24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
IIIIIIIIUIIIIIUUIIHIUIIUII TARtHl ıııı=ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııtfiııııııııııııııııııııııııııııııııt<ıı<ıı«wMuıiMwutHifşuıı itpazarı Yazan: Reşat Ekren KOÇB 1 Bize dört cüdlik muuıtm bir satılmaıı gerekir, yahut, malın IB Türk lugatı bırakmış ola n bir dil hibi kıyamaz, mahnı «lır, gider. bilginimiz, merhum Hü*eyin Kâ. Içinde yalmz kullanılmış eşyazım Bey bu ismi şöyle tlrif edi nın alımp satıldığı bir çarşı olduyor: ğuna göre, Bitpazan adının Ba«BAT, Arapcada son, nihât, kati yatpazarından bozma olduğunu mânasında; BATPAZARI, raüzfc söylemek, akla daha yakındır. Ba yede ile eşya satılan yer, bey*ibat yat kelimesi, günlük dilimizde me mahalli. Avam lisanında Bitpaza câzen «çok kullanılmış, eskimiş» rı denilir. BİTPAZARLI, müstâ manâsıne gelir, hattâ: «Bırak o mel, kullanılmış eşya satan esnaf.» bayat lâfları, mâzeretlerü...» gibi Görülüyor ki bu meşhur dil bil tâbirleri sık sık kullantrız. ginimizin Bitpazarı târifi tam ışık Bayatpazarı'nı avam ağzı Bitpaiçinde değildir. ıB«tp«nrı»mn zarı yaparken, «Bit»in müstekTeh avam ağzında «Bitpazarı» şekline bir haşere olmasından dolayı, lsçevrildiğini söylüyor, «Bitpazarlı» tanbulun Arapça kelimeler ve te. nın da müstâmel, kullarujmış eş rimler kullanmaya düşkün kâtip ya satan esnaf olduğunu yanyor. ağzı da Batpazarı yapmıştır diyeBu ismin aslı Arapça BAT kSkün biliriz. den çıkmış Batpazarı i«e, batpaza. Gençliği bıçkınlık yolunda geçrı da müzâyede ile eşya satılan miş bir îstanbullu olan Mustafa yer ise, ayaktakımı halk ağzında Tekkanat, eski lâkabı ile Yorgancı • Bitpazarı» şeklinde bozulur iken, Çakır Mustafa, bana tevdî ettiği Bitpazarı esnafmın, ne münâsebet zengin itirafnime hâtıralannda, le kullanılmıs eşya satan esnaf ol ki eemiyet hayatı bakımından çok dugunu izah etmiyor. kıymetlidir, Bitpazarı için de şu Kendisi pek değerli bir mâliye »atırlan yazıyor: ci olduğu halde söhretini târlhî «Ne götürür iseniz, kabahğıaraştırmaları ile yapmış, metod mı «fbuyurun, eski lizımlıktan 9UE olsa dahi hakikaten kıymetli billur âvizeye, yamalı iç donundan eserler yazmış muhterem Mehmed redingota, sırmalı üniformalara ka Zeki Pakahn «Osmanlı Tarih De dar her şeyin satılabileceği bir çar. yimleri ve Terimleri» admdaki him şıdır. Koca bir evi n ejyasını aramet mahsulü lugatına bu pazar, balara yükleyip götürseniz yarım çarşı adını «Batpazarı» olarak alı saat icinde satarsınız; ben sattım. yor ve: «Eski eşyâ gatılan pazar ye Onaltı yaşında uçarı, haylaz bir ri ve çarşı hakkında kullanılır oğlandım. Anam anüteverrim, ba» bir tâbirdir. Halk arasmda Bitpaza bam ayyaş, usta yorgancı idi ama rı denilir. Aslı BAYATPAZARIdır» kazandığını meyhanelerde, umumdiyor. hanelerde yer; beni baflboş bıGörüyoruz ki Pakahn da t«r«d. raktı, itlige, bıçkınlığa heves et. diıt içindedir. Bitpazarı isminin tim, «srara başladım, dükkândan sık kaçar, bâzı geceler eve daashnm Bayatpazan olduğunu kesin ifâde ile söyledikten sonra, hi gitmez, nerelerde, kimlerin ya yukardaki satırlan eserinde «Bat nmda dolaştığımın, yatıp pazan» maddeeinde yazmaaı, an mın bile farkında olmazdım. îşi cak Hüıeyin Kizım Beyin tesiri Bitpazarında ve «Saatçi» lâkabı altında kaldığını söylemekle izah ile anıhr bir adamla tanıştım, esedilebilir. Yukarda adı gcçen ta rarı, ekseriya veresiye ondan alır borçlandım. rih lugatında müatakil Bttpazan dım. Herlfe hayli Anam öldü, babam eve üvey ana maddesi yoktur. Aslı Batpazarı, y&hut Bayatpa. adı altınıta bir şıllık getirdi. Kazarı; bu çarşınm karakterlstik hu rı geldifiinin ertesi giinü bana mu susiyetlnden her lki üstad hiç bah sallat oldu. Elin, ayağın, kaşın, setmiyor. Halkın Bitpazarı dediği gözün diyerek evvelâ israr ile gü söyledi, bu çarşıda mutlaka kullanılmış eş zel bir genç olduğumu ya satılmasmdan başka asıl husu imâ ettiği arzularına ram olma. siyetl, satıcının sâdece esnaf ol yınca cevrü cefâya başladı. Bir mayıp halkın da esnafa mal sat ara babamla beraber Burtaya gitmasıdır. Bitpazan esnafınm en bü tiler. Ev ve eşyâ anamın idi, »ılyük kazancı da halka mal satar lık kadın mahallemiz halkınca da ken değil, halkın elinden mal ahr iyi karşılanmamıştı. Fırıat ganimettir dedim, imam efendinin aken olur. yalvardım, Hüseyin Kâzım Bey: «Batpazarı yaklarına kapana^ak müzâyede ile eşya «atılan yer, imam il e mahalleli göz yumdular, bey'bat mahalli» diyor, fakat, yu. evde eşya nâmına ne varsa iki karıda da arz ettim, bu ifadesini öküz arabasına doldurdum, Bitpa müphem bırakıyor, aydmlatımyor. zarı onüne çektim. Saatçi de kefi. Bitrjacarında müzâyede, artırma ile lim oldu, hepsini bir saat içinde satıj, esnafın halka mal Mtışında sattım Esnafın iki arabaya kara değil, halkın esnafa mal arıında sınek bulutu gibi üşüşmeai, «lleolur. Bubakımdan «Bitpazarı» tâ rine fieçeni didik didik muayenele birinin Batp**arıı*dan bozmat ol ri, bir yağma halinde aaHş ölünduğunu soylemek de kolaylaıır. ceye kadar unutamıyacağım bir Şöyle ki, bir kimse BitpBzarrna sa sahnedir. YA, «Um» g*cen?,,. Sade tılık mal götürdüğü zaman, o ma ce 10 altın olmuştu; bir de saatçila tâlip olan esnaf birbirindtn az ye olan borcumu ödemiştim. O acıfarklı fiyatlar verir, bu bir nevi dı da, gümüş kösteği ile beraber artırma, müzâyedadir; ion haddi dedemin gümüş saatini satılığa çı ni bulunca, ki daima hakiki kıy karmadılar. yâdigâr olarak bende metinin çok altındadır, artlk fazla bıraktılar. Bitpazarından şöyl e ay para veren çıkmayınca o malın rıldım: Yalın ayak, yarım pabuç, başımda püskiUsüz fes, yeleğimde gümüş kösteği sallanan yâdigâr sa at, koygumda on altın!. ve pajim. TEŞEKKÜR de, küçük mirasyedinin paralannı Alle büyüğrümüz o akşam yiyceek sözdiı hâmi iki MEHMET CEMİL hayta, iki tulumbacı, Topuklu Ah met il e Bindallı Yusuf...> TORFİLLİ'nin vefatı dolayısiyle merhuroun «Batpazarı, Bayatpaserı, Bitpacenazesine gelen, çelenk gönzarı» için: «eski eşya alımp satıderen. mektupla beyanı taziyet eden. telgraf ve telefonla ! lan pazar yeri, çarşı» derken Kolbura kederimize iştirak eden ve | tukçular ile hırdavatçıları bizzat evimize gelmek lutfunda ] ile kanştırmamalıdır. Mustafa bulunan akraba ve dostlanmı | Tekkanat'ın yukarda anlattığı giza en samimî minnet ve teşek ğ bi iki öküz arabası yükü ev eşya. kurlerimizl arzederiz. J Merhumun ailesl " sı Bitpazarı kapısı önünde bir saCumhuriyet 4571 ! at içinde satılmış olsa dahl, bun• ••• ıiMiıı ıııı ı n m ı ı ı ı ı m ı l i M M ••••••* ların arasından nefsi Bitpazarına girenler yalmz giyim eşyaEi ojacak tır. Bitpazarının değişen hakiki hü viyeti, buranm, yalnız eski, kullanılmış giyim eşyasınıo alınıp satıldığı bir çarşı oluşudur. Gördüğü rağbet üzerine ııııııııııııııııiıııınrrrıııııı İ KOMŞU MEMLEKETLERDE | ijiaberjeri Selânih. Fuarı Elektriğe yapılacak zam reddedildi • HEM NALINA M1HINA Dedikodu i. Istanbulun çeşitli meseleleri ve Belediye işleri hakkında hükümetle tcmas etmek üzere üç gün önce Ankaraya gitmiş bulunan Belediye Başyardımcısı Kurmay Yarbay Turan Ertuğ dün şehrimize dönmüştür. Ertuğ, temasları etrafında izahatta bulunarak, t.C.A. yardımından Belediye için 5 milyon liralık tahsis kararının alındığını, Belediye ile İller Bankası arasındaki anlaşmazlığın giderilerek lller Bankasınm 30 milyon liralık alacağından 2 milyon liranın serbest bırakıldığını söylemiştir. Istanbulun su işleri ön plânda inoelenmiş, Sular İdaresinin teknik kadrosu ve su işlsri için ayrıca 17 milyon liranın serbest bırakıldığını söylemiştir. Anadolu yakasının su ihtiyacını karşılamak üıere Boğazdan geçirilecek ikinci isale hattının masraf ları da bu ödenekten sağlanmış ı>lacaktır. Diğer yandan Sanayi Bakanlığı tarafından Ümraniye Yıldıztabya muhavvile merkezlerinin yeni bir mukavele ile Belediyeye devri konusu, elektrik ücretlerine kilovat başına 56 kuruş arasmda bir zam mı gerektireceği anlaşılmıştır. Hemşehriyi, 10 milyon lira civarındakı bir malî yükün altına firmekten korumak maksadiyle bu devir işl Belediyece kabul edilmemiştir. İller Bankası, İstanbul Belediyesinden olan alacağı 30 milyon liradan 19 milyon lirasını serbest bıraktı Tulga'nın bir Ordu Kumandanlığına getirilmesi muhtemel Inkıliptan bugüne kadar İstanbul Valiliğini v* 8 aydaTiberı de Belediye Reisliğini deruhte etmekte olan Korgeneral Refik Tulga genel seçimlerden sonra iktidara gelecek partinin tâyin ed»ceği Vali ve Belediye Reisine görevlerini devrettikten sonra tâyin edileceği makama ge;eo»ktir. Tulga'nın bir Ordu Kumandanlığma tâyin edileceği ısrarla söylenmektedir. tzmit Kağıt Fabrftası piyasa ile işbirliği yapacak İstanbul Kâğıtçılar Derneği lzmit Kâğıt Fabrikasiyle işbirliği yaparak piyasa ihtiyacı nispetinde kâğıt istihsalinin teminini istemiştir. Bu hususu görüşmek üzere Izmit'e giden Kâğıtçüar Derneği Başkanı ve Ticaret Odası Başkanı Vekili Behçet Osmanağaoğlu şehrimize dönmüştür. T=mas neticesi fabrika piyasa ile işbirliğini kabul etmiştir. Selânik istasyonuna gecenin erken saatlerinde indiği zaman insan kendini m o d e r n bir Avrupa şehrinin orta çaptaki bir jannda samyor. Yeni istasyon binası rahat, geniş, aydınhk ve kullanışh fakat buradan sokağa çıkıhnca etrafm eski püskü dükkân ve çarpık binalarla dolu olduğu görülür. Gar binası nispetleri iyi gözetilmiş mey daniyle bunlann arasmda âdeta başka bir beldenin malı imiş hissini veriyor. Şehrin öteki kısımları büsbütün başka. Buralardan ayrı bir yazımızda bahsetmek fırsatını bulacağız. Selânik de îzmir gibi ınbat rü*. kârlarına açık. Fakat gündüzleri hatırı sayıhr derecede sıcak, gecaleri ise Atina gibi değil. Çok daha mutedil. Zaten mevsim bir hayli ilerlemiş olduğu için fazla terlenmiyor. Eğer bu şehre trenle Türkiyeden geldi iseoiz, o gece sokağa çıkrnağa pek imkân bulamazsınız. Yirmi beş saat sürmesi gereken fakat hakikatte yirmi sekiz hattâ çok zaman otuz saati tecavüz eden yolculuktan sonra gecenin dokuzunda varılan bu «ehri aynı gece dolaşacak babayiglt pek bulunmaa gerek. Onun içindir ki Diz bu aym üçünde açılan ve üç hafta devam decek olan buını için bilhassa eylul 1955 hâdiselerinden sonra meşhur olan fuarı gezme işini ertesi güne bıraktık. Isabat de etmişiz, çünkü fuarın pavyonlan sıe«|a r»ğm«n sabahları saat dokuzda açılarak akşam yine dokuzda kapanıyormuş. Ondan sonra Lunapark gtç vakitlere bedar devam ediyor. Pavyon ve standların açılış ve kapanış saatleri, lzmir fuarını düşünmemize ilk vesile oldu. Bilindlği gibi lzmir fuarı pavyonlan akşam 6 dan sonra açıhr ve gece yarısına kadar açık kalırlar. Kültür park, gazino ve çayhaneleri ile sabahtan itibaren halkın emrîndedir. Acaba bu saatlerin hangisi daha sabetli? Bize kahrsa geç açıp geç kapamak, lzmir ve Selânik gibi s:cağın hatırı sayıldığı beldelerde muhakkak ki çok daha muvafık olur. Selânikte galiba halkın ertesi günü çahşmak mecburiyetinde olduğu düşüncesiyle pavyonlar erken paydos ediyor. Halbuki milet gece yarılarına kadar yine Luna parkı doldurup taşınyor. Fuarın ağaçsız, güneşin yakıcı sıcağına maTUz sahastnda yüksel«n pavyonlarda gündüz vazifeli memuTİar için iş görmek de bir iskenee. HeFhaldf bu 4dett k r i NİMET TEKTAŞ i Sergide baükçıhk bahsmde kateıHlen merhale gayet canlı bir »• r«tte gösterilmi». 15 98 ı ı ı c s i ı t * Yunanlılar senede 85 bin ton bahk senelerde değiştirirler. Yunanistanın bu tek fuarının avlarlarken geçen yıl bu miktar kurulduğu sahanın yüz ölçümü 110 bin tona çıkraıs. Günde ortayüz seksen dönüm civarınd», tz Uma tiç yüz bin kilo eder. Ya biz mır fuarınm yarısı kadar yok. Son bu kadar balık tutaak n« yaparu? ra dediğimiz gibi saha çıplak. Gü Hangi derrizler bu balıklann leşrni ahr? neş insanı âdeta rahatsız ediyor. Izmirde oiduğu gibi güzel bir Başka bir standda, denizcilik sagöl veya bir küçük göl gazinosu, hasında kaydedilen terakkiler bir ada lokantası. ağaçlar arasm çıkça görülüyor: 1950 de 337 \ da kaybolmuş kahveler, renkli su nan şilepi dünyada bayrak fezlarm fışkırdığı ve gökkuşağının dirirken 1961 de bunlann sayısı dalgalandığı fıskiyeler yok. Bura 1110 u bulmuş. Aynı müddet içinda bir aç.khava tiyatrosu, bir pa de Yunan tankerlerinin sayısı yirraşüt kulesi, geniş ve mütenevvi raıden yüz yirmi sekize yükscleğlenceli bir Luna park yok. miş. Yeşillik olmaymca yarı karanlıSergide muhteiif yetniş ve sebğa gömülmüş köşeler de yok; göl zenin, her cins hububatın nasıl ısler olmayınca nazlı kuğular, san lah edildiği de ziyaretçilere ajıkdal sefaları ve su bisikleti gezintl ca anlatılmış. leri de yok. Ama zaten dekor hakıBu arada Yunanistan, naylon ismından îzmir fuarınm kurulduğu Kültür park ayarında dünyada baş tilâsı yüzünden, ipekçiliği tamaka bir sahanın pek bulunmadığını men bırakmış. Bu memleket evbu işin mutehassısları daima *öy velce senede elli bin kilodan fazla ipsk yetiştirirken bu işden vaz lerler. geçmiş, yerine tütün ekiyor. DoğBuna mukabil Selânik fuarı daha derli top4u: pavyonlar ve ıtand rusu da bu. Geçmiyen bir malı islar ağaçların arasmda kavbolm» tihsalde inat edip sonra da bunu dıkları için aşağı yukarı söyle hep ihraç edectğim diye devl»tin basini birden kuşbakışı görmek şını ağrıtmakta mânâ yok. Pavyonlarda incir ve üzüm, elmümkün. Bundan başka güney kısmm» isa ma ve armut, süt ve mamulâtı, bet eden giriş kapısında polis nok göz alan zevkli ambalâjları içinde tası, turizm polisi teşkilâtı, Dev envaı içkiler, çeşit çeşit zeytinler, l«t Bankası, Postahıne, İlk Yar odun ve odundan çıkanlan madd»m Merkezi hep bir araya toplân deler, muhteiif cins pamuklar zimış, gayet kolay bulunur bir hal yaretçiyi sıkmıyacak şekilde teşde. Izmirde ihtiyaç anmda bunla hir edilmiş. rın nerede olduğunu bilmek ve biBu arada Yunanistanda artık «elinse dahi bulmak bir mcsele. nede 60 bin ton pamuk çıktığını Selânik Fuarına mahsus dört da hayretle öğrenmiş olduk. yüz sahifelik kadar muhteiif dilMadenlerin işletilmesi, elektrik lerde bir de rehber hazırlamışlar. santrallerinin inkisafı hakkında Rehberde Fuarın plânı, iştirak e sergide etraflı izahat var. Bunlarden devletler, yabancı ve yerli fir dan yine bahsedeceğiz. malar açıkça gösteriliyor. RahbeFakat bize kalırsa Fuarın en mü rin kahnhğına rağmen insan istedigini derhal buluyor. Doğrusunu him köşelerinden biri devlet tusöylemek gerekirse bu, ziyaretçi riztn pavyonu. Inşaat bakımından ler için büyük bir kolaylık: Be da gayet alâka çekici olan bu pav dava da değil: Yirmi drahmi mu yonu gezmeğe niyetlendiğimiz sırada saat akşam dokuza on vardı. kabilinde veriyorlar. Memuru, on dakikada ziyaretiFuann kırk yedi pavyonunda iki mizl bitiremiyeceğimizi hesaplıyabin kadar sınai ve ticarî müesserak bizi o gün için bu işten vaz sf mamulâtlarmı halka teşhir ediyor. Bunlardan üç yüz ellisi geçirdi ve böylelikle ziyaret ertesi güne kalmış oldu. yerli. Selânik Fuarı ve son ziyaretimiz Sırasiyle yabancı pavyonlardan bahsetmeden geçmiyeceğiz. Ama den beri geçen yedi sene zarfında bizce serginin asü enteresan ve bir hayli güzelleşen, âdeta Parisi faik tarafı bunlar değil... Üstünlük andırmağa başlayan Selânik şehri daha ziyade yerli firmalann ve hakkında daha söyliyeceklerimiz devletin tertip ettiği köşelerde olacak. kendini gösteriyor. Meseli biz Yunan bahkçılığına ve bahkçılarına daima bir«z da acıyarak bakarrz: TEŞEKKÜR öyie ya, biçarelerin denizlerinde ve kjyılarmda bahk bulunm«rz.Ea. 4 Ann«miz ki Yunanistanın çorak dajları gi 1 MEHPARE TÜBSAN'ın bi oradaki sulann deriliklerinde dolayıaiyle ccnazeain* işde mahluk yaşamaz ve Yunan de \ vefatıetmek. çic*k göndermek. \ rak niz avcıları ikide bir biıim sahil ' bizzat evlerimUe kadar zahınet lerde kaçak olarak ekmcklerini ' etmek, mektup. telgraf veya çıkarmağa uğraşırken yakayı ele < telefonla aramak suretiyle acıverirler. V mızı paylaşmak lutfunda bulu YAZAN: Mazhar Kunt 1 J enl Sabahta FıaUt» adü bir rttunda Sablha Deren tmzası İle bir müddettenberi bir takım dedikodular yayınlandıgını herhalde ya görmüş, ya duytnuşsunuzdur. Bir dedikodu aütunundan babsedilirken onun hakkında dedikodu yaftdataa kadar tabö bir şey alamaa, «efU » " O halde bis de yapalım: Efendim, bir rivayete göre (Sahnei Matbuat) ta Sabiha Deren isimli bir hanua mevcvt değildir. Diğer bir rivayete g«re ise vardır, fakat adıaı gazetey» muayyen bir bedel mukabîllnde aatM*fbr. (Her halü kâr) da yanlann bu hanım tarafmdan dcfil de onun nanına bir erkek yaıar tarafından kaleme alındı ği muhakkaktır (hattâ israini bile söylediler). Ben olsam bu şftpheleri ortadan kaldınnak için Sabiha Deren'in Yeni Sabah raensuplanndaa biri ile ^Meselâ Hakkı Devrim ile birlikte çekilmiş bir rMBiini koyardıra Har ne ise bİB eaaa kanuaiaza daoelim: Bu Fısıltı sütununda ben memlekctte yok iken (en münasip zaman değili mi?) doğrudan doğruya şahsıma sataşan bir yazı çıkmış. G«««nlerde anlattılar, yeni okudum. Bun« beraberce tekrar gözden geçirclim bakalım: • KARDEŞ PAYI Kimyager Hikmet Başkut'un (soyadmda inşallah yanılmıvonjm, zira Cevat Fehmi Başkut'un kardeşi oluşundan çıkanyorum) oğlu, Bayramoğlu mahallesinde oturuyor. (Orayı ve evlerinı görmedinizse tavsiye ederim, dehşet). tsımlerinden kim olduklannı bileceğiniz Orhan Öztrak ile Şefik Inan ise, akraba oldukları bu aileyle yaz aylarmı aynı evde g*çir|yorlar. Ben bir hanımdan işittim: Ev dolup dolup boşalıyor, diyordu. Beyler mansıp paylaşıyorlar. Kimi âyân âzası oluyor, kimi mebus seçiliyor.. Görüleeek bir hal. Bana bunları söyliyen hanım nedenae, bu arada Cevat F«hmi Başkut için de âyân izalığı düsünülmesini pek yadırgamış. Okuyocnlarım biraz düşünürlerje bu fıkranın doğrudan doğruya bana sataşmak için kaleme alındığını kolaylıkla anlarlar. Fakat, biz bu nokta üzerinde durmıyalım da evvelâ yazıdaki eksik v« yanlıslan nralayalım: Doğru: Benim bir kardeşim (Doktor Kimyager Hikmet Başkttt) ve onun bir oğlu var (fcczacı Metin Başkut). Doğra: M«tin Baakat'UB Bsyramotiunda bir evi var. YanJış: Bu ev d8rt odalı alelâde biri sayfiye evidir. Meselâ yazarın yakınlarından bir zatın daha *»"^»mla"marian dillere destan olan îBHbteşem vlllSsı ile mukayese edilirse kümes yavrusu bile denemez. Binaenaleyh görttlmesinin tavsiye edilraesl, hele bakkında (dckaet) kellmeıinin knllanılması tam mânasiyle aacma! Doğru: Orhan östrak İle Şefik tnan, eşi Urafından MeUnin akrabaaı olurlar. Ysnlış: Orhan öatrak'm yazı Metiain evinde geçirdiği yalan. Koea mevsimde, o da yaz başında yalnız bir defa gelmiş ve alel&oele Ankaraya dönmüş, Şefik tnan'ın da nisafirliği çok kısa aürmüf. Bu teferruattan sonra simdl esas meseleye geçelim: lanltş: Sefik İnan, Orhan öztrak, Metin Başkut son zamanlarda bir araya gelmemişler ya, Relrniş bile olsalar otarap mansıp paylaşmajlar. Çünkü hepsi aydın ve aklı başında insanlardır. «Ben mebus olayım, sen senatör ol» demekle olvnamıyaeağım, ortada secim denen bir müessese bulundugunu, mebns ve senatörleri halkın seçecegini gayet iyi bilirler. Su halde bu zevatın benim için de âyan âzahğını düşünmüş olmaları akla gelemez. Farzı muhai, gelse bile bu, sevilen bir akraba için kendi aralarında ileri lürülmüş bir temenni, bir arzu hudvdanu aşamaz. Canım, yanlış doğru, zaten bunların ne ehemmiyeti var. Maksat tamamen başka oian hedefe girizgâh yapmak defil mi? Ayan âzası veya mebus elmavı 19S0 den begrüne kadar bir defa dahi düşünmüş değilim. Bu busastaki şifaht, tahriri ne resmî bir müracaat yaptım, ne kimseye bir şey yaıdım, ne de kattâ bir şey söyledim. Bana da bundan bahıeden elmadı. Ama işte görfiyarsanuz ki bütün bunlar günün birlnde kadın fistanı altına çizlenmiş bedbabt bir kalemin meydana atılıp ortada hiç bir aebep ve vesile bulunmadan sizin âyan âaası olaeak kıvmetten aaak bulunduğunnzu söyliyerek haysiyet ve itibannızla oynamak istemesine mâni olmuyor. lşi fazla dramlaştırmaya lüzum yok. Babıtlide her devirde böyle kalemler görülegelmiştir. Bugün için hazin taraf bunlann hir büyük gazetede yer bulabilmeleridir. Biz bütün bavatı umumî efkâr önünde geçen insanlarız. Hakkıausdaki kıymet hikümlTri iyi'kStiT bellidir. Sonra, nihayet kendTmizf sivunabhirizf Ya bu imkAcılardan ^ıahmm vatandaş günfln birinde hiç mflatahak olmadığı böyle bir taarraaa uğraraa ne yaparT Adiiyeye m* müracaat eder? Belki... Gaaeteye mi şlkâyet ederî Belki... Yoksa her şey den evvel gaaete ve gasete«iden nefret mi ederT Muhakkak. Nitekim öyle yapıyor. Cevat Fehnl Baakat Cumhuriyet 4549 Halbuki Selânikte gördük ki |l m u ı minıvet ve tecekkUrlerimişimdiki durum hiç de öyle değil. * zi arzederlz. (' nan akraba, dost ve yakınlan^ TÜKSAN AİLESİ ^ Faal 2429 4598 Batı Almanya'ya krom ihracı yeniden başhyacak Batı Almaııya'ya krom satışı hususunda Etibankın yaptığı temaslar müspet netice vermiştir. Banka fiyat ve teslim şartları hususunda alıcılarla mutabık kalmıştır. Bu surtel krom satışı için çoktandır kaybolmuş bir müşteri yeniden kazanılmıştır. Avukat BURHAN GÜNGÖR 6570 sayılı Kanuna göre KİRA TAKDİRİNDEN DOĞAN İDARİ DÂVALAR TEŞEKKÜR SevgiH oğlumuz. ve eşim kardeşimiz Kira Kanununun tam metnini ihtiva eden eserde belediye encümenlerinin kira bedeli kararlarından doğan idarî dâvalara müteallik lüzumlu izahlar, Danıştay'ın son içtihatları ve ilgili mevzuat yer almaktadır. Fiyatı: 10 lira. CumhuTİyet 4572 İ Snkak Kızı [ İRNA j • Emisyon 187 milyon lira arttı Merkez Bankasının bülteniae göre tedavüldeki para miktan 4,662,688,782 liradır. Bir hafta evveline göre emisyonda 187 milyon lira artış vardır. İ S M A İ L A K G Ü N M a t b a a c ı l ı k ve K i t a p ç ı l ı k MUesseselerl Merkez: Cağaloğlu Serviiimescit Sok. 24 tstanbul Tel. 22 09 68 S Sıtış yerleri) HAK K İ T A B E V İİ Vanık»»ray1ar Sofc. t8 istanbul « «4 I* SÜREYYA Sinemasında ıııııııııııııııııııı Bir tütün heyetimiz Sclâvik Fuarını ziyaret edecek r i l vefatı dolayısiyle, çok derin acımızı bizzat gelerek. telefon, telgraf, mektupla paylajan bütUn akraba ve dostlanmııa ve kendistni en içten gelen ihtlmam ve ihtiram bicleriyle son istlrahatfihuıa teslnn «ten, Denizcilik Bankası T. A. O. ve bütün eamiaaına, candan tesekkür ederlz. ERDENER aüesi Cemal Köprnm ve aHe«l Cumhuriyet 4548 ORHAN ERDENER'in Dünyada yeniden ftrünmlar koparan kitap 17 ETLÜL PAZAR Gecesine k iT devam edece edecektir. ••••••(İL: 8575/4555) • Tütüncüler Fedarasyonuna meo sup bir heyet bugünlerde Yunaniıtana hareketle Atina'da temaslarda bulunduktan sonra Saltnik Fuarını ziyaret edecektir. Heyet tskeç e ve Drama gibi tütün merkezlerini de gezdikten son ra memleket» dönecektir. Eylul 12 RebiUlâhır 2 f o S c c LADY CHAnERLEY'in ÂŞIKI Hisleri körleşmiş bir kocm... Aflk «tejiyle yanan bir kadın ve âşıkı... Dört renkli şaheser bir bukı: FİYATI: 10 LİRA Ankara Caddesi No. 109 İstanbul. 4546 m . . . . . « . » . . . n . M » ~ ~ Cumhuriyet TEŞEKKÜR Kardeşim NURTEN GüL'ün 15 senedir muztarip bulunduğu ^ kalb hutalıgını cennctlik «lleriyle bizzat gayet ustalıkla yai p»n pek centilmen ve müflfik, Haydarpaça Numune hastanesi III. Hariciye Şefi Paris Tıp Fakültesi Agreje. Profesör Opr. Ancstezi Mütehassısı Dr. Evrenos Toptop, Dahillye MOtehas|\ sısı Güngör Savguç, Opr. Dr. ,f Mustafa Ünalp, aaistan Dr. Abf dullah Kenanoğlu, Dr. TUki Öıoğuz. Dr. Bamza Kopot, Dr. Semlh Tulpar, hemşire Zehra Kocatuna, Bedia öztunalı ve '^ diğer aervis mUstahdemlerine teşekkürü şükran borcu biliriz. Güven ve Gül JtUelcrl adına agabeyl Teknteyen O. Zeki Güven Cumhuriyet 4570 UIYARBAKlRda mm J*:WSftSâ8SR:Ç!SMsaaiB<» c c » « • « \ > V. ] 5.37|]2.10 15.44 13.24119.39' 3.56 9.30 İNSEL KİTAPEVİ TÜBKÎYE VAKIFLAR BANKASI BOTÛN BANKACU.IK N U A M E L a t t B l V L E CMRİNİZOEOIO H ı r ı t . C M » m t SuratlyU HESAP AÇTIRABİURSİNİZ HAVALE MASHAFLARINI BANKAMIZ ÖOEB ^Mııı ııııııııııııııı ,,,ııı,,ıVııııııııııııııııııııııııııiHinııııııııııııııiHiııiHiHHiıııiııı»»iHHinınııııııııııın»ıııi"i»«"»«ı»»'«"»««"" Dr. HAYRİ SEYLÂN ve MACEKA KUMAJN1: 7 3 HAREMDB^ = AMERİKAL1 y e v ı ren < >^an MA'.'HlCt MAM Dl ^v AHOOJL ü E E = E E E = E E E E E E E E = = E E E E = E E E = = E E E Belki de Sabri*nin vakit geçirmek için avladığı bir sokak kadınıdır. Yine perdenin arkasına gizlendiler. Yüzbaşı ile siyahlı kadin yanyana oturuyorlardı. Kabvede iki üç müsteriden bas ka kimse kalmamıstı. Muhammed ağayı . da görüyorlardı. On dakika bekledikten sonra Suriyeli geri geldi, haber getirdi Binbaşım, ihtiyar Abdullah, El Koleea'da olap biten her seyden haberli bir adam ol duğu için epey haberler almıa. Geçen sene bir hizmette bulun muştum, onun için benden hiç bir şeyi gizlemez. Sabri ile konuşan siyahlı kadın, daha bu sabah El Shebah'tan gelmiş, kamyon kafilesi şefine bir mesajı varmış. Maalesef Abdul* lah bu mesaj hakkında bana fazla bir şey söyliyemedi. Bu muammayı tabiî nasıl çözeceksiniz, bilmem. Binbaşı: Bir çaresi var, dedi. Birazdan size söylerim. Kahvedeki konuşma bitineiye kadar orada beklemeğe ka rar verdiler. Nasıl barekct edeoeklerini s Munsn kararlaştıracaklardı. :•;:;«::;•: I ı n n aaat daha beklediler. Ba asan bekleylşin mükâfatını gönnekte geoikmediler. Siyahlı kadınla yüzbaşı Sabri kalktılar ve kahveden çıktılar. Onları nzaktan takip ettiler. En finde giden Muhammed ağa, Sabri'nin, kanala mnvazi dar bir sokakta tek pencereli bir beyaa evin önünde kadından aynldıfını gördü. Sabri çabucak uıaklaşmış, gecenin karanlığına dalıp gözden kaybolmnştu. Suriyeli ile arkadaşları bu beyaz eve usul USDI yaklaştılar. Muhammed aga evin yeşil kapuuna kadar gitti, kapıyt vnrdn ve arapça seslendi: Siai yösbaşı Sabri çagırıyor. Cevap alama.vınca, kapıyı tekrar çaldı, sDbavm adını bir daha söyledi. Nihayet, kapı açıldı, aralanan kanadın arfcasında aynı kadın gbzüktö. Hsyret etmiş görüniiyorda. Karşısında yabaocı bir adan daru yor, yflıbaşı Sabrinin kendisine bir aöylîyeeeği oldngondan bahscderken onn dışarı çagirıyordn. Çıktı, Mnhammed aga önde o arkada kahveye doğru ilerlediler. Sokafın köşesinde, Mac Neill'le Shnlan bekliyordu. Kadınm üzerine atıldılar, aımsıkı bagladılar, gözlerini bir mtndille örttfiler, arabalara doğru snrilklediler. Kadın korkudan bayılmıatı. Onu nöbetleşe taşıyarak götürfiyorlardı. El Koleea methalinde bıraktakları arabaların yanına vardıklan zaman Shnlan kadını kendl Bnick arabasına bindirdi. Mac Neill'le Muhammed ağa Cadillac'la arkadan geliyorlardı. Kadını benıin deposana götürmeğe karar vermiîlerdi. Sehirden iki kilometre ötede bulunan ba yerde onu çelip aramağı kimse akıl edemesdi. Buick'in farları ve bir klâkson aesi Ivan'la Ted'i uyandırdı. Adamlar, karşılarında yine Mac Neill'i görünce şaşırdılar. Mac Neill, binada, kendilerine bir küenk *da tahsis eimeleri ni emretti. Siyablı kadını orada sorjuya çekecekti. İvan kendi odaaını verdi. Amerikalı ile Binbaşı ve Mnham med ağa kadını oraya fStttrdfiler, kapıyı örttüler. Benıin istaıyonu memnrları, başlannı kaşıyarak dfişiinfiyeılardı. Kadını Ivan'm yatağına uzatmışlardı. Bir şişe dibinde kalmış bir iki yndum votkayı içirdiler. Alkol anî bir tesir yaptı, kadın yerinde dofruldu, üaterine do|ru ejilmiş üç erke|i Sörünce, bir kere daha korktu. Esmer tenli bir Pakistan güleli idi. Sünneli sörmeli, tiyab gözleri vardı. Mac NeiU, kadına arapça olarak teminat vermesi için binbaşıya ricada bulundu. Shnlan: Korkmayın, dedi, lize bir fenalık edecek defiliz. Sadece suallerime cevap verin. Sizl üç gfBn sonra serbest bırakacağu. Haydut filân değiliz, yalnız, yüzbaşı Sabriye ne söylemek lstedlğlnlzl Sgrenmek arzusunda kimseleriz. Kadın ftnee inkâr etmek isiedi. Hiç bir şey söylemek istemiyordu. Sbnlan sesini yfikselt meden konuştu. Suallerime cevap venniyecek olursa hayatınin tehlikeye girecejini anlattı. Bu tehdit tesirini gösterdi. Güzel kadın, Shamrouf Naibi tarafından gönderildigini, isminin Gülbeden oldnğnna söyledi. Karşısındaki adaralarin haline bakıp bir parça ferahlamtstı. Açalâı. Annesi Perh.t» ver'de bir genelev işletiyordu. Kâbilden ve Hayber boğazından gelen kervan •ahipleri o genel evde, Pathaniı kadınlarla ettrabüş yaparlartı. On tiç yaşında iken Gülbeden'i annesinden bir bedel mukabilinde, bir şeyh satın almış, nikfihlamış, iki sene sonra da boşamıştı. Gülbeden o zaman bir esir pazanna dâşmöş, Reşid'in haremine cariyeler veren bir ecirci tarafından latin altnarak aaraya ginnişti. thtiyar Beşit, Tamara'dan sonra, «na teviyordv. Onvn için yâıbaşı Sabri'ye onnnla haber göndenniş, kafilenin hareketi «ırssında ihtiyat tedbirlerini artırmasını aövlemişti. Çünkfi kafile Eldine sınırını geçtikten sonra, Frtns Hasanın askerleri tarafından taarmza uğraması ihtimali çok kovvetliydi. Hele Hasan, faarılarmdan birinin Naib tarafından hapıedilmesi üx*rine daha kuvveüi intikam hisleri beslemete baslamıştı. Sabri ile temaa etmek üzere El Shebab'dan bir erkek gelecek aluna dikkati çekebilirdi, halbuki kadından süphelenmek khnaenin aklmdan geçmezdl. Binbaşı, kadının verdigi izahatı Mac Neill'e tercfime etti. Shulan'ın arapça soraeağı suatlcri ııralıyan o idi. Binbaşı kadroa doğm egilerek ssrdu: Naib, Prens Hasan'ın karılanndan birini hıa«ılt1 dryor sunuz, hangisiCir bu? Bir Fransız. Kendisiai gördiinüı oui? Güzel bir sanşınmış. Pres Hasan Kahirede tsnımış. (Arkası var) (Basın: 6382 4550) »•••+•••••••••»•«>••••••••»•••••••»••••»•»••**•<*•* TOPRAK MAHSULLERÎ OFİSİ GENEL NÜDÜRLÜĞÜNDEN Amerikadan buğday naklet tirilecek Amerik»dan memleketimize ithal edilecek buğdaydan 75 bin tonu ekim. 100000 tonu kasım ve 75 bin tonu aralık 1961 ayları içinde Amerikanm Gulf ve Atlantik limanlarından yüklenmek kaydiyle cem'an 250.000 tonu Türk gemileriyle taşıttırılacaktır. Gemilerin hamulelerini Atlantik veya Gulf limanlarından yüklemeleri ve Akdeniz veya Karadeniz limanlarından her hangi birinde tahliye etmeleri opsiyonu tamamen Ofisimize aittir. Gemilere ödenecek âzami navlun Atlantik Akdeniz limanları beher Long ton için 72 TL. Gulfte yükleme farkı 11.25 TL. Karadenizde boşaltma farkı 11.25 TL. dır. Kati teminat her gemi için 75.000 liradır. Işbu nakil işine ait mukavele tasarıları Ankara Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Nakliyat Müdürlüğünden ve İstanbul Bölge Müdürlüğünden bedelsiz olarak temin edilebilir. Yukarıki şartları ve navlunları kabul ede n ilgililerin gemi tekliflerini 18.9.1961 pazartesi günü saat 10.00 a kadar İstanbul Bölge Müdürlüğüne tevdi etmeleri ve katî teminatı yatırmaları lâzımdır. Bu nakil işine istekli fazla olması halinde fiyatta tenzilât yapanlar tercih edilecektir. Yukanki şartlar dışında ve navlun fiyatları üstünde yapılacak teklifler nazara alınmıyacaktır. İlgililerin dikkat nazanna arz olunur. (Basın 6288/4542) • • SATILIK ARÇELİK SOBA Yeni durumda çok ehven Tel: 47 51 7« Cumhuriyet 4M5 »•••••••»•«•«•••uaı CUMHURİYET Türkly* Harld l i r a Kr. Ura Kr. Seneilk 75.00 150.00 8 aylık 40.00 80.00 3 aylık 22.00 44.00 Basaa v« Tayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gaaetecilik TSrk Anontm Şirkctl Cagaloglu Halkovl Solcak No. 394J Sabibl Nüshajı 25 Knrns NAZÎME NADt Yaa işlertni COerj ldare eden Meaol Mudür »••••••••••••••••••• »••••••••••••••• »••••»• ö ŞAHtN PERESE Gazetemlze gSoderüen «vrak v« yazılar nearedilıtn edllmesln lade edllmess. tıiniarrtnTi maeuliyet kabul edJlmes * Abone ve S t n lalafl İçin, tarfın U>tüne tAbono» veya ttlân Servialı kavdızun konzoası Uzıındır. * BU GAZÇrS BASIN AELAK ASAsrNA DYMAY; TAAHBOI İ LÂN İstanbul Belediye Riyasetindea Belediye Encümeninden istihsal olunan kararlar gereğince yol bakun ve onanm işlerinde malzeme ve moloz nakli için yevmiye ile kamyon çalıştınlacaktır. Kamyon sahipleriıun bu husustaki şartlan öğrenmek üzere Belediye Fen İşleri Yollar Bafam ve Onanm Şubesi Müdürlüğüne rnüracaatları ilan olunur(Basın: 6491 4562) ET1O5TIB, '
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear