22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Dencere htf CUMHURIYET IIİI=IIIIlII[IfIlIIIIIIIIIlIllffItllllIllIlIIliIIIIIliaflllIIIIIIIIllffIIIJIIIIIIIIIIIllltIIJIIItrilIlllIIIllIIIIHIIIlf1=1111 22 Haziran 1962 KARASİNEK Türkiyenin en pahalı şehri istanbul | DÜŞÜNCELER | Hsvs • kadar ııeak ki, günea • kadar parlak ki, ağaçlar ve bnlntlar dağınık düzen intizamlarında hiç kımıldamadan dnrayorlar. Odamda bır pencere, pencerede bir cam, eamın arkagında bir mavi denıı, bır sarı gimes, bir •ürfl yeşil ağaç, blr «ttael gök. Pencereden bakıyornm. Yaz ne güzel. Pencerenin camına bir unck kannyar. Sineğe bakıjorum. Küçuk bir sınek Lu. Camın üstünde bır siyab benek gibi durnyor. Bazan hafif hafif yürüyor. Arada durup kanatlarını temizliyor. Sinek düsuncelerimi pesinde sürfiklujor. Bırden luvalandı kara \e kuçük sinek, geldi masaraa kondu Masamın üstünde ne mavi deniz var, ne »an çuneş, ne yeşıl atat,. Masamın üstunde gazeteler \ar. Kiıçük sinek gazetelerin ustünde dolaşıjor. Küçük sinek harfler, bislıkUr, resimler arastada dolasıyor. Arada bır doruyor. Okavor mu acaba bn sinek? Belki de »kuyor. Bak hele nerede durdu : Polıs vakaları artıyor. Sınek, sıııek, kuçuksun ama mide bnlaadınyersnn. Bo düsaneeme aldırmıyor küçuk sinek, satular arasıada okur gibı dolasıvor, gene bir yerde durnyor : Mecliste iki mılletvekılı dovüştu. Sınek, sinek, küçuksun ama mıde balandınyorsnn. Ama hiç aldırmıyor kara sınek, bir baska gazeteye atlıyor : Kabine buhranı artıyor. Kızmağa başlıyorum bn sıneğe : Kıs sınek, kıs Küçdk tınek havalanıyor, biraz fitede bır başka habere koııuyor : Bahran pıyasayı busbütun durdurds. \llab belânı versin sinek e mi. üozlerımı kaçınyorum küçük karasınekten. Peneereye çe\irıyorum. Karsıda çam agaclan. ıhUmur ağaçlan, kaysı ağaçları. Bir tane kiraz agacı var. Yeşil var. Deniı var. kırmızı kirenaıtler var. San guneş var. Yaz güzel. Bu yaıın tadını çıkarmalı. O ne? Küçuk karasınek gene cama konnyor. Hafif, hafif yüruyor. Yalanıyor. Kanatlarını temizliyor. Küçük sıyah bır benek gibi duruv»r. Kıs karasınek, kıs.. Içuvor karasınek. Dusuncelerımı pesıne takıp uçuyor. Allah belânı versin e mi karasınek. Karasinek belâdan korkmnyor. Karasineklerin bâtıl ıtıkatlaıı yok ki korksan Peki ama okuması var mı bu sineğin? Bizım sinek galıba aUabevı söküvor. Gene gazetelere konuyor. Satırların arasınd» dolaşıyor. Uem okur gibi dolasıyor. Dısarda güneş, deniı, agaç . Bn karasinek gazeteler arasında doUsıjor : Beş kısi bır kadına tecavuz ettı. Allab belânı verain karasinek. Bes yasında bir çoeuğnn ınına geçtiler. Allab belânı versin karasinek. Siyasi darum çok bozuk. Allab belânı veıain karasinek. Huzursuzluk artıyor. Allab belsnı versin karasinek. tssialer coğalıyer. Allab belânı versin karasinek. Sniistimal, açlık, cinayetler fazlalaaıyor. Allab bin belânı verain e mi karasınek. Ama karasınek aldırmıyor. Gazetelerin üstunde dolasıyor, kımıldıyor, kımıldadıkça büvüyor, bfiyüyor, bfitun gazeteleri kaplıyan koskoca bir kars leke olnvor. Göılerımi peneereye çevirıyonnn. Mavi deniz, sarı günes, >eaıl a*»ç . Ne çare, karasinek, artık koskoca bir karasinek nçnp siyab bır leke gibi butun pencerevl kaplıyor. Ortalığı bir karanlık basıyor. Allahaısmarladık denız, AUahaısıaarladık. gones, AUahaısmarladık guzel ağaeUr . Demokraside ihi f Cahit Tanyol HEM Kırmızı güller ve pembe karanfiller ekrar merbaba dostlarım. Pek, pek çok nzaklardan gelıyornm. Dön3stt olmas dedlkleri bir yoln, tâ ebedi âleme açılan kapıya kadar adım adım, kans kang yuruyüp geçtıkten sonra geri döndüm. Şimdi jenıden renklerı gormenın, kckuları dnymanın, sealeri isitmenin ve kısaeaaı nefe* almanın sevinci içinde sizlere bitap ediyonua: Tekrar merhaba dostlarım! Bundan bir ay evvel bir sabab Zfirich şebrinin Kanton hastanesınde tekerlekli karvolamın içinde, bevaz örtulere sarılmış, yan baygın, büynk ameliyat salonlanndan birıne doğrn göturulurken ne bambaska şeyler dusüniıyordttm. Her günü, ber saati, amansız mucadeleler içinde geçmiş jarım asırhk bir hayatın sona, tam rahat bır nefes alınacalk nıerhalede, bn mu olmalı ıdi? Şimdi ne mânasız, ne gülilnç geliyordu o yanm asırlık kavga bana» O beğusmalar, o ileri atılış ve geri çekilisler, o bağırmalar, biddetler, o kavbedince dnvnlan acüar, kazanınca hisgediien sevinçler.. Ne degersız seylerdi o yapılan mevki, edinilen s«hret Araelijatnanede benı beklıyen cerrab bıçagının altına bunlardan hangisinf gotürüjordnın sanki? Benimle aynı saatlerde başka ameliyat salonlarına sevkedılen öteki hastalar ıçındelü zenginler, yanlanna servetlerının kaç parasını alabılmislerdi . Demek bnnların hepsi valan, hepsı sahte şejlerdı. O halde değer miydi bütön bir Ömrii bunlara harcamak?.. Bıraktıgı dunyamn bir yalan dunya oldnğunu ancak ebedi âleme geçilen kapının eşiğinde anlaması, ınsanın, en buvuk talihsizliği değil mı ıdi? «En buvük talihsizlik Talih sislık Talıh » dıye dıye amelıvat salonnna varmış, büyıık lâmbanın alundaki masaya aktanlmış, derin bır karanlığın içine itılmiştim. AMBAR MEMURU ALINACAKTIR Askerliğini yapmıs en çok kırk yaslannda, mamâl; isletme; ambarlama ı&krınde en az beş sene çalısmıs olması şarttır. Şahsen muracaatlan. Mutlu Akiimulâtor Fabrikası Kartal. wm MemlekeUmızın ^* Yazan: * ^ * * sosyal ve polıtık ha>atını kendı ger çeklerimize gore te mellendırrnek zorundayız Yoksa bu tun çıkış jollannı kendı ellerımız nun temehnde Ortaçağ duşuncesı!e kapatmış oluruz Bu gerçeklen ne zıd bır noktava ı^aret etmiştık Konjonktur Daıresi taıafınd«m son gormemezlıkten geldığırnız ıçın de O da ınsanm venı bır tanımının ya olarak yaymlanan mdekslere gore ğıl mıdır kı bugun ıçımıze bır çık pılma«ı v e şahsı te^ebbuse sahıp ^ son 5 yıl ıçmde toptan fıyat artışı ! maz sokakta olduğumuz korkusu ınsan tıpının ıdealıze edılmesı ıdı. tstanbulda 152 puvandan 236 puvaBu ıdealıze edılen tıpın kendihğın l smmıştır na çıkmıştır. Toptan fıvat ındeksden yenı bır mulkıyet anlayışı geti lerınde 1953 yılı 100 puvan olardk I O halde ılk yapılacak ış oncekabul edılmıştır Bu arada pera den edınılmış bır takım peşın ve receğı tabii ıdı Bu yenı mülkıyekende fıjatlar ıse 300 puvanın u ' parlak hukumlerı bır tarafa bıra tın tammını, Yenıça| ınsanının va karak yalmz gerçeğı aramak yolu sıflarına ve ınanışlarına uygun ozerınde bulunmaktadır. larak ortav a koyan düsünürlerin Ankara geçınme ındekslen ıse, nu tutmami7dır Geçen haftakı \ azımda Batı de »n ba^ta gelenı Ingıhz fılozofu 195T de 153 puvan ıken 1962 de 235 e çıkmıştır Muhtelıf şehırlere aıt ın ı mokrasılennın nasıl \e hangı sos John Locke'tur Sonradan, lıberadekslerın mukavesesınde Turkıve ! >al ve fıkrı şartlar altında me\da lıst burjuva demokrasılerının fıknın en pahalı şehri olarak istanbul na çıktığını belırtmeye çahşmı^tım rî temellerinı kuran Locke ıçın Batı demokrasılerının, so«v dl polı mulkıyet, « eroek » esasına dayanır. behrmıştır tık ve ekonomık temeMerını bıl Kavnağı ınsan emeğıdır Locke'un ' meden onların ortaya atmıç olau mulkıyet ıle emek arasında kur8 trafik kazasında 11 kişi ğu fıkırlerı \ e kurumları kavra mus olduğu bu bağlantı endustri yaralandı mamıza ımkân \oktur Çunku Ba çağının temel kav ramlarından bın Dun şehnraızın muhtelıf semtle tıdan aktarma suretı\le aldığımız olmu~tur Gerek •sosvalı^t cerevanrınde 8 trafik kazası olmuş ve netıkurumların temelınde, b ^de mev lar ve gerekse lıberah&t cerevancede 11 kışı muhtelıf yerlerınden lar ıçın hareket nokta^ı hep bu myaralanmıştır 8 trafik kazasından cut olmıyan bır doku ve orgu varsan emeğıchr Marx da bu noktaen onemlı ıkısı suyle cereyan et sa onlar bıze fav dalı olmaktaD zıdan hareket etrnıştır Onun mulkıyade zararlı olur mıştır : yet hakkmda sovledifı şev de 0 halde Şofor Şukru Tatlısoz ıdaresınde1 Batının sosval polıtık ve fel L o c k ' u n sovledıgmm aynıdır. kı 31181 plâka No. lu taksı, Kadına«ıl felsefesınde Hegel'ın koy Postahanesı onunden geçerken «efı kuruluçunun temellermı bıl Mar\ dıvalektığını tersıne çevırmı? ıse yolun karşı tarafına geçmek ıstı memıze ıhtıvaç vardır 2 Bızım ozel sosval ve polıtık Locke'un bu duşuncesını de baska yen 6 yaşındakı Emel Ogana çaıpatemehnde neler vonden ele almış ve onu endıistnrak kalçasından ağır surette yara kuruluşumuzun lanmasına sebep olmuştur. vardır"" Gerçekçı bır gozle bunu ye uvgulamıştır Yenıçağ bır endustri çağı ıdı. Enöte yandan şofor Alı Rıza Bılgın araştırmıv acak olursak hangı şex ıdaresındekı Sıvas 80123 plakalı oto lı neye ne suretle uygulajacağız? dustrı bırbınyle bağlantısı olan ıkı busun Karakoy Zıraat Bankası o Bu boşlukta kalır. ınsan tıpı ortava çıkarmıştı kı bu nunde frenlerı patlamış ve yolun Batı medenıv etınde Ortaçağ SOÜ tıpler Ortaçağda mevcut değıldl kenarma park etmış bulunan Mıg val japısı ıle v enı çağın sosjal ya Bunlardan bıri ıstıhsal vasıtalarmı ros'a aıt kamyonun arkasına bın pısı ara«ında kesın sınırlar vardır ellennde tutan patron, dığeri isth j dırmıştır Otobuste bulunan yolcu Toplum >api":ı aj rı olduğu gıbı kı sah yapan ışçı ıdı Her ikisı de | lardan Mahbure Karayaka, Nurhan jılık v apısı da avrıdır Bızde ıse endustrinın aynlmaz ıkı unstıru Karaşaka \e Zelıha Doğan muhte gerek so«val ve gerek ferdi hava ıdı. Birinın genel adı servetı ehnlıf yerlerınden \aralanmışlardır tımızda Ortaçağla Yenıçağ arasın de tutan burıuva dığerı emeğıv1 Amerikalı polis müşavir da bovle kesın bır sınır voktur. le geçınen ısçı. Birıcmın kurduğu Her ıkı çağın de^erlen ıçıçe, yan politik renm eenel halk ovuna \e t gidiyor ' 1956 yılmdanben memleketımız. yana vaşıvor Kışılığımızın teme iradesine davanan demokrasi, dığede Emnıyet Genel Muaurluğu Mu lınde ıkı ıınan vamalı bohça ha ıınm ıstedığı î'e insan emegine daGenel şavırhğı gorevınde bulunan Det stnde bırbuını rahatsız etmeden vanan bir demakrasi ıdı vavıyor Yenıçağ'a venı bır ınsan halk iradesine davanan demokrası roıt e&kı Emnıyet Muduru îrlanda , asıllı Charles O'Brıen bu sabah tıpı ortava çıkmıştır Bu tıpın çı anlavısı sayesınde krallıklar yıkıl kışında teknıeın grlı$me<:ı ve sa dı Boylece Ortacağın temel mul! memleketımızden ayrılacaktır I Turk pohsımn teknık ınkışafı navıe uv gulanma«ı buvuk bır rol kivetini ellerinde tutmak vuzunden, hakimıyete 6e sahip olan kral I Kin çalışmalardd bulunan O Bnen, oviamıstır Ortacağın mulkıvet }apısı ı v n iann verine, cenn pazarlara, zen»Afrıkada Lıberya devletınm Polıs 1 ıdı. Mulkıetin e«asını toprsk teş gın ksynaklara ıhtiyacı olan bır Kuşavırlığıne tâyın olunmuştur. Batı Almanya ve İngiltere kıl edıvordu n^lu ; t<;!4m Ortaca burjuva demokrasısi doğdu. 1789 Şında ı<:e rm1kıve* n tr.ramivle Fran<ıı thtı'âlinde bovle bir depamuklu bez istiyor ayrı bır manzarası vardı. Bctı or mokrasının temellen atıldı. Batı Almanja \e îngılız fırma taçağında toprak mulk vetı çevreEndüstnnin mevdana çıkard'Sı ları, Tıcaret Oda^ına muracaat e >=ınde toplanan bır asıller sınıfı bu IŞIM sınıfı bu hâkimıvete i^tirak derek, memleketımızden yenıden lunmaktachr Doğu l^lâm medpnı edemedi. O, bır nevı Ortaçağ toppamuklu bez satın aımak arzusunyetınde ı«e uretımie rfjili mul rak kolesı ha'me geldı. da olduklarını bıHırmışlerdır. kun sahıbı Allah'tır Mutevellısı Yenıçağ aydınlan gorduler ki «a Bıldınldıfıne gore, y.l başından devlettır Bu vuzden Batıda Fede dece mulkıyet el degiçtırraıs; buben lngütere ve Batı Almanyava 920,234 hra değerınde bez ıhraç e ral sıstem kurulmu? ve fakat Do vuk sanayı, j enı tıp bır kolehk ya • dılmıştır. Vıne bu sure ıçınde Tu ğu îslam medenıyetmde kurulama ratmıştır. Burjuva demokrasilerının ideall nusa da 516 241 lıra değerınde pa mıstır. Yenıçağla beraber ana temel olan hurrivet ve halk ıradesi domuk ıplığı satılmiftır. 1 öte yandan Tıcaret Odasına, dış yapı olan mulknet ver değlştıri nup dolaçıp bır sınıfın elıne dü :pıyasalardan gelen ıs teklıflen a yor. Kralların, derebevlenn top mus. efendı kole munasebetı bır rasında bUhaasa Afnkada yenı ku rak mulkıyetı yerıne endustri sa oaçka kadroda tekraj ortaya çıkrulan devletlerın bır kısmı, tekstıl hıplerınm mulkıvetı geçıyor Bas miştır. B&ftV Jarşı çagfrf bir kısım tnamulleri ıle çeşitli gıyım eşyası ka bir deyımle, servet kaynağının aydınlan elkıden Stralîâra karsı yo almak ıstedıklerını bıldırmışlerdır tarzı değışiyor. Servet, riraî istih neltılen reakıiyonlan bu sefer s«r öte yandan ttalyan ıpek ve koza sal alanından endustri ıstihsal ala veti ve iktıdan elinde tutan kapıta ıthalâtçılannın Bursa Bolgesınden nına ıntıkal edıyor. Fakat her ıkı lıstlere yoneltmışler, «mulkivet» ın mubayaada bulunacaklan bıldırıl sınde de temel yapıl mulkiyettır hırsızlık olduğunu ılerı surmuşler•ahip ve afies«si mektedır. Hararetını muhafaza eDemek kı. duşunce ve metod ba dır Mademkı deviet servetı elinde den ve 700 kuruşa kadar yukselen kımından, gerek Hırıstiyan Orta tutanların devletıdır. O halde o da ECZAC1 ıpek kozası pıyasasımn, ttalyanla çağı ve gerekse îslam Ortaçağı, bt yıkılması gerekli bir Vurumdur derın mubayaası sırasında daha da zı muşterek noktalara sahıp olma mişlerdir Fourier, Proudhon gıbı artacagı ve bu suretle memlekete ı m ı rağmen, mulkıyet ve onun ne anarşıst sosv alıstlerde servete ve ın buyuk dovız kazandıracağı sanıltıcesi sosyal \apı bakımından bir devlete karşı alabıldığıne bır kın maktadır mhunı tthaf olunaMk Ozere Tefatataı & ci aeaeJ \e husumet gorulur. Proudhon'un bmnden tamamıvle ayrıdır. İnfilâkta 2 işçi bayıldı devrlyesİM teaadOf eden 22. «. 962 Cuma gOnO (Bagfin) Geçen yazımızda bur]uva batı « Sefaletın Felsefesı » adlı kıtabı, öncekı gun saat 17 sıralarında demokrasılerınden bahsederken bu devrı ıçınde buvuk vankılar bırak öğle namazmı müteakip FaUta Caıaii Şerifiıuto Hacı H. Arnavutkoy Yalıboyu CaddesındeHasan Akknç, H. Zeld Alhn, H. Kâni Karaca. H. kı Pala Dınçere aıt «Dınçer Lâbo ibrahtm ÇmakkaleH, H. Fevzi Mısır. H. Aziz Bahriyeb, ratuvarı» nın kurutma fırını, elekH. Kemal Erdağ ve Faöhli Karde^ierin istirakiyle trık kontağı yuzunden ınfılak etmış tır. Infılâk netıcesınde lâboratuokotulacak Mevlidl Şerüe. anu eden akrste, varın camlan kırılmış ve ısçıler«Uftt v« 4İB kardeçlerünizİB tcçrifleri riea «laııur. den Necatı Akın ıle Suphıye Palancı korkudan bayılmıştır Dıger , ,. * , AÎLB8İ ışçüer de dışarıva kaçmışlar \e METODUYLA sız de kendı kendınıze bır muddet ışlerının başına donmek ıstememışlerdır. Korkudan bayılan ısçiler NışanFaal 3867/7779 tası İşçi Sıgortalan Hastanesıne kaldırümış \e olayla ılgılı kovuşDıllerınden bırını en mukemmei bır şekılde oğrenırken turma açilmıştır MEVLİDİ ŞERİF LÂBORATUVARI İte* PÜRO TÜVALET SABUNU vo FAY FABRİKALARI mıs ve fakat derdt devayı mulkıyetsız hayall bır dünya cennetinde aramaktan oteye geçememıştir. MarVa gelınce o, ınsan emeğtnden hareket ederek sermave bırıkmesının neden mevdana geldığı fıkrı uzennde durmus ve endustri mn dokusu ıçınde ınsan emeğının nasıl patronun kasasına ıntıkal ettiğmi matematik olçulerle ısbata çahşmıştır ; boylece servetın kaynağının ısçi suuflannın ıstısman ol duğu netıcesıce varmıştır Mademkı mulkıyetin kaynağı emektır. ma demkı sıva^i hakımıvet mulkiye f e sahıp olanların elinde bulunmaktadır, o halde siyasi otonteyı ışçı sınıfı tayın edecektır. Bunun dı$ında kalanlar gayn meşru sınıflardır Tasfıvelerı gerekır. Bu da ancak ışçı sınıfına dayanan bır demokrası ıle olur. Servetın kaynağı olan butun istıhsal vpsıtalan devlete ıntkal etmehdır. Ve devlet emeğe ıştırak »den»ern devletı olmalıdır Burjuva demokrasılerının tam zıd kutbanda b'Jİut.«n bu gorus ^ıvasî otontî/i •aym eden kuvv etın ancak ısçı olacağı esasına da anır. Seçmek ve seçılmek hakkı emeğe i;tırak pd»nlere verılmıştır. Bu demokrası ınsanlann otuıdu ğu v erlere, evlere gore değıl mes lek ve ıs alanlarına gore ayarlanmı^tır Bugunku Batı demokrasıleri Marx'çıhgın haklı soruslerıni, dev let kapıtalırmme »ıtneılen f'emok ratık doku ıçınde lalletmıve uğıaşmaktadırlar. Ve banda da oldukça başarı sağlamısUrdır. Goruluyor kı. bu demokrasılerde. siyasl partı anlavışı artık umu mi ırade gibi bulanık bır kavrama bağlanmaktan çıkmıj, sosyal sınıflann bır menfaat uzlaşması halıne gelmıştır. Patron vc işçi munasebetı arasında bır kuvvet dengesı kurmak ve hergun bıraz daha gerilemek suretiyle tutunmaya çalıs mak, bu demokrasılerın temel çabalarından bın olmuştur. Bıze gelınce, once de ışaret ettığım gıbı, sahsi teşebbuse davanan bir endustri kurulaımmMir. O hal de siyasl partilere me<ruluk sağlayan ıki unsur da « patronproleterya > bızım toplumumuzda, Batı dunyasında olduğu çpkılde mevrut değıldır. öyle ıse, sıya<â partıler mesruluklannı nerei*n almaktadır tar? Bızde onemli o!an, patron ve isçi çatısması de|il, fakır zengın husumetıdır. Fakır zengın husumetı, patron ısçı çaııçf>asından mahiyet itibariyle cok farkhdır. öyleyse once fakır kımrhr; zcngın kımdır. Bırısı nıçın fakır clmus, dığerı nıcm zenguılır. Servetın f kaynağı hangı temeUere daıanıyor' t«te bunu çozuTiieiıes gerek: v demokrası kimlerin vararına ol rtfaktadır? Siyasi oartıler nîçjp \ e ne gaye ıle kumlma'ı*ad'rt Bunlar bilinmeden. ne ^istem, ne de re jım meselesı çozuml"nır î T Tırmi dort saat sonra suurln olarak ilk defa gdzlerimi açtığım zamarı odamda idım. Karşımdaki duvarı kaplıyan rafın ustunde uç çıçek duruyordu. Evvelâ onları Rördüm. Taa tstanbnl' dan verılen emırle getirilmis renk renk volyalar, Munich'ten yolUnrru» kırmızı guller ve Bern'in gonderdıği pembe karaofiHer .. Rafın altındaki masanın üstünde bir deste telgraf dnruyordu. Ve o sırada vanımda konuşanlar, son 34 saatte pek az hastanuı telefonla memleketinden \e Avmpanın di|er sebirlerinden benim kadar arandıjını, sovluyorlardı. Bn çiçekler, bu telgraflar, bu telefonlar, benım dost'arımın meraklan, heyecanlan, yalvarısları, seslenıslerı ıdı. Bunlar benım dostlarımdı. öteki hakiki ve ebedi âlemın kapısında benı çınlçıplak soyan haatalıgıra, elimden her sevımi hattâ du^manlanmı bile almıs, yalnız dostlnklanma doknnamamıstı. Hattâ onlar beni eskisinden daha knvvetle sormuşlar ve öttyt bırakmamak içın kollarıma daba kuvvetle asılmıslardı. tşte gene yaaıvordnm ben. eene yasıyordum; efinkü benim, bunu istıvcn dostlarım vardı. Çunkü hakiki olan, değerlı olan yalnız dostluklardır; ınsan, dostluklan kadar insandı, dostluklan kadar yasardi. Onlardan geriii bo», tamamen hiç'ten ibarettUer.. Şimdi birbuçnk aylık bir avnlıktan sonra tekrar memlekete dondfağıun bn gunlerde kaiamda hep aynı dflattaee : Toplumca birbıri ardıura geçırdıfimiz buhranlaruı bas sebebi acaba birbirimıze dost olmavısımız, birbirimızi sevnıeyisuniz değil midır?.. Tekrar merbaba dostlarım . Cevat Fehml BAŞKUT PERSONEL MEMURU Alınacaktır Askerliğuu yapımç ve bu ışlevde beş yıl çalışrnış, I§çı Sıgortalan bordroları ve mevnıları ıdari ışlerde tecjrubeh ve azamî kırk yaşlarında olması şarttır. Şahsen muracaat: Mutlu Akumulâtor Fabrikası Kartal ilâncılık: 4832 7799 BODRUM 3 Temmuz, 1962 IS Tenımuz, 1962 Tanhlerı arasında ROTTERDAM, BREMEN, HAMBURG, ANVERS, LONDRA lımanlarından Turkiye ıçın tıcarî e§ja > ukleyecektır * J J A KOÇTUĞ DENİZCİLİK İŞLETMESİ Galata, Bankalar caddesl Boziurt General Han kat 5 Telefon 44 26 63 49 56 70 Telgraf KOÇTUĞ ISTANBUL ReklâmcıUs 2730/7^4 * J A Necîp Akar CUNHUEİYET Nüshası 25 Kurut Turkiy» H»rlel Lıra Kr. Ura Kr Senelik 6 aylık 1 ayhk «00 4 0 0 0 Konya Askeri Saünalma Komisyontı Muteahhıt namı hesabına açık eksiltme ıle alınacak 475 ton meje odununa ısteklı çıkmadığından ihale on gun uzatılnuştır. Tahmın bedeU 66500 lira geçıcı temınatı 4575 lıradır. Ihalesı 28 haziran 1962 persembe fünu saat 11 de Komısyonda yapılacaktır. Şartnameler komısyonda gorülebılir. 12 00 Btıın »« Yayan Cumhurlyet Uatbaacılık v« Gareteciiık TOrk Anonlm Sirkeö Cagaloglo Halkevt SıV^k No 3941 Sahibi Taa 150 00 tooa 44.00 (uursponitenrr 3nstuutr NAZtME NADİ MMOI Müdüı KARABIK rirkiye Demir ve Çeltk İşletmeleri Benel Müdürlügünden: 1000015000 (ONBİNONBEŞBİN) Ton ÇELÎK KÜTÜK ithalile ilgıli ilânımızda akı*dılen son teklıf verme müddeti İle Şartnamemızdekı teslım tarihlerinin gorülen lüzuma bınaen BEŞER GUN uzatıldığı ılân olunur. (Basın 9906/7818) Ui«rtnl fıllen ldıra adca İNGİLİZCE FR ANSIZCA ALM ANC A Haziran 22 Muharrem 19 •c 13 «1 c £ K A) *• n c MAARİF VEKÂLETİNCE OKULLARATAVSİYE EDİLEN Lısan,kıtaplarımızı da ucretsız olarak almış oiursunuz. 'Izahlı B r o ş u r ü m u / O ısteyınlz F O N O Istiklli C d 2 3 Beyoğlu iıtanbul a. 1 Rekiâmcüık 2707/7806 O Gasctonize finoertlen yaniaı konuUun. konulmMJn tade «da«n««tlaniardu mesuHyt kabul olunma» * Abona va tlto t»l«« için, t«rfın ttstüne tAbono rrj» «Öân SenrUl» Itaydınıo kraunan lazunoır. • .BO GAZETB BASIN AH1AK TA8A \ S1NA UYMAY1 TAAHHtT ETMÎSTlB \ KAYHAN SAĞLAMEB * İlâncılık: 4832/7798 V E ! 4 27 12 15 1 6 16)19 ] 8 43[ 432| 8.32 12 44 21 48 00 2 041 2 04 6 20 = »CUMHUKİYET» in Edebî Tefrikası: 20 Yazan: PERIDE CELAL E E Ş E = E E f E = = E E E E = E E E = E E = E E = 3 E S E E Ş E E E S Zıibe.vde hanımefendi Ahmet gibi sanşındı. Yalnız vıllar sansınhgmı söndürmüş olnsalıydı. Teninde, saçlarında knl yemis bir renksizhk vardı. Dimdik, ıncejdi. Alnı, goz kenarları kınş kınstı. Yörürken nzun topnk ları tuerinde ineecik baeaklarının kırıUcak gibi titrediğini gor dum. Bovası, gıvınisi beni sa»ırttı. Onda her sey, görgülü zenginlerde olduğu gibi gisterıssıı bir nvgunlak içındevdı. Elbisesı, pabaen, mncevheri, her fcevı en ijı, en güzelindendı. Gosteri^sızlikleri çeşitlerinın seçkinliğınden baska bir sey değildj. ijimdı düsilnürken Zubeyde hanunefendiyi, Serrayı, hattâ o zavallı Nermin hanınıı, gizlıden yediğı sekeri kardesine gistermemek için taz veren, gene de bır acundan avncunn aÇiP öbürtnftn istahlı bakıslanna kfteâk bir pırıltı »ksettirmekttn kendıni alamıvan göninöste nslu akılh, aslında içindeo paıarlıklı sımank (oeaklara benzetivorum. Gülaşünhn valan oldnğnna yaklasınca anladım. Kaşlannı hafif kaldırnus, gözleri roerak1* açık. dudakları sırıtıressına gergın azenme sertçe yürüdu. < Hss grldinls yavmm'.» dedi. ınce bnrusuk boynınu nzatarak. keskin bır lavanta kakusu içinde yanagımdan Spuverdi. « Otnrmn riea ederim, otaran!> Tekrar o bflynk ipek yüzlu kanapenın neuna, eski yerime Oturttular benı. «OtnHtalar» diy«nun. Çunkü Isık ailesine tirdikten sanra bır ç»k seyleri snlarut isteklerine gore makine gibi vaptıÇımı sanıyornm. En bSvfik defismem ise asıl onu, Kâzım Isıgı tanıdık tan sonra baalamıstır. Ankaradan Çiftebavnılara, yaz tatilini geçırmeye gelen Handanın, karşılasır karşılaşmaz havretle kollanmdan tntnp benı kendisinden nzaklaştırarak yüzfime bakışını ve şöyle dediçini hatırlıyanun : « Ne kadar degişmissın, ne kadar baska bir Macide olmuşsnn! Bakısların, gnlnsün bile!» Bütfin sahteliklerırain farkına vardıfi için mi ssylemisti bnnu bilmiyornm. Evet bir baskasıvdım o samanlar. Gülüşiıaa Cıbangirin, yöröyüsüm herranın, sesım, gözlerim, soılerım Kâ^ım Isıgındı. En çok ona benzivurdnm herhalde. Onnn gibi bencil, onnn gibi sevişmeye dfişkün düm. Kendim için yasıyordnm artık vt bagları koparmıstım çoktan. Rendimi onun kadar kuvvetH sanıyerdam üstelik. Tattığını yerde yavaştan yumvnrroav» baslıyenıın karyalaıun kenanna. öfke kabanyer içimde. Ondan ayrılmalıyım. ayrılacağım! «Ergeç olacak bu, Ne kadar çabalasa, duruşmayı bir yıldaa fazla aıatamaz» dıyer, Hüsnö bey. Bir ganp bakıyor gozlerime, Sen kendini dıişün, sen anutabilecck misin? Onn sevmekten vazgeçebilecek misin?» diye, soruvor gızliden gözleri. Dislenmı sıkarak mırıldanıyaroa yavaştan: Onu sevdıra, •nn ç«k sevdim, hilâ da seviyo«Ahmednı ahı çıkıjor galıba» demiştı, Serra. «Ona yapttgın da yapılmazdı ya!» Sivah güzel gözlerınde acıma, bıraz da alay vardı. Husnu bey de bnna benzer sozler sovlemışti: «Ahmede bu kotd oyunu ov namamalıvdvnız, onu varı volda bırakmamalıyduuz Macıde banım kızım. Kaderinizdı o sızin. Avafınızla teptıniz. Kendınızi savunacak, oburunden kaçacak kadar aklınız vardı sızın. Tuzağa düşecek yaşta değıldınız.^ Açık sozlüdur Hüsnu beyim benım. \nnfm gibi, Handan gibi gızliden çekistırıp, arkamdan sSylenmıyor hiç olmazsa.. Zubeyde hanımetendı, ınce bır dizi uıcuıın dolandığı kuru burusuk bovnu, renkli bır ku snn başını hatırlataıı Uıhar R O runüsfi ile gözümun onune gelıyor. Guzel büyfik saionlarında, poker masaaının önunde kendısı gibi kıbar, seçkin hanımefendilere dogru basuıı nezaketle uzatarak sâyle dedığıni duvar gıbıjıra onnn: «Bebek değildi değıl mı efendim? Otuznnu geçkin bir kadın! Birinin ötekınden daba zengin, daba parlak oldnğnna görünce karısı \ar, yası var, nisanlımın kardesi falan filin demevıp bemen merdtven vapıverdi benim a aptal •ğlumn, birinden öbürüne sıçradı kurnazca..» Serra olsun, N'adıa olsun, hattâ Handan, annem bepsı, Zubeyde banımın orad» bnrada savsrduğu kufnrlenn, kotülemelerin serpintilerini nzun ıamau taşıyıp durdular bana. tstanbnlun kaymak takımında yoksnl, gozü ynkarlarda bır kızdan, sinsi bir bozguncudan, Esvapçıbasının torunu oldoğunu savunan sovsuz bir besleme artığından çak s«z edildı. Zavallı annem! Ona kadar bulastı katulukler. Es\apçıbasının kızı değil, pıci olduğunu sövledı bir gün, Zubeyde hanımefendi bilgiç bilgıç bır salonda. Bır başka gun, E*\apçıbasının hırsıalıklarını, Abdulhamıdin karsısında kendini affettırmek ıcın köpekler gibi nasıl jerlertle sünınüp açladığını anlattı. Dusmanım oldu bır zaman sonra Zubej de hanımeftndi benım: Halbukı ne guzel oturuvorduk orada karşılıkh: Benım çekınerek ıliştiğim kanapeden kalkıp, yanındakı buvük berjere geçmcm, rahat etmem için nasıl direnıyvrdu! Onu bır gun dusmatı edineccîim o karsılasmanın ılk ve son olacağı aklımdan mıvdı? Zubeyde hanımefendi inceltip tathlastırdığı bir tesle, E « Şöyle, yakına gelseniz yav = rnm!» diyar, nazik nazik. ZZ Yer değistirip yanındaki kol E tuğa geçıyorum. Kırmızı bon 3 cuklarımaan, kırlenmeğe baaU = yan bevaz eldivenlerımrfen, piE ke elbisemden ntançlıyım biraz. E Ahmet kar&ımızda. Sarı yaldızE lı, kocaman karınlı, çırkin, gös E terisli eskı bır babnya dayan= mış bizi seyrediyor. E Zubeyde Hanımefendi, konus= ması gerektiği için konastnğn E nu açıklıyan, naaik, seğnk bir E eda ile anlatıvor: Toz toprak= tan, şehrin bakunsızlığından sızlanıyor, pencereleri açama = dığını söylüyor, Çiftehavnılar = dan gelini Nermin Hanımdan = kotıuşuyor. Kâzım Isık adı sık = sık giriyar k»nus«na. Büyük oğ = lunn anarken saygı var sesin de. Kuçuk oğln Cihançir'in adı = geçer geçmez, soluk mavi gozE lerinde bir ısık parlıvor. Ana= sına dnsknn, yaşamaya, insanla= ra dflşkün eğlenceli bir adam E bn Cibangir. Zubeyde HanımeE fendi için pek tatlı, kocaman ~t bir çocuk. Ahmet gibi başını aE lıp uzaklara giderek avda yılE da bir kart gönderip hatırını so E ran v efasızlardan değıl, Kâzım E lşık? O baska. tsi başından aş E kın bır adam. tnce ince çülü E vor Zuberde Hanımefendi: «O ^ benım değıl, kımsenın malı dezı ğıl; mılletin malı olmus bir ke E re.> Malıye Bakanıtıın nasıl tâ E Ankaralardan, telefonlarla ara £j yıp oğluna akıl danıstığını anE latıvor kurumlu Uurumlu. AmeE rıkalılann vardımının bile biraz ~ Kâzım Işığın sayesınde «ağ E ( \rka«ı tar) BATI AKDENİZ BÖLGESİ ARÇELÎK servis îsfasyonu HIZMETE AÇILOI Antalya. Burdur ve îsparta lllermdeki Arçeltk Buzdolabı, Arç«lık Çamaşır Makinası, Arçeiik Gaz Sobası, Arçelik Termosifonu sahiplerinın her türlti bakım ve servis ıhtiyaçları için IuHen doğrudan do^ruya a^ağıda «dresi yazılt Batı Akdeniz Bölfl«si Servis Isfasyonumuza bajvurmalan rîca olunur. ARÇELfK SERVİS İSTASYONU (Y«ni Frigomokanik Soğutma Havalandırma Tamir ve Montaj Atelyesi) Tunca Çar^ısı 129, Telg.: FRlGOMEKANİK, Tel.: 1054 ANTALYA MOT: a ) "Garanti d ı j ı " servidar içın, Fabrikaca lasdikli ucrat Urtfasl Servis istasyonumuzda tetkıkınıze hazır lufulmaMadır. b) Bu bölgede bakım vc servıs uıerını baska herhangt bır lırma i l * anlajaıamız yoktur. ARÇELÎK A. Ş faal 38tW 7.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear