23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Dencere ŞANTAJ Kaç tiirlfi santaj var? Adliye arşivinin dosyalarını kanştıran bir meraklı, yüzlercesine, belki de binlercesine raslıyabilir. En basitinden en çetrefiline ve en knrnazcasına kadar. . Bnnlar mahkeme dosyalannın şişkinliklerinde yatan suçlardır. Bir de daha özel biçimlerde, daha ince şantajlar vardır. Andre Maurois bir Fransız dergisinin son sayısında bu çeşit davranışlan tahlil ediyor. Diyelim ki, bir güzel genç kızla bir dclikanlı birbirierine delicesine âşık olmuşlar. Evienmek istiyorlar. Ama damat namzedi bey, şu veya bu sebeple müstakbel kayınpederin evinde hiç tntulmuyor. llk önce genç kızın büyük annesi, zavallının karşısuıa dikilîr : Bu adarala evlenirsen, ben kahrımdan ölürfira. Arkasından da anne ürkütiicü bir tavırla büyük anneyi desfekler : tşittin değil mi? Anlaşılan bu herifi seviyorsun. Ama her halde büyük annenin senin yüzünden ölmesini istemezsin.. lşte bu bir şantajdır. Maurois, bn sınıfa giren şantajlara bir de ad takmış: Hissî şantajlar. Gerçektcn de biraz düşündüğümüz zaman «hissî şantajlar» ın günlük hayatımızda ne kadar geniş bir yer tnttnğunu anlıyabiliriz. Uani karıkoca kavgalarında hanımların : Herif! Dedi|imi şimdi yapmazsan pencereyi açıp avaz avaz bagırırım... demesi mükeramel bir şantajdır. Veya bir gazinoda etraftaki raasalara çaktırmadan zavallı kocaya fısıltı halinde uzatılan bir başka türlüsü : Şimdi elâlemin ortasında şarkkadak düşüp bayılıverecegim. Ba, yeri ve zamanı seçilmiş daha da mükemmel bir şantajdır. Bir sevimli hanım arkadaşımız bu konuda sık sık : Hayat, zayıfların zulmünden ibarettir... derdi. Biraz eksik çekse bile içinde hakikatin agırhğı da bulunan bir vecizedir bu Gerçekten zayıflann zulmü, kuvvetlilerin zulmünden de ince bir sanat halinde bazı hayaUarı kapsamıştır. lşte size bn sanatın dudaklarda açılan çiçeklerinden bir demet : Şimdi kalbim tutacak... Efer dediğimi yapmazsan beni yok bil... Bir daba seni onunla göreyim intihar ederira... ölümüm senin elinden olacak... Ah, fenalaşıyornm .. Beraberce otnrulan hayat sofrasında zaman zaman knllanılan tuz ve biber... ölçüsü kaçırıldığı zaman hayatı zehir eden, amı nstahkla yürütülürse şantajcıya birtakım menfaatler sağlıyan az namuslnca bir politika Bu politikanın yalnıı ki.şisel münasebetlerde değil, hele bizim parti içi çekişmelerimizde de son zamanlarda pek geçer akçe olduğu görülüyor. Gerçi bu «politik şantaj» ların «hissi şantaj» lardan çok ayrı tarafları vardır. Ama bir siyasi liderin : Ya o, ya ben... Dediğimi yapmazsanız beni yok bilin ba... Diye karşısındaki insanlara taiçbir düsünme payı bırakmadan vücudunu ortaya koyması her balde pek hos sayılacak bir davranış degildir. Bir kere, îki kere belki çekiliyor ama, bayatlannı ve siyasetlerini bu çeşitten bir tutumun rotasında yürütmek istiyenler ergeç sevimsizleşiyorlar. Çaresiz... İKİ CUMHURÎYET 23 Aıalık 1962 llllllllllllllll llllllllllllllll S A N A T İkt isadî Konular 19 6 3 AJJINSTURK S iir anto 1oi it i YERLİ ve YABBNCI 1000 Ş A t R Btrarada o T A X V I M I TÜRKİYEMİM 25 fH MODERN Ç I K J t 0 « CUVÛR I A K V İ H İ Odemtll iıterm yertj AJA\S.Tf*RK.P."K 1091 .AVKAR4 IMCCOCT IVU4OIL •s11n ; sA /> T L ı ; ; F1kRAL ı : * K A R 1K * I T V R L t) t ; v 1L D 1ı | • F A l L 1J • 0 0 z E L : ;s 0 z L o : ; T A R 1 ıı ; g 1 L r. 1 L ı î Y E E I«l ' L r§ l ı: ! : ¥ C (Cumhuriyet 1V582) . Artık bir gramerimiz vardjr dedirten kitap Türkçenin en iyi grameri Üniversitede yayınlanan ilk Türk grameri . S¥?S^^?S TÜRK DİL BİLGİSİ «Vergi sistemi, beş yüdan beri, munu ileri sürecek devlet adamı luğun başlıea özelGeçenlerde resYazan: liği de bu (Koyatırımların çoğalmasını ve eko tipleri, Tülrkiyenin siyasi ortamımi hiç bir sıfatı ro) yu iyi yetiş nominin inkişafını engelleyici te na tamamiyle yabancıdır. Bizde, olmıyan (Pire Titirmesi ona en ön sirler yatatmaktadır. Gelirlerinin devlet masraflarının cidden gaııp yatrosu = PİRAİKON T H E A Tplândaki önemli mühim bir kısmını devlete ödi bir usulle tesbit edildiği herkesce RON) topluluğu yerini verebilme yen kazanç sahipleri, artık yeni mâlumdur. Talepler hiç bir kontrole tâbi tutulmaksızın tahsisdt önce Ankarada iki, sonra tstanbul:|kenmez miras bu küitür hazinesi! sidir. Bununla baş rolleri oynayan teşebbüslere ve mâlî rizikolara miktarlafrınm masa başında j>.4da sekiz gün kalıp üç eski Yunan1.' % sanatçıları küçümsediğimiz anla serbestçe girişmekten çekinmekte şılmamalıdır. Onlar isimleri ve ben dirler. Hükümet milletin itimadı zarhkla kararlaştırılması. biı isıİstanbul Sergısi münasebetiyle | P * ^ ovnadı. gitti. Gazetelere ilân Bu topluluk ancak yabancıların Ama bu nı muhafaza etmek istiyolrsa, mem sım hizmetlerin askıda kalmasına Spor ve Sergı Sarayı yanmda in ! vermek onlara pahah geldiği için akın ettiği festival mevsiminde A likleri olan kişilerdir. ve birçok j'erlerde de koriunç ıs gelmeleri gereği kadar geniş çev tinaya dönüyor. Yıhn öteki ayla yanda benliklerini unutup, isimle leket menfaatlerinin baklı göste raflata kaçılmasına yol açmaktaŞâ eLlildl JJHV^VHL», . edilen ^uıııcıuaıı& Sümerbank pavyonu, • rini silip on dört vücudu ve on rebileceğinden fazla haârcamamahrında Avrupadan, Amerikadan yakonser salonu haline getirilecekdır. Mâliyenin tutumunu gâyet f dolmamıştı bi pılan davetlere yetişemiyorlar bi dört ismi (Koro) adında birleşti dır.» tir. Şehir orkestrasma verılecek sa ' ren bir (Küme) duruyor karşımızYukarıdaki satırlar, J. F. Ken iyi bilen diğer daireler, taleplcrllonu. Milli Eğitim Bakanlığı res le. Oysa ki gönül bu oyunlardan le. Bu yüzden ömürleri şehirden da. nı kabil olduğu kadar şişırmekle nedy'ye aittir. tore ettirecektir. Salonun onarımı hiç ı nolmazsa birini îstanbulluları şehre taşmmakla geçiyor. Nereye Bu koroyu ortaya çıkaran on Son rakamlara göre, Amerikada ve ne kopartabılirlerse onu almsk m g ° r m < f ™ »terdj. Bunlardan giderlerse orada bir bayram havası na önümüzdekii günlerde başlana " kızın her aile başına oirtalama yıllık gelir tadırlaîr. «Daha az para ile idare dUySUİanmak Iîln dl1 b l l m e k esiyor. Sanki, eski Atinanın ilkba,sime yetiştirüecek ^ , cak ve bu mevsime v e t i s t i r i I e c e k ! ,•••!. , I bir kışılıgı var. Her b i n Tiyatro 9580 dolar civarmdadır. Dünyada edilebilirmiş» diye ertesi y:ı tah. , , „ • , korkanrekmez. Niyagara'nın düşüşünü har tanrısına çektıgı zıyafet avak 1 Okulunda yıllarca ıyı. konuşmayı, en yüksek vergi ödeme kudreti sısatın indırileceğinden tir. larına gelmiş gıbi. şarkı söylemeyi, dans etmeyi öğ ne sahip olan insanlar, Amerikalı lar, çok defa ellerindekini zoraki Öte yandan diğer pavyonların da duymak, bülbül şakımalarını işitSanki eski Atina bütün şiibir fiayretle harcamaktadırlar. değerlendirilmesi için harekete mek ve bunlardan zevk almak için riyle, sanatıyla, musikisiyle o renmiş. Elbette ki ülküleri baş rol lardır. Fakat orada bile, vergilesu ve kuş dilinden anlamaya nasıl ler oynamak, sivrilmek, bir isim rin ekonomi üzeirindeki geçilmiştir. Bu arada kullamlmıVaridat Bütçesine gelince.. Bizbaskısı, şehre göç etmiş gibi. Batı dünyası yacak halde bulunan pavyonlar lüzum yoksa bunda da öyle. Sahne bugün vardığı zirveye eski Yunan yapmaktır. Öyleyken bu (Koro) devlet adamlarını düşündürmeye deki vergüerin matrahlaJrı dar ve üstündeki olaylar, hele koronun; nun bugünkü gibi eşsiz bir kemaie başlamıştır. Kennedy'nin geçen a iktisadi gelişme üzerindeki tesirle da yıkılacaktır. oyunu çerçeveleyişi ve izleyişi o lılardan kalan bilgilerle, sanatla varabilmesi için bütün bu ıstekleri menfidir. Global vergi yükünü ••> kadar başlı başına bir sanat mu uğraştığını unutacak kadar nankör rini bir yana Iırlatmışlar, azgın ğustos ayından beri vergi yükü afiırlaştırmaksızın ve tepki uyancizesi ki bundan hoşlanmamak, kar olmadığı için bu ır.isafirlerini, sa ihtiraslanna gem vurmuşlar. Ül hakkında ısrarla ileri sürdüğü yeMurakabe ekiplerinm nat değerlerine verdiği önemden ni tezi incelerken, memleketimiz dırrnıyacak ayariamalarla hem ya şısında hayranlık duymamak imkülerini ve benliklerini bu adsız faaliyetlcri tırımları teşvik edici bir ortam kânsız. O eski çağların adamları başka bir de bu borçlulukla bağrı (Koro) nun kazanında eritmişler. deki durumu hatıilamaktan kenyaratmak ve hem de hâsılatı yuk Son iki gün içinde Belediye lk insan topluluğunun hayvandan ay na basıyor. Bu yılki Berlin Festi Bu özveri insan denen. hele üste dimi alamadım. valinde seyircilerin bu topluluğu tisadi Murakabe Müdürlüğü muBirleşmiş llilletler istatistik bül seltmek imkânsız değildır. Ama lik sanatçı olursa, binbir ihtiras alkışlamaları rakıpları 351 esnafı kontrol etmiş, rı bir üikü peşinde koşması geıek yarım saat ayakta larla dolu varlığın üstüne yüksel teninde, Türkiyenin milli geliri bu yönde «fazilet mücadelcsi» yayüksek fiyatla satış yapan 12 es tiğini daha o zamandan kavramış bu ağırlığın canlı bir örneğidir. 44.9 mılyar lira olarak gösteril parcasına objtktif kanaatleri samek demektir. lar ve hayvanın yalnız karın doyur Bu topluluğun özelliğini ve banafı cezalandırmıştır. mektedir. Bu rakam Amerikamn vunabilecek simalar azdır. Mesemasına karşılık insan adını taşıyan şarısının temellerini araştıracak Hiç birbirlerini görmeden tek aleleiri doktrin açısından k«ymetöte yandan dün yapılan temiz yaratığın bir de ruh ve duygu a olursak bunu iki noktada toplaya ğız, tek vücut, tek ayak, tek par milli gelüri ile karşılaştırılınca or lendirenler, gelir vergisine zam lik kontrolunda 118 kişiye ihtar, lanındaki kafa açhğını giderecek bilirız. Biri insan üstü çalışmada. mak ve tek ruh olarak bir ağızdan taya çıkan hakikat, iç açıcı değil istemektedirler. Ağır veırginin ne 28 kişiye peşin para cezası veril sanat eserleri aramışlar ve tiyat Öteki de başlanndaki rejisör Ron konuşmak, şarkı söylemek, kımıl dır. Resmi döviz kurları esas tu i demek olduğunu bilen kazanç samukayeselerde, hipleri de, karşı cepheyı tutmakmiştir. royu bulmuşlar. danmak. duygulanmak, bütün tra tularak yapılan diris'in demir disiplininde'. gedya boyunca her an değişen in bir Amerikalı ailenin ortalama ge tadırlar. Menfaatlelrin hislerin ve Bugün bile nice toplumlar tekRejisör artık en verimli. en olAlmanya meyva konservesi meden, postaldan yukarı çıkmaz gun çağına erişmiştir. Eski eserle san ruhuna aynalık etmek, şekil liri, aşağı yukarı 13 veya 14 Türk siyasi temayüllerin birbirine kaistiyor denk rıştığı münakaşalarda, hakikatler ken, onlar daha o zaman dünya rin bügünkü halka sunulmasında den şekle, renkten renge girmek, ailesinin kazanç tutarına Batı Almanya, diğer memleket durdukça yaşayacak ölümsüz (Ka reji hokkabazlıklarımn artık geç bu yüceliğe varmak için saatlerce, gelmekteditr. bir türlü aydınlığa çıkarılamaler arasmda memleketimizden de fa ve ruh) eserleri yaratmışlar, mez olduğunu kavramış, eserin ö I günlerce, aylarca, yıllarca çalısGelir seviyesinin böylesine dü maktadır. meyva konserveleri, kayısı, çilek toplumun zevkini ayaktan başa zünü, anlamını, üslubunu zedele I rnak, bunun için o ince kalblerinde şük olduğu bir ekonomide çalışan vesaire ithal etmeğe karar ver yükseltmişler. Bugünkü geliir ve kurumlar ver yecek herhangi bir ucuzluğa sap j sonsuz sevgi, o çelimsiz vücutla ve kazanan kimselerin kendilerimiştir. bünyemize Oynadıkları üç tragedyadan mamış, tragedyanın eski çağlarda rında devler kadar dayanma gücü. ni çekiç il e örs arasına sıkışmış gisi sistemi. iktisadi Itha! edileceği bildirilen meyva (MEDEA) bundan 2393 yıl önce, olduğu gibi bugün de aksoylu kal yüreklerinde sınırsız sabır bul addetmemeleri imkânsızdır. Türki uygun değildir. Çünkü 1961 de ya yede, yıllardan beri çarpışan iki pılan değişiklikler, kazançların ya konserveleri fıçıdan gayri kap (ELEKTRA) 2404 yıl önce," (ORES ması için hiç bir aşırılığa, hiç bir mak! güçleştırlarda ve kap dahil asgarî 5 kilo TİE) de 2420 yıl önce ilk defa Ati yapmacığa yer vermemış. Bütün bunlara yalnız ve yalnız büyük frealite vardır. Bu realite tırımlara akıtılmasını Bundan yirmi dört yıl önce yine bir (Ideal) için katlanılır. Atina lerden biri, devlet masraflarının mektedir. Çünkü verginin müteağırlığında olacaktır. nada oynanmışlar. Tiyatro denen toplumun küitür tapınağının 2560 onun sahneye koyduğu ilk Elek nın sabır melekleri, bu çalışma finansmanına ve âmme hizmetleri rakkiyet kademelerindeki nispetLimanımızdan yapılan yıl önce kurulduğu gözönüne geti tra'yı Atinada (HERADUS ATTİ kahramanları Istanbulda yalnız nin yürütülmesine vergi tahsi'.â ler, paranın fiilî satın alma gücüihracat îkinci ne göıre ayarlanmamıştır. Çünkü rilirse bu üç eser de o çağm he CUS) açıkhava tiyatrosunda gör sekiz gün konakladı ve bütün sa tının kâfi gelmemesidir. Limanımızdan yapılan haftalık , m e n hemen ilk denemeleri savılır. müş. hayran olmuştum. Bu sefer nat seven çevreyi (Koro) diye or realite ise, vergi yükünün iktisa aynı miktan kazananlar arasmihracat 12 milyon 211 bin liraya | Övİeyken"daha dün Taz7lmıs"'g'ibi i S o rdüğüm Elektra bizim Küçük taya koydukları mucize ile büyü di terakki ve kalkınmayı frenle da, izahına lüzum görmedigim seçerçevesine sıkış lediler. Bu kızlar hesaplı, ölçülü yici bir ağırlık ve ahenksizlik sebe bepler dolayısiyle çok ağir veryukselmıştır. sağlam bir temel üzerine kurultırılmışken bile eskisiyle karşılaş hareketleriyle Yunan matematik bi teşkil etmesidir. gi ödiyenlerle beraber vergiden Ihraç edilen malların başında muş. O kadar ki aradan yüz yıllar tırılamıyacak kadar erişilmez bir çisi (Euklides) in torunları olduğuMemleketimizde, mâlî reform kurtulanla!ra da rastlanmaktadır. yaprak tütün, tiftik, iç fındık, ku ve yüz yıllar geçmişken zaman de olgunluğa varnnştı. İki temsil ara nu ispat ettiler. dan bahsedenler, umumiyetle ver Çünkü kolay elde edilmiş gelirler zu derisi, ceviz kütüğü, tavşan de nen o acımaz yıkıcı bu sahifeleri sındaki bu başkalık, elbette o günBu arada, beş yüdanberi, boruyu gi yükünün ağırlaştırılmasını he le ömür tüketme pahasına kazarisi, manganez. deri, salyangoz, ba tozlatamamış bile! kü genç Rondiris'le bugünkü tec bu kemaie ulaştırmak için çalışkanaate nılmış para arasında bir ayırma ğırsak, seccade, gülyağı, fasulye, Bu arada o topraklar ne çeşit de rübeli rejisör arasındaki olgunluk tıran büyük sanatçı ve hoca Lou def tutmaktadirlar. Bu katılanlardan degilim. Türkiyenin yapılmamaktadır. ğişiklikler geçirdi, dağlar çöktü, tan olacaktı. kepek bulunmaktadır. kia'yı başındaki sabır ve başarı eridi. Vâsıtasız vergilerde, gelilrlerın 3 hâlesiyle görmemek nankörlük .'ergi sistemi bit yarış atına hata Bekçiyi bayıltıp kamyonu mermerler taptaze Ama bu eserler lı bağlanmış eğere benzetilebilir. ekonomik fonksiyonlarına ve kay bugün de duruyor, satırBu Yunan Tragedyalarında baş olur. soydular ların arasından Medea sesleniyor, oyunculardan daha önemli yeri Vergi yükünün ve bütçe masraf naklarına göre ayırıcı bir siste 4 larının iyi ayarlanmamış olması, me gitmek, memlcketin iktisadi Ayvansarayda dnceki gece ilgi Elektra hıçkırıyor, Orestes dışarı (koro) alıyor. Koro; Yunan sanat Böyle olgun bir tragedya toplu daima memleket menfaatlerine a ve içtimai bünyesine daha uygun çekici bir soygun olmuştur. Halit fırlıyor. lşte o babalardan bugün dehasının insanlığa hediye ettiğ; Metin ile ortaklanna ait 88242 plâ kü kuşaklara kalan gerçek ve tü en ustaca bir buluştur.. Bu toplu luğunda bas rol oyna>'an!ar. bu ğ'.r zararlar ve!rmiştir. düşebilür. Kalkınmasını hızlandıra Arkası Sa. 1, Sü. 5 te kalı kamyon Anadoluya tuhafiye Türkiyenin iktisadi sahada git bilmek için vergi sisteminin islâeşyası yüklemiş ve dün sabah hatikçe geri kalmasını önlemek, is hı, kâğıt üzerinde rakam pîrojekreket etmek üzere Ayvansaray citikrarlı gelişme şartlannı hazırla siyonlariyle oynamaktan her halvarmdaki bir arsaya çekilmiştir. GCLER KOCAOCLU mak ve bütçe denkliğini sağlamak de daha faydalıdır. Gece yarısından sonra kamyonun için ilk adımda bir mâlî teforma «Hükümet, milletin itimad:nı ile anına.^eien iki kişi, kamyopu g^riçilmesine elbet zaruret vardır. muhafaza»/etmek ı^Uyorsa, memORHAN PEkfcR* fakat bu mâlî reformun düşünü leket menfaatlerinin hakiı gösteekliyen bekçi Oşman Kuzgunun len ve söylenenlerden çok farklı rebUece6in,den. iajja harcamanja(paşın^ sert bir cisimle vurup l|aNlşanlandılar prensiplere dayanması gerekmek hdır» diyecek bir devlet adamı, yılttıktan sonra 10 bin lira değetedir. bizdeki siyaset ortamına yabancı rinde mal alıp kaçmışlardır. KamI J) 22.12.19*2 Unlon Française yonun bekçisi sabaha karşı bayMâlî reform denilince, evvelâ bi»: tiptir. Fakat bu tipi bulmakgın bir halde bulunmu.ştur. Soymasraf bütçesini hatırhyabi'ıen sızın ve kendimizi ona ısındırraak Cumhurtvet 17592 pek az kimse vardır. «Memleket sızın da, kalkınma yolundaki hen guncular polis tarafmdan aranmenfaatlerinin haklı göstereceğın deklerden develeri geçiremiyecemaktadır. den fazlasını harcamamak» lüzu ğimiz muhakkaktır. Sümerbank pavyonu konser salonu haline getiriliyor Büyük ders Muhsin Ertuğrul Vergi ve kalkınma Dr. Feridun Ergin llllllllllllllll llllllllllllllll f Orhan Göktürk evlendi Doç. Dr. Muharrem Ergin'in İlk baskısı kapışılan bu büyük eserinin genişletilmiş ikinci baskısı çıktı. Mevcudu bitmeden temin etmeğe çalışınız. Müracaat: P.K. 62 AKSARAY İSTANBUL (Cumhuriyet 175791 YILBAŞI GECESINI Vilâyet Hususî Kalem Müdürü Orhan Göktürk ile tmer Imer dün nikâhlanmışlardır. Genç evlilerin [ şahitliklerini Vali Niyazi Akı ile Vehbi Koç yapmışlardır. Yeni evliler nikâhlarını müteakip Divan Otelinde bir kokteyl parti vermişlerdir. UEFASETIÛ UNINM Sayın doktor ve eczacılara ikramıyclerındcn ^IMtdidc İDtVAN OTEI I JM.L i ARAL1K 23 RECEP 26 ş V. E. istıtadc MiGROSt^/ ( İ i â n c ı h k : 8911/17552) geçirebilirsiniz. 5 kişilik I Pellicani İtalyan Orkestrası Nefis Menü Zengin Atraksiyon Kotyon Masanızı ayırtmak için müracaat. Tel: 48 22 20 Faal 8233/17550 c t *1 7.29 h e M 6.31 9.48,12.00 ' 1.29 12.47 | 3.21 13.13 15.32 17.44; 19.2" | 2 37 ^s^l ıııııııııiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiıııııııııııııııııııııııtıifiıtıııjııııııııııijiıifiııiııııijjıııııjııııııııııtıııııııııı = CUMHURİYET'in Tefrikası: VAKIFIAR BANKASI ce birden her şey değişmiş. Ama sinirli ve hırçın olmaya baş lamış. Son âşığı onu bırakıp gi dince âdeta şaşırmış kalmıştı. Eskisi gibi hemen yerine bir başkasını da koyamamış. Gittikçe para sıkıntısı artmış, sat maya, satmaya başlamıştı. Bir kaç kısa süren macera. Para ye dirmekten ziyade yemek isteyen âşıklar.. Ve bir buçuk iki sene bocaladıktan sonra kadın intihar etmisti. Safi çok iyi hatırlıyordu. Niçin intihar etti? diye sor duğumda. Kız gâyet tabii cevap vermişti: Artık kırk dört yaşındaydı. Sıhhati de bozulmuştu. Üstelik aşksız ve parasızdı adam hayretle: Ya sen?.. Sen yaşaması için bir sebep değil miydin? Ben yaşaması için neden bir sebep olayım.. Herkes kendi hayatını yaşar çeker gider.. Hem ben artık on sekiz yaşına gelmiştim. Kendi başımın çaresine bakabilirdim. Yani beni düşünmesinde hiç bir mânâ yoktu. Sana miras olarak bir şey ler bırakmadı mı? Mücevherlerinin bir kısmı kalmıştı. Kürklerinin ev eşya. sının bir kısmı da duruyordu. fakat borcu çoktu elime pek az bir şey kaldı. Peki ne yaptın? (Arkası var) TllRKIYE CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş Türkiye Harlct Llra Kr. Lira Kr. 75.00 150.00 40.00 80.00 22.00 44.00 Bassn ve Yayan Cumh'jriyet Matbaacıhk ve Gazeteciiik Türk Anonim Şlrketl Cağaloğlu Halke\1 Sokak No. 3941 Sahibl Senellk 6 ayl.k 3 ayhk ( B a s ı n : 22139 17602) YİIAN ELMA KADIN iilümdür.. Çirkindcn ve ölümden nefret ederim. Güzele ve bayata tapanm.. Safi düşüncelerinin burasına gelince duraladı. Birden ölen küçük kadına o ana kadar acı madıfı gibi kuvvetle acıdı.. O zaman bn sözleri genç \e modern bir kadının fimarıklık ları diye dinlemişti. Halbuki iş böyle degildi. O samimi konuşmuştu. Mine için günailı yok tu.. Güzel ve çirkin vardı. Güzel şeyleri elde edebilmck içinde her şeyi yapmak mubalıtı. Son kavgalarında ona. «bana ihanet ediyorsun» diye bagırdı ğı zaman. Adeta sâfiyetle «Hayır sana ihanet etmlyorum.. Yalnız seni seviyorum» dedişini tekrar hatırladı. Onun için sevmeden vücudunu vermek ıhanet dcşildi. Günah da. battâ ayıp da değildi. Zaten görüş tarzını daha ilk sevişmeye başladıkları gün be lirtmemiş miydi? Safinin gözünün önüne atölyesi geldi. Çalışıyorlardı, çalış maya başlayalı birkaç gün olmuştu. Kadın çıplaktı, diz üstü oturmuş, başını havaya kal dırmıs elindeki elmayı ısırmaya hazırlamyor gibi duruyordu. Vücudunun btitün hatları gerilmişti. Safi elbise altından da heykeltraş gözü ile bu hat ları beğenmişti. Ama şimdi ka dın çıplaktı, gergin cildinin çok tath bir rengi vardı... Yorulunca kolunu indirir, hiç utanmadan Safiye bakar, gülümsiyerek. Biraz dinlensek mi diye so rardı?. Sonra elindeki elmayı bırakır karşısındaki yapma yılanı tiksinerek iter, çırçıplak kalkar ağır afır kimonosunu giyer ve hemen bir sigara yakardı. Arada bir şeyler de içerler, kahve de pişirirlerdi. Hemen samimi olmuşlardı. Ve kız yavaş yavas bütün hayatını anlatmış tı. «Babasını hiç tanımamıştı. Adam ona ismini vermişti ama annesini nikâh etmemiş, çekilip gitmiş, çok geçmeden de öl 14 Kadınsa hiç bozulmamış gayet tabiî: Olur tabiî, neden olmasın. Ama nereden aklınıza geldi?. diye sormuştu. Bir heykel yapmak istiyor dum. Fikir hazırdı. Başlamak için sadece model eksikti. Ismini dahi koymuştum. Nedir ismi? Tılan. Elma ve Kadın. Aman yarabbi!.. Kız ufak kahkahalarls gülmüştü ve sonra ilâve etmisti: Biraz daha ycni bir sey bulamadınız mı kuzum. Cu isim küf kokuyor, vaz geçin. Safi oldukça içerlemisti: Bu değişmeyen bir felsefe dir.. Kız tekrar gülmüştü: Bastan çıkış, memnu nıeyva EÜnah. Fakat ben bunlara inanmam ki. Bunlar dün de yoktu bu gün de. Neden var olan günah olsun.. Neden insan zevk vereni istemesin? Hadi canım bırakın masalı.. Olan sa dece güzel ve çirkin hayat ve müştü. Annesinın anlattıgına göre bir entelektüel, hattâ bir idealistti adam.. fakat ne idi? Ne yapmak isterdi kadın hiç bir zaman pek iyi anlatamamış tı kızına. Şöyle bir karara varmıştı Mine.. «Babası bir rate idi» Belki çok düsünmüş. çok üzülmüştü ama bir iz bırakma dan çekip gitmişti dünyadan. Anasına gelince o, yaşayan bir kadındı. Renkli. süslü bir haya tı vardı. Güzeldi, erkeklerin ba yıldığı tiplerden.. O da pek ha tir gönül kırmazdı, hele zenginlerin gönlünü. Bol para harcamadan, süssüz, şatafatsız, yaşayamazmış. Kızını da acaip bir şekilde büyütmüş. Daha pek küçük yaşlarda bile Mine hemen hemen her istediğini yapmakta serbestmiş. Çocuğuna tuttuğu ilk matmazele şöyle tembih etmiş: «Çocuk bırakın mümküıı olduğu kadar istediğini yapsın. öyle olur olmaz her seye ayıp diyip de ür kütmeyiniz. İstediğini yapması ni, yaptırtmasını öğrensin? Bir de lisan ve hoş hareket etmesini öğrendiğini isterim.. Hani büyüdüğü zaman her salona gi rebilsin... tşte küçük kız bu acaip terbiyeyi alarak büyümüş.. Daha sonra da istediği mekteplere girmiş çıkmış, istediği kitapları okumuş, istediği arkadaşları seçmiş, gezmiş, eğlenmişti. Fakat on sekiz yaşına gelin ıiııııııııtıııııııııııiiiııııjıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı r>^ NAZİME NADİ Yazı lşlerlni fiilen ldare eden Mesul Müdür VECDÎ KIZILDEMİR ANKARA BÜKOSll : Atatürk Bulvan Vener Ap.Yenlşehlr Telefon: 12 95 44. 12 09 20, 12 09 66. 17 57 35 • Ağızveboğaz enfeksiyonlarının korunma ve tedavisinde / ÇİFT ANTİBİYOTİKLİ, LOKAL ANESTETİKLİ ÖKALİPTUS TADINDA PASTJLLER piyasaya verilmiştir Inönü Caddesı Işmen Han Diyarbakır Telefon: 1061 * GÜNEX İl.l.ERİ MERKEZ BÜROSU : Küçüksaat Meydanı Edime Hanı Adana Telefon: 4550 * Gazetemlze gönderilen yazılar konulsun, konulmas'.n iade edilmez. tlânlardan mesuliyet kabul olunmaz. * Abone ve İlân l'jlert tçin, zarfın üstüne «Abone» veya «İlân Servisi» kaydınm konması lâzımdır. * BU GAZETE BASIN ABXAK YASASINA UYMAYI TAAHHÜT ETMİSTÎR. DOĞU İLLERI MERKEZ BÜROSU: ( İ i â n c ı h k : 8912/1.7554) (Rekiâmcıhk: 5202/lTööfi) Ömür Boyunca î • • • M '"'.2W ••••W • •!•« • ••••• • • • • • • • • • • • m • • • • • • • • ııı •m • • • • • • « • • • • « • • • • • ı ı ı ı • • • ••ı ı ı ı ı ı • • ••• »•»•A ı ı ı i i i l , < § Î V âJ"* m • • • ^^H ^»•••*1 ^i •••••] •••••( • • • • • « • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • « • • • • • • • • • • • •••a ılıa •«•a ••>• ••«>•>•••••••• • « • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • « • • • • • • • • • • « • • • • • • « a •î â'' U • ••••••••! MART ÇEKİLİŞİNDE ve Zengin Para İkramiyeleri SON PARA YATIRMA TARİHİ 5 OCAK VAKIFLAR BANKASI TURKIYE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear