24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Teromuz !9fil CTTMHUKtYET DÜNYA YABANCİ BASİNDAN HÜBERLERİ HaDcoyan'daıı Tnridye Piriste çıkmn Le Monde gazetesintte, halk oyuna dair »u basmakal» yayınlanımstır: Törkler, Gürsel hükümeti tarafından sunulan anayasa lehinde, pa*ar günü, yüzde 67 iştirak nispeüyle oy verdiler. 27 Mayıs 1960 hükümet darbesiyle kurulan rejim bu raretle cneşrulaşmıs bulunııyor. Seçmenlerden ücte birinin ana^ yasaya, dolayısiyle rejime muhalif kalmalan epey hayret uyandırıeı bir »ey olmakla beraber General Gürsel ve başlıca mesai ackadaşlan, bu »onuçtan memnun oldukJannı belirtmişlerdir. «Hayır» oyu verenlerin nispeten yüksek sayısı ~% 32 oylamamn tamamen serbest yapıldığmı göstermektedir. Askert îdarenin başın d a bulunanlar, her fırsatta ileri sürdükleri demokrasi prensiplerini tatbik gayesiyle, Türk cnilletini, kendi kaderini kendisi tâyin etmefc hususunda tam bir hürriyet içinde bırakmak istemişlerdir. Rejime aleyhtar oylann. eski rejim tarafından gesis ölçiide finanse edîlerek yayılan Demokrat Parti mahalll idarecilerinin ellerinde tuttuklan oylar olduğu anlaşılıyor. Şeriatçi unsurlar ise, Atatürk inkılâbındanberi kendilerine ilk defa verilen bu fırsattan faydalanarak devletin lâikliği prensipine muhalefet etmek istemijlerdir. NUıayet, tacirler, anavasanın güdücülük temayüllerinden endişeye düşerek, muhalif oy lariyle gayri memnunlara katılcnışlardır. Gerçî, anayasanın metni, muhafazakâr ve gerici çevreleri endişelendireeek mahiyettp idi. Anayasayı hazırhyanlar, kamulaştırma, özel mülkiyeti sınırlandırma, bilhassa sosyai adaiet konulannda devletin sahip olaca8ı vasıtalan son dereee genişletmekten çekinmeroislerdir. Kunıcu Mecliste, Anayasa proje «înin ksbulü, esasen bir çok güçlüklere yol açmıştı. Az çok imtivazh seçkin sınıflar arasından intihap edilen Kunıcu Meclis üyeIpri. metnîn hazı ihtilâlci hüviyet leri karsısmda duraklamışlardı. Projenin Meelisçe tasdiki ancak. MilH Birlik KomiteM üyeleri olan eenç subaylarm inatçı hattâ bazan sert tazyikleri ile onümkün olabilmisti. Demek oluyor ki, yeni anayasa. mazinin sivil müesseselerine dogru bir dönüs değil. 27 Mayıs 1960 inkılâbını yaratanların geMrdikleri bünye değişikliğinde önemli bir merhale teşkil etmektedir. 9 temmuzdaki halk oyunun JOnuçlarmdan biri, şimdiden tahmin edilebilir. Aleyhte verilen oylann sayısı, askerlerden ziyade Halk Partisl idarecilerini endişelendirmektedir. Bunlar, 1950 demokratlartnm zaferiyle uzaklaştınldıkları iktidann yolunu, halk oylama«ı sayesinde yenidc n tutmak ümidinde idiler. tnönü'nün taraftarları, askerî ha reketin başında bulunanlann. Halk Partisini, uluorta, is başına setirmek niyetinde olmadıklannı 73ten müşahed* etmis olsalar gerekti. Pazar güi»kü netîce. onları ikinci bir güçlük karsısında bırak mıjtır. Papa, zengin milletleri geri kalmış memleketlere yardıma davet etti Özel mülkiyeti kabal eden Papalık, ayrıca istihsal nimetlerinin zengiıtler ve işcî smıfı arasında sosyal bir nizara içinde adil şekilde paylaşılmasına taraltar Vatikan, 15 (A.P.) Papa taratından yaymlanan ve katolik kilisesi tarahinde en uzun olarak tavsif edilen bir tamimde czengin mületler, devamlı bir barışın temini ve sefaletin kaldınlması için geri kalmış memleketlere vardıan etmelidirler.> demektedir. Papahk tamiminde tBu yardımın yeni bir müstemlekeciliğin empoze edilmesini önlemek için »amimî ve taraf gözetmeksizin yapılması lüzumuna» işaret edilmektedir. Bu tamimde «Modern dünyada ortaya çıkan en mühim meselenin iktisaden gelişmiş memleketlerle henüz gelişmektc olanlar arasında ki münasebetler olducu belirtilmekte ve işverenlerin kazançlarını tahdit ederek işçileri için uygun ücretler sağlamasm lalep edilmektedir. Tamimde. katolik kilisesinin özel mülkiyeti tasvip ve teyit ettiği kaydedilmekte ve fakat ahlâki nizam sınırları içinde kalmak şartiyle sosyalleştirmenin hakiki şah Seyyar meyvaci ve balıkçılar için de çarşı kurulacak I1IIIIIII1I111I1I1IIIIIİİ111İ11I I Bîr Ziyaret Münasebetiyle | B. Almanya Savunma Bakanı Sovyetlerin Berlin için harbi gözealacaklarına inanmıyor Bakan VVashington temasları için «Amerikan idarecileri ile tam bir anlaşmaya varmamış olsak bile, birbirimizi anladığımız kanaatindeyim» dedi Washıngton, 15 (a.a.) Batı Almanya Savunma Bakanı Franz Josef Strauss dun. Amerikan Dısişleri Bakan Yardımeılarından Chester Bowles ve William Thyler ile yaptıgı gorüşmeden sonra basına verdİRİ demeçte. Sovyet Başbakanı Kruçef'in Berlin yüzünden bir savaş çıkarmıyacağına kani olduğunu söylemiş, cBununla beraber tehdidi küçümsemiyelim. Dönüşü güç bir noktaya gelindiği muhakkaktır» demistir. Strauss, Berlin buhranından cSovyetlerin huzursuzluk yaratma tekniği» diye bahsetmiş ve Berlin üzerınde ta/yiki artırmakla Sovyetlerin şu iki gayeye varmağa çalıştıklarım belirtmistir : 1 Batılıları Komünist Dogu Almanya'yı tanımaya zorlamak ve bu suretle Almanya'nın bölunmesini fiilen kabul ettirmek, 2 Komünist Doğu Almanya rejimini sağlamlaştırmak. Berlin ile Federal Batı Almanya arasında bağlan kesmek ve mültecı akınını durdurmak. Strauss sozlerine şoyle devam etmiştir : «Fakat Sovyetler Bırliğinın bu gayelere varmak için de olsa. topyekun bir savaş istiyeceğini sanmı yorunı. Sovyetler Bırliğinın savaştan kaçınması insani bir duygudan ileri gelmemektedir. Fakat Sovyetler Birliği son seneierde kaydetmiş olduğu Eelışmelerı neticesı belli olmıyacak topyekun bir savaşta kaybetmek tehlikesıni göze alamıyacaktır.» Strauss dün Amerikan Savunma Bakanı Robert McNamara ve Savunma Bakanlığının diğer ileri gelen şahsiyetleri ile Berlin konusundan başka, NATO stratejisini ve milletlerarası gerginliğe sebep olan Laos, Kongo, Angola konularını, gelişmekte olan memleketlerle yeni bağımsızlığa kavuşmuş ülkelerin meselelerini de gözden geçirdiğini söylemiştir. Sovyetlerin Berlin üzerindeki tazyikının sebeplerine dair görüşünü Amerikan idarecilerinin de paylaşıp paylaşmadığı sorusuna Strauss şu cevabı vermiştir : «Tam anlaşmaya varmamış olsak bile birbirimizi anlamış olduğumuz kanaatindeyim.> Bir Sovyet Heyeti Güney Amerîkayı ziyaret edecek Musküva, 15 (a.a.) Yüksek Sovyet Şurası Prezidyum Sekreteri Georgiyace'nin başkanlığındaki bir iyi niyet heyeti, Güney Amerika memleketlerini ziyaret etmek üzere dün akşam Moskova'dan hareket etmiştır. Bu heyet iktisadi ve kültürel sektörlerde çalışan yüksek memurlardan müteşekkildir. Müşahitlere nazaran, bu heyetin seyahatı, Sovyet Rusya'nın bir seneden beri Güney Amerika'ya karşı gösterdiği ve cıtgide artan alâkanın en açık bir delilidir. Bilindiği gibi Sovypt Rusya, Güney Amerıka memleketlerıyle yakınlaşma gayretlpriııe sabırla devam etmektpdir. Güney Amerika memleketlerinden halen yalnız dört tanpsinin Sovyet Rusya ile diplomatık münasebetleri vardır. MEVLİDİ ŞERİF Cok degprli aile Mlvuğümüî aîlz ruhuna ithaf edilmek ili"rp shiretp intikalinin kırkjnn gününe tesadüf eden 18 'VII 196! salı günü ikindi namaztnı mtltaakıp Bebek Camii Sprifimip Hafız Zeki Altm, Haftz Kâni Karaca ve Harı Hafız Kâzım MupabakRn +arafından Kur'anı Kprinı vf Mevlidi Şprlf kıraat edıl»'"pk VP Duahan Hafız Yah> s Eskişehirli tarafmdan dua "kunacaktr. Arzu edpn akraha, dost ve din kardeşlerimiîin tpşnfieri rica clunur. Içıkpınar. Akbulut ve AHınok ailPlert CumliuriyPt 1147 ZELtHA IŞIKPINAR Hanımefendi'nm Tunus'ta, üslenen askerleri nümayis Bizerte'de Fransız aleyhinde yapıldı VE F A T 3'i'jn Uraçi, SPI! Taranto, Le:. iâ Sürcn. Yelda ve Adnar Molvap'ın baba1 Yurde r ve FahiUrı rp İkizlfriTi agab^^leri. Nemikd Yıırderm VavmbiradPrı. Faruk ve Reha Sürcti. FTiai Vf r ? n n Molvan ın büsükbabalan. E » r i Taranto v Fuat Sür»n'irı ırrpederl^t i. Izmlnn otel SÎhibi v** arma lorlpnnclen NAİM MOLVAN ıs TVmrmız 9H cumart«=sı £Unu Hakkın rshrnPttno kavuşrpijp tur Otıa2*»5i 1« Temmuz 10R1 pazar (Bugüıı) Şîşıi Camiındetı ikindi namazını mütaakıp Asrî zarl'&ında defnedilecegi büvül Î teessürle Mldinlir. Aile efradı 1971 V E F A T Tüecîr müteahhit merhum Mehmpt Ali Tapdıgın kızı. Becüe Tapdıgın biricik yavru?u, Yüksek Ziraat Mühendi«i Muallâ Abarranın kardpşi, Yüksek Ziraat Mflhprıdisi Fanık Akarcamn baldızı. YPtgin Gürün annesi, Empkli Topçu Yarbay Hakkı BirmPk. eçi Ülker Bırmek VP oglu MÜIkiye Kaymaksmı Çelık Birmek İle kız kardcşleri Mesadet Gökçen ve Nıhal Atugun hemşire ve tpyzezadeleri, Emekli Hava Kur may Albay Kâmil Yasa'nın birictk hayat arkadaçı Pallhatı ntsvandan Tunus, 15 (A.P.) Tunus sehri dışındaki Tozlu Kasbah eaddesi, Fransan>n Bizerte'deki askeri üssünü tahliye etmesini talep eden başkanları Habib Burgiba'yı desteklemek için binlerce Tunuslu i!e dolmustur. Habib Burgiba'mn çaiin'ins uvgn binlrrcp Tunu'lu. dükânlanm kapamıs, işİPr'ıi bırakmış ve burada toplanarak «BİZP silâh verinı dive tpzabüratta buliınjıuşlardır. Kalabalığa hitap eden Burgiba: «Bu meselenin banşçı b5r sekilde hslledilmesi için henüz Başkan de Gsulle'ün meEajını beklediğitıi» tııldirmiştir. Fransa, Tunusun talebinin tehdit ve kargaşahk içinde müzakerp dıipmivpceğini hildirmis bulunmaktadır. Burgiba kalahslığa hitap ederek: «Bizertedeki Fransız askerlerine kinle bakmayın, belki blr gün on lar bizimle işbirliği yapan ögretmenler. doktorlsr ve mühendisleT olacaktır» demistir. Fransa BizeHe flssüne takvly« hirlikleri gönderdi Tunus Cumhurbaşkanı Habib Burgiba'nm Bizerte deniz üssünün tahliye edilmeFİfli istiyen konusımasmdan bir kac ?ast sonrs». Fran sa bu üssü takviye için 600 para şütçü göndermistîn Bizerte üssündeki gnrevliier da ha fazla sayıda takvive birliğinin geİPfefini söylemektedirler. Fransa, Bizerte deniz üssünü atom fiarbi vukuunda ideal şekilde korunabilecek bir karargâh telâkki etmektedir. Beledıye Başyardımcısı Kurmay Albay Adnan Çelikoğlu, Başkan muavinleri ve Zabıta Müdürü olduğu halde, diın Emıııönü, Köprü ve Karaköy semtlerinı kontrol etmıştır. Çelikoğlu, Karaköy ve E Bağ'.nısı/hgını kaı'andıgı tarihten daştırmaga çalıştıgını ve bir «Tıirminönünde olduğu gibi balıkçılar, bu yana Kıbrıs'ta. gerek Türk ve kiye Politıkası» takıp ettiğıni her seyyar meyvacılar için de birer Rum «cemaat» lerinin birbirleriyn? fırsatta tekrarlıyan Cumhurbaşkaçarşı yapılnıasını ve Karaköyde münasebetlerınde, gerekse her ıkı nı Yardımcısı ile, halkın çok büsahildekı sandal ve motorların kal topluluğun kendi aralarındaki du yük sevgisine mazhar olmuş buludınlması için ilgüilere direktif ver rumlarında gerçekten önemli de nan dirayetli ve ateşin karakterli mistir. ğişiklikler olmuştur. Daha bir yü Cemaat Meclisi Başkanı arasındaki sî vasıflarını* gelı>meMiıe vardım Öte yandan, Karaköy Köprüsü oncesine kadar iki toplum arasın küçük ihtilâflann da. basit çareleredeceği belirtilmektedîr. da mevcut ve aşılması ımkânsız le kısa zamanda hal yoluna gireceTamimde az gelişmiş memleket j yanında toplu halde duran dolmuş gibi gorülen uçurum, yavaş yavas ğinden şüphe etmemek lâzımdır. motorları bundan böyle, açıkta dulerin durumuna ıjaret edilerek ı daralmağa ve aradaki büyük anNitekim, 8. Uluslararası Lefkoşe •bir çok yerde aldıkları ücret yü' r a c a k v e s l r a s l s e l e n laşmazlıklar belirli şekilde hafif Fuannın açılışı münasebetiyle Kıbn a a r a k zünden kendileri ve aileleri insa [ ? yolcusunu alıp cıdecektır lemeğe başlamıştır. Buna karşılık rıs'a 6 günlük bir ziyaret yapan nî.hayat çartları altında yaşama"*" her iki cemaat, kendi bünyeleri Basın Yayın ve Turizm Bakanı ya mecbur olan ışçilerîn durumuiçinde sudan nedenlere dayanan ve Cihat Baban'a refakat eden gazeincir çekirdeğinı doldurmıyacak teciler huzurunda yapılan çok ilgi nu cörmek kalblerimizi hü?ünle kadar basit meseleler dolayısiyle çekici bir «açık oturum» ile, iki doldurmaktadır» denmektedir. bazı anlaşmazlıklar yaratmışlar, lider arasındaki soğuk hava birkaç Kendisi de fakir bir çiftçinın oğ daha dogrusu icat etmislerdir. lu olan Papa. bu tamiminde «hiç saat içinde dağıhvermiştir. Cumolmazsa istıkbalde i^tih'al ninıe»Dcrınıne inildiği takdırde, bütün hurbaşkan Yardımcılığı ikametgâhında, Dr. Küçük, Rauf Denktaş lerinin zengınler ve iççi sınıfı arabu sebepsız ve hattâ gereksiz an ve Türk Cemaatinin en tanınmış sında âdil bir şekilde pavlaş'.lmalaşmazlıklann. iki toplumun kar şahsiyetlerinin iştirakiyle yapılan sı için her türlü cayrot sarfedilsılıklı olarak uzun zaman mücade ve Kıbrıslı liderlerın ne dereee melidir» d<»mektedir. Temyiz Mahkemesinin bozma le içinde bulunmasının yarattığl Papa, «işçilerc ödpnecek ucret kararı üzerine, yeniden duruşma tansiyonun birdenbire hafifliyeme örnek bir demokrasi anlayışına salerin bunları insanca yaçatacak ve sı yapılan Vatmarı Kenan Usluel, mesınden ileri geldiği meydana çık hip olduklannı ortaya koyan, bu ailelerinin mesuliyetlerini şerefle dün. 7 yrl 6 ay ağır hapse mah maktadır. Mücadeleye alışmış bün açık oturum sırasında, her iki lider de biribirlerinden olan şikâyetlerikarşılıyarak seviyede olması lâ kum edılmiştir ycler, süküncti pek kolay benim ni açık açık ortaya dökmüşlerdir. zım gcldiğıni ve ürrptlerin piyasa Ancak, surası mu Bu karşılıklı şikâyetler arasında Hatırlanacağı gibi Kenan Uslu siyemıyorlar. kanunlarına göre değil ve fakat el. 2 y.l önce. Bahçelievlerde da hakkaktır ki, Türklerin kendi ara esasa taalluk eden bir tek noktapsitlik ve adalet esasına riavanma mariı Hikmet K/i«enciyi bıcakla lanndaki iç politika mücadeleleri nın dahi bulunmaması, AnavatanM icabpttiaini» kaydetmpktedir ilk öldürnekten sanık olarak. 3. A zaman lar Anavatana aksettija da çeşitli tepkiler yapmıs olan «ihgırceja Mahkemesinde yargılan gibi endişe veıici bir mahiyet ta tilâf» dedikodulannın hiç de ömış ve 8 av cezaevinde yattıktan .şımamaktadır. İlk bakışta bu gibi nemli bir mahiyet taşımadığmı bir sonra da tahliye edilmişti Tahli mücadelelerin. bu taze ve küçük kere daha meydana çıkarmıştır. yesini müfnkıp da mahkeme ta Cumhurıyetin devam edip etmiye Kıbrıslı Türkler arasında tesanüt rafından beraet eden Kenan Us ceğı ve Kıbrısa yeni bir statünün havasının yeniden doğmasmda, ziluer Temvizin bu kararı esastan j uygulanmasım gerektirip gerektir yareti sırasında halkla ve liderler bozması üzerine aynı mahkemede | D e miyeceği hususunda endişelere se arasında çeşitli temaslar yapmıs ovenidcn vargılanmaya başlanmışî P olacağı dü.şünülürse de, tam lan ve Kıbnsa giden ilk Türk Ba' ve mütekâmil olmamakla beraber, kanı olarak büyük sevgi tezahüratı tı. dıploması için gerçekten önemli ile karşılanan Cihat Baban'm da bir başarı sayılan bugünkü hal önemli rolü olmuştur. 150.000 kişi tarını işlerinde Rus elçiliği inşaatında tarzının. yakın çeleceğe ait tehlikeleri bertaraf edecek sıgortalara mecburi olarak çahştırılacak Ekonomik sebepler vukubulan iki kaza sahip bulunduğu kabul edilmeli•• Liderler arasındaki anlaşmazlıkAnkara. 15 (CumııurıjetTcleks) dir. Rabat. 15 (a.a.) 13 bın Faslı ların, halktan gelen taleplerin yegenç hükümete, mecburi çalışma Rusların şehrımızde inşa etmektki lider teri kadar yerine getirilmemesi ve seferberliğine katılmak istedikleri te oldukları yeni Büyükelçılik bihoşnutsuzluklar nası inşaatında feci bir kaza olmuş Herkesçe de bilindiği gıbı, bu cemaat içindeki ni bıldirmişlerdir. dolayısiyle körüklendiğini yukarda vp bir Türk vatandaşı ölmüştür. gun, 100 bin kişilik Kıbrıs Türk belirtmiştik. Kıbrıstaki Türklerin Öte yandan Başbakanlık tarafınYeni Meclis binası civarında ya cemaatının iki tanınmış lideri mevdan bildirıldiğine göre, mecburi iş durumlanndan şikâyetçi olmalarıseferberliği ile toplanacak olan pılmakta olan Rus Büyükelçiliği cuttur : Cumhurbaşkanı Yardımc: nın sebebi ekonomiktir. Kjbrısta inşaatında çalışan ve Rusya'dan sı Dr. Fazıl Küçük ve Cemaat Mecyaşları 18 ile 30 arasındaki FaslıCumhuriyetin ilânından sonra, adalardan 150.(K)0 i tarım işlerinde ça hususi surette getirümiş bulunan lısi Başkanı Rauf Denktaş. Türk ya akan Ingiliz liralarının arkası Piyatro Kazmtç'ın kullanmakta ol lerle Rumlar arasında yıllarca delıştınlacaklardır. kesilmiş, iş imkânları azalmıştır. duğu greyder'in vinç kolu elinden Tarım işlerinde mecburi olarak kurtulmuş ve Fevzi Demirci'nin vam eden büyük mücadeleler sıra Bu arada 7 yıldan beri devam etsında gerçekten azımsanmıyacak mekte olan şiddetli kuraklık, taçalıştırılacak olan işçilere ücretle ölümüne sebep olmuştur. yararlıklar göstermiş olan bu iki nmla geçinen Türk köylüsünün gerinin yarısı aynen veriîecektir. Aynı gün ikinci bir hâdise olmuş samimi dost arasında. zaman za lirir.e önemli bir darbe indirmiş•• ve Musa Yatık adında bir şahıs, man küçuk bazı ihtilâflann ortaya tir. Bu yüzden muhaceret de fazlabılinmiyen bir sebepten duvardan çıktığı bir gerçektir. Fakat, bunun laşmıştır. Cumhurijetin ilânından düserek ağır surette yaralanmıştır. nedenini bu iki şahsa değil, bu şa sonra Londra'ya yerleşen Kıbrısh Savcılık her iki hâdise ile ilgili hısların başında bulunduklan ku Türklerin sayısı 15 bini bulmuştur. olarak tahkikata başlamıştır. rumlara bağlamak gerekmektedir. Ayrıca 4 bın kişi de Avustralya'ya Halkla doğrudan doğruya temasta yerleşmiştir. Bu durumun belirtiBir hırsız yakalandı Zeki Sun ismindeki şoför taksi ve halkın menfaatleri ile doğrudan leri Cihat Baban'ın ada içinde yap doğruya ilgili olan Cemaat Mecli tığı geziler sırasında da kendisini Chicago, 15 (a.a.) Dün gcce sini Fındıklı camiinin arkasına çek sinin bazı isteklerinin tam olarak göstermiş; tamamen Türklerle mes miş ve elbiselerini içerij'e bırakChicago'da patlak veren ırkçılık yerine getirilememesi. teerübeu kun bir kasaba olan Lefke'de bir hareketinden sonja, şehir polisi tıktan sonra denize girmiştir. Bu politikacı Dr. Küçük'ün Kıbrıslı genç. BasınYayın ve Turizm Bakasırada otomobüin yanına gelen Etakviye edılmiştir. Hâdise dün geTürkler arasındaki nüfuzunun kü nından, kendileri için Anavatanda ce olmuş ve 60 kadar beyaz, bir yüp Karabıyıklı ismindeki genç, çtfJt çapta sarsılmasına sebep ol iş imkânları sağlanmasını istemiştaksinin iyinde bulunan şoföriin zenci mahallesine hücum ederek muştur. Kendi cemaatınin menfa tir. zencileri dövmüşler, 16 yaşında bir pantalonu ile cebinde bulunan 124 atlerini. Anavatan Türkiye'nin lirasını çalıp kaçarken suçüstü yaçocuğu da tabancayla öldürmüşler Bütçe menfaatleriyle azami şekilde bağkalanmıştır. dir. Yeşıl Ada'nın ımkânları, gerçekten müreffeh sayılabilecek bir şekilde yaşamağa alışmış Kıbnslılara aynı hayatı idame ettirecek kadar geniş değildir. Eğitim ve din kurumları ile kooperatifler ve beledıyelerı idare etmekte olan Cemaat Meclisinin 1 railyon tngiliz Lirası olan yıllık bütçesindeki açık Türk Hükümeti tarafmdan kapatılmaktadır, ki bu en az yılda 150 bın tngiliz Lira:ı tutmaktadır. Kıb rıs Cumhuriyet Hükümetinin Türk 1 Cemaat Meclisine ayırdığı ödenek 400 bin Sterlin'dir. Kıbrıslı Türkler, Anavatan'ın kendilenne yar! dım mahiyetinde ppyderpev ödenek göndereceği yerde, bir defaya mahsus olmak üzere 500 bin tngiliz Lırası tutarında «ınkişaf kredisi> »ağlamasını ıstemektedırler. Cemaat Meclisi bu para ile işletmeciliğe giderek hem kazanç sağlamak, hem de açılacak iş imkânlan ile muhacereti önlemek arzusundadır. Türk nüfusundaki azalmanın, eelecekte «sayı» hesabı üzerine kurulmuş Kıbrıs Cumhuriyeti statüsünde yapılması muhtemel değişik lıklenn aleyhimıze tecelli etmesi gibi çok üzücü bir sonuca sebep teşkil edeceği aşıkârdır. Bu bakımdan, Kıbrıstaki Türk nüfusunun azalmasını önlıyecek tedbirlerin alınması lüzumundan bahsedilmeki tedir. Bu da Ada Türklerinin eko: nomik şartlannın muhafazası ile i pek yakından ilgilidir. Bugün Kıbrıs"ta nüfus basma düşen gelir, tsrael ile birlikte Ortadnğuda en ileri seviyeyi bulmaktadır. Bunu, bu küçücük memlekette hir bakışta göze çarpan özel otomobil bolluğundan da anlamak roumkundur. Kıbrıs Türklerinin bugünkü durumu Yazan Mücahid Beşer BIIPMM üstiine Dünyanın her yerinde filim sansürü vardır. Neden vardır, o da ayrı bir konu ya. Varsın olsun. Filîmciliğin, bütün imkânlarına, hem de büyük imkânlarına rağmen e.neklemesi, öteki sanatların eriştiği yere erişememesi belki de bu yüzdendir. Belki diyorum, bunun bir sürü sebepleri olabilir. Örneğin filim önce bir ticari ijtır. Bunu da kırmak zordur. Bütün imkânlarına rağmen bu belâlı sanatın bu halde kalması ticarate alet olmasından da ileri gelebilir. Ortada büyük bir gerçek var ki, filim çağımızda, en güçlfl, en etkili, imkânlan en çok olan bir sanattır. Uluslar gittikçe filim sanatına çok önem veriyorlar. Festivaller, boy boy sinecna dergileri, gazeteleri, ne bileyim daha bir sürü şeyler... Armağanlar. Say sayabildiğin kadar. Sonra uluslar son yıllarda büyük bir filim eğitimine de girişmişlerdir. Bize gelince, devletimiz bu büyük sanata, daha doğrusu yüzvılımızın sanatına hiç mi hiç önem vermemiştir. Devletimiz hep bu yönde gölge etmiştir. Ortaya attığı, başımıza anlayışsız bir heyula gibi diktiği filim sansürüyle de bu işin en aşağılık bir yerde kalcnasını sağlamıştır. Bizim sansür ne yapmıstırt Ne kadar kaliteli, bir diyeceği olan senaryo geçmijse eline hepsinl türlü sebeplerden dolayı reddetmiştir. Ne kadar kendinl billr, yaz dığı bir ?eye benzer yazar varsa bu sansürün kara listesine geçmistir. Filim sansürünce bu kisilere senaryo yazdınlmaması prodüktörlere salık verilmiştir. Bir ikisini dısında tutacak olursak, o bir ikisinin de yaptığı filimler pek ahım sahım şeyler değil ya, filim çeviren rejisörlerimizin hiç birisinin bir dünya görüçti, durcnus oturmuş bir tanat anlayı51, bir filim anlayısı yok. Blr egitimi yok. Yılda yüz filim yapılan Türkiyede film« su kadarcık benziyen bir filim çıkmtyor. Boğru dürüst bir şeyler yapmak istiyenlerin de ne yeterli blr kulturleri, ne yeterli bir eğitimlerl, ne de güç leri var. Bizdeki filimler, yanl su T6rk halkının görüp seyrettiği filimler birer yüz karası. Hiç bir fillmimizin ne bir gerçekle, ne insant blr seyle uzaktan yakından bir ilgisl yok. Bizim filim sansürünün asıl 5devi bu her yıl yüzlercesi piyasaya dökülen filimleri yasak etaıek olmalıydı. Gerçekten Türk halkına büyük iyilik etmis olurdu o zaman. Halbuki Türk Filim Sansürü ne yapmıştır? Ne kadar kaliteli, iyi senaryo varsa reddetmistir. Şu bizim filimlerden onbes tanesini gördüğünü söyliyen dünyanın ünlü prodüktörlerinden birisi bana dedi ki: «tnsan onuru adına bu filimler piyasaya çıkarılmamalıyd,. Filim sanatı hiç bir memlekette bu kadar aşağılık bir yerde değil. Sizin bu rejisörlerinizin, böyle filimler yapıp da halkın karşısma çıkabtlen rejisörlerinizin okur yazarhgı var mi? Ya da ömürlerinde orta halli hiç bir filim görmemişler mi?» Bu işte herkesin günahının olduğunu söyledim. Sansürün. yazarın, bilhassa prodüktörün günahı olduğunu söyledim. Sonra da düşündüm ki, iyi sanatçı, kaliteli rejisör hangl ?art altında olursa olsun bir şeyler ç> karabllir. Ya da çeker gîder. Bir Haha bu sanatın yüzüne bakmar. Koşullarmı bllmfyor değiliaa. Viran kalası hanede, diyorlar. Viran kalaiı hanenin karşısına, viran kalası sanat dikilirs* gerçek sanatcı viran kalası haneyi yakan sanatçıdır. Dünyada iyi sanatçılarrn çofu viran kalası haneyi göze alanlar arasından çıkmıçtır. Sanatta asagı yukan, viran kalası hane girince araya, hepimiz aynı seyi yapıyoruz. Filim rejlsörlerl dahs çok yapiyorlar. Yenl Anayasa çıktı. Antidecnokratik kanunlar değiçtiriliyor. Şu bizim sanlı sansür de Anayasaya göre elbette ayarlanacaktır. Blr şeyler yapmamız gerekiyor. Artık biz bile biliyoruz ki. btı fllim sanatı çagıtnınn en önemli sanatı. Buni gereken Ilglyi göstermemiî gerek. Hera r!e çok gerek. Sanyürfl t»rs çevireceğiz. Kaliteli spnarvolsr vasak edilmiveCPV. TMr yer« eelmig, bir sanat 81çüsüne varîrHS bir dünya görüsı'i. bir in.an »nlaviji olan senaristlerin eserleri yasak edilmiyecek Onlara yardım ed'lecek. Onlann cevrilmel»ri için elden gelen yspılacak. Denemelere girişen reii«örlere saygı duyulacak. Aydmlanmız ve hükümet nna elini uzatarak. Şimdiye kadar biîde bövl° bir babayigit çıkmadı ama. r'kabilir. O kalitesiz, r baldırbacakh, o > gözü yaşlı, o us dışı. o pespaye =enaryolara izin verilmiyecek. Ta? catlasa izin verilmiyecek. tnsan onuru adına, ulus »elâmeti adına izin verilmiyecek. Bunun ölçüsü ne diyeceksiniz? Runun ölçüsü o kadar zor degil. Memleketin değerli kisilerinden. yani sanatçılanndan, bilginlerinden birer kurul ortava çıkanlacak. Sonra kaliteli filim yspanlari büyük yardımlar yapıîa.cak. örppgin kaliteli filimler için Fransız hükÜTjaeti büyük para armağanlan veriyormus. Yardım yapmanm bin •ürlü çeşidi var. Araa buna sanatç''ardan. hilginlerden vapılan Fîlirn Kurulu karar verecek. Bunda yanlışlıkînr, haksızlıklar olmaz roı? Klbette olacak. Ama ötekilere bakarak çok daha az olacak. 1 Bii de filim öğretimi yapan Vnrumlara çok gereğimiz var. örne5in burslar verilebilir. Büj'ük tilim yurtlarında kabiliyetli eençler çalışabilir. Okuyabilîr. Yani dünyadaki insanlar, uluslar fîlim sanatı için ne yapıyorlarc • a, hangi yoldan gîdiyorlarsa biz de o voldan gidelim, Bu kadarı bi1P bize yeter de artar. Ne olursa olsun, bu nmır kırıcı kepazeliklere bir son verîHin. Bu Damadını öldüren vatman 7 yıla mahkum* oldu Fasta mecburi çalışnta seferberliği Amerikalılar Chicago'da bir zenci çocuğunu öldürdüler Her tedbir emniyef için... Tasarrunannizı TÜRKtYE ÎŞ BANKASI'na yatırmakla pa"rani7,ı emniyet altına almış olursunuz... aynı zamanda, senenin en zengin ikramiye çekîlişlerînde şanstnızı denersiniz. üstelik % 6,5'a kadar faiz alırsımz. V a d n l z Irtsaplarda h t r 200 Mraja, vadeil h e s a p l a r d * her W0 üraya a y n htr k ı j r ' s n u m s r a s ı Kur'a n u m a r a t a n m t ı keşidtlerden 15 g ü n e w e l b e s a b m ı z ı n b u l u n d u 9 « Ş u b i m i z d s n b ğ b i Tsaarraflanma 10 Agnstoca kadar !ş Bankamnda toplıtarak vıhn ç«kiliçİD« katılınıt: Bu fekilişteı 15 Apariman Dairesi 2 adet 100.000 llra 25 adet 5,000 lira 25 adet 1.000 lira ve 3300 kişiye çeşitli para ikramiyeleri MERİH YASA Hakkın rahınetine kavuçmuştur. Cenazesi 16.7.1961 pazar pönü öğle namazını roütaakıp Sişli Cdmîinden kaldınlarak Zinoirlikuyu Asr! mezarlığında ebedl istirahatgâhma tevdl edflecektir. Mevlâ rahmet eyllYa«a İtalya'rîa demiryolu lşçileri grevi sona erdl Roma, 15 (a.a.) Dün bütün ttal ya'da demiryoîu nakliyatmı felce uğratan 24 saatlik grev gona er miştir. Ulaştırma Bakanlığı sözcüsü. demiryolları isçilerinin yüzde 73 ünün grev emrins uyduklanm bildirmistir. KİYE ANKASI istikhalinizin pmniyeti FAAL 11M/1M5 Emniyet knvvetlfri Son zamanlarda Adada cemaatler arasındaki gergin havanın yumusamasında en büyuk faktör, muhakkak ki, Zurich Antlaşmasından ve Cumhuriyetin ilânından sonra tesis edilen üçlü emniyet kuvvetleridir. Hslen tngiltereye tanınmış iki hükümranhk bölgesine ilâveten Türk, Yunan ve Kıbrıslı per. sonelden müteşekkil 2 bin kişilik müşterek ordu, 591 kişiden müt şekkil Türk Alayı, 2 bin kişilik Yunan Aîayı ve bunlara ilâveten seferde ordu ile birlikte çalışacak olan 2 bin kişilik Emniyet kuvveti mevcuttur. Kontenjanı nüfus nispctine göre tesbit edilmiş olan min yatür Türk Alayının Adada oynadığı rol, iftihar vericidir. Paris ve Moskovada Askeri Ataşelik yapmıs, bilgili, dirayetli ve çok kuvvetli bir şahsiyete sahip olan Kurmay Albay Turgut Sunalp'in kumanda ettiği alayımız, Kıbrıslı ırktaşlarıroızın moralini kuvvetlendirmekte ve onlara istikbal endışesi duymadan yaşama imkâmnı sağlamaktadır. Lefkoşe'nin hinter lantında 338 bin metrekarelik şeh re hâkim bir araziye yerleşmiş o lan Alayımız, sayıca küçük gîbi gorünmekle beraber azımsanmıya cak bir muharebe gücune maliktir. Gösterilerini ve savaş tatbîkatını yakından görduğümüz bu küçük birlik. buyük işler basarmağa muk tedirdir. Cumhuriypt 1S45 Kısacası, yaptıgımız 6 gunlük ziyaret bizde, Kıbns Cumhuriyetinın geleceği ile ilgili endişelenn yersız olduğu ve almacak basit tedbirlerle Adadakı problemlerin kı sa zamsnda halledilmesinin müm min«.+e TJITIV S3hir)»n b'i miiiete kun bulunduğu intibaını bırakmış hiç ml »cımı»nri]T?. TASAR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear