25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖKf ÜIIIIIIHIIIIIIIİIIIİIIİIIIHIHIIIHIIIIHIIIMIIIIIIiminilllllIIIIIIIIIIIIMIMIIlU: CUMHURÎYET 27 Mart 1962 Cinemascope, TODD AO, Cinerama gibi bütün sinema sistemlerini gölgede bırakacak olan yeni bir film tekniği: Cinetarium Herkes korkusuzca guneş gozıuğu iakabilir •• Bel güneşli yaz günleri yak E laştı. Gözlerinizi bol ışıktan = ker>mak için güneş gözlugü ~ alaeaksanız. bilhassa ucuz cam. =: lı cinsinden olmama«ına dik kat etmeniı gerekiyor E Kürekte durmak ve olta kullanmak Yazan : Selçuk M. KASKAN Sevgili okuyucularım; ama tör balıkçılık da, birçok diğerleri gibi, uzunca bir çıraklık devresi istiyen bir spor koiudur.. Burada ben ne kadar anlatsam ve bu hususta yazılan kitaplardan ne kadar okusanız, ivi bir ustanın çıraklı»ı devresinde üğreneceklerinizin yarı sıııı o«rcnemrrsiııiz.. Onun için baslangıçta, balıfa, ya da ise sizden daha evvel merak sarıııış ve işi epice ilerletmiş bir arkada.sıııızla. yahut da bir protesyoııel oltacı ile çıkmanızı tavsiye edeceğim.. Mamat'ib bütün buıılar, birer zevk, birer yoğurt yiyiş meselesidir.. KimİM valııız çıkmajı. kimisi arkadaM. kimiiîi balıkçıyı tercilı eder.. Her hal ü kârda. bir saııdalda iki kişiden fazla kimse olmaması. anıatnr balıkçılı£ın â'J.ibı erkâıuııdaıı sayılan şeyIrrlıı haxınüa çpiınektedir. >le raklı oltacılar. hiçbir vakit san dallarıııa lıir üçüncü kimscyi al:na/lar. Bir oltacı sandalıııdaki ıııüııcu Uisi, hcle daha da fazlas:. avlananlara. her bakım daıı bir ayak ba^ı. bir angarye olacaâı için. ne üçüncüyü balı|a çıkarıniü. ne de niz bir U çüncü oluııuz.. Mamafih bu da umumi bir kaide olmayıp avlanılan balığa ve sand?.l .sahibiııin kf.\fine «iire deiisebilir.. Ma'.um y.» amauırlük her şeyde ncvvel bir keyif meselesidir.. Hemen tasmaladım. çektim al dım..» diye caka satan, balıkçı lık kadar da sükse meraklılarıııın sözlerine kulak vermemeııizi bilhassa rica edeceğim.. Eger ollanızı balığııı bulunduğu taşın Üzerine veya eteklerine indirnıisseniz ve oltanızda sev difi yem varsa. balık, oltaya kendiliğinden atlar, biner ve yakalanır. Sızin çalınmaııız, ya ni oltayı sıkıca, âni bir darbe ile yukarı kaldırmanız ancak onun agzının. belki sert bir tarafına. meselâ damağına isabet eden iğnenizin buraya iyice geçmesini «aflıvacaktır. Geri kalan, balıkla fazla inatlasmı yarak. yol Utedigi zaman, biraz daya'.ıp. bazan biraz da yol vererek, yani balıkçı tâbiriyle balışı kullanarak suvun yüzü ne cetirmeklir. ki bu da bir kaç mümarese ile temin edilp bilir.. Sinarit. Mercan gibi büyük haiıklarda. oltayı küpeşteye da yamamaya bilhassa dikkat rt mek lâzımdır. Amatör balıkçı lar. büyük balıkçılıfa daima küıiik bahk tutma yolundan rrldikleri için, yani: Izmarit. llani. litrino» ve çaparlcilik'de oltalarını ekseriya kayı|ın kü prşteslne davıvarak çektiklen için, büyük balıkta ds bnnu yaparlarsa, oltalarının kopması ihtimali fazlalasır.. Zira dipte, canlı yemin serbestçe hareket (Mnıesinp mâni olmaması göıönüııde tutularak bu oltalar 0.60 mm. kalınlıktaki naylonu, bedeııler de 0.50 kalınlıjı geçmez. Kullanarak. belki de yolnnu bulup kullanmadan suyun yü7İine getirdiginiz bahk ise esaseıı kısa bir müddet csrfında büyük bir tazyik defişiklifine uâradığı için, bir hayli sersera lemiş, balıkçı tâbirince «çatlsmış» durumda olacagından, fazla telâşa kapılınadan, fakat fazla da sallanmadan, batığa kppçevi. tercihan baştarafından vurmalı ve içeri almah. Ttkrar ediyorum, bütün bn soylediklerim, tabii ince takım istiyen ve dipli tâbir edilen. yani, Yılın RnzuKasım denileıı Kı.ş altı ayında derin sularda avlanan, Sinarit ve Mercan balıkları içindir.. Seneniıı KuzuHızır denilen, Yaz yarısına tesadüf eden Kırlsnfiç, Sinarit gibi «ürütme veya »eiirlme ile yapılan avlarda esaseıı kalııı takım kullanılacsgın dan ve nişanda durmak meselesi fazlasiyle bahis konusu olnuyacsfından ne kürek tutmak ne de olta kullanmak mühim bir durum arzetmez. Yakaladığıııız balıgı bagırta bafırt» çeker kepçelersiniz.. Onbeş gün sonra buluımak üzere hnzuruııuzdan ayrılırkeıı, Denizinizin limanlık, Oltanızın sağlam, yemleriniıiıı diri olmannı dilerim Hevfili oknyucul»rım BAUKCLİKo ^/AlfllllllMIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIır. ~ tnsan dünyaya gözlüksüz «•• gehr. Onun içın de sıhhatli ol Ş duğu müddetçe gözluk takma= dan yaşıyabilmelidır. Bu, uzun ~ zaman hâkim olan zihniyetti. ~ Bugun ise, koyu renk güneş 2 gözlükleri yalnız yazın güneçte dolaçan seyyahların bir korun5 ma vâsıtası olmaktan çıkmıjtı*. = büyük şehirlerde kıjın yağışh S karanlık günleTde, dâvetlerde. ~ gece kulüplerinde bile sık sık Ş gozlerini koyu renkte camların Ş atkasına saklayan kimselere rastlamr. Güneş gozlüğü «moE da> olmuştur. Fakat acaba bu 5 koyu ernk camlar gözler için ~ zararlı değil midir? Baş ağfrıs; Ş veya başka ağnlar vermez mı? Bu sualleri Münih Universitesi SE profesörletinden biri «öyle ce5 vaplandırmıştır: değişir. Aydınlık bı!r odada E bu. 200 Apostilbdir . (Apostılb Z ışık kesafetinin ölçüsüdür) AImanya"da bulutlu bir ilkba ş har veya sonbahar gününde öğle saatlerinde ise bu nispet E 10.000 Apostilbdir. Işık mikta E rı daha fazla artsa da bu göz ~ lere zarar vermez. Ama gözün E tefrifc kabiliyeti azalır. Bu se E beple ilim, gâyet ince tefrik E lerin yapılacağı yefde kuvvet ^ iı ışıktan kaçınılmasi'iı tav^ı ye etmektedir. Otomobü kul E lananlar güneş gözluîü takar E lafrsa daha geç yorulurlar. ^ 160 derecelik çevrenin perdeye aksi gerceklesiyor Söylendiğine göre yeni • cinetarinm tistemi ?lmdi ye kadar tanınmakta olan cinemascope. TODDAO, Cinemiracle veya Cinerama jibi bütün sinema sistemlerini gölgede bırakacaktır. A 'dalbert Baltes adındaki film prodüktörü Hamburg şehrinin ejlence mahallesi St. Pauli'de çok modern bir sinema yaptıracak ve icat etti ti bu «Cinetarium» film Mste/ıini rtrafa tanıtacaktır. m DERECELIK ÇEVRE Asiında bu sistem pek dp yeni değüdir. Daha 1900 yılındaki Paris dünya sergisinde flaire lıalinde .«ıralanmış 12 kanıeıa ile filmler cevirmişlerdı. Sonra 12 proıektor bu filmleri f k e r tekcr daue şeklmdekı bir perdeye aksettiriyor, b<>>icce seyirci filmi 360 tlerecelik bir çevre içinde crirüyordu. Snnradan »ürlu şekillerde t e c u'ıbe edilen bu sistem tutunamamıştı. Bir kere. 12 misli film sarfolur.ıluğu ve daha çok teknik hazırlıklar icap ettiği icin pahalıya geliyordu. Sonr«ı da bu kadar uâra?mağa raSIIIPM. film tam bir te«ir yarata mıyordıı. Re«imdeki aydınlık karanlık kontrastları ve münffrit f!!m!er arasındaki diki« yerleri rabatdzlk veriyordıı. MI:AZ7\M BIK TOP Adalbert Ba!te='in «öylediklerine göre. kendi sisteminde bı'iiün bu menfi tesirler izale edilmi^tır. Burada teknik prerı :p çok ba.sitîir. Kanıera rcsimleri yatay içtikamette dr fiil. dikey istıkamette çekeı ühjektifın üzerinde dikey olalak parlak bir yarım küre a^ılıdır. Bu yarım küre 360 derecelik çevre görünüşünü «va kalamaktadu». Sonra çevrenin bozuk »örünüşü filme tesbit ediltr. Bu ı?te çalışan kimselerin ve âletlerin de film u/erine çıkmaması için. yarım dairenin alt ucunda yuvariak bir siyah bölge vardır. Film ancak lıususi bir sinemada gri^ ter'.lebilır. Sinema müşteriie ri kendilerini muazzam bir tupun içinde oturuyormuş gıbı hiisedeceklerdir. Bozuk yuvariak resim aşağıdan. seyir cilerin oturduğu yerin ortasından tavanda asılı küre şeklinde bir avnava aksettirilmek tPdir. Bu küre ise tekrar resmi düzeHip. tamamen aslına uygun bir şekilde çepçevre sinema perdesine nksettirir. Neticede aralarında kesinti olmıyan yekDare hir rcsim elde eılilmpktedir. SEYIRCİI.HR DONKR KOI/Tt'KTA OTIRACAK Sinemaya gelen bir kimse diiııebilen bir koltııkta oturup. etrafında cereyan eden hâdist1 e ri takip edecektir. T kanalh hir Stereo ses tpkııiği de tesiri daha kuvvetlendirmektedir. Me.selâ trendp crıeyan eden bir Kahnede kendini/i konıpartıma nın içinde oturııyor gibi hissedeceksiniz. Koltuğunuzun altından trenin tekerleklerinm gürültüsünü işitecekMniz, < n >dpıı de lokf)iiiotifin düdü£umırı A vitamininin faydalı tesiri E = = E S Ş S E S jj~ Ş Ş> ~ 5 E E = E E Göz bebeği, diyafram vazifesi görür «Birçok kimseler bir tezat içinde yaşamaktadırlar. Hem ışığa çıkıp, tabiatm, günesin zevkini çıkatroak isterler, hem de karanlık birer güneş gözlüğü takarlar. Şehir halkının gozleri hakikaten parlak yaz günesine tahammül edemiyecek durumda mıdılr? Profesör Schober'in kanaatına göre »a* lam bir göz saatlerce güne«lı bir yere bakabilir. Göz bebeğî otomatık olarak kapanıf ve tcplu iğne başı kadar kalır. Yâ ni göz bebeği fotoğraf makinasındaki diyaframın vazifesi. n Fiziyolog Dr. Hecht, son = dünya harbi esnasında Afiri E ka'da bulunan askerleri kon trol ederken. gündüz devarnh ~ olarak dışarıda bulunanların, E gere karanhğa. içefride çalışan E lardan daha zor intıbak ettik E lerini anlamıştır. Uzun zaman ^ kuvvetli güneşte kalan kimse E lerde gözün rodopsini solar. E Bunun ağ tabakasında tekıa.V E. hazırlanması için vitamin A ya ihtıyaç vardır. Dotnates. E kayısı, balık yağı, yumurta ve E sütte bulunan ve carotin adı E v*rilen saıı boya maddesı can E )ı organizmada vitamin A ha E line sokulufr. Fiziyolojık ba E kımdan güneş eözlüğü çok gü E neşli aydınlık gunlerde bilhas E sa motörlü vâsıtaları kullanan E kimseler. sporcular ve açık E lıava işçileri için çok önemli E dir.» Yarım kuıe içinde bir sahııeııiıı goruntı,ıı. Burada bir atlı karıncunın oıtasma koııan kamera »U^eden resmi film üzerine alıyor Bu resim sonra sinemada tekrar lıoyle bir varıın küre üzerine aksettirilecektir. Bu yarım küre de onu tam aslına .ıvgun bir vekilde «epeçevre gerilmiş olan bir perdeye aksettirecekUr. ReMmtle. kadmı i/.ah etmekte ıılan Aöalbert Ealtes ve bu resmi çeken lıasın (otuğrafçısı görülüyor. Ucuz camlar taknıayınız E Boylete Pıofeso* Schobeı. ~ guneş gozluğu alevhindeki soz leri reddetmektedır. Herkes E korkusuzca günes gozluğu ta E kabilir. Yeter ki. ışığı munta zam geçirmeyen uruz camlar E ulmasın! Ucuz camlar gozleri E yorar, ağrı yapar ve uzun za ^ man kullamlırja. gorme kuv. ş vetini E E ^ ' görür. Işık kesafeti Isık kesafeti, her ı«ıga Eore sesi gelecektir. Pencereüen kaışı istıkametten gelen tren gorülmektedir. Tam bu esnada kompartımanın kapısı açılıp. kondoktor bilet Jcontrolüne gılir. Seyirci bu aııda kapmın :tcılmasiyle duydu.uu gürııltınr uyarak o tarafa donecektiı. Mııcidin söyledığıne gore. böyle mütemacliyen istikamet dcğıştırnıek seyircıyi rahatsız etmiyecektır. Asiında insan daıma hadiselerin cereyan ettigı taıafa donmeup alısık rieâil mi dir? <;r\< \ BİHİNÜK CtNKTAKllM 1)1 NYAY1 KETHKDECF.K «L'ınetari um» da re.sımlen:ı tamamen plâstık olarak teşekkulü sayeiinde seyirci tam nıanasiyle hâdise içine girebilmektedir. Meselâ füimde bir otomobil son sürat giderken seyirci arabanın altında kalmanıak için bir tarafa büzülmek ıhtiyacını duyacaktır. Tabiikı hu sistem henüz ba^langıç halindedir. Önceleri ancak fazlii sanat kıymeti olmıyan terrühe filimleri çevrilecektir. Fakat jıodüktor Baltes, «Cinetarium» un EÜnün birinde dünyayı fptudecegine inanmaktadır. llaınlıurg (I)AIt) ^Miııııııııııııııııııııııiiimııımi/^ İSTAMBULDAN KOTLAR ! Bir «fakat» a verllj nıesi gereken cevap İ K.U1M> «.cviııdirici bir iıalıer : ; \ertli. Merkezi Isviçrede Berıı ; • şrhrinde huluııaıı «Mıgro*» Şir : : kıti memleketimixde turistik • : tesitler \iicude getirilmesiııi • ! sağlanıak üzere >atırımlar : ; yapatak • : Bu cütnleleriıı akisleriııi • : kulaklarıııda duvup da se • i >iıımhfcrk \ nlaııdsşımı/ ta \ : savvur olunamaz. Biz de o '. ; şirketin kendi vatanındaki : çalışmalarını tıi/zat yrrinde : ' görraüş bir insaıı ntatı ile ; böyle bir \aad ve teşebbüs • karsısıııda el çırpmaktaıı geri | kalmadık. «Türk Migro»» : Şirketi de ilk kuruldugu an : larda şebrinıizde çok ivi ça : lıstı. l c u z ve kaliteıi değerli ; eşya ve gıda maddelerivle ; doldurdııîu arabalarını ts ; tanbulun en ücra yerlerine : kadar gönderdi. Halkımıııiı ; esaslı ihtiyaçlarını karşıladı. : Fakat : Kvel. bu «fakat» üzerinde : duralım.. Hugüıı. aynı gıda : ve esya maddelerine belki : Migrosuıı bazı kalabahk : ve zeııgiıı semtlerde açmış • oldırju magazalarında rastla • ııabiiir. \ e yazık ki. nıahalle | aralarına dağıtılaıı arabalar : . da hal ve kevfivet hîîvle de : • • , Yukarda da «ü'yledigim gibi. idcal şekil. lıalı'a. bir sandalda iki kişiniü çıkması \e bu iki kiüiden eıı az birisiııiıı usta bir kürekçi olması şeklidir. lyi bir amalür halıkçı nlabilmeniıı belki lıirinci ve en ror sartı, usulüııe uygun »ekilde kürekte durai:ihnektir. liu. Sinarit, Mercaııcıiıkta olduğu kadar. ISogaz balıkçılı|ıuda. yaııi l.üfercilik. Palamut. Torik avcılıgıııda da bütledir. Kkseriya ufacık bir zukanın dibe çektigi olla\ı. sularııı akısına uyduracak vc apikosura getirecek, dibi bulacak sckilde kürek tutmasıııı lıei'crfmiyorsanız, herİİC yaıımızda şipır şıpır a\laııırkrii s\ir a\ucuııuzu yalamak dü'îPr Kalı£ın istrüiği venıin cinsini. ivi hir olta vapmayı, bir balıU ııisaıııııı. yani. deniıiıı dlbinde. Sinarit. Mercaıı gibi, vırl: biivük balıkları kovuklarında harıııdıran bir binalıtın. bir lailıtm yerini, herhaııi!İ bir aınatür arkadaşınızdaıı veva hir lıalıkçıdaıı öğreniıı detıeriııize vazabiliminiz ama, birax riı/Kkrlı bir havada veya akıntılı bir denizde o nifaııda durabilmeyi, o taşlık üzerinde voluııca akış yapabilmeyi aııcak ivi ve unulünce kürek tutmayı. kürektr durmayı ögreııdikten sonra başarabilirsiniz. Mu\afl»ki\elin yegâııe sırrı da budur. Balıgın tutulmasında ba«ka bir bUyilk raaharet yoktur dersem mübalâğa etnıiyece^im kanaatindeyim. «Efendim. balık geldi, kokladı, hafifçe siistü. tam yemi yerkeıı »öyle bir çalındım. t^ttflnde.. ^ıııııııınıııııııııııııııııımııııııııııımııutıııuıuuıiiiııııuuııııııuıııııır:BAY OSCAB: \OT: Bay Yaman Koray, Erdek: Düşündüğünüzü anlıyorum. Hayır, o oltadan ve mezkur yemden bahsetmiyeceğim. Selâmlar.. <69C . .„... PROF. NtMBÜS'ün MACEKALARI: VERMUT tif VERMUDU İTALYADAN GCTIRTİLEflEK IMAL EOİLİR Tel: 635977 JANE'tN KÎZI 108 /» Ilancılık 2662 Ü İTHAL MALI \ KENDİR ve ijfll ÇELİK HALAT i (!K'MAKARALARl( ** MİHRAN GESAR OĞULLARr TUntl Cad. No. 48 Galata Tel. 44 32 04 44 03 08 s : siJdir. »Surada taf^ilâta s' '. : rişınege satırlarıınızııı mah ; : dut olma^ı kadar ivi niyetin ; : deıı emin oldugnmuz o teşek ; : küla k»rsı duvdugumuz s»m : : pa'.i de mâııidir. I.âkiıı o ka ; : dar muazzam teşebbüslere ] : girişeıı böyle bir kurul. ara • i halarında neden çeşitli ve j '• kaliteli mal bulundurmaz ve '. i ya bulunduramaz. Bunun se : ; bep ve âmilleri nedir? 1/ahı ; • • : : : ; nı vaktiyle yazdığıtnız bir ] fıkrayı tercüme edip lsviçrc \ ye göndereeek kadar titizlik i göstermek zahmetinde bulu : nan.. Migrosumuzdan bekle '• mekte haklıvız, sanırını.. : Reel İ İlâncılık 1993 3683 Mrs. Allerton safiyâne, «Vapurda bulunuşunuza çok memnunum», dedi. «Bu işi kimin yaptığını buiabilirsiniz siz. O zavalh kızın olmadığma çok sevindim.» «Matmazel de Bellefort'u mu kas tediyotsunuz? Kim söyledi size onun yapmadığını?» Mis. Allerton hafif bir tebesFÜmle. «Cornelia Robson». diye cevap verdi. «Biliyorsunuz bu hâdise onu çok heyecanlandırdı. Hayatında karşılaştığı yegane heyeıan verici hâdifenin bu olduğu ve bu olacağı muhtemeldir. Ama o kadar nazik bir insan ki. bu heyecanm kendisine verdiği zevkten otüjrü utanç duyuyor ve kendi ken dini ayıplıyor.» \I.Nİ TIVAIHO: Her gt'cp ü..dl 2i de <:ÖÇ Cumartesı, Pazar 15.30. Salı )j(;nl<ri temsil yoktur. Ç.irşanıba saat 14.30. TRPEEASI TİYATROSl : S\TICININ ÖLÜMÜ Per«<?mbe . Cumartefi iuaiv H gün s.ı.ıt 21 ck. *r OPKKADV MADAMK BITIERFLY Perçembe ve Cumartesl 21 6c PATlH TİYATROSL': Her gece faat 21 de ve Cumartesl, Pazar h4£l 15.30 da SAHİt.DF.Kl KANAPE PlıSLiüA Pazartesi gilnleri temıil yoktur. Tel: 22 0! 71 K^DIKOV TİY\TROSU: Her £ece 21 de ve Cumartegl • Paıaı 153(1 da ATI.ARI.A FİI.I.F.R Perşembe günieri tem»il yoktur LSKfDAR HÖr.üMt': Htr gün *aaı 21 do ve Cumartesi • Pazaı ;5.io da İYt SAATTE OLSIİNLAR cuma günleri tenısi 'yoktur. Pazaı giinleri süat 11 de çarşamba günleri faat 14 30 da MtLYONLL'K YEĞEN (Çocuk Tiyatrysuı tSTANBI'l. TIYATROSU Pazattf?l hariç hergece 21.15 te, Çarşam. ba Cumartesl Pazar 15 te CİCİ BEY. Yalnız Pazartesi eacelen 21.15 t. Sah hariç hergün 6 da StÇ KURUSU. SlTE TİTATKOSU: CîöNÜL AV(ISI HPI ahşam «aai 21U t» Carşnmba, Cuınartesi. Pazar matine 18 de KİPJ.CK SAHNE: Pnzartesl. Salı Çarsamba BİR YASTIKTA Perşembe, Cuma. Cumartesi, Pazar CİNAYETÎN SE8t Matineler. Salı Cuma. Cnnmartes:. Pazar 17 dcr. KKNT OYt'NCULARI (Karaca 7iyatro> 44 66 66. 27 Mart 19fi2 »ahdan itibaren Her gün 18.00 de BÜVt'K SEBASTİY'ANLAR knınerii. 2»î Mart 19f2 pa/.rtesidf:! itioaren h»rıçece L'1.15 te NALINLAR knmedi ŞENSES OPERETİ: K\ÇIKLAR S.ıare 21 de. Çarşamba, Cumartrr.ı Pazar matine 13 te Tel: 44 93 69 OPERA Aksaray: Her gece 2115 te Gazanfer Özcan AMAN İDARE ET: matine 16.15. Te:l 21 57 22. HULVAR TIYATROSU: Pazartesi hariç heı gece 21.15 te HANA ÇİÇEK YOI.LAMA Çarşamba Cumartesi. Pazar matine 16 15 de AZAK TlYATROSC (Beyazit): Muamnıer Karaca SENATüR Heı akşam 21.15 Matineler çarşamba. cumartesi. pazaı 16 ıs 1e Tel 2? t<? 4' CUMHURİYET'ifc Resimli Roman: 147 MEL'UN KI Z Cizen: YVES SAYOL Çeviren Mazhar KUNT NiL CİNAYETi CHRİSTI€ çevırenler: »lete t.rj<ın Oanı Y.ener Tefrikası: Î6 lunuzu bize göndermek lutfunrta bulunursunuz her halde.» Annesı ıçeri girdiginde. Tım yarı alayla karı.^ık. «Müthij imtihan bitti mi? Şim'iı sırn hende! Ne ler sordular size°» dedi Mrs. Allerton. Sadece riu:ı gece bir şe\ duvup duvm?dıîımı«. dedi. «Maalesef bir şpy duvmamıstım. Nasıl duyamadıâıma şaşıyorum. Nihayet Linnet'in k^marası beninıkinden bir sonra Tabanca sesini mııtlüka r'jnrrsm lâzım gelirdi Haydi git. Tım: senı bekliyorlar.» Poirot ilk sualini Tim'e de t?krarladı. Tim cevap vcrrli: «Yatmnâa aittiğimde as' erkpndi: on buçuk sıralan filândı. Biraz kitap okudtım. Işıcı on biri geçe söndürdüm.» «Ondan cnnra hir şey riuydunuz Blancbe'in anlattıklan Ronvenat'va çok tesir etmisti. Fakat o teessürünü çöstermemeşe uğraşıyordu: «Canım bu nihayet rüva, dedi. Fazla ebemmiyet vermek doğru olmaz. Evet ama hepsi bu kadar değil. Tekrar uyudufcnm zaman, çayırda tanımadığım biri arkamdan gelerek benl vnracaeı sırsda yine ihtiyar Mardoehe yetişcrek kurtardı... Roovenat bir roitddet sessiz kaldı. O ana kadar röralara inanmıs bir adam degildi. Fakat bu Mardoche da onu meraka düşürüyordu. Adam çok sempatikii. Ya (trlir %e\mez Blanchc'in rüyalarında büvie yer almatına ne demeli? Kızın başını okşayarak: «Havdi bunları düşünme. dedi. Bereket Ui sık sık rüya görmüyorsnn. Evet Ama sizden rica edecejim, ihtiyar dilenci srelirse ona yardım edelim Sakın fena muamele etmesinler Olmaz mı? Mardoche çayırda nzaklaşıyorda. Nih.i yet ıstıraplı hayatı son bulacak, o da sevinçli anlar yaşıyacaktı. Kızının yanında hayatını aeçirnıesi mümkün olacaktı. Ba. ona göre büyük bir saadetti. Kendlni kürek cezasından knrtaran ve farkında olmıyarak Seuillon faciasına yakından karışmış bulunan Kont de Bussiere'e karşı kalbinde derin bir minnet hissi besliyordu. * A ıka>ı \ar) şeklinde müphem bir fikrin kafam • Madam Doyle'dan. Fakat AssuanI da belirdiğini bir rüya gibi fılân I da karşılaştığımız âna kadar onun [ hatırlıyc*um. Sonra uyanıp din j la şahsen hiç konuşmamıştım.» ledim, ama tam bir sessizlik için | «Eğe* beni mazur görürseniz, deydi her yer.» | Madam. bir sualim daha var size.» «Bu saat kaçt a oidu. hatırlıyor Mrs. Allerton hafiften gülümsimusunuz?» yerek mırıldandı: «Bana saygısız «Hayır. Maalesef hatırlamıyo bir sua! sormanızı isterdim.» rum. Ama uyuduktan sonra çok • Sual çu: Sizin veya ailenizin Mrs. Allerton, Poirot'a baktı ve zaman geçmiş olacağını sanmıyo hiç, Madam Doyle'un babası Melilâve etti: «Ama benim de fazla |(rum. Yani saat bir civarında filân huish Ridgeway'in ticari muamegevezelik etmem doğru değil. Bale'.eri yüzünden mali bir sıkıntıya na sualler sormak istiyorsunuz olması lââzım.» «Heyhat. Madam. Bu kesin bir düştüğünüz oidu mu?» dur«. I cevap değil.» Mrs. Allerton bu suale çok hay• Lutfedeıseniz. Yatmağa gittiği. «Pek uziîkla olmıvan bir erkec i «Değı!, biliyorum. Ama tahmin ret temişti. nizde saat kaçtı, Madam?» sesinin iyi geceler dedigini duyetmeğe çahşmam da beyhude. En «Oh. hayır! Aile servetimiz ya1 «On üçü biiraz geçiyordu.» ııfak bir fikrim olmadığı halde vaş vavaş azalması haricinde... dum.» «Sonra hemen uyudunuz mu?» i tahmine çalışmam boşun Racc »Bu nendım» derlı. «Mrs. değil Biliyorsunuz artık her şey eskisina den daha az faiz getiriyor, evet Doyle'a iyı geceleı diliyordum.» ı mi?» «E\pet. Uykum vardı.» «Evet. Ondan soni'H ııyudum Son «Peki bir şey, herhangi bir şey «Demek bize bütun söyliyebile bunı;n dışında onemli bir kayba ugramadı. Hiç bir zaman keder ve ra. epeyce sonra bir eüriütü bir duydunuz mu geceleyin?» ceğiniz bundan ibaret?» rici bir fakirliğe düşmedik. Ko velveleyle uyandım. Birisinin Mr. Mrs. Allerton'un kaşları oynadı. • Maalesef öyle.» hatırluo«Evct, zannederim bir şiap sesi «ÎNIadam Doyle ile daha evvel cam az hir para bırakmıştı ama Fanthorp'vı caâırdıSını bu parayı eskisine nazaran daha rıım.» ve bürisınin koştugunu duydum. tamşmış mıydınız?» • Sevir salonııidan çıktıSı sırayoksa tersi mi olmuştu? Doğrusu j «Hayır, Tim tanışmıştı. Ama J o az faiz getirmesine rağmen o)duda, Matmazel Robson olacak.» biraz miiphem kalmış hafızamda. ı anna Southwood adlı bir kuzini ğu gibi muhafaza edebildim.» Birinin dcnize duşmü.ş olabiieceği , miz var, o bize epey bahsetmişti «Teşekkür cderim, Madam, Oğ(.Arkası vaı)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear