02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
OOK1 IIIIIIIIIIIIIIIIIIIlllllIllIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIlIlllllllllfllMllllllllllllllllllllIIIIIMIIIIIIIIIIIllllllllllllllIlllllllfltlllllllIIIIIllllllllfll •ıııııifittıııııııııııııııtıı 9 Eylul 1961 Kesımli Koman: 175 B AN Kt B 1N > M . L Y O N L A B . Çizen: YVES SAYOL Çeriren: Mazbaı KUNT I'DIsRI İÎ.OA1A7V 169 Arkasmdan, hızla yaklaşan tek seJBİzliği, o çabuk çabuk hareketneyi, ilk rastladıklan kılıç kadar lerle gidip gelen elleriyle, çalışıbile yakına sokmadı bu hayvan. yorlırdı. lldnci balığı içeri aldıktan sonO da dtldı, kayboldu. «îfimiz var!> dedi Ahmet, ge» ra, bir an kesildi yelelerin görun mesi. Az beklediler. Gezdiler. Gine kıç tarafa yürürken. cOsm oglum, yeni bir taneye çatarsak, dip jamandıranın ucundaki balığı başka tertip yapacağız. tşaretleri da kaldırdılar. Aldılar içeri. Çok geçmeden, gene göründü kıme, çok iyi dikkat edeceksin, dülıçlar. mende.» Yol verdiler. Beş dakika dolmadan, bu defa Baştan giderken, sezdi balık kaiki balık gördüler. Biri epey uzak. yığı, daldı Atmadı Ahmet, zıpkıöbürü iyice yakın. «Yol ver üstüne!» diye, yakın nı. Bir başkasına »aldırdılar. Gene daki kılıcı gostererek, koştu ka kafadan gittiler. Vurdu Ahmet. Atma ile. Ama lasa Ahmet. Bu balık da, gagasımn dikine iyi girmemişti ete, zıpkın. Kaymışdoğru, üzerine geliyordu Kaderi tı yana doğru. Az zorlandı. kurtarmin. Osman, kuyruktan gitmek 1 dı, gitti balık. Dayandılar bîr diğerine. çin, dönmeğe hazırlandı. Yekeyi Gene gönderle beraber attı zıpıterken baktı; Ahmet, gönderi kaldırmış «Yol ver!» işareti yapıyor kını, Ahmet. İyice saplandı bu dekafasıyla. Hem de dosdoğru ileri. fa. Fakat bayılmadı kılıç, çekti ınHayvan birden, 180 derece dön ceyi peşinden, gitti dibe. Şamandidü, onlara kuyruğunu çevırdi zan ra koyverdiler. Az ilerdeki, bir banettı Osman. Ahmedin gösterdiğı lığa saldırdılar. istikamette, tam yol rerirken daAttı zıpkını Ahmet. yanamadı, kalktı ayağa kıçüstünHiç tutturamadı bu defa. Vurade, balık ne yana gidiyor diye bak. madı. rnak için . Gene kesildi yelelerin, suyun üGözlerine inanamadı bir an. zerine mantar gibi, dennliklerden Hâlâ, dosdoğru, üzerlerine geli kopup fırlaması. yordu hayvan! Tam «baştan» gidiBir müddet gezdiler. Gıdıp şayordu Kaderım balığa. mandıradaki balığı, aldılar yukaTekneyı çevirmek niyetiyle, an, kayığın içine. yağını dayadı yekeye Osman. A Bir zaman daha gezdiler. Epey ma dümdüz, ileriyi gösteriyordu bir zaman. Ahmedin kafası. Zaten artık döneSonra gene göründü balık. Salcek mesafe bile kalmamıştı pek... dırdılar Birden, doğruldu kalktı yerinde Vurdular, hemen aldılar içeri Ahmet, sonra elindeki zıpkmı, gön Saldırdılar. Uzaktan sezdi. daldı deriyle beraber, olduğu gibi fırhayvan. Bir başkasına saldırdılar lattı ileri, bütün gücüyle. Gönderin uçarcasına gittiğinl, Gene az saplandı, kurtuldu zıpkın sonra, yuımuşak bir yere, sanki ku Saldırdılar bir başkasına Vurdular. gelmedi. Şamandıra ma asplanmış gibi bir an ayakta, suyun üzerinde dikilip durduğu koyverdiler. Saldırdılar, sindi balık, uzaktan nu, arkasmdan bir yana devrilifarkedip. Gene kesildi yelelerin verdiğini gördü Osman. înce ip, s a ğ 1 1 1 y o r d u , kü ardı arkası. Bir saat geçti. Tekrar göründü peştenin kenarmdan. Kalastan, gulerek geldi Ahmet. Gene saldırdılar. Vurdular. Aldı «Eee oğlum!» dedi. «Bundan lar. Alamadılar... Saldırdılar Sınevvelsi, .çobanlar da vururdu, alt di balık. Saldırdılar... Vuramadılarında öküz gibi yatan balığı. îş lar... Vurdular... zıpkın kurtuldu. çıktı. Vurdular. Aldılar içeri... bundan sonra anlaşılır!» Saldırdılar... «Baştan gittik balıga...» diye kekeledı Osman. «Hem de «a t Güneşin battığı yerde kalan, son larılık da solarken, Kaderim Avm a » ile vurdun.» «öyle!» diye, gene az böbür şa'yı, Araplar tarafından dolanalendi Ahmet. Bundan sonra, hep rak; bu adayı, Koyun Adasından baştan gıdeceğiz balığa. Çoğunu ayıran boğaz boyunca, Marmarada, alabilirsek, «atma» ile alaca ya doğru ilerliyordu. Ahmet, ambarda, üst üste yığığız.» Az geçınce, çektiler balığı lçeri. lı yatan, dokuz kılıea baktı. Yirmi Bağladılar, yol verdiler. Sağda beşle kırk arası hayvanlardı bunsolda, peş peşe, birer ikiser, gö lar. Genç balıklar. en makbul boyda hayvanlar. rünmeğe başlıyordu yeleler. «Osman!» dedi birden. «Biz bu Direkten atlayıp gelen Osmana, aksam da eve gitmiyeceğiz.» verdi talımatı Ahmet: Şaşırdı oğlan. «Dayan oğlum. Göründü ba «fyi ama, bu balıklar, bir gün lık. Hep buralarda gezeceğiz. Gitmiyeceğız Kendere taraflarına. daha avlanmamızı beklemez ki. Hem oralarda, başka teknelere Yarının sıcağıyla, turşulan çıkar.» «Oğlum, kim dedi sana, bunrasü.yabıliriz. Hem de, var balık buralarda. Tav da yapıyor. Unut larla beraber avlanacağız diye? ma, el çabukluğu marifet, şimdi...» Osman, bına bak... Dinle beni. Bir iş yapacağız.. Biraz gözü kapalı Dayandılar... bir iş ama... ya batanz. ya çıkanz!. Gene baştan gittiler balığa. « A t m a » ile vurdular. He tstanbula götüreceğiz bu gece, bu men almadılar. Şamandırt koyver kıhçlan...» «tstanbula mıT» diler. Dayandılar ileri. «Evet... Dokuz tane burada Kafadan gittiler balığa. var. Dört tane de buzhanede. ŞimVurdular. Aldılar hemen içeri. di Marmarada, bizi herkes, manGene ameliyat masası başında yeto tâmiriyle uğraşıyor biliyor... uğraşan operatörle, asistanının, o Bu akşam Cumartesi. Muhakkak sinirli, tek tek kelimelerle delinen (Arkası varj lllllllltlll lt • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •• • • • • *<<a • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • ' • • " • * u"u Ertesi tabah doktor Mugars'ı Kont zlyaret etti. Yanmda Mourillon da vardı. Korit kendini takdira ettikten Mnra sordn: «Lncien'i bugün isticvap edebilecek miyiz? T»biî bu pekâlft müm kündür. Artık kâfi derecede kuvvetlendi. Beni takip ediniz gizi onun yanına götüreyim. Her ü?ü birioci kata çıkarak hastanın yat makta olduğu odaya girdilçr. Kontn gören Lucien sevinçle bağırdı: «Ah kimbilir ılze ne lahmetler verdim», dedi. Kont da: «Evet yalan degil, dedi. Size blraz danlacağım. Ne diye Matmazel Lnrean'dan bana veya damadıma ve kızıma hiç bahsetmediniz? Lucien Kontnn yüzüne hayretle baktı. Kont devam ediyordo: «Matmazel Lurean'nnn annesiyle birltkte bitişik villSda oturdugunu biliyoruz. Tabiî siz oralarda gezerken tecavüze ngramış olacaksınız. Hâdise nasıl cereyan etti?» Bunnn üzerine Lucien sevgilisi Euçenie ile karşılaşraasını ve gece görüşmek bususnndaki kararlarını anlattı. Lucien: «Kandevuya tam zamaoında fittim ve bahçede Engtnie'nin yürümesini lşitir gibi oldum. Fakat öbür tarafa benüz geçmiftiın ki birisi basıma vardu. Oraya düştüm. Kalkmak istedim, berif Uzeriıne çullandı. Yiizünü gördüm. Korkunç bir zenci idi. Nihayet berif bogazıraı sıktı ve ben bayılmışım, dedi. (Arkası var) IIIIİIIIIIIIIIIİIIIIIIU OKURLARLA YAZAN:HAMDJ VARO^L Temizliğe dair Dünya tıp âlemi endişe içinde. Ademeğlu temizliğe fazla düskün hale gelmif. Saglık konusunda fazla ileri gidiyornmş. Eskidrn pisligin bir ayıp ve kosur oldufu söylenirken, jimdi onun yerini neredeyse temizlik alacak. Temizliğe dair Felâketten sonra Tiyatrodan haberler Sükut parkı liyonnuş. Fazla titiz kadın, bu halinden, kocasını öyle bıktırıyor ki, Nasreddin Hocanın «al abdestini, ver papncumu» hikâyesinde olduğu gibi boşanıp kurtulmaktan başka çare bulamıyorlarmış. Hasılı, ben bu dünyaya sank yıkamağa mı geldim, diyen softa galiba haklı. çirdiniz diye bir de otel parası istiyebilirlerdü. Tiyatrodan haberler Tiyatro muhitinde pek tatlı dedikodular, nükteler, hikâyeler duyulor. Bizim de|il Batının tiyatro mnhitinden alınmış, bu türlü birkaç zarif «öz okudnm. Size de nakledeyim, hoşunuza gidecek. Felâketten sonra Fransa'nın Chamoniı bölgesinde bir teleferik kazası oldn ya. Iki vagon yiizlerce metre yüksekten kopup kayalara çarparak dağıldı, dokuz kişi öldü, yüze yakın turist öteki vagonlarda mahpus kaldı. Işte ba faciaya bir de komedi karışmış. Havada kalan vagonlardan knrtanlan turistler, teleferik istasyonu gişesine gidip paralarım geri iıtemişler. Gişe memurn : Tağma yok, demiş, teleferik yolun yansına kadar gelmişti, yarısında tel koptu. Demek ki, yarı yolu geçtiniz. Yan yola kadar giden tam ficret öder. tş büyümüş. Polls ve jandarma müdahale etmis. Nihavet teleferik idaresi bütün bilet paralarım geri venniş, mesele kapanmış. Bundan da yine tıbbın lorutnlu olduga anlaşılmış. Mikrop merakı afilıya asılıya, lnsanları birer manyak yapıp çıkanlar yine doktorlar oldDga için, şimdi bn günahlarının kefaretini ödemeğe çalısıyorlar. Âlimler telâs içinde. Bu gidişle beseriyet, bazı mikroplara karsı tabiî sekilde korunraasını sajlıyan birtakım şartlardan mahrum kalaeak diyorlar. Meselâ, çocnk felclnin artmssının, millftlerin sağlık şartlarına fazla dikkat etmelerlndpn ileri geldigi artık sabit olmuştnr. Bu hastahğın bilhassa. Amerika ve fskandinavya memleketleri gibi fazla gelismiş diyarlarda görülmesi bnna delil sayılıyor. Bnna mnkabil, az gelişmiş memleketler bn hastalığa mnkavemet gösteriyorlar. Tine dikkat edilmiş, sıhhî şartlara yavas yavaş uymağa başlıyan tnilletlerde de bn hastalık ilerliyor. tnsanların pialiğe biraz alısık olmalan kendi menfaatleri iktizası. tfin bir de psikolojik taAma sabaha kadar yiizlerce rafı var. Birleşik Amerikada metre havada kalan kazazedeleyapılan bir inceleme sn hakikarin geçirdikleri korkuyu soran ti ortaya koymnş. Boşanma dâolmamış. valannın büyük bir kısmi, evli Isabet de olmuş ya! Çünki bn kadmlann titlzliginden ileri gesefer, geceyi vagonlarımızda ge Silik bir piyes mttellifl, Coquelin kardeslerin büyflğünÜ pek kıskanırmış. Bir giin hınç almak istercesine sormnş : Kuznm Allah afkına, liz sahne dışında bu kadar zarif bir adam oldogunuz halde, nasıl olnyor da sabnede bu kadar can nkıyorsnnnz? Büyiik Coqnelin cevap vermiş : Sahne dışında metin kendi eserimdir de ondan. Bir tiyatro artisti, olur ya, Ifsiz kalmış. Para sıkıntısı çektlği için, ucuza karın doyurmak maksadiyle, üçüncü sınıf bir Iokantaya rîrmlş. Bir de bakmış, kendisi gibi kötO durnma düsmüş eski bir meslektaşı, basında beyaz aşçı külâhı ile tezgâhta oturuyor. Hayret etmlş : O ne? demis. Bu hale dü> tün ha? Beriki içerlemlş, eevabı yapış tırmış : Evet, bn hale düştüm. Ama ben burada çalmyorum, senin gibi karın doyurmuyomm. * Ünlfi tiyatro müellifi Jean Anhouille anlatıyor : Vaktiyle bir noter kfitibl tanırdım. Deli gibi tiyatro meftunu idi. Âdeta «ys tiyatro, ya ülüm» sözünü düstur edinmişti. Bir giin bir amatSr trupu ile sahneye çıkraıs, öyle yuhalanmıştı ki, perdeyi indirmeye mec bnr oldular. Birkaç gün sonra adamcagız intihar etti. Masasının üstünde bir pusula buldular. Şöyle yazıyordu: «Vasiyetimdir. Kafatasımı, Hamlet'in mezar sahnesinde kullanılsın diye, arkadaşlara hibe ediyorumj» * Bir kadın trajedi artisti pek genclik meraklısı idi. Taşı hayli ileri olduğu halde genç gözük mek için her şeyi yapar, âdeta maskara olurdu. Bir gün yarı itirafta bulunacagı tuttu. Bir mecliste : Insan benim gibi, elliıine basınca» diye lâfa basladı. öteden, bir ünlfi tiyatro artisti dayanamadı, şu mukabelede bulundu : Bayancıgım, her halde matineleri unutnyorsunuı!. Sükut parkı Amerikada, Oklahoma'da, belediye meclisi, gürültü ile mücadeleye karar vermiş, «Gezinmeyi, düşünmeyi ve hayale dal mayı sevenler» İçin bir park yapmakla işe başlamış. Parkta bir levha asılı imiş. Üzerinde fn ibare yazılı: «Konuşmak ya•aktır». Ama buna mnkabil, çimenler Üzerinde yürunebiliyormuş. Gulhane Parkına gırısin ucrete ğer bir nokta da Parıs, Roma gibi gdrüldüğü tâbi tutulması ile ılgıli olarak ya Avrupa sehirlerinde zılan yazı uzerine, tstanbul Bele üzere, İstanbulda da büyük camıdıyesi Bajj.n Tunzm ve Protokol lerin, »urların ve bunlara benzer Müdürlüğünden aşağıdaki aydınla âbidelerin, hiç değilse yaz avlarıiıda, gecelerı aydınlatılmak suretiytıcı yazı alınmıstır «Senelerin ihmaline ugramıs bu le «ehrın turistik cazibesinin arttılunan, çok değerli bir ecdat yadı rılmasıdır. gârı Gulhane parkının imarını ve Bozuk ve noksan bakımını daha ıyı bir şekilde sağlamak ıçın parka gırışin paralı fırancalalar olması dusünülmus, Belediye EnBomonti'den bir okurumuz yazıcümenince alınan karar tç:şleri Bakanlığınca onaylanmış ve tatbika yor: Bomonti'de, tam emniyet ftmırta geçilmıştir. tstanbul mıntakasında halkın te lığinın karşısında bulunan fınndan pişm»mis, mız hava alabileceğı otuz park aldığımız francalalar ve noksan olduğu gıbı ucretsiz olarak halkın istifadesına hamur arzedilmektedir. Gluhane parkına içi.Tden çesitü yabancı madde de ba^ka fırın gıris için buyüklerden 50 kurus a çıkıyor. Bu civarda uzaklardan getirilen lınmakla beraber, evvelce park olmadığı, ıçındeki Hayvanat Bahçesine ve francalalar ise, taksilenn ayakla Akvaryuma 25 er kuruj duhuliye' basılan pis yerlerıne kadar doldukaldırılmıştır. rulduğu için, kötünün iyisi divefırmımızdan almak Paralı girış, parkı issiz güçsüı rek kendi takımının barınağı olmaktan kur zorunda kalmaktayız!. tarmıs ve aileler huuzr içinde gez«Üzücü bir olay» me irr.kânına kavuşmuşlardır. Bu konu ile ilgili olarak süRealıte şudur ki, ucret tatbikin I den sonra parka giriş hissedilir de tunlarımızda yayımlanan yazı üze> recede artmıştır. Parkın Saraybur rıne, İstanbul Beledıyesi Basın • nu kesımi ücretsizdir. îsteyenler Turızm ve Protokol MüdürluğunSrıkeci kapısından para odemek 70 den aşağıdaki mektup alınmıştır' runda kalmadan bu en güzel, en «Servıse verilen otobüslenn tehavadar parktan faydalanabılı^ mırlığıne azami derecede dikkat edilmektedir. ler.» Depodan kirli çıkan otobusleri, Karaköydeki trafik ilk binen yolcuların veya biletçinın gormeleri icap eder. Yapılan tıkanıklığı tahkıkatta tutulacak yerın kirlı İstanbul'dan Mustafa Konat ya olarak servise verilmiş otobüs teszıyor: j bıt edilememiştir. Kemeraltı caddesi ile Bankalar Buna rağmen alâkalıların dikkat caddesınin kavşağı olan noktada nazarı çekilmietır.» ki trafik tıkanıklığınm, KemeralAçık mektuplaşma tı caddesinin bir tunel ile köpru başına bağlanması suertiyle gideAnkara'dan M. Çınarh'ya: rilebileeeğine kanilm. Üstelik buYazmız hem çok uzun, hem de radaki tümsek böyle bir tünelin aynı konuya birçok seferler dokuinşa edılmesini çok kolaylaştıra nulduğu için simdilik yayımlanmacaktır Işaret etmek lstediğım di sına luzurn gorülmemiştir. «Bir yanlış karar» Dünyadon dedikodular Kıraüce karanlıkta kaldıKüçük Prens ve kızlarCallas hakkmda yeni bir dedikoduNarylin'itı safra kesesi Kıraliçe karanlıkta : Şatonun büyuk salonunda, yemekten sonra, ağır bir vals çalınmnktadır. Birden ışıklar soner. Çiftler afallar. Çiftler... kimler yok ki aralarında: Prenses Margaret, Tony, Glouchester Duşesi, Prenses Marina ve prensesler, duşesler, kontesler.. Kıraliçe Elizabeth Prens Philip' le dans etmededır. Onun dâvetidir bu. Onun şatosu. Dansedenlerden bir ikisine çarpar şahane çıft. Fakat Kıraliçe soğukkanhlığını bırak maz. Dâvetliler de etiketı bozmaktan urker, hiçbir şey olmamış gibi davranırlar. Karanlıkta şahane vals surup giderken uşaklar telâşla şamdanlan getirirler. Ve tabiî lâmbalar da yanar yeniden. Elektriklerin neden söndüğü bihnmiyor. Teknisyenler bunu anlamak ıçın yazlık saraym elektrık tesısatını kılı kırk yararak inceliyorlar. Kıraliçe dansta hiç renk vermemistır ama emirleri çok kesın ve sert olmuştur: Bir daha böyle bir kaza görülmiyecek.. «Marylin safrakesesiz de (flıel» Birçok Amerikalılar gibi Marylin de meyva sulannm üstüne fazla duşmuş, diyorlar. Bu yüzden New York polıkliniğmde hasta yattı. Yedı operatör safrakesesınl çıkardılar. îyı olana kadar kim baktı, bılıyor musunuz? llk kocası Di Maggio. (10 ay beraber yasamışlardı). Zaten onun karagün Bir garlp dedikodu daha: Callas dostu bu adam. Başı darda kaldı nihayet Onasis'le evlendi ya. Eski mı yetisiyor. Marylin önce amelikocası ortaya bir haber atmış. Bom yat olmak istememiş. Korkudan, ba gibi patlamış bu. Sozde Callas ama can korkusundan değil. GüOnasis'le evlenmemiş de Prenses zelhk ve sanat endişesinden. HeGrace'e yalan soylemiş. Prenses kımler yine mayo ile filim çevırede çok çatkınmış bugunlerde o oıleceğinı temin edınce tereddüdü yüzden, gulen yuzü gulmez olmuş. kalmamıs. bu hafta yaptığı bir rdportajda şoy le diyor: «Prens Charles'in yarınki eşi mi?» Anlatılana göre, Charles bir gun arkadaşlarına: «Amerika Cumhurbaşkanlığını Nixon değıl Kennedy kazandı. Çünki karısı daha guzel.» demiş. Bundan da kadın güzelliğıne verdıği değer anlaşılıyormuş.. P!âj!arda en son moda Saınt Tropez... Saint Tropez... tkıde bir duyuyoruz bu adı. Dunya dedıkodusunun ünlüleri aşklannı orada yaşıyorlar, orada modanın en dumanı üstünde kaprislerinı tadıyorlar. Bugun o kıyıyı dolaşsanız incecik kadınlarda BU iki şeyi gorecek(iniz: + Daracık plftj pantalonlarımn üstünde eteklerine, kol kenarlanna, yaka kenarlarına fisto işlenmiş bluzlar. •jr Ve bir pervâsız moda: Belı, hattâ gobeği açık bırakan, kalçaların yansından başlıyan bir pantalon. Koltuklardan 10 santim aşağıda biten bir bolerocuk. tkinciyi değil ama birinciyi yazın son ayının en son yenilijji diye hemen yapabilirsiniz. iâPYOBIİGÛNKÜPROGRA. İ S T A N B U L 7^7 Açılıs ve program 7.30 İki marş 7.35 Sabah plâkları 8.00 Haberler 8.15 Oyun havaları 8.30 Sabah konseri 9.00 Kapanış. 11.57 Açılış ve program 12.00 İki marş 12.05 Şarkılar (Afıfe Edıboglu) 12.30 Küçuk Orkestra 13.00 Saz eserleri 13.15 Haberler 13.30 Şarkılar (Şükran Özer) 14.00 Sevılmiş eserler (Bach'ın eserleri) 14.40 Türküler ve oyun havaları 15.00 Gençler için 15.25 Kayıp mektuplan 15.30 Şarkılar 16.00 Amerikadan yeni caz plâkları 16.30 Radyo yurttan sesler 17.00 Melodiden melodiye 17.30 Radyo Kadınlar Fasıl Heyetı 18.00 tbrahim Solmaz Dans Seksteti 18.15 Şarkılar (Orhan Şener) 18.45 Haberler 19.00 Çeşitli studyolardan 19.30 Olaylar ve yankılan 19.45 Şarkılar (Süheylâ Gürses) 20.00 Sevilen sesler 20.15 Saz eserleri 20.30 Salon orkestralarından müzik 21.00 Şarkılar (Sabite Tur Gülerman) 21J0 Cumartesi gecesi için müzik 22.00 Çesitü stüdyolardan 22.30 Günün sarkıları 22.45 Hafif melodiler 23.00 Haberler 23.15 llham Gençerle tatil gecesi 23.40 Lâtin Amerika ritmi 23.55 Program 24.00 Kapanı?. A NK A RA 6^7 Açılış ve günun programları 7.00 Günaydın 7.20 Hafif müzik 7.30 Haberler 7.45 Şarkı ve saz 8.15 Hafif müzik 8.45 Şarkılar 9.15 Sabah müziğı 9.45 Turküler 10.00 Kapanış. 11.57 Açılıs ve programlar 12.00 Hafif yemek muzıği 12.30 Gül Batu'dan şarkılar 13.00 Haberler ve Türk basımndan ozetler 13.15 Küçuk konıer 13.40 Kayıp aranıyor 13.45 Nevzat Guyer'den şarkılar 14.00 Haftalık programların takdimi 14.15 Müzehher Guyer'den şarkılar 14.45 Sizin için 15.20 Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkası 15.45 Ulviye Taşkenf ten şarkılar 16.15 George Shearing Kenteti 16 45 Ahmet Sezgm'den türküler 17.00 Çocuk saati 18.00 Spor sayfası 18.15 Sizin için 19.00 Haberler 19.15 Yasadığımız günler 19.25 Bu akşamın plâğı 19.30 Olaylar ve yankılan 19.45 Turküler 20.00 Gide gide 20.20 Karışık hafif melodiler 2030 Çocuklarla başbaşa 20.40 Şarkılar 21.00 Tonny Bennett löylüyor 21.15 Nese Can'dan şarkılar 21.35 Ozanlarla on dakika 21.45 îstediğiniı müzikle danı 22.15 Mustafa Seyran'dan şarkılar 22.45 Haberler 23.00 Sizinle y a n m saat 23.30 Tatil gecesinin müziği 24.00 Kapanış. Kuru Fasulye Alınacak Ereğli Kömürleri İşletmesinden: Şartnamesine göre kapalı zarfla teklif alınmak şartiyle satın alınacak 125 ton kuru fasulyenin ihalesi 26.9.1961 sah günü saat 16 da icra edilecektir. Şartname Zonguldakta Ereğli Kömürleri İşletmesi Ticaret Materyel Müdürlüğünden, Ankarada T.Kİ. Kurumu Genel Müdürlüğünden, İstanbulda Beyoğlu Piremeci sokak Metrepol han 2 nci katta T.K.İ. Kurumu İstanbul Satınalma Müdürlüğünden, abnabilir Elli tonluk teklifler de nazan itibara alınabilir. İşletmemiz arttırma ve eksiltme ka i nununa tâbi olmayıp ihaleyi yopıp yapmamakta veya dilediği f ne kısmen veya tamamen yapmakta serbesttir. İ (Basın: 6022 4426) Kan tükenmiş Hemophlie (kanın pıhtılasmaması) hasialığı çeken bir adam bir kaza geçirmiş, kaldırıldığı hastahanede kendısıne 2 ayda 200 lıtre kan verılmiştır. Üç gün önce hasta ölmüstur. Çünkü o bölgede kendisiae verilecek kan bulunamamıstır. KADIN ve ERKEK KUMAŞLARI tsmlr Tün Mensneau T.A.Ş. (HtlkMpulMT • tzi*İT) • Küçük prens ve kızlar : îngiltere'nın küçuk velıahti Prens Charles daha 13 unde ama gözü kızlarda imiş! Hayret değıl mi? Ortalarda şımdıden bir soru dolaşıyor : «Prens Charles kendine eş bulmakta acele mı edecek yoksa?» Ingilız basını bu konuyu ele aldı bile.. En buyuk kadın gazetesi «Kadının Aynası». Danımarka Kıralmır en sevdıği kızı Prenses Anne Maria ile Faal 2360/4411 Cezaevi misafirleri Bundan böyle îngilterenin bütün cezaevlerinde disiplinden ayrılmıyan mahkuralar eşlerinı dostlarını çaya çağırabileceklerdir. Çay bedava.. Yalnız bisküvi parasını kendileri ödiyecekler. BAY OSCAJfc P A II I 368 tv j*t PBOF. NtMBOS'fiD MACEBALARL PATTÎ BUNU BlR ATMIVAIllllllltlllllllfllll •tlllllIIIIIIIUIIIIIIIIIDIIflllffltIllf«!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear