24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHUBt ııı3ıııııııımııııııııııııımıııııııııııııııııııııııııııııııııııımifiııımıııııııııııııi!iınııııııııııııııınıııı|ıııı lNbanl963 | GÜNÜN ii KONULARI | 1 1 «Kuzeydoğu Brezılya'da bir çıft] Subay bıraz duraladıktan »onra lık ağasına haber verdıler: «Senm sondurduğu sıgarayı tekrar ağzıuv „., „ ıjçılerden bm tarladan bır şey ça na goturup yakarken: dı.» Aga, hemen ışçıyı yakalatr «Maalesef» dedı «hepsı doSanadan doğma soydurdu ve vucu ru!» duna bal sıvattıktan sonra koca *** ınan bır karınca yuvasmm onunSozleriyle halkı boyle dalga daldeki ağaca bağlattı. Karıncaların ga heyecana getıren ufak tefek adamcağuın vucuduna hücum ediı zayıf adam FRANCISCO JULIlerı korkunçtu. AO'ydu, Brezilya koylulerinın liBaşka bır buyuk toprak sahıb deri Juliao. Jestlen modern bir Japonyanin Yokohama şehnnise gunun bırınde kendısını kızdı t»ıstığınkmi andırıyordu. Onun den gelen bıj heyet şehrimizde ran bır ışçısını tırmanamıyacağ: hakkında duyduğum şeylere rag bır dolma kalem ve kırtasıye lekadar yuksek bir fıçının içıne ipl men karşımdakı bu ınce yapıh a vazımı fabrikası açmak uzere teındırterek, bu fıçıya onun boğazı sık yuzlu avukatın Güney Am. şebbüslere geçmiştır. nın sevıyesıne kadar su doldurttu rikanın en kızgın, şiddetli ihtilâlHeyet, dun Tıcaret Odası erkaAdamcağız heı gun kendisine yu cisi olduğuna bir turlu ınanamınıyle gorüşmüştür. kardan sallandmlan kuru ekme yordum. Daha Brezılya'ya gıtmeğı yıyor susayınca da pıslettığı su. den onun hakkında çok şey yun ıçıne kafasını daldırıp ıçıyor muş ve ısitmıştım. Ona BrezilvaKuyuya düşen çocuk du. Üç gun surdu bu boyle. So nın Fldel Castro'su denıyordu, kurtanldı nunda gucunu yıtırdı bıçare ve fı Lâtin Amreikanın Mao Tsetung'u Oskudar'da Gumuşarayıcı »okaçının dıbıne yığıhp boğuluverdı. denıyordu. Sekiz federe Brezilya ğında oturan Ahmet Aydın'ın üç Üçuncu olayın kahramanı gene eyaletıni kapsayan kuzey doğu »ynı mıntakada gayet buyuk top Brezilya'da koylunün peygamberi yaşındaki oğlu. evletınin karşısm daki arsada bulunan ve ağzı açık rağa gahıp olan bır derebeyı. Tar gibiydi o. olan kuyuva duşmuşse de cıvarlasından bır şeker kamışı çalındr Juliao hakkında yazan çizenle|ını oğrenen bu derebeyı, uzun a' rın çoğu onu şahsan gormemişler dan yetışenler tarafından boğulramalardan sonra faılı ele geçınn dir. Pek az kımse onunla bır ro maktan kurtarılmıştır Üç yaşınsa ce onu parçalattırıp kopeklerıne portaj yapabılmek mutluluğuna daki Erol Aydın. Haydarpa Nuyedırdi. Bütun suçu, açlığa daya ermışti. Amerıka Bırleşik Devlet mune Hastahanesinde tedavi altınamayıp çalıştığı tarladan bir 5 leri Başkanı Kennedy de bir za na alınmıştır ker kamifi çalarak emraekten iba manlar, Adlıye Vekili olan karde Hurda demir calan üç korsan rtt olan bu zavallı koylunün fe şıni Juliao ile gorüşmek üzere Bre yakalandı ci öluoıüne ise butun koy halkı zilya'ya gonderdi amma o gunlerDun snbaha karsı Galata kop «ahit olmustu. öyle jstemişti dere de Julıao'yu bulmak mumkun debeyi. Istemişti ki h»lk bunu gor ğildi. Juliao, parlâmentosunda u rÜEu ağzında pusuya yatan 5 inci »ubev^ mensup denız polısı şup. w»n re ibret alsın. ye bulunduğu Pernanbuco eyaleti helendıkleri bır motoru çevırerek Bngizisyon ıskencelerinl andıran nin baçşehri Recife'te oturmakla uç tanınmıs korsanı yakalamışlar. bu korkunç hareketler, buyükba beraber, orada jek az bulunur. dır kafannmın devrinde dağbafinda Daıma gezidedir. Memleketıni bir 700 kılo hurda demirle Halıç'e dİJil, gunumuzde Brezilyanın go uçtan obur uca dolasır durur. geçmek ıstıyen Cemal Keleş, Rebağiade yer alan koylerde cereyan Ihtilâl Liderinin itinde cep Armağan v» Ahmet Gezer •dıyor. Buna benzer yuzlercesıni Ben de Julıao'yu, bu kızgın köy adlanndakı korsanlar verdıkleri »Bİatabilirım gizlere. Hem de bu lu lıdenni bulmak, onunla gorus ıfadede tfemirlerı Fındıklı onle. olaylann kahramanları hakkında mek içın Brezılya'ya gitmiştım. rınde demirli bulunan «Guzel» Bt»ıılya Adliyesınce herhangi bır Kararlıydım. Onu bulacaktım. Rio motorundan aldıklannı soylemışkofusturma yapılmıı değil. Neden de Janeiro'ya ayak bastığım za lerdir. »ı? Gayet basitl Bu ağalardan man onu aramağa başladım. Bir Olayla ileıli tahkıkıta devam ikjfi Fenanba«o eyalet meclisin sinir buhranı geçırerek kliniğe kal oluimaktadır. d« mebus, üçüncüsü ise koskoca dırılmıs olduğunu bildirdiler. BaSamet Kuşçunun dâvası m»n bir koyu topraklan ile içine na bunu soyleyen Brezılyalı gaze9 subay olayındaki ıhbar sebebi alabılectk büyüklükte araziye sa tecıye dedım ki: ile ilgıli olarak General Guvenltfp de ondan!.. Bu memlekette «Bır Cadillac bir dılenciye türk tarafmdan Samet Kuççu aley İMnun, kaatıllerin, serirlerin emrıaı âmade. Derebeyinin kuvveti ne kadar uyarsa sınır hastahğı hine açılmış bulunan tazminat dâ Tar, derebeyinin sık otomobillen da bır kdylu liderine o derece ya vası dutruşmasına dun, 18 Asliye var, derebeyi Haıreti Isa'dan dem kışıyor.» Adam guldu. Sonra ilâ Hukuk Mahkemesınde devam edıl *urup Fidel Castro'ya kin besli ve ettkn: miştir. cKöylüler liderlerınin ne kayor. îste beni cKoy birlikleri» kurDuruşmada hazır bulunan Kuşdar zayıf sinirlere bağlanmı; olnağa vt Brezilya koylüsunü koçu, evvelki celselerde olduğu gı duğunu bilselerdi, şımdiye kadar Itlikten kurtarmak yolunda mücabi suçsuzluğunu tddıa ettıkten deleye lorlıyan, bu ve buna ben çoktan başka bir lıder seçerlerdi sonra, Güventurk tarafından iley herhalde!..» *er gayri ınsanl, zalımce, barbarhinde açılmış bulunan 22 bin lira Burada gazeteci itiraz etti: ea hareketlerdır...» lık mânevı ve maddi tazmınata «Tam aksine. Bizira kbylulerin temasla: Hatip bir an sustu. Ben de he« Durumum çok bozuktur. Taz yacanla nefesimi tuttum. «Şimdı mistık yapıları yanında Iiderleri ortalık karısacak» dıye dusünu yeteri derecede hassas da değil. mınatı vefremiyeceğım!» demiştir. sıyasl hayalleri Duruşma, karar verilmek üzere yerdum. Hatıbin naklettiği olay Bu köylulerın lar herhalde gerçekten cereyan et Mukaddes Kitaptaki «Vaadedilmi? ba«ka gune bırakılmıştır. miıti. Aksi halde onların bu kadar ülke»ye (Arzı mev'ut) bağlanıyor. Bir esrarkes mahkum oldu kalabalık önunde boyle açıkça an O ülke ki, yolunu Peygamber gösEsra¥ satmaktan sanık olarak latılmasına ımkân yoktu. Acaba po terir, orada daima iyi insanlar yali» harekete geçecek miydi? Her sar, toprak herkese aıttir ve sa dun, Üçuncu Ağır Ceza Mahkeme kes susuyordu. Yanımda duran bir dece Tanrının hakkaniyetli kanun sınde yargılanan Mehmet Akbaş tubay, sigar»sını parmaklan ara larına uyulur. Hıç bir kuvvet gam adlı bir şahıs, yaoılan duruşması sında ezerek sondjirdü. Birdenbi piyonu, hıç bir general veya bır sonunda 10 yıl ağır hapse mahre bir haykınş koca salonu dol politikacı Brezilya koylusunun bu kum edılmıştır Mahkeme ayrıca sanığa, 16 bin durdu: cREFORMA AGRARIA sivasl hayaline hitap edemez. FiToprak reformu, toprak reformu, del Castro bıle onlar içın biraz 200 lıra ağır pafa cezası ıle, 3 yıl toprak reformu istiyoruz Juli fazla irı, kabasaba bır lider olur Çesme ilçesıne surgun cezası da varnnştır. du.» ao, Juliao, yasasın Juliao...» «Ama radıkal olmak bakımınBu gurultunun arasında yan;mSebepsîz yere yaralama dan değil herhalde » daki subaya donerek sordum: Mercan'daki Maliye Şubesi o «Bana gezetecılik taslamayın. nunde evvelki gece geç saatlerde «Bu adamın soyledikleri doğBen de gazeteciyim. Burada bahse cefeyan eden bır yaralama olayırtt muydu?> konu olan, politika değil. Köylu nın faili polıs ekipleri tarafından erimiz politıkadan nasiplerinı ye ânında yakalanmıştır. eri kadar aldılar. Seçimlerden biAkbank Genel Kurul Gece geç saatlerde içkılı olarak raz once şehirlerden gelip halka toplantısı yapıldı bırer çift pabuç veya bırer şişe ıç Mercan Maliye Şubesi onunde Mev Adana 31, (Hususı) Akbank'ın ki hedıye eden keyıflı rey avcıla lıd Bodruk ve Vedat Berberci 1 vülık ottaklar Genel Kurul top1 artık Brezılya koylusune ya sımlı ıki şahıs karşılaşmış ve selantısı ıle statu tâdüi için dâvet bancı değil. Koylunün onlar hak bepsız yeke bırbırlenyle kavga et edılen fevkalâde Genel Kurul top kında verılmiş hukmü var. Juliao mışlerdır. Bu arada Mevlıd, oralantısı, bugun Adana'da Banka bunun tam zıddı. tçki içmez, siga da bulunan bır bakkal dukkânına îdare Merkezi salonunda yapılmış rayı, puroyu ağzına koymaz. Hat gırerek helvacı bıçağını kapıp Vetır. halkla temasta olduğunda ba datı karnından ağır surette yafraStatu tâdıli ile Îdare Heyeti âza zan yemeyi bile unutur. Seçımler lıyarak kaçmıştır Olaydan haber mi uye adedınin 9 a çıkanlması bahis konusu olmadığı zamanlar dar edılen polıs ekiplerı, sanığın kararlaştmlraış; 1961 yılı içınde da da o halk arasındadır. Butün kaçtığı istikamete yayılmış ve mevduatm 224 milyona yukseldi meraleketi dolaşır, koylulerin Mevhd'i, ehndeki helvacı bıçağı fcini ve Bankanın 5 mılyonu aşan dertlerini dinler. Burada şimdiye ıle birlikte yakalamıştır bır kât: sağladığım gosteren yıllık dek bdylesi görülmemişti. Halkın NIİ3AN 1 ŞEVVAL 25 îaahyet raporu ve bılânço kabul karşısında o, bir şair gibi konuşur, olunarak Îdare Heyeti ıbra edıl Azizlerin diınyevî hayatından bah v> e tâ U •c mıştir. seder.» B c a v> a Hâlen 60 şube ile çalışan AkS >• O «Çok usta bir demagog su | < bank'ın faaliyetinde gorulen bu a başarı tasviple karşılana<rak teklıf halde!» V. | 5 4SIİ2 18)15 52 18 33,20 071 3 5a «Asla!» gereğınce ortaklara yuzde on ni§ «öyleyse bir nevi gandhi'» E |11 10, 5 45 9 20 12 00 1 33 9 26 petınde temettu tevzu kararlaştı(Arkası var) nlmıştır. tmsak flğaların zulmfi Sı« Bod Zr'den çeviren: A A, HEM Eski ile yeni ençler bilse, ihtiyarlar yapabilse demişler. Veciz bir sözdür. Eskilerin yenileri beğenmemelerinde, yenilerin de eskileri hor gormelerinde, ba gerçeğin büyük payı var. Biri, ötekinin yaptıklannı yapabilmege can atar da beceremedifi için, kedinin yetişemediği ciğere pis demesi gibi, burnn büker, geçer. öteki, kendi yapabildiği işlere berikinin erişemiyeoeğini bildiği için onun ba aczine güler, ona hor göriir. Ba karsılıklı daram hakkın da kesin bir hüküm vermeden evvel, her ıki tarafın da birer parça haklı, birer parça habsıı olduklannı kabnl etmek daha doğru olar. Ama bir sınıf eski ile yeni var ki, birini, yenisini, bir nebze de olsa haklı çıkarmaja. ötekini, yani eskisini zerre kaâar haksıı gormeğe imkân yok. Ba bir sınıf eski ile yeni, eski Istanbullu ile yeni tstanbnllndur. Gençlerle ihtiyarlar arasındaki mukayeseyi eski îstanballn ile yeni tstanballnya tatbik etmek için sSze öyle başladım. Bugfin tstanbalda, eski tstanbnlla tipinden eser kalmadıfı için, yeni tstanbullu, surada bnrada tek tük tesadüf ettifi o tip adamı çencin ihtiyan yadırgayışı gibi yadırgamakta eski Istanbnllu da, kendisini birdenbıre yabancı bir memleketin hayn haynna aymıyan kalabalığı içinde bulmuş gibi, bn yeni tstanballnya ürkek gözlerle seyretmektedi r. Banan neden böyle oldaganu hep biliyornz. Caddeleri doldaran, nefes alma imkânlarını daraltan asırı kalabalıfa bir göz gezdirmek yeter. Paranın da, dflnkii eeplerden çıkıp, dün ne IdüSii belirsizken bogün sayılı milyonerlerden olan adamlann keselerinde verlesmesini de buna ilâve edince, eski yeni farkının kaynafı derhal ortaya çıkar. Ba iki sınıf arasındaki tutum farkı, aşılamıyacak kadar derin bir ııçnram halindedir. Teni tstanbullunnn yaptıklannı, eski tstanbulln aklmdan bile geçirm ez. Eski tstanbnlla ile yenisi arasında, klâsikle modern, mesel& Rambrandt'la Picasso kadar, sofn ile dinsiz kadar, kadınla erkek akla kara kadar esaslı farklar bulunduğunu kabnl etmek lâzım. Farlt o kadar büvük ki, ba iki sınıfı biribirinden ayırmağa. eski ve yeni tâbirleri bile kâfi gelmez. Rnhtan terbiyeye, yetişme tarzmdan kültüre, çevreden çeşitli vasıflara kadar ayn olan iki sınıf arasındaki farkı, zamandan ibaret bir ölçü ile ifade edemeyiz. Bambaşka iki adam tipi ile karşı karşıya bnlnnnyoruz. Eski Istanbullu tamamiyle kabu|dna çekilmiş, onnn yerini alan yeni adam sokağa fırlamıstır. Geçenlerde, eskiden bir ev içi kadar sakin, bir akademi kadar edepli, bir sanatseverler mahfili gibi çelebi kisilerin toplandıtı ver olan bir gazinonun eski garsonlanndan biri, müsterilerinden atmosferine kadar tam nmıyacak hale gelmis ba eski kapısının, balık kılçıklan marnl çöpleri, fıstık kaboklariyle doIa döşeme taslarına uzun nzun baktı, bir müşterinin verdiği siparisi, kadınlar hamamı kadar güri'ltülti ba hava içinde, elini knlağına siper ederek süçlükle isittikten sonra, knlağıma e|ildi: Bizim eski mfisteriler ne rede araba? dedi. Hiçbirisi kal madı. Şimdi o günleri anyoraz. Ama ba gidişle, yann da galiba bagünıi anyacağız, ondan korkuyornm. HAMDt VAROGLU Şehrimizde bir kurşun ve dolma kalem fabrikası açılacak «H. R. Htb, Ari lezilmıştır. tkmerika Cumhur111 a d i Gelişme başKanı Kennedy'• hızı nufus oanın meclıslerden j>e şına Almanyada çirmek istediği bir % 4.5 ve Fransa tasarı dosyasj uzeda % 3.5 olmasma rındeki kod numarasıdır. Keanedy, Amerikan sanayiıne tabii bir hi mukabıl, Amerıkada % 22 dır. bu tasarısının «Batı memleketleri maye duvan temın edıyordu. Produktıvite endeksı de % hesaarasındaki âhenge, soğuk harbin Fakat Napolyon harbleri bıter bıle îtalyada 65.4, Japonyada 63 2 seyrıne ve Amerıka ekonomisının bıtmer, gumruk vergılenne % 100 ve Almanyada 314 olmasına mugelışmesıne» tesir edeceğını soy ıle % 300 cıvarında değışen muhte kabıl, Amerıkada 12.2 den ıbaretlemıştir. lif zamlar yapılmıştır. 1914 yılına tır. Amerikan ekonomisıne arzula«H. R. 999»*, 1789 yılındanben kadar, bazan gumruk resimleri nan gelişme hızını ve kuvvetını of abomination veya kazandırabılmek içın dış rekabeAmerıkanın ısrarla bağlandığı bır «Tariff ıktısadî ananeye son vermektedır. «Black Tariff» gibi adlar takılma tin tahrik edici tesirine ihtiyaç duTasarı kanunlaştıgı takdırde A sına sebebiyet verecek derecede yulmaktadır. merıkanın dış tıcarette hımaye ağırlaştırılmış, bazan da hafıf tenIcabında gumruk tarıfesini ıncılıkten ayrılmasına devlet reısi zılâta tâbı tutultnuştur. Sanayici' dırmek salâhıyetını haız olan bır karar vermek yetkısıne sahıp o ler, bılhassa konjonktur buhran hukumetın geri kalmış ekonomılelarında gumruk hımayesının kuv rı demırperde tıcaretıne kaytnaklacaktır Amerıkanın gumruk rejımi ve vetlendirilmesıni ıstemışlerdır. Zi tan onlıyebileceği de duşünulmekdış tıcaret sıyasetı 173 yıl muddet raî nufus ise, pahalılık sebebi teş tedır. e AIexander Hamilton'un koydu kll eden yuksek tarife rejimlerıne Fakat bu yenı tasarının asıl mu ğu prensıplere sadık kalmıştır. umumiyetle taraftar olmamışlar hım rolu, ılerıde Avrupa ve AmeAIexsnder Hamilton, tarıhın kay dır rıkayı tek ve muazzam bir ıktısa Amerıka, dış tıcaret bilânçosu dî blok halınde perçınlemeye doğ dpttığı sayılı devlet adamlarından fazlasıyle kapanan bir ru zemın hazırlığı teşkıl edebilmebırıdır. George VVasbington idare ıhracat sındekı ılk kabınede memleketıne memlekettır. 1914 den evvel, ıhra sındedır Amerıkayı dunya ekonosağlam bır para sıstemı kazandı cat çok defa ıthalâta kıyasla "/. 30 misıne bağhyacak ve Avrupaya ran, malıyenın esaslarını kuran cıvarında bır muspet fark goste son derece yaklaştıracak bır ^ıvave gumruk sıyasetıne ıstikamet rırdı. Aynı fazlalık, zamanımızda setın temel harcını koymakla, da devam etmektedır. 1960 yılm Kennedv kendi sıstetn ve uslubuveren, odur. Geçen asırda, Avrupa memleket dakı ithalât 14 milyar dolar, ıh nun tıpık bır örneğinı vermış buyardım malzemesı he lunmaktadır. erının dış ticaret sıyasetı, lıbera racat ise ızm ıle hımayecılık arasında de saba katılmak şartıyle 20 mılSon yıllarda, dunyanın ıktısadi amlı bır rakkas hareketı çızmıştıı yar dolar tutmuştur. Fakat ıhraca manzarası hızla değışmektedır Bu Amerıka ise, Alezander Hamilton' tın bu yuksek sevıyelı seyrıne rağ değışıklıklerın bızım zavıyemızden un tesırıyle yenı doğan sanayımı men, dış tıcaret meselelerınde ter de, derin bır mânası olmak lâzım korumak uzee hımayecılık sıste cıh ıbresı daıma Aleıander Ha gelır Fakat bız, değışen dunyanın mıne ısrarla bağlanmıştır. Dış re milton'un gosterdığı istıkametten pek farkında olmaksızın kendi hetabete karşı yerli mafnullerin ko şaşmamıştır saplarımız ve entrıkalarımızla uğKennedy, «YENt HUDUTLAR> raşmaktayız runması bu memleketın ıktısat lyasetınde değışraez bır kaıde teş adı verılen ıktısat sıyesetinde ılk buvuk merhale olarak, niçin gumkıl etmıstır Himayecılığın Kesin prensıp ola ruk tarife rejıminın değıştınlmesirak kabul edılışıni muteakıp çı nı hedef tutmaktadırî Niçin gumÖZNUR HUTLÜ kanlan 1789 tanhli gümruk tarife ruk vergılerını ıcabında sıfıra kaile kanununda, ortalama vergl nispe dar indırmek uzere geniş salâhiBEFtK ÖZEEEN ı <» 8 cıvarında ıdı Çunku Fran yetler ıstemektedır? " Nışanlar.dılar ız Ihtılâlınin sebebiyet verdığı Amerıkada, gumruk vergisıni i1 Nisan 196Î Mecidlyeköy incirleme harpler boyunca, Ame cabında sıfıra kadar indirebilecek rıka esasen fazla bır hımayeye lıberal bır rejım istikaımetinde tamuhtaç değıldı. Denızlerın birer rife değışıkliğı yapmağa teşebbuı muharebe sahnesı halıne gelmesi, edılmesıne başlıca âmil, Müşterek Cumhuriyet 3903 Paıar'ın uyguladığı ithalât stratejısıdır Müşterek Pazar, kendi uye lerı arasındakı tıcarete tedncen sıTürk Tiearet Kanunnna göre fıra ınecek bır tarıfe tatbık etmekte, fakat dışarıya yuksek gumruk barajları kurmak ımkinını elde tutmaktadır. Amerıkanın bu bujuk ıktısadî blokla tıcaretıni geliştırmesı, her ıkı tarafın bırbirme kar filıklı tavızler vermesiyle kaabilCilt 1: Tieari tşletme tlâveli ikinci baskı dır. «H. R. 9900», dış ticaret müzakerelerınde pazarlığı kolaylaştırYAZAN: Prof. maya yarıyacak bır vasıta hizsmeti gorecektır. Bu sayede, Amerika TURGUT S. EREM Eirtesık Devletlerıylc Muşterek Pa zar arasındaki âhenk ve işbırliğiTEVZÎ YERLERÎ: Inkılâp Telefon : 49 56 52 Kıtap Evi ile tktısadi ve Tı t ni korumak ve kuvvetlendırmek llâncılık 2942/3926 carî llımler Akademisi neşrı J fırsatı hasıl olacaktır. Bu, sebeplerden bir tanesi . Dı yat burosu. Â ğerlerine gelince.. Son yıllarda Amerıkanın iktisaReklâmcıhk 1340/3919 dî bünyesinde bazı zaaf alâmetle r H. R. 99OO 9f Dr. Feridun Ergin T E Ş E K K Ü R Çok sevgılı evlâdımız AYDIN ÎL ^LA!>Tın genç yaşında duçar oldugj aman^ız hastalıgını çok vakın bır alaka ve ihtimamla tedavıye çalışan Guraba Hastanesi III. Dahiliye Doçentl ve muhtelıf zamanlarda yattıjn Teşvıkiye Saglık evl'nın sahıbi gosterdıgi candan alakaya, keza bır hastaneden zıyade aile muhıti hıssini veren fedakârlık ve şefkatli muamelelenyle bizleri rnütehassıs eden mezkur "lüessesenın sayın doktor ve hemşirelerıne ve merhumun cenazesine iştirak eden. evimize kadar zahmet Ihtıyarında bulunan, mektup, telgraf ve telefonla bızleri teselUye çalışan bütün dost ve yakınlanmıza «onsuz rainnet ve şükranlanrnızın ayn ayn ıblâğına teessürünıüz mâni oldugundan 6ayın Kazetenızın tavassutunu rica ederıı ÎLALAN ve BORA aıleleri Cumhunvet 3905 ACI BİR ÖLÜM Bâbı Meşıhat âzalanndan Araplızade merhum HUsnü Efendlnin mahdumu. Sıtkıye Ayman'm toymetü e;i. Bayındırlık Bakanlıgı MUhtndi'lorinden Nurettin Ayman ve Fahrıye Alankuş'un agabeylerl, Nejdt Avman ve Maden MühendUl Atıllâ Ayman'n fpvgıll babalan, eskl Antalya mebusu Burhanettln Onat ve Avukat Ferıt Egrilmez ve Clmento Sanayıl Orman Mühendlalerlnden Komal Alankuş'un kayınblraderleri, Salıh Berker, Dürdane Onat, Hediye Egrilmez. Operatör Cemaleddin Tavmen'in dayızadejeri, Engtn Ayman'jn amcssı, Bedrlye Ertür ve Şükriye Ayman'ın enlştelerl, Güler, Ismail Alankuç, Leyla ve Haldun Tekeü, I île Eğrilmez. GUler ve Pahrettin Zayım'ın dayılan T. C Devlet Demir Tollan Kmrkll Müdürlerlnden Tiearet Hnkuku Prensipleri KÜÇÜXSAHNE HALDUK~DORMEN BİR YASTIKTA Dr. HALÛK ALP'e Dr. OSMAN GÜÇER'in GİNAYETİN SESİ CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş ÖMER HULÛSİ AYMAN 30 "Î.1S62 cuma geccsl Haydarpaşa Nümune Hastanesinde veiat etnuştir Cenazesi bugünkü pazar günü Haydarpaşa Hastanesınden »lınarak Fatih Camii Şerifinde ogle namazını mütaakıp Edlmekapıdaki ebedl ictırahatgâhına deinedilecektir. Allah rahmet eylesın. Cumhuriyet 5934 TEŞEKKÜR Ebedıyete İntıkal eden buyüğümüz Em. Büyük Elçi Turkiye Barlcl Lira Kr. Lira Kr. R. HÜSREV GEREDE'nin vefatı dolayısiyle cenaze merasimine iştirak ederek veya tâzıyede bulunarak acımızı paylaşan sayın Ba^bakan Ismet İnonü, Senato Başkanı ve Dışişleri Bakanlığına, Sayın Istanbul Valisıne, 1 inci Ordu Kumandaru ve maiyeti erkânına. silâh ve meslek arkadaşlarına, Eski Muharipler Derneğine, Kordiplomatık, Üniversite ve Matbuat erkânına, Tenis Eskrim Dağcıkk Kulübüne. tedavısi esnasında alâkalarını esirgemıyen değerb doktorlara ve Teşvıkiye Kızılay Dıspanseri mensuplanna, akraba, dost ve tanıdıklarımıza en derin sükranlaranızı arz ederiz. AİLESİ Cumhurıyet 3913 75.00 150 00 40.00 80 00 23.00 44 00 Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılik Türk Anonim Slrketl Senelık • tylık I «yhk Cagaloglu Halkevi Snlcsk No. 3941 Sahibl ELHAMRA Vaa NÂZİME NADt lslerını fiılen ıdare eden Mesul Müdüı İSTANBUL TİYATROSÜ 3/4/1962 salı akjanundan itibaren AÇIK TEŞEKKÜR Çektığim ıstıraptan beni kurtanp yeniden hayata kavuşturan Sayın Gazetemlze gönderüen yazılar konulsun, konulmasın iade edilmez tlânlardan mesulıyet kabul olunmaz * Abone ve üan ışlerl için, lartın OstUnti «Abone» veya «tlân Servisu kaydının konması lâzınıdır. * BU GAZLTE BASLN AHLAK YASASINA UYMAY1 TAAHHÜT ETMIÇTİR VECDt KIZILDEMIR * ENTERESAN POZ Komedi 3 Perde Yazan: B Mnvahhit Sahneye Koyan: T. Karaca Oynayanlar: Suzan Uztan, Saime Bekbay, Toto Karaca, Kenan Buke, Sevim Çalışgir, Muzaifer Hepgüler, Zaier Önen; Nurten Atakmen; An Sururi; Selim Naşit Özcan; Ühan Daner. Her gece 21.15 de çarşamba cumartesi pazar matine 16^0 da Tel: 44 22 36 (Tayfun Reklâm) i Reklâmcıhk 1321/3920 Operatör Dr. GEMİL AKSOY'a ve Deniz Hastanesi Cerrahî Servisi personeline minnettarük duygularını ve yurekten teşekkürlerimi arzederim. Avni ÖZEB Cumhuriyet 3914 Ilkbahar çekilişinde (2 inci çekiliş) İ CUMHURÎYET'in Tefrikasu M MACI Oavid, içinden, acı acı gülüm sıyerek: «Bu halde olnşu, da ha iyi» diyordn. Şonra, böyle bir şey düşündüfü için kendıne kızdı, Willie'yi pek seviyordu, çunkü. «Kasaj'da çarpışmalar baş lamış, gazetelerde gormuşsün dür sanırını» det!i. «Gördüm. Hiç de yabana atılmıyacak bir seye benciyor ama e, zaten biz bekliyorduk. Hadi, sekerim, ben gideyim ar tık. Otobüs eeldi çaliba. Dayım dısarıdan bana seslenı>or.» «Dur, Kathy...» «Gitmezsem otobüsü kaçırırız, dayım konusmasına geç kalır. Simdilik Allahaısmarla dık, Davidciğim. Yakında beraberız.» Telefonu kapatmış, belki de, kapatmak zorunda kalmıştı.David. orada ovle kalakalmıştı. TJmduğnnu bulamamış, bastan savulmus gibi bir halj vardı. Bn konusmadan hiç bir şey anlamamıştı ki. Daha çok Willievi konuşmuslardı, kendisınin lâ fını hiç edememışti. Yok, yok, böyle düşünmemeli idi. Bn jersiz kısk^nçlığı üzerinden hemen silkip attı. Kathy onn seviyordu. Ama kızca^ız, ne yapsın, çok ışî vardı, bunalmış durumdavdı; sonra, tele fon konuşmaları hep boyle aceleye gelirdi zaten. David, böylece, Kathy'yi temıze çıkarmaya çahşıyordu a ma, içinde ktiçflk düsmüş gibi bir dnygu varc'ı, o akşam bu dnygndan bir türlü knrtnlamadı. Zatma vakti gelince nykn ilâcı aldı. Haftalardanberi ilk defa bona başvumyordu. Onbeş santigramlık bir «aoberyl»! sıcak sıcak bir bardak sütle yutunca derin bir nyknya daldı, en aşağı altı saat deliksiz uvndn. Ne yazık ki bn nykndan korkunç ama biraz da gülünç bir rüya ile nyandı: Kara kara kayalann ardında bilmedifi bir yerde bir çadır yatağında yatıyormu|. Hava da yanılraıy*cak kadar Kicakmış.. sıcak ülkelerin a nemli sıeağı. Ortalıkta bir böeek vızıltısı. Dört bir yan zifirî karanlık ama, bellibelirsiz görebiliyor. Gittikçe daha iyi seçiyor: Bir kaç adım ötede, uzun boyln bir adam durmnş, ileriye doğrn ba kıyor. Arkasında haki bir gönv lek, haki pantalon var, avaklarında da kısa lâstik çizme. yüzünü gbrmüyor ama, bunun Willie oldnğnnu biliyor. Se^lenmek istiyor, dudaklannı kıpırdatıyor, sesi çıkmıyor. Derken, ne çörsün! Koca koca üç yırtıcı bayvan çıkageliyor. Aslanmı? bnnlar; degilse bile, aslan irill|inde, aslan biçiminde hayvanlar. Talnız, fizerlerinde öyle olağanustü bir bal var ki, daha da korkunç gö rünüyorlar, David bonalıyor. Sonra, hayvanlann arkasından bir tabnr Abatolu görünüyor: EUerinde kargılar, karanlıkta heyula gibi dnruyorlar. David kalkmak istiyor, kalkamıyor. Bo çifte tehlikeden kurtulnş yok. Çırpınıp dnruyor, üzerinden ter boşanıyor. Sonra, tam kendini artık mah \olmuş gibi çörürken, o adam, yani willie, bir kahkaha koyoveriyor, yerden taşları aldığı gibi aslanların üzerine gelişirguzel atmaya başlıyor sokak kedisine taş atan bir çocnk gibi Aslanlar birden oldnklan yerde kalakalıyorlar, bir dnralıyorlar, sonra yeniden ileri dofru saldırıyorlar. VVillie «Tann bizi lcornn diyor. «Gümüş takımları «onradan aldırınz.» Bnnnn nzerine, aslanlar saldırmaktan vazgeçiyorlar. Dört bir yana şöyle bir bakıyorlar, sonra yalvarır gibi bir tavırla luçları iıstune otnrnyorlar. O kara kara askerler de, yerlerin de sayıp, alkısiamıya başhyorlar. Sonra, Markinch kilisesinin korosu çibi hepsi başka perdeden, avaz avaz «tleri ey Hıristiyan Askerleri» ilâhisini söyle miye baflıyorlar. Ba acayip, çnlünç tahne karşısmda David birden rahatlı>or. Gülmek, kahkahayla gfilmek istiyor, kendini zorlnyor, en gonnnda ağzından bir haykırış kopanyor. Bnnnn nzerine de oyanmıstı. Fek bitik bir haldeydi ama, kendisini yatak odasında bnlnn ca sevindi. Tattıfı yerde, nınn nzun, dalgın dalgın duşündü: Bn hem gülünç hem korkunç neden ileri gelmişti aeaba? En çok canını sıkan da kendisinin rüyadaki haliydi Ba kadar kor kak mıydı ki? Tok, vallahi, bana kabul edemezdi. Dişlerini sıkarak bafinı filkti, bn düsünceyi aklmdan çıkarmıya çalıştı. Şimdi söyle yornmluyordu Anlaşılan, Wi'lie'nin pek yiğitçe, kendini düşflnmezcesine geçen hayatına karşı dnydnğa hayranlıkla ken disinin şimdiye kadar dine ilgisiz kahşı arasında, bilinç altında bir çatısma olmnstu. Bannn üzerine, kalktı. Gnbelin marka batacu saatine baktı: üç. El yordamıyla, gitti dolabı açtı, arkasındaki terden ıslanmış pijama eeketini sıyırdı, ye> nisini giydi, geldi gene yattı. Bir «aatten çok sagdan gola d5nüp dnrduktan sonra, en tonanda gene daldı. XVII Ertesi sabab uysndığında pek iyi dinlenememiş bolnnayordn. Kendi kendine kuıyor, sinirleniyorda. Kendisinden atanır gibiydi. Hızla yataktan fırladı, Sırtının afnsına nerdeyse sek viniyorda, çünkfi ba ona kendisini doğrn yola getirecek bir ceza gibi geliyordo. Afn da şimdi büsbütün artmıştı Frida'nın gelmesini dSrtgSzle bekliyerek evin İçinde oradan oraya aylak aylak dolasırken, yol hazırhklannı bir daha, bir daha gözden geçirdi: Eşyanın Iistesi tamamdı; bütün kâğıtlar da tamam; bankaya haber vermlsti; avnkatıyla da ertesi gün balaşoyordn. öyleyse, kaIa kala bir, yanında götttrecegi şeylerin »arıp sarmalanması ka lıyorda. Kalağı Daaphine'nln teıinde, sabırsızlıkla saatine baktı; Ona geçiyorda. Niye gelmemlşti? Tam vaktinde gelmek ötedenberi Frida'nın bir çok meziyetIerinin en başında gelirdi. Tam telefon rtmek üzereydi, bahçenin çakıl löşeli yolnnda Frida'nın ayak sesini dnydn, taşkın bir sevince kapıldı. Zil çaldı. Gidip kendi açtı. «Arabayla gelmedin demek? Cnç kaldığını görânce merak ettim. Gel içeri. Dar mantona alayım.» «Teşekkür ederim, ittemez. Girmiyecegim. Sur3ya, taşlığa kadar girerim aneak.» David, şa^ırmıs, bak<tkalmıştı. Frida, kapıdan içeri ıneak bir adım atmıgtı. Arkasında o knrsuni is elbisesi yoktn, yürfiyüşe çıkarken giydiği o solnk kiremit renri tostümüyle »vcı şapkMinı giymişti. Türflnde de •akin ama, inatçı bir ifade vardı, David'i de en <ok ba saşırtmıştı. Kadının basına bir felâket gelmis olmasından korkarak: «Ne oldn, Frida?» diye hay kırdı. Frida 8nce hiçbir şey föylemedi; sonra, o tarikulSde san gözlerinl David'e dikerek, ftdeta acır gibi baktı: (Arkaeı var) 100.000 1 5 2 51 1218 o.ooo IIKA 50.000 10.000 er 5.000 er 1.000 er LİRA Son para yatırma tarihi 12 NİSAN 1962 akşamına kadar muhtelif para. ikramiyeleri GARANTİ BANKASI Üâncılık: 2954/3929 %ıııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııııımıııııııııi!iııımıı nıınıııııuiMiııiMuııııııııııııııııııııiMiııııııııuııııııınııııifiımıııııııııııııııiMiııııııımmıııumnıiHiıııınıııııııııi^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear