kaç yıl Snee kıtalararası seferler yapan yeni Jet nçakları sefere kondngn zaman Londra belediyesi çok gürültü yapan bn nçakların «ehir hava meydanlarına yalnız uyku saatleri dısında inebileceklerini bildirmişti. Bn açıdan bir de bizim halimize bakacak olnrsanız durumnn tamamcn ters oldngnnn gSrürsünftz. Bizde de bn bnsusta baıı yasaklar belki meventtnr ama ne riayet eden vardır, ne de yasakları dinlemiyenlere karşı takibat. . Bafıda balk, belediyelerce konmuş yasaklar meveut olmasa bile yine de kendi gürültii etme hürriyetinin başkalarının »ükunet ihtiyaçlannın hadndunda bittifini gayct iyi bilir. Bizde ise uynmıyanlar baskalarını uyandırmaktan âdeta zevk dnyarlar. Bu dereee hodbin ve zalim olmayanlar ise böyle bir lüznmn duşü nemezler. Çönkü bizim, cemiyet içinde bir arada yasama terbiyemiz yoktur. Sokakta ve evde kendrmizi herhangi bir \ayıt ile mnkayyet görmeye alışmamışızdır. Bizde schrin gürültüsü yaz mevsimlerinde daha da artar. satıcılar daha erken sokağa dökülürler, şoförler daha geç saatIere kadar çalışırlar. Sonra yazlık fazinolar, salaş kahveler vc bunların hoparlörleri faaliyete geçer. Bu yıl yaz aylarını Bofazd» geçirmek ve kafasını dınlemek isteyen yorgnn bir arkadasım geçen gün gazino hoparlörleri yulünden fcceleri taatlerce nynyamadığını, böylece eski yortrnnluğnna bir de nTknsnzIngun eklendiğini yana yakıla anlatıyordu. Bunn takip eden günlerde razetelerde Belediyemizin gürültfi ile miicadeleye giristigini okadnk ve her yaz oynanan koroedinin yine başladığını anladık. Her yıl belediye gürültü ile mücadeleye giriştiğini bildire rek gürfiltfi ederken hoparlörler seslerini daha da yükscltirler. sikâyetlerin arkası kesilmeı. Nihayet bn hav huv içinde yavaş yavas kış gelir. gazinolar kapanınca hoparlörler dc susarlar Y a a a a iste biz böyle yaşar gideriz. Cevat Fehmi BAŞKLT Yazan: ^^^^"^ Melih Cevdet Anday şin önemini kavramadığı anlamı çıkarılamaz. Tersine olarak, onu bu başanya ulaştıran «tek başına uçma karan»nı Lındberg, bırçok karşı komalara aldırmadan tek başına almış ve gırişeceği isi elınden geldiğince rastlantıya bırakmamak için didinmişti. Bugün Atlantik hava yolunun en yeni uçaklar la kısa bir yol durumuna getırılme si, Lindberg'm başansını kuçültur mü? Biliyorum, «başarılar, kendi zamanlarına gore ölçülür.» diyecek sıniz, doğrudur o soz.... Bizim orneğimize uygularsak, cLindberg'in başarısı, gunune göre buyük bir başarıdır. Oysa bugun teknik öyle ilerlemiştir ki, artık kişilerın tek başlarına yapacakları hiç bir kahramanlık kalmamıştır.» dememız gerekecek. tşte ben bunun tersini anlattnak istiyorum. Teknik ne den li ılerlerse ılerlesm. kışi arada bır kendi gucunu doğaja karşı tek basına gene denemek ıstıyor .. Adamm Manş'ı dipten yüzerek geçmesi de bunun bır örneğidır. Yoksa bu ısı en iyi. bır atom denizaltısı japardı. Bu bakımdan Lındberg'ın basansı muzelık bır başarı değildir. UyguUma teknikleri buyüyüp in celdikçe, doğa ile aramızdaki yakmlık, doğrudan doğruya ilişkı ortadan kalkıyor ve bunun yerini araç yolu ile iliski alıyor. lşte bundan ötüru de, günümüzde artık atılganhk, gözupeklik, kahramanlık anlamlarının değiştıği soylenıyor. Doğrudur... Bugun bır uçağa ses duvarını astırmak, ya da asağıdan yonetilen bir fuze ile uzayda iki tur atmak, elbette Manş'ı dipten yuzerek geçmiye benzemiyen büyük başarılardır. Manş dipten yuzme başarısı, ötekilerin yanında bır az ilkel kalıyor. Ama ben sanr. orum ki, makineli ustün teknikh ba şarılar yanında, bu çeşit, ilkel gorünüslü ya da artîk modası geçmis dıye deyımlendırebıleceğımiz basarılarm bundan sonra da vaz geçılemıyen bir yerleri olacaktır, olmalı dır da. Neden dersenız, doğa ile çıplak çıplağa güreşmekte, onur.la gücümüzü araçsız, ya da az araçla sınamakta büyuk yararımız vardır. O da, bize doğa karşısmda daha da güçlenmek, bbylece yeni araştırma Baymdırhk Bakaniığı DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN İ 1 Eksıltmeye konulan iş: Kayseri x n . Bölge Mudürlüğü mıntıkasmda Kayserinin 35 Km. KuzeyDoğusunda Sarımsakhsuyu üzerinde bulunan (Sarımsaklı Barajı ve Tesisleri Inşaatı) işi olup, toprak dolifu baraj, 3 00 metre çapında tünel, dolu savak, vana ve cebri borulardan ibaret olan ışın muhammen keşıf bedeli 25 0OO.000 liradır. 2 Eksiltme 17 ağustos 1962 cuma günü saat 15 00 de Ankara Bakanlıklar Bestekâr sokak No. 25 de DSİ. Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Dairesi Reisliği bınası içınde toplanacak olan Komisyon tarafından kapah zarf usulü ile yapılacaktır. 3 Eksiltme tasarısı ve ekleri 100. lira bedel mukabilınde DSİ. Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Dairesınden temin edılebilır. 4 Eksıltmeye gırmek istiyen şahıs veya sirketlerin DSİ. Genel Müdürlüğüne (763 750') liralık geçici teminat vernıeleri ve 10 ağustos 1962 cuma eünü saat 17.00 ye kâdar dılekçe ile DSİ. Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Dairesi Reisliğine müracaat ederek ihaleye fştirak \>elgesi istemeleri lâzımdır. İşbu tarıhten evvel eksiltme tasarısı ve eklerini almamış olanlara belge verilmez. İstekliler iştirak belgesi alıp almadıklarmı 13 ağustos 1962 pazartesi günü sabahından itibaren DSİ. Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Dairesi Reisliğine müracaat ederek öğrenebilırler. 5 İsteklilerin idareden alarak dolduracakları «Teknik Personel Beyannamesi», Makine ve Teçhizat Beyannamesi», taahhütleri altmdaki işleri bildirir «Taahhüt Beyannamesi ı. iş yerini gordüğüne dair XII. Bölge Müdürlüğünden alacağı yazı ile Bayındırlık Bakanhğından alınmış müteahhitlik kamelerini iştirak belgesi almak üzere verecekleri dılekçeye eklemeleri şarttır. Bu işe müracaat edecek muteaahhitlerin karnelerinin A grupundan en az 25.000 000 liralık olması lâzımdır. 6 isteklilerin 2 adet 1 1 '2 cy, 2. adet 1 cy ekskavator, 3 adet 8 cy sekreper 25 adet 5 tonluk damperli kamyon, 2 adet 5 tonluk arazbz 4 adet D8 veya D6 dozer, 2 çift çekicisi ile beraber keçıayağı sihndır. 5 adet pnomatık tokmak. 6 adet 5 PS hk matapomp, 2 adet asgari 2 tabancalık koprasor. 1 adet agrea jıkama ve eleme tesisleri, Casgari kapasıtesı 15 m3/saat) 4 adet 500 litrelik betoniyeri temin edeceklerini tevsik eden belge ile bu makinaları çalışır durumda iş programına uygun olarak iş yerinde hazır bulunduracaklarına dair usulü veçhile tanzim edilmiş bir taahhütnameyi iştirak belgesi almak üzere verecekleri dılekçe\e eklemeleri şarttır. Son günlerde bazı kabzımalların Hal'e uğramadan sehnmiz» domates yolladıkları Belediye Zabıtası tarafından tesDit edılmıştir. Iatih Beledıve Zabıtası memurları, baslannda âmirleri Turan Csn olduğu halde Katagumruk'te Eskialipaşa caddesinde 115 sayılı bostanda kaçak domates bulunduİunu oğrenmiştir. Buraya yapılan baskın sonunda Hale uğramadan ?ehre dağıtümak ı^tenen 275 sandık domates bulunarak musadere olun Gerçekte de insan gücünün bamuştur. sarısı, belli bir isı kendince ya da 275 sandık domates Hal'e gönde başkalaHnca önceden belirtilmi"; rılmış ve domateslenn fahıbı ol kosullar içinde gerçeklestirmekle duğu anlaşılan Şeref ısmtndeki anlaşılabilır ancak. Yoksa nevi başarmalc istediğimiz ve istediğimısahsın aranmasma başlanmıştır. zin ne kadannı basardığımız keAlmanyadan ithal edilebilecek sin o'.arak bilinemediği surece, varılan sonuçlalrı rastlantı saymaya mallar kimse yanhş diyemiyecektir. Istanbul TicaTet Odasından veGerçi teknik alanda olsun, birilen bilgiye gore Doğu Almanlim alamnda. sanat alanında olya ile ticaret anlaşmasına ekli sun rastlantıya pek de küçümse«B» listesine ılâve olarak bu mem nemıyecek paylar \ükletüdiği nileketten 3.5 milyon dolar değece başarı örneği gösterilebilir, rinde yenileme ikmâl, komple teama bu rastlantıla»ın, kiçiye yara sis ve yatırım malzemesi ithâl editıcı uğraşmalan sırasmda yardım lecektir. cı olması, yaratıcılığın yüceliğini Bu kotadan îstanbul Ticaret azaltmak şoyle dursun, tersine, Odası mensuplarımn ne sekilde is kendı gücünü smamaya kalkmatifade edecekleri dün ilgililere dan, bir başanya elrmek için çaduyurulmuştur. balamadıkça rastlantmin yararınRüşvet alan memur dan söz edılemiyeceğini gösterir. Başka bir devişle, biz gücümüzü yakalandı Ortaköyde kapıcılık yapan Meh denerken, gerekli koşullalra ucu met AH ErestıTenden rüşvet alan ucuna u>acağız, rastlantılar yarMahmut Erbacıoğlu isimli bir Be dımımıza gelırse ne iyi... Yoksa lediye Zabıta memuru, dün »ikâ ra<;tlantılara bel bağlayıp nereye gidecegimizi bilmeden yola çıkmı yet üzerine yakalanmıştır. yacağ:z. Kri'îtof Kolomb'un, HinErestirenin dükkânına ait bir distan'ı atarken Amerika'yı buldu bez tabelayı asmak içm 960 lirağunu söylerler ya, koca bir anakalık bıir tahakkuk çıkarması lâzımranın bulunusunu salt rastlantı ken, 40 liralık zabıt tanzim edeceile açıklamak anlamma geliyorsa ğıni söyliyerek 10 lira rüşvet isti pek hafif bir sözdür o. yen Besiktaş Belediye Tahakkuk Peru yakımndakı bir Şefliğı memuru, çalıstığı daırede, tepeden bitden seri numarası daha onceden tes ikı Okyanusu goren g bit edılen para ile birlıkte yaka Bılbao, arkasından gelenlere, «Siz Vardığı yerin, lanmıştıf. Sanıkla ilgili tahkikata durun!» demi; bulunduğunu. âr.ın önemini bunbaşlanmı^tır dan iyi anlatacak bir sdz büluna Banliyö treninin çarptığı mazdı. Rastlar.tıyı değerlendirmek bile bilei ister, inanç ister, uzak cocuk komaya girdi Kuçukyalı geçit mevkıınde ray göSrü, güven ister lar üzerinde yurümekte olan 14 yaşında Aydın Aktaş, banliyo tre ninin kendisine çarpmasıyle ağılr su rette yaralanmıştılr. Yaralı genç, koma halmde ha'tahaneve kaldırılmıs, trenin makinıstliğıni yapan Mehmet Ipek, hakkında da gereklı tahkikata başlanmıştır Ama Atlantik'ı bir uçakla tek basına ilk geçen Lindberg, Parise indiği akşam. mılyonlarca gnsanın onu karşılamak için hava alanına koşusmakta olduğunu anlıyamamıştı; ilk karşılaştığı adama. «Benim adım Lindberg » demesi de bunu gosterivor Ancak bundan, Lindhrerfın, başardığı i lafa gırişmek, yeni teknıkler bulmak tutkusunu vermesldır Ay'a Merıh'e vardıktan sonra bile, Manş ı, ya da Boğazı yuzerek geçmek tutkusundan kolay kolay vaz geçmıyeceğimızi duşunmek, bana eski bır Yunan tannsı ile ilgili ma salı hatırlatıyor. O tanrı, bütun gu cünu, arada bır elıyle toprağa dayanmaktan alırmış... öyle ki dovüşlerde, savaşlarda gucünün azalır gibi olduğunu anladı mı, o an bır ehni toprağa dayar, boylece de yeniden dırılır, canlanır, guçlenirmis .. Doğa karşısmda olsun, toplum içinde olsun, kisınin, en ileri teknik kosullar içinde bile, gücünu kendi başına denemekten vaz geçmemesi iyi bir şeydir. Eski zaman larm bu çok verimli olmuş insan özelhğını, ıleri teknik karşısında kendımizi kuçuk görme duygusundan ötürü, hiç de bırakmak zorunda degılız sanıyorum. Çunku doga ve toplum karşısında, çaâımızın ge rektirdlği ilefri teknıklerden ve kosullardan yoksun bulunduğumuzu» düsundüğümuz anda elimiz kolumuz bağlanıyor, mıskmleşiyoruz, her iki kendimizin dışında, bizim gü cumuzu asan bir guçten beklemeye başlnoruz. Sozgelısı, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir yol değildır diye dılenciye para vermıyoruz, ama yok";ulluğun ortadan kalk mas:nı da, kendi gucumuzü asan bır ış olarak gorduğumuz için, hep baskalarından, başka bır şeylerden, sbzgelişı o an için anlamı bızce pek açıkseçik olmayan toplumdan bek lıyoruz ve boj lece toplumun bır parçası olduğumuzu unuttuktan başka. belki istemıyerek ve bilmıye rek, çağımızın anlayısına taban tabana karşıt bir gorüşun «kjdercilık» gorüşunün ıçme girmiş oluyoruz. Bugun yeryüzü sorun'.arının basIıcalaıı, kisınm tek bajına basara mıyacası, ustesınden gelemiyeceği sorunlardır, bunu bıliyorum. Onların çozulmesı. Tek tek guçlenn bırleşmesı ile, orgutlenmesı ıle ger çeklesebihr. Ama bu duşunceye varmak, ınanmak ıçın bile kendı guçlerımıze ınanmak, onları denemek sağlam bır yoldur gıbı görunü yor bana. Kendi gucumuz içınde olanlari, yılmadan, pekgozlulukle başarmaj a yonelmek, kendı gucumuzu asanlar için yeni çareler bulmaıa çalısmak duşuncesını verecektır bıze. En buyuk başarılarda o küçuk insan gucu bashca rolu oy namı<:tır. Kendı gucumuzü boyuna deneyelım, neye yetıp neve yetmedığını anlıyahm Çunku Yunan ma salındaki tanrının toprağı gıbidır o, umulmaz başarılar getırır kışı Nlşanlandılsr Frankfurt M. Îstanbul 20.7.962 İNGRİD MOHR lle VEDAT UÇVK MEY9AN SAHNESİ TEMSILLERİ BIRINCI HAFTA ZAFER MADÂLYASI 21 22 23 26 27 Temmuz Temmuz Temmuz Temmuz Temmuz Cumartesi FENERYOLU SİTE Pazar PENDİK Sahil EMEK ' Pazartesi MALTEPE ÇELJKTA!, Perşembe SUADİYE PAKİS Cuma YEŞİLKÖY REKS Açıkhava Sinemalarında Cumhuriyet 9221 Son hafta içinde liınanımızdan yapılan ihracat Son bir hafta içınde limanımızdan yapılan ihracat 2 milyon 638 bin lirayı bulmuştur. Bu meyanda 760 bin liralık gülyağı 735 bin liralık kuzu detİM, 251 bin liralık tiftik sevkedümıştır. Aynı hafta içinde limanımıza gelen ithal malları arasında da deri, reçine, kımyevî madde, oto, malzemesi, çelık vesaire vardır. CUMHURİYET BANÜ TURA. ile Avukat ADlL M. MALKOÇ Evlendiler 20 Temuı 1962 Kadıköy TEŞEKKÜR ji Nüshası 25 Kuruş Senehk 6 ayhk S ayhk Memlekelın en modern w •' ovülecek müesseselernden blri 1 olan Bursa De\ lct Hastahaneslr. de üçüicu \e muvaffakıyetli bir amellyatla refikam Şükran Ça\Tj<:oğIu'ru eskl sılıhat ve neşeU ^ünlerıne dönduren Bursamızm medan iftıhan dlrajetIı Basheklm \p Rontgen Müte. ha^s;«ı Turkı>e Harlcl Lira Kr. Lıra Kr. Cumhuriyet 91?9 Balık avlarken boğuldu Şıle, Eşek Adasında balık avlamakta olan Muhıttın Taşkın adında bir şahıs. dün, dengesini kaybederek denıze duşmüştur. Yuzme bilmeyen balıkçı, olayı goren ler tarafından kurtarılıncaya kadar boğulmuştur. Ceset muhafaza al'ma alınnıstır Ayrıca dun Bebek vapur îbkelesi cıvarında denıze giren 20 yasında Huseyın Akbas adlı bir sahıs da yuzme bılmedığınden boğulmustur. Her ikı olayla ılgıli tahkikata baslanmı<;tır. ^ Sayın Dr. ADNAN TÜRKGİL Ue Operatur S j ı n H^ŞMET Koprulu>e, hastahanede bulundufumuz müddteçe kıymetll yardımlarını esirıîemiyen Dr. Do ğan üizer, Dr Alımet Enşe ve henışire Melalıat Bayraktar, Nursn Keskin ve Emtreje FOIIsuz şukran \e teşekkurlerlmizln alenen iblağını borç blllriz. ^zırl Çavuçoğlu ailesi Cumhurlyet 9197 73 00 150 00 40 00 80 00 22 00 *4 00 Basan ve Yayan Cumhunj'et Matbaacılık ve Gazetecıhk Türk Anonuıı S ' r k e t i Cagaloğiu Halkevi Sokak No. 3î)U Sahıbı Yan Gaiplik ve Kaciz Kararı llânı Sl'Ç : 28/8/1951 tarihinden beri askerlık hizmetinden fırar MAZNUN : Hasan oğlu 1341 tstanbul doğumlu Taksım Askerlık Şubesine bağlı Uyanık Ma> ın Gemisi erlcrinden 44/2366 Denız Tertıpli CEMAL KONCAGÜL Yukarıda açık huvıyeti ve kendisine müsnet suç yazılı er hakkında Istanbul Denız Erat îlem Şubesi Mudurluğunce racıcut butun adreslerınde fırar tarihinden beri yapılan araştırma ve takıbata rağmen ele geçmedığı ve meskeni bılınmediğı vc bu suretle ayrıca celp ımkanı bulunmadığı için As. M. U. K. 212 ncı maddesı gereğınce maznunun GAtP SAYILMASINA, ve A= M U. K. 216 2 ncı maddesimn ıcabından olarak Turk n e dahılındeki butun mallannın maznun gelmceye kadar ve>a tutuluncaya kadar HACZİNE karar verılmiştir. 24/3/1962 Arazi Aranıyor Istanbul'da veya 100 Km. civarında 30 60 donum buyukluğunde içinde gunde bin ton yeraltı veya akar suyu bulunan bır yer aranmaktadır. Alâkalılann tstınye Posta Kutusu No. l'e muracaatları. NÂZİME NADİ isierını fulen idare eden Mesul Müdür VECDİ K1ZILDEMÎR • Gazetemıze gonderılen razılar konulsun, konu.masın iade edilmez. llânlardan mesulıyet kabul olunmaz TEMMUZ 21 SAFER 19 z. a V. ELEMAN ARANIYOR Askerbğmi yapmış makine ve elektrık Mutlu Aküraülâto'r Fabrikası Kartal Abone ve ilân Hleri İçin. zarfın üstuııe «Aboneo \eya <İlân Servısu» ka>dının konması lâzımdır. Cumhurıyet 9195 • BU GAZETE B^SIN AHL\K VA5ASINA CYMAYI TAAHHÜT ETMlŞTtR. (Basm: 11978/9203) İsteklilerin eksiltme evrakını 2 maddede yazılı saatten f 15 dakika eveline kadar aynı maddede zikredılen adresteki if Eksiltme Komisyonu Başkanlığına makbuz mukabilınde f teslim etmeleri şarttır. f Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. î (Basm 11891 A. 7442/9190) c Kt c a ıt n m muhendısleri ile J i K yüksek kimya mühendisleri alınacaktır. Şahsen muracaatları. 1 5 44 13.20 17.1812O.?6'22.30 "0A 1 a 3.32 r 41 . :l ı ı 54 " 5") tâncılık: 54129188 = «CUMHURfYET» in Edebî Tefrikasr 49 Yazau: îzmir dönüşfi, Clhangirin, Ab medin arkasından söyle bir bakıp «kfiçfik balık büyük balığa yem olur» diye, arsız gülüşünü hafırlıyorum. Hepsinin düşünccsi buydo. Bana kapısını Slünceye kadar kapalı tntacağına yemin eden Zübeyde banımefendi, durmadan «Matlu Sevda yok dflnyada şarkısını çağıran Cihangir, hattâ beni o kadar sever görttnen Serra bile Kâzım Işık'ın daha çok varlığı ile gSzlerimi kamaştırdığmaa iyice inanmışlardı sanırım. Hüsnü bey. «Sizin sevdanızı îehliyen, se\kinizi kıran, korkularınız, kuşknlarınız, Ahmede karsı duyduğnnuz utanç olmuştur biraz da,» diyor. Daba başlanEiçta kendimi suçhyarak yaralanıp yaralıyarak mntlulnğa mutlnlnğa karsı koyduğnmu söylüyor. Kâzım Işık'a gelince onun için sebepler daha başka. Insanları kendime göre biçime sokmak istermişlm ben. Kendi hayalimde yeniden yaratıp stvermisim. Sevlnce bir çok şeylere jöz yumraak gerekirmiş. Bencilmlslm, onu ds yapamazmısım. Kâzım Isık: «Seni sevlyoram ya!» dedifi zaman bana dtinyayı bagıçlıyor sankl. «Sizi seviyor ama!» diyor Hüsııfl bey de. Benim gözlerimin önün de büyümeyi, benim kıskanç, ateşli havaam da istenilmenin, geçilmez olmanın sevincini tatmajı, belki de yahıızca gençliğimi, etimi seviyor o.. Sevda bu mudur? diye, soramıyorura Hüs nü beye. Utanıyorum! «Eğer o sefil oğlanın. Cihangirin tnzakları olmasaydı.» diye, dert yanıyormus Serreya. Beni daba başlangıcta herkesten uzaklaştırıp, Yildişi kuleye kapamadıgi için vahlanıyorrauş. Güzel, sarı§m başı büyüye büyüye yaklasıyor karanlıkların içinde Cihangirin. Dndaklarımı sıkıp söılerimi ynmarak toparlanıyornm yatağın içinde. Oradan oraya başım carpılıvor.. Ondan kurtulmak. onu unntmak ıçüçmüs meğerse!.. Ocafın karşısında, dizlerimin dibinde kardeşçe, uslu saf oturuşunu gSrüyorum. Mavi gözleri ateşin penbeliğinde büyük çüzel çiçekler gibi açılıyor göz lerimin içinde. Ince beyaz elleri bir kadınınki gibi nazik, çelik gibi kuvvetli, üstelik. Bu eller clbiselerime, esyalarıma. Snümde açtığı kltapların sayfalanna nazikçe doknnup çekiliyor. Tavasça ba«ıma yasladıiı CELAL stcak avuçları, gizli bir fısıltı ile yaklasaıı, kulâfımın ucunda esen ateşli nefesi. Hepsini hatırlıyornm.. Ağlamaga başladım. Hınçlı, sevinçli, kancık yüzü nzaklaştı Cihangirin. Derin soluklar ahyorum. Bütün bunları ne zaman nnntaca?ım? Eski, inançlı, gficüne, çençliğine, aklmaa, güvenen Macideyi ne zaman bulacafım? Ne zaman aynalara otanmadan bakabileceğim? Dc|işme daha çok evvelden, Amhedi tanıdÇımda, hattâ Ankaradan yolaa cıktıiımda baslanııstı belki de. Kâzım Isık hayatımaa girdiiğnde kırıverdi son dayanakları kolayca birer birer.. Islak vollarda şchir dışı asfaltına doğru kayıyor si\ah araba.. Ellerimiz birbirine kenetlenmiş hareketsiz oturuvo ruz yanvana. Mırıl mırıl anlatıyor. tatlı. sıcak «cşi ile. kuruntulanmı «vutma\a çaablıyor K&zım Işık. «Bizim kadcrimiz buluşmak, sevismekmiş kirpicigim!» Fatalileye inanırmış o Ben tstanbuia onu bulmaya, onu sevmeye gelmişim. «Ötesi vız çelsin, ötesine aldırma! di>or. Dünvaya bir kere feldi$imİ7e «öre!> Ne çok tpkrarlardı ho söıti! Omnzunon sıcaklıjtını du yuyorum omuınmdla. Bilekleri mi okşuyor \avastan. Gozleri kehribar gibi »an parlıyor karanlıkta. Gözleri beni seviyor, dudakları beni seviyo!r Bakışı ihlesine >anık ki! Haani kızacaktım. bafıracaktım ben? Ha ni bugün, bu akşam son aksam dı, fidiyordum. bırakıyordum hani onu ben! Derin derin içimi çckiyor, çe\şeyip yayılıyorum kanapede. Naasıl söz değisiyor, neden gülüyoruz Nadia'nın Hospital hikâyesine? Nerde benim sençlifim, annem Handan, Hüsnü bev çıkarıjor ortaya? «Beni dinlendiriyorsnn! diyor, bana can katıyorsun, kız sana bayılıyorum!..» diyor. Sustugnm mnn yıllann acıstnı çıkarıyordum karsssenda.. Beni anladıjınaa, benimle beraber olduğona Sylesine inanır dım ki! Şimdi onun neden benim dost Iarımla. o voksul, gâç jençlik yıllarımla o kadar candan ilgiİendigini biliyorum: Çıktıgı tepeden yükseldigi yerden aşagıdakilere, onların kttçük geçim kavçalarını, pek budalaca buldufu ülküleri ufruna sonoçsnt kurak çatışmalarını seyretmek hoşuna gidiyorda. Böylece kendi kuvvetini ölçüye vuruyor, ku ramlanıyor, biraz da eğlenijordu. Sesi uzaklardan çok nzaklardan geliyor: « Sen beni fena sevdiğin ka dar, fcna da anlamışındır kızım, bem öyle fena anlamışındır ki!» Hâtıraları bir bir voklayıp, du.vsıılarıtnın derinliğine indikçe fdindiîim sonuçlar eskisi gibi yetmlvor bana Nadia'mn pansiyonu ne kadar ntaklarda simdi? Sırasel\iler, o karanlık sokak, Tuberosaların agır koknlan ile dolu küçük salon, eski uçuk bir resim gibi yavas ya\as siliniyor gözlerimden. Bir yaz tâtili için gelip aylarca banndığım, pembe perdeli, dovarlan çiçekli, pansiyon odası, aynalann karsısında çaresizlişine otnrup açlay an sevdalı kır ben miyimî Ntr min hanımın yolun kestirmesini seçtiğini düsünüyorum bazan, ölümun korkunç yüzünü gbrmemek için bmşımı jastıklara EÖmüyorum. TEDtNCt KISIM Hüsnü bejle isleri konustnk. Ankaraya geldiğimden beri bugün ilk defa bankaya gittim. Siyah gözltiklerimi çıkarmasam kapıcı tamrnayacaktı beni. Eskisi gibi şakalaşamadım. gü lemedim ihtiyar kapıcıyla. O da hevesli törünmüyordu buna za ten. Birdenbire bo yatıp serpilmis bir çocuga bakar gibi garip gözlerle sözüyordu beni. Ankar»\a geldifimden beri hep öyle zAten. Bütün tanıdık yüzler >abancı »evdiklerim gözlerini kaçırıyorlar gözlerimden. Konuşur ken susuveriyorlar karsımda. «Seni anlamıyorum!» diye, ba şını sallıyor annem. «Çok değismisin, çok!» diyor Handan. Ben de biliyorum: Gözlerimde bir baskasının bakısı parlıyor. dudaklanmın ucunda onun sözleri, onnn alayları, onun gibi kendimi begenip baskaldınyorum herkese. Ne kadar ondan uzakta olursam olayım onunla beraber, onunla dolujum hâlâ. (Arkası varı = = ^ = E E = = E E = ş E S = E = = = = E ^ E E ^ = E E = = = = ^ E ~ = E = E ^ E E Z ş E £: ( CEKILISINDE MİLYON T. C. ZIRAAT BANKASI 11145/9203) %ııııııımııııımııııııııııııııııııımııııııııııı ııııııım111ıınıı1111 ııııııın m ıııııııı ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııtııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınv^'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear