Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Mart 1962 EMEK ŞAMİPLEFRİNİİN HAFTALİK ORTALVMA^ VE fAKRİBİ BRÜT ÜCREF G Ş L t R L ^ Î İ (DOLAR I35O KuRuŞ OIAI BEŞ Dünyanm en büyük turizm cenneti Efes^in mermer sokakları ve kutsal delılizleri Ege'nin ölü şehirlerinde yatan ilkçağ uygarhğının eşsiz hazineleri, birer turizm ve döviz kaynağıdır BAŞIBOŞLUK Çare bulan olmadı Asıl mesele Derdin büyiiğü Hem aiet, hem degil Yerinde kk gijsten ve yürüyiiş» Arası beş Başıboşluk Belediyesi bir İki defa gatA nliaraF.vvelâ 4.5 milyonmeydanı Emekli Sandımış. liraya rında, oradan tesadüfen geçen subayların müdahalesi olmasavdı, büyük bir rezalet çıksrmıvacaklar mıydı? Boııce «kendi kendine terkedilmiş» çocoklarla uçrasmak. ne ohırsa olsnn, nisp*t*n kolaydır. Ait tarafı, bir teşkilât, bir para, bir yardım filân isidir. Fakat ötekiler? O anası • babası olanlar, o liseierde oknyanlar, o, yarın fibiir glin belki de bir işin başına çeçecek olanlar? Başımı/ın belâsı, gaiiba, asıl onlardır. * * * Jına, sonra 3 milyon liraya İşçi Sigortaları Kurnmuna. N'eye satmasın? Tabii satar. Hattâ, parsellcyip parselleyip, aynı meydanı belki bir defa daba da satar. Bizde bu kayıtsızlık varken, bu kabil hâdiseleri, normal karşılamalı. Meselâ, çocuk vardır nüfasu yok, nüfnsu vardır çocuk yok (meger arada ölmfiş.) Adam vardır iki katlı ev sahibl göriinür. Halbuki ev dört katlı (meğer arada iki kat daba çıkıvermiş.) Kadın vardır dört kocalı. tlk evlenmesine bakarlar, kocası bir tane (mtğer arada, ayrı ayrı vilâyetlerde, boyuna evlenir dururmus.) Böylece memlekette bir «kim kime, dnm durna» dır gidiyor. Ben, «enelerce evvel, Hisarda bir ev aldım. En azıııdan 40 50 senelik bir eski yapı. Bir de tapusana baktık ki, eğer bak iddia edecek olsam. yanımızdaki evin ortasına kadar benim olmak lâzım (meğer kü<,ük (!) hata olmuş.) Geçen gün bavadisi vardı: Rize'de Karayollan, vatandaşa ait bir arsa tintünden koakoca bir yol eeçirmis. Adam dâva etmis. Hak kaiandı. Şimdi oraya lâbana ektirecefini söylüyor, (Meger devlete ait eibi çörünüvormnş.) Velbasıl bep böyle. Onnn için Ankara Belediyesinin bir meydanı iki defa satmasına neden şaşmalı. * * * Hem âlet, hem değil Müdürlügü «Hangi âletlerin knmar Emniyetsayılacağını» Milli Eğitim Bakaniığınâieti Işfiler, netcde ne Uadat üctet alıy otlat! İşçi ücretinin en yüksek olduğu ülke: Amerika, en düşük olduğu ülke: Türkiye «. 1 Mtrttan itibaren, dolar kurunu 1Ö kurua3Ü tan kıymetlendirmek doğru olacağa benziyor. Çünkü vatındaı, hükümetten bu fıyata döviz alabilecektir. tthalât mallarmda, halk bir dolarlık eşyaya 18 20 lira ödüyor. Ihracatçı, malını beher dolar 8 liradan latıyor. Talebe, doları dort liradan alacak.. Karmakarışık bir dövTı mevzuatı var. Bu yüzden, ortalamajını 1350 kuruş olarak kestirip »tmakta bir mahzur yok. Bu hesaba göre, muhtelif meroleketlerde isçilerin ortalama gelirleri 1150 lira lle 140 lira arasında degişiyor. Dünyada, en yüksek ücret rekoru Amerikada.. Türkiye ise, hiç şüphesiz en düşük ücret ödiyen memleket değil, fakat emek sıhiplerinin en aı kazandıkları ekonomilerden blri.. Haftalık Ucret Amerikada 1150 lira, Kanada'da 940 lira, înglltere'de 878 lira, Belçika'da 453 lira, A'.manya'da 433 lira, Italya'da 150 lira v» Türkiye'de 140 lira.. Farklann bu derece büyük olmasına «ebep nedir? Ücret meıelesinin bu lütuoda tafıilatiyle anlaülmasına imkfin yok. Probltmin ladece anahUrlannı bdirtmeyo çalışalım: a) Bir momlakatte iaçl ıınıinuo yüks«k ücret alabUznasi, kapital ttokunun gtülsmesin» ve iktİMdt elhaılanmanın herkate i» fağlıyabilecek ölçüd» tamamlanmış bulunmaıına bağlıdır. Yu BELÇfKA AUMNYA İTALYAmflRKİYE karıkı diyagramda jötterilen memleketler arasında, »«rmay» ıtoku kifayet»iz sayılabilecek olanlar Türkiye ve bir dereceye kadar da Italya'dır. b) Emek gücünün prodüktivitesi, yüksek ücret baremlerini kaldırabilir «eviyede olmalıdır. c) Tam çahşma şartlarına yaklaşıldığı vakit, dısarıdan işçi getirterek ucuza çalıştırmak imkânı bulunmamalıdır. Alman işçisinin verimi çok yüksek olmakla beraber, doğudan ve diğer memleketlerden gelen nüfus, iş gücü arzını mütemadiyen genişletmekte ve ücretlerin yükseliş temayüllerini frenlemektedir. d) Geçim masraflarının pahalthk ve ucuzluğu da ücret ieviyesinde müessirdir. Meselâ hayat Amerikada. Almanyadan pahalıdır. e) Yüksek ücret ödemeye müsait bütün «artlar gerçeklesse dahi, işçilerin haklarını tam olarak veya fazlasiyle «labilmeleri bir iktidar meselesidir. İşçi sınıfının iyi teşkilâtlandığı, kolîektif is akti ve grev haklarının tanındığı ve işçi oyunun seçimlerde ağır bastığı memleketlerde, ücret miktarlan işçüer lehinedir. Bugün Amerika'da, milll gelirin yaklasık olarak dörtt» üçü, ücretli sınıfa »ittir. Tam çahşma şart'annı gerçekleştirmiş ileri lanayi memleketlerinde, sermaye ve emek araıındaki iktidar muvazenesinin bu konuda mühim bir rol oynadığı düşünülebilir. Türkiyede ücretlerin niçin düıük oldugunu belirtmeye lüzum vır mıT Sermaye kifayetsizliği, uzun bir enflasyon devreıi, yatırımların durgunluğu, prodüktivits düşüklüğü, grev ve kollektif is akdi »istemlerinln henüz yürürlüğe girmemeıi.. ilh.. Şair, cBir dokun, bin ah dinlel» derois. Gürültünün sinirlerin bir namarslı dâfra»nı oldnğv artık çok iyi biliniyor. Bir Vfyanalı şehircilik nzmsru fchlrlerin ortssınd» OCMİZlik bSlgeleri* yaratmak için «çam »ğaçlarından perdelen yapmak düsüncrsinl ortaya attı. Tanl trafik gürültülerinin aramnda sık bir çam ormanına dalar gibi çaralann arasından geçecek ve bu yeşil perdenin arkasında bir sessiz dünya bnlacaksınız. Tazık ki, çamdan perdenin kaç yüz mttre olacafı açıklanmıyor. • llim icatlar yapar da moda durur mu? Paris'te en küçük bir el çantası çıktı ortaya. Adı: <Twist>. New York ta bütün gün silinmiyen bir dis cilası lcat etti. Yiyin, için ve güvenle gülünüz. Dişleriniz pırıl pırıl. • • Leningrad'da plâstikten hazır evler yapıldı. Istediğinlı yerde bir bu çuk laatte knmveriyorsunnz. Lstası tarafından yeti;ririlen bir çırak ijçi Ev hanımının «os yapmaktan canı «ıkılmaması için bu işi kendi kendine yapan bir tencere icat edildi. Bir €döner tencere». Ocak başında tencere karıştırmayı hatırhyanlar yakında gülecekler bu işe. Şarkıcı Eddie Fisher kansı Liz Taylor*nn «ürdüğü kokunnn adını nnatmn;. Paris'ten kokn almadan da dSnemez. Bütün tanınmif markalardan birer koca şlşe alıp dönmttf. Ne ki? Bizim paramızla 15.000 lira kadar bir şey! Kıral Ibnisuud'un genç gelini sabahları özel havuzunda banyosunu yapıyor. îki zenci köle iki kocaman «Chanel» lavantasını, daha önceden, havuza döküyorlar. Damlası para bu kokulann... Bunu Avrupa basınına açık açık »öyliyen de geîin hanımın kendisi. Her şeyde «elektronik» I, anladık, anladık ama bir kadının gü«elleşmek için bir elektronik âlete başvnracağı da akhnıza gelir miydi? Amerikah bir mühendis, şimdl bnnn gerçekleştirdi. Bir «güzellestirici elektronik» naakine cildi hem güzelleştiriyor, hem gençleştiriyor. Şimdilik tecrübe halinde, ama yakında piyasaya y»yılac»ğı hemen heraen muhakkak. Amerika Cumhutbaşkanının eşi bu yıl «Dünyanm en zarif kadını» olarak kabul edildiği için hangi kürkü seçeceği rnerakla bekleniyordu. Jacqueline bu unvanı aldıktan sonra ilk sokağa çıkışında bir leopalr manto ve şapka giydi. Atom denizaltılarında, kimyasal bir tabaka üstünde, taze »ebze vej tiştirilecek. Bir avda taze bezelye. • Bir zamandır turizmin değerini anlamı» görünüyoruz. Adına Bakanhk kurduğumuza göre. bunun tersini söyliyemeyiz. Ancak, bir türîü yakamızı elinden kurtarama dığımız doğulu davranış turizm ko nusunda da bizi olduğumuz yerde taydırmakta... Oysaki bazı üiklerin büyük gelirini sadece turistlerin »ağladığını hep biliyoruz. Çok mu zenginiz de turizmi bir »orun olarak ele almıyoruz. Çok Bergama'daki N'ike heykeli mu varhkhyız, hiç mi dövize ih önemli döviz tarlalarıdır. Nede: tiyacımız yoktur.. însan şaşıyo tohumlar, neden sulamalar esirgei bir yandan, üzülüyor bir yandan niyor... N'eden rasyonel bir çalı 5u Ege bölgesini, Ege bölgesin mayla en kısa süre içinde bu t deki «ölü lehirleri» gezmiyen ay rihî tarlalar yurda ürün sağlıys dınımız var mı bilmiyorum. Ber cak, döviz akıtacak duruma get gamayı bir kaç yıl evvel gezmiş rilmiyor.. Barajlardan, deniz kıy tim. Bir hafta önce yeniden ge; lanndaki asfalt yollardan., otomodim. Ufak tefek değişiklikler yo bil imalâtından, ham madde. degil.. örneğin, Akropolü dolana memleketimizde bulunmıyan fab keçiyolu yer yer kaymış ve bi rikalar kurma işinden önce nede duvar göçmüş. Zaman. elbette yı bu ör.emli alana gücümüzü, imkS kacak göçertecek. Bizler ellerimi lanmızı çevirmiyoruz.. Yoksul mî' ceplerimizde karsıdan seyrine baî letiz. Geri kalmış memleketler tıkça. Oysaki Bakırçay dolayların rasmda sayılıyor adımız. llerilfik da kurulmuş bulunan Bergam ilkin imkân işidir. para isidir. Ba şehri «ölü şehirler» in içinde en ze en yakın yoldan parayı az bir emekle yaşamaya başlıyabi cek çahşmaları öne almalıyız. E lecek olanıdır. Ege bölgesinde E fes'i, Bergamayı en kısa süre İçin fes'i bile hesaba ilmadan sade de el yüzüne çıkabilecek durrum Bergama sehrini onarıp yenileye getirmeliyiz. Bunun için gerekâyo bilseydik pek büyük bir iş başar sa kemerleri sıkalım. Ege tarlalar1 mış olurduk. On on beş kilomet bire bin verecek döviz yatakSan relik bir toprak parçasında kırk dır. Bir parça himmet ve gayre bin kişilik, otuz bin kişilik, on beklemektedir. Bu konuda cesu dört bin kişilik ve ayrıca dört bin kararlar almalıyız. Bu konuda pa kişilik dört tane tiyatro kalıntıs raya acımamak gerek. Efe«i kısa var. Bergama Akropolünde tari aralık'aria üç kez gezdim. Bu ha hin söylediği en değerli kütüpha' liyle bile on kez gezilse doyula. nelerden biri, «parsömen kütüpha cak gibi değil. Oradaki sadec ne«i» nin kalıntıları duruyor. Asa «Meryem Evi» gerektigi ölçüde kn gıda, ovada i«e Milâttan iince ku metlendirilebilirse, bütün Hıristi' rulmuş bulunan «şifa yurtları» nın yan dünyasını her yıl akın ekın en çok ün «almışlarından biri olan îzmire çekmeyi ıaghyacak değer«Asklepion» hastahanesi bütün ö de ve güçtedir. zel yapılariyle toprağın içınden Yabancı turistlerden önce bütün kolunu baçını çjkarmış «beni kur yurttaslanmın Efesi ve Bergamav: tarın, beni gün ışığma, bilgt aydın gezmelerini isterdim. Yüzyıllar ön lığına çıkarın» diye yalvarmada. ce topraklanmızda nasıl büyük Mermer sütunları, tarjınağı. tiyat uygar insan topluluklannın yaçarosu, hamamları, kut«al koridor dıklannı gözleriyle görmelerini diları, dehlizlerl. heykelleriyle ya lerdim.E,eenin konuşan mermer. n beline kadar topragın ijzerlnde lerini, gülen. ağlıyan, öyküler ankoskoca bir hastahane sitesi... latan mermerlerini dinlernelerini Turi^t neden gelir; görülmeye isterdim. Egede blr zamanlar yadeğer çeyin olur.. Onanrsın, kurar samış bulunan însanlann ajkîarısın, lonra da reklîmını dağıtırsın. nı, ihtiraslarım. dertlerini, duyguBiz merdivenin birincisine bas larını duymalarını İsterdim. madan son basamağma hoplanıveKitapların insana ne kadar az, receğine înanmışız nedense. îlkin nasıl yetersiz şeyler öğrettiğl bu broşürleri basıp dağıtıyoruz. ge ölü şehirler göruldükten sonra enlere gösterecek kurulu düzenli daha iyi anlaşılıyor. Oysaki çok bir şeylerimiz yokken. kıymetli bir hocadan, Cevat Mem Bergama müzesinde muşambaya duh Altar'dan okumustuk biz sanlı bir heykel vardı. Açtınp at tarihini. Derslerini projeksiyon baktık. Deniz kenarında, tarlada ve üstelik kişiliğinin sanat bir köylünün pulluğuna takılmış yönüyle değerlendiren bir Insandı da öylece veni bulunmuş... Ve bü Cevat Memduh Bey.. Efeçten de, yük bir şans sonucu olarak da köy Bergamadan da uzun boylu söz ülerimiz tarafından kınlıp par etmişti bize. Ama Bergama müzeçalanmadan müzeye haber iletil sindeki mermer «Gülen Çocuğu» miî, gidip »Imışlar. Bu bir «m> örmeden. Efesin mermer sokaklazon heykeli. Belli belirsiz bir Mı rında gezmeden, dükkânlarının ösır sanatı havası da s»îiliyormtış nünde durmadan. binlerce kişilik heykelde. Bu bir tek heykel ya iyatrolarınm basamaklarında dorım milyon lira değerindeymiş. He aşmadan, Asklepion'un kutsal deh nüz dünyaya varlıgı duyurulma izlerinden şeçmeden bir şeyler an tnış. Ve kimbilir daha su Ege top ıyamıyor, öğrenemiyor ki İnsan.. rakları altında ne yarım milyon Anadoluda büyük, çok büyük, çok ar, ne on milyonlar yatıynr. değerli, çok duygulu insanlar yaEvet. bütün bunlar çok gerekll. amış dostlarım... Ve hâlâ merFakat bunların hepsi merdivenin merlerde yaşıyorlar. gelin bakın. onlarına doğru giden basamaklar. Fatma Irfan SERHAN Ik basamaklar nerede?.. îlkin Ber gama şehri nerede.. Niçin onarılBir baıka yazımızda «Asklemamış, neden toprak yüzüne çı ion şifa yurdu» ile «Parşömen küarılmamif.. Bunîar yurdun en füphanesini» genisçe anlatacağız. Çare bulan olmadı rverairyollan, DenizvelUn, re nmamlyetle * ' devlete ait bütün tşletmeler, senede fu kadar veya bn kadar railyon «»rar fdiyormuç. Bunu, çok şükür ilk defa olarak, açık açık söyliven l lastırma Bakanı »avın Cahit Akyar bemen arkasından bizi, âdeta, teselli ediyor: «Ama bu İşletmvler hiç bir zaman iflis etmrzler.» Allah kornsun! Neye iflâ» etsinler? Verçileri halka ödettikten, açıklı da olsa, bütçeyi Meclisten geçirdikten, fiyatları da istedikleri gibi «ayarladıktan» sonra, elbette iflâs etmezler. Bnnunla beraber savın Bakanın bu ümit verici IOzüne teşekkür ederiz. Fakat niçin, iflâs etniyeoeklerinl bildiiimiz ba müessfseler, acaba, niçin zarar ederler? Bütün ba işler husnsi ellerde iken, iflâs degil, zarar degil, bas» baş degil, hepsi kâr haliııdeydiler. Devlet bnnları «halkı istismar edilmekten kurtarmak» ve «hizmetleri daha iyi yapmak» için ele aldı. Bu iki noktanın da yerinc getirilip getirilmedigi her raman münskaşa •lnnabilir. Hadi kârdan da vazgeçtik. Fakat «iflâs» aözü ettirecek kadar zarar ne olnyor? Meselenin bn püf tarmfını arayan Koreın var mı bilmiyorum ama, hiç sfipheciz, fimdiye kadar bir bulan çıkmadı. dan sormuş. Gelecek cevaba göre hangi âleti yasak edip hangisini serbest bırakacağına karar verecek. Bir bakıma, yerine göre, biibassa dönen para va göre, ber şey kumar âleti, yahnt, hiç biri değildir. Bir misalcik: Beş altı abbap toplanmış. Biri cebinden bir kibrit kntusu çıkarıp soruyor: «Bunun içinde kaç kibrit çöpii var. En yakm rakamı bulan kazanıyor?» Herkes de »ırayla aynı şeyi yapacak. Bu vaziyette, ahbaplar ortaya, bestr, onsr bin lira starlarsa olur gize bizjra kibrit kntnsu, bal gibi, bir kumar âleti. Yok, eğer, beşer onar kuruş koyarlarsa, o zaman bunun adına «tnasum bir »ile oymra» derJer. Isviçre gibi, knmarın şiddetle yasak edlhjfçi, ^ bir memlekette bif« bazı gninolarda serbest rulet oynanırdı, fakat ber numaraya iki fcanktan (bizim talebeliSmizde öyleydi) fmals koymak menedilmistl. Yani meşbor bir ktjmar 41eti, brivlete, knmar âleti olmaktan çıkıniftı. Hrr zaman «töyledik, Knmarın önüne gecilemer. Bütün bütun de yakasını *erb««t bırrkalım demiyoruz. Memleketi Am«riks'nın Las Ve^»s'ına çevirmiyelim. Ama bir «eklinl Ae bnlmak lâzım. Yoksa, kumar Sletinin tarifiyle, T»hnt, »aman zaman kumarhane basmakla bn berbat IIletin önüne geçHemez. * * * Yerinde bir «gösteri ve yörüyüş» baEskisehir'de 20 ev kadını bir kahvebaneyl yasıp, içeride iskambil oynı.van, koealannı * • • Asıl mesele oğlana rtana «lamtvıAdaraındemedim, «Ben kadar Sadrlaam nydorulsın, Adam olamazsın dfdim» hikâyesi, bizler için, ne yerinde muştur. Bir Bakanlar Korala toplaotıtından çıkan Maliye Vckili sayın Şefik tnan, gazetecilere «Biz adam olorsak her şey halledilebilir» demis de yine ynkanki sözfl hatırladım. Onda kimin şüphesl var? Elbette her fey halledilir. Milli zfkia. mllli ktbiliyet. mflİi güc. milli imkânlar, her «tey yerinde. Fakat hiç bir şey yolnnda degil. Bütün dünya raemleketleri, bizden çok daha zor şartiar altında (kimi az, kiroi çok, fakat hepsi) paçayı Uurtardılar. Büyük harbin, daha dıinkü, yıkıntıları bugiin ne haldeler ridip törenler, yahot, okuyanlar çok iyi billrler. Hiç süphesiz hakhsınız layın »efik fnan. Filhakika bütün meseleler halledilir, ama gelgeleiim, şu «Adam olma» meselesini nacıl, Ya Rabbi nasıi, lıalledecefiz?. * * * kalamıslar ve zorla dışarı çıkarmıslar. İyi mi etmiçler, fena mı? babtrde vak'anın saati tasrîh edilmediği için kestiremiyornm. Çünkü kahvehane «İki çfft» Ifif atmak ve vakit geçinnek için iyi bir butnsma yeridir. Avrnpa'da, nmumiyetle, kahvelerde içki de verirler. Fakat onların kalabahk olduğu zaraanlar öjle saatleri ve akşamlan 5 9 arasıdır. Bunun dışında bafta tatilinde olanlar, yabaneılar, muayyen zaraanlarda iş başında bulunmak mecbnriyetinde olmıvanlar filân fider. Bondan dolayı da tenhadırlar. Hattft blr çokları garsonlara, b«w «aatler lçln, lzin verirler. Bizim kahveler, hele Anadolndakiler, frünfln her saatinde tıklım tıklım dolndnr. tkl tavla zarının, yahot. bir deste fnkambllin başına otnrnr, çunler del«i»nırtır. Onnn için de kahve memleketimizde, Meta, bir tenbeilik semboHi olmnstnr. Eger, Eıtkijehirii ev kadınlan hnna lsy«n etmişlerse, hareketterinde hakİTdırlar. * * * Arası bos reçlrmek Bayramı havalandık. flıere Ankara'dan tnnlr'e zidlyorom. t'çafimız Afvon'a «trayaeak. Ankara'dan Ratımda, pencere kena Derdin büyüğü PLASTİK BADANA BOYALARI • % * • • «Bugün îstanbul'da büyük bir ilgiıizlikle «okaklarda kendi kendine terkedilmiş beden, ruh ve ahlâk gelişmeleri büyük bir tehlike altında olan binlerce çocuk vardır. Bu ilgisizlik devam ettiği takdirde bu çocuklar geleceğin toplumla uyuşmaz davranışh yetişkenleri, ya da libıkalı suçluları olacaklardır.» Hiç »üphesiz tayın Müdürün, yerden föfe, hakkı var. Fakat ya biiyükler, ya delikanlı çatında oianlar, ya lise talebeleri, yani, kısacaıı ya «kendileriyle meşeul olnnanlar*, ya analafibabaları başlannda bnlunanlar? Daha geçen bayratn günlerinda (jaliba Adana'da) altlarında motoıikletleri bnlanan (evet, motosiklet uhibi bunlar) bir genç grspu sağa sola saldırıp, «rf keyf (!) lcin, lekiz, on kişiyi yaralamadı mı? Daha evvel Ankara'da, yin« motoıikletll (evet, bunlar da öyle) hem de Ataturk hnlva H afta içinde Poli» Mfidflıünttı MTUI Necdet l'ğıır canhıraş bir feryat kopardı: rında bir ırenç otamyoT. Yol arkadaşlığı bu ya, «rundan bnndan konnınyornz. Birden aklıma (reldl: Slz eatnın yaıundasmız, dedim, Intfen bakın da bir ağaç görânce bana haber verin. Bn mmtakada ilk yolcnlnğvydv. Suallmi, daha »iyade, tnhaf buldn. Tnhaf bnldn ama, zaten sık sık basını çevlrdiği, pfncereden daha sık ve daha dikkatli bakmıya başladı. Çealt çeşit lâf ediyornz. Hep blllminiz: K1Ssik yol gevezeliklerl. O talebe, Bayram tatillnden istlfade etmiş. îzmiri bir göreyim demiş. Siı trmirden misinlz? Hayır. Fakat çok geverim de, ben de bayramdan... falan filân ama afaçtan lâf yok. Ankara Afyon arası bir saatten fazla. Çalkalana çalkalana gidiyoruz. Sigara Içme^e izin var fakat «Kemerleri Ba^layınız» mütemadiyen yanıyor. Zaten çözsek yerimizde du ramıyaeagiz. Vakitler teçlyor. Ama bizim aftaçtan hSlâ haber yok. Ceatmıyayım. Nihayft yol »rkadaşım: «GSrdfim, dedl, işte ataçlar ..» Ben de baktım. Filhakika bir kaç ağaç sörünüyordu. Ve bunlar Afyon Hava Meydanının cılız agaçlanydı. Bergamadaki Asklepion Tiyatrosu • VEGANE GARANTİÜ RAOYO 4 t> <S f I • muaJehl/rzuiL, tıtvi SnpfJt ~~ÖtnnjjAl/uLu. OüuufjM m/u/e/irt/ PJI yakırt. cAttntutnt mntnfnnt tAtzık djnljunüjt ıxı TjıanJC»*uioz'tLn kaiitt (nUJunİJJğfı luııujujt.da. bızzat aetmüjjt daoıt Imalâfçuı aEKTROAKUSTİK LİMİTED ŞİRKETl 6 ÇOK ÇABUK KURUR O SOLMAZ. ÇATLAMAZ «SU İLE YIKANIR 9FEVKALÂDE CAZlP PASTEL f REKKLER • Kadmlara müjde. Saç yaptırmanm en sıkicı tarafı ayarlanıyor. Yeni bir kurutma başlığı. Saçlar ', Ç&VUŞOĞLU BOYA SANAYİİ Galata Fsrmsnacilsr Cad. 6658 İsUnbul Tal «41311 en kolay biçim alacak kadafr kurur kurumaz kendiliğinden dura• Broşür İ8teyin|£i^fchertyerd.«,arayımz cak. Daha doğrusu saçlar kurur gibi olacak ama kupkuru kurumıt i n e d ı k : 2651/S305 yacaklat. 1 • TRANSİSTORLU Galtrtt. Btnkalsr C.d , Vevvoda H»» 20. T«l : AA 59 61 Paal 1596,3275